Casper;dan 2024 yılında damga vuracak 5 teknoloji trendi

Casper;dan 2024 yılında damga vuracak 5 teknoloji trendi

Yeni teknolojilere her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Hem günlük hayatta hem de kurumsal dünyada hayatımızı derinden etkileyen bu teknolojiler, ezberleri bozuyor. Türkiye’nin teknoloji markası Casper, 2024 yılı ve sonrasında teknoloji dünyasını önemli ölçüde etkileyecek 5 trendi sıralıyor.

Yapay zeka teknolojisinin ilerlemesinden yüksek hızlı internetin kullanılmasına, çevre dostu teknolojilerden kuantum bilgisayarların geliştirilmesine kadar yaşanan birçok gelişme kullanıcıların teknoloji kullanım alışkanlıklarını değiştiriyor. Türkiye’nin teknoloji markası Casper, güçlü donanımların şık tasarımlarla buluştuğu Excalibur, Casper Nirvana ve Casper VIA alt markalarıyla, 2024 yılında da tüketicilerin teknoloji tercihlerinde yerini alıyor. Casper, 2024 yılı ve sonrasında teknoloji dünyasını bekleyen 5 trendi paylaştı.

1. Üretken yapay zeka daha önce görülmemiş çalışmalara imza atacak. Araştırmalar, yapay zekanın 2025 yılına kadar tüm verilerin yüzde 10’unu oluşturacağını ve bu alanda 2024’te büyük bir büyüme beklendiğini öngörüyor. Birçok sektör ve işletme de daha verimli, daha optimize çalışmak için yapay zeka uygulamalarını iş süreçlerine nasıl dahil edebilecekleri üzerine çalışıyor. Microsoft’un yeni yapay zeka (AI) platformu Windows Copilot, dünyanın dört bir yanındaki bilgileri tutarlı bir şekilde bir araya getirerek akıcı, samimi ve güçlü argümanlarla desteklenebilen bir çıktı haline dönüştürebiliyor. Casper da, Microsoft ile yaptığı iş birliği kapsamında tüm Windows 11 ön-yüklü bilgisayarlarında Windows Copilot uygulamasını kullanıcılarıyla buluşturuyor.

2. Yeni ekran teknolojileri bilinen tüm kuralları yıkacak. 1967 yılından itibaren her yıl Amerika’da düzenlenen, tüketici elektroniği üzerine en son teknolojik yeniliklerin yer aldığı Uluslararası Tüketici Elektroniği Fuarı (CES), bu yıl da büyük bir ilgi gördü. Geleceği şekillendiren ürünlerin tanıtıldığı fuarda, ekran kullanımını iyileştiren heyecan verici teknolojiler yer aldı. Görüntü kalitesini artıran ve dekorasyon alanında da kullanılabilen şeffaf televizyon, göz sağlığını olumsuz etkileyen mavi ışığı %61’e kadar filtreleyebilen ekran teknolojileri, taşınabilir ve katlanabilir monitor fuarda ön plana çıktı. Seyir zevkini doruklara taşıyacak olan yeni ekran teknolojileri, sürükleyici kullanıcı deneyimi yaşatmanın yanı sıra fütüristik bir tasarım sunuyor.

3. Güçlü performansa ve aynı zamanda şık tasarımlara sahip bilgisayarlar tercih edilecek. Günlük kullanım, uzaktan çalışma, online eğitimler ya da oyun oynamak için bilgisayarlara olan ihtiyaç artıyor. 2024 yılı ve sonrasında bu ihtiyacın daha yüksek bir performansa evrilmesi bekleniyor. Özellikle bir oyun bilgisayarının sağladığı performans kriterleri ve yoğun grafik özellikleri, donanım gerektiren iş alanlarında da profesyoneller tarafından tercih ediliyor. Kullanıcıların hem iş hem de eğlence için donanımsal açıdan güçlü masaüstü bilgisayarlara ya da mobilleşmenin verdiği konforla güçlü laptoplara olan ilgisi artacak. Gelecek yıllarda tüketici tercihlerini her ne kadar güçlü performansa sahip bilgisayarlar belirleyecek olsa da kullanıcılar, cihazlarında şık bir tasarım da talep edecek.

4. Çevre dostu teknolojilerin pazar payı artış göstercek. Ülkeler ve şirketler, net sıfır emisyon taahhütlerini yerine getirmek için çalışmalarına devam ederken çevre dostu teknolojiler, 2024 yılında da ilgi odağı olmaya devam edecek.  İnsanlar da bireysel olarak, çevre üzerindeki etkilerini en aza indirmek ve karbon emisyon oranlarını düşürmek için teknolojiden daha fazla yararlanacak. Fosil yakıt tüketimini azaltmak için üretilen elektrikli arabalar, bisikletler, scooterlar ve toplu taşıma araçları üzerine teknolojik geliştirmeler devam edecek ve pazar payları artacak. Teknoloji dünyası ise altyapı ve hizmetlerin, enerji tüketiminin ve karbon emisyonlarının azaltılmasına öncelik verdiği yeşil bulut bilişim ve sürdürülebilir uygulamalarını daha fazla benimseyecek.

5. Kuantum bilgisayarlar, yeni evrenlerin keşfedilmesinde önemli bir rol oynayacak. Kuantum bilgisayarlar, verileri depolamak ve hesaplamalar gerçekleştirmek için kuantum fiziğinin özelliklerini kullanan makinelerdir. Bilim adamları ve mühendisler, geleneksel klasik bilgisayarların çözmesinin imkansız olduğu bazı sorunların çözümlerinin, kuantum bilgisayarlar ile kolay olacağını öngörüyor. Enerjinin ve malzemenin atom ve atom altı seviyelerindeki davranışını açıklayabilen kuantum bilgisayarlar, bu sayede kuantum sistemlerin öğrenilmesine, modellenmesine ve şekillendirilmesine yardımcı olacak. Bu kabiliyet, fizik anlayışını geliştirerek bilgisayar çipleri, iletişim cihazları, enerji teknolojileri, bilimsel araçlar, sensörler, saatler ve materyaller gibi kuantum mekaniğinin rol oynadığı tüm cihazların tasarımlarını etkileyecek.

 

Casper Hakkında:

Türkiye’nin teknoloji alanında dünyadaki en önemli temsilcilerinden ve Türkiye’de dijital dönüşüme yön veren lider markalarından Casper, 1991 yılında faaliyetlerine başladı. 34.500 metrekare kapalı alan üzerine kurulu, Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük bilgisayar üretim tesislerinden birine sahip olan Casper, bilgisayar ve telefon başta olmak üzere tüm ürünlerinin tasarım ve ARGE süreçlerini kendi mühendisleri ile yürütüyor. Üretim tesisinde yıllık en az 1 milyon bilgisayar ve 500.000 telefon üretim kapasitesi mevcut. Uluslararası beğeni kazanan tasarım, malzeme ve renk seçimlerini tasarım ekibi ile yürüten Casper, Türkiye’de tüketiciye özel üretim yapma becerisi olan tek bilgisayar üreticisi olarak kullanıcılara yüzlerce çeşit konfigürasyon imkânı sunuyor. 

Global çapta kalite ve teknolojiye sahip ürünlerini, geniş hizmet ağı ve yerel üretim avantajlarıyla birleştiren Casper; VIA, Nirvana ve Excalibur markalarıyla akıllı telefondan tablete, dizüstü bilgisayardan mini PC’lere kadar uzanan geniş ürün gamı, yerli üretim ile Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük ediyor. Türkiye’nin tek teknoloji tabanlı ödülü olan Tech Brands Turkey’i üst üste 4 kez kazanan Casper, halk jürisi ile belirlenen Türkiye’nin bütünleşik pazarlama ödülü The ONE Awards’da da teknoloji üreticisi kategorisinde yılın en itibarlı markası ödülünün de sahibi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

SASA üretim süreçlerinde yapay zekaya hazırlanıyor

SASA üretim süreçlerinde yapay zekaya hazırlanıyor

Türkiye’nin lider, dünyanın önde gelen polyester üreticisi SASA Polyester, dünyanın en büyükleri arasında yer alan Adana’daki tesislerindeki üretim süreçlerinde yapay zeka uygulamalarından faydalanmaya hazırlanıyor.
Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu ve SASA Polyester Genel Müdürü Dr Mustafa Kemal Öz’ün de aralarında olduğu SASA yönetimi, dünyanın önde gelen yapay zeka araştırma kurumlarından biri olan Berlin merkezli ZEKI’yi ziyaret ederek bilim insanlarından brifing aldı. 
Türk asıllı Alman bilim insanı Prof Dr Şahin Albayrak tarafından kurulan Somut Yapay Zeka ve Dijitalizasyon Merkezi ZEKI (Almanca adıyla ‘Zentrum für erlebbare Künstliche Intelligenz und Digitalisierung’), Alman devletinin 3 ayrı bakanlığının yanı sıra hepsi dünya çapında önde gelen Alman özel sektör şirketlerinin desteğini almış bir yapay zeka Ar-Ge merkezi. 
SASA Polyester Genel Müdürü Dr Mustafa Kemal Öz: “SASA üretim süreçlerine, yapay zeka katkısı ile ileri seviye süreç kontrolü, en güncel otomasyon sistemleri ve bilgi teknolojilerini entegre edeceğiz. Üretimin her aşamasında gerçek zamanlı veri analizi yaparak üretim verimliliğimizi arttıracağız.”

 

İstanbul, 25 Ocak 2024 – Türkiye’nin lider, dünyanın önde gelen polyester üreticilerinden olan SASA Polyester, Adana’daki üretim tesislerinde pek çok farklı alanda yapay zeka uygulamalarından faydalanmaya hazırlanıyor. Türk bilim insanı Prof Dr Şahin Albayrak tarafından kurulan ve yapay zekanın somut uygulamaları alanında dünyanın önde gelen merkezlerinden bir tanesi olan Berlin’deki Somut Yapay Zeka ve Dijitalizasyon Merkezi ZEKI’yi ziyaret eden SASA yönetimi, yapay zeka alanındaki son gelişmeler hakkında brifing aldı, SASA üretim süreçlerinde yapay zekanın potansiyel kullanım alanları konusunda fikir alışverişinde bulundu.

Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu ve SASA Genel Müdürü Mustafa Kemal Öz’ün de aralarında olduğu SASA heyeti, 15-16 Ocak 2024 tarihlerinde ZEKI’nin Berlin’deki merkezinde 2 günlük bir çalıştaya katıldı. İlk gün yapay zeka alanındaki en son gelişmeler ve ZEKI’nin halihazırda üzerinde çalıştığı somut yapay zeka ve dijitalleşme projeleri hakkında bilgiler alan SASA heyeti, merkezin kurucusu Prof Dr Şahin Albayrak ve Berlin Teknik Üniversitesi’nden bilim insanı Fikret Sivrikaya’nın detaylı sunumlarını dinledi. Çalıştayın ikinci gününde ise SASA Genel Müdürü Dr Mustafa Kemal Öz başta olmak üzere SASA yöneticileri, şirketin üretim süreçleri ve potansiyel yapay zeka kullanım alanları konusunda ZEKI bilim heyetini bilgilendirdi, görüş alışverişinde bulundu.

ZEKI, yapay zeka ile ilgili dünyadaki en önde gelen merkezlerden bir tanesi olarak, özellikle de yapay zekanın somut kullanım alanları konusunda yaptığı çalışmalarla öne çıkıyor. Türk asıllı Alman bilim insanı Prof Dr Şahin Albayrak tarafından kurulan merkez, Alman devletinin 3 farklı bakanlığının yanı sıra, özellikle otomotiv ve kimya alanında dünyanın devleri arasında bulunan Alman şirketlerinden de destek alıyor.  Merkez, gerçek zamanlı veri analizi kapasitesinin arttırılmasına, bu sayede gündelik yaşamın insan hayatını kolaylaştıracak ve daha da verimli kılacak şekilde dijitalleşmesine yönelik çalışmalar yapıyor.

Genel Müdür Öz: Yapay zeka ile SASA sadece üretici değil, aynı zamanda teknoloji öncüsü olacak

Ziyaret sırasında SASA üretim süreçleri hakkında detaylı bir sunum yapan Genel Müdür Dr Mustafa Kemal Öz, yapay zeka uygulamalarından faydalanarak üretim süreçlerinin yanı sıra yönetim, sürdürülebilirlik ve genel iş süreçlerini tam dijitalleşmeye hazırlamayı planladıklarını belirtti. Öz, konuya ilişkin şunları söyledi:

“SASA üretim süreçlerine, yapay zeka katkısı ile ileri seviye süreç kontrolü, en güncel otomasyon sistemleri ve bilgi teknolojilerini entegre edeceğiz. Üretimin her aşamasında gerçek zamanlı veri analizi yaparak üretim verimliliğimizi arttıracağız. Bu sayede maliyetlerimizi etkin bir şekilde kontrol altına alacağız.

Üretim süreçlerimizin yanı sıra, yönetim, sürdürülebilirlik, insan ve süreç güvenliği ve çevre yönetimi konularında da yapay zeka uygulamalarının şirketimize ciddi katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Bir bütün olarak yapay zeka uygulamaları şirketimizin rekabetçi gücünü arttırmada kritik rol oynayacak, daha akıllı ve daha hızlı kararlar almamızı sağlayarak küresel arenadaki öncü pozisyonumuzu güçlendirecektir. Yapay zeka ile SASA sadece bir üretici değil, aynı zamanda teknoloji öncüsü olacaktır.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

EY Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırması yayımlandı

EY Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırması yayımlandı

EY Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırmasının sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre; kuruluşlar her geçen gün siber güvenlik alanına yönelik yatırımlarını artırıyor ve siber savunma sistemlerini güçlendiriyor. Ancak araştırma siber saldırganların ileri teknolojilerden yararlandıkça, saldırı çeşitliliğinin yoğunlaştığını ve siber saldırı sayısında son beş yılda yaklaşık %75 artış olduğunu gösteriyor.

Uluslararası danışmanlık şirketi EY (Ernst & Young), Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya göre, artan siber saldırı tehditlerine karşı bu alanda yapılan düzenli yatırımlara rağmen, bilgi güvenliği liderleri (CISO’lar) ve üst düzey yöneticilerden sadece beşte biri, yaklaşımlarının bugünün ve yarının zorluklarına karşı etkili olduğunu düşünüyor.

Araştırma; kuruluşların yılda ortalama 44 önemli siber vakayla karşı karşıya kaldığını ve bilinen siber saldırı sayısının son beş yılda yaklaşık %75 arttığını gösteriyor. Kuruluşların dörtte üçünün bir vakayı tespit etmesi ve müdahale etmesi ortalama 6 ay veya daha uzun sürüyor. Fidye yazılımı saldırılarının şirketlere maliyetleri 2021’de 20 milyar ABD dolarıyken, 2031 yılına kadar 265 milyar ABD doları seviyesine ulaşacağı öngörülüyor.

Siber güvenliği benimsemek şirketleri hem koruyor hem de değer yaratıyor

EY araştırmasına göre; en etkili siber güvenliğe sahip şirketler daha düşük performans gösterenlere göre daha az siber vakayla karşılaşıyor. Vakaları tespit etme ve yanıt verme konusunda da daha hızlı aksiyon alıyorlar. Ayrıca, günümüz siber güvenlik yaklaşımlarından memnun olma (%51’e karşı %36) ve yarının tehditlerine karşı kendilerini hazırlıklı hissetme olasılıkları daha yüksek (%53’e karşı %41). Bunun yanı sıra şirketlerin etkili bir siber güvenlik yaklaşımını benimsemesi, kuruluşlara koruma sağlarken aynı zamanda değer katıyor. Pazar fırsatlarına yanıt verme becerileri, dönüşüm ve inovasyon hızları önemli ölçüde yükseliyor.

Siber güvenlik için bütünsel bir teknoloji stratejisi geliştirilmesi gerekiyor

Araştırma sonuçlarına göre; 2010 ile 2022 yılları arasında siber güvenlik alanına 1,3 trilyon ABD doları yatırım yapıldı ve bu yatırım yıllık olarak %16,6 oranında arttı. Siber güvenlik araçları ve uygulamaları karmaşıklık, hız ve etkililik bakımından gelişti. Ancak ironik olarak etkili siber güvenliğe yönelik en büyük tehdidi de güvenlik önlemlerinin ölçeği ve karmaşıklığı oluşturuyor. Çünkü teknoloji ortamınızda ne kadar dağınıklık varsa, sinyalleri almak ve sorunlara hızla çözüm bulmak da o kadar zor oluyor. Karmaşıklığı azaltan en etkili yöntem ise donanım otomasyonu. Bu doğrultuda, şirketlerde teknolojiyi tek bir platformda birleştirmek entegrasyonu kolaylaştırıyor ve ilgili ekiplerin siber vakaları daha verimli bir şekilde tespit etmesine yardımcı oluyor.

Siber riskte öne çıkan alanlar; Bulut, IoT ve tedarik zincirleri

Ankete katılan dört kişiden üçü, bulut ve IoT (nesnelerin interneti) konularını önümüzdeki beş yıldaki en büyük teknoloji başlıkları olarak gördüğünü belirtiyor. Araştırmaya göre; bulut teknolojisinin benimsenmesiyle siber saldırı alanları da katlanarak arttı. Değişimin hızı ise artmaya devam ediyor ve şirketler buna ayak uydurmaya çalışıyor. Bu hızlı değişimler, bulut arayüzleri ve ortamı etrafında yeterli analiz ve planlama yapılmadan bulut ve IoT sistemlerine geçiş yapıldığında, şirketleri veri kaybına, ihlallerine ve kesintilerine maruz bırakma potansiyeline sahiptir. Bu riskleri önlemek ve zorlukların üstesinden gelmek için şirketlerin otomasyon teknolojisinden faydalanması gerekiyor. En etkili siber güvenliğe sahip şirketlerin CISO’larının yarısı, kuruluşlarının siber güvenlik yaklaşımlarında bulut düzenlemesini ve otomasyonunu kullandığını belirtiyor.

Araştırmada öne çıkan bir diğer risk faktörü; tedarik zincirleri. Artık tüm kuruluşlar, tedarik zincirlerindeki işletmelere ayrılmaz bir şekilde ve dijital olarak bağlı. Son beş yılda tehdit aktörlerinin en zayıf halka olarak gördükleri tedarik zincirlerini hedef aldığı görünüyor. Bu sebeple CISO’ların, yalnızca bir defaya mahsus değil düzenli olarak kuruluşlarının tedarik zincirlerini kontrol altında tutması gerekiyor. Ayrıca tedarik zincirindeki tüm siber saldırı alanlarının tespit edilebilmesi için operasyon direktörleri (COO’lar) ve diğer operasyon liderleriyle iş birliği içinde olunması kritik önem taşıyor.

CISO’lar yönetim masasında

CISO rolü daha önceden öncelikli olarak operasyonel ve teknik alanı ilgilendirirken, belli bir olgunluğa erişmiş organizasyonlarda artık siber güvenlik başlı başına bir departman olarak faaliyet gösteriyor ve üst yönetim katında da söz sahibi oluyor. EY araştırması, giderek daha fazla öne çıkan rolleri sayesinde, CISO’ların günümüzün yüksek riskli ortamında gerekli kaynakları güvence altına alma konusunda genel olarak başarılı olduklarını ortaya koyuyor. 

EY Türkiye Siber Güvenlik Hizmetleri Lideri ve Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı Ateş Sünbül, ilgili araştırma sonucunda çıkan temel eylem konularını şu şekilde değerlendirdi; 

“EY Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırması, üst düzey liderlerin mevcut ve beklenen bir dizi tehditle mücadele ettiğine dair çarpıcı bulgular ortaya koyuyor. Ancak şirketler; teknolojilerinde basitliği ve bütünsel bakış açısını göz önünde bulundurarak siber riskleri minimuma indirebilirler. Bununla birlikte, siber güvenliğin yalnızca varlıkların korunmasıyla ilgili olmadığını unutmamak gerekir. İyi uygulandığında kurum çapında inovasyonu ve katma değeri destekleyip hızlandırabilir. Dolayısıyla siber güvenliğin organizasyonun ve işletim modelinin her parçasına entegre edilmesi, fonksiyonun değer yaratan bir itici güce dönüşmesini sağlayabilir. Belli bir olgunluk seviyesindeki kuruluşlar, personelin siber güvenlik alanında düzenli eğitim almasını sağlayarak, en yeni otomasyon ve önleyici araçlardan yararlanarak daha etkili bir siber güvenlik sistemi elde edebilirler.”

EY araştırmasıyla ilgili olarak detaylara EY web sitesi üzerinden ulaşılabilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Eski cihazınızı atmadan önce yapmanız gereken 7 şey

Eski cihazınızı atmadan önce yapmanız gereken 7 şey

Kontrollü bir şekilde geri dönüşüme gitmeyen ekipmanlar kötü niyetli bir aktörün eline geçebilir. Elden çıkarmayı düşündüğünüz cihazlarınızın içinde ne kadar çok veri varsa bir siber suçlunun eline geçmesi durumunda o kadar çok tehlikeye girebilirsiniz. 

 Siber güvenlik şirketi ESET eski cihazlarınızı atmadan önce yapmanız gerekenleri sıraladı, önerilerde bulundu. 

 Eskiyen ve elden çıkarmak istediğiniz cihazınız bir dizüstü veya masaüstü bilgisayardan akıllı telefona veya fitness takip cihazına kadar her şey olabilir. En son Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2019 yılında dünyada 53,6 milyon metrik ton e-atık üretildi ve bu rakam beş yıl öncesine göre yüzde 21 artış gösterdi. Bu çok fazla potansiyel tehlike anlamına geliyor.

Riskler neler?

Kullandığımız cihazlar dijital yaşamlarımıza açılan bir kapıdır. Bu, hem en değerli bilgilerimizden bazılarını sabit disklerinde sakladıkları hem de çeşitli çevrimiçi hesaplarımıza erişmemizi sağladıkları anlamına gelir. Her ne kadar istesek de cihazları kullanmayı bıraktığımızda bu veriler buhar olup uçmuyor.  Ancak pek çok kişinin fark etmediği şey, sabit diskten ‘silsek’ bile, bir profesyonelin dosya kurtarma araçlarını kullanarak verilerin bir kısmını, hatta tamamını kurtarabileceğidir. Bazı durumlarda, fiziksel olarak parçalanmış sabit sürücülerden bile veri kurtarabildikleri olmuştur. Bu veriler arasında arkadaş ve aile fotoğrafları, e-postalar, banka hesap özetleri, vasiyet gibi hassas belgeler ya da pasaport ve ehliyet taramaları, tıbbi bilgiler, sigorta detayları, aklınıza ne gelirse olabilir.

Artık her zamankinden daha fazla sayıda insan en azından zamanının bir kısmını evden çalışarak geçiriyor. Bu da kişisel dizüstü bilgisayarlarımızın ve cihazlarımızın da hassas kurumsal veriler ve oturum açma bilgileri içerebileceği anlamına geliyor. İşverenlerin, kötü siber hijyene sahip ve dolayısı ile kurumsal veri ihlaline yol açan bir çalışana iyi gözle bakması beklenemez. Doğru araçlarla, kötü niyetli biri geri dönüştürülmüş veya atılmış cihazlarda kalan veri parçalarını bir araya getirerek tüm dosyaları yeniden oluşturabilir ve kişisel ve iş hesaplarınıza hassas girişler bulabilir. Bu bilgileri şu amaçlarla kullanabilirler:

Kimlik dolandırıcılığı saldırılarında sizi taklit etmek, örneğin adınıza yeni kredi hatları açmak veya banka hesaplarını ele geçirip boşaltmak
Buldukları hassas tıbbi veya kişisel bilgiler ya da fotoğraflarla size şantaj yapmak
İşverenlerinizin BT ağına erişmek, veri çalmak veya fidye yazılımı dağıtmak için kurumsal oturum açma bilgilerini kullanın. ESET’in 2023  yılının başlarında yaptığı araştırma, atılmış yönlendiricilerin bu amaçla nasıl kullanılabileceğini ortaya koydu.

E-atık geri dönüşüm firması ERI tarafından hazırlanan 2019 tarihli bir raporda, ABD’deki veri ihlallerinin dörtte birinin, e-atıkların kötü bir şekilde bertaraf edilmesi gibi ihmallerden kaynaklandığı tahmin edilmektedir. 

Güvenli ve emniyetli e-atık imhası için yedi adım:

En önemli bilgilerinizi yedekleyin Eski cihazınızdan neleri saklamak istediğinizi düşünün. Fitness takip cihazı veya akıllı TV gibi bir cihazda fazla bir şey bulunmama ihtimali yüksektir. Ancak bir dizüstü bilgisayarda, masaüstünde veya akıllı telefon/tablette önemli belgeler, fotoğraflar veya videolar olması muhtemeldir. Bunları yeni cihazınıza aktarmak mı yoksa iCloud veya Google Drive gibi bir bulut depolama platformuna kaydetmek mi istediğinize karar verin. Alternatif olarak veya yukarıdakilere ek olarak, harici bir sabit sürücüye/depolama cihazına kaydedebilirsiniz. Yeterli kapasiteye sahip bir tane satın aldığınızdan emin olun.

Tüm hesaplardan çıkış yapın Elden çıkarılacak cihaz üzerinde erişmiş olabileceğiniz tüm hesaplardan çıkış yaptığınızdan emin olun. Bu, geri dönüştürüldükleri ve bir şekilde hala erişilebilir oldukları takdirde, başka bir kullanıcının yayın veya araç çağırma hesabınızı ücretsiz olarak kullanamayacağı anlamına gelir.

Yazılımı aktarın veya devre dışı bırakın Yeni bir cihaza aktarmak istediğiniz, varsa, parasını ödediğiniz yazılımları belirleyin. Devre dışı bırakma ve aktarma sürecine yardımcı olmak için uygulama içinde veya çevrimiçi bilgi olmalıdır.

SIM/SD kartı çıkarın Cihazda SIM veya SD kart varsa çıkarın. Aynı telefon numarasını kullanmaya devam edecekseniz, operatörü arayın ve SIM kartınızı yeni telefonunuza aktarın. Değilse, imha edin. Telefonunuzda depolama için bir SD hafıza kartı varsa, çıkarın.

Sabit sürücünüzü silin Önemli her şeyi yedekledikten sonra, sıra elden çıkaracağınız cihazdan her şeyi kaldırmaya gelir. Tüm verilerin kaldırıldığından emin olmak için fabrika ayarlarına sıfırlama yapmanız gerekecektir. 

Veri silme/disk biçimlendirme araçlarını kullanın Fabrika ayarlarına sıfırlamanın hala yeterli olmadığından endişeleniyorsanız, Disk Wipe veya Active KillDisk gibi üçüncü taraf disk silme araçlarını kullanmayı düşünün. Araştırmanızı yaptığınızdan ve iyi bir geçmişe sahip saygın bir sağlayıcı bulduğunuzdan emin olun.

Sabit sürücüyü fiziksel olarak yok edin Verilerinin yazılım yoluyla silindiğinden emin olmayanlar için bir başka seçenek de sabit sürücüyü fiziksel olarak çıkarıp yok etmektir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Kaspersky, yeni çapraz platform tehditlerini ortaya çıkardı

Kaspersky, yeni çapraz platform tehditlerini ortaya çıkardı

Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi (GReAT), son raporunda FakeSG kampanyası, Akira fidye yazılımı ve AMOS macOS hırsızı kullanan siber suçlular tarafından kullanılan üç yeni stratejiyi ortaya çıkararak üç çapraz platform tehdidinin ortaya çıktığını belirledi.

Siber suçlular kurbanları istismar etmek için çeşitli platformlarda sofistike taktikler kullandığından, günümüzde suç odaklı yazılım ortamı sürekli bir evrim geçiriyor. Kaspersky uzmanları, platformlar arası fidye yazılımları, macOS hırsızları ve kötü amaçlı yazılım dağıtım kampanyaları gibi çeşitli tehditleri sürekli analiz ediyor.

GReaT tarafından ortaya çıkarılan en son siber tehdit, yasal web sitelerinin gerçek olmayan tarayıcı güncelleme bildirimleri görüntülemek üzere ele geçirildiği FakeSG oldu. Bu bildirimlere tıklamak zararlı bir dosyanın indirilmesini tetikliyor ve değişen URL’lere rağmen izlenen yol (/cdn/wds.min.php) sabit kalıyor. İndirilen dosya, gizli komut dosyalarını çalıştırarak kullanıcılardan tarayıcılarını güncellemelerini istiyor ve zamanlanmış görevler aracılığıyla kalıcılığını sağlıyor. Arşivin içindeki kötü niyetli yapılandırma dosyası Komuta ve Kontrol (C2) adresini açığa çıkararak bu kampanyanın karmaşıklığını vurguluyor.

  Hem Windows hem de Linux sistemlerini etkileyen yeni bir fidye yazılımı varyantı Akira, perakende, tüketim malları ve eğitim kurumlarını hedef alarak dünya çapında 60’tan fazla kuruluşa hızla bulaşmayı başardı. Platformlar arasında çalışabilme özelliği, farklı sektörler üzerindeki geniş etkisini vurguluyor. Conti ile aynı klasör dışlama listesi gibi özellikleri paylaşan Akira, analiz girişimlerine karşı güçlendiren eski tarz minimalist tasarıma ve ayırt edici bir Komuta ve Kontrol (C2) paneline sahip. Bu, siber tehditlerin gelişen karmaşıklığını vurguluyor.

Yeni tehditlerin ardında yatan kötü amaçlı yazılımlar yükseliyor

Nisan 2023’te ortaya çıkan ve başlangıçta Telegram’da aylık 1.000 ABD dolarına satılan AMOS macOS hırsızı, Go’dan C’ye evrilerek klonlanmış yazılım sitelerinde kötü amaçlı reklamlar dağıtıyor. Ayrıca kötü amaçlı reklamcılık gibi aldatıcı yöntemler kullanarak macOS sistemlerine sızıyor, kullanıcı verilerini Komuta ve Kontrol sunucusuna iletilmek üzere alıp sıkıştırıyor ve tanımlama için benzersiz bir UUID kullanıyor. Bu, Windows platformlarıyla olan geleneksel ilişkilerinden saparak potansiyel güvenlik açıklarından yararlanan, macOS’a özgü hırsızlığa dair artan eğilimi yansıtıyor.

GReAT kıdemli güvenlik araştırmacısı Jornt van der Wiel, şunları söylüyor: “Siber tehditlerin dinamik ortamına uyum sağlamak, dijital ortamlarımızı korumak için çok önemlidir. Bu yeni suç yazılımlarının ortaya çıkışı ve siber suçluların farklı işletim sistemleri için kullandıkları standart dışı yöntemler, tespit konusunda tetikte olmanın ve inovasyonun aciliyetinin altını çiziyor. Suçlulardan bir adım önde olmak kolektif bir çaba gerektiriyor ve gelişen siber tehditlere karşı savunmamızı güçlendirmek için sürekli araştırma ve işbirliğinin önemli rolünü vurguluyor.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

2023;te siber güvenliğe en çok sigorta sektörü ihtiyaç duydu

2023;te siber güvenliğe en çok sigorta sektörü ihtiyaç duydu

Bilişim güvenliği alanındaki profesyonel ürün ve çözümleri ile çözüm ortaklarına satış ve destek veren teknoloji şirketi Laykon Bilişim, 10 yılı aşkın süredir Bitdefender, Narbulut, Watchguard, CoSoSys, Berqnet ve Logalarm markalarıyla sektöre değer katıyor. Şirket ve bireylerdeki teknoloji kullanım oranlarındaki artışın, tüm sektörlerde siber güvenlik ürünleri satışlarında yükselişe sebep olduğunu dile getiren Laykon Bilişim Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu, siber güvenlik sektörüne dair 2023 değerlendirmelerini ve 2024 öngörülerini paylaşıyor. 

 Bilişim sektöründe 10 yılı aşkın uzman ve deneyimli kadrosuyla sektörde faaliyet gösteren Laykon Bilişim, çözüm ortakları ve siber güvenlik sektörü için 2023 yılı değerlendirmelerini sundu. Bu yıl çeşitli sektörler arasında özellikle sigorta şirketleri ile yoğun iş birlikteliklerinin olduğunu dile getiren Laykon Bilişim Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu, “Şirket ve bireylerdeki teknoloji kullanım oranlarındaki artış sebebiyle, sigorta firmaları tarafında siber güvenlik poliçelerinin satışı arttı. Bu konuda Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye distribütörü olarak Türkiye’deki sigorta şirketleriyle yoğun iş birlikteliğine sahip marka olduğumuzu söyleyebiliriz. Dijital dünyanın iş yapış şekillerinin içine bu denli girdiği bir zamanda tüm sektörler için güvenlik çözümleri temel ihtiyaç haline geldi. Sigorta sektörünün yanı sıra ayakkabı imalatından, mali müşavire, doktordan, hastaneye, fabrikaya, bankaya, sigortacıya kadar her kurum için güvenlik çözümleri zorunluluk haline gelerek vazgeçilmez bir unsur oldu.” dedi.

IoT Cihazlara Yönelik Güvenlik İhtiyacında Artış Var

Otomotiv, elektrikli araçlar, akıllı TV ve giyilebilir teknolojiler sayesinde gerçekleşen IoT güvenlik çözümlerindeki artışı aktaran Barbaros Akkoyunlu, IoT güvenlik çözümlerinin, EDR ötesinde XDR teknolojilerine olan yönelimleri artırdığını açıkladı. Sektördeki diğer çözümlere artan yönelimlerden bahseden Akkoyunlu, “Antivirüs Endpoint çözümleri 2023 için yine olmazsa olmaz güvenlik katmanlarından biri oldu. Ancak burada yoğunluğun artık standart endpoint çözümlerinden ise EDR/XDR modüllerine yönelişin arttığını gözlemliyoruz. Bunun yanı sıra kişisel hatalar, halen en büyük açık olarak şirketlerde büyük veri kaybına neden oluyor. Bu nedenle 2023 yılında şirketlerin DLP çözümlerine yönelimi arttı. 2020 yılından bu yana distribütörü olduğumuz CoSoSys ile 2024 yılında bu yatırımların şirket tarafında artacağını düşünüyoruz. Biz de bundan dolayı kendi şirketimizde ekip ve sözleşmelerimizi güçlendirme yoluna gittik.” dedi.

Pandemi dönemi sürecinden sonra hibrit çalışma düzeni birçok şirket için kalıcı hale geldi. Bu dönemde yatırım maliyetlerinin artışıyla birlikte BYOD kullanımlarının arttığını dile getiren Barbaros Akkoyunlu, “MDM ihtiyacını da tetikleyen bu durum, uzak bağlantı ve RDP kullanımlarıyla oluşan güvenlik açıklarının kapatılmasını mutlak ihtiyaç haline getirdi. Aynı zamanda da Firewall alımlarında ciddi oranda artış yaşandı.” açıklamasında bulundu.

“Siber Güvenlik Dünyasının Can Kurtaranı Bu Yıl da Bulut Yedekleme Çözümleri Oldu”

Siber güvenlik, iş sürekliliği ve bulut çözümleri alanında kullanıcılarına yeni teknolojiler sunduklarını ifade eden Barbaros Akkoyunlu, “Siber güvenlik dünyasının can kurtaranı bu yıl da bulut yedekleme çözümleri oldu. Biz de Laykon Bilişim olarak Narbulut yedekleme çözümleri ile şirketlere iş sürekliliği alanında katkı sağlıyoruz. Özellikle deprem bölgesindeki birçok şirket Narbulut sayesinde tekrardan verilerine ulaşıp ticaret hayatları için önemli olan veri kaynaklarına ulaşarak sorunlarını kısa sürede çözebildiler. Deprem zamanında duran ticari hayatla birlikte sıkıntı yaşayan şirketlere bu çözümü sağlayabilmek bizim için büyük bir sevinç kaynağı oldu.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Markası duyulmamış elektrikli Çin araçları şaşırtmaya devam ediyor! – Teknoloji

Markası duyulmamış elektrikli Çin araçları şaşırtmaya devam ediyor! – Teknoloji

Changan Automobile, CATL ve Huawei iş birliğiyle geliştirilen Avatr 11 crossover model Çin’de satışa sunuldu. Fiyatlar 349.900 Yuan (930.000 TL) seviyesinden başlıyor ve geçtiğimiz Mayıs ayında tanıtılan Avatr 11 MMV versiyonuyla birlikte 600.000 Yuan’a (1.6 milyon TL) kadar çıkıyor.

AVATR 11 ÖZELLİKLERİYLE NELER SUNUYOR?
EP1 platformunu kullanan Avatr 11’in 4880 mm uzunluğa, 1970 mm genişliğe, 1601 mm yüksekliğe ve 2975 mm aks mesafesine sahip olduğu açıklandı. Araçta toplam 578 hp güç ve 650 Nm tork üreten iki elektrik motoru bulunuyor. Huawei tarafından geliştirilen motorlardan öndeki tek başına 265 hp, arkadaki ise 313 hp güç üretiyor.

Açıklanan verilere göre Avatr 11 bu motorlarla 0-100 km/s hızlanmasını 3.98 saniyede tamamlıyor. Aracın son hızı ise 200 km/s ile sınırlandırılmış. 90.38 kWsa batarya ile donatılan modeller Çin’deki normlara göre 555 kilometre menzil sunarken üst versiyonlarda 680 kilometre sürüş menzili sağlayan 116.79 kWsa’lik batarya bulunuyor.

240 kW DC hızlı şarj desteğine sahip olan elektrikli SUV bu sayede 10 dakika gibi kısa bir sürede menziline 200 km ekleyebiliyor. Bunun dışında Avatr 11’de 3 tane Lidar’ın da dahil olduğu 34 farklı sensörden oluşan ‘ akıllı sürüş sistemi’ kapsamında trafik ışığı algılama, şerit değiştirme asistanı ve yaya algılama gibi önemli teknolojiler sunuluyor. Bu özelliklerin bazılarının aylık abonelik gerektirdiği de verilen bilgiler arasında. Üstelik Avatrans adı verilen bu sistemin işlem gücünün saniyede 400 trilyona (TOPS) ulaştığı da verilen bilgiler arasında.

Yaşam alanında dört veya beş kişilik koltuk düzeniyle tercih edilebilen elektrikli SUV’da 10.25 inç dijital gösterge paneli ve 15.6 inç multimedya ekranı görev yapıyor. Ayrıca yandaki yolcunun önünde de 10.25 inç ekran mevcut. Tüm ekranlar Huawei’nin yazılımını kullanıyor. Bunlara ek olarak iki tane kablosuz cep telefonu şarj ünitesi, 14 hoparlörlü ses sistemi de özellikler arasında. Ses sisteminde yol gürültüsü engelleme özelliği de mevcut.

Avatr 11’in beş koltuklu versiyonunda arkadaki yolcular için havalandırma menfezlerinden başka bir özellik sunulmuyor. Kaptan koltukların geniş bir orta konsolla ayrıldığı dört koltuklu lüks versiyonda ise buna ek olarak kablosuz cep telefonu şarj ünitesi, küçük bir dokunmatik panel ve küçük bir soğutucu bulunuyor.

DİKKAT ÇEKEN PARK ASİSTANI ÖZELLİĞİ

Markası duyulmamış elektrikli Çin araçları şaşırtmaya devam ediyor. Park asistanını böyle anlattı.


— Aykırı (@aykiricomtr) December 17, 2023

Haber Kaynağı ulusal24.com

Steam’den sonra Electronic Arts’da TL’den desteğini çekti – Teknoloji

Steam’den sonra Electronic Arts’da TL’den desteğini çekti – Teknoloji





Son yıllarda yaşanan kurdaki oynaklık oyunseverleri etkilemeye devam ediyor. Dijital video oyunu dağıtımı platformu olan Steam’in Türk Lirası ile satışı sona erdirmesinin ardından Electronic Arts’tan da benzeri adım geldi. EA Play dolarla satış yapmaya başladı ve fiyat katlanarak arttı. 

EA PLAY TÜRK LİRASI DESTEĞİNİ ÇEKTİ

Oyunseverlerin sıklıkla kullandığı platformlardan biri olan EA Play Türk Lirası desteğini bırakarak artık dijital mağazalarında dolar kuruyla satış yapmaya başladı.

EA Play’de TL desteği çekilmesi sonrasında ücretler 3.5 arttı. Sitede aylık ve yıllık üyelik fiyatları şu şekilde güncellendi;

– EA Play Standart Paket 39.99 TL iken 4.99 dolar (yaklaşık 145 TL) oldu.

– EA Play Yıllık Paket 249.99 TL iken 29.99 dolar ( yaklaşık 870 TL) oldu.

– EA Play Pro Standart Paket 149.99 TL iken 14.99 dolar (yaklaşık 435 TL) oldu.

– EA Play Pro Yıllık Paket 999.99 TL iken 99.99 dolar (yaklaşık 2900 TL) oldu.

STEAM DE TÜRK LİRASI DESTEĞİNİ ÇEKMİŞTİ

Geçtiğim haftalarda Steam tarafından yapılan açıklamaya göre kararın nedeni kurdaki oynaklık olarak gösterilirken “Steam, 20 Kasım’dan itibaren Arjantin ve Türkiye’deki satışlarda kullanılan para birimini dolar olarak değiştirecek” dendi.

STEAM AÇIKLAMA YAPMIŞTI

Steam tarafından yapılan açıklamada alınan kararın kur oynaklığı sebebiyle alındığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi:

“Arjantin ve Türkiye’de son yıllarda yaşanan döviz kuru oynaklığı, oyun geliştiricilerinin oyunları için uygun fiyatları seçmelerini ve güncel tutmalarını zorlaştırdı. Geliştirici buluşmalarımızda ve sohbetlerimizde bunu yüksek sesle ve net bir şekilde duyduk.

Buna ek olarak, sürekli döviz dalgalanmaları, ücretler, vergiler ve lojistik sorunlar nedeniyle Steam ödeme yöntemlerini bu ülkelerde çalışır durumda tutmakta zorlandık. Bu nedenden dolayı 20 Kasım’dan itibaren Arjantin ve Türkiye başta olmak üzere (ilave 25 ülke/bölge) tüm ödemeler dolar olacaktır.”


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Tales of Kenzera: ZAU, EA Originals imzasıyla oyuncularla buluşmaya hazırlanıyor!

Tales of Kenzera: ZAU, EA Originals imzasıyla oyuncularla buluşmaya hazırlanıyor!

Tales of Kenzera: ZAU, EA Originals imzasıyla oyuncularla buluşmaya hazırlanıyor!

 

 

Bantu kültüründen esinlenen mistik diyarlarda geçen metroidvania türündeki yepyeni aksiyon-macera oyunu, içten hikayesiyle oyunculara farklı bir tecrübe yaşatacak

 

 

Electronic Arts ve Surgent Studios, büyük bir kayıptan sonra umudu ve cesareti tekrar bulmayı konu alan, tek oyunculu aksiyon-macera platform oyunu Tales of Kenzera: ZAU’yu duyurdu. Surgent Studios’un kurucusu ve BAFTA adayı aktör Abubakar Salim’in, babasının kaybıyla ve video oyunlarıyla olan derin ortak bağıyla ilgili kişisel yolculuğundan ilham alan Tales of Kenzera: ZAU, ünlü aktörün babasıyla olan ilişkisine metroidvania türü bir aksiyon-macera platform oyunu ile hayat veriyor. 

Abubakar Salim, “Uzun bir süre yolculuğumu kederle iletmenin bir yolunu bulmakta zorlandım. Şimdi bunu Zau’nun Tales of Kenzera: ZAU’daki kayıp, büyüme ve iyileşme hikayesi aracılığıyla yapabilmek çok iyi hissettiriyor.” dedi. “Oyunlar benim için hikayeleri paylaşmanın en güçlü aracı. Beni bu büyülü dünyayla tanıştıran da babamdı. Onu, ilişkimizi ve sevgimizi bu deneyim aracılığıyla onurlandırmanın daha iyi bir yolu olabilir mi? Oyunda emeği geçen tüm ekibe son derece minnettarım ve gurur duyuyorum.”

 

EA Originals etiketi altında yayınlanan ve Abubakar tarafından kurulan ve yönetilen Surgent Studios tarafından geliştirilen Tales of Kenzera: ZAU, oyuncuları, çok sevdiği babasını ölümün pençesinden kurtarma görevinde olan Zau’nun yerine geçmeye davet ediyor. Ölüm Tanrısı Kalunga’nın rehberliğinde ilerleyen Zau, savaşçı şamanın kozmik güçlerinden yararlanarak nefes kesen bir maceraya atılacak.

 

Oyun 23 Nisan 2024’te PlayStation 5, Xbox Series X|S, Nintendo Switch ve PC’de Steam, Epic Games Store ve EA uygulaması aracılığıyla yayınlanacak.

 

EA Partners Genel Müdürü Jeff Gamon, “EA Originals’ın kuruluş ilkesi, ortaya çıkan yeni oyun geliştirme yeteneklerine araç ve destek sağlamak, yaratıcıların cesur ve vizyoner hikaye anlatımlarını oyunseverlere sunmalarına olanak sağlamaktır.” dedi. “Abu’nun aile geçmişinden ve bin yıllık Bantu mitolojisinden gelen dokunaklı vizyonuna duyduğumuz heyecan, bundan birkaç yıl önce Surgent Studios’a olan desteğimizi ve inancımızı daha da artırdı. EA Originals ekibi, Abu’nun gerçekten unutulmaz ve dokunaklı bir deneyimi dünyayla paylaşmasına destek olmaktan büyük gurur duyuyor.”

 

Kenzera’nın güzel ama bir o kadar da tehlikeli topraklarında ortaya çıkan Tales of Kenzera: ZAU, kaos ve düzene dair anlatılmamış bilgilerden, antik şamanların anılarından, kutsal ruhlardan ve büyüleyici yaratıklarla dolu Bantu masallarından ilham alıyor. Oyuncular, savaşta huzursuz ruhları alt edebilmek için Ay Maskesi güçlerini kullanarak zamanı değiştirebilecek veya Güneş Maskesi ile ateşli mızraklar fırlatabilecekler. Tüm görsel efektlerde titizlikle çalışılmış el yapımı animasyonlar etkili olacak. Birçok ödül sahibi besteci Nainita Desai’nin büyüleyici orijinal müziğine dayanan Zau’nun değerli bir ruhsal şifacı olma arayışı, birbirinden farklı ve etkileyici mekanları gerçek hayata taşımaya hazırlanıyor.

 

Tales of Kenzera: ZAU, 23 Nisan 2024’te PlayStation 5, Xbox Series X|S, Nintendo Switch ve PC’de Steam, Epic Games Store ve EA uygulaması aracılığıyla satışa çıkacak. PlayStation 5, Xbox Series X|S ve Epic Games’te %10’luk ön sipariş indirimiyle birlikte 540 TL’den satışa çıkan oyun, Steam ve Nintendo Switch’te 17.99 Dolarlık bir etikete sahip. Ayrıca, ön siparişler birtakım bonuslarla birlikte gelecek ve oyun içinde iki becerinin kilidini açan iki şaman puanı, Kalunga’s Blessing görsel efekt varyasyonu ve Kenzera’nın zengin bilgisini derinlemesine inceleyen Tales of Kenzera: ZAU dijital – yardımcı çizgi romanı Soulshifters’ı içeriyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com