Instagram’dan istismara önlem – Teknoloji

Instagram’dan istismara önlem – Teknoloji

Sosyal medya şirketi blogunda yaptığı açıklamayla bu özellikleri, cinsel dolandırıcılık ve görsel istismara karşı olma amaçlı şekilde, özellikle suç işleyenlerin gençlerle iletişime geçmesini zorlaştırmaya yönelik test ettiğini duyurdu.

Instagram’a göre dolandırıcılar sıklıkla direkt mesaj yöntemiyle kişilerden müstehcen görüntüler istiyor. Bununla başa çıkabilmek için Instagram yakın zamanda direkt mesajlardaki çıplak fotoğrafları otomatik olarak bulanıklaştıracak bir çıplaklık koruması özelliğini denemeye başlayacak.

Blog gönderisinde şöyle deniyor: “Bu özellik yalnızca insanları DM’lerinde istenmeyen çıplaklık görmekten korumak için değil, aynı zamanda insanları kandırarak karşılığında kendi görüntülerini göndermelerini sağlamak için çıplak görüntüler gönderebilecek dolandırıcılardan korumak için de tasarlandı.”

Özellik tüm dünyadaki 18 yaş altı kullanıcılar için varsayılan olarak açılacak. Yetişkin kullanıcılar ise bu özellik aktifleştirmelerini öneren bir bildirimle karşılaşacak. Çıplaklık içeren görüntüler, bir uyarıyla birlikte bulanık olarak gösterilecek ve kullanıcılar istedikleri takdirde gerçek halini de görebilecekler. Bununla birlikte uyarıda görseli gönderen kişiyi engelleme ve sohbeti bildirme seçenekleri de yer alacak.

Çıplaklık içeren görüntüler gönderenler için de “hassas fotoğrafları” gönderirken dikkatli olmalarını hatırlatacak bir mesaj gösterilecek. Bununla birlikte fotoğrafları gönderdikten sonra fikrini değiştiren kullanıcılar için de gönderimi geri alma seçeneği olduğu hatırlatılacak. Her ne kadar Instagram’ın sahibi olan Meta, Facebook ve WhatsApp uygulamalarının da sahibi olsa da, bu özellik diğer platformlarda sunulmayacak.

Bu özellik dışında Instagram, cinsel şantaj uygulaması potansiyel görünen hesapları tespit edecek bir teknoloji üzerinde de çalıştığını duyurdu. Belirlenen bu hesapların, 18 yaş altı bir profile girdiğinde mesaj gönderme butonunun görüntülenmesi engellenecek.

Haber Kaynağı ulusal24.com

Yeni Intel Core Ultra – Ulusal24 Haber Merkezi

Yeni Intel Core Ultra – Ulusal24 Haber Merkezi

Acer, yeni Swift Go 14 ile ince ve hafif bir dizüstü bilgisayar tasarımını geniş iş hacmi ve benzersiz bir kullanım deneyimi sunan yapay zeka desteğiyle buluşturuyor.

Öğrencilerin, profesyonellerin ve içerik üreticilerinin kişiselleştirilmiş kullanım deneyimlerine katkı sağlamak ve ihtiyaç duydukları işlem performansını sağlamak üzere satışa sunulan Acer Swift Go 14 (SFG14-72), gücünü Intel® Core™ Ultra 7 işlemciden alıyor. Cihaz ayrıca, Intel Arc grafik işleme birimi (GPU) ve entegre sinir işleme birimi (NPU) Intel AI Boost özellikleri sayesinde yapay zeka iş yükleri için etkili bilgi işlem yetenekleri sağlayarak kullanıcı deneyimini daha sürükleyici bir hale getiriyor. Cihazın yapay zeka destekli yetenekleri arasında video konferans ve özelleştirme araçları için Acer PurifiedVoice™ ve Acer PurifiedView™ gibi bir dizi seçenek bulunuyor. Öte yandan Windows 11’de yer alan Microsoft Copilot uygulaması da dizüstü bilgisayarda görevlerin ve iş akışlarının tamamlanmasını kolaylaştırıyor.

Yeni Nesil Hız: Intel Core Ultra 7 ile Kesintisiz İşlem Gücü 

Intel Core Ultra 7 155H işlemci ile donatılmış olan ve Intel Evo Edition platformunu destekleyen Acer Swift Go 14, özel bir yapay zeka motoru olarak görev yapan Intel AI Boost ve yerleşik Intel Arc GPU sayesinde performans optimizasyonu, oyun veya içerik oluşturma için sürükleyici deneyimler sunuyor. Olağanüstü güç verimliliği ile yapay zeka destekli kaynakların da kilidini açan cihaz, anında uyanma, hızlı şarj ve 13 saatlik pil ömrü gibi gelişmiş performans ihtiyaçlarına cevap verebiliyor. Intel Unison ile Windows 11 işletim sistemli olarak gelen dizüstü bilgisayar, tek bir ekranda dosya aktarımı, arama, mesajlaşma ve cihaz yönetimi için sorunsuz bir entegre deneyim oluşturmaya ilişkin Android veya iOS cihazlarla da eşleştirilebiliyor.

Yenilikçi Yapay Zeka Özellikleriyle Zenginleştirilmiş Kullanıcı Deneyimi

Acer Swift Go 14’ün 1440p QHD web kamerası, cihazın sunduğu yapay zeka destekli teknolojilerle bir araya gelerek özellikle video konferanslar sırasında kullanıcıların en çok ihtiyaç duyduğu özellikleri kullanıma sunuyor. Acer PurifiedVoice teknolojisi istenmeyen arka plan gürültüleri ortadan kaldırılırken, Acer PurifiedView ile ise arka plan bulanıklaştırma, otomatik çerçeveleme ve bakış düzeltme özellikleriyle ekranda istenilen iyi görüntülerin elde edilmesi sağlanıyor. Cihazda kamera veya mikrofon kullanımı algılandığında, kendiliğinden açılan yeni Acer QuickPanel sayesinde video konferans çözümlerinin hızlı ve kolay bir şekilde yapılandırılması da sağlanıyor. Buna ek olarak, yeni Acer AlterView, iki boyutlu (2D) görüntüleri birden fazla açıdan görüntülenebilen üç boyutlu (3D) efektlere sahip animasyonlu duvar kağıtlarına dönüştürmek için yapay zeka tarafından oluşturulan derinlik haritalarını kullanıyor. Üstelik de tüm bunları daha düşük güç tüketimi ile gerçekleştiren Swift Go 14, içerik üreticilerinin yayın kalitesini artırırken video konferansların daha iyi sonuç vermesini de sağlıyor. 

Windows’ta yer alan Copilot uygulaması çalışma, oluşturma ve oyun oynama süreçlerine yardımcı olma amacıyla yapay zekanın eşsiz potansiyelinden yararlanıyor. Görevleri hızlandırmak, sorunları azaltmak ve zamandan tasarruf etmek için tasarlanan Copilot, kişiselleştirilmiş yanıtlar, yeni fikirler ve görev yardımı da sağlayabiliyor. Copilot; Paint, Ekran Alıntısı Aracı, Fotoğraflar ve benzeri uygulamalarda sunulan diğer heyecan verici yapay zeka özelliklerinin yanı sıra bir web sayfasının özetlenmesine, e-posta oluşturulmasına, bilgisayar ayarlarının değiştirilmesine veya bir görüntü oluşturulmasına yardımcı olabiliyor.

Hafif ve İnce Tasarım OLED Ekranla Buluşuyor 

Şık, hafif ve güçlü Acer Swift Go, sürekli hareket halinde olan ve mobil deneyimini çok yönlü özelliklerle güçlendirmeye odaklanan dinamik kullanıcılar için ideal bir dizüstü bilgisayar olarak öne çıkıyor. 1,32 kg ağırlığında ve 14,9 mm kalınlığındaki alüminyum kasası çantada veya elde taşımayı kolaylaştırıyor. Okyanusa bağlı geri dönüştürülmüş plastikten üretilen ve önceki nesillere kıyasla yüzde 44 daha fazla alan sağlayan çevre dostu OceanGlass™ dokunmatik yüzey, kullanıcıların daha geniş bir kaydırma alanının keyfini çıkarmasını sağlıyor.

Kullanıcılar 14 inç dizüstü bilgisayarda film izlerken veya proje oluştururken yüzde 100 DCI-P3 renk gamıyla, VESA Display HDR™ True Black 500 sertifikası ve 90 Hz yenileme hızına sahip 2,8K çözünürlüklü (2880×1800) OLED panel ekran ile canlı görüntüler ve renkler elde ediyor. 

Tek Tuşla Yapay Zeka Özelliklerine Erişim ve Güncelleme: AcerSense

Dizüstü bilgisayar üzerinde ayrıca, cihazın performansı, bakım ve kişiselleştirme deneyimleri gibi seçenekleri sorunsuz bir şekilde yönetebilmek için tek bir AcerSense tuşu ile erişilebilen bir arayüz mevcut. Bu uygulama üzerinde yer alan Acer AI Zone sekmesi, kullanıcıların cihazın yapay zeka özelliklerini görüntüleyebiliyor ve var olan güncellemeleri hızlıca alabiliyor. Swift Go 14, toplam 4 adet USB bağlantı noktası ve bir adet HDMI çıkışı sunarken kablosuz ağ bağlantısı için Intel Wi-Fi 6E kablosuz ağ ve yüksek kaliteli ses bağlantısı için Intel Bluetooth LE Audio teknolojilerini içeriyor.

Fiyat ve bulunabilirlik

Acer Swift Go 14 (SFG14-72) Türkiye’de 39.999 TL’lik satış fiyatıyla Vatan Bilgisayar’da satışa sunuldu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Samsung One UI 6.1 güncellemesiyle Galaxy AI yeteneklerinin kullanılabildiği Galaxy cihaz yelpazesi genişliyor

Samsung One UI 6.1 güncellemesiyle Galaxy AI yeteneklerinin kullanılabildiği Galaxy cihaz yelpazesi genişliyor

İlk olarak Galaxy S24 serisinde yer alan yapay zeka yetenekleri, 28 Mart itibarıyla çıkan One UI 6.1 güncellemesiyle birlikte kademeli olarak Galaxy S23 Serisi, Z Flip5, Z Fold5, S23FE ve Tab S9 Serisi cihazlarda kullanıma sunuluyor. Samsung Electronics, yeni güncellemeyle son teknoloji yapay zeka geliştirmelerini daha fazla Galaxy kullanıcısına ulaştırmayı hedefliyor. 

Samsung’un yeni One UI 6.1 güncellemesi, yaşamı iyileştiren yapay zeka özelliklerini daha fazla Galaxy cihazına getirdi. Halihazırda Galaxy S24 serisiyle birlikte sunulan yenilikçi ve çok yönlü Galaxy AI yapay zeka özellikleri, 28 Mart 2024 tarihinden itibaren, Galaxy S23 Serisi, S23 FE, Z Flip5, Z Fold5 ve Tab S9 Serisi kullanıcılarını iletişim kurmanın, yaratıcı olmanın ve üretkenliğin yepyeni biçimleriyle tanıştırıyor. 

Galaxy AI daha fazla kullanıcının yaşamını iyileştirecek

Galaxy’nin yapay zeka dünyası, kullanıcılara günlük yaşamını kolaylaştıran premium mobil yapay zeka deneyimleri sunmak için tasarlandı. Samsung’un en yeni teknolojileri herkes için erişilebilir kılma misyonu doğrultusunda, yeni One UI 6.1 güncellemesiyle birlikte Galaxy AI yeteneklerinin yer aldığı Galaxy modelleri yelpazesi genişlerken, Live Translate’ten8 Circle to Search’e3 Not Asistanı’ndan Yaratıcı Düzenleme’ye yapay zeka teknolojisine sahip, yaşamı iyileştiren birçok yeni özellik daha fazla kullanıcıya sunuluyor. 

Mobilde web ve arama motoru deneyimi yapay zeka ile çağ atlıyor 

Galaxy AI, mobil web gezinti ve arama motoru deneyimini ileri taşıyan birçok özelliği akıllı telefonlara taşıyor. Google ile Circle to Search özelliği, kullanıcıların ekranda gördükleri herhangi bir nesneyi ya da içeriğin etrafında parmaklarıyla bir daire çizerek o nesne ya da içerik hakkında Google’da arama yapmasına olanak tanıyor. Kullanıcılar, en sevdikleri içeriği izlerken bir sahnede gördükleri bir nesneyi merak ettiklerinde ve hakkında daha fazla bilgi edinmek istediklerinde, bir ürünü, kıyafeti ya da cihazı beğenip satın almak istediklerinde Circle to Search aranan nesneleri farklı web sitelerindeki sonuçları sunarak hızlıca bulunmasını sağlayacak. Google ile Circle to Search aynı zamanda yapay zeka destekli genel sonuçlarla, kullanıcının konumuna bağlı olarak alakalı ve kişiselleştirilmiş bilgiler de sağlıyor. Web Asistanı, haberlerin ya da web sayfalarının kısa özetini oluşturarak dünyada olup bitenleri takip ederken zaman kazanılmasına fırsat sunuyor . Bu sayede web deneyimi ve haber takibi çok daha zahmetsiz ve bir o kadar da verimli hale geliyor. Bu özellikler sayesinde Galaxy S24 Serisi ile başlayan gezinti ve arama motoru deneyimindeki bu dönüşüm, One UI 6.1 güncellemesiyle daha fazla cihaza gelerek artık daha fazla sayıda kullanıcıya pratiklik ve zaman kazandırıyor. 

Galaxy AI teknolojileri iş ortamında da yaşamı kolaylaştırıyor

Chat Asistanı5, kullanıcılar sohbet ederken sohbetin bağlamına uygun yazışma içerikleri önererek, daha nitelikli bir iletişim olanağı sunuyor. Yapay zeka destekli Chat Asistanı, arkadaşlarla günlük sohbetler için içerik önerilerinin yanında iş arkadaşlarıyla veya iş ortaklarıyla yapılan yazışmalarda daha resmi ve kurumsal bir dilde yanıtlar üretebiliyor. Chat Asistanı ayrıca 13 dilde çeviri özelliğiyle mesajları doğru ve uygun bir tonda çevirerek, aynı dili konuşmayan iki kullanıcının sohbet aracılığıyla kolaylıkla iletişim kurarak birbiriyle anlaşabilmesini sağlıyor. Ses Kaydı Asistanı, yapay zeka ve Konuşmadan Metne aktarım teknolojileriyle ses kayıtlarını yazıya geçirebiliyor, özetini çıkarabiliyor ve hatta tercümesini de gerçekleştirebiliyor ve bu sayede günlük iş yükünü azaltıyor. Not Asistanı, not tutmayı daha yaratıcı, pratik ve keyifli hale getiriyor. Yapay zeka desteğiyle tutulan notların özetini çıkartıyor, notları özel şablonlara yerleştiriyor, kapak sayfaları öneriyor ve daha düzenli ve üretken bir not alma deneyimi sunuyor. Bu özellikler sayesinde günlük iş yaşamında kullanılan araçlar yaşamı daha da kolaylaştırarak daha verimli bir günlük deneyim sunuyor. Yazışmaların yanı sıra toplantıların ve görevlerin takibi daha pratik hale gelirken, iş rutinlerinde zamandan tasarruf sağlanıyor. 

Bilmediğiniz diller artık seyahatinize engel değil 

Sözlü Çevirmen ve Live Translate ile kullanıcılar için dilini bilmediği ülkelerde dil bariyerlerini aşmak artık çok kolay. Sözlü Çevirmen, yüz yüze iletişimde dil engelini ortadan kaldırıyor ve gezilen bir şehirde yol tarifi almak istendiğinde konuşulan dilde iletişim kurulmasını sağlıyor. Galaxy Buds 2 Pro birlikte kullanıldığında kulaklıkla bağlantılı olarak çalışan Sözlü Çevirmen kulaklıkları çıkarmaya gerek olmadan daha akıcı bir deneyim sunuyor. Live Translate ise telefon görüşmeleri için yerel dilde gerçek zamanlı çeviri desteğiyle restoran ve ulaşım rezervasyonları yapabilmenize yardımcı oluyor. Bu iki özellik sayesinde bilmediğiniz diller seyahatinize engel olmaktan çıkacak ve tatillerinizde dil bariyeri konusunda endişe etmenize gerek kalmayacak. 

Yapay zeka ile fotoğraf ve videolar artık daha profesyonel ve yaratıcı 

Yaratıcı Düzenleme, fotoğrafları çektikten sonra dahi fotoğrafın içindeki nesneleri yeniden boyutlandırma, konumunu değiştirme ya da hizalama imkanı tanıyan, fotoğraf düzenlemeyi daha yaratıcı hale getirerek sınırlarını genişleten yapay zeka destekli bir özellik olarak öne çıkıyor. Kullanıcılar, bu yapay zeka özelliği sayesinde kendi ürettikleri fotoğraflar üzerinde diledikleri oynamaları daha az eforla daha özgürce yapabilecek. Düzenleme Önerisi, kullanıcının tercih ettiği, yapay zeka kullanan fotoğraf düzenleme uygulamalarında her fotoğrafa uygun düzenleme önerisi sunarak mevcut fotoğraf düzenleme deneyimini bir adım ileri taşıyor. Anlık Ağır Çekim, çekilen videolardaki hareketli sahneleri algılayıp aksiyon sahnelerini yavaşlatarak öne çıkarılmasını sağlıyor. Bu sayede videolara bir aksiyon filmi yönetmeninin dokunuşu eklenmesini ve videoların daha profesyonel görünmesini sağlıyor. Galaxy AI ayrıca temalar ve hazır tasarım komutlarıyla kullanıcıların kendi benzersiz duvar kağıtlarını tasarlamalarına imkan veriyor.

Galaxy AI özellikleri; ister evde, ister işyerinde ister tatilde kullanıcıların günlük mobil cihaz deneyimini daha da iyileştirmek için tasarlandı. One UI 6.1 güncellemesiyle birlikte, fotoğraf düzenlemeden gündelik iletişime, not tutma deneyiminden arama deneyimine, Samsung’un sunduğu en yeni yapay zeka yetenekleri 28 Mart 2024 tarihinden başlayarak daha fazla kullanıcının yaşamını kolaylaştırmaya devam edecek. One UI 6.1 güncellemesi, bu tarihten itibaren Galaxy S23 Serisi, S23 FE, Z Flip5, Z Fold5 ve Tab S9 Serisi cihazlara indirilebilir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Xiaomi 14 Ultra;nın Türkiye Ön Satışı Başladı!

Xiaomi 14 Ultra;nın Türkiye Ön Satışı Başladı!

Küresel teknoloji lideri Xiaomi’nin bir süre önce duyurduğu Xiaomi 14 Serisinin heyecanla beklenen modeli Xiaomi 14 Ultra’nın ön satışları başladı. 74,999 TL tavsiye edilen son kullanıcı fiyatıyla ön satışa sunulan Xiaomi 14 Ultra’nın satışı 4 Nisan tarihinde başlayacak.

Kullanıcılar Xiaomi 14 Ultra satın alımlarında Photography Kit, Xiaomi 80W Adaptive Wireless Charging Stand ve Xiaomi Watch 2 gibi 15 farklı hediye seçeneklerinden de faydalanabilecek. 

Küresel teknoloji lideri Xiaomi’nin fotoğrafçılık alanında çığır açan modeli Xiaomi 14 Ultra Türkiye’de ön satışa sunuldu. 4 Nisan’da satışı başlayacak olan Xiaomi 14 Ultra, grubun stratejik ortaklıklarını 2022 yılında resmileştirdiği Leica ile, mobil görüntüleme sektöründe devrim yaratmaya devam ediyor. Xiaomi, durmak bilmeyen mükemmellik arayışıyla sunduğu her ürün neslinde sektör standartlarını sürekli olarak yeniden tanımlıyor. Leica Summilux optik özelliklerini bünyesinde barındıran Xiaomi 14 Ultra, iş birliğinin zirvesini temsil ediyor. Yapılan kombinasyon, en gelişmiş optik konseptleri ve ürün tasarımlarını gözler önüne sererek Xiaomi’nin mobil görüntüleme inovasyonunda küresel bir lider olarak konumunu sağlamlaştırıyor.

Profesyonel görüntüleme alanının amiral gemisi Xiaomi 14 Ultra, eşsiz performans ve yenilikçi tasarım sunuyor

Geleneksel kamera estetiğinden ilham alan Xiaomi 14 Ultra, aerodinamik düz arka tasarıma sahip kendine özgü dairesel bir kamera modülü sergiliyor ve uluslararası pazarlarda Siyah ve Beyaz olmak üzere iki klasik renkte sunuluyor.1

Xiaomi 14 Ultra’nın tasarımı, yüksek mukavemetli alüminyum çerçeve, Xiaomi nano teknoloji vegan deri ve Xiaomi Shield Glass’tan oluşan sağlam Xiaomi Guardian Structure etrafında şekilleniyor. Tek bir alüminyum bloktan üretilen Xiaomi 14 Ultra, 1,38 kat daha iyi çerçeve gücü sunuyor. Yeni geliştirilen bir formüle sahip olan Xiaomi nano teknoloji vegan deri, 6 kat daha iyi aşınma direnciyle daha ince ve daha hafif bir yüzey sağlıyor.1 Xiaomi Shield Glass kullanan Xiaomi 14 Ultra’nın yenilikçi “All Around Liquid” ekranı, tüm kenarlarda ve köşelerde tutarlı bir kavis oluşturarak ekranı yeniden tanımlıyor ve düz bir ekranın görsel çekiciliğini kavisli bir kenarın dokunsal etkileşimiyle kusursuz bir şekilde harmanlıyor. Ayrıca çarpıcı WQHD+ (3200 x 1440) çözünürlük, 522 ppi piksel yoğunluk ve değişken 1-120Hz yenileme hızına sahip olan Xiaomi’ye özel C8 WQHD+ 6,73 inç AMOLED ekran sürükleyici bir deneyim sunarken 3000 nit gibi etkileyici bir tepe parlaklığı ile destekleniyor.

Xiaomi 14 Ultra, 12 mm’den 120 mm’ye kadar uzanan kayda değer bir odak uzaklığı aralığına sahip dört kameradan oluşan profesyonel bir kurulum içeriyor. ƒ/1.63-ƒ/4.0 kademesiz değişken diyafram açıklığı ile donatılan ana kamerası, çeşitli senaryolarda kusursuz pozlama ayarları sunuyor. 14EV’ye kadar dinamik aralığa sahip ultra büyük entegre 1 inç LYT-900 görüntü sensörü, zorlu ortamlarda bile olağanüstü görüntü kalitesi sağlıyor. Dörtlü kamera kurulumunu Leica 75 mm hareketli bileşenlere sahip telefoto kamera, Leica 120 mm periskop kamera ve Leica 12 mm ultra geniş kamera tamamlıyor.

Xiaomi 14 Ultra, dört kameranın tamamında 8K 30fps çekim desteği ile mobil görüntüleme alanına öncülük ediyor. Leica optik özellikleri ve 50 MP sensörüyle 8K videolarda benzersiz netlik yakalayarak profesyonel post prodüksiyon düzenlemelerini kolaylaştırıyor. Ana kamerası 4K 120 fps çekim desteği sunuyor ve 5x ağır çekim efektlerine uyum sağlayabiliyor. Ayrıca 4K çözünürlükte, 60 fps’de tam aralıklı yakınlaştırma özelliği içeriyor. Cihaz ayrıca 4K 60 fps’de Dolby Vision®️ destekli çekim imkanı sunuyor ve akıcı videolar için sabitleme özelliğini bünyesinde barındırıyor. Hem çevreleyen hem de yönlü ses kaydı sağlayan 4 mikrofon içeren bir dizi oluşturmak için cihaza bir mikrofon daha eklendi.

Yeni Film modu, 2,39:1 en boy oranı ve 180° deklanşör kuralı gibi sinema sektörüne özgü uygulamalarla otantik bir sinema görünümüne ve hareket bulanıklığına sahip çekimlere imkan tanıyor ve profesyonel bir videografi deneyimi sunuyor. Tamamen yeni MasterCinema, özellikle HDR ekranlarda önceki 8 bit BT.709 standardını aşarak daha zengin ayrıntılar, vurgular ve gölgeler elde etmek için HDR videoları 10 bit Rec.2020’de kodluyor. Yönetmen modu, gelişmiş parametre kontrolleri ve esnek post prodüksiyon için Log formatında kayıt ile profesyonel düzeyde arayüz sunuyor. Xiaomi 14 Ultra sürükleyici bir prodüksiyon deneyimi için harici monitörler olarak diğer Xiaomi cihazlarıyla entegre edilebiliyor.

Xiaomi 14 Ultra ile birlikte tanıtılan ve fotoğraf ve videografi meraklıları için tasarlanan Xiaomi 14 Ultra Photography Kit, özel tutacak ve kılıfıyla daha fazla özellik sunuyor. İki kademeli deklanşör düğmesi, yakınlaştırma kolu, özelleştirilebilir video kayıt düğmesi ve ek bir özel kadran içeriyor. Ayrıca 1500 mAh pil ömrü sağlayan harici bir güç kaynağı olarak da işlev görüyor. Bu aksesuar, Xiaomi 14 Ultra satın alımıyla beraber sınırlı sayıda gelen hediye seçeneklerinden biri olarak kullanıcılara sunuluyor.

Maksimum performans kapasitesini ortaya çıkaran ödünsüz donanım 

Xiaomi 14 Serisi, son teknoloji işlemcileri, soğutma teknolojisindeki önemli gelişmeleri ve uzun pil ömrünü bir araya getirerek kusursuz bir şekilde optimize edilen akıllı telefon deneyimi sunuyor

Xiaomi 14 ve Xiaomi 14 Ultra, önceki nesle kıyasla2 %32’lik etkileyici bir CPU performans artışı ve %34’lük güç tüketimi düşüşü ile birlikte %34’lük olağanüstü bir GPU performans artışı ve %38’lik güç tüketimi düşüşüne sahip olan lider Snapdragon®️ 8 Gen 3 Mobil Platformu ile destekleniyor. Xiaomi 14 Serisi ayrıca, 320MHz bant genişliğiyle dikkat çekici Wi-Fi 73 özellikleri sunan Qualcomm FastConnect 7800 ile donatıldı. Xiaomi 14 Ultra, High Band Simultaneous (HBS) Multi-Link teknolojisiyle bir adım öteye geçerek mevcut en geniş kanal sayısını ve en düşük gecikme süresini sağlayarak yüksek hızlı çoklu cihaz bağlantısında devrim yaratıyor.

Xiaomi IceLoop soğutma sistemi ile desteklenen her iki cihaz da video kaydı, hesaplamalı fotoğrafçılık, gerçek zamanlı yapay zeka ve yoğun oyun oynama gibi zorlu senaryolarda benzersiz bir akıcılık seviyesi sergiliyor. Xiaomi 14 Ultra, daha akıcı fotoğrafçılık ve videografi için kamera modülüne özel ikinci bir termal kanal ekleyen yeni Xiaomi Dual-Channel IceLoop sistemi ile çıtayı bir üst seviyeye taşıyor.

Pil ve şarj açısından, Xiaomi Surge pil yönetim sistemi ile donatılan cihaz gün boyu uzun süreli performansı garanti ediyor. Xiaomi 14 Ultra en yeni 80W kablosuz HyperCharge teknolojisinin yanı sıra 90W HyperCharge özellikli daha büyük bir 5000mAh pil içeriyor.4

Xiaomi HyperOS akıllı ekosistemin geleceğini şekillendiriyor 

Xiaomi 14 Serisi, Xiaomi’nin yedi yıllık özel geliştirme çalışmalarının bir sonucu olan son teknoloji Xiaomi HyperOS işletim sistemini içeriyor. Dört ana hedefe odaklanan bu insan merkezli sistem, “İnsan X Araba X Ev” akıllı ekosistemi dahilinde kapsamlı yeniden yapılandırma, cihazlar arası akıllı bağlantı, proaktif zeka ve uçtan uca güvenlik olarak tasarlandı. Xiaomi HyperOS ile Xiaomi 14 Serisi kullanıcıları, gelişmiş dosya ve bellek yönetimi özellikleri, grafik alt sistemiyle zenginleştirilen yenilenmiş bir kullanıcı arayüzü, cihazlar arasında sorunsuz ve güvenli bağlantılı bir deneyim sağlayan kapsamlı güvenlik ve gizlilik özellikleriyle maksimum sistem performansı deneyimliyor.

Google Fotoğraflar ile yeni entegrasyon, kullanıcıların fotoğraflarını ve videolarını Xiaomi Galeri üzerinden Google Fotoğraflar’a güvenli bir şekilde yedeklemelerine olanak tanıyacak. Kullanıcılar ayrıca Google Fotoğraflar’da yedeklenen içerikleri doğrudan Xiaomi Galeri’den sorunsuz bir şekilde görüntüleyebilecek, düzenleyebilecek ve paylaşabilecek. Bu özellik, 2024 İlkbaharından itibaren dünya genelinde tüm Xiaomi cihazlarında kullanılabilir olacak.

Xiaomi 14 Serisi, kullanıcılara daha akıllı bir yaşam sunmak için Xiaomi HyperOS tarafından desteklenen en son yapay zeka teknolojilerini içeriyor. Çeşitli sistem uygulamalarına entegre edilen büyük yapay zeka modelleri, daha akıcı ve akıllı özellikler sağlıyor. AI Subtitles (yapay zeka destekli altyazılar), video konferanslar sırasında konuşulan içeriğin gerçek zamanlı olarak yazıya dökülmesini sağlıyor. Doğal dil işleme yöntemini kullanan AI Album Search (yapay zeka ile albüm arama), kullanıcıların aradıklarını tarif ederek fotoğraf koleksiyonlarındaki belirli görüntüleri bulmalarına olanak tanıyor. AI Portraits (yapay zeka portreleri), önceden var olan görüntülerden türetilen yeni portre kompozisyonları oluşturmak için gelişmiş algoritmalar kullanıyor. Ayrıca AI Expansion (yapay zeka ile genişletme), mevcut görüntü içeriğinin gerçekçi şekilde genişletilmesini kolaylaştırarak yeni yaratıcı olasılıklar sağlıyor.

Proaktif Zeka, cihazların kullanıcı ihtiyaçlarını proaktif olarak anlamasını ve buna göre hareket etmesini sağlayan Xiaomi HyperMind ile elde ediliyor. Xiaomi HyperMind, kullanıcı tercihlerini öğrenmek ve cihazları kullanıcıların ihtiyaçlarına göre otomatik olarak uyarlamak için cihazların dört algısal yeteneğini (çevre, görüş, ses ve davranış) kullanıyor. Örneğin, bir kullanıcı akıllı kapı kilidini açtıktan sonra oturma odasının ışığını açmayı alışkanlık haline getirmişse, Xiaomi HyperMind, kullanıcının onayını aldıktan sonra bu kalıbı öğrenerek odayı otomatik olarak aydınlatıyor.

Geçtiğimiz yılın Ekim ayında Xiaomi, grup stratejisinde kapsamlı bir güncelleme yaparak “Akıllı Telefon x AIoT “den “İnsan x Araba x Ev” akıllı ekosistemine geçtiğini ve otomobillerin Xiaomi’nin stratejik odağının yeni ve önemli bir bileşeni haline geldiğini açıklamıştı. Xiaomi HyperOS tarafından desteklenen ve bağlantılı hale getirilen Xiaomi 14 Serisi, yeni IoT cihazlar ve Xiaomi SU7’nin küresel lansmanıyla şirketin teknolojik inovasyondaki öncü rolünü daha da pekiştiriyor. Bu portföydeki yenilikler, Xiaomi’nin inovasyon ve olağanüstü kullanıcı deneyimine olan kararlı bağlılığının altını çiziyor.

Ürün bulunabilirliği

Siyah ve Beyaz seçenekleriyle gelen Xiaomi 14 Ultra’nın 16 GB+512 GB versiyonu 74,999 TL tavsiye edilen son kullancıyı fiyatıyla 4 Nisan itibarıyla Türkiye’de satışa sunulacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Siber tehditler seçimlere zarar verebilir mi?

Siber tehditler seçimlere zarar verebilir mi?

Dünya genelinde yaklaşık iki milyar seçmen bu yıl tercih ettikleri temsilcilerine oy verecek. Aralarında Türkiye, ABD, İngiltere ve Hindistan’ın da bulunduğu çok sayıda ülkede hatta Avrupa Parlamentosu’nda seçimler yapılacak. 

Gerçek insanların sahte görüntüleri, ses ve video klipleri yaygınlaştıkça yapay zeka destekli bir dezenformasyon ihtimali giderek artan bir endişeye neden oluyor. Dijital güvenlik şirketi ESET, artık oldukça sık karşılaştığımız Deepfake’in yanı sıra hangi siber tehditlerle karşı karşıya olabileceğimizi inceledi. Oylama sistemlerinin bütünlüğünü sağlamak için ne tür önlemler var ve seçmenler olarak ne kadar endişelenmeliyiz sorularına cevap aradı.  

Kâğıt üzerinde, ulus devletler, hacktivistler ve hatta finansal olarak motive olmuş suçlular, oyları değiştirmek için çevrimiçi seçim altyapısını hedef alabilir veya bireylerin haklarını toplu olarak ellerinden almak için seçmen kayıt veri tabanlarına müdahale edebilirler. Çevrimiçi makineleri veya insanların dışarı çıkıp oy kullanmasını zorlaştırabilecek diğer altyapı gereçlerini hedef alarak seçim günü faaliyetleri aksatmaya çalışabilirler. Bir diğer senaryo ise sonuçlara şüphe düşürmek amacıyla sonuçların raporlanmasını hedef alan saldırılar olabilir.  Dış güçlerin istedikleri adayın seçilmesini sağlamak için seçim sonuçlarını değiştirme ya da etkileme potansiyeli açısından tehlikede olan çok şey var. Ancak iyi haberler de var. 

ABD’de 2020 seçimlerinin çalındığı yönündeki bazı iddialara rağmen bunu destekleyecek hiçbir kanıt bulunmuyor. ABD Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı (CISA) seçimlere müdahaleyle ilgili en yaygın söylentilerden bazılarını çürüten uzun bir liste yayımladı. Bu iddialar arasında şunlar yer alıyor: 

Seçim yetkilileri, seçmen kayıt listelerinin mümkün olduğunca doğru ve güncel olmasını sağlamak için düzenli olarak günceller. 
Postayla gönderilen oy pusulalarının bütünlüğünü korumak için seçmen kimlik kontrolleri de dahil olmak üzere çeşitli güvenlik önlemleri mevcuttur. 
Kurcalamaya karşı sağlam önlemler alınmış olup, oy pusulaları posta kutusu aracılığıyla iade edilmektedir. 
Federal, eyalet ve/veya yerel seçim yetkilileri oylama makinelerini ve ekipmanlarını güvenlik açıklarına karşı titizlikle test eder ve onaylar.
İmza eşleştirme, bilgi kontrolleri ve diğer önlemler, seçmen kimliğine bürünme ve uygun olmayan seçmenlerin oy kullanmasına karşı koruma sağlamak üzere tasarlanmıştır. 

Seçimlerin dürüstlüğünden emin olmak için başka bir neden daha var: ABD gibi ülkelerde farklı türde oylama makineleri ve kayıt teknolojileri mevcut. Bunlar, seçim döngüsünün tüm aşamalarındaki faaliyetleri ele alıyor: 

Seçim öncesi faaliyetler: Seçmen kaydı ve devamsız oyların işlenmesi. 
Seçim günü: Doğrudan Kayıt Elektronik (DRE) oylama makinelerini (kullanıcıların doğrudan oy kullandığı) ve kâğıt oy pusulalarının tarandığı ve oyların sayıldığı Optik Tarama Oylamasını içerir. Sonuçlar daha sonra elektronik olarak sunulur ve merkezileştirilir. 
Seçim sonrası faaliyetler: Seçim sonrası denetimler ve resmi olmayan seçim gecesi sonuçlarının halka açık web sayfalarında yayımlanması gibi. 

DRE makinelerinin uzaktan tehlikeye atılabileceği konusunda bazı endişeler bulunmaktadır. Öte yandan diğer pek çok ülkede olduğu gibi ABD’de de oyların kullanılmasının ana yolu bu değildir. Genel olarak teknoloji kullanımı ülke genelinde o kadar merkezi olmayan ve çeşitlilik arz eden bir yapıdadır ki, tek bir kuruluşun bir seçimi etkileyecek kadar sonuçları hacklemesi ve değiştirmesi son derece zor olacaktır.  

Ana tehditler nerede? 

Bununla birlikte kötü niyetli aktörlerin birkaç kararsız eyalette bir bölgeyi ya da şehri tek başına seçebileceğine dair hala geçerli endişeler var. Sonuçları değiştiremeseler bile, bireylerin oy kullanmalarını zorlaştırarak veya sonuçların raporlanmasına müdahale ederek teorik olarak sonuçlara olan güveni sarsabilirler.  CISA üç temel siber tehdit tanımlamaktadır: 

Fidye yazılımı: Seçmen kayıt verilerini çalmak ve sızdırmak veya hassas seçmen ve seçim sonuçları bilgilerine erişimi engellemek için kullanılabilir. Ayrıca kayıt ve aday dosyalama gibi temel operasyonel süreçleri aksatmak için de kullanılabilir. 

Kimlik Avı: Günlük işleri sırasında e-posta eklerini açmaları gereken seçim görevlileri için özel bir tehdittir. Tehdit aktörleri, seçim temalarından yararlanan sosyal mühendislik yemleriyle kötü amaçlı yükleri kolayca gizleyebilir. Sonuç, fidye yazılımı, bilgi çalan kötü amaçlı yazılım veya diğer kötü amaçlı kodların gizli bir şekilde indirilmesi olabilir. 

Hizmet Reddi (DoS): Dağıtık Hizmet Engelleme (DDoS) saldırıları, seçmenlerin kendilerine en yakın oy verme merkezinin yeri veya başlıca adaylar hakkındaki bilgiler gibi oy kullanmalarına yardımcı olacak kilit bilgilere erişimini engelleyebilir. Endonezya Genel Seçim Komisyonu, yakın zamanda ulusal seçimler sırasında kendi sitelerine ve diğer sitelere yönelik “olağanüstü” sayıda bu tür saldırılar yaşadığını söyledi. 

Seçimler nasıl güvende tutulur? 

Seçim güvenliği konusu geniş kitlelerce önemseniyor. CISA seçim kurumlarına diğer ülkelerdeki yöneticilerin de faydalanabileceği çok sayıda kaynak sunuyor. Oy kullanmanın en güvenli şekli elbette kâğıt kullanmaktır. Birleşik Krallık, AB ve ABD de dahil olmak üzere pek çok ülkede oyların çoğu bu şekilde kullanılmaktadır. Ancak seçmen kayıtları ve seçim altyapısı hedef alındığı sürece endişeler devam edecektir. 

Kimlik avı, fidye yazılımı ve DoS tehdidini azaltmaya yönelik en iyi uygulamalar bu bağlamda hala geçerli olacaktır. Bunlar arasında düzenli sızma testi ve güvenlik açığı, yama yönetimi programları, çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) ve ağ segmentasyonu yer almaktadır. Neyse ki piyasada bulut tabanlı DDoS azaltma, kimlik avı tespiti ve fidye yazılımlarına hızlı müdahale sunan çok sayıda sağlayıcı da bulunmaktadır. Birçok açıdan seçim dürüstlüğüne yönelik en büyük tehdit, deepfake’ler de dahil olmak üzere dezenformasyon kampanyalarından kaynaklanacaktır.

Bir de 2016 ABD başkanlık seçimleri öncesinde olduğu gibi oy verme günü öncesinde kamuoyunu etkilemeye yönelik “hack-and-leak” girişimleri. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

NVIDIA Dijital İnsan Teknolojileri, Yapay Zeka Karakterlerine Hayat Veriyor

NVIDIA Dijital İnsan Teknolojileri, Yapay Zeka Karakterlerine Hayat Veriyor

Öncü Yapay Zeka Geliştiricileri, Oyunlardan Sağlık Hizmetlerine, Finansal Hizmetlerden Perakende Uygulamalarına Kadar Her Şey İçin Gerçekçi Avatarlar ve Dinamik Karakterler Oluşturmak İçin NVIDIA Teknolojilerini Kullanıyor.

NVIDIA, çeşitli endüstrilerde öncü yapay zeka uygulama geliştiricilerinin, ticari uygulamalar ve dinamik oyun karakterleri için gerçekçi avatarlar oluşturmak için NVIDIA ACE, NeMo ve RTX işleme teknolojilerini içeren NVIDIA dijital insan teknolojilerini kullandığını duyurdu. Bu projeler sonucunda elde edilen başarılar, San Jose, Kaliforniya’da bu hafta düzenlenen küresel yapay zeka konferansı GTC’de sergileniyor ve Hippocratic AI, Inworld AI, UneeQ  gibi şirketlerin teknoloji gösterimlerinde görülebiliyor. 

NVIDIA Avatar Cloud Engine (ACE) ses ve animasyon, NVIDIA NeMo™ dil işleme ve NVIDIA RTX™ ışın izlemeli görüntüleme için temel yapı taşları olarak karşımıza çıkıyor. Bu teknolojiler, geliştiricilere yapay zeka destekli doğal dil etkileşimleri olan dijital insanlar oluşturma imkanı veriyor. Böylece avatarlar ile yapılan konuşmalar daha gerçekçi ve etkileyici hale geliyor.

NVIDIA Geliştirici ve Performans Teknolojileri Başkan Yardımcısı John Spitzer “NVIDIA, geliştiricilere dijital insan oluşturma için dünya standartlarında bir dizi yapay zeka destekli teknoloji sunuyor. Bu teknolojiler, dijital etkileşimleri gerçek gibi hissettirmek için gereken karmaşık animasyonları ve konuşma yeteneklerini artırıyor” diyor. 

Dünya Standardında Dijital İnsan Teknolojileri

NVIDIA’nın sağlamış olduğu dijital insan teknolojileri, dil, konuşma, animasyon ve grafik alanlarında yapay zeka tarafından güçlendiriliyor:

NVIDIA ACE, geliştiricilerin yüz animasyonunu destekleyen NVIDIA Audio2Face™ ve otomatik konuşma tanıma (ASR) ile metinden konuşmaya (TTS) geçişi sağlayan NVIDIA Riva gibi teknolojilerle dijital insanlara hayat vermesine yardımcı oluyor. ACE mikro hizmetleri, modellerin bulutta ve yerel GPU özelliklerine bağlı olarak çalışmasına izin vererek kullanıcıların en iyi deneyimi elde etmesine yardımcı oluyor.
NVIDIA NeMo, hassas veri iyileştirmesiyle kurumsal kullanıma hazır, verimli yapay zeka modelleri sunuyor. Bu kapsamlı platform, en son teknolojiye sahip özelleştirme, geri alma işlevlerini destekleyen bir üretim süreci ve hızlandırılmış performans sağlıyor.
NVIDIA RTX, oyunlarda ve uygulamalarda gerçek zamanlı ışın izlemeyi mümkün kılan işleme teknolojileri koleksiyonunu içeriyor, örneğin RTX Global Aydınlatma (RTXGI) ve DLSS 3.5 gibi özelliklerini bünyesinde barındırıyor. 

Sanal Asistanlar ve Dijital İnsanlar İçin Temel Taşları

NVIDIA, dijital insan teknolojilerinin yeni yeteneklerini sergilemek için çeşitli endüstrilerde lider geliştiricilerle, Hippocratic AI, Inworld AI ve UneeQ gibi şirketlerle iş birliği yaparak bir dizi yeni gösterim gerçekleştirdi.

Hippocratic AI, görev ve güvenlik odaklı, geniş dil modelleri (LLM) destekli bir Sağlık Asistanı oluşturdu. Bu asistan, hastaları telefonla arayarak, bakım koordinasyonu görevlerini takip ediyor, ameliyat öncesi talimatlar veriyor, ameliyat sonrasındaki süreci kontrol etmek gibi işlevleri bünyesinde barındırıyor. NVIDIA, GTC için Hippocratic AI ile işbirliği yaparak çözümünü NVIDIA ACE mikro hizmetlerini, NVIDIA Audio2Face’i, NVIDIA Animation Graph ve NVIDIA Omniverse™ Streamer Client ile birlikte kullanacak şekilde genişletti ve üretken bir yapay zeka sağlık hizmetleri temsilcisi avatarının potansiyelini gösterdi.

Hippocratic AI kurucu ortağı ve CEO’su Munjal Shah, “Dijital asistanlarımız dünya çapındaki hastalara yararlı, zamanında ve doğru bilgiler sağlıyor. NVIDIA ACE teknolojileri, hastalarla daha iyi bağlantı kurmaya yardımcı olan son teknoloji görseller ve gerçekçi animasyonlarla destek veriyor.”dedi.

UneeQ, müşteri hizmetleri ve interaktif uygulamalar için yapay zeka destekli avatarlar oluşturma konusunda uzmanlaşmış otonom bir sanal asistan platformu. Sanal asistanları, markaları çevrimiçi ortamda temsil ediyor ve müşterilerle gerçek zamanlı iletişim kurarak onlara satın alma işlemlerinde güven veriyor. UneeQ, NVIDIA Audio2Face mikro hizmetini platformuna entegre etti ve daha iyi bir müşteri deneyimi ve etkileşimi için son derece gerçekçi avatarlar oluşturmak üzere Synanim ML ile birleştirdi.

UneeQ’in kurucusu ve CEO’su Danny Tomsett “UneeQ, NVIDIA’nın animasyon yapay zekasını kendi Synanim ML sentetik animasyon teknolojimizle birleştirerek, duygusal tepkilere duyarlı, sohbet yapay zekası tarafından desteklenen dinamik deneyimler sunan gerçek zamanlı dijital insan etkileşimleri sağlıyor” diyor. 

Oyunlara Dinamik NPC Karakterler Getirme

NVIDIA ACE, oyun karakterlerini hayata geçirmek için tasarlanmış bir teknoloji paketidir. Covert Protocol, Inworld AI tarafından NVIDIA ile ortaklaşa oluşturulan ve oyunlardaki karakter etkileşimlerinin sınırlarını zorlayan yeni bir teknoloji gösterisi. Inworld AI motoru, gerçekçi yüz performansları sağlamak için NVIDIA Audio2Face’i kullanarak metinden konuşmaya geçiş için NVIDIA Riva’yı entegre etti. 

Inworld AI motoru, NPC’lerin performansı için çok yönlü bir yaklaşım benimsiyor.  Bu da zihinsel süreçleri, algıyı ve davranış sistemlerini bir araya getirerek etkileyici bir hikaye anlatımıyla birleştirilmiş, RTX ile görüntülenen karakterlerin yer aldığı güzel bir ortamın yaratılması demek oluyor.  

Inworld AI’nin CEO’su Kylan Gibbs, ‘NVIDIA ACE mikro hizmetleri ve Inworld Engine’in birleşimi, geliştiricilere dinamik anlatılar oluşturabilen dijital karakterler yaratma imkanı vererek, oynanış açısından sonsuz yeni olanaklar sunuyor.” dedi.

Dünya çapındaki oyun yayıncıları, NVIDIA ACE’in oyun deneyimini nasıl geliştirebileceğini değerlendiriyor.

Sağlık, Oyun, Finansal Hizmetler, Medya ve Eğlence ile Perakende Sektörlerindeki Geliştiriciler ACE’yi Benimsiyor

Önde gelen oyun ve sanal asistan geliştiricileri, ACE ve üretken yapay zeka teknolojilerinin, oyunlarda ve uygulamalarda oyuncular ile NPC’ler arasındaki etkileşimleri dönüştürmek için nasıl kullanılabileceğine dair çığır açan yolları öncülük ediyor.

ACE’yi benimseyen geliştiriciler ve platformlar arasında Convai, Cyber Agent, Data Monsters, Deloitte, Hippocratic AI, IGOODI, Inworld AI, Media.Monks, miHoYo, NetEase Games, Perfect World, Openstream, OurPalm, Quantiphi, Rakuten Securities, Slalom, SoftServe, Tencent, Top Health Tech, Ubisoft, UneeQ ve Unions Avatars yer alıyor. 

NVIDIA ACE hakkında daha fazla bilgiye developer.nvidiaace adresinden ulaşabiliyor. Platform geliştiricileri, dijital insan teknolojilerinin tamamını veya tek tek mikro hizmetleri ürün tekliflerine dahil edebiliyor.

Geliştiriciler, geliştirilmekte olan yapay zeka modellerini edinmek için erken erişim programına başvurarak NVIDIA   ACE’deki yolculuklarına başlayabiliyor. Geliştiriciler, mevcut modelleri keşfetmek için bugün ai.nvidia adresinden Riva ve Audio2Face için üretken yapay zekanın dağıtımını hızlandırmak üzere tasarlanmış, kullanımı kolay bir dizi mikro hizmet olan NVIDIA NIM’i değerlendirebilir ve bu hizmetlere erişebilir.

NVIDIA’nın GDC etkinliğine ilişkin duyurularında RTX teknolojisinin birkaç heyecan verici yeni entegrasyonu da bulunuyor. Bunlar;

Black Myth: Wukong ve NARAKA: BLADEPOINT Işın İzleme ve NVIDIA DLSS 3.5 içeriyor
Star Wars™ Outlaws bu yıl içinde DLSS 3 ve ışın izlemeli efektlerle piyasaya sürülecek.
Valve’in klasik oyunu Portal, tamamen ışın izlemeli olarak yeniden tasarlanmış RTX destekli Portal, DLSS 3.5’e Işın Oluşturma ve RTX IO entegrasyonuyla güncellendi. Bu güncelleme şu anda ücretsiz olarak erişilebiliyor. 
Diablo IV 26 Mart’ta ışın izleme güncellemesine kavuşacak
The First Berserker: Khazan, Sengoku Destiny ve Outcast – A New Beginning 500’den fazla RTX oyunu ve uygulaması listesine katıldı.
GeForce NOW kütüphanesinin bir parçası olarak duyurulan Star Wars™ Outlaws, bir dizi DL

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

TECNO SPARK 20 Pro Türkiyede Satışa Sunuldu

TECNO SPARK 20 Pro Türkiyede Satışa Sunuldu

Yenilikçi teknoloji markası TECNO, fiyatının ötesinde bir deneyim sunan en yeni telefonu SPARK 20 Pro’yu Türkiye’de piyasaya sürdü.

TECNO SPARK 20 Pro, 6,78 inç FHD+ ekran, 120Hz ekran yenileme hızı, 108MP ana kamera, DTS ve Yüksek Çözünürlüklü ses teknolojisi gibi sektörde ilk olan bir dizi özellik ve üstün tasarım unsurlarıyla öne çıkıyor. TECNO SPARK 20 Pro, MediaMarkt, Vatan, Teknosa, Vodafone, Turkcell, Türk Telekom mağazaları ve online satış noktalarından satın alınabiliyor. Telefon KDV dahil 11.999 ve 12.256 TL fiyatlarla satışa sunuluyor.

Piksel ışık hassasiyetinde %900 artış ile TECNO SPARK 20 Pro, yüksek performanslı görüntü işleme sunuyor

TECNO SPARK 20 Pro’da bulunan dikkate değer 9-in-1 teknolojisi, her pikselin daha fazla ışık toplamasına olanak tanıyor. Düşük ışıklı fotoğrafçılıkta yaygın sorunları ve donuk renkler sorununu ele alan TECNO, çığır açan 9-in-1 teknolojisini tanıtarak zorlu ışık koşullarında kullanıcıların görüntü yakalama yöntemlerini devrimci bir şekilde değiştiriyor. Bu sistem, Tetracell teknolojisinin gelişmiş bir versiyonu olan 9-in-1 piksel birleştirme özelliğiyle mükemmel detaylar ve renk doğruluğu sunuyor. Bu, kamera piksellerinin birleştirilmesine ve böylece boyutlarının artmasına olanak tanıyor. Bu yenilik, bireysel piksel ışık hassasiyetinde dikkate değer bir oran olan %900’lük bir artışla sonuçlanıyor. Özellikle Super Night Mode’da 9-in-1 teknolojisi ile çekilen fotoğraflar olağanüstü netlik, parlaklık ve canlılık sergiliyor. Bu sayede, SPARK 20 Pro, kullanıcılara gelişmiş bir fotoğrafçılık deneyimi vadediyor, her kare canlı, keskin, canlı hatta loş ortamlarda bile dolu oluyor.

108MP ana kamera ile Üstün Kamera Deneyimi

TECNO SPARK 20 Pro, hem fotoğraf hem de video çekiminde birinci sınıf performans sunarken, film moduyla sinematik görüntüler yakalamaya da olanak tanıyor. Telefonun çift video özelliği, hem ön hem de ana kameraları aynı anda kullanarak yaratıcı içerik oluşturmayı desteklerken, geniş açılı selfie modu muhteşem manzaraları tamamlamak için daha geniş bir perspektif sağlıyor. 108MP ana kamera ile donatılan SPARK 20 Pro, fotoğrafçılık deneyimini başka bir seviyeye taşıyor. Ana kamera, 3X sensör içi ve 10X dijital yakınlaştırma ile mesafe ne olursa olsun kusursuz netlik sunarken, f/1,75 ultra geniş diyafram açıklığı ve 1/1,67″ ultra geniş sensör, farklı aydınlatma koşullarına uyum sağlamak için daha fazla ışık yakalıyor. TECNO SPARK 20 Pro’nun olağanüstü 32MP ön kamerası ile içerik oluşturma deneyiminizi daha da geliştirebilirsiniz. İster çarpıcı selfie’ler çekiyor ister çift kameralı video kaydı yapıyor olun, bu yüksek çözünürlüklü ön kamera net, ayrıntılı görüntüler ve videolar sunuyor. Bu özelliği yaratıcı çalışmalarınıza sorunsuz bir şekilde entegre ederek kalabalıktan sıyrılan sürükleyici ve büyüleyici içerikler elde edebilirsiniz. Yapay zeka destekli kamera özellikleri sayesinde çekim sırasında otomatik olarak en iyi sonuçlar elde edilebiliyor. Arka kameralar 2K 30fps video kaydını destekliyor, kullanıcılar bu sayede üstün kamera deneyiminin keyfini çıkarabiliyor.

Fotoğrafçılıkla sınırlı kalmayan TECNO SPARK 20 Pro, ön kamera flaşı ve donanıma gömülü çift flaşı ile düşük ışık koşullarında bile canlı fotoğraflar ve videolar çekilmesine olanak tanıyor. Üç farklı seviye ve ton seçeneği ile kullanıcılar flaş parlaklık seviyesini ve tonunu kişiselleştirebiliyor. Bu esnek ayarlar, her ortamda en uygun aydınlatmayı sağlayarak her çekimin en iyi şekilde sonuçlanmasını ve kullanıcıların yaratıcı sınırlarını zorlamasını sağlıyor.

Şık Tasarım, Üstün Dayanıklılık

Geniş 6,78 inç FHD+ ekrana sahip olan TECNO SPARK 20 Pro, 2460 x 1080 piksel ekran çözünürlüğü ile net ve canlı görüntüler sağlıyor. Ayrıca, pürüzsüz 120Hz ekran yenileme hızı, kullanıcıların akıllı telefonlarıyla daha akıcı bir şekilde etkileşime girmelerini olanak tanıyor.

TECNO SPARK 20 Pro sadece kamera özellikleriyle öne çıkmakla kalmıyor, aynı zamanda yeniden tasarlanan tasarımıyla da dikkat çekiyor. Şeffaf DECO tasarımıyla çevrelenen metal çerçeveler ve alüminyum alaşımlı malzemeden üretilen kamera modülü, modern ve şık bir görünüm sunuyor. Bu tasarım detayı telefonu estetik açıdan güzelleştirmekle kalmıyor, kullanıcıların da gözdesi haline geliyor.

TECNO SPARK 20 Pro’nun yenilenen tasarımında daha ergonomik hatlar yer alıyor ve telefonun kullanımı daha rahat hale geliyor. Özellikle kamera modülünde yapılan tasarım değişikliği, telefonun öne çıkan özelliklerinden biri haline geliyor. Yenilikçi tasarımı ve gelişmiş kamera özellikleriyle TECNO SPARK 20 Pro, kullanıcıların beklentilerini karşılamak üzere tasarlanmış bir akıllı telefon olarak öne çıkıyor.

SPARK 20 Pro, selefi TECNO SPARK 10 Pro’ya kıyasla tamamen yenilenmiş tasarımıyla görsel açıdan da dikkat çekiyor. Daha ergonomik hatlara sahip olan telefon, özellikle kamera modülünde kullanıcıları yepyeni bir tasarımla tanıştırıyor.

Üç farklı renk seçeneğiyle kullanıcılara sunulan cihaz, buzlu fildişi ay ışığı siyahı ve gün batımı allığı renkleriyle göz dolduruyor.

Üstün Performans

G99 ultra boost işlemci ve çift oyun motoruna sahip olan cihaz, orta sınıf bir oyun telefonu arayanlar için ideal bir seçenek olarak ortaya çıkıyor. Sekiz çekirdekli 6nm işlemci ve 256 GB depolama alanı ile donatılan TECNO SPARK 20 Pro, yalnızca sorunsuz oyun performansı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda uygulama kullanımı için de sorunsuz bir deneyim sunuyor. Geniş depolama alanı, kullanıcıların fotoğrafları, videoları ve diğer tüm verileri kolaylıkla depolamasına olanak tanıyor. Ayrıca, genişletilebilir RAM kapasitesi ile donma ve gecikme gibi sorunlar ortadan kalkıyor. Telefon, 16 GB RAM (8 genişletilmiş RAM), 12 GB RAM (9 genişletilmiş RAM) ve 256 GB’a kadar genişletilebilir depolama alanı ile birlikte geliyor ve kullanıcıların büyük miktarda veri depolamasına ve akıllı telefonlarını sorunsuz bir şekilde kullanmasına olanak tanıyor.

5000mAh’lik geniş batarya kapasitesi ve 33W hızlı şarj özelliği ile telefon gün boyu kesintisiz kullanım sağlıyor. Bu pil kapasitesi, kullanıcıların pil seviyesi konusunda endişelenmeden telefonlarını rahatça kullanabilmelerini sağlarken, hızlı şarj özelliği de telefonlarını hızlı ve güvenli bir şekilde şarj edebilmelerine olanak tanıyor. Bu özellikler, kullanıcıların günlük ihtiyaçlarını karşılamak için ideal bir denge kuruyor.

Sürükleyici Ses, Yeniden Tasarlanmış Estetik ve Geliştirilmiş Dayanıklılık

DTS ve Hi-Res Stereo Ses Sistemi ile donatılmış TECNO SPARK 20 Pro, kullanıcılara video izlerken, oyun oynarken veya müzik dinlerken benzersiz bir ses deneyimi sunuyor. Altta ve üstte bulunan çift hoparlörler hem DTS hem de Hi-Res için onaylanmış durumda ve kullanıcıların ses ve müziğin en ince ayrıntılarını deneyimlemelerine olanak tanıyor. Ayrıca, çift hoparlörün yön algılama teknolojisi sayesinde kullanıcılar telefonu tuttukları yön veya açıdan bağımsız olarak herhangi bir kayıp olmadan stereo ses deneyiminin keyfini çıkarabiliyor. Telefonun ses yetenekleri arasında dikkat çeken bir diğer özellik ise Volume Plus. Kullanıcılar, gelen aramalar sırasında ses açma düğmesine basılı tutarak mevcut ses seviyesini %200’e kadar artırabiliyor.

Her Açıdan Yeniden Tasarlandı

TECNO SPARK 20 Pro’da bulunan yapay zeka yazılımı ile benzersiz duvar kağıtları oluşturulabiliyor. Yapay zeka, kullanıcıların sadece birkaç saniye içinde en benzersiz duvar kağıtlarını oluşturmasını sağlıyor. Ayrıca, dinamik rozet özelliği ile telefon daha kişisel hale geliyor. Özellikle aramalar sırasında ekranda küçük bir çıkıntı olarak görüntülenen dinamik rozet, TECNO’nun tescilli yazılımı ile geliştiriliyor.

TECNO SPARK 20 serisindeki tüm telefonlar, suya ve toza dayanıklılık için IP53 sertifikasına sahip ve günlük zorluklara karşı dayanıklılık sunuyor. TECNO SPARK 20 Pro, MediaMarkt, Vatan, Teknosa, Vodafone, Turkcell, Türk Telekom mağazaları ve online satış noktalarından satın alınabiliyor. Telefon KDV dahil 11.999 ve 12.256 TL fiyatlarla satışa sunuluyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Siber güvenlik uzmanları, bilgi eksikliğinin iş yerinde hatalara yol açtığını itiraf ediyor

Siber güvenlik uzmanları, bilgi eksikliğinin iş yerinde hatalara yol açtığını itiraf ediyor

Kaspersky tarafından yaptırılan yeni bir küresel araştırmaya göre, son iki yıldaki tüm siber olayların yaklaşık üçte ikisine insan hataları neden olurken, siber güvenlik uzmanlarının %50’sinden fazlası kariyerlerinin başlarında teorik veya pratik bilgi eksikliği nedeniyle hata yaptıklarını kabul ediyor. Bu tür hataları kabul eden katılımcıların oranı, bu alanda iki ila beş yıllık deneyime sahip olanlar arasında yaklaşık %60’a yükseliyor. Orta Doğu, Türkiye ve Afrika (META) bölgesinde tüm katılımcıların %43’ü bu tür hatalar yaptığını itiraf ediyor.

Kaspersky’nin yakın zamanda yaptığı bir araştırmaya göre, son iki yılda kuruluşlar nitelikli siber güvenlik personeli eksikliği nedeniyle en az bir siber olay yaşadı. Daha nitelikli siber güvenlik personeli tedarik etmek bu sorunun üstesinden gelmek için çözümlerden biri olsa da, dünya çapındaki işletmeler bilgi güvenliği (InfoSec) profesyonellerinin eksikliğiyle karşı karşıya. Mevcut tahminlere göre, siber işgücü açığı yaklaşık 4 milyonu buluyor.

Siber güvenlik becerilerindeki genel boşluk, endüstride yeni başlayan birçok kişinin pratik ve teorik bilgi eksiklikleriyle başa çıkması gerektiği gerçeğiyle birlikte geliyor. Bu da başlangıçta zorluklar yaşamalarına ve işlerinde hatalar yapmalarına neden oluyor. META bölgesindeki InfoSec profesyonellerinin kariyerlerinin başlarında yaptığı en yaygın hatalardan bazıları, zayıf veya tahmin edilebilir şifrelerin kullanılması (%52), kimlik korumasının uygulanmaması (%48), güncellenmemiş güvenlik önlemlerinin kullanılması (%35) olduğu görülüyor. Önemli verilerin yedeklerinin alınmaması (%34), siber güvenlik uzmanlarının kariyerlerinin başında yaptığı yaygın bir hata olarak ortaya çıkıyor.

Siber güvenlik uzmanları, sektöre giriş yaptıklarında gerekli beceri setine ve uygulamalı deneyime sahip olmadıklarını kabul ederken, bazıları kariyerlerine hız kazandırmak için ek zorluklara işaret etdiyor. Siber endüstrinin sürekli olarak işgücü açığı bildirmesine rağmen, katılımcıların %34’ü bir InfoSec rolü için seçilmeden önce üç veya daha fazla başarısız mülakat geçirdiklerini iddia ediyor. META bölgesinde, işlemler daha sorunsuz olup, sadece %21’i mülakatlardan birden fazla veya iki kez geçmek zorunda kaldıklarını belirtiyor. 

Kaspersky İnsan Kaynakları Müdürü Marina Alekseeva, “Resmi eğitim programlarının sektördeki gelişmelere ayak uydurmakta zorlandığı bir sır değil ve bu durum özellikle siber güvenlik alanı için geçerli” diyor ve ekliyor: ” Piyasadaki birçok çalışanın sınırlı pratik becerilere veya bilgi eksikliklerine sahip olabileceği gerçeği, akran öğrenimine odaklanan kapsamlı bir işe alım sürecinin önemini vurguluyor ve şirketlerin çalışanlarının becerilerini geliştirmeye daha fazla önem vermesi gerektiği anlamına geliyor. Kaspersky için çalışanlar en değerli varlıklardır, bu nedenle şirketin kurumsal personelinin eğitimine sürekli yatırım yapıyor, çalışanların yeteneklerini geliştiriyor ve bir öğrenme ve sürekli gelişim kültürünü teşvik ediyoruz. Ayrıca BT profesyonelleri için sektör lideri bireysel ve kurumsal eğitim kursları sağlayarak mevcut siber güvenlik yetenek açığının kapatılmasına katkıda bulunuyoruz.”

InfoSec profesyonelleri kendilerini rahat hissetmiyor

Siber güvenlik uzmanlarının sektöre katıldıklarında karşılaştıkları ilk zorluklar, dünya genelindeki InfoSec profesyonellerinin neredeyse yarısının (%46) ve META bölgesindeki her üç kişiden birinin (%32) ilk siber güvenlik rollerinde kendilerini rahat hissetmelerinin neden bir yıldan fazla sürdüğünü açıklayabiliyor. Katılımcıların %31’i işlerini bir ya da iki yıl içinde kavramayı başarırken, katılımcıların %9’u bu sürecin iki ila üç yıl, %6’sı ise üç yıldan fazla sürdüğünü belirtiliyor. META’da ilgili rakamlar %21, %7 ve %4.

Raporun tamamına ve siber güvenlik uzmanlarının eğitim geçmişlerine ve kariyerlerinde karşılaştıkları ilk zorluklara ilişkin daha fazla bilgiye bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Kaspersky, bilgi açığının üstesinden gelmek ve siber güvenlik iş gücünün iş akışına daha sorunsuz bir şekilde entegre edilmesini sağlamak için hem önleyici hem de reaktif bir dizi önlem öneriyor:

1. Eğitim düzeyinde, eğitim programları güncellenmeli ve daha esnek ve çevik hale gelmelidir; bu da sektördeki oyuncular ve uzmanlarla işbirliği yapılarak sağlanabilir. Kaspersky, üniversiteler için siber güvenlik uzmanlığını entegre eden, program katılımcılarına derslere, eğitim oturumlarına ve en son teknolojilere erişim sunan özel bir program (Kaspersky Academy Alliance) yürüterek bu sürece katkıda bulunuyor.

2. Siber güvenlik alanına katılmayı planlayanlar, bir bilgi güvenliği veya araştırma ve geliştirme departmanında staj yaparak gerçek hayattaki siber güvenlik senaryolarının ele alınması konusunda deneyim kazanabilirler. Pratik becerileri artırmak için bir diğer fırsat da uluslararası yarışmalara veya Capture the Flag etkinliklerine katılmaktır. Kaspersky’nin LinkedIn sayfasındaki haberleri takip ederek şirketin staj programındaki açık pozisyonları ve Secur’IT Cup öğrencileri için düzenlenen küresel yarışmayla ilgili güncellemeleri ilk öğrenen siz olun.

3. İşletmeler, kurumsal personelleri için beceri geliştirme programlarına yatırım yaparak yeni bilgi ve beceriler edinmelerine ve rekabetçi kalmalarına yardımcı olabilir. Kaspersky, bilgi güvenliği profesyonelleri için hem bireyler için profesyonel eğitim hem de kurumsal eğitim sunan çok çeşitli özel eğitim programları sağlar

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Şirketlerin yarısından fazlası iş süreçlerinde yapay zeka ve IoT kullanıyor

Şirketlerin yarısından fazlası iş süreçlerinde yapay zeka ve IoT kullanıyor

Yakın zaman önce yapılan bir Kaspersky araştırması, şirketlerin %50’sinden fazlasının altyapılarında Yapay Zeka (AI) ve Nesnelerin İnternetini (IoT) kullandıklarını ortaya koydu. Ayrıca şirketlerin %33’ü bu birbirine bağlı teknolojileri önümüzdeki iki yıl içinde benimsemeyi planlıyor. Orta Doğu, Türkiye ve Afrika (META) bölgesinde katılımcıların %55’i yapay zekâyı uygulamaya koymuş durumda ve %34’ü önümüzdeki dönemde bunu yapmayı planlıyor. Nesnelerin İnterneti ise kuruluşların %44’ünde kullanılıyor ve %45’i bunu ilerde kullanmayı planlıyor. Uzmanlar, işletme sahiplerinin kendilerini güvence altına almak için doğru niteliklere sahip siber güvenlik çözümlerine sahip olmalarını tavsiye ediyor.

Birbirine bağlı teknolojiler, internete ve birbirine bağlı cihazların, sistemlerin ve uygulamaların büyüyen ağını simgeliyor. Bunlar işletmeleri dönüştürerek daha fazla veri toplamalarını ve süreçleri otomatize etmelerini sağlıyor. Ancak bu teknolojiler işletmenin varlıklarını güvence altına alırken ve müşterileri korurken, yeni riskleri ve zorlukları da beraberinde getiriyor.

Kaspersky, şirketlerin birbirine bağlı teknolojilerin getirdiği zorlukların önüne geçmesine yardımcı olmayı amaçlayan ve siber güvenliğin bu yeni döneme nasıl uyum sağlaması gerektiğine ilişkin kritik soruları yanıtlayan “İş dünyasının geleceğini birbirine bağlamak” adlı bir çalışma gerçekleştirdi. Şirket bu amaçla Kuzey Amerika, Latin Amerika, Avrupa, Orta Doğu, Türkiye ve Afrika, Rusya ve Asya-Pasifik’ten 560 üst düzey BT güvenlik lideriyle anket yaptı.

Bu ankette Kaspersky, katılımcıların aşağıdaki teknolojiler hakkında ne düşündüğünü incelemeye çalıştı:

Yapay Zeka (AI), 
Nesnelerin İnterneti (IoT), 
Artırılmış gerçeklik (AR), Sanal gerçeklik (VR) ve dijital ikizler,
6G ve birleşik bulut ağları,
Merkezi olmayan uygulamaları, blok zinciri akıllı sözleşmelerini ve kullanıcı tarafından yönetilen verileri mümkün kılan Web 3.0,
İşbirliğine dayalı ortamlarda sorunsuz veri paylaşımına olanak tanıyan veri alanları.

Yükselen Teknolojilerin İşletmelere Etkisi

Araştırma, yapay zeka ve IoT’nin şirketlerin sırasıyla %54 ve %51’i tarafından halihazırda kullanıldığını ortaya koydu (META’da bu oranlar %55 ve %44). Her üç şirketten biri iki yıl içinde bu teknolojileri benimsemeyi planlıyor (META’daki şirketlerin %34’ü yapay zeka ve %45’i IoT kullanmayı planlıyor). Veri alanları işletmelerin %32’si tarafından kullanılıyor ve neredeyse yarısı (%49) yakın gelecekte bunları benimsemeyi planlıyor (META için oranlar %34 ve %45).

Birbirine bağlı diğer teknolojiler (dijital ikizler, AR, VR, web 3.0, 6G ve birleşik bulut ağları), ankete katılan her beş şirketten yalnızca biri (%20-21) tarafından kullanılıyor. Ancak katılımcıların %70’inden fazlası bunları yakında iş süreçlerine entegre etmeyi düşünüyor. META bölgesindeki rakamlar da benzer, sadece 6G ve birleşik bulut ağları biraz farklı. Katılımcıların %18’i bunları halihazırda kullanıyor, %80’i ise kullanmayı planlıyor.

Yapay Zeka, IoT ve Diğer Yenilikçi Teknolojilerin Güvenliği

Yapay zeka ve IoT çok yaygınlaştığı için yeni siber saldırı vektörlerine karşı savunmasız kalıyor. Araştırmaya göre kurumların %16-17’si yapay zeka ve IoT’nin korunmasının ‘çok zor’ veya ‘son derece zor’ olduğunu düşünürken (META’da %18 ve %16), yapay zeka kullanıcılarının sadece %8’i ve IoT sahiplerinin %12’si şirketlerinin tamamen korunduğuna inanıyor (META’da %9 ve %14).

Bununla birlikte, sonuçlardan da görüleceği üzere teknolojilerin uygulanması ne kadar az yaygınsa, şirketlerin bunları koruması o kadar zorlaşıyor. Bunun tersi de geçerli. Örneğin en az benimsenen AR/VR ve birleşik bulut ağları, siber savunma açısından korunması en zor teknolojilere karşılık geliyor ve şirketlerin %39-40’ı bunların güvenliğinin sağlanmasının zor olduğunu belirtiyor (META için %37-38).

Kaspersky Kurumsal Ürünler Başkan Yardımcısı Ivan Vassunov, konuya ilişin şunları söylüyor: “Birbirine bağlı teknolojiler muazzam iş fırsatlarını beraberinde getirirken, aynı zamanda ciddi siber tehditlere karşı savunmanın zor olduğu yeni bir dönemi başlatıyor. Toplanan ve iletilen veri miktarının artmasıyla birlikte siber güvenlik önlemlerinin güçlendirilmesi gerekiyor. İşletmeler kritik varlıklarını korumalı, birbirine bağlı ortamın genişlediği bir ortamda müşterilerinde güven oluşturmalı ve birbirine bağlı teknolojinin getirdiği zorluklarla mücadele etmek için yeni çözümleri kullanabilmek amacıyla siber güvenliğe yeterli kaynak ayrılmasını sağlamalıdır. Yapay zeka ve IoT’yi altyapılarına entegre eden işletmelerin, siber tehditleri erken aşamalarda tespit etmek ve etkili savunma sağlamak için bunları Konteyner Güvenliği ve Genişletilmiş Tespit ve Yanıt çözümleriyle koruması gerekiyor.” 

Birbirine bağlı teknolojilerin getireceği değişimin ölçeği göz önüne alındığında, kuruluşların bunları uygulamak ve korumak için uygun stratejiler geliştirmesi gerekiyor. Kaspersky, araştırmanın bulgularına dayanarak kurumların birbirine bağlı teknolojileri korumaya hazır olmalarını sağlamak için dört etkili yol öneriyor:

1. Güvenli tasarım ilkelerini benimseyin. Siber güvenliği yazılım geliştirme yaşam döngüsünün her aşamasına entegre edin. Tasarımdan itibaren güvenli yazılım ve donanım, siber saldırılara karşı dirençli hale gelir ve dijital sistemlerin genel güvenliğine katkıda bulunur. Örneğin KasperskyOS tabanlı Cyber Immune çözümleri, şirketlerin tehdit yüzeyini en aza indirmesine ve siber suçluların başarılı bir saldırı gerçekleştirme kabiliyetini önemli ölçüde azaltmasına olanak tanır.

2. İşgücünüzü eğitin ve becerilerini artırın. Siber farkındalığa sahip bir kültür oluşturmak, çalışanların bilgi edinmesini ve bunları uygulamaya koymasını sağlayan kapsamlı bir strateji gerektirir. Kaspersky Expert eğitimi InfoSec uzmanlarınızın becerilerini geliştirebilir ve şirketinizi saldırılara karşı koruyabilir.

3. Siber güvenlik çözümlerinizi yükseltin ve Kaspersky Extended Detection and Response (XDR) gibi merkezi ve otomatik platformları kullanın. Şirketler birbirine bağlı teknolojileri benimsedikçe, birden fazla kaynaktan telemetri toplayıp ilişkilendirmelerine ve etkili tehdit tespiti ve hızlı otomatik yanıt sağlamalarına olanak tanıyan daha gelişmiş özelliklere sahip siber güvenlik çözümlerine ihtiyaç duyarlar.

Birçok yapay zeka çözümü konteynerler üzerine inşa edildiğinden, bunların entegre edildikleri altyapıyı Kaspersky Container Security gibi şirketlerin geliştirme aşamasından operasyona kadar uygulama yaşam döngüsünün her aşamasında güvenlik sorunlarını tespit etmesine olanak tanıyan siber güvenlik ürünleriyle güvence altına almak önemlidir.

4. Regülasyonlara uyun. Siber güvenlik uygulamalarınızın değişen standartları ve yasal gereklilikleri karşılamasını sağlayarak yasal sorunlardan veya itibar kaybından kaçınmak için yasal düzenlemelere uyun.

Birbirine bağlı teknolojilere ilişkin ek bulguları içeren raporun tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Turkcell ve Ericsson 5G şebeke dilimleme otomasyonunu başarılı bir şekilde test etti

Turkcell ve Ericsson 5G şebeke dilimleme otomasyonunu başarılı bir şekilde test etti

Şebeke dilimleme çözümünün başarıyla test edilmesi, Türkiye’deki kurumsal ve bireysel kullanıcıların ihtiyaçlarına yönelik 5G Bağımsız iletişim hizmetleri için Ericsson ve Turkcell iş birliğinde önemli bir kilometre taşıdır.

 Bu başarı ile tek bir cihaz üzerinde birden fazla kullanıcı profili ve uygulamaya hizmet veren şebeke dilimlerinin desteği ticari bir 5G cihazında test edilmiş oldu.  

Ericsson (NASDAQ: ERIC) ve Turkcell (NYSE: TKC; BIST: TCELL), başarılı bir 5G Bağımsız (SA- Standalone)  şebekesi testi (PoC) gerçekleştirerek şebeke dilimleme çözümü oluşturmaya yönelik ortak çalışmalarında önemli bir dönüm noktasına imza attılar. Şirketler birlikte, müşterilerin iletişim ihtiyaçlarını karşılamak için isteğe göre uyarlanmış 5G şebeke dilimlerinin nasıl oluşturulabileceğini, birden fazla dilimin hem kurumsal hem de bireysel kullanıcı profilleriyle tek bir 5G cihazına nasıl hizmet verebileceğini ve  ücretlendirmelerin farklı şebeke dilimleri arasında nasıl farklılaştırılabileceğini gösterdi.

Bu test kapsamında, 5G cihazındaki (cep telefonu gibi) ‘iş’ ve ‘kişisel’ uygulamaların, her biri özel şebeke dilimlerine bağlanan farklı profillerle nasıl ilişkilendirilebileceği gösterildi. Bu yetenek, Turkcell’in uygulama geliştiricileri ile kurumsal ve bireysel  müşterilerinin, 5G ile mümkün olacak farklı kullanım senaryoları için çok daha fazla esnekliğe ve performansa sahip olabileceklerini ve 5G bağımsız şebekesine (5G SA- Standalone) sahip olmanın değerini güçlü bir şekilde kanıtlıyor.

Bu testler, Turkcell’in laboratuvar ortamında konuşlandırılan Turkcell’e ait Merkezi Bulut Altyapısı üzerinde çalışan 5G Çekirdek Şebeke test ortamında  gerçekleştirildi. Bu çalışma kapsamında, Ericsson’un Çift Modlu 5G Çekirdek şebekesi, Dinamik radyo kaynakları bölümleme ve 5G Radio erişim şebekesi dilimleme yetenekleri bulunan Ericsson Radyo Sistemi ürünleri kullanıldı. Şebeke dilimleme Otomasyonu ise Ericsson Orchestrator aracılığıyla sağlandı. Ek olarak dilim özelliklerine göre farklılaştırılmış ücretlendirme modelleri için ise Ericsson 5G Ücretlendirme ürün ve çözümleri kullanıldı. 

Bu konsept ayrıca, tek bir cihazın aynı anda birden fazla şebeke dilimine bağlanmasını sağlayan ve hizmetlerin esnek bir şekilde ayrılmasını ve deneyim kalitesini en üst düzeye çıkarmak için gelişmiş trafik yönlendirmesini sağlayan bir özellik olan Kullanıcı Ekipmanı Rota Seçim Politikası (URSP-UE Route Selecetion Policy) fonksiyonalitesini uygulayan Ericsson Dinamik Şebeke Dilim Seçimi çözümüne de  dayanıyor. Bu demoda piyasada bulunabilen 5G özellikli mobil telefonlar kullanıldı.

Ericsson Orchestrator, Sanal Makine veya Konteyner bazlı şebeke fonksiyonları (VNF’ler ve CNF’ler) dahil olmak üzere hibrit altyapının otomasyonunu sağlayarak, hem telekom sektörü  hem de kurumsal ortamlar için şebeke kaynaklarının yönetimi, konteyner ve sanal şebeke fonksiyonlarının yaşam döngüsü yönetimi ve servis orkestrasyonu yoluyla gelişmiş 5G SA kullanım senaryolarını desteklemektedir.

Ericsson ile yapılan bu test, Turkcell’in Türkiye’deki kurumsal ve bireysel kullanıcıların gelişen iletişim ihtiyaçlarını karşılamak için ülke çapında güçlü bir 5G  bağımsız (5G SA) şebekesi hazırlama yolculuğundaki bir başka önemli adımdır.

Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Vehbi Çağrı Güngör: “En ileri teknolojilerin uygulanmasında ortaklarımızla iş birliği yapmanın heyecanı ve kararlılığı içindeyiz. Bu test ile sergilenen şebeke dilimleme fonksiyonu, gelecekte yeni 5G hizmet tekliflerine öncülük etmek için potansiyel olarak temel yapı taşı olmaya hazırlanıyor. Ericsson ile gerçekleştirdiğimiz  başarılı 5G şebeke dilimleme testimiz, özelleştirilmiş servis kalitesi ve özel bağlantı gereksinimi duyan kurumların ve bireysel kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamaya bizi bir adım daha yaklaştırdı. 5G şebekelerinde dilimleme fonksiyonlarınınkullanılması , inovasyonu teşvik etme, yeni iş modellerini mümkün kılma ve gelecekteki servis tekliflerinin genel yeteneklerini geliştirme potansiyeline sahiptir.”

Şebeke dilimleme, özellikle kurumsal segmentte birçok fırsat ve olası pazara giriş yolları sunduğundan, iletişim servis sağlayıcıları (CSP-Communication Service Provider) için muazzam bir iş potansiyeline sahiptir. Ericsson, iletişim servis sağlayıcıları için dilimleme etkin gelir değerinin 2025 yılına kadar 45 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyor.

Ericsson Türkiye Genel Müdürü Işıl Yalçın: “Ericsson olarak şebeke dilimlemenin, İletişim Servis Sağlayıcısının geniş bir kullanıcı yelpazesinden gelen talepleri aşan bir şebeke oluşturma ve yönetme konusunda en iyi yanıtı olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, şebeke dilimleme otomasyonu testini gerçekleştirmek, Turkcell ile uzun süredir devam eden işbirliğimizin doğal bir adımıydı. Şirketin 5G hedeflerini gerçeğe dönüştürmesine ve hem bireyler hem de kurumlar için değer yaratmasına destek olmaya kararlıyız.”

İki şirket birlikte 5G  bağımsız (5G SA) teknolojisini ve 5G bağlantılı otonom mobil robotlar, sensör ağı, özel 5G ağı, gelişmiş mobil geniş bant (eMBB-enhanced Mobile Broadband) ve sabit kablosuz erişim (FWA-Fixed wireless Access) için şebeke dilimleme gibi bireysel ve kurumsal kullanıcılar için birçok önemli kilometre taşının elde edildiği yenilikçi 5G kullanım senaryolarını denemektedir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com