Kaspersky 2024 yılı endüstriyel siber güvenlik öngörülerini paylaştı!

Kaspersky 2024 yılı endüstriyel siber güvenlik öngörülerini paylaştı!

Kaspersky, 2024 yılı için Endüstriyel Kontrol Sistemleri Siber Acil Durum Müdahale Ekibi (ICS CERT) tahminlerini yayınlayarak önümüzdeki yıl endüstriyel işletmelerin karşılaşacağı temel siber güvenlik zorluklarının özetini derledi. Tahminler fidye yazılımı tehditlerinin sürekliliğine, kozmopolitik hacktivizmin yükselişine, “saldırgan siber güvenliğin” mevcut durumuna, lojistik ve taşımacılık tehditlerindeki dönüştürücü değişimlere dikkat çekiyor.

Kaspersky, 2023 yılına bakıldığında endüstriyel siber güvenlik ortamının gelişmeye devam edeceğini ve birkaç önemli trendin ortaya çıkacağını öngördü. IIoT ve SmartXXX sistemlerinde verimlilik arayışı saldırı yüzeyini genişletirken, enerji iletim fiyatlarındaki artış donanım maliyetlerini artırarak bulut hizmetleri yönünde stratejik bir kaymaya neden oldu. Kamunun endüstriyel süreçlere artan katılımı, yetersiz nitelikli çalışanlar nedeniyle karşılaşılan veri sızıntıları ve sorumlu ifşa için yetersiz uygulamalara dair endişeler de dahil olmak üzere bazı yeni riskleri beraberinde getirdi.

Bu retrospektif analiz, 2024 yılında sanayi kuruluşlarının karşılaşacağı siber güvenlik ortamının anlaşılması için zemin hazırlıyor.

Yüksek değere sahip kuruluşları hedef alan fidye yazılımları

Fidye yazılımlarının 2024 yılında endüstriyel işletmeler için öncelikli endişe kaynağı olmaya devam edeceği öngörülüyor. Büyük kuruluşlar, özel ürün tedarikçileri ve büyük lojistik şirketleri, potansiyel olarak ciddi ekonomik ve sosyal sonuçlara neden olabilecek artan risklerle karşı karşıya kalıyor. Siber suçluların büyük miktarda fidye ödemesi yapabilecek kuruluşları hedef alarak, üretim ve teslimatta aksamalara neden olması bekleniyor.

Kozmopolitik protesto hacktivizmi

Jeopolitik motivasyona sahip hacktivizmin yoğunlaşacağı ve daha yıkıcı sonuçlar doğuracağı tahmin ediliyor. Ülkelere özgü protesto hareketlerine ek olarak, eko-hacktivizm gibi sosyo-kültürel ve makro-ekonomik gündemler tarafından yönlendirilen kozmopolitik hacktivizm akımının yeni dönemde yükselmesi bekleniyor. Güdülerin bu şekilde çeşitlenmesi daha karmaşık ve zorlu bir tehdit ortamına katkıda bulunabilir.

Daha ince tehditler ve tespit etmede zorluk

Siber tehdit istihbaratı toplamak için “saldırgan siber güvenlik” kullanımının tartışmalı sonuçlar doğuracağı beklentisi hakim. Bu yaklaşım potansiyel tehlikelerin erken işaretlerini ortaya koyarak kurumsal güvenliği artırabilirken, gri ve karanlık bölge arasındaki ince çizgiyi de ihlal edebilir. Ticari ve açık kaynaklı araçlarla donanmış kâr amaçlı siber faaliyetler, daha gizli bir şekilde çalışarak tespit ve soruşturmayı zorlaştırabilir.

Otomasyon ve dijitalleşmedeki zorluklara bağlı olarak lojistik ve taşımacılıkla ilgili tehditlerdeki değişimler

Lojistik ve taşımacılığın hızlı otomasyonu ve dijitalleşmesi, siber ve geleneksel suçların iç içe geçerek yeni zorluklar ortaya çıkarmasına neden oluyor. Buna araç ve mal hırsızlığı, deniz korsanlığı ve kaçakçılık da dâhil. Hedefli olmayan siber saldırılar, özellikle nehir, deniz, kamyon ve özel amaçlı araçlarda fiziksel sonuçlara yol açabilir.

Kaspersky ICS CERT Başkanı Evgeny Goncharov, şunları söylüyor: “Sanayi sektörünün siber güvenliği, hem yeni saldırı türleri hem de eskilerinin daha sofistike versiyonları eşliğinde sürekli bir değişim geçiriyor. Fidye yazılım saldırıları hala büyük bir sorun ve bilgisayar korsanları daha gelişmiş yöntemlerle büyük, karlı şirketleri hedef almakta giderek daha iyi hale geliyor. Sosyal konularla motive olan hacktivistler de daha aktif hale geliyor ve tehditlere farklı bir karmaşa boyutu ekliyor. Taşımacılık ve lojistik sektörü bu değişikliklere karşı özellikle savunmasız kalıyor, çünkü sistemleri giderek daha dijital hale geliyor. Siber ve geleneksel suçların bu birleşimi küresel tedarik zincirleri için ciddi bir tehdittir. Kendimizi korumak için siber güvenliğe öncelik vermeli, fidye ödemekten kaçınmalı ve savunmamızı geliştirmeye devam etmeliyiz.” 

ICS CERT web sitesinde 2024 için ICS tahminlerinin tam listesini bulabilirsiniz.

ICS tahminleri, Kaspersky Security Bulletin (KSB) bölümlerinden biri olan ve siber güvenlik dünyasındaki önemli değişimler hakkında yıllık tahminler ve analitik raporlar dizisi sunan Kaspersky’nin 2024 Dikey Tehdit Tahminleri kapsamında yayınlanıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Dell Technologies, Yenı̇ Yapay Zekâ Deneyı̇mlerı̇yle Modern İş Gücünü Destekliyor

Dell Technologies, Yenı̇ Yapay Zekâ Deneyı̇mlerı̇yle Modern İş Gücünü Destekliyor

Dell Technologies’in tanıttığı sektörün en geniş yapay zekâ bilgisayarı portföyü, kuruluşların yapay zekâ stratejilerini uygulamalarına ve geleceğe hazırlanmalarına yardımcı oluyor 

Dell Technologies, kuruluşları ve çalışan verimliliğini yapay zekâ çağına taşımak üzere tasarlanmış sektörün en geniş yapay zekâ bilgisayar yelpazesini piyasaya sürüyor. Yeni Latitude dizüstü bilgisayarlar ve Precision mobil iş istasyonları serisiyle Dell, müşterilerine giriş seviyesinden ultra premium PC’lere ve iş istasyonu seçeneklerine kadar sektördeki en geniş AI PC yelpazesini sunuyor. Intel vPro® özellikli Intel Core Ultra işlemcilere sahip Dell ticari bilgisayarlar, yepyeni üretkenlik ve verimlilik seviyeleri sağlıyor. Bu sayede çalışanların elde ettiği avantajların başında şunlar geliyor:

Daha etkili iş birliği yapma: Otomatik çerçeveleme, arka plan bulanıklaştırma ve göz izleme gibi yapay zekâlı video konferans özellikleriyle çalışanlar, NPU aktarımı sayesinde Zoom araması yaparken yüzde 38’e kadar daha az güç tüketiyor.

Hibrit bir çalışma ortamında güvenle çalışma: Dell, güvenlik işlevlerini NPU aracılığıyla cihaza yüklemek için CrowdStrike ve Intel ile birlikte çalışıyor. Bu sayede daha kapsamlı tehdit tespiti sağlayarak müşterilerin kötü amaçlı siteleri ve güvenlik açıklarını bulut tabanlı çözümlere kıyasla daha az gecikmeyle hızlı bir şekilde tespit etmelerine yardımcı oluyor.
Daha hızlı içerik oluşturma: Yapay zekâ işlemlerini CPU, GPU ve NPU arasında dağıtarak kullanıcılar, Stable Diffusion ile beş katı hızda üretken yapay zekâ görüntüleri oluşturabiliyor. 
İş akışının içinde kalma: Yeni cihazlar, Windows 11’deki Copilot ve tek bir düğmeye dokunarak işleri daha kolay ve daha hızlı halletmeyi sağlayan özel bir Copilot tuşu ile birlikte geliyor.

 

 Hibrit çalışma çağı için yapay zekâlı bilgisayarlar 

Sinirsel işlem birimi (NPU) donanımlı yapay zekâ bilgisayar pazarının 2024’te yaklaşık 50 milyon adetten 2027’de 167 milyonun üzerine çıkması ve dünya çapında dağıtılan tüm bilgisayarların yaklaşık yüzde 60’ını oluşturması bekleniyor. Dell ise dünyanın en akıllı, yönetilebilir ve güvenli ticari bilgisayarlarını üreterek bu alanda öne çıkıyor

Dell Technologies Müşteri Çözümleri Grubu Başkanı Sam Burd Dell’in yeni portföyüyle ilgili olarak, “Kuruluşlar için artık bilgisayarlarını güncelleme zamanı. Yapay zekâ bilgisayarları çalışanlara en iyi teknolojiyi sunarak onları geleceğe hazırlıyor. Yapay zekâ iş yükleri sürekli artarken, yapay zekâ için yerel bilgi işlemin gücü bilgisayarlar için oldukça önemli. Dell’in çevre birimleri, yazılım ve hizmetlerden oluşan kapsamlı ekosistemi ile birlikte kuruluşlar çalışanlarına, kuruluşlarını sektörlerinde lider olarak konumlandırmak için ihtiyaç duydukları araçları ve deneyimleri sağlayabiliyor” diyor. 

Moor Insights & Strategy’nin Kurucusu ve CEO’su Patrick Moorhead ise “Yapay zekâlı bilgisayar sadece bir cihaz değil. Zamanın değerli ve inovasyonun önemli olduğu bir dünyada kuruluşlar, bu cihazları daha akıllı, daha verimli bir geleceğe giden yolu açan önemli yatırımlar olarak görüyor. Dell’in avantajı, en başından itibaren ticari portföyünde çok çeşitli yapay zekâ bilgisayarları sunmasıyla başlıyor. Buna uçtan uca ekosistem yetenekleri de eklendiğinde, Dell’in yapay zekânın ilerlemesi ve kurumlar için başarıyı artırma konusundaki kararlılığını görmek oldukça kolay” değerlendirmesinde bulunuyor.

 

Yapay zekâ destekli otomatik hizmetler 

Dell’in PC’ler için ProSupport Suite aracılığıyla sunduğu yeni kendi kendini iyileştirme özellikleri, kullanıcıların PC çalışma süresini en üst düzeye çıkarmasına ve üretkenliği artırmasına yardımcı oluyor. Dell’in SupportAssist teknolojisine bağlanan kullanıcılar, insan müdahalesi olmadan PC sorunlarını çözmek için telemetri ve yapay zekâdan yararlanabiliyor. IT çalışanları/yöneticileri, filolarında bulunan bilgisayarların mavi ekran hataları, termal sorunlar vb. sorunlarını otomatik olarak düzeltmek için Dell tarafından yazılan komut dosyalarını etkinleştirebiliyor. 

Dell ayrıca GenAI için Dijital Çalışan Deneyimi Hizmetleri sunarak GenAI geliştiricilerine, bilgi işçilerine ve uzman kullanıcılara kendi rollerine göre özelleştirilmiş araçlar ve teknolojiler sağlıyor. Bu hizmetler, kuruluşların GenAI çözümlerini tam olarak benimsemelerine yardımcı olarak bu yenilikçi teknolojiye yaptıkları yatırımların değerini en üst düzeye çıkarıyor.

Kullanıcıların yeni cihazlara ihtiyaç duyması hâlinde Dell’in yönetilen hizmetleri, farklı satıcılı cihazların dağıtımlarını zamanında yapmak için ayrıntılı planlama, tahmin ve tedarik zinciri yönetimi sağlıyor. Bu, kuruluşların filo yenilemelerini programa uygun ve bütçe dâhilinde, cihaz başına öngörülebilir bir maliyetle sürdürebilmelerini sağlıyor.

 

Ürün özellikleri

Dell’in en yeni Latitude portföyünde, dünyanın en iş birlikçi ticari çıkarılabilir cihazı Latitude 7350 Detachable bulunuyor. Bu cihaz profesyonellere, masalarında tam takılı olarak veya hareket hâlindeyken tablet veya dizüstü bilgisayar olarak çalışma esnekliği sunuyor. Zorlu aydınlatma koşullarında yüksek kaliteli görüntü sunmak amacıyla kullanıcıya dönük en iyi 8MP HDR kameraya sahip.

Dell’in yeni mobil ve sabit Precision iş istasyonları, uzman kullanıcıların, geliştiricilerin vb. kullanıcıların performans ihtiyaçlarını karşılıyor. İş istasyonlarında dünya lideri olan Precision, karmaşık yapay zekâ iş yüklerini bilgisayar üzerinde güvenli ve uygun maliyetli bir şekilde çalıştırabiliyor. NVIDIA RTX™ 500 ve 1000 Ada Nesil Dizüstü Bilgisayar GPU’lara sahip Precision mobil iş istasyonları, her yerden çalışmak için yapay zekâ yetenekleri ve kurumsal güvenilirlik sağlıyor. Precision 3280 Kompakt Form Faktörü (CFF – Compact Form Factor) ise hafif yapay zekâ geliştirme ve yaratıcı uygulamalar için tasarlanmış, yerden tasarruf sağlayan yeni bir form faktörü.

Dell’in, kendi sınıfının en akıllısı olan kulaklık portföyü beş adet yeni kulaklıktan oluşuyor. Dell Premier Wireless ANC Headset (WL7024), insan konuşma sinyallerini hem kullanıcıdan hem de kullanıcının karşısındaki taraftan gelen arka plan seslerinden ayıran ve gürültü engelleme düzeyini kullanıcının ortamına göre ayarlayan yapay zekâ tabanlı gürültü önleyici mikrofonlara sahip. Gelişmiş akıllı sensör, kulaklıklardan herhangi biri kaldırıldığında sessize alma/sesi açma, duraklatma/oynatma gibi görevleri akıllıca gerçekleştirirken, sezgisel dokunmatik kontroller ses deneyimini kişiselleştiriyor.

 

Döngüsel ekonomiyi hızlandırmaya devam ediyor

Döngüsel tasarımda öncü olan Dell, bu cihazlarda geri dönüştürülmüş metal ve mineral kullanımını artırdı. Yeni Latitude cihazları, pillerinde geri dönüştürülmüş kobalt kullanılan dünyanın ilk ticari bilgisayarları olarak öne çıkıyor. Concept Luna’dan ilham alan Latitude 7350 Detachable, onarımı kolaylaştıran ve kullanım ömrünü uzatan değiştirilebilir bir ekran paneline sahip, dünyanın bakımı en kolay ticari çıkarılabilir cihazı.

Kuruluşlar, yapay zekâ yeteneklerini optimize etmek için cihazlarını yenilemeyi düşünürken, Dell’in kurtarma ve geri dönüşüm hizmetleri, müşterilerin BT ekipmanlarını uygun şekilde kullanımdan kaldırmalarına yardımcı oluyor. Bu, e-atıkların çöp alanlarından uzaklaştırılmasına yardımcı olarak ürün ve malzemelerin daha uzun süre dolaşımda kalmasını sağlıyor.

Satışa Sunulma Tarihi

Latitude 7350 Detachable 2024 2. çeyrekte satışa sunulacak.
Precision 3280 CFF (Kompakt Form Faktörü) 12 Mart 2024’te satışa sunulacak.
Precision mobil iş istasyonları 12 Mart 2024 tarihinde satışa sunulacak.
Dell Premier Wireless ANC Headset (WL7024), 29 Mart’ta Çin’de, 14 Nisan’da ise dünya çapında satışa sunulacak.
Kendi kendini onarma özelliğine sahip PC’ler için ProSupport Suite, Nisan sonu itibarıyla tüm dünyada kullanımda olacak.
GenAI için Dijital Çalışan Deneyimi Hizmetleri dünya çapında kullanıma sunuldu.
Cihaz yenilemeye yönelik Yönetilen Hizmetler, 15 Mart’tan itibaren ABD ve EMEA’da kullanıma sunulacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Xiaomi, AIoT Serisini Yeni Akıllı Yaşam Ürünleriyle Yenilediğini Duyurdu

Xiaomi, AIoT Serisini Yeni Akıllı Yaşam Ürünleriyle Yenilediğini Duyurdu

Küresel teknoloji devi Xiaomi, heyecan verici donanımlarıyla en yeni giyilebilir cihaz serisi Xiaomi Smart Band 8 Pro, Xiaomi Watch S3 ve Xiaomi Watch 2’yi uluslararası kullanıcıların beğenisine sundu. 

Küresel teknoloji devi Xiaomi, en yeni giyilebilir cihaz serisinin küresel lansmanını gerçekleştirdi. Xiaomi 14 Serisi ile birlikte tanıtılan Xiaomi Smart Band 8 Pro, Xiaomi Watch S3 ve Xiaomi Watch 2 gibi heyecan verici giyilebilir cihazlardan oluşan seri, kullanıcıların spor, sağlık ve zinde yaşam tarzlarının her yönüne yönelik deneyimlerini geliştirmeye hazırlanıyor.

Xiaomi Smart Band 8 Pro sporu modayla buluşturuyor

Xiaomi Smart Band 8 Pro iyileştirilmiş kişiselleştirme, profesyonel spor takibi, kapsamlı sağlık durumu takibi ve diğer akıllı özelliklerini günlük kullanımla harmanlayan olağanüstü bir kullanıcı deneyimi sunuyor.

Xiaomi Smart Band 8 Pro, geliştirilmiş 60Hz yenileme hızına ve 336×480 piksel çözünürlüğe sahip 1,74 inç büyüklüğünde yeni AMOLED ekranıyla dikkatleri üzerine topluyor. İnanılmaz derecede ince ve hafif olan akıllı bileklik yalnızca 9,99 mm kalınlığında ve 22,5 g ağırlığında.¹ Gövdesi şık bir metalik çerçeveye sahip olan bileklik, Corning® Gorilla® Glass Victus® ön cam ile korunuyor. 

Cihaz ayrıca, ortam ışığı parlaklığını otomatik olarak ayarlamayı destekleyen bir ışık sensörü içeriyor ve ekranın çeşitli aydınlatma koşullarında kolayca görülebilmesini sağlıyor.

Kullanımı kolay ve son derece şık olan Xiaomi Smart Band 8 Pro’nun, gövdesinin her iki tarafında kayışın hızla çıkarılabilmesine olanak tanıyan mekanizmalar bulunuyor. Kullanıcıların akıllı bilekliğin görümünü kendi zevklerine göre kişiselleştirebilmeleri için çeşitli kayış malzemeleri içeriyor. Bilekliğin siyah ve gümüş olmak üzere iki renk seçeneği bulunuyor.² Bireysel tercihlere hitap etmek için Xiaomi Smart Band 8 Pro, kullanıcıların deneyimine eğlenceli bir dokunuş katan oyun temalı seçenekler dahil olmak üzere 200’den fazla saat yüzü seçeneği sunuyor.³

Xiaomi Smart Band 8 Pro ayrıca, aralarından seçim yapılabilen 150’den fazla spor modundan oluşan kapsamlı seçeneklerle spor aktivitelerinin profesyonel düzeyde takibine olanak tanıyor. Çeşitli egzersiz seçeneklerine ve bireysel tercihlere hitap ediyor. Koşu meraklıları için akıllı koşu işlevi, kullanıcıların koşmadan önce istedikleri koşu hızını ayarlamalarını ve hız hatırlatıcıları ile yolda planladıkları şekilde ilerlemelerini sağlıyor. Cihaz ayrıca 10 farklı koşu parkuru sunarak egzersizler sırasında bilimsel ve sezgisel koşu rehberliği sunuyor. Ayrıca, yerleşik 3D egzersiz animasyonu, egzersizden önce ısınma ve esneme için net görsel rehberlik sağlayarak yaklaşan antrenmana daha iyi hazırlanılmasına olanak tanıyor.⁴

Akıllı bileklik sağlık izleme işlevleri de içeriyor. Yeni 4 kanallı kalp atış hızı izleme modülü ile güncellenen ileri teknoloji, gün boyunca kalp atış hızını sürekli olarak izlemek ve sağlık verilerini gerçek zamanlı olarak kaydetmek için birden fazla sensör kullanıyor.⁵

Xiaomi Smart Band 8 Pro, selefine kıyasla %23 daha uzun güç ömrü sağlayan 289mAh pil barındırıyor. Normal kullanımda 14 güne kadar dayanabiliyor, önceki nesle kıyasla 2 gün daha fazla dayanıyor ve sık sık şarj etmeden uzun süreli kullanım imkanı tanıyor.⁶ Akıllı bileklik dahili GNSS konumlandırma özelliğiyle kullanıcıların telefonları olmasa bile konumları hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlıyor. 5ATM sertifikalı Xiaomi Smart Band 8 Pro, Alexa sesli asistan ve “cep telefonunu bul” özelliği gibi çok çeşitli kullanışlı araçlar içeriyor ve kullanıcıların günlük yaşamlarına kolaylık katıyor.

Tarzınızı konuşturun: Xiaomi Watch S3

Klasik saat tasarımına sahip Xiaomi Watch S3, kullanıcıların hem moda hem de pratik ihtiyaçlarını karşılayabilen çok işlevli bir akıllı saat olarak öne çıkıyor.

Büyük yuvarlak 1,43 inç AMOLED ekrana ve hafif alüminyum alaşımlı çerçeveye sahip Xiaomi Watch S3, klasik saatlerin tasarımlarını yansıtıyor. Xiaomi Watch S3, değiştirilebilir çerçeveler ve kayışlarla kullanıcılara yeni bir kişiselleştirme düzeyi sunuyor. Kullanıcılar çerçeveyi çevirerek yerine oturtabiliyor ve ana ekranda söz konusu çerçeveye özel benzersiz bir kadran görüntüleyebiliyor.⁷ Saat ayrıca portre otomatik tuşlama özelliğiyle kullanıcıların portre fotoğraflarına bilgi verilerini yerleştirerek 180’den fazla ücretsiz saat kadranına ek olarak benzersiz bir kişisel saat kadranı oluşturmalarını sağlıyor.⁸ 

Xiaomi Watch S3, daha hızlı bağlantılar ve daha iyi bilgi senkronizasyonu sağlayan güçlü yeni Xiaomi HyperOS sistemi sayesinde üstün performans ve gelişmiş bir kullanıcı deneyimi sunuyor. 15 güne kadar dayanabilen ultra uzun pil ömrüne sahip olan saat, kullanıcıları hareket halinde tutuyor. Ayrıca hızlı şarj oluyor ve yalnızca 5 dakikalık şarjla iki güne kadar kullanım sunuyor.⁹ Kullanıcılar, Xiaomi Watch S3’te Xiaomi’nin bir ilk olma özelliğini taşıyan bir başka işlevi de kullanabiliyor. Bu işlev, kullanıcıların tek elle kişiselleştirilmiş işlemler yapabilmesini sağlıyor. Kullanıcılar, bileklerini çeşitli şekillerde çevirerek aramaları reddetme, hava durumunu kontrol etme veya fotoğraf çekme gibi işlemleri yapabiliyor.¹⁰

Spor takibi söz konusu olduğunda Xiaomi Watch S3, kullanıcılara aralarından seçim yapabilecekleri 150’den fazla spor modu sunuyor. Yeni kış sporları modları ilk kez Xiaomi Watch S3’ün global versiyonunda kullanıma sunuluyor. Kullanıcılar, hassas konumlandırma sağlayan L1+L5 çift bantlı GNSS sayesinde gelişmiş anten alım performansı ve gelişmiş konumlandırma doğruluğu ile kayak modunu en iyi şekilde deneyimleyebiliyor. Cihaz ayrıca, ister zinde kalmayı ister yağ yakmayı hedeflesinler, farklı seviyelerdeki koşucuların performanslarını optimize etmelerine yardımcı olan 10 farklı koşu parkuru içeriyor.

Akıllı saat, kalp atış hızını önceki nesil cihazlardan daha doğru bir şekilde ölçen 12 kanallı bir kalp atış hızı izleme modülü sayesinde gelişmiş sağlık izleme özellikleri de sunuyor.⁵ Cihaz ayrıca bir uyku hayvanı işlevi de içeriyor. Eğlenceli bir ek özellik olarak, saat yedi gün üst üste takıldıktan sonra, 7 günlük uyku düzenine dayalı olarak kullanıcının uyku durumunu en iyi şekilde temsil eden bir “Uyku Hayvanı” oluşturuyor.

Her kullanımda daha akıllı: Xiaomi Watch 2

Xiaomi’nin en yeni AIoT serisinin bir parçası olan Xiaomi Watch 2, kapsamlı işlevselliği ve şık tasarımıyla kullanıcılara sıra dışı bir deneyim sunuyor.

Google Wear OS ile donatılan Xiaomi Watch 2, kullanıcılara sorunsuz ve istikrarlı bir akıllı saat deneyimi sunuyor. En sık kullanılan 5 uygulamayı içeren cihaz, kullanıcılara aralarından seçim yapabilecekleri geniş bir uygulama yelpazesi sunarak 200’den fazla üçüncü taraf uygulamasını da destekliyor. Xiaomi Watch 2, hızlı ve verimli performans sağlamak için gücünü Snapdragon® W5+Gen 1 Wearable platformundan alıyor. Çift çekirdekli mimari, yüksek performanslı ve düşük güç tüketimli otonom geçiş sağlıyor. 495mAh pil ve geniş 32G depolama alanı ile normal kullanımda 65 saate kadar pil ömrü sunuyor⁶.

Xiaomi Watch 2, şık ve sofistike tasarımı ve 1,43 inç AMOLED ekranı ve alüminyum alaşımlı orta çerçevesiyle öne çıkıyor. Yaklaşık 37g ağırlığındaki bu akıllı saat, spor aktiviteleri sırasında veya uyurken rahatça takılabiliyor. Akıllı saat, siyah veya gümüş kayış seçenekleriyle sunuluyor ve görünümünüzü tamamlamak için çeşitli kutu dışı malzeme seçenekleri sunuyor.

İlk kez uzaktan kamera kumanda işlevine sahip olan Xiaomi Watch 2, kullanıcıların fotoğraf çekmek ve video kaydetmek için mobil kameralarını doğrudan bileklerinde önizlemelerine olanak tanıyor.¹¹ Bu pratik özellik özellikle fotoğraf meraklıları için oldukça kullanışlı bir özellik olarak dikkat çekiyor.

Xiaomi Watch 2, yeni kış sporları modları da dahil olmak üzere 160’ın üzerinde spor modunu destekliyor. Kayakla kayarken her mesafeyi ve ortalama hızı kaydedebiliyor ve hatta kullanıcının kayak pistlerinin haritasını çıkarabiliyor. Çift bantlı L1+L5 GNSS, kullanıcıların karda veya diğer zorlu ortamlarda konumlarını doğru bir şekilde belirlemelerine yardımcı oluyor. Xiaomi, Strava ile yaptığı ortaklığın ardından Xiaomi Watch 2 için Suunto ile iş birliği yaparak çalışmalarını genişletti. Bu, kullanıcıların spor ve uyku verilerini Mi Fitness ile uygulamalar arasında kolayca senkronize etmelerini sağlayarak Xiaomi Watch 2’yi kullanırken kesintisiz veri kaydı yapılmasına olanak tanıyor.

Xiaomi Watch 2, geliştirilen 12 kanallı kalp atış hızı izleme modülü ile gelişmiş ve son derece doğru sağlık izleme deneyimi sunuyor.⁵ İyileştirilen uyku izleme algoritması, kapsamlı analiz ve sağlıkla ilgili daha doğru veriler için kandaki oksijen ve nefes verilerini entegre ediyor. Ayrıca, Mi Fitness uygulaması ilgi çekici Uyku Hayvanları özelliğini de sunuyor. Saati yedi gün üst üste taktıktan sonra, 7 günlük uyku düzenine göre kullanıcının uyku durumunu en iyi şekilde temsil eden bir “Uyku Hayvanı” oluşturuyor.

Ürün bulunabilirliği

25 Şubat ve 3 Mart tarihleri arasında ilk satışa özel Xiaomi Smart Band 8 Pro 2199 TL, Xiaomi Watch S3 ise 4999 TL tavsiye edilen son kullanıcı fiyatıyla raflarda yerini alırken Xiaomi Watch 2 yakında Türkiye’deki kullanıcılarıyla buluşacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Dijital adli bilişim gerçeği nasıl ortaya çıkarıyor?

Dijital adli bilişim gerçeği nasıl ortaya çıkarıyor?

Teknolojinin hayatımızın çeşitli yönleriyle giderek daha fazla iç içe geçmesiyle birlikte, dijital adli bilişimin farklı alanlardaki önemi daha da artıyor. Teknoloji geliştikçe, faaliyetlerini gizlemek ya da izlerini kaybettirmek isteyen kötü niyetli aktörler tarafından kullanılan yöntem ve teknikler de gelişiyor. Dijital adli bilişimin bu değişikliklere uyum sağlamaya devam etmesi ve siber tehditlerin önüne geçmek ve nihayetinde dijital sistemlerin güvenliğini sağlamaya yardımcı olmak için yenilikçi yaklaşımlar kullanması gerekiyor. 

Dijital güvenlik şirketi ESET, olay yerinin boyutlandırılmasından ipuçlarının aranmasına ve verilerin anlatacağı hikayenin bir araya getirilmesine kadar dijital adli bilişim süreçlerini inceledi. 

Dijital kanıtları ortaya çıkarma, analiz etme ve yorumlama sanatı, özellikle çeşitli dolandırıcılık ve siber suçlar, vergi kaçakçılığı, takip, çocuk istismarı, fikri mülkiyet hırsızlığı ve hatta terörizmle ilgili soruşturmalarda önemli bir büyüme gösteriyor. Dijital adli bilişim teknikleri kuruluşların veri ihlallerinin kapsamını ve etkisini anlamalarına ve bu olaylardan daha fazla zarar görmelerini önlemeye yardımcı oluyor. Dijital adli bilişim; suç soruşturmaları, olaylara müdahale, boşanma ve diğer yasal işlemler, çalışanların suiistimal soruşturmaları, terörle mücadele çabaları, dolandırıcılık tespiti ve veri kurtarma dahil olmak üzere çeşitli bağlamlarda bir rol oynuyor.  ESET uzmanları dijital adli bilişim araştırmacılarının dijital suç mahallini tam olarak nasıl boyutlandırdıklarını, ipuçlarını nasıl aradıklarını ve verilerin anlatması gereken hikayeyi nasıl bir araya getirdiklerini inceledi.

 

Kanıtların toplanması

Bu adım, dijital kanıt kaynaklarının belirlenmesi ve toplanmasının yanı sıra olayla bağlantılı olabilecek bilgilerin tam kopyalarının oluşturulmasını içerir. Orijinal verileri değiştirmekten kaçınmak; uygun araç ve cihazların yardımıyla bit-bit kopyalarını oluşturmak önemlidir. Analistler daha sonra silinmiş dosyaları veya gizli disk bölümlerini kurtarabilir ve sonuçta diske eşit boyutta bir görüntü oluşturabilir. Tarih, saat ve zaman dilimi ile etiketlenen örnekler, onları dış etkenlerden koruyan ve bozulmayı ya da kasıtlı kurcalamayı önleyen kaplarda izole edilmelidir. Cihazların ve elektronik bileşenlerinin fiziksel durumunu belgeleyen fotoğraflar ve notlar genellikle ek bağlam sağlamaya ve kanıtların hangi koşullar altında toplandığını anlamaya yardımcı olur. 

Veri koruma

Başarılı bir analizin temellerini atmak için toplanan bilgiler zarar görmekten ve tahrif edilmekten korunmalıdır. Analistlerin, analizin daha sonra üzerinde yapılacağı verilerin adli görüntülerini (veya tam kopyalarını veya replikalarını) oluşturmaları gerekir. Bu aşama, numunenin yeri ve tarihinin yanı sıra onunla tam olarak kimin etkileşime girdiğini belgeleyen titiz bir kayıt olan “gözetim zinciri” etrafında döner. Analistler, soruşturma için yararlı olabilecek dosyaları kesin olarak tanımlamak için hash tekniklerini kullanır. Hash’ler aracılığıyla dosyalara benzersiz tanımlayıcılar atayarak, kanıtın gerçekliğinin izlenmesine ve doğrulanmasına yardımcı olan dijital bir ayak izi oluştururlar. 

Analiz

Araştırmacılar olay veya suç hakkında anlamlı içgörüler ve sonuçlar çıkarmak için toplanan kanıtları incelerken özel donanım ve yazılımların devreye girdiği yer burasıdır. Analistler, son derece dinamik olan dijital adli tıp alanında etkin kalabilmek için gelişen teknolojileri ve siber tehditleri yakından takip etmelidir. Zaman çizelgelerinin ve erişim günlüklerinin incelenmesi bu aşamada yaygın bir uygulamadır. Bu, olayların yeniden yapılandırılmasına, eylem dizilerinin oluşturulmasına ve kötü niyetli faaliyetlerin göstergesi olabilecek anormalliklerin belirlenmesine yardımcı olur.

Dokümantasyon

Bu aşamadan önce tespit edilen tüm eylemler, eserler, anormallikler ve her türlü model mümkün olduğunca ayrıntılı bir şekilde belgelenmelidir. Aslında, dokümantasyon başka bir adli bilişim uzmanının analizi tekrarlayabileceği kadar ayrıntılı olmalıdır. Araştırma boyunca kullanılan yöntem ve araçların belgelenmesi şeffaflık ve tekrarlanabilirlik açısından çok önemlidir. Başkalarının sonuçları doğrulamasına ve izlenen prosedürleri anlamasına olanak tanır. Uzmanlar, özellikle beklenmedik zorluklarla karşılaştıklarında, kararlarının arkasındaki nedenleri de belgelemelidir. Bu, soruşturma sırasında alınan önlemlerin gerekçelendirilmesine yardımcı olur.

Raporlama

Tipik bir dijital adli bilişim raporu dava hakkında arka plan bilgisi sağlar. Araştırmanın kapsamını, hedefleri ve sınırlamaları ile birlikte tanımlar. Kullanılan yöntem ve teknikleri açıklar. Dijital kanıtların elde edilmesi ve korunması sürecini detaylandırır.

Keşfedilen eserler, zaman çizelgeleri ve modeller de dahil olmak üzere analiz sonuçlarını sunar ve bulguları ve bunların araştırmanın hedefleri açısından önemini özetler.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

EY Health Talks toplantısı gerçekleşti

EY Health Talks toplantısı gerçekleşti

 Toplantıda, sektörü yakından etkileyen üretken yapay zekâ uygulamalarına dikkat çekildi

Uluslararası danışmanlık şirketi EY (Ernst & Young) Türkiye tarafından sekizinci kez düzenlenen Health Talks toplantısı, sağlık ve yaşam bilimleri sektörünün liderlerini bir kez daha bir araya getirdi. Toplantıda, 2023 yılında sektörü etkileyen faktörler ele alınırken, 2024 yılıyla ilgili öngörüler paylaşıldı. 

EY (Ernst & Young) Türkiye tarafından her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilen Health Talks toplantısının bu yıl sekizincisi için bir araya gelindi. Toplantıya, EY Amerika Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektörü Lideri Dr. Arda Ural ile EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri T. Ufuk Eren başta olmak üzere, yerel ve uluslararası sağlık hizmeti, ilaç ve medikal teknoloji şirketlerinden üst düzey yöneticiler katıldı. Toplantıda sektörün makro ve mikro olarak değerlendirilmesinin yanı sıra, birleşme ve satın alma işlemleriyle ilgili veriler ve yapay zekânın sektöre etkisi gibi başlıklar ele alındı. 

Sağlık ve yaşam bilimleri sektöründe son yıllarda yaşanan gelişmeleri ve 2024 yılına ilişkin öngörüleri paylaşan EY Amerika Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektörü Lideri Dr. Arda Ural şunları söyledi:

“İlaç endüstrisinin küresel çaptaki büyüklüğü şu anda yaklaşık 1 trilyon dolar değerindeyken, Amerika bu rakamın 400 milyar dolarlık kısmını oluşturuyor. Sektördeki birleşme ve satın alma rakamları 2012 yılından 2019 yılına kadar istikrarlı bir yükseliş gösterdi. Ardından pandeminin de etkisiyle yeni kaynak akışı sebebiyle hareketlenen sektörde 2019 yılından 2021’e kadar da çok fazla işlem gerçekleşti. Ancak, geçtiğimiz yıl itibarıyla pandeminin yarattığı yapay etkinin azalmasıyla birlikte şirket alım satım işlemlerinde düşüş söz konusu oldu. 2024 yılı ise daha iyimser şekilde başladı ve EY Firepower 2024 raporumuza göre bu olumlu ortamın devam edeceğini öngörüyoruz. Her sektörde olduğu gibi ilaç ve biyoteknoloji sektöründe de sürdürülebilir büyüme sağlamaya ihtiyaç var ve bu da yeni teknolojilerin, daha çok ufak girişimci firmaların atılımlarıyla mümkün görünüyor. Buna ek olarak, yapay zekâ operasyonel süreçlerde zaman ve emek tasarrufu sağlayarak üretkenliği artırıyor. Sektörde yapay zekânın, en fazla ilaç geliştirme aşamasında kullanım alanı bulmakla beraber başka uygulama alanlarında da önü açık görünüyor. Firmalar, yapay zekâ sayesinde iş geliştirme ve üretim süreçlerinde %60 – %70 oranında verim sağlama imkanına sahip olabilir.”

EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri T. Ufuk Eren ise şunları ekledi:

“Sağlık sektöründe yapay zekâ hayat kurtarıyor ve daha fazla hayat kurtarması için de büyük potansiyele sahip. 2023’te yapılan bir araştırmaya göre, Avrupa’da tıbbi hataların %30’u iletişim eksikliğinden kaynaklanıyor ve bu da hayati tehlikelere yol açan sonuçlar doğurabiliyor. Yapay zekâ, sağlık hizmetlerini iyileştirmek için doğru zamanda ve doğru bağlamda bilgi sağlayarak bu hataları önleyebilir ve hasta sonuçlarını iyileştirerek hayat kurtarabilir.

Buna ek olarak, yapay zekâ sağlık profesyonellerinin daha fazla bakım hizmeti sağlamasına olanak tanıyabilir. Örneğin, sağlık sağlayıcıları notları yazmak yerine hastalarla daha fazla zaman geçirerek mesleklerini daha verimli uygulayabilir. Ayrıca, sağlık ve sosyal bakım aktivitelerinin %36’sının yapay zekâ ile otomatize edilebileceği tahmin ediliyor. Bu üretkenlik artışı, 2030 yılında OECD ülkelerinde 3,5 milyon olarak öngörülen sağlık profesyoneli açığını ciddi şekilde azaltabilir. Yapay zekâ; yapılan işin, sağlık personeli ve hastalar arasındaki etkileşimin ve sağlık çıktılarının kalitesini artırabilir.

Bunların yanı sıra, yapay zekâ dijital sağlık altyapısını siber tehditlerden korumaya yardımcı olabilir. Sağlık sistemlerine artan bir şekilde siber saldırılar gerçekleşiyor ve bu saldırıların finansal kaybı 2025 yılı için 10,5 trilyon dolar olarak tahmin ediliyor. Yapay zekâ, bu tehditleri önden tespit edebilir ve sağlık sistemi altyapısındaki ihlallerle ilgilenmede şirketlere yardımcı olabilir. Ayrıca yapay zekâ yardımıyla, sağlık sektörü şu anda karar verme sürecinde kullanılmayan sağlık veri varlıklarının %97’sini değer elde etmek için kullanabilir hale getirebilir.”

EY Türkiye tarafından sağlık ve yaşam bilimleri sektörüne özel gerçekleştirilen Health Talks toplantısının çıktılarını detaylıca içeren raporun Şubat ayı içinde yayımlanması planlanıyor. İlgili rapora EY web sitesi üzerinden ulaşılabilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Türkiye’nin sosyal medya kullanım süresi belli oldu – Teknoloji

Türkiye’nin sosyal medya kullanım süresi belli oldu – Teknoloji





Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanım süresi dünyada 2 saat 23 dakika iken, Türkiye’de 2 saat 44 dakika olduğunu açıkladı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Sosyal medya kullanım süresi dünyada 2 saat 23 dakika iken, Türkiye’de 2 saat 44 dakika” dedi.

Bilgiye erişim konusunda sıkıntı çekilmeyen bir çağda yaşandığını vurgulayan Uraloğlu, insanlığın hiç olmadığı kadar manipülasyona ve dezenformasyona açık hale geldiğini dile getirdi.

“HAYATIMIZIN BAŞROLÜNDE İNTERNET BAĞLANTISI BULUNAN MOBİL CİHAZLAR VAR”

İnternetin, özellikle son 25 yılda alışkanlıkları, zorunlulukları değiştirip dönüştürdüğünü belirten Uraloğlu, “Hayatımızın baş rolünde internet bağlantısı bulunan mobil cihazlar var. Bireysel kullanıcılar açısından riskleri ve tehditleri bünyesinde barındıran bu yeni dönem, kamunun 7 gün 24 saat kesintisiz internet verebildiği sistemlerle hayatımıza değer kattı” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUKLARIMIZI, GENÇLERİMİZİ İNTERNET DÜNYASINDA YALNIZ BIRAKMAYIN”

Son birkaç yıldır internetin, ihtiyaç doğduğunda kullanılan bir yol, bir araç olmaktan çıktığına dikkati çeken Uraloğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“İnternetin yeni bir kültürel mekan, gerçeklik, özgürlük alanı ve ekonomik bir pazar olarak ortaya çıkması, küresel değerlerin, alışkanlıkların değişmesini de sağladı. Zamanının büyük kısmını internette geçiren gençlerimizin ‘değerlerini’ artık sadece ailesi ya da çevresindeki insanlar belirlemiyor maalesef sosyal medya ağları aracılığıyla internet, kültürü belirliyor. Bu nedenle bir ebeveynin, kendi çocuğunun evin dışında, nerede, kiminle olduğunu bilmesi gerekiyorsa, dijital dünyada da çocukların kontrolsüz bırakılması, tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor. Tüm anne babalara sesleniyorum, çocuklarımızı, gençlerimizi başıboş ve uçsuz bucaksız bir ortam olan internet dünyasında yalnız bırakmayın. Farklı koruma ve güvenlik yöntemleriyle onları dijital alemin kötülüklerinden uzak tutun. İnterneti güvenli şekilde kullanmanın yollarını öğrenmek ve uygulamak hepimizin sorumluluğunda.”

GÜNLÜK İNTERNET KULLANIM SÜRESİ 6 SAAT 57 DAKİKA

Uraloğlu, günlük internet kullanım süresinin, dünyada 6 saat 40 dakika iken Türkiye’de bu rakamın 6 saat 57 dakika, yani yaklaşık 7 saat olduğunu söyledi.

“VATANDAŞLARIMIZI DİJİTAL DÜNYADA GÜVENDE TUTMANIN YOLLARI HAKKINDA BİLİNÇLENDİRMEK İSTİYORUZ”

Sosyal medya kullanım süresinin ise dünyada 2 saat 23 dakika iken, Türkiye’de 2 saat 44 dakika olduğuna, yani yaklaşık 3 saati bulduğuna işaret eden Uraloğlu, “Dolayısıyla bu alan asla boş bırakılmaması ve ciddiyetle ele alınması gereken bir konu. Bakanlık olarak Güvenli İnternet Günü vesilesiyle vatandaşlarımızı dijital dünyada güvende tutmanın yolları konusunda bilinçlendirmek istiyoruz” dedi.


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

MAN Türkiye, fabrikasında kullandığı elektriğin %45;ini güneşten alacak

MAN Türkiye, fabrikasında kullandığı elektriğin %45;ini güneşten alacak

MAN Türkiye A.Ş., sürdürülebilirlik hedefi doğrultusunda önemli bir yatırımı daha hayata geçiriyor. Şirket, temiz enerji yatırımları kapsamında Ankara fabrikasının çatısına Astronergy güvencesiyle 6,9 MWp kurulu gücünde Güneş Enerjisi Santrali (GES) kuruyor. Proje ile MAN Türkiye A.Ş’nin fabrikasının yıllık elektrik tüketiminin yüzde 45’i yenilenebilir enerjiden karşılanacak.

MAN Truck & Bus’ın Almanya dışındaki ilk üretim tesisi olarak, 1966’da Türkiye’de faaliyete başlayan MAN Türkiye A.Ş., temiz enerji alanında yeni bir yatırımın ilk adımını atıyor. Halihazırda günde 16 araç üretim kapasitesi ile MAN’ın önemli otobüs üretim merkezleri arasında yer alan fabrika, yeni yatırımla kullandığı elektriğin yarısına yakınını güneş enerjisinden karşılamayı hedefliyor.

 

MAN’ın “Sürdürülebilir Enerjiye Dayalı Temiz Ulaşım Çözümleri” mottosunun yanı sıra Volkswagen Grubu’nun küresel sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda yeşil, ekonomik ve öngörülebilir enerji arzını sağlamak adına gerçekleştirilen proje, Türkiye’de faaliyet gösteren global bir enerji firması olan Astronergy iş birliğinde hayata geçiriliyor. 6 MWp’lik kısmı devreye giren projede, 0,9 MWp’lik kısım için ise çalışmalar devam ediyor.

 

4.970 ton karbon salımı engellenerek çevreye katkı sağlanacak

 

Şirketin temiz enerjiye yönelik hayata geçirdiği proje kapsamında, MAN Türkiye A.Ş.’nin Ankara’daki fabrikasının çatısında 12.803 adet güneş paneli kullanılarak güneş enerjisinden elektrik üretilecek. Temiz enerjiye dönük atılan bu adım ile 4.970 tonluk karbon salımı engellenerek, çevreye önemli bir katkı sağlanacak. Proje ile ayrıca kurumsal olarak da “Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşması” konseptinin Türk mevzuatına uyumlu hale getirilmesi, özgün, uçtan uca enerji verimliliği uygulaması sayesinde şirketin, enerji maliyetlerinin bir kısmı 10 yıl boyunca sabitlenmiş olacak.

 

MAN sürdürülebilir enerjiye dayalı üretim ile sektöre öncülük ediyor

Dünya genelinde son yıllarda yaşanan gelişmeler, sürdürülebilirliğin önemini net bir şekilde ortaya koydu. Özellikle küresel ısınma ve iklim değişikliği, sürdürülebilir geleceğe dönük yatırımları çok daha önemli ve acil hale getirmiş durumda. Bu nedenle de şirketler ve ülkeler, üretimde temiz enerji kullanımının artırılması ve karbon salımını azaltmaya dönük hedeflerle kendilerini bu yeni normale hazırlamaya çalışıyorlar.

Ağır ticari araç sektörünün küresel ve köklü markası olan MAN ise, dünyanın yöneldiği yeni hedefe öncülük etmek adına çalışmalarını artırarak devam ettiriyor. Küresel sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda elektrikli araçların geliştirilmesine ve üretimine yoğunlaşan MAN, geliştirdiği elektrikli araçlarla da, iklim-nötr taşımacılıkta yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Bunun yanında, aynı zamanda sürdürülebilir enerjiye dayalı üretim için de tesislerinde daha fazla temiz enerji kullanımına dönük yatırımlara da öncelik veren MAN, iş ortakları ile birlikte bu alana yönelik projeler geliştiriyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

MAN Türkiye, fabrikasında kullandığı elektriğin %45;ini güneşten alacak yazısı ilk önce Ulusal24 Haber Merkezi üzerinde ortaya çıktı.

Haber Kaynağı ulusal24.com

Samsung;un 2024 Model Neo QLED, OLED ve Lifestyle TVleri,

Samsung;un 2024 Model Neo QLED, OLED ve Lifestyle TVleri,

Samsung’un 2024 serisindeki sekiz modelinin önceki modellerine kıyasla daha az karbon ayak izine sahip olduğu onaylandı ve böylelikle markanın sertifikalı ürün portföyü genişledi. Samsung Electronics, 2024 yılında 60’tan fazla model için “Ürün Karbon Ayak İzi” ve “Düşük Karbon” sertifikaları almayı hedefliyor.

  Samsung Electronics, 2024 model Neo QLED 4K ve 8K, OLED ve The Frame serilerindeki sekiz ürünün, uluslararası ve bağımsız üçüncü taraf test, denetim ve belgelendirme kuruluşu TÜV Rheinland’dan “Düşük Karbon” (Product Carbon Reduction) sertifikası aldığını duyurdu. Sertifikalar, bu ürünlerin bir önceki yılın modeline kıyasla daha düşük karbon ayak izine sahip olduğunu gösteriyor ve şirketin karbon emisyonlarını yıldan yıla azaltma çabalarını kanıtlıyor.

Samsung Electronics Görsel Ekran İş Biriminden Sorumlu Başkan Yardımcısı Yongjae Kim, sertifikalarla ilgili olarak, ‘‘Dünyanın lider TV üreticisi olarak hem TV özelliklerini yeniden tanımlayan hem de sürdürülebilirlik çabalarını ileri taşıyan ürünler yaratma sorumluluğu taşıyoruz” dedi. 

Samsung Electronics’i tebrik eden TÜV Rheinland Elektrik İş Birimi Global Başkan Yardımcısı Frank Holzmann ise şunları belirtti: “Düşük Karbon sertifikasının verilmesi, Samsung’un çevresel sürdürülebilirliğe olan bağlılığını, karbon emisyonlarını azaltma ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki fiili uygulama çabalarını onaylıyor. Markanın itibarını ve müşteri güvenini artıracak olan bu sertifikalar, Samsung’un global elektronik pazarındaki liderlik konumunu daha da sağlamlaştıracak.”

TÜV Rheinland, Samsung’un TV ürünlerinin üretim, nakliye, kullanım ve imha edilme aşamalarını kapsayan tüm yaşam döngüsü boyunca ortaya çıkan sera gazı emisyonlarını “baştan sona” yaklaşımıyla değerlendirdi. Bu değerlendirme, ISO 14067 ve ISO 14064-4 gibi dünyaca kabul görmüş standartların yanı sıra TÜV Rheinland’ın kendi geliştirdiği 2 PfG Q2880/09.23 standardına da uygun olarak gerçekleştirildi. Değerlendirme sonucunda sekiz TV ürün serisinin tamamının TÜV Rheinland tarafından belirlenen karbon azaltma standardı gerekliliklerini karşıladığı doğrulandı ve onaylandı. Sertifikalandırılan ürünler arasında Neo QLED 8K serisinden 2 model, Neo QLED 4K serisinden 3 model, OLED serisinden 2 model  ve The Frame serisinden 1 model yer aldı.

Ürün sertifikasyonuna ek olarak Samsung’un Görsel Ekran İş birimi, TÜV Rheinland’dan ekran ve tüketici elektroniği sektörünün ilk “Ürün Karbon Ayak İzi Hesaplama Yöntemi” sertifikasını da aldı. Sera gazı emisyonlarını hesaplamak, şeffaf ve tekrarlanabilir sonuçlar sağlamak için yönetmeliklere ve öngörülen uygulama kılavuzlarına uygun olarak toplanan ve analiz edilen veriler sonucunda verilen bu sertifika, bir ürünün tüm yaşam döngüsü boyunca neden olduğu sera gazı emisyonlarını ölçüyor ve yönetiyor.

Ürünlerinin çevresel etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalarını sürdüren Samsung, 2024’te tanıtılmaya başlanan soundbarlar da dahil olmak üzere 60’tan fazla ürünü için TÜV Rheinland’ın “Ürün Karbon Ayak İzi” ve “Düşük Karbon” sertifikalarını almayı hedefliyor. Bu sekiz ürün serisinin elde ettiği karbon azaltma sonuçları ve analiz raporları sayesinde Samsung, yeni nesil karbondan arındırılmış TV’lerin geliştirilmesi ve tasarlanması konusunda daha fazla güven kazandı ve net bir yol haritasına sahip oldu.

Bu sertifikaların hak edilmesi, Samsung’un önceki onaylı sürdürülebilirlik çabalarının devamı niteliğinde. Samsung, Neo QLED 4K modeli ve daha yüksek çözünürlüklü TV’leri için 2021 yılında Carbon Trust’tan ilk “Düşük Karbon” sertifikasını aldı. 2022’de 11 TV modeli, beş monitör ve tabela ürünleri “Düşük Karbon” sertifikası alan şirketin 2023 yılında sunduğu 24 model ise Carbon Trust ve TÜV Rheinland tarafından onaylandı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Casper;dan 2024 yılında damga vuracak 5 teknoloji trendi

Casper;dan 2024 yılında damga vuracak 5 teknoloji trendi

Yeni teknolojilere her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Hem günlük hayatta hem de kurumsal dünyada hayatımızı derinden etkileyen bu teknolojiler, ezberleri bozuyor. Türkiye’nin teknoloji markası Casper, 2024 yılı ve sonrasında teknoloji dünyasını önemli ölçüde etkileyecek 5 trendi sıralıyor.

Yapay zeka teknolojisinin ilerlemesinden yüksek hızlı internetin kullanılmasına, çevre dostu teknolojilerden kuantum bilgisayarların geliştirilmesine kadar yaşanan birçok gelişme kullanıcıların teknoloji kullanım alışkanlıklarını değiştiriyor. Türkiye’nin teknoloji markası Casper, güçlü donanımların şık tasarımlarla buluştuğu Excalibur, Casper Nirvana ve Casper VIA alt markalarıyla, 2024 yılında da tüketicilerin teknoloji tercihlerinde yerini alıyor. Casper, 2024 yılı ve sonrasında teknoloji dünyasını bekleyen 5 trendi paylaştı.

1. Üretken yapay zeka daha önce görülmemiş çalışmalara imza atacak. Araştırmalar, yapay zekanın 2025 yılına kadar tüm verilerin yüzde 10’unu oluşturacağını ve bu alanda 2024’te büyük bir büyüme beklendiğini öngörüyor. Birçok sektör ve işletme de daha verimli, daha optimize çalışmak için yapay zeka uygulamalarını iş süreçlerine nasıl dahil edebilecekleri üzerine çalışıyor. Microsoft’un yeni yapay zeka (AI) platformu Windows Copilot, dünyanın dört bir yanındaki bilgileri tutarlı bir şekilde bir araya getirerek akıcı, samimi ve güçlü argümanlarla desteklenebilen bir çıktı haline dönüştürebiliyor. Casper da, Microsoft ile yaptığı iş birliği kapsamında tüm Windows 11 ön-yüklü bilgisayarlarında Windows Copilot uygulamasını kullanıcılarıyla buluşturuyor.

2. Yeni ekran teknolojileri bilinen tüm kuralları yıkacak. 1967 yılından itibaren her yıl Amerika’da düzenlenen, tüketici elektroniği üzerine en son teknolojik yeniliklerin yer aldığı Uluslararası Tüketici Elektroniği Fuarı (CES), bu yıl da büyük bir ilgi gördü. Geleceği şekillendiren ürünlerin tanıtıldığı fuarda, ekran kullanımını iyileştiren heyecan verici teknolojiler yer aldı. Görüntü kalitesini artıran ve dekorasyon alanında da kullanılabilen şeffaf televizyon, göz sağlığını olumsuz etkileyen mavi ışığı %61’e kadar filtreleyebilen ekran teknolojileri, taşınabilir ve katlanabilir monitor fuarda ön plana çıktı. Seyir zevkini doruklara taşıyacak olan yeni ekran teknolojileri, sürükleyici kullanıcı deneyimi yaşatmanın yanı sıra fütüristik bir tasarım sunuyor.

3. Güçlü performansa ve aynı zamanda şık tasarımlara sahip bilgisayarlar tercih edilecek. Günlük kullanım, uzaktan çalışma, online eğitimler ya da oyun oynamak için bilgisayarlara olan ihtiyaç artıyor. 2024 yılı ve sonrasında bu ihtiyacın daha yüksek bir performansa evrilmesi bekleniyor. Özellikle bir oyun bilgisayarının sağladığı performans kriterleri ve yoğun grafik özellikleri, donanım gerektiren iş alanlarında da profesyoneller tarafından tercih ediliyor. Kullanıcıların hem iş hem de eğlence için donanımsal açıdan güçlü masaüstü bilgisayarlara ya da mobilleşmenin verdiği konforla güçlü laptoplara olan ilgisi artacak. Gelecek yıllarda tüketici tercihlerini her ne kadar güçlü performansa sahip bilgisayarlar belirleyecek olsa da kullanıcılar, cihazlarında şık bir tasarım da talep edecek.

4. Çevre dostu teknolojilerin pazar payı artış göstercek. Ülkeler ve şirketler, net sıfır emisyon taahhütlerini yerine getirmek için çalışmalarına devam ederken çevre dostu teknolojiler, 2024 yılında da ilgi odağı olmaya devam edecek.  İnsanlar da bireysel olarak, çevre üzerindeki etkilerini en aza indirmek ve karbon emisyon oranlarını düşürmek için teknolojiden daha fazla yararlanacak. Fosil yakıt tüketimini azaltmak için üretilen elektrikli arabalar, bisikletler, scooterlar ve toplu taşıma araçları üzerine teknolojik geliştirmeler devam edecek ve pazar payları artacak. Teknoloji dünyası ise altyapı ve hizmetlerin, enerji tüketiminin ve karbon emisyonlarının azaltılmasına öncelik verdiği yeşil bulut bilişim ve sürdürülebilir uygulamalarını daha fazla benimseyecek.

5. Kuantum bilgisayarlar, yeni evrenlerin keşfedilmesinde önemli bir rol oynayacak. Kuantum bilgisayarlar, verileri depolamak ve hesaplamalar gerçekleştirmek için kuantum fiziğinin özelliklerini kullanan makinelerdir. Bilim adamları ve mühendisler, geleneksel klasik bilgisayarların çözmesinin imkansız olduğu bazı sorunların çözümlerinin, kuantum bilgisayarlar ile kolay olacağını öngörüyor. Enerjinin ve malzemenin atom ve atom altı seviyelerindeki davranışını açıklayabilen kuantum bilgisayarlar, bu sayede kuantum sistemlerin öğrenilmesine, modellenmesine ve şekillendirilmesine yardımcı olacak. Bu kabiliyet, fizik anlayışını geliştirerek bilgisayar çipleri, iletişim cihazları, enerji teknolojileri, bilimsel araçlar, sensörler, saatler ve materyaller gibi kuantum mekaniğinin rol oynadığı tüm cihazların tasarımlarını etkileyecek.

 

Casper Hakkında:

Türkiye’nin teknoloji alanında dünyadaki en önemli temsilcilerinden ve Türkiye’de dijital dönüşüme yön veren lider markalarından Casper, 1991 yılında faaliyetlerine başladı. 34.500 metrekare kapalı alan üzerine kurulu, Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük bilgisayar üretim tesislerinden birine sahip olan Casper, bilgisayar ve telefon başta olmak üzere tüm ürünlerinin tasarım ve ARGE süreçlerini kendi mühendisleri ile yürütüyor. Üretim tesisinde yıllık en az 1 milyon bilgisayar ve 500.000 telefon üretim kapasitesi mevcut. Uluslararası beğeni kazanan tasarım, malzeme ve renk seçimlerini tasarım ekibi ile yürüten Casper, Türkiye’de tüketiciye özel üretim yapma becerisi olan tek bilgisayar üreticisi olarak kullanıcılara yüzlerce çeşit konfigürasyon imkânı sunuyor. 

Global çapta kalite ve teknolojiye sahip ürünlerini, geniş hizmet ağı ve yerel üretim avantajlarıyla birleştiren Casper; VIA, Nirvana ve Excalibur markalarıyla akıllı telefondan tablete, dizüstü bilgisayardan mini PC’lere kadar uzanan geniş ürün gamı, yerli üretim ile Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük ediyor. Türkiye’nin tek teknoloji tabanlı ödülü olan Tech Brands Turkey’i üst üste 4 kez kazanan Casper, halk jürisi ile belirlenen Türkiye’nin bütünleşik pazarlama ödülü The ONE Awards’da da teknoloji üreticisi kategorisinde yılın en itibarlı markası ödülünün de sahibi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Mükemmel dijital temizlik için Kaspersky den 5 ipucu

Mükemmel dijital temizlik için Kaspersky den 5 ipucu

Yeni bir yıla hazırlanırken dijital izlerinizi temizlemenin tam zamanı geldi. Bu temizlik size sadece yeni bir yıl için “taze” bir başlangıç sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda daha verimli olmanıza da olanak tanıyacak. İşte Kaspersky uzmanlarından dijital hijyeninizi artırmak için ipuçları:

Gereksiz dosyaları silin

Oldukça basit adım. Ancak, artık ihtiyacınız olmayan dosyaları silmek şaşırtıcı derecede uzun zaman alabilir. Özellikle binlerce dosyanız varsa ve göz korkutucu olsa da, günde 20 ila 50 dosya silerek başlamak iyi bir fikir olabilir. Masaüstünüzü artık ihtiyaç duymadığınız tüm kısayollardan ve klasörlerden temizleyin. Bunu bilgisayarınızın performansını artıracak ve size daha düzenli hale getirecek bir taktik olarak görün. İnternet’te gezinirken maalesef birçok gereksiz dosya biriktiği için bir sonraki adım, bu dosyaları indirme klasöründen kaldırmak olabilir. Bir İnternet güvenlik uygulamasının performans sekmesi (örneğin, Kaspersky tarafından sunulan bir uygulama gibi) sayesinde işletim sisteminizin daha derin katmanlarında depolanan büyük dosyaları, yinelenen dosyaları ve geçici dosyaları kontrol etmenize yardımcı olabilir. Gereksiz dosyaları kaldırmayı bitirdikten sonra “geri dönüşüm kutusunu” boşaltmayı unutmayın.

2. E-posta ve mesajlaşma uygulamalarınızı temizleyin

Günümüz dünyasında hemen hemen herkes e-postalara boğuluyor. İlk adım olarak, hiçbir zaman okuma fırsatı bulamadığınız tüm bülten aboneliklerinden çıkma gibi temel şeylere odaklanabilirsiniz. Bir diğer ‘kolay’ görev de aylar veya yıllar öncesine ait okunmamış mesajlardan kurtulmak olacaktır. Eğer henüz bu mailleri okumadıysanız, muhtemelen hiçbir zaman okumayacaksınız demek oluyor. Sürücünüzü düzenlemenin harika bir yolu da eski mesaj sohbetlerini silmek. Eğer işinizle ilgili değillerse veya kişisel yaşamınızda önemli değillerse, onlardan kurtulun. Tabii ki spam klasörünü temizlemeyi unutmayın. Çoğu e-posta programı bunu otomatik olarak yapar, ancak belirli bir süre veya boyut eşiği aşıldıktan sonra bu mümkün oluyor. Haftada bir kez burayı kontrol edin ve spam mesajlarını silin. Bu aynı zamanda spam klasörüne yanlışlıkla girmiş herhangi önemli mesaj olup olmadığını kontrol etmek için de harika bir yol olabilir. Ayrıca, e-posta mesajlarından abonelikten çıkarken, giriş bilgilerinizi girmek gerekiyorsa, tarayıcınızdaki URL’nin isteğinizle örtüştüğünden emin olun. Bu, olası bir phishing saldırısının bilgilerinizi çalmasını önlemek için de yardımcı olabilir.

3. Kullanılmayan uygulamaları kaldırın

Akıllı telefonunuzda veya dizüstü bilgisayarınızda, muhtemelen uzun süredir kullanmadığınız uygulamalar bulunuyor. Özellikle akıllı telefon tarafında, cihazınızı aldığınızdan beri belki hiç açmadığınız uygulamalar olabilir. Bu uygulamalar depolama alanını ve belleği işgal ederek güncellenmemiş olduklarında güvenlik riski oluşturabiliyor. Her gün bir kullanılmayan uygulamayı silerek işe başlayın. Kısa sürede cihazınız, boşa çıkan depolama alanı sayesinde daha “taze” bir hale gelecek. Ayrıca, bazı uygulamaların dosyalarınıza ve/veya cihaz konumunuza sahip oldukları izin seviyesine şaşıracaksınız.

4. Gereksiz bildirimleri kapatın

Günümüz dünyasında karşı karşıya kaldığımız bir diğer zorluk ise aldığımız dijital bildirim sayısı denilebilir. Bir fitness uygulamasından veya doğum günü hatırlatıcısından gelen bildirimlerle işler hızla kontrolden çıkabilir. Tüm bildirimleri devre dışı bırakmaya da karar verebilirsiniz, ancak bu, en başta onları alma amacını ortadan kaldırabilir. Bunun yerine, bildirimleri kötüye kullanan uygulamaları belirleyin ve bunları devre dışı bırakın. Unutmayın birçok cihaz, bir toplantıya katılırken veya belirli bir göreve odaklanmanız gerektiğinde geçici olarak bildirimleri devre dışı bırakmanıza izin veren bir odak modu sunuyor. 

5. Şifrelerinizi kontrol edin

Bu muhtemelen insanların en çok korktuğu şeylerden biri. Çok az kişi iyi parola yönetimi uygulamalarına uyuyor ve genellikle tüm dijital hesapları için aynı parolayı kullanmayı seçiyor. Ancak şimdi bu kötü alışkanlığı bırakma ve Kaspersky Password Manager gibi bir araç kullanmaya başlama zamanı geldi. Bu uygulama hangi parolalarınızın güvenli olmayabileceğini gösterir ve rastgele karakterler kullanarak güvenli ve benzersiz parolalar oluşturmanıza yardımcı oluyor. Parolaları şifrelenmiş biçimde saklayarak tüm cihazlarınızda otomatik olarak senkronize ediyor.

Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi (GReAT) Güvenlik Araştırmacısı Mert Değirmenci ‘Dijitalleşmiş ve bağlantılı bir dünyada, dijital cihazların düzenli kullanıcıları çevrimiçi güvenliklerini artırmak ve sistem sağlıklarını korumak için her zaman siber hijyenlerini özen göstermelidir. Siber hijyenin temel prensibi, günlük rutinin bir parçası haline gelmesidir. Kaspersky Premium gibi güvenilir bir güvenlik çözümü kullanmak ve bilgi teknolojileri etrafında iyi alışkanlıklar edinmeye çalışmak, sizi korunmuş ve üretken tutmaya yardımcı olacaktır’” diyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com