Yeni Alienware Aurora R16 ile Tanışın!

Yeni Alienware Aurora R16 ile Tanışın!

Dell Technologies, Alienware’in yeni Aurora masaüstü bilgisayarını duyurdu. Oyuncuların beklentilerine yanıt vermek için yeni nesil masaüstü bilgisayarlarını oyun deneyimini zenginleştirecek şekilde geliştiren Alienware, Aurora R15 modelini yeniden tasarlayak Alienware Aurora R16’yı piyasaya sürüyor. Akustik ve termal iyileştirmeler içeren ve yerden tasarruf sağlayan bu yeni tasarımla oyuncuların Alienware’den beklediği üstün oyun performansı hedefleniyor. Aurora R16’daki başlıca yeniliklerse şöyle:

Optimize edilmiş hava akışı: Ortalama yüzde 20 daha sessiz sistem, yüzde 10’a kadar daha düşük CPU ve yüzde 6 daha düşük GPU sıcaklıkları

Yerden tasarruf: Toplam hacimde R15’e göre yaklaşık yüzde 40’a varan azalma sağlanırken, iç hacim değişmeden 25,2L olarak devam ediyor. 

Çok yönlü estetik: Farklı ortamlara uyum sağlayan evrensel tasarım

Modern bir tasarım dili olan Legend 3’ün Aurora R16’da ilk kez masaüstünde kullanılmaya başlanması, tüm bu avantajların elde edilmesini sağlıyor.

 

Daha minimal, daha verimli bir tasarıma doğru…

Aurora R16’ya daha detaylı bakıldığında, onu geliştiren   tasarımcı ve mühendislerin iki ana odak noktası olduğu görülüyor. Bunlar; performans hedeflerini karşılarken daha sessiz ve daha soğuk bir sistem sağlayan hava akışı verimliliği oluşturmak ve modern hâle getirilmiş, optimize edilmiş ve müşteri ihtiyaçlarını ön planda tutan bir tasarımla Legend’ın Future Minimal anlayışını keşfetmeye devam etmek. 

Aurora R16’ya bakıldığunda ilk fark edilen şey, kasanın sol tarafında görüntülenen ve “Stadium Loop” olarak da bilinen oval ışığı. Bu, masaüstünde dikkat çekmek için üzere tasarlanmış görsel ana cazibe merkezi olarak konumlanıyor. Stadium Loop, ana havalandırma deliği çevresi boyunca yanıyor. Bu havalandırma deliği, önceki nesle göre daha büyük bir hava girişi sağlayarak daha verimli hava akışına imkan veriyor. Stadium Loop ışığıysa bir Alienware Legend mirası olarak yerini alıyor.

Stadium Loop sayesinde ve şeffaf yan panel seçeneğiyle Aurora’nın yan tarafını yeni odak noktası hâline getirilmiş durumda. Başka bir deyişle, masaüstünün yandan görülmesi amaçlanıyor. Bu yeni bakış açısı, tasarımın geri kalanında sadeliği artırmaya, genel hacmi küçültmeye ve ön girişten daha fazla hava akışı yönlendirmeye yardımcı oluyor. Daha büyük yan ve üst havalandırma deliklerinin yanı sıra dâhilî kablo yönetiminde yapılan güncellemeleri de içeren bu iyileştirmeyle daha sessiz ve daha serin bir masaüstü için hava akışı verimliliği elde edilebiliyor.

 

Kendi sınıfının üzerindekilere meydan okuyor

Tüm hava akışı verimlilikleri sayesinde Aurora R16, hem daha küçük hem de sahip olduğu eşdeğer konfigürasyonlarla önceki aile üyelerinin performansını aşıyor. Daha geniş bir oyuncu kitlesine hitap edecek konfigürasyon seçenekleriyle R16’nın yalnızca etkili bir sürüm değil, aynı zamanda birçok kişi için Aurora deneyimine giriş olması hedefleniyor.

NVIDIA® GeForce RTX™ 40 Serisi GPU’lar
12. ve 13. Nesil Intel® Core™ masaüstü İşlemciler
Hem kablolu hem de kablosuz bağlantılar için Wi-Fi 6 (veya 6E) ve 2.5Gbps Ethernet
64GB’a kadar 5200 MT/s DDR5 Bellek veya 32GB 5600 MT/s DDR5 Bellek
8TB’a (2x4TB) kadar SSD Depolama
80 Plus Platinum dereceli Güç Kaynakları (500W veya 1000W)
Daha fazla depolama için isteğe bağlı opsiyonel 1 TB Sabit Sürücü
Windows 11 Home, bir aylık Xbox Game Pass Ultimate ile yüzlerce yüksek kaliteli oyuna erişim

 

Sıkı kalite ve doğrulama süreci sayesinde, yeni GPU ve CPU’lar zaman içinde kullanıma sunulacak. İlk başta en popüler konfigürasyonlarıyla sunulacak, daha sonra bunları genişletilecek. Aurora R16’nın tasarım, akustik ve termal iyileştirmelerinden heyecan duyuyor ancak önde gelen kartların sunduğu performansı arıyorsanız, R16’nın yıl sonundan önce piyasaya sürülen en güçlü masaüstü bilgisayar olması hedefleniyor.

Yeni Alienware Command Center 6.0 

Aurora R16, Alienware’in yeni Alienware Command Center’a sahip ilk masaüstü bilgisayarı olarak öne çıkıyor. Alienware Command Center, oyuncuların oyuna özel profiller ve temalar, aydınlatma, makrolar, ses vb. oyun için kritik olan ayarlara hızlı bir şekilde erişmelerini sağlayan merkezî bir kontrol paneli. Oyuncular, üç aydınlatma bölgesinde 16,7 milyon renk arasından seçim yapabiliyor ve kişinin tercihine uyum sağlayan, kişiselleştirilmiş bir deneyim için tüm Alienware ekosistemine genişletebiliyor.

 

Dahası…

Tıpkı popüler selefi gibi, Aurora R16 da tam garanti ve destek sunarak ve kutudan çıktığı gibi performans göstererek zahmetsiz, tak & çalıştır ve üstün bir oyun deneyimi isteyen kullanıcılar için tasarlandı. Masaüstü bilgisayar, tarihteki tüm Alienware masaüstü bilgisayarlardan daha fazla olmak üzere, en yüksek miktarda tüketici sonrası geri dönüştürülmüş plastik (yüzde 56) içeriyor ve minimum yüzde 11 geri dönüştürülmüş çelikten üretiliyor. Ayrıca kasa, çevreye duyarlı geri dönüştürülebilir ve yenilenebilir ambalajlarda gönderiliyor.

 

Fiyat Bilgisi ve Satışa Sunuma Tarihi:

Aurora R16, 3 Ağustos 2023 tarihinde Dell.com adresinden 13. Nesil Intel® Core™ i7 13700F ve NVIDIA® GeForce RTX™ 4070 grafiklerle 1749,99 USD’den başlayan fiyatlarla satışa sunulacak.
Bağışta bulunarak dünya çapındaki çocuklara daha fazla fırsat sunmak isteyenler için: 20 Temmuz – 13 Eylül tarihleri arasında her cihaz satın alımınız için Alienware, okulların internete bağlanmasına yardımcı olmak üzere UNICEF’e bağışta bulunacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Threads’in kullanıcı sayısında dramatik düşüş – Teknoloji

Threads’in kullanıcı sayısında dramatik düşüş – Teknoloji





Meta’nın Twitter rakibi uygulaması Threads, kullanıcıları elinde tutmakta zorlanıyor.

Pazar araştırma firmaları Similarweb ve Sensor Tower’ın verileri, Twitter’ın yönetimini çevreleyen kaosun yarattığı açıklıktan faydalanmaya çalışan Meta’nın karşılaştığı zorlukları belirtti.

Yüzde 82 azaldı

Sensor Tower’a göre 31 Temmuz itibariyle Threads’in günlük aktif kullanıcı sayısı lansmana kıyasla yüzde 82 azaldı ve her gün sadece sekiz milyon kullanıcı uygulamaya erişiyor. Sensor Tower’a göre bu sayı, günlük aktif kullanıcı sayısının yaklaşık 44 milyona ulaştığı uygulamanın piyasaya sürülmesinin ertesi gününden bu yana görülen en düşük sayı.

Sensor Tower, insanların uygulamayı daha az sıklıkta açtığını ve orada daha az zaman geçirdiğini de sözlerine ekledi.

Süre 2,9 dakikaya kadar geriledi

Sensor Tower’da kıdemli analist Abe Yousef, 1 Ağustos itibariyle Threads’in günlük ortalama harcama süresinin günde sadece 2,9 dakikaya düştüğünü ve insanların uygulamayı kullanarak günde sadece 2,6 oturum açtığını söyledi.


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Kafein Teknoloji den global atak

Kafein Teknoloji den global atak

Kafein Teknoloji’nin kurumların veri yönetimini güçlendiren yeni çözümü Data Touch OpenText’in global satış kataloğunda yerini aldı.

 Türkiye’nin lider teknoloji şirketlerinden Kafein Teknoloji, ileri düzeyde veri yönetimi çözümlerine olan talebi karşılamak amacıyla geliştirdiği son yazılım ürünü Data Touch’ı duyurdu. Türk mühendislik ekibiyle Data Touch’ı geliştiren şirket, hassas verilerini etkili bir şekilde yönetmek isteyen kurumlara global çapta yardımcı olacak bir veri koruma seviyesine ulaşmayı hedefliyor.

Dijitalleşmenin hız kazanmasıyla birlikte işletmeler, veri yönetimi alanında artan yeni nesil ihtiyaçlarla karşı karşıya kalıyor. Özellikle büyük kurumlar, farklı veri tabanlarında tuttukları binlerce verinin ne olduğunu ve bu verilere hangi uygulamaların nasıl ve ne zaman eriştiklerini bilmiyor ve takip edemiyorlar. Yenilikçi ürünleriyle Türkiye’nin kendi alanında öncü konumunda olan teknoloji şirketi Kafein Teknoloji, yazılım çözümleri ve veri koruma ve uyumluluk (KVKK) alanındaki liderliğiyle, kurumlar içinde hassas verilerin güvenliğini sağlamayı amaçlıyor. Yenilikçi şirket, bu vizyonla sektör bağımsız olarak tüm orta ve büyük işletmelerin kullanabileceği bir yazılım ürünü olan Data Touch’ı sundu.

Data Touch, kurumların veri tabanlarında tuttukları tüm verilerin hangi veri tabanında ve nerede olduğunu takip ederek ve hangi uygulamalar tarafından kullandığını belirleyerek veri envanterini sağlıyor. Kurumların sistemlerine tam entegre ve otomatik bir şekilde erişerek kurumların işleyişlerini kolaylaştırmayı hedefliyor. Bu sayede kurumlar, veri tabanlarındaki verileri daha iyi yönetebiliyor, veri erişimi ve kullanımını optimize edebiliyor, iş verimliliğini artırabiliyor ve gereksiz maliyetlerin önüne geçebiliyor. Ayrıca Data Touch, kişisel verilerin korunması konusunda da çözümler sunuyor. Kurumlar, hassas verileri kullanan uygulamalara özel güvenlik önlemleri alabiliyor ve veri güvenliğini sağlayabiliyorlar. İş verimliliğini artırmak için, Data Touch kurumların değişiklik analizi ve veri keşfi süreçlerini otomatize ediyor.

Kurumlara %20’ler seviyesinde maliyet ve zaman kazanımı sağlıyor

Kafein Teknoloji Ürün Geliştirme Direktörü Mehmet Ersin Bitirgen, “Kafein Teknoloji olarak, teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve bu gelişmeleri ürün geliştirme sürecimize entegre ediyoruz. Amacımız, müşterilerimize en son teknolojileri kullanarak daha iyi çözümler sunmak. Bu bağlamda hayata geçirdiğimiz ürünlerden Data Touch, kurumlara iş verimliliği ve maliyet konusunda ciddi avantajlar sağlıyor. Rakamlarla ifade etmek gerekirse, Data Touch, kurumlara değişlik analizinde ve veri keşfinde %20’ler seviyesinde maliyet ve zaman kazanımı sağlıyor. Kurumlar, bir değişiklik yaparken hangi verilerin etkileneceğini, bu verilere hangi uygulamaların eriştiğini ve değişikliklerin nasıl bir etki yaratacağını daha iyi anlayabiliyorlar. Bu sayede, hatalı değişikliklerin önüne geçebiliyor, veri uyumluluğunu sağlayabiliyor ve iş süreçlerini daha hızlı ve verimli bir şekilde yönetilebiliyorlar” şeklinde bilgi verdi.

OpenText iş birliği, Data Touch’un kullanıcı dostu bir hale gelmesini sağladı

Kafein Teknoloji bu yeni ürün özelinde OpenText  ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında Data Touch ürününü, OpenText  ürünleri ile entegre olacak şekilde geliştirdi. Bu sayede Kafein Teknoloji, OpenText’in güçlü teknolojik altyapısını, veri yönetimi ve güvenlik çözümleri ile bir araya getirerek müşterilerine daha kapsamlı bir çözüm sunuyor. Bu iş birliğinin sonucu olarak Data Touch, müşterilere daha kolay ve etkili bir kullanım deneyimi sunarak daha kullanıcı dostu bir ürün haline geldi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Amerika’da “En kötü işveren” konumunda yer alan şirketlerin sıralaması belli oldu: Apple ilk sırada! – Teknoloji

Amerika’da “En kötü işveren” konumunda yer alan şirketlerin sıralaması belli oldu: Apple ilk sırada! – Teknoloji





Amerika’nın en kötü işverenlerini belirlemek için özgeçmiş oluşturma platformu Resume.io’nun ABD’deki en iyi 100 şirketin LinkedIn verilerini incelemesi sonucu dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu.

Araştırmaya göre, Tesla, Goldman Sachs ve Mastercard gibi başarılı şirketlerin çoğu, çalışanlarını elde tutma oranları açısından en kötü 10 işveren arasında yer aldı.

Apple, listenin başında yer aldı. Dünyanın en değerli şirketi olan Apple, CEO Tim Cook yönetiminde, sadece 1.7 yıllık ortalama çalışma süresiyle en kötü işveren olarak belirlendi. Özellikle 2022’de, personelinin Meta’ya geçmesini engellemeye yönelik girişimlerde bulundu, ancak en iyi mühendislere yüklü hisse senedi ikramiyeleri teklif etmesine rağmen istifa eden çalışanlarının sayısı arttı.

Meta (Facebook) ve Amazon, 1.8 yıllık ortalama çalışma süresiyle ikinciliği paylaştı. Amazon, özellikle depo ve teslimat personeline yönelik kötü muamelesi nedeniyle eleştirilerle karşılaşıyor. Çalışanların tuvalet molası bile vermedikleri iddiaları gündeme gelmişti. Meta ise pandemi sonrası işten çıkarmalar nedeniyle çalışan memnuniyetsizliğiyle uğraşıyor.

Sağlık sigortası sağlayıcısı Elevance Health, 110 milyar dolar değeriyle dördüncü sırada yer alarak, listenin tek teknoloji alanı dışında olan şirket oldu.

Tesla, Elon Musk’un talepkâr patronluk tarzıyla biliniyor. Musk, çalışanları işten çıkarmak veya kısa süreli proje teslim tarihleri vermek konusunda eleştirilere maruz kalmıştı. Geçen yıl, uzaktan çalışmanın kabul edilemez olduğunu belirtmiş ve bazı çalışanların ofiste daha fazla zaman geçirmelerini talep etmişti.

EN KÖTÜ İŞVERENLERİN TAMAMI ŞU ŞEKİLDE LİSTELENİYOR:

1. Apple

2. Amazon ve Meta

3. Elevance Health

4. Tesla

5. AMD ve ServiseNow

6. Salesforce ve Next Era Energy

7. S&P Global ve TJX

8. Goldman Sachs

9. Abbott, Vertex ve Netflix

10. NVIDIA ve Mastercard


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Mobil Uygulamalarla Yenilikçi Pazarlama Stratejileri

Mobil Uygulamalarla Yenilikçi Pazarlama Stratejileri

Günümüzde, mobil uygulama oluşturma ve entegrasyonunun gücü giderek önem kazanıyor. Digital Exchange, markalara, işletmelere ve müşterilere küresel anlamda 360° hizmet sunarak mobil dünyada başarılı olmanın kapılarını aralıyor.

 

Günümüz dijital çağında, mobil cihazlar giderek hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Mobil cihazlar, tüketicilerin ihtiyaçlarını anında karşılamak ve hayatlarını kolaylaştırmak için büyük bir potansiyel sunuyor. Sadece haberleşme aracı olmanın ötesinde, akıllı telefonlar ve tabletler, alışverişten eğlenceye, bilgi edinmeden sosyal medya paylaşımlarına kadar birçok işlevi tek bir cihazda birleştirerek, işletmelerin de iş stratejilerini ve pazarlama yöntemlerini dönüştürmelerinde etkili oluyor. Günümüz tüketicileri, ürün ve hizmetlere dair bilgilere anında erişmek ve satın alma işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirmek istiyorlar. Mobil cihazların yaygın kullanımı, mobil uygulamaların tüketicilere daha hızlı ve kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmalarına imkân tanıyor. İşletmeler, mobil uygulamalar aracılığıyla müşteri sadakatini artırabiliyor, etkili pazarlama stratejileri uygulayabiliyor ve rekabet avantajı elde edebiliyorlar. Bu noktada, mobil uygulama oluşturma ve entegrasyonunun gücü devreye giriyor. Digital Exchange, dijital pazarlama ve teknoloji alanında öncü bir ajans olarak, markalara, işletmelere ve müşterilere küresel anlamda 360° hizmet sunarak mobil dünyada başarılı olmanın kapılarını aralıyor.

 

Markaların dijital dünyadaki varlıkları mobil uygulamalar ile güçleniyor

 

Mobil uygulamalar, işletmelerin müşterileriyle çok daha yakın bir ilişki kurmalarını ve kişiselleştirilmiş, özelleştirilmiş bir deneyim sunmalarını sağlıyor. Bu sayede, markaların müşteri memnuniyetini ve bağlılığını artırarak uzun vadeli, güçlü müşteri ilişkileri oluşturmalarına yardımcı oluyor. Özellikle müşterilerin ihtiyaçlarına uygun bir mobil deneyim sunan markalar, kullanıcı dostu arayüzleri ve hızlı işlem süreçleriyle müşterilerin kolaylıkla aradıkları ürünlere ve hizmetlere ulaşmasını sağlıyor. Müşteri sadakatini artırmada etkili bir rol üstlenen mobil uygulamalar, kullanıcıların kesintisiz bir şekilde işletmenin ürün ve hizmetlerine erişebilmelerini mümkün kılıyor. Müşterilerin ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran Digital Exchange, özelleştirilmiş, kullanıcı dostu, yüksek performanslı ve güvenli mobil uygulama çözümleriyle markaların mobil dünyadaki varlıklarını güçlendiriyor.

Neredeyse her sektörde kullanılabilen mobil uygulamalar, e-ticaret, perakende, finans, seyahat, sağlık, eğlence ve daha pek çok sektörde markaların müşterilerine daha iyi bir deneyim sunmalarını sağlıyor. İşletmelerin rakiplerinden bir adım öne geçmelerinde etkili olan mobil uygulamalar, müşterilere daha hızlı ve etkili bir hizmet sunulmasını sağlayarak tercih edilebilirliği artırıyor. Digital Exchange’in uzman ekibi, farklı sektörlerdeki markalara özel çözümler sunarak, müşterilerinin ihtiyaçlarına en uygun ve etkili mobil uygulamaların oluşturulmasını sağlıyor. Başarılı bir mobil uygulamanın anahtar özellikleri arasında, kullanıcı dostu arayüz, performans ve hız, güvenlik ve entegrasyon yer alıyor. Kullanıcı dostu arayüz, kullanıcıların istedikleri bilgilere veya ürünlere hızlıca erişmelerini sağlarken yüksek performans ve hız, hızlı yanıt süreleriyle kullanıcı memnuniyetini artırıyor. Müşteri verilerinin güvenliğini en üst düzeyde tutarak kullanıcıların kişisel bilgilerinin ve işlem geçmişlerinin koruma altına alınması ve uygulamanın mevcut sistemlerle entegre edilerek müşteri verilerinin senkronizasyonunu ve yönetimini kolaylaştırması, başarılı bir mobil uygulamanın anahtar noktaları olarak karşımıza çıkıyor.

 

Emrah Pamuk: “Markalar, kişiselleştirilmiş deneyimler sunarak müşteri sadakatini artırmanın yollarını arıyor”

 

İhracata yönelik hedef pazarlarda marka tanınırlığını artırmada, web ve mobil uyumlu uygulamalar ürünlerin profesyonel bir şekilde sergilenmesini sağlıyor. Digital Exchange’in Responsive tasarımları sayesinde, ziyaretçiler hangi cihazdan bağlanırsa bağlansın, içerikleri düzgün bir şekilde görüntüleyebiliyorlar. Ayrıca, ziyaretçileri kendi dillerinde karşılayarak, markalar hedef kitlelerinin 

önündeki bariyerleri kaldırabiliyorlar. Markaların ihracat yapmayı hedefledikleri ülkeler için SEO uyumlu uygulama içerikleri oluşturan Digital Exchange, aynı zamanda, kaliteli ve hızlı altyapı ile ziyaretçileri sıkmadan ve dikkatlerini kaybetmeden ürünler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlıyor. Digital Exchange’in uzman ekibinin geliştirdiği, iOS ve Android platformlarında çalışacak native veya web tabanlı mobil uygulamalar ile markalar müşterilerinin mobil deneyimi en üst düzeyde tutabiliyorlar.

Digital Exchange’in CEO’su Emrah Pamuk, “Mobil cihazların hayatımızdaki önemi ve etkisi gün geçtikçe artıyor. Mobil dünyanın hızla gelişmesi, işletmelerin de dijital stratejilerini ve pazarlama yöntemlerini değiştirmelerine olanak tanıyor. Markalar, müşterileriyle daha yakın bir ilişki kurarak ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunarak müşteri sadakatini artırmanın yollarını arıyor. Mobil uygulama oluşturma ve entegrasyonunda öncü bir rol oynayarak, markalar için mobil dünyada başarılı olmanın kapılarını aralıyoruz. Digital Exchange olarak, müşterilerimizin ihtiyaçlarına uygun, kullanıcı dostu, yüksek performanslı ve güvenli mobil uygulamalar ile onların dijital çağdaki varlıklarını güçlendiriyoruz. Uzman ekibimiz, farklı sektörlerdeki markalara özel çözümler sunarak, müşterilerimizin mobil dünyada bir adım öne çıkmasını sağlıyor. Mobil cihazların vazgeçilmez bir parçası olduğu bu dijital çağda, işletmelerin mobil uygulamalarla güçlenmesine yardımcı olmaktan gurur duyuyoruz.” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

 Siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektör 

 Siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektör 

HACKERLERİN HEDEF TAHTASINDAKİ 4 SEKTÖR

Pandemi sonrası dünyaya uyum sağlamaya çalışan sektörler, dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandırarak uzaktan çalışmaya olan bağlılıklarını artırdı. Bu süreçte bulut tabanlı hizmetlerden daha büyük ölçekte yararlanan şirketler, beraberinde gelen yeni zorluklar ve risklerle karşılaşmaya devam ediyor. Yeni komplikasyonlar göz önüne alındığında bazı sektörlerin daha fazla tehdit altında olduğunu ifade eden Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektörü sıralıyor.

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandıran şirketler, uzaktan çalışma modelini benimseyerek bulut tabanlı hizmetlerden daha fazla yararlanmaya başladı. Yaşanan hızlı değişim ve gelecekle ilgili süregelen belirsizlikler sonucu güvenlik zafiyeti yaşayan bazı sektörler, tehdit temelli, şirket içi ve dış etkenli saldırılara karşı kötü niyetli aktörlerin yeni hedeflemesine açık hale geliyor. Birçok şirket için, artan karşılıklı bağlantı ve küresel tedarik zincirlerine olan bağımlılık, henüz ele alınmamış ek güvenlik açıkları yaratıyor. Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, ‘’Dijital dönüşümün getirdiği yeni komplikasyonlar göz önüne alındığında bazı sektörler siber saldırılara daha açık hale geliyor.’’ açıklamasında bulunarak siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektörü sıralıyor.

1. Sağlık: Siber Tehditler için Öncelikli Hedef

Hastaneler, klinikler ve diğer sağlık hizmeti sağlayıcıları hasta verilerini, tıbbi kayıtları ve diğer kritik bilgileri yönetmek için genellikle birbirine bağlı sistemlere güveniyor. Sağlık sektörü hizmetleri kolaylaştırma çabası ve pandeminin yarattığı küresel etki nedeniyle dijital girişimlerde, tele-sağlık hizmetlerinde ve IoT cihazlarının kullanımında artışa yönelerek çarpıcı bir dijital dönüşüm yaşadı. Ancak yaşanan gelişmeler saldırı düzeyinin daha da artmasına neden olarak, kesinti süresini ya da veri kaybını göze alamayan kuruluşlardan para sızdırmak isteyen siber suçluların güvenlik açıklarından yararlanmak için sağlık sektörünün birincil hedef haline geldiği bir ortam yarattı. 2016’dan 2021’e kadar yıllık saldırılar iki katına çıktı ve PHI (özel sağlık bilgileri) riski 11 kat arttı. Hasta bakımı ve tıbbi hizmetlere erişim genişlerken, yeni dijital sistemlerin güvensiz bir şekilde entegre edilmesi de uyumsuzluk sorunları yaratarak yeni güvenlik açıklarına yol açabiliyor. 

2. Finans: Yüksek Riskliler ve Hassas Bilgiler

Bankalar, yatırım firmaları ve diğer finans kuruluşları, büyük ölçüde işledikleri veriler, hassas finansal varlıkların korunmasıyla ilgili riskler ve çok sayıda finansal işlemi kolaylaştırmaları nedeniyle, siber güvenlik olaylarından kaynaklanabilecek çok çeşitli riskler, tehditler ve regülasyonlarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Yüksek profilli bankaların dahil olduğu piyasa gelişmeleri, operasyonları durdurabilen ve finansal sistemlerde hasara yol açabilen fidye yazılımı saldırıları için daha riskli bir ortam yaratıyor. Ayrıca iş e-postalarının ele geçirilmesi (BEC) saldırılarına da çok fazla maruz kalan sektör, genellikle siber suçluların yöneticileri veya diğer yüksek rütbeli kişileri taklit ederek çalışanları para transferi yapmaları veya hassas bilgileri ifşa etmeleri için kandırmalarını içeriyor.

3. SaaS ve Yazılım: Dijital İnovasyon ve Siber Riskte Ön Cephe

Yazılım tedarik zinciri olarak dijital inovasyonun ön saflarında yer alan SaaS ve yazılım endüstrisi, siber suçluların ve devlet destekli saldırganların hedefinde yer alıyor. SaaS ve yazılım şirketlerinin risk altında olmasının bir diğer sebebi ise, bulut tabanlı hizmetler ve yapay zeka uygulamaları gibi genellikle yeni teknolojileri ilk benimseyen sektör olmasından kaynaklanıyor. İnovasyon dürtüsü ile hareket eden sektör, rekabet avantajı ve gelişmiş hizmetlere erişim sağlarken, henüz iyi anlaşılamamış yeni tehditlere ve güvenlik açıklarına da maruz kalabiliyor. Büyük oranda yeni katılımcı ve startupa sahip sektör, siber güvenlik çözümleri için yetkin personel açığı yaşarken, kaynak kısıtlamaları ve azalan bütçelerle karşılaşabiliyor. 

4. Üretim: Dijital Dönüşüm ve Ortaya Çıkan Riskler

Üretim sektörü şu anda büyük ölçüde dijital dönüşüm ve bulut tabanlı hizmet, ürün ve sistemlerin benimsenmesi yoluyla tedarik zinciri ve üretim süreçlerini modernize ediyor. Ancak, yeni dijital genişleme sürecinde olan üretim sektörü, sağlık hizmetlerinde görüldüğü gibi siber güvenlik ve risk yönetimine dikkat etmediği takdirde, bir şirketin güvenlik duruşunu azaltan ve onları siber saldırılara, güvenlik açıklarına ve kazara meydana gelen olaylara karşı daha duyarlı hale getiren yüksek miktarda risk de taşıyabiliyor.

Üretim, yalnızca finansal kazanç elde etmek isteyen kötü niyetli saldırganlar için bir hedef değil, aynı zamanda kritik altyapıyı bozmayı ve fikri mülkiyeti çalmayı amaçlayan ulus-devlet düşmanları tarafından da saldırıya uğrayabiliyor. 2021’den 2022’ye kadar üretim tesislerine yönelik saldırılar %100’ün üzerinde olarak kaydedilirken, fidye yazılımı saldırganları ise %92 oranında artış gösteriyor. Son zamanlarda birçok sektörde siber güvenliğin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar göz önüne alındığında üretime gösterilen ilgi daha sağlam siber güvenlik önlemleri gerektirebiliyor. Bu da sektörün siber güvenliğe çok daha fazla yatırım yapması gerektiği anlamına geliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Havacılık ve savunma sanayindeki uygulamalarımızla IDEF 23 fuarı nda dikkat çekeceğiz

Havacılık ve savunma sanayindeki uygulamalarımızla IDEF 23 fuarı nda dikkat çekeceğiz

Bu yıl IDEF’23 Fuarı’na kapsamlı hazırlandıklarını belirten Baycan Elektrik Genel Müdürü Engin Yılmaz, “IDEF’2023 Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nda uygulamalarımızı ve üretim proseslerimizi tanıtacağız. Türkiye’nin en büyük Savunma Sanayi ve Güvenlik Fuarı’nda yeni; özellikle yurtdışında faaliyet gösteren Havacılık ve Savunma Sanayi firmaları ile tanışmayı ve somut projeler geliştirmeyi planlıyoruz. Mevcutta TÜSAŞ, TEI, Aselsan ve Roketsan gibi Savunma Sanayi’nin önde gelen firmaları ile çalışıyoruz. İlerleyen dönemde Havacılık ve Savunma Sanayisinde yalnızca milli projelerde değil uluslararası paydaşlarla iş birliği yönünde ilerleyeceğiz. Hedefimiz kısa sürede Havacılık ve Savunma Sanayinin kablo donanım sektöründe tercih edilen tedarikçi partner firması olmak.” dedi.

IDEF’23 16’ncı Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, 25-28 Temmuz 2023 tarihlerinde İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını ziyaretçilerine açacak. T.C. Milli Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleştirilecek fuara katılacak olan Baycan Elektrik; çalışmalarını, uygulamalarını ve yeniliklerini ziyaretçileri ile paylaşacak.

56 YILDIR MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNDEN ÖDÜN VERMEDEN ÇALIŞIYORUZ

IDEF’23 Fuarı’nın Havacılık ve Savunma Sanayinin son teknolojileri ve projelerini dünya ile buluşturacak olan bir fuar. Baycan Elektrik olarak bu organizasyonun ve sektörün bir parçası olmanın gurur kaynağı olduğunu ifade eden Genel Müdür Engin Yılmaz, firmanın Erdoğan Kılıç tarafından 1967 yılında temellerinin atıldığını ve İstanbul’da 20 kişilik bir atölyede Arçelik’e sertifikalı bir tedarikçi olarak çalışmalarına başladığı bilgisini verdi. Yılmaz, “Kurulduğumuz günden bu zamana kadar Baycan Elektrik olarak müşteri memnuniyetinden ödün vermedik. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan 7.500 metrekarelik tesisimizde kablo donanımı, deneyimli AR-GE ve ÜR-GE ekibimizle tasarım desteği, prototip üretimi, elektrik, elektronik ve plastik parçaların montajı ve test süreçlerini kesintisiz bir şekilde gerçekleştiriyoruz.  Şirketimizin öncelikli değerleri arasında %100 müşteri memnuniyeti bulunuyor” dedi. 

IDEF’23 FUARI’NA HAZIRIZ, ONAYLI HAVACILIK VE SAVUNMA SANAYİ TEDARİKÇİSİ OLARAK SEKTÖRDE YERİMİZİ ALDIK

“Savunma Sanayii sektörünün bileşenlerinin buluşacağı fuarda Baycan Elektrik olarak çalışmalarımızı ziyaretçilerimize ve misafirlerimize daha yakından tanıtma ve anlatma imkânı bulacağız” diyen Yılmaz, “Türkiye’ye katma değer sağlayan ve yatırımlarımızla ülkemiz ekonomisine değer katan Baycan Elektrik olarak tüm çalışma arkadaşlarımızı ve ortaklarımızı standımıza bekliyoruz” ifadesini kullandı. Kuruluşundan bu yana Beyaz Eşya ve Otomotiv sektörleri için üretim yapan firmanın yönetim kurulu başkanı Hakan Kılıç’ın vizyonunda Havacılık ve Savunma Sanayi sektöründe yer alması için çalışmalarına yaklaşık 3 yıl önce başladıkları bilgisini veren Baycan Elektrik’in Genel Müdürü Yılmaz, “Bu süreçteki ilk yatırımlarımızdan biri şirketimizde gerekli tüm eğitimlerini tamamlamış olan bir Certified IPC Trainer (Sertifikalı IPC Eğitmeni) yetiştirmek oldu. Eğitmenimiz şimdiye kadar 50 personelimizin Certified IPC Specialist (Sertifikalı IPC Uzmanı) eğitimlerini verdi. Daha sonra AS 9100 ve IPC gereklilikleri kapsamında oluşturulmuş toplamda 500 metrekarelik Havacılık ve Savunma Sanayi tesisimizin yatırımları tamamlandı ve tesis güvenlik belgesi alındı. AS 9100 sertifikamız ile Millî Savunma Bakanlığı tarafından onaylı Havacılık ve Savunma Sanayi tedarikçisi olarak sektörde yerimizi aldık. Türkiye’de 50 yılın üstünde Beyaz Eşya ve Otomotiv sektörlerinde kablo donanımı tecrübesi ile Havacılık ve Savunma Sanayi atılımı gerçekleştiren ilk firma olduğumuzu söyleyebiliriz.’’ ifadelerini kullandı.

HAVACILIK VE SAVUNMA SANAYİNİN TERCİH EDİLEN PARTNERİ OLACAĞIZ

Hedeflerinin kısa sürede Havacılık ve Savunma Sanayi’nin kablo donanım sektöründe tercih edilen tedarikçi partner firması olmak olduğunu söyleyen Engin Yılmaz son olarak şöyle konuştu: ‘’Sektörün standartlarını, gerekliliklerini ve gelişmelerini yakından takip ediyoruz. Beyaz Eşya ve Otomotiv sektörleri için üretimlerimizde sağladığımız Yalın Üretim, Ergonomi ve Metod Zaman Ölçümü (MTM) uygulamalarımızdan edindiğimiz deneyimleri Havacılık ve Savunma Sanayideki projelerimiz ile bütünleştirdik. Dijitalleşme kapsamında Endüstri 4.0 modelini temel alan bir işletme olarak makine parkurumuzda bulunan tüm cihazların akıllı donanımlara sahip olması yönünde projelerimiz devam ediyor. Güçlü yönetim ve organizasyonel yapımız; kurumsal kimliğimiz Havacılık ve Savunma Sanayinin standartları ile birebir uyuşuyor. 

TÜSAŞ, TEI, ASELSAN VE ROKETSAN İLE ÇALIŞIYORUZ

Mevcutta TÜSAŞ, TEI, Aselsan ve Roketsan gibi Savunma Sanayinin önde gelen firmaları ile çalışıyoruz. Çalıştığımız projelerin birçoğu bu kuruluşlar ve Baycan Elektrik arasında ticari iş birlikleri ile sonuçlanıyor. Firmaların koaksiyel kablo, semi-rigid kablolar, askeri standartlara ait konnektör ve terminaller, elektrik ve elektronik teçhizatlar içeren tüm projelerine yanıt vermekteyiz. İlerleyen dönemde Havacılık ve Savunma Sanayide yalnızca milli projelerde değil uluslararası paydaşlarla da iş birliği yönünde ilerleyeceğiz.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Lenovo, Aston Martin iş birliği ile tasarlanan son teknoloji iş istasyonlarında üstün performans, güç ve hız sunuyor

Lenovo, Aston Martin iş birliği ile tasarlanan son teknoloji iş istasyonlarında üstün performans, güç ve hız sunuyor

Teknoloji devi Lenovo, Aston Martin iş birliği doğrultusunda tasarlanan yeni ThinkStation PX, P7 ve P5 ürünleri ile kullanıcılara olağanüstü düzeyde performans, güç ve hız sunuyor. Lenovo’nun, üç yeni nesil masaüstü iş istasyonunun iş birliğiyle tasarlanan yepyeni şık kasasında Intel® ve NVIDIA teknolojileri yer alıyor.

Geleceğe hazır güç ve performans 

Lenovo, şirketin şimdiye kadar ürettiği, teknolojik açıdan en gelişmiş masaüstü iş istasyonlarından üçü olan ThinkStation PX, P7 ve P5’i piyasaya çıkarıyor. Farklı sektörlerde günümüzün zorlu ve yüksek işlem hacimli iş yüklerinin ötesine geçmesi için tümüyle yenilenen bu yeni iş istasyonları, 120 çekirdeğe kadar en yeni Intel® işlemci teknolojisiyle sunulurken, üst seviye NVIDIA RTX™ profesyonel GPU işlemcilerini (Grafik İşlem Birimi) destekliyor. Bu yeni iş istasyonları ayrıca, çığır açan yepyeni kasa tasarımları ve gelişmiş termal özelliklerin yanı sıra modern uzaktan sistem izleme için BMC (Temel Kart Yönetim Denetleyicisi) özelliklerinden yararlanıyor. Sanal gerçeklik ve karma gerçeklik deneyimleri ile sanal prodüksiyonlardan makine öğrenimi, veri bilimi, bilgisayar destekli mühendislik (CAE), gerçeklik yakalama ve yapay zekâya kadar farklı alanlarda yeni nesil iş istasyonları, yeni hibrit çalışma dünyası için ölçeklenebilir ve geleceğe hazır bir biçimde giderek artan güç, performans ve hız ihtiyaçlarını karşılıyor.

Müşteri merkezli yenilikçi çözümler

Lenovo İş İstasyonu ve İstemci Yapay Zekâ İş Birimi Başkan Yardımcısı Rob Herman yeni ürünler hakkında şöyle konuştu: “Bu yeni masaüstü iş istasyonları, iş yüklerinin giderek karmaşıklaştığı günümüzde istenen iş sonuçlarını karşılamak ve müşterilerimizin geleceğe şimdiden hazır olmasını sağlamak amacıyla yenilikçi çözümler sunmak için müşteri merkezli bir açıdan özenle tasarlandı. Intel®, NVIDIA ve Aston Martin ile yakın iş birliği içinde bu yeni sistemlerin premium bir kasayı üst kalite grafik, bellek ve işlem gücüyle birleştirerek en iyi form ve işlevi sunmasını sağladık.”

Son teknoloji üç iş istasyonunu hayata geçirmek için Lenovo, yeni ThinkStation kasasını, tanınmış yüksek performanslı otomobil üreticisi ve ultra lüks araç pazarının lideri olan müşterisi Aston Martin ile birlikte tasarladı. Aston Martin’in tasarım felsefesine uygun olarak bu iş birliğiyle, Lenovo’nun ikonik kırmızı tasarım dilini yansıtmak, mümkün olan en üstün performansı sağlamak ve gelişmiş kişiselleştirme düzeylerini mümkün kılmak amaçlanıyor. Bu bağlamda, Lenovo ve Aston Martin’in tasarımcıları, iş istasyonu kullanıcılarının, en yüksek performanslı makineleri oluşturarak karmaşık iş akışlarının her aşamasını geliştirmesini sağlamak için güçlerini birleştirdi. Bu amaçla kolları sıvayan tasarım ekipleri, üstün esneklik ve gelişmiş ergonomi sağlamak için alet gerektirmeyen yeni bir kasa tasarladı.

Maksimum performans

Maksimum performansa odaklanarak geliştirilen kasanın 3 boyutlu ızgarası Aston Martin’in ikonik DBS grand tourer modelinden izler taşırken, yüksek performanslı otomotiv segmentinin tasarım özelliklerini masaüstü iş istasyonuna yansıtıyor. Tasarımı yenilenen hava kanalları ve büyütülen 3D altıgen havalandırma delikleri, Lenovo’nun patentli üç kanallı soğutma sistemiyle bir araya gelerek kesintisiz hava akışı ile maksimum soğuk hava girişi ve sıcak hava çıkışı sağlıyor. Böylece, ikonik kasa CPU, GPU, bellek ve depolama donanımının performansını en üst düzeye çıkarıyor. Bunun yanı sıra, üç yeni iş istasyonunda da yenilikçi, modüler tasarım ile kolay bakım ve esnek yükseltme özellikleri için önden erişimli sürücüler yer alıyor.

Aston Martin İş birlikleri Direktörü Cathal Loughnane iş birliğini şöyle değerlendirdi: “Lenovo’nun yeni ThinkStation kasasının tasarımı için yaptığımız iş birliği, üç yıllık muhteşem bir yolculuk oldu. Aynı zamanda Lenovo iş istasyonlarının müşterisi olarak, yüksek performanslı araçlarımızı tasarlamak ve geliştirmek için kullanacağımız yüksek performanslı sistemi tasarlamak benzersiz bir fırsat.”

Lenovo ThinkStation PX: Masaüstünden Veri Merkezine Üstün Esneklik

Lenovo’nun iş istasyonu kategorisindeki en yüksek kaliteli, amiral gemisi ürünü olan Lenovo ThinkStation PX, önceki nesil Lenovo iş istasyonlarına göre daha fazla çekirdek desteği ve genişletilebilirlikle olağanüstü güç ve performans düzeylerine ulaşıyor. Raf için optimize edilen ThinkStation PX, hem masaüstü hem de veri merkezi ortamları için gereken esnekliği sunarak bu ikisi arasında sorunsuz bir geçiş yapılmasına olanak tanıyor. Bu çok yönlü yeni iş istasyonu, gücünü 120’ye kadar CPU çekirdeği ve önceki nesle göre ortalama %53 performans artışı sağlayan en yeni 4. Nesil Intel® Xeon® Ölçeklenebilir işlemcilerden alıyor. ThinkStation PX ayrıca dört adede kadar çift yuvalı NVIDIA RTX™ 6000 Ada Nesli GPU desteğiyle kullanıcıların yaratıcı yüzey kaplama ve CAE simülasyonu dahil olmak üzere günümüzün çalışma ortamlarında bulunan en karmaşık iş akışlarını yönetip yürütmesine olanak tanıyor. Yeni masaüstü iş istasyonu, 4 TB’a kadar DDR5 bellek ve 5. Nesil PCIe geçitlerinin ultra hızlı bant genişliğiyle, ister veri merkezinde, ister ev ortamında olsun, hibrid iş akışına yönelik çok kullanıcılı sanallaştırma esnekliği sağlıyor. Bunlara ek olarak, bu iş istasyonu verimli bir 1850 W güç kaynağı ve isteğe bağlı yedek güç kaynakları sunuyor.

Lenovo ThinkStation P7: Şaşırtıcı, Tek Soketli Güç

En yeni Intel® Xeon® W işlemcilerle çığır açan yeni işlem mimarisine sahip ThinkStation P7, tek bir sokette 56 çekirdeğe kadar destekleyerek yoğun işlemci gücü gerektiren çok iş parçacıklı görevlerin üstesinden kolayca gelir. Geçmişte sunuculardan veya bulut kaynaklarından yararlanan en büyük performans ve güvenilirlik zorluklarının üstesinden gelmek için geliştirilen ThinkStation P7, aynı zamanda 4U muhafaza içerisinde çeşitli masaüstü ve veri merkezi ortamlarında kullanılmak üzere raf için optimize edilmiştir. Üç adede kadar çift yuvalı NVIDIA RTX™ 6000 Ada Nesil GPU desteğiyle ThinkStation P7, benzersiz grafikler, görselleştirme, gerçek zamanlı görüntü oluşturma, CAE ve AI performansına ihtiyaç duyan içerik üreticileri, mimarlar, tasarımcılar, mühendisler ve veri bilimciler için idealdir. ThinkStation P7, otomotiv tasarımı ve hesaplamalı akışkanlar dinamiği analizinden karmaşık video prodüksiyonu ve görüntü oluşturma iş akışlarına kadar en zorlu görevlerin üstesinden gelebilir.

Intel CCG başkanı ve Yaratıcı İşler ve İş İstasyonu Çözümleri Ekibi Genel Müdürü Roger Chandler, işlemcileri ile ilgili şunları söyledi: “Günümüzde işletmelerin yararlandığı en hızlı büyüyen iş yüklerinin tamamında daha hızlı performans sağlamak için önemli ölçüde daha yüksek çekirdek sayısıyla çığır açan yeni işlem mimarisi ve ambalajıyla yeni Xeon W işlemcileri sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu işlemciler; yaratıcı profesyoneller, mühendisler ve veri bilinciler gibi, yenilikleri üreten profesyonellere sektördeki en son yenilikleri sunmak için ihtiyaç duydukları güç ve kararlılığı sağlamak üzere geliştirildi.”

Lenovo ThinkStation P5: Çok yönlülük, güvenilirlik ve performans 

Çok çeşitli işlerde kullanılabilecek masaüstü iş istasyonu olan ThinkStation P5, çok sayıda sektör için geliştirildi ve kullanıcıların daha yüksek performans, genişletilebilirlik ve şirket içi yönetim kolaylığı talepleri doğrultusunda yeniden tasarlandı. Yeni nesil iş istasyonları, yeni tasarlanmış bir kasa, en yeni Intel® Xeon® W işlemciler ve iki adede kadar NVIDIA RTX A6000 profesyonel grafik kartı desteği sunuyor. Yüksek hızlı DDR5 bellek ve 5. Nesil PCIe bant genişliği, son kullanıcıların benzersiz ihtiyaçları için olağanüstü yapılandırılabilirlik sağlıyor. Mimarlar, tasarımcılar, mühendisler ve yaratıcı profesyoneller için optimize edilen bu iş istasyonu, BIM, karmaşık 3D CAD, gerçeklik yakalama ve coğrafi mekân görselleştirme, görsel efektler ve uç nokta dağıtımları gibi katı modelleme ve işlem gücü yoğunluklu görevlerde öne çıkıyor.

NVIDIA’da Profesyonel Görselleştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Bob Pette şöyle konuştu: “NVIDIA, masaüstü iş istasyonları için dünyanın en güçlü görüntü işleme GPU’larını sunuyor. Lenovo’nun yeni ThinkStation masaüstü sistemlerinin üçünde de sunulan bu donanım, veri bilimcilere, mühendislere ve yaratıcı profesyonellere, büyük ölçekli veri kümeleriyle çalışmak, inovasyonları daha hızlı gerçekleştirmek ve yarının yapay zekâ ve işlem yoğunluklu iş akışlarını bir üst noktaya taşımaları için gereken yüksek performanslı teknolojiyi sağlıyor.”

ThinkStation PX, P7 ve P5 iş istasyonları profesyonel olarak yönetilen en zorlu BT iş yeri ortamlarında çalışacak biçimde tasarlanırken, en önemli işletme sınıfı özellikleri ve güvenliği sağlıyor. Lenovo’nun titiz standartları ve test araçları ThinkStation Diagnostics 2.0, ThinkShield desteği, Premier Support yükseltmeleri ve üç yıl garanti, daha güvenilir ve güvenli bir biçimde çalışmak için gereken rahatlığı sunuyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Samp;P, Galata Windin ÇSY değerlendirme sonucunu 67 olarak açıkladı

Samp;P, Galata Windin ÇSY değerlendirme sonucunu 67 olarak açıkladı

S&P Global Ratings tarafından yapılan ÇSY değerlendirmesi, farklı profil başlıklarında toplam 64 baz skora ek olarak verilen +3 yeterlilik puanı ile sonuçlanarak,  Galata Wind’in enerji sektöründeki kısa ve orta vadeli gelişmelerden faydalanmak ve bunları aşmak için yeterince hazırlıklı olduğunu ortaya koyuyor. 

S&P (Standard & Poor’s) Global Ratings, Galata Wind Enerji A.Ş.’nin ÇSY (Çevre, Sosyal, Yönetişim) değerlendirme sonucunu 67 (1-100 arası) olarak açıkladı. 

Galata Wind’in aldığı 67 ÇYS değerlendirmesi sonucunu yorumlayan S&P Global Ratings; “1-100 arasında yapılan ÇSY değerlendirmesi sonuçlarında yüksek rakamlar, daha güçlü sürdürülebilirliğe işaret ediyor. Bu sonuç şirketin enerji üretim sanayinin karşı karşıya olduğu kısa ve orta vadeli gelişmelerden faydalanmak ve bunları aşmak için yeterince hazırlıklı olduğu konusundaki görüşümüzü yansıtıyor. Değerlendirmemizde, Galata Wind’in sadece yenilenebilir enerji üreten bir şirket olarak iddialı ama ulaşılabilir gördüğümüz üretim kapasitesini 2025 yılına kadar 550 megavata (MW) çıkarma hedefini göz önünde bulundurduk ve Türkiye’nin mevcut enerji karışımında fosil yakıtların yerini almasında rolü olduğuna inanıyoruz” ifadelerini paylaştı. 

S&P Global Ratings yorumunda, çok düşük doğrudan emisyonlara sahip olan ve kapsam 1 emisyonlarını 2025 yılına kadar sıfıra indirmeyi planlayan Galata Wind’in bu hedeflerinin olumlu karşılandığı da belirtildi ve şöyle denildi. “Özellikle rüzgar ve güneş santrallerinin inşası ve bakımı dışarıdan temin edildiğinden, Galata Rüzgar’ın diğer elektrik üreticilerine göre sosyal risklere doğrudan daha az maruz kaldığına inanıyoruz. Ayrıca çalışanların sağlığı ve güvenliği ile ilgili güçlü performansına dikkat çekiyoruz. Son olarak, yönetim kurulunun borsaya kote şirketler için Türk standartlarına uygun iyi yönetişim uygulamaları sergilediğini görüyoruz.   Ayrıca Galata Wind’in finansal ve finansal dışı açıklamalarının, özellikle Temmuz 2023’te ilk sürdürülebilirlik raporunu yayınladığı ve 2024’ten itibaren finansal dışı bilgileri dışarıdan temin etmeyi planladığı için, önümüzdeki yıllarda daha ayrıntılı ve sağlam hale geleceğini anlıyoruz.” 

Galata Wind, yapılan değerlendirmede Çevre başlığında; sera gazı emisyonları, atık ve kirlilik, su kullanımı, arazi kullanımı ve biyolojik çeşitlilik konularında “iyi” sonucu aldı. Sosyal başlığında; güvenlik yönetiminde “güçlü”, işgücü çeşitliliği, müşteri bağlılığı ve topluluklar değerlendirmelerinde ise “iyi” sonuçlarına ulaştı. Yönetişim başlığındaki sonuçları ise yapı ve gözetim ile kod ve değerler açısından “iyi” olarak açıklandı. 

Galata Wind temiz bir gelecek için sürdürülebilir enerji kaynaklarına yatırım yapıyor, Türkiye’nin dört bir yanındaki Gold Standard ve VCS sertifikalı rüzgâr ve güneş enerjisi santralleriyle %100 yenilenebilir enerji üreterek yılda yaklaşık 400.000 ton karbon salımı azaltımı sağlıyor.

Türkiye ekonomisine katkı sağlayan ve kurulduğu günden bu yana sürdürülebilir bir gelecek için çalışan Galata Wind, elektrik üretimini halen Balıkesir, Bandırma’da bulunan Şah Rüzgâr Santrali, Mersin, Mut’ta bulunan Mersin Rüzgâr Santrali, Bursa, Nilüfer’deki Taşpınar Rüzgâr Santrali, Çorum merkezdeki Çorum Güneş Santrali ve Erzurum Aziziye, Hınıs ve Karayazı’da bulunan Erzurum Güneş Santrali ile gerçekleştiriyor. 2022 yılında çoğunlukla rüzgar enerjisi %87 ve güneş enerjisinden %10 ürettiği elektrik satışından yaklaşık 55 milyon Euro gelir elde eden Galata Wind’in %30’u halka açık durumda.

Portföyünü sadece yenilenebilir enerji faaliyetleri ile genişleteceğini taahhüt eden şirket, evlerin, okulların, iş yerlerinin, akaryakıt istasyonlarının ve üretim merkezlerinin çatılarına da kendi enerjilerini üretmeleri amacıyla güneş enerjisi sistemleri tasarlıyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com