Ege Üniversitesinin Teknoloji Takımları TEKNOFEST-İzmir;e Damga Vuracak

Ege Üniversitesinin Teknoloji Takımları TEKNOFEST-İzmir;e Damga Vuracak

Ege Üniversitesinin bilim ve teknoloji takımları, Milli Teknoloji Hamlesi kapsamında düzenlenecek olan dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivalinin İzmir etabına yönelik hazırlıklarını tamamladı.  Savunma teknolojileri alanında farkındalık oluşturarak ulusal ve uluslararası yarışmalarda elde ettiği başarılarla adından söz ettiren Ege Üniversitesi Savunma Teknolojileri Topluluğu (SAVTEK), 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında İzmir’de gerçekleştirilecek TEKNOFEST 2023’e hazır. Topluluk Başkanı Ersin Karabulut, TEKNOFEST projelerini bu sefer ev sahipliği yaptıkları şehirde sergileyecekleri için ayrı bir heyecan duyduklarını söyledi.

Ege SAVTEK’in kuruluşundan itibaren önemli başarılara imza attığını dile getiren Ersin Karabulut, “2019 yılında kurulan topluluğumuzun en büyük amacı Ege Üniversitesini ulusal ve uluslararası arenada milli teknoloji ve yerli üretim alanında öne çıkartmaktır. Üniversitemizde proje yarışmaları kültürünü sağlamak ve bu alanda üniversitemizi temsil etmek amaçlı girdiğimiz bu yolda Rektör Hocamız Sayın Prof. Dr. Necdet Budak’ın destekleri bizler için paha biçilmezdi. ‘Bugünün değil yarının teknolojisini hayal ediyoruz’ mottosuyla çıktığımız serüvenimizde 2019 yılında TEKNOFEST Roket Yarışması ve Savunma Sanayi Başkanlığının yürüttüğü 019 Roboik İKA (İnsanız Kara Aracı) Yarışması’na katılım sağlayarak başladık. Kazanmış olduğumuz başarılarımız sayesinde kendimize daha da güvendik ve diğer yarışma kategorilerine de başvuru sağladık. Bu zamana kadar inancımızın tam olduğu bu yolda azim ve gayretimizi hiç eksik etmeyip toplam 13 TEKNOFEST takımımızla dereceler elde ettik” diye konuştu.

“Ödüllerimiz motivasyon kaynağımız oldu”

Elde ettikleri başarılarla birlikte motivasyonlarının da arttığını ifade eden Karabulut, “Kuruluş yılında yakaladığımız başarıların ardından milli teknoloji alanında motivasyonumuz daha çok arttı. Ege ROV takımı olarak TEKNOFEST İnsanız Su Altı Sistemleri Yarışmasında 3 büyük mansiyon ödüllerinden biri olan ‘En İyi Takım Ruhu’ ödülünü kazandık. Bu ödül, topluluğumuzun ilk ödülü oldu ve bizleri bu serüvende daha da motive etti. İlerleyen zamanlarda topluluğumuz üniversitemizde büyük ilgi gördü ve daha fazla öğrenci arkadaşımıza ulaşmış olduk. Bu sayede takım başvurularımızın sayısı çok fazla artmaya başladı ve büyük bir aile olduk. Büyüyen ailemizin güçlü takım kadrosu olan ana takımda 84 kişilik as kadro ve onlara projelerinde yardım eden 200’e yakın arkadaş ile güçlerimizi birleştirdik ve 2023 yılı TEKNOFEST İstanbul ve Ankara’da takımlarımız olan: Ege Robotaksi, Ege ROV, Ege Roket, Ege İHA, Ege İKA, Ege Helikopter, Gökçen Jet Motor, Ege Sağlıkta Yapay Zeka, Ege Biyoteknoloji, Ege Savaşan İHA, Ege Robotik, Ege Ulaşımda Yapay Zeka, Ege Elektronik Haberleşme takımları ile üniversitemizi ve topluluğumuzu temsil etmenin haklı gururunu yaşadık” dedi.

“İstanbul TEKNOFEST’te Türkiye ikinciliği”

Bu yıl yaşadıkları TEKNOFEST serüvenini anlatan Karabulut, “İlk rotamız 2023 TEKNOFEST İstanbul oldu. Tüm ekibimiz uykusuz geceler geçirerek hazırladıkları projeleri sundu ve bu yoğun çalışmalarımız ve emeğimiz meyvelerini vermeye başladı. Birçok projemiz finalist olarak yollarına devam etti. Standımıza olan yoğun ilgi özellikle çocukların projelerimize ellerini sürdüklerinde o gözlerinde olan parıltı bizi çok duygulandırdı. İlk yarışma senesinde olmasına rağmen Gökçen Jet Motor Takımımız ‘Türkiye İkinciliği ve En İyi Sunum Ödülü’ ödüllerini alarak bize çifte mutluluk yaşattı. Takım arkadaşlarımızın ödüllerimizi teknolojide rol modelimiz olan Selçuk Bayraktar’ın elinden almaları beni ve takım arkadaşlarımı fazlaca mutlu etti. Standımızın YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Rektör Hocamız Prof. Dr. Necdet Budak ve birçok üniversite rektörü tarafından ziyaret edilmesi akademik boyutta da beğeni toplamamız ve onların bizlere olan destekleri en büyük motivasyonlarımızdan biri oldu.  Bir sonraki durağımız olan Ankara’da da tüm ekibimizle yer aldık. Her gittiğimiz yerde yoğun ilgi görmek ve projelerimizin değer görmesi en büyük motivasyonumuz oldu. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve bizi Ankara’da yalnız bırakmayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar gibi değerli hocalarımızın standımızı ziyaret etmesi ve Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’la projelerimiz hakkında yaptığımız konuşmada düşüncelerini paylaşması beni ve tüm takım arkadaşlarımı gururlandırdı” dedi.

“İzmir bizim için ayrı bir heyecan”

İzmirli teknoloji severlerin huzuruna çıkacakları için ayrı bir heyecan yaşadıklarını ifade eden Ersin Karabulut, “Bu yıl TEKNOFEST 2023’ün son rotası olan ev sahipliğini yaptığımız şehrimiz İzmir’de yine tüm ekip arkadaşlarım ile projelerimizi sergileyeceğiz. Benim için bu seferki TEKNOFEST her zamankinden biraz daha özel ve heyecanlı. Bu sefer ev sahipliği yaptığımız şehrimizde halkımız ile buluşacağız. Tüm ekip kadromuz ve projelerimiz ile 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında Çiğli Havalimanı’nda tüm halkımızı standımıza (G blok 42 numara) bekliyoruz. Ayakları yere basmayan festivalde ayaklarınızı yerden kesmek için sizleri bekliyoruz” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Microsoft yeni nesil Xbox mobil oyun mağazası geliştiriyor – Teknoloji

Microsoft yeni nesil Xbox mobil oyun mağazası geliştiriyor – Teknoloji





Microsoft, oyun sektöründeki iddialarını güçlendirmek için çabalarken, bir süre önce Apple’ın App Store’u ve Google’ın Play Store’u yerine alternatif ve doğrudan oyun odaklı bir mağaza kurma planlarını duyurmuştu. Bu yeni nesil uygulama/oyun mağazasının 2024 yılında kullanıcılara sunulabileceği iddia ediliyor.

Microsoft’un mobil oyun mağazası çalışmalarını hızlandırdığı ve bu nedenle önümüzdeki yıl içinde piyasaya sürme potansiyeline sahip olduğu belirtiliyor. Xbox ekibinde yer alan Phil Spencer, Microsoft’un bu mağazayı geliştirme motivasyonunun Apple ve Google olduğunu vurguluyor.

Mobil uygulama ve oyun mağazası sektöründe tekelleşmiş olan bu iki şirkete alternatif bir seçenek sunma amacıyla yıllardır çalışmalar yürüten Microsoft’un, uzun süre önce Square Enix’i satın almayı düşündüğü ve asıl hedefinin ilerleyen dönemde mobil cihazlara özel Game Pass teklifleri sunmak olduğu söyleniyor.

Ancak, bu konuda resmi ve detaylı bir açıklama henüz yapılmadı. 


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Samsung, pazar payıyla 17 yıldır global TV lideri

Samsung, pazar payıyla 17 yıldır global TV lideri

Global TV pazarı liderliğini elinde bulunduran teknoloji devi Samsung, bağımsız pazar araştırma şirketi Omdia’nın açıkladığı verilere göre, 2022 yılında bir kez daha dünya TV pazarının lideri olmayı başardı. Şirket, böylece üst üste 17 yıl boyunca global TV pazarının lideri konumunda yer almış oldu.

Samsung, bağımsız pazar araştırma şirketi Omdia’nın verilerine göre 2022 yılında bir kez daha dünya TV pazarının lideri oldu. Böylece Samsung, 17 yıl boyunca üst üste global TV pazarının birincisi oldu. Söz konusu veriler, Informa Tech LLC şirketi tarafından 2022’nin son çeyreğinde yayımlanan “TV Sets Spotlight / TV Sets Merket Tracker” raporuna dayanıyor. Raporda, dünya çapında üreticiler tarafından bizzat paylaşılan “yıllık satış adedi / ciro” rakamları yer alıyor.  

Premium ve üst düzey izleme deneyimi sunan TV ve ekran serilerine öncelik veren Samsung, özellikle Neo QLED serisi gibi ürün ve teknolojilerle TV sektöründeki liderliğini sürdürüyor. Omdia’nın araştırmasına konu olan verilere göre Samsung, 2022 yılında QLED ve Neo QLED TV satışlarında 9 milyon 650 bin adetlik bir satış rakamı yakaladı. Neo QLED ve QLED serilerinin, 2017’de gerçekleşen lansmanından bu yana Samsung toplam 35 milyon satış adedine ulaştı. Yine aynı verilere dayanarak Samsung ayrıca, 2022’de ultra geniş ekran TV pazarının da lideri oldu. 2022 yılında 75 inç ve üzeri TV’lerde pazar payını yüzde 36,1; 80 inç ve üzeri TV’lerdeki pazar payını ise yüzde 42,9 olarak açıklayan şirket, 2.500 dolar üzeri fiyat etiketine sahip premium TV kategorisinde ise yüzde 48,6 ile en büyük pazar payına sahip.

“Bu başarı, kullanıcılarımızın ürünlerimize duyduğu sadakat ve güvenle mümkün oldu”

Markanın globalde yakaladığı bu başarıdan büyük mutluluk duyduklarını belirten Samsung Electronics Türkiye Tüketici Elektroniği Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Mert Gürsoy, 

“Samsung olarak televizyon endüstrisindeki en iyiye ulaşma motivasyonumuzu; yüksek teknoloji, benzersiz tasarım ve tüketici odaklı kullanım kolaylığı sağlayan akıllı özellikler ile gerçekleştirmek için tüm gayretimizle çalışıyoruz. Bu güçlü iddiamızı, bağımsız araştırma şirketlerinin verileriyle kanıtlamak bizi ayrıca mutlu ediyor. 17 yıl boyunca aralıksız sürdürdüğümüz pazar liderliği, kullanıcılarımızın ürünlerimize duyduğu sadakat ve güvenle mümkün oldu. Samsung Türkiye Tüketici Elektroniği birimi olarak Global bu başarıyı Türkiye’de de 8 Yıldır aralıksız cirosal pazar lideri olarak devam ettirmekteyiz. Toplam pazar liderliğinin yanında global fotoğrafa benzer şekilde 2022’de Türkiye ultra geniş ekran TV pazarının da lideri oldu. 2022 yılında 75 inç ve üzeri TV’lerde pazar payını yüzde 69; 80 inç ve üzeri TV’lerdeki pazar payını ise yüzde 75 olarak açıklayan şirketimiz, 2.500 dolar üzeri fiyat etiketine sahip premium TV kategorisinde ise yüzde 76 ile en büyük pazar payına sahip. Samsung Türkiye’nin Global rakamların çok ötesindeki bu başarı, sadece Türkiye değil bağlı olduğumuz MENA bölgesi içerisinde hem Türkiye’nin TV satışları bakımından lider konuma getirdi hem de MENA bölgesi toplam satışlarına da ciddi katkı sağladı. Bu başarıyı; hem büyük bir gurur hem de markamıza güvenen değerli tüketicilerimize önümüzdeki yıllarda daha fazlasını sağlamak amacıyla yeni hedefler olarak görüyoruz” dedi.

Samsung’un global TV pazarı liderliğine giden yolculuğu 2006’da başladı

Samsung, TV pazarındaki 17 yıllık liderliğini kullanıcı odaklı tasarımlarının yanı sıra her yeni cihazla birlikte daha da iyileşen kullanıcı deneyimleri sayesinde sürdürüyor. Samsung’un ilk kez 2006 yılında piyasaya sunduğu Bordeaux TV, incelikli tasarım çizgisine ve hafif bir yapıya sahip LCD TV’lerin yaygınlaşmasını sağladı. Böylece Samsung, TV pazarında dünya liderliği koltuğunun sahibi oldu. Samsung, 2009 yılında çıkardığı ilk LED TV ve 2011’de çıkardığı ilk akıllı TV ile çığır açan teknolojileri sayesinde pazar liderliğini korumaya devam etti. 

Samsung’un Quantum Mini LED teknolojisi ile Neo QLED ve MICRO LED ekranları ezberleri bozdu

Samsung, geliştirdiği öncü teknolojileriyle görüntü kalitesi ile inovasyonun sınırlarını zorlamaya devam etti.  İlk defa 2017 yılında piyasaya sunduğu QLED TV ile ‘yeni nesil ekran’ kavramını getirdi. Bu ekranlarda kullanılan kuantum nokta teknolojisi ise renk hacminde yüzde 100’lük bir oran yakaladı. 2018 yılının çığır açan QLED 8K ekranlarını, 2021 yılında Quantum Mini LED teknolojisiyle Neo QLED ve MICRO LED ekranlar izledi. Tüm bu yenilikçi teknolojiler, TV’lerdeki görüntü kalitesi ve kullanıcı deneyimine yeni bir boyut kazandırırken, her lansmanda sınırları yeniden değiştirdi. 

Samsung, Lifestyle TV serisi gibi yeni kategorilerde de ön saflarda yer almaya devam ediyor. Şirket, 2016 yılında The Serif’in ikonik tasarımıyla yeniliklerine devam ederken; The Frame, The Sero, The Terrace, The Premiere ve The Freestyle gibi kullanıcı deneyimini bir üst boyuta taşıyan inovasyonlar geliştirmeye devam etti.

2023’te kişiselleştirmeye ve kullanıcı ihtiyaçlarına odaklanıyor

Samsung, 2023 yılında kullanıcıların ihtiyaçlarına odaklanan teknolojiler geliştirmeye devam ediyor. Samsung, SmartThings ekosistemi sayesinde birden fazla cihaz arasındaki entegrasyon ve bağlantı özelliklerini daha da kusursuz hale getirmeye odaklanıyor. Güvenlik özellikleri ise Samsung dünyasında en büyük öncelik olarak önemini korumaya devam ediyor. Samsung TV kullanıcıları, kişiselleştirme özelliğini her geçen gün artıran ürünler sayesinde ekranlarını tamamen kendi tercihlerine ve ihtiyaçlarına göre kullanabiliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Dijital Dönüşüme Adaptasyonda Öncü Projeler Hayata Geçirdiler

Dijital Dönüşüme Adaptasyonda Öncü Projeler Hayata Geçirdiler

Her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilen, bu yıl da 18-20 Ekim tarihleri arasında çevrimiçi olarak düzenlenen 7. İnsan Kaynakları Yönetimi ve Dijitalleşme Zirvesi’nin son gününde Merck Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Gaye Mescioğlu da konuşmacı olarak yer aldı. 

 

İnsan Kaynakları alanında çalışan profesyonellere bilgi ve becerilerini geliştirme, yeteneklerini keşfetme imkanı sunan, farklı sektörlere dair bilgi ve deneyimlerin paylaşıldığı bir platform olan İnsan Kaynakları Yönetimi ve Dijitalleşme Zirvesi’nde, “Çalışanların Dijital Dönüşümüne Adaptasyonunda İK’nın Rolü” başlığıyla konuşma yapan Mescioğlu şunları söyledi:

 

“Uzun bir pandemi dönemini geride bırakırken, iş dünyasında yaşanan değişimle paralel olarak İK uygulamalarında da yeni bir dönem başladı. Bu süreçte yapılan çeşitli anketlerin sonuçları incelendiğinde; çalışanlar, esnek ve hibrit çalışma modelinin verimliliklerini artırdıklarını, dijital ortamda çalışmanın motivasyonu pozitif etkilediğini belirtiyor. Bu yeni çalışma modelinin kalıcı olarak hayatımıza girdiğini gözönüne alırsak tam da bu noktada İnsan Kaynaklarına önemli sorumluluklar düşüyor. 

 

Merck’te dijitalleşme şirketimizin en öncelikli ve stratejik konularından birisi. Pandemi süresince de İK olarak birçok alanda dijital projeleri hayata geçirdik. Merck Global İnsan Kaynakları’nın başlattığı “Geleceğin Çalışma Modelleri” (Future Ways of Working) Projesi kapsamında Türkiye’deki Uzaktan Çalışma Regülasyonlarını da entegre ettiğimiz Merck Türkiye Yeni Esnek ve Uzaktan/Hibrit Çalışma Modelleri Projemizi Ocak 2021 itibariyle hayata geçirdik. Bu proje ile çalışanlarımıza, internet bağlantısının olduğu her yerden çalışma imkanı sunuyoruz. 

 

Pandemi ile şirketlerin daha fazla dijitale önem vermesi gerekti. Çalışanlarımızın da tamamen dijital ortama adaptasyonu için bu süreçte onların gelişimine yönelik çok çeşitli araçlar ve gelişim programları sunduk. İletişim, Dijital Ortamlarda Toplantı Yönetimi, Sunum Becerileri, İyi Olma Hali, Liderlik Gelişimi, Takım Çalışması gibi sınıf içi eğitim programlarımızı dijital ortama taşıdık. Liderlik eğitimimizin bir bölümüne dijital ortamda ekip yönetimi ve gelişimi konusunu entegre ettik. Ayrıca geleneksel olarak gerçekleştirdiğimiz “Gelişim Haftası” Projemizi de tamamen dijital olarak hayata geçirdik.  

 

 

Pandemi döneminde çalışanlarımızın mental sağlığını da desteklemek amacıyla dijital üzerinden yürütülen “İyi Olma Hali Kampanya”sı adı altında bir projeyi de hayata geçirdik. Bu alanda uzman birçok kişi ile gelişim sohbetleri organize ettik. 

 

Dijital Dönüşüm süreci aynı zamanda bir değişim yönetimi gerektirdi. Bunu yaparken, “Yüksek Etki Kültürü” dediğimiz, Merck’in global olarak belirlenmiş olan, hem ortak başarıyı hem de bireysel katkıyı öne çıkaran yeni kültürünü de Türkiye’ye adapte ettik. Bu projede Genel Müdürümüz ve Üst Yönetim ile IK olarak çok yakın çalıştık. Yüksek Etki Kültürünün şirkette kabul görüp hayata geçmesi için, bu konuda çalışmalar yapan genç yeteneklerden oluşan gönüllü gruplar kurduk. 

 

Dijital dönüşüm çalışanların ve liderlerin kendi sorumluluklarını alarak çalıştıkları bir ortamı destekledi. Bu çalışma modeli, sorumluluk almayı, işini sahiplenmeyi ve kişisel disiplini çok önemli kıldı. Dolayısıyla, iş dünyası da “Resilience” – “Kişisel Dayanıklılık” ve “Accountability” – “Kendi sorumluluklarını üstlenerek hesap verebilirlik” gibi yetkinlikleri daha fazla vurgular oldu.”

 

Merck Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Gaye Mescioğlu sözlerini bu süreçte IK’nın stratejik iş ortağı rolünün daha da pekiştiğini ve tüm bu değişim sürecinde hayata geçirilen projelerin çalışan bağlılığını ve motivasyonunu olumlu yönde etkilediğini belirterek tamamladı.   

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Spotify açıkladı: Türkiye’de arabesk dinlemeleri 4’e katlandı, en çok Müslüm Gürses dinlendi – Teknoloji

Spotify açıkladı: Türkiye’de arabesk dinlemeleri 4’e katlandı, en çok Müslüm Gürses dinlendi – Teknoloji

Müzik dinleme platformu Spotify, Türkiye’de arabesk türünün son üç yılda dört kat daha fazla dinlendiğini açıkladı. 

Log’da yer alan habere göre, Spotify Türkiye tırmanışta olan arabesk türüne dair bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Türkiye’de arabesk dinlenmeleri son üç yılda 4’e katlanırken, Müslüm Baba tüm zamanların en çok dinlenen arabesk sanatçısı oldu. Arabeski en çok dinleyen yaş grubu ise Z Kuşağı! Arabeske olan ilgi Spotify verilerinde de açıkça görülüyor. Öyle ki 2019 yılı Ocak – Ağustos dönemine kıyasla 2022 yılının aynı döneminde, arabesk dinlemelerinde yüzde 287’lik bir artış olduğu görülüyor.” İfadeleri yer aldı.

EN ÇOK ARABESK DİNLEYEN Z KUŞAĞI OLDU

Spotify, arabesk türüne yönelik ilginin karşısında “arabesk pop” ve “arabesk rap” olmak üzere iki yeni çalma listesi yayımladı. Şirket ayrıca “Türkiye’deki Spotify kullanıcılarının arabesk müzik dinleme alışkanlıklarına göz attığımızda öne çıkan çarpıcı veriler şöyle oldu” dedi ve bu konuda şunları paylaştı:-Türkiye’de başlığında “arabesk” geçen ve kullanıcılar tarafından oluşturulmuş 162 binin üzerinde çalma listesi bulunuyor. -2022’de en çok arabesk dinleyen yaş grubu ise yüzde 46 ile 18-24 yaş grubu; yani Z kuşağı!- Koşu temalı çalma listelerinin içinde en az 1 tane arabesk türünde şarkı yer alıyor. Spor esnasında arabesk ile motivasyonumuzu artıracak kadar bu müzik türünün bağımlısı olduğumuz sonucunu çıkarmak mümkün! -2022 yılında arabesk türündeki dinlemelerin yüzde 84’ü Türkiye’deki kullanıcılara ait.  – Türkiye’den sonra en çok arabesk dinlenen ilk üç ülke Almanya, Hollanda ve Fransa olarak öne çıkıyor. 2022 yılında Spotify’da arabesk türünde en çok dinlenen 10 sanatçı ise şöyle oldu:Müslüm Gürses
Ebru Gündeş
Funda Arar
Bergen
Yıldız Tilbe
İbrahim Tatlıses
Ebru Yaşar
Hakan Altun
Cengiz Kurtoğlu
Azer BülbülArabesk türünde en çok dinlenen 10 şarkı ise şöyle listelendi: 1. Al Sevgilim – Funda Arar, Semicenk
2. İçime Ata Ata – Burak Bulut, Ebru Yaşar, Kurtuluş Kuş
3. Sen Affetsen – Bergen
4. Cennet – Ebru Gündeş
5. Seni Yazdım – Müslüm Gürses
6. Yediverenim – Funda Arar
7. Nilüfer – Müslüm Gürses
8. Sabah Olmadan – Güllü
9. İnsan Dertli Olunca – Bergen
10. Benim İçin Üzülme – Bergen

Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Yorglass’tan çalışanlar arasında uçtan uca iletişimi artıran yenilikçi uygulamalar

Yorglass’tan çalışanlar arasında uçtan uca iletişimi artıran yenilikçi uygulamalar

Cama hayat veren Yorglass, çalışan motivasyonu ve bağlılığını artırmak için attığı adımlara sosyal platform Ming ile bir yenisini daha ekledi

Yarım asırdır iş birliği ve dayanışma bilinciyle cama hayat veren güvenilir ve global tedarikçi Yorglass; iş stratejilerini, operasyonlarını ve kültürünü de bu ilkeler ışığında sürdürüyor. Ortak kalkınma kültürünün gücüne duyduğu inanç ve sürdürülebilirlik bakış açısı çerçevesinde açık iletişim kanallarını önemseyen Yorglass, yenilikçi İK uygulamalarını şirketin her katmanına entegre ederken farklı platformlardan da yararlanıyor. Bu kapsamda çalışanların birbirleriyle ve kurumla olan etkileşimini, motivasyonunu ve bağlılığı artırmayı amaçlayan ilk kurum içi start-up programının ürünü olan Ming’i kullanan Yorglass, oyunlaştırmanın dinamiklerinden faydalanarak şirket içi sosyal ortam oluşturuyor.

 

İşe ve emeğe değer veren, tüm fikirlere açık, evrensel kaliteyi temel alan, tüm paydaşların etkileşimde olduğu bir çalışma kültürü benimseyen Yorglass, herkes için gelişimin esas olduğu İK yaklaşımıyla dikkat çekiyor. Alanında uzmanlaşmış, yeniliğe ve gelişime açık insan değerinin yetiştirilmesini destekleyen Yorglass, çalışanlarının kariyerlerine ve kişisel gelişimlerine de katkı sağlıyor. Çalışanların birbirleriyle ve kurumla olan etkileşimini artırmayı hedefleyen bir sosyal platform olan Ming uygulamasının hayata geçirilmesi ile Yorglass; çalışanlarının hedeflerini takip edebilme, kaynak tasarrufu sağlama, kurumun dijitalleşmesine katkı sağlama ve farklı şehirlerdeki işletmelerde görev alan çalışanlarının birbirine bağlanması gibi birçok avantaj sağlamış oluyor. Ming Kurucusu ve Yorglass Yönetim Kurulu Üyesi Merve Yorgancılar Işıtmak, birbirinden farklı ama bir kurumun ihtiyaç duyabileceği birçok özelliği bünyesinde barındıran uygulamayı ihtiyaçtan doğan bir kurum içi girişimcilik örneği olarak tanımlıyor.

 

Ming, çalışanlar arasında uçtan uca etkileşim sağlıyor

Yorglass olarak değişen dünyanın dinamiklerine adapte olmak için sadece operasyonel anlamda değil insan kaynakları gibi şirketin temelini oluşturan farklı departmanlarda da yenilikçi perspektifler benimsediklerini söyleyen Merve Yorgancılar Işıtmak; “Sunduğumuz çözümleri müşterilerimize değer katacak şekilde yeniden yapılandırma amacıyla dijitalleşme yolculuğumuza önce insan kaynakları süreçlerinden başladık ve işe alımdan itibaren bütün süreçlerimizi dijitale taşıdık. İK operasyonlarımızı bulut temelli bir insan kaynakları uygulaması olan Success Factor üzerinden yönetmeye başladık. Farklı lokasyonlardaki arkadaşlarımızla ortak hedef kültürünü oluşturabilmek adına dijitalleşme sürecimize üretimde çalışan personelimizi de dahil ettik. Açıkçası kurum içi iletişimin güçlü olduğu şirketlerde ortak hedef mantığının ve kültürünün daha hızlı ve sağlam oluştuğunuzu gördük. Bunun içinse Ming projesini hayata geçirdik. Ortak hedef mantığını esas alan oyunlaştırma tabanlı bu uygulama, her şirkete kendi bütçesine göre market yönetimi imkânı sunuyor ve böylece motivasyon bütçelerinin daha iyi yönetilmesini sağlıyor. Aynı zamanda yeni bordro modülü sayesinde bütün çalışanlar, bordrolarını Ming üzerinden alabildiği için, insan kaynakları operasyonları da kolaylaşıyor. Şöyle ki, uygulama içi aksiyonlardan puan kazandırıyor, kazanılan puanları markette ödüle dönüştürüyor. Kurum içi sosyal bir platform olan Ming, kurum içi iletişimi açık hale getirerek tüm beyaz ve mavi yakalı çalışanlarımızla uçtan uca etkileşim halinde kalmamızı sağlıyor” dedi

 

Çift taraflı iletişim ve ödül sistemiyle aidiyet duygusunu pekiştiriyor

Ming’in şirketin her katmanında karşılık bulabildiğine dikkat çeken Yorgancılar; “Uygulama, e- posta adresi gerektirmiyor ve çalışanlar mail adresleri olmadan sadece telefon numarası ile giriş yapabiliyor. Bu noktada SMS doğrulama sistemi ile güvenliği üst seviyeye taşıdık, sadece kurum içinde aktif çalışanların sisteme erişebilmesini ve bu erişimi de yaptığımız entegrasyonlarla sağladık. Böylelikle hem beyaz hem de mavi yaka çalışanlarla anında iletişim kurabiliyoruz. Çalışanların paylaşım ya da yorum yapma imkânı olduğu için kurum içi iletişim çift yönlü hale geliyor; bu da kurumun çalışanını daha iyi tanımasını ve analiz etmesini sağlıyor. Yorglass’ın ilk kurum içi start-up programının ürünü olan Ming aynı zamanda kurumların sosyal medya hesaplarında daha şeffaf iletişim süreci yürütmelerini de sağlıyor. Çünkü çalışanların uygulama içinde yaptığı yorumlar doğrudan farklı platformlar üzerinden rahatlıkla yayınlanabiliyor. Platform; anketler, duyurular, iş ilanları, doğum günleri ve öneri gibi tüm çalışanları ilgilendiren konuları tek uygulama üzerinden yönetme imkânı sunuyor. Özelleştirilebilen puan ekonomisi sayesinde de çalışan sayısı ve bütçe girilerek kuruma özel sadakat sistemi oluşturuyor, market içeriklerini belirleyerek çalışanlarımızı motive edecek ödülleri eklememizi sağlıyor” diye belirtti.

 

Aynı hedefe doğru ilerleyen kararlı bir ekosistem yaratıyor

Ming’in yarattığı sinerjinin şirket hedeflerine ulaşmada itici bir güç oluşturduğunu ifade eden Yorgancılar, bu sinerjinin kazanımlarını şu şekilde anlattı: “Ming’in bize sağladığı en önemli avantajlardan biri de şirketimizin hedeflerini bu uygulamaya entegre edebilmek. Bu noktada kurum olarak belirlediğimiz hedefler puanlama sistemine dahil ediliyor ve tüm çalışanların aynı hedefe odaklanılması sağlanıyor. Görev bazlı çalışan performans sistemi ile yıl boyunca hem yöneticinin çalışanı hem de çalışanın yöneticisini uzun vadeli ve iş bazında değerlendirmesiyle gerçekçi bir performans verisi ortaya çıkıyor. Üstelik buradan alınan veriler iş süreçlerimizin iyileştirilmesinde önemli bir yol gösterici oluyor. Ming ile servis, yemekhane, iş ayakkabısı gibi çalışanların ihtiyaçları ile ilgili pek çok farklı konuda anketler yaparak satın alma ve iyileştirme kararlarını bu sonuçlara göre alıyoruz. Örneğin, çalışanlarımıza en sevdikleri yemekleri soruyoruz ve çıkan sonuçlar yemekhane listesini planlamada belirleyici oluyor. En önemlisi de gözden kaçabilen konular Ming’de raporlanabildiği için ilgili birimler her türlü konuda hızla aksiyon alabiliyor. Sosyal dayanışma kapsamında ayrıca ilanlar modülü de Ming’i tercih etmemizi sağladı. Bu modül sayesinde çalışanlar, ücretli veya ücretsiz bir şekilde kullanmadıkları eşyaları şirketteki çalışma arkadaşlarına verme ya da satma imkânı elde ediyor.”

 

Sosyal dayanışmayı esas alan ilan modülünün 2020’de İzmir’de meydana gelen deprem sonrasında ortaya çıktığını sözlerine ekleyen Yorgancılar; “Bu üzücü olaydan sonra şirket içerisinde çok ciddi bir dayanışma iklimi oluştu ve çalışanlarımız arasında çok fazla ürün alışverişi gerçekleşti. Biz de bunu daha kalıcı ve faydalı hale getirmek amacıyla Ming’e entegre ettik” dedi.

 

“Başarıda da zorluklarda da birlikte ve yan yana olmak önceliğimiz”

Ming başta olmak üzere hayata geçirdikleri tüm uygulamalar ve benimsedikleri tüm yaklaşımların temelinde “insan emeğine verilen kıymetin” yattığını vurgulayan Merve Yorgancılar Işıtmak; “Bu zamana kadar attığımız tüm adımlarda önceliğimiz değer yaratmak ve hayata dokunmak oldu. Yorglass olarak hep birlikte üretmeye, çalışmaya hem ülkemiz hem çevremiz hem de yaşamımız için daha iyisini ortaya koymaya devam ederken, en önemli gücümüz olan çalışanlarımızın her zaman yanında oluyoruz. Bu kapsamda attığımız pek çok adıma ek olarak, 2022 yılının mayıs ayında çalışanlarımızın maaşına yüzde 25, aldığımız son kararla da temmuz ayı ücretlerine yüzde 10’luk bir ara iyileştirme yaptık. Eylül ayı maaşlarına da yüzde 5 oranında zam uygulayacağız. Çalışanlarımıza hem maddi alanda hem de kariyer ve kişisel gelişim alanında desteklerimizi sürdüreceğiz” sözleriyle açıklamasını tamamladı.

Haber Kaynağı ulusal24.com

Buca’da Teknoloji Zirvesi – Ulusal24.com

Buca’da Teknoloji Zirvesi – Ulusal24.com

Dijital çağda gençlere “Teknoloji Zirvesi”

 

GENÇ girişimcilerin çoğalması için çalışmalar yürüten Buca Belediyesi, “Google Cloud” ve “Firebase” gibi yeni teknolojileri uzmanları tarafından gençlere aktarmak için Google Developer Students Clubs Dokuz Eylül Üniversitesi ortaklığı ile “Teknoloji Zirvesi” düzenledi. Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, sosyal belediyecilik anlayışı gereği Türkiye’nin ve İzmir’in en büyük sorunlarından biri olan işsizliğe karşı yeterli donanımın kazandırılması için çaba gösterdiklerini vurgularken, gençler de kurumsal şirketlerde staj imkanı olanağı buldu. 

 

Gençlerin dijital çağın gereklerine uygun donanım kazanmaları ve iş olanaklarını artırmaları için eğitim alanında faaliyetlerini sürdüren Buca Belediyesi, Tarık Akan Gençlik Merkezi’nde düzenlediği “Buca’da Teknoloji Zirvesi” adlı etkinliği ile genç katılımcılara yeni bir ufuk açtı. Üniversitelerde Google teknolojilerine ilgi duyan öğrencilerin bir araya gelmesiyle oluşan Google Developer Students Clubs Dokuz Eylül Üniversitesi ortaklığıyla gerçekleşen ve “Google Cloud” ve “Firebase” gibi teknolojilerin yanı sıra girişimcilik, motivasyon, liderlik gibi konuların da ele alındığı zirvede gençler staj imkanı için de bir zemin bulmuş oldu. Buca Belediye Başkanı  Erhan Kılıç, “Türkiye’nin ve İzmir’in en büyük sorunlarından biri olan işsizliğe karşı yeterli donanımın kazandırılması için çaba gösteriyoruz. Alanında uzman, kariyer sahibi insanlardan başarı hikayelerini de dinleyen gençlerimizin kariyerlerine katkı koyduğumuz için mutluyuz” dedi.

 

UZMANLAR ANLATTI

İki gün süren ve toplam altı oturumda gerçekleştirilen zirvede Akbank’ın 21. Yüzyıl yeniliklerini anlatan Diğdem Dökmeci, girişimcilik üzerine gençlere bir sunum yapan YANCEP’in kurucusu Hilmi Kaya, “Firebase” teknolojisi üzerine bilgi veren Getir Yazılımcısı Alican Erdurmaz, Hepsiburada’nın başarı hikayesini anlatan Dilara Koçoğlu, “Cloud” teknolojisini anlatan Mühendis-Girişimci Çağrı Soydaş, motivasyon ve başarı hikayeleri konulu sunumunu gerçekleştiren Digi Game Startup Studio Topluluk Yöneticisi Kaya Sinem, gençlerle bir araya geldi. Başarıya ulaşan yolda kariyer planlaması hakkında da fikir edinen gençlere yönelik gerçekleşen zirve, çekilişlerle de renklendi. Çekilişle 6 öğrenciye 2 aylık fittness ve havuz üyeliği verildi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Enerjisini güneşten alıyor 140 ülkeye çelik ihraç ediyor – Ulusal24.com

Enerjisini güneşten alıyor 140 ülkeye çelik ihraç ediyor – Ulusal24.com

Kocaer Çelik, insana ve doğaya saygı değerleriyle çelik sektörünü geleceğe taşıyor

Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında yer alan Kocaer Çelik, 6 kıtada 140 ülkeye ihraç ettiği çeliği sürdürülebilir bir çevre için güneşten aldığı temiz enerjiyle üretiyor. Yıllık 800 bin ton üretim kapasitesi olan Kocaer Çelik, insana ve doğaya saygı ilkesiyle İzmir’deki üretim tesislerinin çatılarını güneş enerji sistemiyle kaplattı. 

 

Dört yıldır üst üste Ege Bölgesi çelik profil ihracat şampiyonu olan Kocaer Çelik, uluslararası ticarete yön veren AB Yeşil Mutabakatı’na yönelik yapısal dönüşümüne de hız verdi. Yaptığı yatırımlarla enerji kullanımının yüzde 30’un üzerinde yenilenebilir ve temiz kaynaklardan karşılayan Kocaer Çelik’in Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kocaer, “Amacımız ve hayalimiz sürdürülebilir bir dünya ve geleceğe yaşanabilir bir miras bırakmak” dedi.

 

Demir-çelik sektörünün çelik profil segmentinde faaliyet gösteren, enerji nakil hattı, güneş enerjisi altyapısı, yapısal çelik, ulaşım, madencilik, tünel, gemi inşa, tarım, makine imalat, savunma sanayi sektörlerine yönelik çelik profil üretimi gerçekleştiren, demir-çelik sektöründe ilklerin markası olan ve 60 yılın üzerinde ülkemize değer katan Kocaer Çelik, temiz enerji atılımıyla da sektöre öncülük ediyor. Ülkemizin çelik profil alanında 2018’den bu yana Ege Bölgesi’nde üst üste ihracat şampiyonu olan Kocaer Çelik, 140 ülkeye gönderdiği çelik profilleri temiz enerjiyle üretmenin gururunu yaşıyor. Kocaer Çelik’in en büyük gurur kaynağı ise şirketin sürdürülebilirlik stratejisi. Kocaer Çelik, uzun dönem stratejilerini insana ve dünyaya saygı çerçevesinde belirliyor. 

 

100 bin ağaca eşdeğer çevresel fayda

Kocaer Çelik, kendi değerleriyle sürdürülebilir toplum değerlerini harmanlayarak iş yapış şeklini belirliyor. Doğal kaynaklar ve çevrenin sürdürülebilirliğini sağlamaya odaklanıyor, çözümler üretiyor. Hedef; geleceğe sürdürülebilir bir gezegen ve yaşanabilir yarınlara miras bırakmak. Yeşil enerji ve temiz üretim stratejileri kapsamında Aliağa’da yer alan üç üretim tesisinin çatılarında Güneş Enerji Sistemleri (GES) yatırımı tamamlandı. Galvaniz Fabrikası ve Servis Merkezi’nin çatıları da haziran ayından itibaren devreye alınıp, elektrik üretmeye başlanacak. Toplam 280 bin metrekare alana kurulu olan dört fabrika ve Servis Merkezi’nin 85 bin metrekarelik kapalı alanında, çatılarının tamamı güneş panelleriyle kaplanacak. 

Ekonomimizden sanayimize, finansmana erişimimizden ihracatımıza her şeyi belirleme gücü olan Aralık 2019 tarihinde açıklanan AB Yeşil Mutabakatı’na uyum ve ihracatta rekabetçiliğin korunması için öngörülen dönüşümler kapsamında, karbon ayak izini azaltma ve temiz enerjinin üretim süreçlerindeki payının artırılması büyük önem taşıyor. Kocaer Çelik; T.C. Ticaret Bakanlığı’nın AB Yeşil Mutabakatı’na uyum süreci ile ilgili hazırladığı Eylem Planı doğrultusunda gerekli dönüşümleri sağlamak amacıyla öncü yatırım yapan ilk şirketlerden biri olarak da fark yaratıyor. 

Bölgenin en büyük çatı GES’i

Kocaer Çelik, Çatı Üzeri Güneş Enerji Sistemleri Projesi ile yeşil mutabakat ve karbon ayak izi kapsamında tükettiği enerjinin yüzde 30’unun üzerinde bölümünü yenilenebilir ve temiz enerji ile karşılıyor. Bu yatırım sonucunda yıllık 5 bin ton karbon salınımının önüne geçmekle birlikte, yılda 100 bin ağaç dikimine eşdeğer çevresel fayda sağlanıyor.

Sürdürülebilirlik odaklı çalışmaları kapsamında topluma ve çevreye sürekli değer yaratan Kocaer Çelik, Aliağa’daki fabrikalarına sıfır atık belgesi alarak da sektördeki bir ilki gerçekleştirdi. Karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştiren Kocaer Çelik, tesislerine kurduğu güneş enerji santrali yatırımıyla da örnek şirketler arasında yer alıyor. Bu tesis aynı zamanda 7.7 MW ve haziran ayında devreye alacağı 1.5 MW toplam 9.2 MW kurulu güç ve 85 bin metre karelik alanı ile Ege Bölgesi’nin en büyük çatı GES’i durumunda. 

 

Hedef 2022’de tam yeşil enerji

Kocaer Çelik, 2022 sonu itibarıyla tükettiği tüm enerjiyi üretecek projeleri devreye alarak 45 milyon kwh elektrik üretmeyi ve sektöründe yine bir ilki gerçekleştirmeyi hedefliyor. Doğal kaynak tüketimini ve karbon emisyonunu azaltma amaçlayan şirket, 2022 yılının ocak ayında devreye aldığı Galvaniz Tesisi binasında da yeşil bina sertifikasyon işlemlerine başladı. USDGBC (Amerikan Yeşil Binalar Konseyi) tarafından derecelendirilmek üzere LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) sertifika sistemine başvuru gerçekleştirildi. Kocaer Çelik böylece LEED sertifikalı enerji ve çevre dostu bir üretim tesisini ülkemiz sanayisine kazandırmanın gurunu yaşayacak. Karbon-nötr uygulamaları da hızlı bir şekilde hayata geçiriliyor. Şirket, gelecek yıllarda AB Yeşil Mutabakat anlaşmasına ve buna bağlı olarak mevzuatlara uygun stratejik planlarını oluşturdu.

 

Sürdürülebilirlik felsefesiyle büyüyor

Alanında sadece Ege Bölgesi’nin değil, Türkiye’nin en büyük 100 ihracatçısı ve en büyük 100 sanayi şirketlerinden biri olan Kocaer Çelik için asıl gurur kaynağı ise 60 yılın üzerindeki köklerinden almış olduğu, insana ve dünyaya saygı felsefesi oluyor. Şirkette tüm iş yapış süreçlerine doğaya, insana, geleceğe saygı ilkesi entegre ediliyor. Tüm çalışanlar da bu sürece dâhil ediliyor. Çalışanların isimlerini yazarak onlara özel 1.100 selvi ağacından oluşan bir orman oluşturuldu ve bölgenin havasını iyileştiren ağaçların bakımını da yine şirket çalışanları yapıyor. Şirketteki araçların tamamı çevre dostu hibrit araçlardan oluşuyor. Üretim tesislerinde enerji yöneticileri ve Ar-Ge çalışmaları ile birlikte enerji etütleri ve bunun sonucunda birçok enerji verimliliği projesi gerçekleştiriliyor. Verimlilik Artırıcı Projeler (VAP) ile şirketin verimliliği artırılarak, enerji tüketimini azaltacak çözümler geliştiriliyor. Şirkete en çok gurur ve ilham veren, motivasyonu artıran; hayatın her yerinde var olmak ve hayata değer katan bu girişimlerdir. 

Haber Kaynağı www.ulusal24.com