Türkiye de 2023 yılında 1 milyon siber saldırı gerçekleşti

Türkiye de 2023 yılında 1 milyon siber saldırı gerçekleşti

WatchGuard Tehdit Laboratuvarı’ndan elde edilen verilere göre, 2023 yılında Türkiye’de gerçekleşen kötü amaçlı yazılım saldırıları bir önceki yıla göre %1.32 oranında düşüş göstererek 1.002.331’e geriledi. Saatte 115 adet saldırının yaşandığını ve bu saldırıların birçoğunu “Gen. Variant” türünde kötü amaçlı yazılımlarının oluşturduğunu belirten WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, siber saldırılarda ciddi bir artış olmasa da şirketleri ve bireysel kullanıcıları dikkatli olmaya çağırıyor.

 Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard, 2023 yılında Türkiye’de meydana gelen siber saldırılarla ilgili önemli verileri açıkladı. WatchGuard Tehdit Laboratuvarı tarafından elde edilen veriler, 2023 yılında saldırıların bir önceki yıla göre %1.32 azalarak 1.002.331 adet kötü amaçlı yazılım saldırısı gerçekleştiğini raporluyor. WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, 2023’te Türkiye’ye yönelik siber saldırılarda ciddi bir artış olmasa da şirketlerin ve bireysel kullanıcıların saldırılara karşı dikkatli olması gerektiğini vurguluyor. 

Günde 2.754 Adet Kötü Amaçlı Yazılım Saldırısı Meydana Geliyor!

 WatchGuard Tehdit Merkezi’ne UTM cihazı Firebox’lardan gelen verilerle hazırlanan rapora göre, 2023 yılında Türkiye’de her gün 2.754, her saat 115 ve her dakika 2 adet kötü amaçlı yazılım saldırısı gerçekleşti. Saldırıların birçoğunun Gen:Variant.Lazy.282231 ve Adware.Generic.3106131 kaynaklı kötü amaçlı yazılımlar olduğunu aktaran Yusuf Evmez’e göre, kötü amaçlı yazılım saldırıları bir yılda %1.32 oranında düşüşe geçse de gerekli önlemleri elden bırakmamak gerekiyor.

2023’ün Nisan Ayında Siber Saldırılar Rekor Kırdı

 2023 yılının Nisan ayında rekor sayıyla 203.583 adet kötü amaçlı yazılım saldırısı gerçekleşirken, bu saldırıların %6’sını sıfırıncı gün (zero-day) saldırıları oluşturdu. Günümüzde geleneksel koruma metotlarının, bilgi sistemlerine ve hassas verilere çok büyük zarar veren bu saldırılara karşı yeterli savunma sağlayamadığını aktaran Yusuf Evmez, şirketlerin makine öğrenmesi gibi yeni teknolojileri kullanabilen güvenlik cihazlarını ve yazılımları kullanmalarını öneriyor.

 Ağ Saldırıları %308 Arttı

Günümüzde birçok kurum verilerini ağlara taşırken, bu durumu fırsat bilen ve verileri elde etmek isteyen siber saldırganlar ağlara sızarak güçlü saldırılar düzenliyor. Ağ saldırılarının 2023 yılında %308 yükseliş göstererek 42.520 seviyesine yükseldiğine ve bu saldırıların çoğunluğunun “WEB Directory Traversal -2.u” olarak gerçekleştiğine dikkat çeken Yusuf Evmez, ağlara girmeyi hedefleyen siber suçluların hedeflerine ulaşmak için her yöntemi denemeye devam ettiğini vurguluyor. 

 “Brute Force Saldırıları Hala En Yaygın 10 Saldırı Arasında Yer Alıyor”

WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Satış Mühendisi Alper Onarangil, “2023 yılında yaygın olarak kullanılan birçok üründe ortaya çıkan güvenlik zafiyetleri, güvenlik yamalarının eksikliğinden dolayı, servis ve uygulamalara yönelik yapılan ataklarda belirgin bir artışa neden oldu. Bu atakların detaylarına bakıldığında, eski bir saldırı olmasına rağmen brute force saldırılarının hala en yaygın 10 saldırı arasında yer aldığı görülüyor. Saldırıların etkilerini azaltmak için, atak yüzeyini daraltmak kritik bir öneme sahip. Bu nedenle, işletim sistemleri ve uygulamalardaki güvenlik zafiyetlerine karşı zamanında yamaların uygulandığından emin olmak için merkezi bir yama yönetim yazılımı kullanmak önem taşıyor. Bu yamaların kullanıcı inisiyatifine bırakılmadan otomatik olarak yüklenmesi gerekiyor. Güvenlik açısından, şifre ve kimlik bilgilerinin korunması da kritik bir konular arasında yer alıyor. Brute force saldırıları veya şifre hırsızlıklarının ardından oluşabilecek saldırılardan korunmak için en etkili yöntemlerden biri olan çok faktörlü kimlik doğrulama, güvenliği artırarak bilgi güvenliği risklerini azaltmada önemli bir rol oynuyor.” açıklamalarında bulunuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Göz Sağlığınızı Önceliklendiren Yeni Beş Yıldız Sertifikalı Monitörlerle Tanışın!

Göz Sağlığınızı Önceliklendiren Yeni Beş Yıldız Sertifikalı Monitörlerle Tanışın!

Çıtayı daima yükseltmeye odaklanan ve CES 2024 İnovasyon Ödülü’ne layık görülen Dell Technologies, dünyanın beş yıldızlı göz konforu sertifikasına sahip ilk 40 inç 5K monitörü olan Dell UltraSharp 40 Kavisli ThunderboltTM Hub Monitörünü (U4025QW) piyasaya sürmeye hazırlanıyor.

Üstün görsel kalitesiyle bilinen U4025QW, netlik ve etkileyici renkler arayan profesyoneller için geliyor. VESA DisplayHDR 600 sertifikalı bu ultra geniş kavisli monitör, 5K çözünürlükte (5120×2160) yüksek renk kontrastı ve ayrıntılar sağlayan IPS Black Panel teknolojisine sahip.

 

Göz Sağlığınızı Önemseyen Yeni UltraSharp Monitörler

Göz sağlığını önceliklendiren Dell, TUV Rheinland® ile iş birliği yapıyor. Dell’in UltraSharp monitörleri, göz yorgunluğu belirtilerini azaltmaya yardımcı olmak için göz konforuna yönelik yeni bir endüstri standardı olan TUV Rheinland® beş yıldızlı göz konforu sertifikasına sahip ilk monitörler olarak pazarda yerini alıyor. Böylece Dell, üç önemli başarıyla bu yeni endüstri standardını karşılayan ilk şirket olarak öne çıkıyor. Bu kapsamda Dell, 

 

Daha akıcı ve keskin hareketli görseller sunmak üzere yenileme hızını iki katına çıkararak 60Hz’den 120Hz’e yükseltti. 

 

Ekran parlaklığının ve renk sıcaklığının ortam ışığının durumuna göre otomatik olarak ayarlanması için bir ortam ışığı sensörü entegre etti. Yapılan son araştırmalar, bu yeni özelliğin sabit parlaklığa sahip ekranlara kıyasla göz yorgunluğu belirtilerinin sıklığını yüzde 7 ile yüzde 17 oranında azaltabileceğini gösteriyor. 

 

Daha gelişmiş bir LED arka ışık aracılığıyla zararlı mavi ışık maruziyetini önemli ölçüde azaltarak Dell ComfortView Plus’ı geliştirdi ve maruziyeti yüzde 50’den yüzde 35’in altına düşürdü. Araştırmalar, bu özelliğin 50 dakikalık bir arama görevi sonrasında göz yorgunluğu belirtilerini yüzde 8 oranında azaltabileceğini gösteriyor. 

 

Keskinlik, Üretkenlik ve Kolaylık Bir Arada

Bu monitör, renk açısından kritik görevler için ideal olan yüzde 99 DCI-P3 / Display P3 renk alanına sahip. Kullanıcılar ayrıca Dell Renk Yönetimi yazılımıyla ekranlarındaki renkleri kolayca kalibre edebiliyor.Bağlantı seçenekleri bu monitörü diğerlerinden farklı kılıyor ve 140 W’a kadar güç dağıtımıyla tek kablo kullanımı için Thunderbolt 4 özelliğine sahip. Aynı zamanda RJ45 aracılığıyla 2,5 Gbps’de yüksek hızlı kablolu Ethernet bağlantısını, HDMI 2.1 FRL (Sabit Hız Bağlantısı) ve DisplayPort 1.4’ü destekleyerek görsel kaliteyi korurken kusursuz görüntü aktarımı sağlıyor. UltraSharp monitör, yalın bir estetik için yüksek kaliteli platin gümüş kaplamaya sahip olup öne bakan hızlı erişim bağlantı noktaları, haricî cihaz bağlantısını kolaylaştırıyor. Yeni Dell UltraSharp 34 Kavisli ThunderboltTM Hub Monitör (U3425WE), WQHD çözünürlük (3440×1440) ile satışa sunulacak ve TUV Rheinland® beş yıldızlı göz konforu sertifikası, IPS Black teknolojisi ve Thunderbolt 4 bağlantısı (90 W’a kadar güç dağıtımını destekler) gibi özelliklere sahip olacak.

 

Sürdürülebilirlikten Ödün Yok

Dell, daha sürdürülebilir malzemeleri hem üretim hem de paketleme yöntemlerine dâhil etme konusundaki kararlılığını önemli ölçüde artırdı. UltraSharp monitörlerini korumak için kullanılan ambalaj, yüzde 100 geri dönüştürülmüş ve/veya yenilenebilir içerikten üretiliyor, bu da 2030 Hedeflerine ulaşma yolunda atılmış önemli bir adıma işaret ediyor. Hem U4025QW hem de U3425WE monitörler, yüzde 85 tüketici sonrası geri dönüştürülmüş (PCR) plastik8 ve yüzde 100 geri dönüştürülmüş alüminyumdan üretiliyor. Bu monitörler, EPEAT® Gold9 tescilli olmasının yanı sıra EnergyStar® ve TCO Certified Edge gibi en son çevre standartlarıyla da uyumlu. Dell, EPEAT Climate+ şampiyonu olup EPEAT Climate+ unvanını alan sektörün en geniş monitör portföyüne sahip.Bu ünvan, söz konusu ürünlerin sürdürülebilirlik ve emisyon azaltımı açısından sektörün en iyi uygulamalarını karşıladığı anlamına geliyor.

 

Fiyatlar ve Satış Tarihi

Dell UltraSharp 40 Kavisli ThunderboltTM Hub Monitör (U4025QW), 2.399,99 USD’den ve 3.289,99 CAD’den başlayan fiyatlarla 27 Şubat 2024 tarihinden itibaren dünya genelinde satışa sunulacak.
Dell Ultrasharp 34 Kavisli ThunderboltTM Hub Monitör (U3425WE), 1.019,99 USD’den ve 1.399,99 CAD’den başlayan fiyatlarla 27 Şubat 2024 tarihinden itibaren dünya çapında satışa sunulacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

ABD’de Apple saat kararı: Satışı yasaklandı! – Teknoloji

ABD’de Apple saat kararı: Satışı yasaklandı! – Teknoloji





ABD’li teknoloji devlerinden Apple’ın en yeni akıllı saat modelleri Apple Watch Ultra 2 ve Apple Watch Series 9’un ABD’de satışı yasaklandı.

ABD Uluslararası Ticaret Komisyonunun ekimde tıbbi izleme teknolojisi şirketi Masimo’nun şikayeti üzerine Apple’a söz konusu akıllı saatlerin ithalatını ve satışını durdurma talimatı vermesi kararı, ABD Başkanı Joe Biden yönetimi tarafından veto edilmedi.

25 Aralık’a kadar veto etme süresi olan Biden yönetiminin kararı veto etmemesiyle Apple’ın en yeni akıllı saat modelleri Apple Watch Ultra 2 ve Watch Series 9’un ülkede satışı yasaklandı.

ŞİRKET İKİ PATENTİ İHLAL ETTİ
ABD Ticaret Temsilciliğinden (USTR) yapılan açıklamada, ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu’nun Apple’ın, ABD merkezli Masimo ve Cercacor Laboratories’e ait iki patenti ihlal ettiğini tespit ettiği anımsatıldı.

Açıklamada, dikkatli istişarelerin ardından ABD Uluslararası Ticaret Komisyonunun kararının bozulmamasını kararlaştırıldığı ve söz konusu kararın bugün itibarıyla kesinleştiği bildirildi.

Apple ise ABD Federal Temyiz Mahkemesine başvurarak karara itiraz etti. Kararın durdurulması için talepte bulunan Apple, saatlerin yeniden tasarlanmış versiyonlarının Masimo’nun patentlerini ihlal edip etmediğine 12 Ocak’a kadar karar verecek ABD Gümrük ve Sınır Korumasının değerlendirmesinin beklenmesini istedi.

YASAKTAN TÜM MODELLER ETKİLENMEYECEK
Uluslararası ticaret anlaşmazlıklarına bakan ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu, ekimde, Apple Watch’un kandaki oksijen seviyelerini okuma özelliğinin Masimo’nun nabız oksimetresi patentlerini ihlal ettiği kararına varmıştı.

Apple, 18 Aralık’ta yaptığı açıklamada, patent anlaşmazlığı nedeniyle Apple Watch Ultra 2 ve Apple Watch Series 9’un satışlarını kendi mağazalarında durduracağını duyurmuştu.

Apple’ın daha düşük fiyatlı Apple Watch SE modeli gibi kandaki oksijen seviyelerini okuma özelliğini içermeyen akıllı saat modellerinin ise bu anlaşmazlıktan etkilenmeyeceği belirtilmişti.

Kaynak: cumhuriyetcomtr


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Akıllı cihazları güvence altına almanın 10 yolu

Akıllı cihazları güvence altına almanın 10 yolu

Yeni yıl yaklaşırken hepimiz arkadaşlarımızdan ve ailemizden gelebilecek hediyeleri   dört gözle bekliyoruz. Bu da giderek artan bir şekilde, büyük gün geldiğinde hediyelerin teknolojiyle dolu olacağı anlamına geliyor. Bu bir dizüstü bilgisayardan; akıllı telefona ya da saate kadar her şey olabilir. Akıllı cihazlar taşıdıkları risklerle beraber geliyorlar. Siber güvenlik şirketi ESET akıllı cihazları güvence altına almanın 10 yolunu paylaştı. 

Hepimiz akıllı cihazların yaygın kullanıcılarıyız. Avrupalıların yarısından fazlası bugün internete bağlı bir TV kullanıyor, dörtte biri (%26) akıllı saat ve diğer giyilebilir cihazları kullanıyor ve beşte biri (%20) internete bağlı oyun cihazlarının hayranı. 

Yeni bir cihazın paketini açmak büyük bir gülümseme yaratabilir ancak cihaz ve içindeki veriler düzgün bir şekilde güvence altına alınmazsa işlerin hızla tersine dönme olasılığı var. 

Riskler neler?

Maruz kaldığınız risk düzeyi, yeni yılda aldığınız cihazın türüne bağlı olarak değişir. Ancak çevrimiçi hesaplarınızı, kişisel ve finansal verilerinizi tehlikeye atabilecek bazı yaygın ve genel sorunlar olduğunu da unutmayın:

Ürün, yamalanmamış aygıt yazılımı içerirse bu, bilgisayar korsanlarının çeşitli hedeflere ulaşmak için saldırılardaki güvenlik açıklarından yararlanmasını sağlayabilir.
Ürünün varsayılan fabrika parolasını tahmin etmek ya da kırmak kolaydır. Ürün, kullanıcının parolayı hemen güncellemesini talep etmez. Bu durum, saldırganların nispeten az bir çabayla ürünü uzaktan ele geçirmesine olanak sağlayabilir. 
Varsayılan olarak iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) etkin değildir, bu da bilgisayar korsanlarının cihazı ele geçirmesini kolaylaştırabilir.
Cihaz kilidi henüz etkin değilken cihazın kaybolması veya çalınması durumunda risk oluşturabilir.
Gizlilik ayarlarının kutudan çıktığı haliyle yeterince güvenli olmaması, kişisel verilerinizi reklamcılarla veya potansiyel kötü niyetli varlıklarla aşırı paylaşmanıza yol açabilir. Bu durum özellikle çocuklar için bir oyuncak söz konusuysa endişe vericidir.
Video ve ses kayıtları gibi belirli ayarlar varsayılan olarak etkinleştirilir ve çocuğunuzun gizliliğini riske atabilir.
Hesap oluşturma ve oturum açma sürecinde şifreleme yoktur, bu da kullanıcı adlarını ve parolaları açığa çıkarabilir.
Cihaz eşleştirmesi (yani başka bir akıllı oyuncak veya uygulama ile) kimlik doğrulama gerekmeden Bluetooth üzerinden yapılabilir. Bu, menzil içindeki herhangi birinin oyuncağa bağlanarak rahatsız edici veya üzücü içerik yayımlamasına veya çocuğunuza manipülatif mesajlar göndermesine olanak sağlayabilir.
Cihaz coğrafi konumu otomatik olarak paylaşarak ailenizi potansiyel olarak fiziksel tehlikeye veya hırsızlık riskine sokabilir.
Cihazda herhangi bir güvenlik yazılımı bulunmuyorsa bu da veri çalabilecek veya cihazı kilitleyebilecek internet kaynaklı tehditlere daha açık olduğu anlamına gelir.

Kötü niyetli bilgisayar korsanları, zayıf satıcı tasarımından ve en iyi güvenlik uygulamalarına gösterilen sınırlı ilgiden yararlanarak cihazlarınızı ele geçirmek ve üzerlerinde depolanan verilere erişmek için bir dizi saldırı gerçekleştirebilir. Bu, çevrimiçi bankacılık işlemlerinize müdahale ve hesaplarınızdan bazılarına erişimi de içerebilir.  Cihazın kendisi uzaktan kontrol edilebilir ve DDoS, tıklama sahtekarlığı ve kimlik avı kampanyaları dahil olmak üzere başkalarına saldırılar başlatmak üzere tasarlanmış, güvenliği ihlal edilmiş cihazlardan oluşan bir botnet’e dahil edilebilir. Tehdit aktörleri ayrıca cihazınızı fidye yazılımıyla kilitlemek ve yeniden erişim sağlamanız için bir ücret talep etmek isteyebilir. Ya da cihaz ekranını reklamlarla doldurarak neredeyse kullanılamaz hale getiren reklam yazılımları indirebilirler. Bu arada, sınırlı gizlilik korumaları, siz veya aileniz hakkındaki verilerin reklamcılar ve diğer taraflarla paylaşılmasına yol açabilir.

Cihazlarınızı güvence altına almanın 10 yolu

Varsayılanlardan kurtulun ve bunun yerine her aygıtı kurulum sırasında güçlü, uzun ve benzersiz bir parola ile güvence altına alın.
Seçenek olan her yerde, daha fazla oturum açma güvenliği için 2FA’yı açın.
Cihazınıza uygulama indirirken yalnızca yasal uygulama mağazalarını ziyaret edin.
Cihazları asla jailbreak yapmayın çünkü bu onları bir dizi güvenlik riskine maruz bırakabilir.
Tüm yazılım ve işletim sistemlerinin güncel ve en son sürümde olduğundan emin olun. Ve mümkünse otomatik güncellemeleri açın.
Diğer cihazlarla yetkisiz eşleştirmeyi önlemek için cihaz ayarlarını değiştirin.
Varsa uzaktan yönetimi ve Evrensel Tak ve Çalıştır’ı (UPnP) devre dışı bırakın ve cihazın kayıtlı olduğundan ve güncellemeleri aldığından emin olun.
Fidye yazılımı veya diğer tehditlere karşı cihazlarınızdaki verileri yedekleyin.
Saldırganların en hassas bilgilerinize ulaşamaması için tüm akıllı ev cihazlarını ayrı bir Wi-Fi ağında tutun.
Mümkün olan her cihaza saygın bir satıcıdan güvenlik yazılımı yükleyin.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Girişimcilik Merkezi İzmir 2023;ün en başarılı yenilikçi fikirlerini ödüllendirdi

Girişimcilik Merkezi İzmir 2023;ün en başarılı yenilikçi fikirlerini ödüllendirdi

Girişimcilik Merkezi İzmir 2023’ün en başarılı yenilikçi fikirlerini ödüllendirdi

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin TÜSİAD işbirliği ile hayata geçirdiği Girişimcilik Merkezi İzmir, genç girişimcilerin önünü açmaya devam ediyor. Bu yıl “Bilişim Teknolojileri” temasıyla yapılan programda dereceye giren girişimciler ödüllerini İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in elinden aldı. Tüm projelerin hayata geçmesini dileyen Başkan Soyer, “Bu konuda üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin TÜSİAD işbirliği ile İzmir’in girişimcilik dönüşümüne yön vermek için hayata geçirdiği Girişimcilik Merkezi İzmir, sektörlere genç girişimciler kazandırmaya devam ediyor. 2021’de Tarımsal Girişimcilik, 2022’de Akıllı ve Sürdürülebilir Ulaşım, bu yıl ise Bilişim Teknolojileri temasıyla yapılan programda kazananlar belli oldu. Hedef Holding ile yürütülen programda, eğitim ve mentorluk sürecini başarıyla tamamlayan 7 ekip, Girişimcilik Merkezi İzmir’de yapılan Demo Day etkinliğinde fikirlerini jüri ile yatırımcılar önünde kamuoyu ile paylaştı.

Soyer: “Verdikleri emekten dolayı kutluyorum”

Programda birinciliği EnzyVerse projesi ile elde eden Beyza Kaynarca ödülünü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in elinden aldı. İkincilik Emircan Oğuz’un Debi projesinin oldu. Oğuz’un ödülünü Hedef Holding Genel Müdürü Haluk Lap takdim etti. Programda üçüncülük ödülünü Berkan Bostanoğlu’nun Agromechatronics projesi kazandı. Ödülü EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer verdi. Başkan Tunç Soyer, “Her yarışmanın bir kazananı oluyor. Diğer arkadaşlarımızı da verdikleri emek ve bu yolculuktaki kararlıkları nedeniyle bütün kalbimle kutlamak istiyorum. Diliyorum ki ödül alan arkadaşlarımızın projelerinin hayata geçme imkânı olur. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu konuda üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız” dedi.

Girişimcilere pek çok destek var

Programa girmeye hak kazanan girişimci ekipler, Girişimcilik Merkezi İzmir tarafından ücretsiz olarak sağlanan hizmetlere erişim imkânına sahip oluyor. Bunlar arasında mentor desteği, birebir danışmanlık, eğitimler ve atölye çalışmaları, girişimcilerin ve projelerin düzenli takibi, Ar-Ge için gerekli donanımların bulunduğu Fabrikasyon Laboratuvarı İzmir’e erişim, program katılımcılarının başarılı iş fikirlerinin kamuoyunda tanıtılması ve girişimcilerin projeleri kapsamında uygun programlara yönlendirme gibi hizmetler yer alıyor.

Geçmiş programlar

Her sene İzmir’in stratejik öncelikleri dikkate alınarak farklı bir temaya yönelik çalışmalar hayata geçirmeyi hedefleyen Girişimcilik Merkezi İzmir’in 2021 yılı teması Tarımsal Girişimcilik olarak belirlendi. 2022 yılı için belirlenen Akıllı ve Sürdürülebilir Ulaşım teması ise Ford Otosan ve WRI Türkiye işbirliğiyle “Şehrini Geliştir” ve İnci Holding işbirliğiyle “Akıllı ve Sürdürülebilir Ulaşım#2” olmak üzere iki farklı program olarak yürütüldü.

Bu yılki Bilişim Teknolojileri programı ile de Afet Yönetimi ve Acil Durum, Akıllı Şehirler, FinTech, Yeşil Mutabakata Uyum (Sürdürülebilirlik) alt sektörlerinde yenilikçi iş fikirlerinin hayata geçirilmesi amaçlandı. 18-40 yaş arası herkesin başvurabildiği programla yenilikçilik teşvik edildi ve kentin sorun alanlarına ilişkin çözümlerin üretilmesi hedeflendi. Programda birincilik için 100 bin TL, ikincilik için 75 bin TL, üçüncülük içinse 50 bin TL ödül belirlendi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

BT ve yazılım sektöründe sürdürülebilirliği kolaylaştıran hizmet modeli: “CTO as Service”

BT ve yazılım sektöründe sürdürülebilirliği kolaylaştıran hizmet modeli: “CTO as Service”

BT ve yazılım sektöründe sürdürülebilirliği kolaylaştıran hizmet modeli: “CTO as Service”

 

 

Müşterilerine ve iş ortaklarına birçok farklı sektörde yazılım ve ürün geliştirme çözümleri üreten, start-up projelerine teknoloji desteği veren PATH, “CTO As a Service” modelinde verdiği hizmetle öne çıkıyor. 

 

2016 yılında kurulan PATH; deneyimleri, uzmanlığı ve geniş servis portföyü ile dünya çapında prestijli müşterilere hizmet veriyor. Sunduğu hizmetleri her geçen gün geliştiren, uzman ve dinamik ekibiyle 100’den fazla farklı çözüm üreten PATH, ‘’Sürekli olarak kaliteli ve inovatif çözümler sunmak” mottosuyla hareket ediyor.

 

CTO As a Service (CAAS) Nedir?

 

PATH’in sunduğu hizmetler arasında öne çıkan “CTO As a Service” modeli; ana vizyon doğrultusunda doğru stratejinin doğru zamanda entegre edilmesi, geliştirme süreçlerinin düzenlenmesi, in-house ya da outsource BT ekiplerinin kaliteli proje çıktıları için yönetimi gibi önemli konularda kritik bir rol üstleniyor. Bazen BT departmanı içindeki bir bölümün görevlerinin üstlenilmesi, bazen de CTO rolünün üstlenilmesi ile ihtiyaca göre hizmet verilen bu model sayesinde teknik vizyon, doğru BT stratejileri ile buluşuyor.  

 

Pandemi döneminde iş hayatının öngörülemez ve geri dönüşü olmayan değişimiyle birlikte teknolojinin son yıllardaki hızlı yükselişi de ivme kazanarak, günlük hayatımızın vazgeçilmezleri arasındaki yerini sarsılmaz bir şekilde sağlamlaştırmaya devam ediyor. Günümüzde küçükten büyüğe tüm başarılı organizasyonlar da bulundukları pazarlardaki varlıklarını sürdürmek/büyütmek için bu teknolojik değişime hızla ayak uyduruyorlar.

 

Mevcut teknolojilerin sürekli gelişimi, henüz alıştığımız yeni alışkanlıkları hızla eskiterek, bir yenisini önümüze koyarken; firmaların da BT süreçlerinin her zamankinden daha dinamik ve sürdürülebilir yönetimi konusunda verimli sonuçlar alma ihtiyacı artıyor. İşte “CTO As a Service” tam da böyle bir ihtiyaç anında camı kırarak, hızlıca organizasyonların içine su serpecek bir hizmet olarak karşımıza çıkıyor.

 

Murat Kader: “Uyguladığımız Yeni Teknolojiler Firmalara Rekabet Avantajı Sağlıyor.”

 

PATH Product and Software House’un kurucusu Murat Kader bu servis ile ilgili şöyle konuştu: “BT yani bilgi teknolojileri, her zaman şirketlerin kritik departmanlarından biriyken, son yıllarda artan farkındalıkla birlikte hak ettiği önemi de görmeye başladı. CTO As a Service hizmetimizle firmaların ana hedeflerine uygun yazılım ve danışmanlık çözümleri sunarken, markaların  bulundukları pazarda ana işlerine odaklanmalarına imkan sağlıyoruz. Böylece sürekli gelişen teknolojiye ayak uydurmak, inovasyon, değişen yazılım ihtiyaçları gibi konular artık firmalar için bir fırsat haline dönüşüyor. Biz de bu tabloda, 20 yılı aşkın tecrübemizle müşterilerimizin ana hedefleri doğrultusunda teknik vizyonlarını oluşturuyor, tüm yazılım geliştirme ihtiyaçlarını doğru BT stratejileri ile devreye alıyoruz. Bu süreçte güncel ve çevik kod yazılımı, kaliteli proje çıktıları için markaların ek bir teknik ekibe ihtiyaç duymayacağı şekilde, onların BT departmanları ya da bu departmanların bir birimi şeklinde konumlanarak hizmet üretiyoruz. Yine ihtiyaç ve talep doğrultusunda in-house teknik ekiplere rehberlik edebiliyoruz. Böylelikle inovatif bir yaklaşım ile mevcut ve yeni teknolojileri firmaların DNA’larına işliyoruz.”

 

Neden “CTO As a Service”? / “CAAS” Modelinin Firmalara Sunduğu 6 Avantaj

 

BT Stratejisi

Firmaların iş hedeflerine uygun şekilde geliştirilen BT stratejisi sayesinde bütüncül ve karlı bir operasyon ortaya çıkıyor. Ayrıca, teknolojinin etkin kullanımı için sağlanacak rehberlik hizmetiyle iş operasyonlarının çıktı kalitesi artıyor. Tüm şirket birimlerinin süreçlerinin inovatif bir bakış açısıyla sürdürülmesi sağlanıyor. 

 

Esnek Yaklaşım ve Sürdürülebilirlik

Sürekli gelişen ve değişen teknoloji, şirketlerin ihtiyaçlarına göre adapte ediliyor. Firma büyüklüğünden ve sektörden bağımsız olarak, her organizasyonun dinamik ve ölçeklenebilir bir şekilde yürütülmesi sağlanıyor. Sürdürülebilir yapısı sayesinde hedeflere uygun planların, rekabet halindeki öncelikleri dikkate alınarak dinamik bir yapıyla hayata geçirilmesi birçok kuruluş için başarının anahtarı… 

 

Güvenlik

Tüm işletmelerin Siber Güvenliği sağlamak için veri koruma sistemlerine ihtiyacı bulunuyor. Siber Güvenliği güçlü bir şekilde sağlayan BT çözümleri, ürünleri, stratejileri ve BT altyapı çözümleri CTO As a Service hizmetinin kapsamında yer alıyor. 

 

Bütçe

CTO As a Service modelinde firmalar BT ihtiyaç ve gereksinimlerine göre hizmet alarak, optimum bütçe yapılandırması sağlıyor. Böylelikle işletme ve operasyonel maliyetleri minimuma iniyor, optimum bütçeyle maksimum fayda elde edilebiliyor.

 

Ölçülebilirlik

Ölçümlenebilir yapısı sayesinde BT hedeflerine ulaşma, proje süreçleri, çıktıları gibi birçok konuda verimli, şeffaf ve kolay takip edilebilen iş süreçleri yürütülüyor.

 

Rekabet Avantajı

Firmalara sürdürülebilir rekabet avantajı sağlayacak yeni teknolojilerin uygulanmasını kolaylaştırıyor. Böylelikle marka gücünün artmasına doğrudan katkı sağlıyor. 

Haber Kaynağı ulusal24.com

Sabiha Gökçen Havalimanı;nda EDS Cihazları Yenileniyor

Sabiha Gökçen Havalimanı;nda EDS Cihazları Yenileniyor

İstanbul Sabiha Gökçen (İSG), Avrupa’nın en fazla turist alan 3. şehri İstanbul’a daha iyi hizmet vermek için terminal hizmetlerini modern teknoloji ile donatmaya devam ediyor. ECAC Standard 3.1 geliştirme projesi kapsamında İSG’nin satın aldığı yeni nesil bilgisayarlı tomografi (CT) patlayıcı tespit sistemi (EDS) cihazları sayesinde yolcu şut altı bagajlarının havalimanındaki geçiş süresi hızlanacak. 

 

İSG’de yeni nesil  CT EDS tarama cihazları dönemi başlıyor

Dünya çapında X-ray cihazları ve akıllı güvenlik çözümleri dalında 300’den fazla ürün yelpazesi ile büyük bir pazar payına sahip olan Pekin merkezli Nuctech firması Çin, Polonya ve Brezilya’daki üretim merkezleriyle 170’ten fazla ülkeye hizmet sağlıyor.  Firmanın WooKong H model yeni nesil  CT EDS tarama cihazlarını satın alan İSG, 17 Ekim Salı günü Malezya Havalimanları Grup Yönetim Kurulu ile birlikte Nuctech yetkililerini Sabiha Gökçen Terminali’nde ağırladı. Toplantıya Nuctech Pekin merkez ve Türkiye ofislerinden temsilciler katıldı. Nuctech Satış Direktörü en son teknoloji CT tarama teknolojisi sayesinde bagajın üç boyutlu (3D) görüntüsünü ve çok dilimli görüntülerini renkli olarak ekrana yansıtan WooKong H model cihazın hem tarama tünel boyutu hem de görüntü kalitesiyle bir üst seviyeye ulaştığını, ayrıca bagaj taşıma sistemi (BHS) ile tamamen entegre olabildiğini belirtti.

 

WooKong H model cihazlar ile uçak ve yolcu bekleme süreleri minimuma iniyor

2022 yılını 30.8 milyon yolcu ile kapatan Sabiha Gökçen Havalimanı, pandemi sonrası küresel ölçekte seyahat çılgınlığının yaşandığı ve yaz-kış demeden yoğun bir turizm sezonunun yaşandığı şartlarda terminal operasyonlarını daha verimli şekilde yönetmek ve yolcu konforunu artırmak için WooKong H model cihazları tercih etti. 

Yeni nesil WooKong H model cihazı hassas tespit kabiliyeti ile bagajlarda bulunan patlayıcı gibi tehlikeli nesneleri tek tarama seviyesinde farklı açılardan ve yüksek çözünürlükte algılayarak terminal ve uçak güvenliğini korumakla beraber, geniş tarama kapasitesi ile uçak ve yolcu bekleme sürelerini de minimum seviyeye indirmeye katkı sağlıyor.

 

Murad, “havalimanı operasyonlarımızın hızı artacak”

Havalimanı güvenliğini artıracak ve yolcu valiz kontrolünü hızlandıracak CT EDS cihazlarıyla ilgili açıklama yapan İSG Yönetim Kurulu Danışmanı Dato Azmi Murad, “Misafirlerimizin kullanımına sunduğumuz bu en son teknoloji tarama cihazları ile yolcu şut altı bagajlarının kontrolü hızlanacak ve bu sayede havalimanı operasyonlarımızın hızı artacaktır” dedi.

Nuctech West Asia Genel Müdürü Ronnie Meng ise “Sabiha Gökçen Havalimanı ile işbirlikteliği içerisinde olmak bizim için büyük bir gurur. 21 yıldır Türkiye pazarına hizmet vermekteyiz ve İSG ile portföyümüzü bir üst seviyeye çıkardığımıza inanıyoruz. En iyi hizmet mottomuzla çalışmalarımızı sürdürerek havalimanı operasyonlarına daha farklı teknolojilerle katkı sağlamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Kaspersky, Konteyner Ortamları için Özel Güvenlik Çözümü Sunuyor

Kaspersky, Konteyner Ortamları için Özel Güvenlik Çözümü Sunuyor

Kaspersky, konteyner ortamları için tam kapsamlı bir çözüm olan Kaspersky Container Security’i (KCS) pazara sundu. Ürün, konteyner uygulamalarını geliştirme sürecinden operasyona kadar her aşamada koruma altına alıyor. Kurulumun hemen ardından kullanıma hazır olan ürün düşük maliyetiyle, kolay yaygınlaştırma özelliğiyle ve şirketin BT altyapısına kolay entegre oluşuyla öne çıkıyor. Çözüm, KasperskyHybrid Cloud Security ile birlikte hibrit ve bulut altyapıları için kapsamlı bir güvenlik ekosistemi oluşturuyor.

Konteynerleştirme, geliştiricilerin yüksek profilli uygulamaları daha hızlı bir şekilde hazırlamasına ve yaygınlaştırmasına yardımcı olması sayesinde yazılım geliştirmede giderek popüler bir seçenek haline geldi. Bu teknolojinin en büyük avantajı, adından da anlaşılacağı üzere özerk bir yapıya sahip olmasıdır. Tıpkı denizdeki konteyner gemisine yüklenmiş kargolar gibi geminin kendisinden ayrı duran, ancak gemi içinde hareket edebilen konteynerler, mikro servis adı verilen uygulamaları geliştirmek, sunmak ve yaygınlaştırmak için gereken her şeyi (ikili kod, ilişkili yapılandırılmış dosyalar, kütüphaneler ve bağımlılıklar) bir arada tutar. Bu da konteynerleştirilmiş uygulamaları kolayca taşınabilir, son derece güvenilir ve dağıtık ekipler tarafından çalıştırılabilir hale getirir.

Siber olayların sayısı arttıkça konteyner ortamlarının korunmaya ihtiyacı artıyor. Kaspersky, bu sorunu çözmek için konteyner kullanan veya kullanmayı planlayan işletmeleri korumak üzere tasarladığı, konteynerli ortamlar için özel bir çözüm olan Kaspersky Container Security’i piyasaya sürdü. Ürün, konteynerli uygulama geliştirmenin tüm aşamaları için güvenlik sağlıyor. Çözüm, geliştirme sürecinin yanı sıra runtime koruması da sunuyor. Örneğin yalnızca güvenilir konteynerlerin başlatılmasını sağlıyor, konteynerlerin içindeki uygulama ve hizmetlerin çalışmasını kontrol ediyor ve trafiği izliyor.

Kaspersky Container Security’de üç ana bileşen yer alıyor: 

‘KCS tarayıcı’, ‘KCS aracısı’ ve ‘KCS sunucusu’ yönetimi:

KCS tarayıcısı, yapılandırma dosyalarını yanlış yapılandırmalara karşı kontrol ediyor, imajları güvenlik açıkları, kötü amaçlı yazılımlar, hassas veriler için tarıyor ve bunları imaj kayıt defteri ve CI / CD platformları içindeki güvence politikalarına uygunluk açısından kontrol ediyor. 
KCS ajanı, konteynerdeki uygulamaya yönelik çeşitli saldırılara karşı koruma sağlıyor, kümelerdeki konteyner ve ağ etkileşimlerini izliyor ve tüm sistemi güvenlik standartlarına uygunluk açısından kontrol ediyor. 
Yönetici KCS sunucusu, tarayıcıdan ve aracıdan alınan verileri topluyor, müşterilerin verileri görselleştirmesine ve raporlar oluşturmasına olanak tanıyor ve diğer güvenlik çözümleriyle (ör. Kaspersky’nin KUMA’sı gibi SIEM’ler) entegre oluyor.

Kaspersky Container Security, DevSecOps organizasyon çerçevesine, CI/CD pipeline süreçlerine ve altyapısına kolayca entegre oluyor. Ayrıca hem gelişmiş DevSecOps süreçlerine sahip, hem de bunları yeni uygulamaya başlayan şirketler için DevOps korumasını güçlendirebiliyor. Çözüm ayrıca tüm aşamalardaki güvenlik ve uyumluluk kontrollerinin otomasyonu sayesinde uygulamanın piyasaya sürülmesi için öngörülebilir teslim tarihlerinin belirlenmesine olanak tanır.

Kaspersky Bulut ve Ağ Güvenliği Ürün Grubu Başkanı Timofey Titkov, şunları söylüyor: “Konteynerleştirme yeni normale karışık geliyor. Ancak buna dair riskler geleneksel uç nokta veya sanal makine güvenlik çözümleri tarafından kapsanmıyor. Konteyner ortamları özel güvenlik çözümleri gerektiriyor. Bu nedenle, en savunmasız alan olan runtime dahil olmak üzere yaşam döngüsü boyunca konteyner uygulamalarını koruyan bir çözüm olan Kaspersky Container Security’i (KCS) piyasaya sürüyoruz. KCS, müşterilerimizin geliştirmenin her aşamasında güvenliğin sağlandığı DevSecOps sürecini oluşturmalarına yardımcı oluyor. Bu lansman, Kaspersky’nin temel hedeflerinden biri olan müşterilerimizin her tür dijital varlığına kapsamlı koruma sağlama yolunda önemli bir adım. Bu ürünü müşterilerimizle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.” 

Kaspersky Container Security hakkında daha fazla bilgiyi bu bağlantıda bulabilirsiniz.

Kaspersky hakkında

Kaspersky, 1997 yılında kurulmuş küresel bir siber güvenlik ve dijital gizlilik şirketidir. Kaspersky’nin derin tehdit istihbaratı ve güvenlik uzmanlığı, dünya genelinde işletmeleri, kritik altyapıları, hükümetleri ve tüketicileri korumak için sürekli olarak yenilikçi çözümlere ve hizmetlere dönüşmektedir. Şirketin kapsamlı güvenlik portföyü, gelişmiş ve gelişen dijital tehditlerle mücadele etmek için önde gelen uç nokta koruması, özel güvenlik ürünleri ve hizmetleri ile Siber Bağışıklık çözümlerini içeriyor. 400 milyondan fazla kullanıcı Kaspersky teknolojileri tarafından korunmaktadır ve şirket 220.000’den fazla kurumsal müşterinin kendileri için en önemli olanı korumalarına yardımcı oluyoruz. kaspersky.com adresinden daha fazla bilgi edinin.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Koç Holding;in Dijital Dönüşüm Uygulamaları Dünya Ekonomik Forumu Tarafından En İyi Örnekler Arasında Gösterildi

Koç Holding;in Dijital Dönüşüm Uygulamaları Dünya Ekonomik Forumu Tarafından En İyi Örnekler Arasında Gösterildi

Koç Holding’in Dijital Dönüşüm Programı kapsamında hayata geçirdiği uygulamalar, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) düzenlediği “Lighthouses Live” etkinliğinde en iyi örnekler arasında gösterildi. 

 

Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu “Dijital dönüşümü, kültürel dönüşüm programımızın temel unsurlarından biri olarak görüyor; dönüşümün merkezine çalışma arkadaşlarımızı konumlandırıyoruz. Bu kapsamda hiyerarşinin en aza indirgendiği ve ekiplerin çok yakın çalıştığı çevik çalışma modelini benimsiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Dünya Ekonomik Forumu (WEF), küresel çaptaki lider üretim tesislerinde uygulanan teknolojilerin ve bu teknolojilerin sağladığı faydaların anlatıldığı “Lighthouses Live” etkinliğine ev sahipliği yaptı. Çevrim içi gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, 2016 yılında başlatılan Dijital Dönüşüm Programı’na ilişkin Topluluk vizyonunu ve bu kapsamda üretim tesislerinde yaygınlaştırılan teknolojik uygulamaları katılımcılarla paylaştı. Global Lighthouse Network üyelerinin en ilham verici dönüşüm örneklerini anlattığı etkinlikte Foxconn, Siemens, Henkel, Schneider Electric, Johnson & Johnson ve CATT şirketlerinin üst düzey yöneticileri de konuşmacı olarak yer aldı.

 

WEF, McKinsey ile 2018 yılında başlattığı iş birliği kapsamında Sanayi 4.0 alanında dünya lideri olan üretim tesislerini belirleyerek, bu tesisleri “Global Lighthouse Network” adını verdiği küresel ağa dâhil ediyor. Küresel ağ, sürdürülebilirliği inovasyonun merkezinde tutan üretim merkezlerini belirlemenin yanı sıra, ileri teknolojilere yatırımı özendirmeyi ve bu teknolojilerin başka şirketler tarafından benimsenmesine yardımcı olmayı da hedefliyor. Arçelik’in Romanya Çamaşır Makinesi Fabrikası, Eskişehir Buzdolabı Fabrikası ve Ford Otosan’ın Kocaeli Fabrikası, Global Lighthouse Network’teki 132 fabrika arasında yer alıyor. 

 

Teknolojilerin yaygınlaştırılması sürecinde işletme verimliliği ve performans artışı sağlayan uygulamalara odaklandıklarını söyleyen Levent Çakıroğlu, bu uygulamaların Koç Topluluğu’nun stratejik hedefleri arasında yer alan kurumsal dayanıklılık, çeviklik ve sürdürülebilir büyümeye de hizmet ettiğinin altını çizdi. Çakıroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Koç Topluluğu olarak küresel bir vizyonla işlerimizi yönetirken, rekabetçiliğimizi artırmaya, teknoloji ve inovasyon kabiliyetlerimizi geliştirmeye odaklanıyoruz. Dijital dönüşümü, kültürel dönüşüm programımızın temel unsurlarından biri olarak görüyor; dönüşümün merkezine çalışma arkadaşlarımızı konumlandırıyoruz. Bu kapsamda hiyerarşinin en aza indirgendiği ve ekiplerin çok yakın çalıştığı çevik çalışma modelini benimsiyoruz. Çünkü dijital dönüşüm hızlı adaptasyon ve aksiyon gerektiriyor.”

 

Dijital dönüşüm sürecinde paydaşlarla iş birliğinin önemine vurgu yapan Çakıroğlu, “Bu yolculukta sahip olduğumuz teknolojik altyapıyı paydaşlarımıza sunarak, onların dijital yetkinliklerini geliştirmeyi hedefliyoruz. Arçelik, Türkiye’nin üretim teknolojileri alanındaki ilk Ar-Ge Merkezi olan Atölye 4.0’da farklı teknoloji sağlayıcılar, start-up’lar, akademik kurumlar, KOBİ’ler ve tedarikçilerle çalışmalarını sürdürüyor. Öte yandan Ford Otosan ve Arçelik, dijitalleşmeyi tüm ekosistemine yaygınlaştırmak için tedarikçilerinin dijital dönüşümünü destekliyor” ifadelerini kullandı. Mobil otomasyon sistemlerinin yanı sıra yapay zekâ tabanlı enerji yönetimi ve kalite kontrol sistemlerinin teknoloji üssü olan fabrikalarında hızla yaygınlaştırdıklarına dikkat çeken Çakıroğlu, üretim hatlarının ve teçhizatlarının dijital ikizlerinin oluşturulması sayesinde üretim sürelerinde azalma ve verimlilik artışı sağladıklarını söyledi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Rahmi Koç ve oğlu Ali Koç, Ford Otomotiv’in Romanya’daki fabrikasını ziyaret etti: Yeni araca imzalarını attı! – Teknoloji

Rahmi Koç ve oğlu Ali Koç, Ford Otomotiv’in Romanya’daki fabrikasını ziyaret etti: Yeni araca imzalarını attı! – Teknoloji

Koç Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Rahmi Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç ve yönetim kurulu üyeleri, Ford Otomotiv Sanayi’nin Romanya’daki fabrikasını ziyaret etti. Craiova Fabrikası’nda üretilmeye başlanan yeni model Transit Courier’in seri üretimi öncesinde fabrikayı incelediler. Rahmi Koç ve Ali Koç, üretilen ilk aracı imzaladılar.

Bu gelişmeyi gazeteci Emre Özpeynirci sosyal medyasında paylaşarak, “Koç’lar, Romanya’daki yeni fabrikalarında. Kısa süre önce Yeniköy fabrikasında üretimi sona eren ve veda töreni düzenlenen Transit Courier’in yenisi Ford Otosan’ın Romanya’da satın aldığı Craiova fabrikasında üretilmeye başlıyor. Seri üretim öncesinde Ford Otosan ekibi, Romanya’da yönetim kurulunu ağırlamış. Şeref Başkanı Rahmi Koç, Başkan Ali Koç, YK üyeleri Haydar Yenigün, Güven Özyurt, Josephine M. Payne üretilen ilk aracı imzalamış. Herkes aracı çok beğenmiş.” şeklinde paylaştı.

Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Ford Otosan, Ford Motor Company’e ait Romanya’daki fabrikanın satın alımını tamamlamıştı. Ford Otosan, bu fabrikaya üç yılda 490 milyon euro yatırım yapmayı planlamıştı. Ayrıca, tesisin yıllık üretim kapasitesinin 900 bin araca çıkması öngörülmüştü. Koç Holding’in bu fabrikayı alış bedeli olarak 625 milyon euro ödediği açıklanmıştı.

Haber Kaynağı ulusal24.com