Canon Colorado serisi, 3M™ MCS™ Garanti Programı tarafından onaylandı!

Canon Colorado serisi, 3M™ MCS™ Garanti Programı tarafından onaylandı!

Görüntüleme teknolojileri lideri Canon’un bu yılın başında başarıyla piyasaya sunduğu Colorado M serisi ve UVgel 460 beyaz mürekkebi, 3M™ MCS™ Garanti Programı tarafından onaylandı.

Bu yılın başında kullanıma sunulan Canon Colorado M serisi, grafik tasarımcıların ihtiyaçlarına göre yapılandırılabilen tamamen modüler bir platform olarak tasarlandı. Çıktı hızı ve bir modelden diğerine yükseltme seçeneği sunan iki temel modeli (M3 ve M5) içeren Colorado serisinin kullandığı UVgel mürekkepler kokusuz, ultra sağlam çıktılar üretirken, iç mekân kullanımı için tam sertifikalı, dış mekân kullanımı için ise çok dayanıklı olmasıyla öne çıkıyor. 

Güvenilir bir sektör standardı olarak tanınan ve grafikler için en kapsamlı, “her şey dahil” garantiyi temsil eden 3M MCS Garanti Programı; solma, çatlama, soyulma, kabarma, renk değişikliği ve grafik performansının diğer birçok yönüne karşı, grafiğin amaçlanan ömrü boyunca koruma sunuyor. 

Yeni, beyaz mürekkebi de dahil olmak üzere Colorado M serisi ve serinin UVgel 460 mürekkepleri, 3M MCS Garanti Programı’nın sıkı değerlendirme koşulları altında gerçekleştirilen zorlu testlerinden başarıyla geçti. Beyaz UVgel mürekkebinin 3M MCS Garanti programına dahil edilmesi; müşterilerin pencere grafikleri, etiketler, iç dekor ve birçok çok katmanlı uygulama dahil olmak üzere tüm birinci sınıf grafik yelpazesinde UVgel’in ünlü performans avantajlarından yararlanma kapsamını en üst düzeye çıkarıyor. 

3M Ticari Marka ve Ulaşım Bölümü, Grafik ve Kişisel Otomobil İşi Başkan Yardımcısı Woonsik Shim: “3M olarak grafik üreticilerine en geniş yelpazede birinci sınıf baskı çözümleri sunmaktan gurur duyuyoruz. Canon ile ortaklığımız ve büyüyen UVgel portföyü sayesinde garantinin uzatılması, kaliteye ve müşterilerimizin başarısına olan bağlılığımızı sağlamlaştırıyor” sözleriyle düşüncelerini dile getirdi. 

Canon Europe Geniş Formatlı Baskı Grubu, EMEA Pazarlama ve İnovasyon Müdürü Mathew Faulkner: “Üretimlerini geliştirmek ve yeni büyüme fırsatlarından yararlanmalarını sağlamak üzere geniş formatlı grafik üreticileriyle birlikte çalışmaya kararlıyız. Canon’un UVgel teknolojisini temel alan yeni Colorado M serisi ile yüksek değerli, beyaz mürekkep uygulamalarını kolayca işleyebilen tamamen modüler bir yazıcı platformu sunuyoruz. 3M gibi önemli ortaklarla iş birliği yaparak ve M serisi için son derece saygın 3M MCS Garantisini alarak; baskı hizmeti sağlayıcılarının en yüksek kalite standartlarını karşılamalarını, sınırsız yaratıcılık elde etmelerini, verimliliklerini ve kârlılıklarını artırmalarını sağlıyoruz. Bu kapsamda her zamankinden daha donanımlı hale geldik” diyerek konu hakkındaki görüşlerini paylaştı. 

Colorado platformunun ve patentli UVgel teknolojisinin kullanımında hızlı bir büyüme gören Canon; 2020 yılında Hollanda’nın Venlo kentindeki genel merkezinde şu anda tam kapasitede çalışan ve talebi karşılamak için üretim kapasitesini sürekli artıran yeni, son teknolojili bir mürekkep fabrikasına da yatırım yaptı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Elon Musk, Twitter’ın ismini neden değiştirdiğini anlattı – Teknoloji

Elon Musk, Twitter’ın ismini neden değiştirdiğini anlattı – Teknoloji





Eylül 2022 tarihinde Elon Musk tarafından satın alınan Twitter, 24 Temmuz’da önemli bir dönüşüm yaşadı ve yeni bir logoya ve isme kavuştu.

Elon Musk, Twitter’ı satın almadan önce zaten bu sosyal medya platformuna rakip olacak yeni bir platform kurma isteğini dile getirmişti. Hatta 1999 yılında satın aldığı “x.com” alan adını da bu amaçla kullanabileceğini açıklamıştı. Ancak Twitter’ın markasal dönüşümü ikinci gününde resmi olarak başladı ve bu süreçte Elon Musk, asıl satın alma amacını ve isim değişikliği nedenini açıkladı.

Elon Musk’ın paylaşımı şu şekilde:

“Twitter, hem ifade özgürlüğünü sağlamak hem de her şey uygulaması olan X için ‘hızlandırıcı’ olarak X Corp tarafından satın alındı. Bu, sadece adını değiştiren bir şirket değil, aynı şeyi yapan bir şirket.

Twitter adı, kuşların cıvıltısı gibi, 140 karakterlik mesajlar olduğunda mantıklıydı ancak şimdi birkaç saatlik video da dahil olmak üzere hemen hemen her şeyi gönderebilirsiniz.

Önümüzdeki aylarda, kapsamlı iletişim ve tüm finansal dünyanızı yönetme imkânı ekleyeceğiz. Twitter adı bu bağlamda bir anlam ifade etmiyor, bu yüzden kuşa veda etmeliyiz.”


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Elektronik sertifika sayısı 7,5 milyonu geçti

Elektronik sertifika sayısı 7,5 milyonu geçti

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından açıklanan 2023 yılı ilk çeyrek verilerine göre, e-imza sayısı 6,7 milyona, mobil imza sayısı ise 887 bine ulaştı. Toplamda 7,5 milyon elektronik sertifika oluşturuldu. 

BTK, 2023 yılının ilk çeyreğine ilişkin Pazar Verileri Raporu’nu yayımladı. Üretilen elektronik imza sayısı 6 milyon 672 bin 173’e yükseldi. Mobil imza sayısı ise 887 bin 43’e ulaştı. Toplamda 7 milyon 559 bin 216 elektronik sertifika oluşturuldu. 2022 yılının son çeyreğine oranla e-imza sertifika sayısında yüzde 4,1 artış, mobil imza sertifika sayısında ise yüzde 3,1 yükseliş gerçekleşti. Toplam üretilen sertifika sayısı ise bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 4 arttı. Islak imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahip e-imza, elektronik işlemlerde gönderilen bilginin yolda değişmediğini, gönderen kişiye ait olduğunu ve inkâr edilemeyeceğini garantiliyor. E-imza, ayrıca elektronik ortamda gerçekleşen işlemlerde kişilerin kimlik bilgilerinin doğruluğunu da gösteriyor.

E-imza çalışan verimliliğini artırıyor

 E-imzanın işletmelerde dokümanların imzalanma sürecini bilgisayar ve mobil ortama taşıyarak pek çok operasyonel süreci birkaç tıklama işlemi ile zamandan ve mekândan bağımsız hale getirmek için kullanılan temel öğelerden biri olduğuna dikkat çeken E-GÜVEN Genel Müdürü İlker Türkoğlu, “Günlük hayatımızda, e-imza bireylere ve işletmelere önemli avantajlar sağlıyor. Bireyler tarafında, e-devlet uygulamalarının giderek yaygınlaşması, e-imza kullanımını da artırıyor ve zamanın çok değerli olduğu günümüzde her türlü işlemin verimli, hızlı yapılabilmesini sağlıyor.  İş süreçlerini kısaltmak ve çalışanlarının verimliliğini hem ofis içinde hem ofis dışında maksimum seviyeye çıkarmak isteyen şirketler de e-imzayı bünyelerine dahil edip, iş süreçlerini hızlandırıyor. E-imza ve e-imzalı çözümler ile iş süreçlerini dijitalleştiren kurumlar kâğıt, kargolama ve arşivleme maliyetlerini de ortadan kaldırıyor. Kâğıtsız hayatı mümkün kılan, enerji, zaman ve para tasarrufu sağlayan e-imza ve çözümler, işletmelerin en değerli hazinesi olan verinin ve emeğin korunmasına yardımcı olurken, doğaya da büyük katkı sağlıyor” açıklamasında bulundu. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

 Siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektör 

 Siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektör 

HACKERLERİN HEDEF TAHTASINDAKİ 4 SEKTÖR

Pandemi sonrası dünyaya uyum sağlamaya çalışan sektörler, dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandırarak uzaktan çalışmaya olan bağlılıklarını artırdı. Bu süreçte bulut tabanlı hizmetlerden daha büyük ölçekte yararlanan şirketler, beraberinde gelen yeni zorluklar ve risklerle karşılaşmaya devam ediyor. Yeni komplikasyonlar göz önüne alındığında bazı sektörlerin daha fazla tehdit altında olduğunu ifade eden Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektörü sıralıyor.

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandıran şirketler, uzaktan çalışma modelini benimseyerek bulut tabanlı hizmetlerden daha fazla yararlanmaya başladı. Yaşanan hızlı değişim ve gelecekle ilgili süregelen belirsizlikler sonucu güvenlik zafiyeti yaşayan bazı sektörler, tehdit temelli, şirket içi ve dış etkenli saldırılara karşı kötü niyetli aktörlerin yeni hedeflemesine açık hale geliyor. Birçok şirket için, artan karşılıklı bağlantı ve küresel tedarik zincirlerine olan bağımlılık, henüz ele alınmamış ek güvenlik açıkları yaratıyor. Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, ‘’Dijital dönüşümün getirdiği yeni komplikasyonlar göz önüne alındığında bazı sektörler siber saldırılara daha açık hale geliyor.’’ açıklamasında bulunarak siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektörü sıralıyor.

1. Sağlık: Siber Tehditler için Öncelikli Hedef

Hastaneler, klinikler ve diğer sağlık hizmeti sağlayıcıları hasta verilerini, tıbbi kayıtları ve diğer kritik bilgileri yönetmek için genellikle birbirine bağlı sistemlere güveniyor. Sağlık sektörü hizmetleri kolaylaştırma çabası ve pandeminin yarattığı küresel etki nedeniyle dijital girişimlerde, tele-sağlık hizmetlerinde ve IoT cihazlarının kullanımında artışa yönelerek çarpıcı bir dijital dönüşüm yaşadı. Ancak yaşanan gelişmeler saldırı düzeyinin daha da artmasına neden olarak, kesinti süresini ya da veri kaybını göze alamayan kuruluşlardan para sızdırmak isteyen siber suçluların güvenlik açıklarından yararlanmak için sağlık sektörünün birincil hedef haline geldiği bir ortam yarattı. 2016’dan 2021’e kadar yıllık saldırılar iki katına çıktı ve PHI (özel sağlık bilgileri) riski 11 kat arttı. Hasta bakımı ve tıbbi hizmetlere erişim genişlerken, yeni dijital sistemlerin güvensiz bir şekilde entegre edilmesi de uyumsuzluk sorunları yaratarak yeni güvenlik açıklarına yol açabiliyor. 

2. Finans: Yüksek Riskliler ve Hassas Bilgiler

Bankalar, yatırım firmaları ve diğer finans kuruluşları, büyük ölçüde işledikleri veriler, hassas finansal varlıkların korunmasıyla ilgili riskler ve çok sayıda finansal işlemi kolaylaştırmaları nedeniyle, siber güvenlik olaylarından kaynaklanabilecek çok çeşitli riskler, tehditler ve regülasyonlarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Yüksek profilli bankaların dahil olduğu piyasa gelişmeleri, operasyonları durdurabilen ve finansal sistemlerde hasara yol açabilen fidye yazılımı saldırıları için daha riskli bir ortam yaratıyor. Ayrıca iş e-postalarının ele geçirilmesi (BEC) saldırılarına da çok fazla maruz kalan sektör, genellikle siber suçluların yöneticileri veya diğer yüksek rütbeli kişileri taklit ederek çalışanları para transferi yapmaları veya hassas bilgileri ifşa etmeleri için kandırmalarını içeriyor.

3. SaaS ve Yazılım: Dijital İnovasyon ve Siber Riskte Ön Cephe

Yazılım tedarik zinciri olarak dijital inovasyonun ön saflarında yer alan SaaS ve yazılım endüstrisi, siber suçluların ve devlet destekli saldırganların hedefinde yer alıyor. SaaS ve yazılım şirketlerinin risk altında olmasının bir diğer sebebi ise, bulut tabanlı hizmetler ve yapay zeka uygulamaları gibi genellikle yeni teknolojileri ilk benimseyen sektör olmasından kaynaklanıyor. İnovasyon dürtüsü ile hareket eden sektör, rekabet avantajı ve gelişmiş hizmetlere erişim sağlarken, henüz iyi anlaşılamamış yeni tehditlere ve güvenlik açıklarına da maruz kalabiliyor. Büyük oranda yeni katılımcı ve startupa sahip sektör, siber güvenlik çözümleri için yetkin personel açığı yaşarken, kaynak kısıtlamaları ve azalan bütçelerle karşılaşabiliyor. 

4. Üretim: Dijital Dönüşüm ve Ortaya Çıkan Riskler

Üretim sektörü şu anda büyük ölçüde dijital dönüşüm ve bulut tabanlı hizmet, ürün ve sistemlerin benimsenmesi yoluyla tedarik zinciri ve üretim süreçlerini modernize ediyor. Ancak, yeni dijital genişleme sürecinde olan üretim sektörü, sağlık hizmetlerinde görüldüğü gibi siber güvenlik ve risk yönetimine dikkat etmediği takdirde, bir şirketin güvenlik duruşunu azaltan ve onları siber saldırılara, güvenlik açıklarına ve kazara meydana gelen olaylara karşı daha duyarlı hale getiren yüksek miktarda risk de taşıyabiliyor.

Üretim, yalnızca finansal kazanç elde etmek isteyen kötü niyetli saldırganlar için bir hedef değil, aynı zamanda kritik altyapıyı bozmayı ve fikri mülkiyeti çalmayı amaçlayan ulus-devlet düşmanları tarafından da saldırıya uğrayabiliyor. 2021’den 2022’ye kadar üretim tesislerine yönelik saldırılar %100’ün üzerinde olarak kaydedilirken, fidye yazılımı saldırganları ise %92 oranında artış gösteriyor. Son zamanlarda birçok sektörde siber güvenliğin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar göz önüne alındığında üretime gösterilen ilgi daha sağlam siber güvenlik önlemleri gerektirebiliyor. Bu da sektörün siber güvenliğe çok daha fazla yatırım yapması gerektiği anlamına geliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

TikTok’tan Twitter ve Meta’ya karşı yeni hamle! – Teknoloji

TikTok’tan Twitter ve Meta’ya karşı yeni hamle! – Teknoloji





Sosyal medya platformlarında son dönemde hareketli günler yaşanıyor. Twitter’ın eleştiriler aldığı bir dönemde, META, Threads adlı uygulamasını kullanıma sunarak dikkat çekmişti. Ayrıca, Twitter’ın sahibi olan Elon Musk da platformda önemli değişiklikler yaparak gündeme gelmişti. Musk, “Mavi kuş” olarak bilinen simgeyi kaldırarak yerine “X” harfinin yer aldığı yeni bir logo eklemişti.

Tüm bu gelişmelerin ardından TikTok da harekete geçti ve platformda metin paylaşımına olanak tanıdı. Artık kullanıcılar, videoların yanı sıra metin de paylaşabilecekler. Ayrıca, ses, konum ve düetlerle gönderilere cevap verme imkanı da sunuluyor.

TikTok’tan konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Bu yeni özellikler sayesinde metin gönderileri herhangi bir video veya fotoğraf gönderisi kadar etkileşim alacak ve dinamik kalacak” denildi.

Geçtiğimiz ay TikTok, müzik akışı hizmetini başlatarak Spotify ve Apple Music gibi uygulamalara rakip olmuştu. Bu hamlenin, Elon Musk’ın Twitter logosunu değiştirmesinin ardından gelmesi dikkat çekici. Twitter hesabının açıklama bölümüne “X.com” yazan Musk, “X.com” adresinin artık “twitter.com”a yönlendirildiğini duyurmuştu.

Elon Musk, aynı zamanda SpaceX ve Tesla’nın da sahibi olarak biliniyor. Twitter’ı ekim ayında satın almasının ardından platformda radikal değişikliklere imza atmıştı.


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

PlayStation Project Q’nun görüntüleri sızdırıldı! – Teknoloji

PlayStation Project Q’nun görüntüleri sızdırıldı! – Teknoloji

Sony, “Project Q” olarak adlandırılan bir el cihazı geliştirdiğini duyurmuştu. Ancak cihaz hakkında detaylar resmi olarak açıklanmamıştı. Son sızıntılara göre, Project Q’nun Android işletim sistemi üzerinde çalışacağı düşünülüyor.

Cihaz, 8 inçlik bir dokunmatik ekrana sahip ve ekranda ikiye bölünmüş bir yapıya sahip. Her iki tarafa da bağlı bir DualSense denetleyicisiyle birlikte çalışacak. Ayrıca cihazda hoparlör, ses düğmeleri ve jak girişi gibi özellikler bulunuyor ve 1080p 60fps’ye kadar destek sağlanıyor.

Project Q’nun “Q Lite” olarak da adlandırılan versiyonunun, 3-4 saatlik bir pil ömrüne sahip olduğu belirtiliyor, ancak ekranın çıkarılabilir olup olmadığı hakkında henüz kesin bir bilgi yok.

Cihazın yazılımı, Qualcomm işlemcisi kullanılarak geliştirilmiş ve tipik Android özelliklerine sahip olacak, Android işletim sistemi ve uygulama çekmecesi gibi özellikler sunacak.

Sony’nin Project Q el cihazının, Android işletim sistemiyle birlikte yerel oyunlar ve bulut oyun desteği gibi farklı özellikler sunabileceği tahmin ediliyor. Şirket, cihazın bu yıl içinde piyasaya sürüleceğini açıkladı. Ancak, resmi tanıtım ve daha detaylı özellikler için resmi duyuru bekleniyor.

PlayStation Project Q'nun görüntüleri sızdırıldı - 2PlayStation Project Q'nun görüntüleri sızdırıldı - 3

Haber Kaynağı ulusal24.com

HUAWEI, 11,5 inç 144 Hz Ekranlı ve Çıkarılabilir Klavyeli MatePad Airi Satışa Sundu

HUAWEI, 11,5 inç 144 Hz Ekranlı ve Çıkarılabilir Klavyeli MatePad Airi Satışa Sundu

HUAWEI, üst düzey tablet performansını yeni çevik ve iş profesyonelleri için erişilebilir hale getiren yepyeni hafif amiral gemisi tableti HUAWEI MatePad Air’i Huawei Online Mağazası’nda satışa çıkarttı.

HUAWEI MatePad Air, önceki HUAWEI MatePad ürünlerinde görülen ikonik endüstriyel tasarımları ve üst düzey amiral gemisi ürünlerindeki Frosting Process’i miras alıyor.

Air’in yüzeyi, geleneksel cam elyaf ve plastik gibi alternatiflere göre üretilmesi daha zor ve daha maliyetli olan ultra ince cam elyaftan yapılıyor. Sadece 6,4 mm kalınlığında ve 508 g ağırlığında olan tablet, gizli anteni ve düz yüzey tasarımıyla oldukça ince.

 

Çarpıcı ve Akıcı 144 Hz HUAWEI FullView Ekran

HUAWEI MatePad Air, 2800 x 1840 piksel çözünürlüğe ve 3:2 üretkenlik oranına sahip 11,5 inç HUAWEI FullView Ekrana sahip. Tabletlerde tipik olarak 16:10 ekranda görülenden daha geniş ekran alanı sağlayarak hem ofis görevleri hem de eğlence için ideal hale geliyor.

HUAWEI MatePad Air, web sayfaları ve dosyalar arasında gezinirken kesintisiz görüntüleme için 144 Hz ekran yenileme hızını destekleyen ilk HUAWEI tablet. Ekranın P3 sinema düzeyindeki renk gamı, içeriklerin gerçek renkleriyle sunulmasını sağlıyor. Tablet, kullanım senaryosuna göre ayarlanan 30 Hz ila 144 Hz uyarlanabilir yenileme hızı aralığını destekliyor. Yenileme hızını dinamik olarak ayarlayan tablet ekranı, sürükleyici görseller ile güç verimliliği ihtiyacını dengeliyor. Ayrıca, belirli oyunlarda çözünürlüğü artıran ve daha yüksek yenileme hızıyla daha akıcı ve daha kararlı bir oyun deneyimi sağlayan SuperRender oyun motoru da bulunuyor. 144 Hz HUAWEI FullView Ekran, HUAWEI M-Pencil ile sorunsuz bir şekilde çalışarak el yazısı veya çizim yaparken gecikmeyi neredeyse sıfıra indiriyor.

 

PC Benzeri Deneyim ile Üretkenlik

Kullanıcılara tanıdık PC masaüstü uygulamalarına erişim sağlayan PC App Engine teknolojisi sayesinde artık bir tablet üzerinde çalışmak giderek yaygınlaşıyor. HUAWEI MatePad’in pencere gezdirme, pencere yakınlaştırma, dokunmatik etkileşimler, klavye ve fare etkileşimleri gibi özellikleri, bir tablette üretken kalmayı kolaylaştırıyor.

Aynı zamanda HUAWEI MatePad Air için Akıllı Manyetik Klavye, ön ve arka tarafı tamamen kaplıyor. Manyetik eşleştirme, kesintisiz şarj, sezgisel ses girişi ve 40’tan fazla kısayol tuş kombinasyonu gibi HUAWEI akıllı klavyenin özelliklerini taşımakla kalmıyor, aynı zamanda çıkarılabilir olması sayesinde iş ve yaratıcılıktan eğlenceye kadar çeşitli senaryolar için uygun hale geliyor.

HUAWEI Notes, HUAWEI tarafından geliştirilen profesyonel bir not alma uygulaması. HUAWEI M-Pencil ile çalışmak üzere tasarlanmış bir dizi gelişmiş özelliğe sahip. HUAWEI Notes ayrıca not almayı kolaylaştırmak için bölünmüş ekran notları, 15x tuval yakınlaştırma, dokunarak açılan Hızlı Notlar, kendi geliştirdiği fırçalar ve basınca duyarlı silgi gibi çok çeşitli gelişmiş özelliklerle birlikte geliyor. Bölünmüş ekran notları, Çoklu Pencere ve çok segmentli kayıt ile çoklu görevler de kolaylaşıyor.

 

Kullanımı Kolay HarmonyOS 3.1 Yeni Etkileşim Deneyimi Getiriyor

HUAWEI MatePad Air, tablet merkezli bir ofis kurulumunu kolaylaştıran ve cep telefonları, PC’ler, monitörler, Vision ürünleri, kulaklıklar ve hoparlörlerle zahmetsiz sürükle – bırak cihazlar arası iş birliğine güç veren en yeni HarmonyOS 3.1 sistemini çalıştırıyor.

Bir fikir toplayıcısı olan SuperHub, metin, resim, video ve şarkıları istediğiniz zaman sürükleyerek notlara eklemek veya metin ve resimleri hem uygulamalar hem de cihazlar arasında kopyalayıp yapıştırmak için kullanılabilir.

Çoklu Pencere ve Uygulama Çoğaltıcı özellikleri, kullanıcının tablet ile diğer cihazları arasında metin, resim, video ve diğer dosyaları aktarmasına olanak tanıyan SuperHub’a ek olarak, üretken kalırken görevler arasında geçiş yapmayı kolaylaştırıyor.

Tablet aynı anda iki çift kulaklığa da bağlanabiliyor, böylece arkadaşlarınız ve aileniz aynı içeriği dinleyebiliyor ve izleyebiliyor.

12.999 TL ile HUAWEI Online Mağaza üzerinden satışa sunulan MatePad Air, 1.000 TL değerinde sepet indirimi ve 5.496 TL değerinde FreeBuds SE, bluetooth fare, manyetik akıllı klavye ve M-Pencil hediyelerine sahip.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Eski bir Microsoft Office güvenlik açığı 2. çeyrekte altı kat daha fazla istismar edildi

Eski bir Microsoft Office güvenlik açığı 2. çeyrekte altı kat daha fazla istismar edildi

Kaspersky, Microsoft Office’teki eski bir güvenlik açığının kullanıcıları ve şirketleri hedef alan saldırganlar arasında giderek popülerlik kazandığını tespit etti. Bu yılın başından bu yana CVE-2017-11882’nin istismarı yaklaşık yüzde 500 artarak binlerce kişiyi etkiledi. Bir başka eski güvenlik açığı olan CVE-2018-0802 de siber suçluların en yaygın “silahı” olarak ortaya çıktı ve 130 binden fazla kullanıcıyı hedef aldı. Microsoft yazılımlarının eski sürümleri popülerliğini sürdürdüğünden saldırganlar için hala oldukça cazip bir hedef olmaya devam ediyor. Bu nedenle güvenilir bir güvenlik çözümü yüklemek ve yazılımınızı düzenli olarak güncellemek oldukça önemli.

Kaspersky araştırmacıları, 2023’ün ikinci çeyreği boyunca 11 binden fazla kullanıcının Microsoft Office yazılımında CVE-2017-11882 olarak bilinen eski bir güvenlik açığını istismar eden saldırılarla karşılaştığını tespit etti. Bu güvenlik açığı, saldırganların Microsoft Office belgelerindeki denklem düzenleyicisinden yararlanarak hedeflenen cihazda kötü amaçlı kodlar çalıştırmasına olanak tanıyor. Sonuç olarak kullanıcının bilgisi olmadan kötü amaçlı yazılım istenmeyen yazılımlar sisteme yüklenebiliyor. Güvenlik açığından faydalanmak için saldırganların potansiyel kurbana ya kötü amaçlı bir dosya göndermesi, ya da aynı türde dosya içeren bir web sitesi oluşturması ve ardından sosyal mühendislik tekniklerini kullanarak insanları bu dosyayı açmaya ikna etme yönünde kandırması gerekiyor.

Söz konusu güvenlik açığı uzun zaman önce tespit edilmiş ve yamanmış olmasına rağmen, bu yılın ilk çeyreğine kıyasla ikinci çeyrekte bu açığın istismarında yüzde 483’lük bir artış yaşandı. Bu endişe verici eğilim, eski güvenlik açıklarının bile hem tüketici cihazlarına hem de kuruluşların altyapılarına saldırmak için etkili bir yöntem olmaya devam ettiğini gösteriyor.

Kaspersky Kötü Amaçlı Yazılım Analisti Ekip Lideri Alexander Kolesnikov, şunları söylüyor: “Saldırganlar son zamanlarda bu açığı tekrar kullanmaya başladılar. Bunu yaparken tespit edilmekten kaçınmak için yeni gizleme teknikleri uygulamaya çalışıyor olmaları kuvvetle muhtemel. Örneğin Microsoft Office belgelerine yeni kötü amaçlı veri türleri eklemeye çalışabilirler. Ancak evrensel tespit için tasarlanmış kanıtlanmış güvenlik çözümleri bu gibi saldırıları önleyecek ve kullanıcıları koruyacaktır. Yazılım güncellemelerini ve yamaları zamanında yüklemek de aynı derecede önemlidir.” 

Exploits for vulnerabilities

The number of attacked users

CVE-2018-0802

130126

CVE-2010-2568

31091

CVE-2017-0199

13537

CVE-2017-11882

11394

CVE-2011-0105

10646

Saldırıya uğrayan kullanıcı sayısına göre belirli güvenlik açıklarına yönelik istismar tespitleri, 2023 ikinci çeyrek verileri

Saldırganlar birincil araç olarak Microsoft yazılımındaki eski güvenlik açıklarını kullanmaya devam ederken, bu yerleşik eğilimi içinde bulunduğumuz dönemde de sürdürdüler. Bunu yaparken de en fazla CVE-2018-0802 açığından yararlandılar ve 130 binden fazla kişi bununla ilgili saldırılarla karşılaştı. Bu güvenlik açığının istismarı tipik olarak, bir saldırganın özel olarak hazırlanmış bir dosya kullanarak sistemin kontrolünü ele geçirebileceği bellek bozulmasını içeren ve yukarıda bahsedilen CVE-2017-11882 ile aynı modeli takip ediyor.

CVE-2010-2568, CVE-2017-0199 ve CVE-2011-0105 de ikinci çeyrekte en sık tespit edilen açıklar listesine girdi. Bunlardan ilki özel olarak hazırlanmış bir LNK dosyası aracılığıyla kod çalıştırmayı içerirken, son ikisi Microsoft Office paketiyle ilgili.

Kaspersky uzmanları, çeşitli güvenlik açıklarının istismarıyla ilgili tehditlerden korunmak için şunları öneriyor:

Yeni güvenlik açıklarından etkilenmemek için yamaları mümkün olan en kısa sürede yükleyin. İndirildikten sonra, tehdit aktörleri artık güvenlik açığını kötüye kullanamaz. 
Tıklamadan önce bağlantıları kontrol edin. URL’yi ön izlemek için üzerine gelin ve yazım hataları veya diğer düzensizlikler olup olmadığına bakın. Bazen sahte e-postalar ve web siteleri gerçek gibi görünebilir. Bu, suçluların işlerini ne kadar iyi yaptıklarına bağlıdır. Ancak bağlantılar büyük olasılıkla yanlış olacaktır. Yazım hataları içerebilir veya sizi farklı bir yere yönlendirebilir.
Kimlik avı e-postası yoluyla bulaşma olasılığını azaltmak için uç nokta ve e-posta sunucuları için kimlik avı önleme özelliklerine sahip bir koruma çözümü kullanın. 
Şirketler için, kapsamlı bir güvenlik görünümü sunmanın yanı sıra mevcut tehditleri anında tespit etmek ve otomatik olarak yanıtlamak için uç nokta, ağ ve bulut verileri dahil olmak üzere çeşitli veri kaynaklarından telemetri toplayan Genişletilmiş Tespit ve Yanıt çözümlerini uygulayarak siber güvenlik araçlarının kullanımını optimize edin.
Kaspersky Incident Response, Kaspersky Endpoint Detection and Response Expert ve Kaspersky Managed Detection and Response gibi hizmet ve çözümleri kullanarak siber suçlular nihai hedeflerine ulaşmadan önce saldırıyı erken aşamalarda tespit edip durdurun.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

 Siber tehdit ve izleme istihbaratı olmadan siber koruma mümkün değil 

 Siber tehdit ve izleme istihbaratı olmadan siber koruma mümkün değil 

Siber tehdit istihbaratı ve izleme, modern bir siber saldırıya karşı kuruluşların hazırlıklı olma, eyleme geçirilebilir bilgi toplama ve durdurma aşamalarında kritik önem taşıyor. Birçok kuruluş, konu hakkında yeterli bilgi sahibi olmamakla birlikte, saldırıları önlemek için gereken personele ya da uzmanlığa bütçe ayırmadığı için saldırılara karşı savunmasız kalıyor. Siber koruma alanında küresel bir lider olan Acronis, kuruluşların siber tehdit istihbaratı ve izleme çözümleri hakkında bilmesi gerekenleri paylaşıyor.

Siber saldırılar artık sadece kişi ve kuruluşlar için değil, devletleri de kapsayan küresel bir tehdit haline geldi. Uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşmasıyla, korumasız ağların kullanılması ve çalışanların kendi cihazlarıyla şirket ağına bağlanması, siber tehdit istihbaratı ve izleme çözümlerine duyulan ihtiyacı her geçen gün daha fazla ortaya koyuyor. Stratejik zeka tabanlı siber tehdit istihbaratı ve izleme çözümleri, kötü amaçlı yazılım saldırılarına karşı kuruluşların güvenlik açıklarını daha iyi anlamalarına, saldırı halinde uygun önlemlerin alınmasına, şirketin ağını ve uç noktalarını gelecekteki saldırılara karşı korumalarına yardımcı oluyor. Aynı işlemlerin gerçekleştirilmesi için 8 bin 774 analistin bir yıl boyunca tam zamanlı çalışması gerekiyor. Doğru bir güvenlik duvarı oluşturmak amacıyla yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi ile çalışan siber tehdit istihbaratı ve izleme çözümleri en etkili yöntemler arasında. Siber koruma alanında küresel bir lider olan Acronis, siber tehdit istihbaratı ve izleme çözümleri hakkında bilinmesi gerekenleri paylaşıyor.

Siber Tehdit İstihbaratı Yaşam Döngüsü ve Süreci 

Sektör uzmanları, ham verileri istihbarata dönüştüren siber tehdit istihbaratı yaşam döngüsünün beş veya altı yinelemeli süreç adımı olduğunu belirtiyor. CIA ilk önce altı adımlı bir yaşam döngüsü süreci geliştirirken, diğer güvenlik uzmanları yaşam döngüsü sürecini aşağıdaki gibi birleştirerek 5 adıma indiriyor.

1. Planlama ve yön: CISO veya CSO, siber tehdit istihbarat programının amaçlarını ve hedeflerini belirliyor. Bu aşama, korunması gereken hassas bilgilerin ve iş süreçlerinin tanımlanmasını, verileri ve iş süreçlerini korumak için gereken güvenlik operasyonlarını ve neyin korunacağına öncelik verilmesini içeriyor.

2. Koleksiyon: Veriler, açık kaynak aktarımları, şirket içi tehdit istihbaratı, dikey topluluklar, ticari hizmetler ve karanlık web istihbaratı gibi birden çok kaynaktan toplanıyor.

3. İşleme: Toplanan veriler daha sonra daha fazla analiz için uygun bir formatta işleniyor.

4. Analiz: Veriler farklı kaynaklardan birleştirilerek, analistlerin kalıpları belirleyebilmesi ve bilinçli kararlar alabilmesi için eyleme geçirilebilir istihbarata dönüştürülüyor.

5. Yaygınlaştırma: Tehdit verileri analizi daha sonra uygun şekilde yayınlanıyor ve şirketin paydaşlarına veya müşterilerine dağıtılıyor.

Siber tehdit istihbarat ve yaşam döngüsü, dijital saldırılarla mücadele için tek seferlik bir süreç değil, her siber deneyimi alıp bir sonrakine uygulayan döngüsel bir süreç olarak kuruluşlara destek veriyor.

Siber Güvenlikte Tehdit Modelleme İle İlgili Yanılgılar Neler?

“Tehdit modelleme” terimi birçok kullanıcı için çeşitli yanlış anlamalara yol açabiliyor.   Bazıları bu yaklaşımın yalnızca bir uygulama tasarlanırken uygulanabileceğini ya da kod incelemesi ve sızma testi ile kolayca çözülebilen, isteğe bağlı bir görev olarak görüyor. Süreci aşırı karmaşık gereksiz bir faaliyet olarak gören kuruluşlar da bulunuyor. Acronis, genel kanı olarak yerleşen, doğru bilinen yanlışları aşağıdaki şekilde sıralıyor. 

1. Kod incelemesi ve sızma testi, tehdit modellemenin yerini tutmaz. Kod incelemesi ve sızma testi, herhangi bir uygulama geliştirme sürecinin temel bir parçası olarak koddaki hataları bulmada etkili oluyor. Ancak tehdit modellemesi ile başlatılan özel güvenlik değerlendirmeleri düzeltilmediği takdirde güvenlik ihlali yaratan karmaşık tasarım kusurlarını beraberinde getirebiliyor.

2. Tehdit modellemesi dağıtımdan sonra da yapılabilir. Tehdit modellemesini tasarım aşamasının başında başlatmak en iyi yöntem olarak görülüyor. Bu işlem, dağıtım sonrasında da ilgili yaklaşıma başvurulması gerektiği anlamına geliyor. Uygulama dağıtımdan sonra daha erişilebilir hale geldikçe yeni siber tehditler ortaya çıkabiliyor. Uygulamaya yönelik mevcut tüm tehditlerin değerlendirmesi olmadan, onu tüm olası risklere karşı güvence altına alınamıyor. Dağıtım sonrası aşamadaki zayıflıkların izlenerek uygulama için daha hızlı ve daha etkili iyileştirme sağlanabiliyor.

3. Tehdit modelleme, makul bir şekilde yaklaşılırsa karmaşık bir süreç değildir. Mevcut süreç, bir plan yapılmadan önce incelendiğinde zaman alıcı ve yorucu görünebiliyor. Ancak sistematik adımlar halinde sınıflandırıldığında uygulanabilir görevlere bölünebiliyor. Her görev bir öncekini takip ediyor. Bu nedenle “komut dosyasına” uyulduğu sürece tehdit modelleme fazla güçlük çekmeden tamamlanabiliyor.

Siber koruma, araştırma ve tehdit izleme özelliklerini tek bir çatı altında birleştiren Acronis, geliştirdiği Acronis Cyber Protect ürünü ile tüm verileri, uygulamaları ve sistemleri korumak için yedekleme ve siber güvenlik yeteneklerini tek bir çözümde birleştiriyor. Acronis, sektörde ilk kez geliştirdiği bu çözümle siber suçlara karşı mücadele ediyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

ChatGPT, Android kullanıcıları için geliyor – Teknoloji

ChatGPT, Android kullanıcıları için geliyor – Teknoloji





Kısa süre içinde milyonlarca aktif kullanıcıya ulaşarak büyük bir başarıya imza atan yapay zeka destekli araç ChatGPT, mayıs ayında iOS kullanıcıları için piyasaya sürülmüştü. Ancak, Android kullanıcıları için resmi bir uygulama henüz sunulmamıştı, bu da merakla beklenen bir gelişmeydi.

OpenAI, sosyal medya platformu Twitter üzerinden yaptığı bir duyuruyla ChatGPT’nin Android işletim sistemine sahip cihazlar için de yakın zamanda geleceğini müjdeledi. Özellikle Android cihaz kullanıcıları, önceden üçüncü parti veya resmi olmayan uygulamalarla ChatGPT’yi mobil olarak kullanmaya çalışıyordu. Ancak artık bu tarz yöntemlere başvurmak zorunda değiller, çünkü yakın gelecekte resmi bir Android uygulaması kullanıma sunulacak.

Uygulamanın genel arayüzü, iOS tarafında olduğu gibi benzer özellikler taşıyacak. Kullanıcılar, iOS sürümünde olduğu gibi Android sürümünde de ChatGPT ile etkileşime geçebilecek ve yapay zeka destekli bu aracın sunduğu özelliklerden yararlanabilecekler.


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com