Bıtdefender mobile securıty androıd için en iyi güvenlik yazılımı seçildi

Bıtdefender mobile securıty androıd için en iyi güvenlik yazılımı seçildi

BITDEFENDER MOBILE SECURITY

ANDROID İÇİN EN İYİ GÜVENLİK YAZILIMI SEÇİLDİ 

 

2023’ÜN EN İYİ ANDROİD ANTİVİRÜS UYGULAMASI 

BITDEFENDER MOBILE SECURITY OLDU

 

Dünyanın en çok kullanılan mobil işletim sistemi Android, bankacılık işlemlerinden eğlenceli oyunlar oynamaya kadar hayatın her alanında yer ediniyor. 2023’ün sonunda 3,6 milyar insanın Android işletim sistemi kullanması beklenirken, bu durumdan faydalanmak isteyen birçok kötü amaçlı kişiler bulunuyor. Birleşik Krallık’ın en çok ziyaret edilen teknoloji sitesi Techradar uzmanlarının incelemeri sonucu 2023’ün en iyi mobil antivirüs çözümü seçilen Bitdefender Mobile Security, üstün korumasıyla rakiplerinden ayrılan çözümler sunuyor.

 

Günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası olan akıllı telefon ve tabletler, kullanıcılara birçok alanda çeşitlilik ve erişilebilirlik sağlıyor. Kişisel bilgiler, kredi kartı ve bankacılık işlemleri gibi hassas verileri barındıran bu cihazlar, kötü amaçlı kişiler tarafından da çeşitli saldırılara maruz kalabiliyor. 2023’ün sonunda 3,6 milyar insanın Android tabanlı cihaz sahibi olacağı göz önünde bulundurulduğunda, dünya nüfusunun yaklaşık yarısı ciddi tehlikelere karşı hedef haline geliyor. Birleşik Krallık’ın en çok ziyaret edilen teknoloji sitesi Techradar uzmanları tarafından en iyi mobil antivirüs çözümü seçilen Bitdefender Mobile Security, cihaz performansını etkilemeden siber tehditlere karşı otomatik koruma sağlıyor. Kötü amaçlı yazılımları algılama, kötü amaçları yazılımlara karşı koruma, performans ve bataryayı verimli kullanma gibi kategorilerdeki tüm testleri başarıyla geçen Bitdefender Mobile Security, tüm bu işlemleri kullanıcıyı rahatsız etmeden gerçekleştirerek rakiplerinin önüne geçiyor.

 

Sessiz Koruma, Üstün Performans

 

Bireysel ve kurumsal kullanıcılar için ödüllü antivirüs ve siber güvenlik çözümleri sunan Bitdefender Mobile Security, Birleşik Krallık’ın en çok ziyaret edilen teknoloji sitesi Techradar uzmanları tarafından en iyi mobil antivirüs çözümü seçildi. Android tabanlı akıllı telefonları ve tabletleri kötü amaçlı saldırılardan, virüslerden ve yazılımlardan koruyan Bitdefender Mobile Security, kullanıcı dostu ara yüzüyle kullanıcılarına pratik kullanım ve etkin koruma sağlıyor. Zararlı yazılım ve saldırılara karşı arka planda sessizce çalışan Bitdefender Mobile Security, kullanıcıyı rahatsız etmeden bilgilendiriyor. Bu sayede kullanıcılar, günlük işlerine ara vermeden dijital dünyada güvenli bir şekilde işlemlerini gerçekleştirebiliyor.

 

“Tehditleri Otomatik Olarak Önleyen, Etkili Bir Güç”

 

Mobil antivirüs programlarının kişileri kötü amaçlı yazımlardan koruduğunu ve cihaz performansını artırdığını belirten Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “Dijital çağın en çok kullanılan cihazları olan akıllı telefon ve tabletler, artık sadece bir iletişim aracı değil, kişisel ve bankacılık gibi hassas bilgileri barındıran özel cihazlardır. Bu bilgilere erişmek için yöntem ve taktiklerini sürekli olarak geliştiren siber saldırganlar, çevrimiçi ortamlar yoluyla ya da zararlı uygulamalarla android kullanıcılarını tehdit etmeye devam ediyor. Bu tür tehlikelere karşı cihaz performansını etkilemeden tam koruma sağlayan Bitdefender Mobile Security, kullanıcı dostu arayüzüyle etkili bir güvenlik sunuyor. Verimli batarya kullanım özelliğine sahip Bitdefender Mobile Security, cihaz kullanımına olumsuz bir etkisi bulunmadan arka planda sessiz bir şekilde çalışarak tehditleri otomatik bir şekilde önlüyor.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Otomatik yedekleme yazılımının sağladığı 5 avantaj

Otomatik yedekleme yazılımının sağladığı 5 avantaj

SİBER SALDIRILARA KARŞI 

OTOMATİK YEDEKLEME TERCİH EDİLİYOR

 

OTOMATİK YEDEKLEME YAZILIMININ SAĞLADIĞI 

5 AVANTAJ

 

Kullanıcıların çok az manuel müdahaleyle veya hiç manuel müdahale olmadan verilerini yedeklemelerine olanak tanıyan otomatik yedekleme, veri kopyalarını daha hızlı oluşturarak insan hatasına neden olabilecek karmaşık görevleri ortadan kaldırıyor. Hayati verileri yedeklemek zaman alıcı olsa da birden fazla yedekleme oluşturmak manuel olarak yapıldığında daha da fazla zaman kaybına neden oluyor. İşlem öncesinde, sırasında ve sonrasında, beklemedeki ve aktarım halindeki tüm verileri güvence altına almak için üst düzey şifreleme protokolleri uygulayan otomatik yedekleme yazılımları, bir veri kopyasının hem fiziksel hem de bulut depolama alanında güvenle tutulmasını sağlıyor. Siber koruma alanında küresel bir lider olan Acronis, otomatik yedekleme yazılımının sağladığı 5 avantajı paylaşıyor. 

 

Her yedekleme ve kurtarma stratejisi sağlam bir yedekleme sürecine dayanıyor. İster otomatik ister manuel yedekleme olsun, kritik verilerin kurtarma için hazır olacak şekilde güvenli bir depolama cihazına ulaşması hayati önem taşıyor. Yedekleme prosedürlerine olan yaklaşım uzmanlığa, zamana ve bütçeye bağlı olarak değişebiliyor. Kapsamlı bir manuel yedekleme, her adımı uygulanmadığı takdirde doğal afet, elektrik kesintisi veya siber saldırı sonrasında veri kaybına neden olabiliyor. Öte yandan otomatik yedekleme otomatik olarak çalışarak tüm önemli verilerin planlı yedeklerini oluşturuyor. Otomatik planlama, basit bir kullanıcı arayüzü sayesinde sık sık yedekleme yapmayı sağlıyor, veri kaybı riskini en aza indiriyor, kritik günlük süreçlere ve iş projelerine odaklanmak için zaman kazandırıyor.

 

Ev kullanıcıları ve küçük işletmeler için, kişisel dosyaların ve küçük miktarlardaki operasyonel verilerin harici bir sürücüye veya genel bir buluta yedeklenmesi için manuel yedekleme yeterli olabiliyor. Ancak daha büyük şirketler ve işletmeler çok miktarda veriye sahip olduğundan bu tür birimlerin manuel olarak yedeklenmesi inanılmaz derecede zahmetli hale geliyor. Bu durumda, iş sürekliliğini ve engelsiz iş süreçlerini sağlamak amacıyla günlük yedeklemeleri planlamak için özel otomatik yedekleme yazılımına güvenmek en doğru seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Siber koruma alanında küresel bir lider olan Acronis, otomatik yedekleme yazılımının sağladığı 5 avantajı paylaşıyor. 

 

1. Zaman Tasarrufu: Otomatik yedeklemeler size önemli ölçüde zaman kazandırabilir. Birkaç seçeneği ayarladığınızda yazılım, insan müdahalesi veya sürekli izleme olmadan sistemlerinizi ve verilerinizi yedekler. İşyerinde veya seyahatte verilerinizi güvenle yedekleyebilirsiniz. Yedekleme tamamlanana kadar flash sürücüleri, CD’leri vb. kontrol etmenize gerek yoktur. Ayrıca temel verilerinizin veya karmaşık adlandırma planlarınızın güncellenmiş kopyalarını nerede sakladığınızı hatırlamanıza da gerek kalmaz, böylece her yedeklemede ne olduğunu bilirsiniz. Sisteminizin tam disk görüntüsünü oluşturmanıza olanak tanıyan otomatik bir yedekleme çözümü, aynı zamanda tüm sisteminizi kurtarmanız ya da verilerinizi ve uygulamalarınızı yeni bir cihaza aktarmanız gerektiğinde zaman tasarrufu sağlar. İşletim sistemini ve uygulamaları yüklemek için zaman ve çaba harcamak yerine, tam disk görüntüsünü geri yükleyebilir ve işletim sistemlerinizi, uygulamalarınızı ve tüm verilerinizi hazır hale getirebilirsiniz.

 

2. Gelişmiş Güvenilirlik: Otomatik yedeklemenin en önemli faydalarından biri güvenilirliğidir.

Yedekleme yazılımı çözümleri, yedeklemeleri planlamanıza ve yedeklemeyi başlatmayı unutma endişesi yaşamamanıza olanak tanır. Üstelik modern otomatik yedeklemeler, yedeklemelerinizi bulutta saklamanızı sağlar, böylece nereye giderseniz gidin verilerinizin güvenilir bir kopyasına her zaman sahip olursunuz.

 

3. Pratik ve Kolay Kurulum: Veri yedeklemeleri, özellikle de verilerinizin kopyalarını düzenli olarak alıyorsanız çok zor görünebilir. Ancak otomasyon sayesinde verilerinizi düzenli olarak yedeklemek yalnızca birkaç işlem gerektirir. Çoğu kurulum, yedeklemeleri kolayca planlayabilmeniz için kullanıcı dostu bir arayüz sunar. Herhangi bir sorunla karşılaşırsanız, sorularınızı ve sorunlarınızı ele alabilecek bir BT uzmanına erişebilir ve verilerinizin korunduğunu bilmenin rahatlığını yaşayabilirsiniz.

 

4. Gelişmiş Güvenlik: Modern yedekleme ve geri yükleme çözümleri, sıfırıncı gün açıklarından kaynaklanan saldırılar da dahil olmak üzere siber saldırıların yerel yedekleme ve cihaz verilerine zarar vermesini engellemek için siber güvenlik yazılımı da gerektirebilir. Yedekleriniz yerel olarak depolanıyorsa ve bir siber saldırıya maruz kalırsanız, yerel yedeğiniz de büyük olasılıkla etkilenecektir. Bu nedenle yedeklerinizi yalnızca bulutta saklamakla kalmayıp aynı zamanda sisteminizi, dosyalarınızı ve klasörlerinizi tehditlere karşı tarayan ve siber saldırıları durduran bir yedekleme çözümünü değerlendirebilirsiniz.

 

5. Avantajlı Maliyetler: Yedekleme ve siber güvenliğin entegre edilmesi, evdeki PC veya Mac kullanıcılarına maliyet tasarrufu sağlayabilir çünkü yalnızca verilerini tamamen koruyan tek bir çözüm için ödeme yapmaları gerekir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Elon Musk, X’i (Twitter) Avrupa’da erişime kapatabilir – Teknoloji

Elon Musk, X’i (Twitter) Avrupa’da erişime kapatabilir – Teknoloji





Business Insider’ın iddiasına göre, geçen yıl 44 milyar dolar karşılığında Twitter’ı satın alan milyarder Elon Musk’ın, uygulamanın bölgedeki kullanılabilirliğini kaldırmayı ya da Avrupa Birliği’ndeki kullanıcıların uygulamaya erişimini engellemeyi düşündüğü ifade edildi. Bu durumun gerçekleşmesi halinde, Threads gibi Twitter’ın eski adı olan X de Avrupa’da erişime kapatılabilir. Dijital Hizmetler Yasası (DSA), geçtiğimiz Ağustos ayında yürürlüğe girmiş olup, X gibi büyük çevrimiçi platformların yanlış, yanıltıcı ve zararlı içerikleri denetlemesi ve kaldırması için etkili ve şeffaf sistemlere sahip olmalarını gerektiriyor. 

AB KOMİSYONU AÇIKLAMASI

AB Komisyonu Üyesi Thierry Breton, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, Komisyon’un Twitter’ın yeni yasaya uyumunu “incelediğini” ve platformdaki zararlı veya yanıltıcı bilgileri azaltma ve kaldırma faaliyetleri hakkında resmi olarak detaylı bilgi talep ettiğini belirtti. İsrail-Hamas çatışmasına ilişkin yanlış bilgi paylaşımlarının Twitter’da hızla yayılmasıyla birlikte platformun DSA’yı ihlal ettiği vurgulandı.

X’E CEZA KESİLEBİLİR

X’in nakit sıkıntısı yaşaması durumunda, DSA ihlali tespit edilirse, şirket para cezalarıyla karşı karşıya kalabilir. Komisyon, bir şirketin küresel gelirinin yüzde 6’sına kadar “periyodik ceza ödemeleri” veya para cezaları uygulayabilir.

ELON MUSK’UN İDDİASI

Ayrıca, Elon Musk’ın X’in erişimini büyük ölçüde sınırlama fikrini ilk kez ortaya atmadığı belirtildi. Öte yandan Musk’ın şirketi satın aldıktan hemen sonra maliyetleri azaltmak amacıyla X’in faaliyetlerini sadece ABD ile sınırlandırmayı önerdiği iddia edildi. İddiaya göre Musk, o dönemde henüz Twitter olarak bilinen platformun yalnızca en popüler olduğu ülkelerde, yani ABD, İngiltere ve Japonya’da faaliyet göstermesi gerektiğini de öne sürmüştü.

Apptopia’nın verilerine göre, Avrupa, X’in küresel aylık aktif kullanıcı tabanının yaklaşık %9’unu oluşturuyor. Ancak son üç ayda günlük kullanım oranları bölge genelinde %10 ila %40 arasında önemli ölçüde azalarak düşmüş durumda. Uygulamanın faaliyet gösterdiği hemen her ülkede indirme ve kullanım oranları düşüş gösterdi. Elon Musk, henüz X’i herhangi bir ülkede kapatmamış olsa da, Paris, Madrid ve Berlin’deki ofislerin kapalı olduğu ve bu nedenle Avrupa’da aslında hiçbir çalışanın kalmadığı belirtildi.


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Putin’in bahsettiği Hipersonik füze nedir? Hipersonik füze özellikleri nelerdir? Hangi ülkelerde mevcut? – Teknoloji

Putin’in bahsettiği Hipersonik füze nedir? Hipersonik füze özellikleri nelerdir? Hangi ülkelerde mevcut? – Teknoloji

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, iki uçak gemisini İsrail’e destek için Doğu Akdeniz’de konuşlandıran ABD’ye mesaj verdi. Ancak bu açıklama sonrasında hipersonik füzeler hakkında daha fazla bilgi sahibi olma ihtiyacı ortaya çıktı. Peki, hipersonik füze nedir ve özellikleri nelerdir?

HİPERSONİK FÜZE NEDİR?

Hipersonik füzeler, son derece yüksek hızlarda seyahat edebilen füzelerdir. Genellikle Mach 5 (yaklaşık 6.174 kilometre/saat) hızının üzerinde hareket ederler. İşte hipersonik füzelerin özellikleri:

HİPERSONİK FÜZENİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?



Yüksek Hız: Hipersonik füzeler, olağanüstü yüksek hızlarda hareket ederler. Bu hızlar, ses hızının çok üstündedir ve geleneksel füzelerden önemli ölçüde daha hızlıdır.


Manevra Kabiliyeti: Hipersonik füzeler, manevra yapabilme yetenekleri ile tanınırlar. Bu, hedefe ulaşırken manevra yaparak düşman savunmalarını aşma veya hedefi vurmayı zorlaştırma yetenekleri anlamına gelir.


Atmosfer İçinde Seyahat: Hipersonik füzeler, atmosferin alt tabakalarında uçabilme yeteneğine sahiptirler. Bu, uzun menzilli füzelerle karşılaştırıldığında daha fazla manevra kabiliyeti sağlar.


Hedefe Hızlı Erişim: Hipersonik füzeler, hedeflere hızla ulaşabilme yetenekleri ile dikkat çekerler. Bu, düşman hava savunma sistemlerini aşarak hedefe saldırabilme avantajı sağlar.


İnterkontinental Menzil: Bazı hipersonik füzeler, çok uzun menzillere sahiptirler ve kıtalar arası saldırılarda kullanılabilirler.


Müşterek Kullanım: Hem askeri hem de sivil alanlarda kullanım potansiyeline sahiptirler. Askeri amaçlarla roketler veya füzeler olarak kullanılabileceği gibi, uzay araştırmaları, hızlı yolculuklar ve daha fazlası için sivil amaçlarla da kullanılabilirler.

Hipersonik füzeler geleneksel silah sistemlerine göre önemli avantajlar sunarlar ve hızları ve manevra kabiliyetleri sayesinde modern savaş alanlarında etkili bir rol oynarlar.

HANGİ ÜLKELERİN ENVANTERİNDE BULUNUYOR?

Hipersonik füzeler çeşitli ülkeler tarafından geliştiriliyor veya kullanılıyor. İşte bazı ülkeler ve hipersonik füze programları:



Rusya: Rusya, hipersonik füze konusundaki çalışmalarıyla öne çıkıyor. Rusya’nın Avangard hipersonik füzesi ve Zircon hipersonik füzesi gibi sistemleri geliştirdiği ve test ettiği biliniyor.


Çin: Çin, hipersonik füze geliştirme alanında da etkili bir aktör haline geldi. DF-17 ve DF-21D gibi hipersonik füzeleri geliştirdi ve test etti.


ABD: ABD, hipersonik füze teknolojileri üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyor. ABD Hava Kuvvetleri ve Donanması, hipersonik silahlar geliştirmek için çeşitli programlar yürütüyor.


Fransa: Fransa da hipersonik füze programları üzerinde çalışıyor. Özellikle ASMP-A hipersonik füzesi, Fransız nükleer caydırıcılığının bir parçası olarak kullanılıyor.


İngiltere: İngiltere, özellikle havadan fırlatılabilen hipersonik füzeler üzerinde çalışıyor.


Hindistan: Hindistan, hipersonik füze geliştirme konusunda ilerleme kaydediyor. Hindistan’ın HSTDV (Hypersonic Technology Demonstrator Vehicle) programı bu alanda önemli bir adım.


Avustralya: Avustralya da hipersonik teknolojiler üzerine yatırım yapıyor ve birkaç hipersonik füze programına katılıyor.


Japonya: Japonya da hipersonik füze geliştirme alanında çalışmalar yürütüyor.


Almanya ve Diğer Avrupa Ülkeleri: Almanya ve diğer bazı Avrupa ülkeleri de hipersonik füze teknolojileri üzerine araştırma yapıyor.

Haber Kaynağı ulusal24.com

Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu;nun Üçüncüsü Tamamlandı

Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu;nun Üçüncüsü Tamamlandı

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve Huawei Türkiye’nin, bilişim alanında yetenekli yazılımcıların eğitimine yönelik birlikte yürüttüğü bir proje olan Huawei Türkiye Ar-Ge Kodlama Maratonu’nun üçüncüsü tamamlandı. ‘Bulut Bilişim’ kategorisinde gerçekleşen yarışmada dereceye giren üç takıma ödülleri Ankara’daki BTK Başkanlığı’nda düzenlenen törende takdim edildi.  

 

BTK iş birliği ile 25 Ağustos’ta başlayan Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu, 13 Ekim’de Ankara’da düzenlenen kapanış töreniyle sona erdi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, Huawei Türkiye Ar-Ge’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zhu Yongsheng ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanı Mustafa Ermiş’in katıldığı kapanış töreninde, maratonu başarıyla tamamlayan katılımcılar ödüllendirildi. Ödül törenine 350’den fazla öğrenci ve bilişim profesyoneli katıldı. 

 

Bulut Bilişim kategorisinde gerçekleşen yarışmada, Pyckle Rick takımından Deniz Özcan, Emre Düzgün ve Barkın Sağan birinci, Efsane Milan Kadrosu takımından Muharrem Onur Alan, Sarp Dora Yönden ve Şevval Ensarioğlu ikinci ve Mind Benders takımından Alperen Çelik, Ergün Deniz Buyruk ve Onur Malcı üçüncü olarak ipi göğüsleyen yarışmacılar arasında yer aldılar.

 

Törende bir konuşma yapan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu; “Ülkemizi ve gençlerimizi geleceğin dijital dünyasına hazırlamak hedefiyle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu olarak var gücümüzle çalışıyoruz. Gençlerimiz teknolojiyi sadece tüketen değil, aynı zamanda üreten de bireyler olarak Türkiye’nin geleceğini şekillendirecekler. Yerli ve milli üretimin değerini ve gücünü kavrayan, bilim ve teknolojiye önem vermekten kaçınmayan bir gençlik, ülkemizi uluslararası arenada daha da ileriye taşıyacak. Bu vesileyle, Huawei Türkiye ve BTK Akademi iş birliğiyle üçüncü kez gerçekleştirdiğimiz Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu’na katılan ve ödül alan gençlerimizi tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. Bu tarz yarışmaların gençlerimizin zihninde yeni ufuklar açmasını, ilham olabilmesini temenni ediyorum” dedi. 

 

Huawei Türkiye AR-GE’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zhu Yongsheng ise yaptığı konuşmada; “BTK iş birliğiyle son 3 yıldır düzenlediğimiz Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu, bilişim yeteneklerini yetiştirmeye yönelik sürekli çalışmalarımızın en değerli uygulamasıdır. BTK ile birlikte, Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu final etabını ilk kez fiziki olarak sahaya taşımaktan ve harika bir yarışma atmosferi yaratmaktan büyük onur duyuyoruz. Proje ekibinin hazırladığı ana konuların ‘Birleşmiş Milletler Sürdürülebilirlik Hedefleri’ amaçlı olması da her proje çıktısının bir kat daha değerli olmasını sağlıyor. Bu kapsamda finalistlerimiz, Huawei Bulut Bilişim hizmetlerini deneyimleme ve uygulama fırsatı yakalarken, aynı zamanda sosyal sorumluluk bilinci, küresel sorunlara yakından bakma ve çözüm üretme bilincini de kazandılar. Zorlu etapları başarıyla geçerek finale ulaşan tüm yetenekleri tebrik ediyorum” dedi. 

 

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanı Mustafa Ermiş ise konuşmasında; “Gençlerimizi geleceğin dijital dünyasına hazırlamak amacıyla, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında 9 farklı kategoride 125 bin dakikadan oluşan 234 başlıktaki eğitimimizle, ülkemizin dört bir yanındaki gençlerimize ulaşmaya gayret ediyoruz. Bulut bilişim ve yapay zeka teknolojileri günümüzde hızla gelişen ve hayatımızın her alanına nüfuz eden teknolojiler. Hem Huawei Türkiye ile üç yıldır gerçekleştirdiğimiz Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu hem de Bulut Bilişim ve Yapay Zeka Zirvesi ile bu teknolojilerin uygulama alanları, potansiyeli ve geleceği hakkında farkındalık oluşturmak niyetindeyiz. Bu alanlarda yapılan her çalışmanın ülkemizin gelişimine de önemli bir katkı sağlıyor olmasından da ayrıca mutluyuz” dedi. 

 

Huawei Türkiye Ar-Ge Kodlama Maratonu’na, Bulut Bilişim kategorisinde toplam 928 aday başvurdu. Adaylar, BTK Akademi web sitesi üzerinden çevrimiçi eğitimlerini tamamladı. Başvuranlar arasından 200 aday, beş gün boyunca Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi tarafından geliştirilen Talent Interview online sınav sistemi üzerinden, Bulut Bilişim, Yapay Zeka, Büyük Veri, CI/CD ve CodeArts alanlarında yapılan ön eleme sınavına girdi. Ön eleme sınavının ardından 30 aday, maratonun büyük finaline kalmaya hak kazandı. Üç kişilik takımların yarıştığı maratonda 10 takım, projelerini 96 saat içinde hazırlayarak jüriye sundular. En yüksek dereceyi alan ilk üç takım, Huawei Matebook D16 bilgisayar ödülünün sahibi oldu. Ayrıca, Maraton’u tamamlayan ancak dereceye giremeyen adaylara, Huawei akıllı saat hediye edildi.

 

Huawei Ar-Ge Kodlama Maratonu kapanış töreni kapsamında, ‘Yapay Zeka ve Bulut Bilişim Zirvesi’ de düzenlendi. Moderatörlüğünü BTK Teknik İşletme Daire Başkanı Orhan Koca’nın yapığı panelde, Gazi Üniversitesi Yapay Zeka Merkezi Direktörü Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu, Yapay Zeka Politikaları Derneği Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu, Logo Yazılım Yazılım Mimarisi Dönüşüm Direktörü Kamil Yıldırgan ve Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi Direktörü Boran Demirciler konuşmacı olarak yer alan isimler arasındaydı. ‘Yapay Zeka ve Bulut Bilişim Zirvesi’ katılımcıları arasında yapılan çekilişle, kazanan iki kişiye Huawei akıllı saat hediye edildi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Kaspersky, Konteyner Ortamları için Özel Güvenlik Çözümü Sunuyor

Kaspersky, Konteyner Ortamları için Özel Güvenlik Çözümü Sunuyor

Kaspersky, konteyner ortamları için tam kapsamlı bir çözüm olan Kaspersky Container Security’i (KCS) pazara sundu. Ürün, konteyner uygulamalarını geliştirme sürecinden operasyona kadar her aşamada koruma altına alıyor. Kurulumun hemen ardından kullanıma hazır olan ürün düşük maliyetiyle, kolay yaygınlaştırma özelliğiyle ve şirketin BT altyapısına kolay entegre oluşuyla öne çıkıyor. Çözüm, KasperskyHybrid Cloud Security ile birlikte hibrit ve bulut altyapıları için kapsamlı bir güvenlik ekosistemi oluşturuyor.

Konteynerleştirme, geliştiricilerin yüksek profilli uygulamaları daha hızlı bir şekilde hazırlamasına ve yaygınlaştırmasına yardımcı olması sayesinde yazılım geliştirmede giderek popüler bir seçenek haline geldi. Bu teknolojinin en büyük avantajı, adından da anlaşılacağı üzere özerk bir yapıya sahip olmasıdır. Tıpkı denizdeki konteyner gemisine yüklenmiş kargolar gibi geminin kendisinden ayrı duran, ancak gemi içinde hareket edebilen konteynerler, mikro servis adı verilen uygulamaları geliştirmek, sunmak ve yaygınlaştırmak için gereken her şeyi (ikili kod, ilişkili yapılandırılmış dosyalar, kütüphaneler ve bağımlılıklar) bir arada tutar. Bu da konteynerleştirilmiş uygulamaları kolayca taşınabilir, son derece güvenilir ve dağıtık ekipler tarafından çalıştırılabilir hale getirir.

Siber olayların sayısı arttıkça konteyner ortamlarının korunmaya ihtiyacı artıyor. Kaspersky, bu sorunu çözmek için konteyner kullanan veya kullanmayı planlayan işletmeleri korumak üzere tasarladığı, konteynerli ortamlar için özel bir çözüm olan Kaspersky Container Security’i piyasaya sürdü. Ürün, konteynerli uygulama geliştirmenin tüm aşamaları için güvenlik sağlıyor. Çözüm, geliştirme sürecinin yanı sıra runtime koruması da sunuyor. Örneğin yalnızca güvenilir konteynerlerin başlatılmasını sağlıyor, konteynerlerin içindeki uygulama ve hizmetlerin çalışmasını kontrol ediyor ve trafiği izliyor.

Kaspersky Container Security’de üç ana bileşen yer alıyor: 

‘KCS tarayıcı’, ‘KCS aracısı’ ve ‘KCS sunucusu’ yönetimi:

KCS tarayıcısı, yapılandırma dosyalarını yanlış yapılandırmalara karşı kontrol ediyor, imajları güvenlik açıkları, kötü amaçlı yazılımlar, hassas veriler için tarıyor ve bunları imaj kayıt defteri ve CI / CD platformları içindeki güvence politikalarına uygunluk açısından kontrol ediyor. 
KCS ajanı, konteynerdeki uygulamaya yönelik çeşitli saldırılara karşı koruma sağlıyor, kümelerdeki konteyner ve ağ etkileşimlerini izliyor ve tüm sistemi güvenlik standartlarına uygunluk açısından kontrol ediyor. 
Yönetici KCS sunucusu, tarayıcıdan ve aracıdan alınan verileri topluyor, müşterilerin verileri görselleştirmesine ve raporlar oluşturmasına olanak tanıyor ve diğer güvenlik çözümleriyle (ör. Kaspersky’nin KUMA’sı gibi SIEM’ler) entegre oluyor.

Kaspersky Container Security, DevSecOps organizasyon çerçevesine, CI/CD pipeline süreçlerine ve altyapısına kolayca entegre oluyor. Ayrıca hem gelişmiş DevSecOps süreçlerine sahip, hem de bunları yeni uygulamaya başlayan şirketler için DevOps korumasını güçlendirebiliyor. Çözüm ayrıca tüm aşamalardaki güvenlik ve uyumluluk kontrollerinin otomasyonu sayesinde uygulamanın piyasaya sürülmesi için öngörülebilir teslim tarihlerinin belirlenmesine olanak tanır.

Kaspersky Bulut ve Ağ Güvenliği Ürün Grubu Başkanı Timofey Titkov, şunları söylüyor: “Konteynerleştirme yeni normale karışık geliyor. Ancak buna dair riskler geleneksel uç nokta veya sanal makine güvenlik çözümleri tarafından kapsanmıyor. Konteyner ortamları özel güvenlik çözümleri gerektiriyor. Bu nedenle, en savunmasız alan olan runtime dahil olmak üzere yaşam döngüsü boyunca konteyner uygulamalarını koruyan bir çözüm olan Kaspersky Container Security’i (KCS) piyasaya sürüyoruz. KCS, müşterilerimizin geliştirmenin her aşamasında güvenliğin sağlandığı DevSecOps sürecini oluşturmalarına yardımcı oluyor. Bu lansman, Kaspersky’nin temel hedeflerinden biri olan müşterilerimizin her tür dijital varlığına kapsamlı koruma sağlama yolunda önemli bir adım. Bu ürünü müşterilerimizle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.” 

Kaspersky Container Security hakkında daha fazla bilgiyi bu bağlantıda bulabilirsiniz.

Kaspersky hakkında

Kaspersky, 1997 yılında kurulmuş küresel bir siber güvenlik ve dijital gizlilik şirketidir. Kaspersky’nin derin tehdit istihbaratı ve güvenlik uzmanlığı, dünya genelinde işletmeleri, kritik altyapıları, hükümetleri ve tüketicileri korumak için sürekli olarak yenilikçi çözümlere ve hizmetlere dönüşmektedir. Şirketin kapsamlı güvenlik portföyü, gelişmiş ve gelişen dijital tehditlerle mücadele etmek için önde gelen uç nokta koruması, özel güvenlik ürünleri ve hizmetleri ile Siber Bağışıklık çözümlerini içeriyor. 400 milyondan fazla kullanıcı Kaspersky teknolojileri tarafından korunmaktadır ve şirket 220.000’den fazla kurumsal müşterinin kendileri için en önemli olanı korumalarına yardımcı oluyoruz. kaspersky.com adresinden daha fazla bilgi edinin.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Siber Dayanıklılığı Artıracak 8 Öneri

Siber Dayanıklılığı Artıracak 8 Öneri

Siber saldırılarla başa çıkmaya hazırlıklı olmak ev ve küçük işletmelerde uğranılan saldırının etkisini azaltma konusunda önemli rol oynuyor. Siber güvenlik şirketi ESET siber saldırılara karşı alınması gereken önlemler konusunda yapılabilecekleri sıraladı.

 

Her yıl Ekim ayında kutlanan ‘Siber Güvenlik Farkındalık Ayı’ tüm kullanıcılar açısından siber güvenlik önlemlerini gözden geçirmeleri için bir olanak tanıyor.  Güçlü ve benzersiz şifre ve parolaları tercih etmek, iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) kullanmak, kimlik avı saldırılarına karşı dikkatli olmak ve siber suçluların bilinen güvenlik açıklarından yararlanmasını engellemesini sağlamak için cihazlardaki yazılımı güncellemek ilk akla gelen önlemler arasında yer alıyor. 

 

Bunlara ek olarak küçük bir işletme sahibi, kişisel kullanıcı veya bir aile bireyi olarak yapılabilecek bazı temel hazırlık adımları da var: 

 

Düzenli olarak verilerinizi yedekleyin: Saldırı veya donanım arızası durumunda veri kaybını önlemek için düzenli veri yedeklemesinin önemini vurgulayın. Mümkünse hem yerel hem de bulut tabanlı yedeklemeleri kullanın ve bu yedeklemeleri düzenli olarak test edin.

Çalışma arkadaşlarınızı ve aile üyelerini eğitin: Bu, fark ettiğiniz iyi hazırlanmış bir kimlik avı e-postasından bahsetmek kadar basit bir şey olsa bile, onları en son tehditlerden haberdar edin. Ve bir olay karşısında nasıl tepki vereceklerini bildiklerinden emin olun.

Bir olay tepki planı hazırlayın: Plan, bir siber güvenlik saldırısına nasıl müdahale edileceğini, kiminle iletişime geçileceğini ve bir saldırıyı hafifletmek ve saldırıdan kurtulmak için yapılması gerekenleri özetlemelidir. 

Haberdar olun: Haber uygulamalarındaki siber güvenlik haber kategorisini en az haftada bir kez kontrol edin. Bu kaynaklardan elde edeceğiniz en önemli bilgi, cihazlara ne zaman yama yapmak gerektiğini bilmektir. Siber güvenlik sektörü, yazılımın güncellenmesine acil ihtiyaç olduğunda sıklıkla içerik yayınlar.

Şüpheli hareketler hakkında tartışın: Herkesi şüpheli hareketler veya güvenlik olaylarını tartışmaya teşvik edin. Bunu aile içinde veya küçük bir işletmede de benimsemek, gizlenen küçük bir olayın büyük bir soruna dönüşmesini önler. 

Ardınızda bir cihaz bırakmayın: Tüm cihazların evinizde ya da iş yerinizde nerede olduğunu bilmek, onları güncel tutmanıza yardımcı olacaktır.

Hesapları ve erişimi sık sık izleyin: Abone olduğunuz bir hizmeti kullanan bir cihazdan yapılan herhangi bir bağlantı da araştırılmalıdır; bu, parolanızın ve kişisel bilgilerinizin ihlal edildiği anlamına gelebilir. 

Tüm finansal hesaplar, telefon operatörleri, internet servis sağlayıcısı ve benzeri kişilerin iletişim bilgilerini (fiziksel olarak) elinizin altında bulundurun. Bir olay meydana gelirse, kartların bloke edilmesi, SIM kartların devre dışı bırakılması veya daha fazla kötüye kullanımın önlenmesi amacıyla bu şirketlerden bazılarıyla iletişime geçmeniz gerekebilir.  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Koç Holding;in Dijital Dönüşüm Uygulamaları Dünya Ekonomik Forumu Tarafından En İyi Örnekler Arasında Gösterildi

Koç Holding;in Dijital Dönüşüm Uygulamaları Dünya Ekonomik Forumu Tarafından En İyi Örnekler Arasında Gösterildi

Koç Holding’in Dijital Dönüşüm Programı kapsamında hayata geçirdiği uygulamalar, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) düzenlediği “Lighthouses Live” etkinliğinde en iyi örnekler arasında gösterildi. 

 

Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu “Dijital dönüşümü, kültürel dönüşüm programımızın temel unsurlarından biri olarak görüyor; dönüşümün merkezine çalışma arkadaşlarımızı konumlandırıyoruz. Bu kapsamda hiyerarşinin en aza indirgendiği ve ekiplerin çok yakın çalıştığı çevik çalışma modelini benimsiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Dünya Ekonomik Forumu (WEF), küresel çaptaki lider üretim tesislerinde uygulanan teknolojilerin ve bu teknolojilerin sağladığı faydaların anlatıldığı “Lighthouses Live” etkinliğine ev sahipliği yaptı. Çevrim içi gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, 2016 yılında başlatılan Dijital Dönüşüm Programı’na ilişkin Topluluk vizyonunu ve bu kapsamda üretim tesislerinde yaygınlaştırılan teknolojik uygulamaları katılımcılarla paylaştı. Global Lighthouse Network üyelerinin en ilham verici dönüşüm örneklerini anlattığı etkinlikte Foxconn, Siemens, Henkel, Schneider Electric, Johnson & Johnson ve CATT şirketlerinin üst düzey yöneticileri de konuşmacı olarak yer aldı.

 

WEF, McKinsey ile 2018 yılında başlattığı iş birliği kapsamında Sanayi 4.0 alanında dünya lideri olan üretim tesislerini belirleyerek, bu tesisleri “Global Lighthouse Network” adını verdiği küresel ağa dâhil ediyor. Küresel ağ, sürdürülebilirliği inovasyonun merkezinde tutan üretim merkezlerini belirlemenin yanı sıra, ileri teknolojilere yatırımı özendirmeyi ve bu teknolojilerin başka şirketler tarafından benimsenmesine yardımcı olmayı da hedefliyor. Arçelik’in Romanya Çamaşır Makinesi Fabrikası, Eskişehir Buzdolabı Fabrikası ve Ford Otosan’ın Kocaeli Fabrikası, Global Lighthouse Network’teki 132 fabrika arasında yer alıyor. 

 

Teknolojilerin yaygınlaştırılması sürecinde işletme verimliliği ve performans artışı sağlayan uygulamalara odaklandıklarını söyleyen Levent Çakıroğlu, bu uygulamaların Koç Topluluğu’nun stratejik hedefleri arasında yer alan kurumsal dayanıklılık, çeviklik ve sürdürülebilir büyümeye de hizmet ettiğinin altını çizdi. Çakıroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Koç Topluluğu olarak küresel bir vizyonla işlerimizi yönetirken, rekabetçiliğimizi artırmaya, teknoloji ve inovasyon kabiliyetlerimizi geliştirmeye odaklanıyoruz. Dijital dönüşümü, kültürel dönüşüm programımızın temel unsurlarından biri olarak görüyor; dönüşümün merkezine çalışma arkadaşlarımızı konumlandırıyoruz. Bu kapsamda hiyerarşinin en aza indirgendiği ve ekiplerin çok yakın çalıştığı çevik çalışma modelini benimsiyoruz. Çünkü dijital dönüşüm hızlı adaptasyon ve aksiyon gerektiriyor.”

 

Dijital dönüşüm sürecinde paydaşlarla iş birliğinin önemine vurgu yapan Çakıroğlu, “Bu yolculukta sahip olduğumuz teknolojik altyapıyı paydaşlarımıza sunarak, onların dijital yetkinliklerini geliştirmeyi hedefliyoruz. Arçelik, Türkiye’nin üretim teknolojileri alanındaki ilk Ar-Ge Merkezi olan Atölye 4.0’da farklı teknoloji sağlayıcılar, start-up’lar, akademik kurumlar, KOBİ’ler ve tedarikçilerle çalışmalarını sürdürüyor. Öte yandan Ford Otosan ve Arçelik, dijitalleşmeyi tüm ekosistemine yaygınlaştırmak için tedarikçilerinin dijital dönüşümünü destekliyor” ifadelerini kullandı. Mobil otomasyon sistemlerinin yanı sıra yapay zekâ tabanlı enerji yönetimi ve kalite kontrol sistemlerinin teknoloji üssü olan fabrikalarında hızla yaygınlaştırdıklarına dikkat çeken Çakıroğlu, üretim hatlarının ve teçhizatlarının dijital ikizlerinin oluşturulması sayesinde üretim sürelerinde azalma ve verimlilik artışı sağladıklarını söyledi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

10 kentilyon dolar değerinde göktaşına ilk uzay aracı fırlatıldı – Teknoloji

10 kentilyon dolar değerinde göktaşına ilk uzay aracı fırlatıldı – Teknoloji





Mevcut programa göre araç, Elon Musk’ın uzay firması SpaceX’e ait Falcon Heavy roketiyle ABD’nin Florida eyaletindeki Kennedy Uzay Merkezi’nden fırlatılacak.

NASA’nın YouTube kanalında canlı yayımlanacak fırlatmanın Türkiye saatiyle 17.19’da başlaması bekleniyor.

Uzmanlar, Mars ile Jüpiter arasındaki asteroit kuşağında bulunan ve yaklaşık 200 kilometre genişliğinde olan göktaşının M tipi asteroitlerin en büyüğü olduğunu ifade ediyor.

Psyche adı verilen asteroit, bilinen en değerli asteroitlerden biridir ve diğer silikat kayaçlardan ziyade demir ve nikel gibi kıymetli madenlerden oluşmaktadır. Bu sebeple, göktaşının yaklaşık %60’ının metal olduğu tahmin edilmektedir.

Bazı bilim insanları, Psyche’nin tam 10 kentilyon dolar değerinde olduğunu öne sürmüştü. Fakat, göktaşının beklenen değerine sahip olmayabileceği ihtimali hala tartışma konusudur. Örneğin, ABD’deki Purdue ve Brown üniversitelerinden araştırmacılar, asteroitteki demir yoğunluğunun tahmin edilenden daha az olabileceğini ve dolayısıyla değerinin de daha düşük olabileceğini savunmaktadır.

Bu gizemi çözmek için uzay aracının Psyche adlı göktaşına yakından incelemelerde bulunması gerekmektedir. Psyche’nin çapı yaklaşık 225 kilometredir ve yüzey alanı yaklaşık 165,800 kilometrekare olarak bilinmektedir.

Bilim insanları, Psyche’nin bir zamanlar genç bir gezegen benzeri yapıya sahip olduğunu ve daha sonra yeni oluşan Güneş’in etrafında dönmeye başladığını düşünmektedir.

 

BİLİNEN EN PAHALI GÖKTAŞI

Uzay aracının Temmuz 2029’da Psyche adlı göktaşına ulaşması ve bir ay içinde araştırmalarına başlaması planlanmaktadır.

Aracın birincil görevleri, iki yıllık bir süre boyunca Psyche’nin görüntülerini kaydetmek, yüzey haritasını çıkarmak ve göktaşının oluşumunda rol oynayan kimyasal süreçleri keşfetmektir. Bu inceleme, Dünya dahil olmak üzere tüm karasal gezegenlerin iç yapılarının nasıl oluştuğuna dair önemli bilgiler sunabilir.

Uzay aracının ikincil bir görevi de olacak. Bu görev kapsamında, NASA’nın Derin Uzay Optik İletişimi sistemi test edilecektir. Bu sistem, Ay’ın yörüngesinin ötesinde yüksek bant genişliğine sahip iletişimi sağlayan lazerleri içermektedir. Bu teknoloji, derin uzay görevlerinde elde edilen verilerin Dünya’ya daha hızlı bir şekilde iletilmesini hedeflemektedir. Bu sistem, Psyche misyonunun ilk iki yılında test edilecektir.

NASA’nın Güney Kaliforniya’daki Jet İtki Laboratuvarı’ndan görev alan Henry Stone, “Ekip, uzay aracını türünün tek örneği olan bir asteroide yönlendireceği yolculuğa hazırlamak için sürekli bir çaba içerisinde” dedi. Tüm uzay aracı sistemleri, bilimsel araçlar ve yazılımlar entegre edilerek kapsamlı bir şekilde test edildi. Fırlatmayı ve önemlisi, misyonun hedeflerine ulaşmasını heyecanla bekliyoruz.” şeklinde konuştu.

 

GÖKTAŞI MADENCİLİĞİ YAPILACAK MI?

16 Psyche’nin değeri, uzay madenciliği konusunda hayaller kuranlar için oldukça çarpıcıdır. Bu göktaşı, tüm Dünya ekonomisinden daha fazla bir değere sahiptir.

Ayrıca, uzay görevlerinde kullanılmak üzere gerekli olan maddelerin uzaydan elde edilmesi fikri, bilim insanlarının uzun süredir üzerinde çalıştığı bir konudur.

Ancak mevcut görev, asteroitte maden çıkarma işlemlerini içermemektedir. NASA’ya göre, Psyche’nin amacı, asteroitler ve karasal gezegenlerin oluşumu hakkında daha fazla bilgi edinmektir. Bu bağlamda görevin asıl başlangıç tarihi 2022 olarak belirlenmişti ancak NASA, fırlatmayı bir yıl ertelemişti.

Planlanan fırlatma öncelikle 12 Ekim 2023’te gerçekleşecekti, ancak hava koşulları nedeniyle bir kez daha ertelenerek bugüne alındı.

 

Independent Türkçe


Haber Kaynağı ulusal24.com

Amazon, Starlink’e rakip oluyor: Uydudan internet sağlayacak! – Teknoloji

Amazon, Starlink’e rakip oluyor: Uydudan internet sağlayacak! – Teknoloji





Elon Musk’ın sahibi olduğu SpaceX, önümüzdeki yıllarda on binlerce internet uydusunu uzaya fırlatarak dünya genelinde uydudan internet bağlantısı sağlama hedefini sürdürüyor.

Buna karşılık, internet hizmeti sunmayı amaçlayan bir başka şirket olan Amazon, 10 milyar dolardan fazla bir yatırım yaparak 3 bin 236 adet internet uydusu fırlatma planları yapıyor.

Federal İletişim Komisyonu (FCC), geçtiğimiz yıllarda Amazon’a internet uyduları için gerekli izinleri vermişti. Bu izinler kapsamında, ABD’li şirkete uyduların yarısını 2026 yılına kadar fırlatma hakkı tanınmıştır.

Önümüzdeki yıl hizmete başlayacak

Amazon, SpaceX’in geniş bant ağına rakip olarak geliştirdiği internet hizmeti için ilk test uydularını cuma günü fırlattı.

United Launch Alliance’ın Atlas V roketi, Dünya çevresinde küresel internet erişimini genişletmeyi amaçlayan bir programın bir parçası olarak bir çift test uydusuyla birlikte havalanarak başlangıç yaptı. Amazon, bu program aracılığıyla önümüzdeki yılın sonuna kadar internet hizmeti sunmayı hedefliyor.

Amazon’un yaptığı açıklamaya göre, “standart müşteri terminali” olarak kullanılacak 11 inçlik kare antenler, saniyede 400 megabit internet hızı sağlayacak ve 400 dolardan daha ucuza mal olacak.

Amazon’un müşterilere internet hizmeti sunabilmesi için yörüngede en az 578 uyduya ihtiyacı bulunuyor.

Bu gelişmeler, Amazon’un SpaceX’e rakip olarak geniş bant internet hizmeti alanında güçlü bir oyuncu olma yolunda attığı adımları temsil ediyor.


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com