Siber güvenlik uzmanları, bilgi eksikliğinin iş yerinde hatalara yol açtığını itiraf ediyor

Siber güvenlik uzmanları, bilgi eksikliğinin iş yerinde hatalara yol açtığını itiraf ediyor

Kaspersky tarafından yaptırılan yeni bir küresel araştırmaya göre, son iki yıldaki tüm siber olayların yaklaşık üçte ikisine insan hataları neden olurken, siber güvenlik uzmanlarının %50’sinden fazlası kariyerlerinin başlarında teorik veya pratik bilgi eksikliği nedeniyle hata yaptıklarını kabul ediyor. Bu tür hataları kabul eden katılımcıların oranı, bu alanda iki ila beş yıllık deneyime sahip olanlar arasında yaklaşık %60’a yükseliyor. Orta Doğu, Türkiye ve Afrika (META) bölgesinde tüm katılımcıların %43’ü bu tür hatalar yaptığını itiraf ediyor.

Kaspersky’nin yakın zamanda yaptığı bir araştırmaya göre, son iki yılda kuruluşlar nitelikli siber güvenlik personeli eksikliği nedeniyle en az bir siber olay yaşadı. Daha nitelikli siber güvenlik personeli tedarik etmek bu sorunun üstesinden gelmek için çözümlerden biri olsa da, dünya çapındaki işletmeler bilgi güvenliği (InfoSec) profesyonellerinin eksikliğiyle karşı karşıya. Mevcut tahminlere göre, siber işgücü açığı yaklaşık 4 milyonu buluyor.

Siber güvenlik becerilerindeki genel boşluk, endüstride yeni başlayan birçok kişinin pratik ve teorik bilgi eksiklikleriyle başa çıkması gerektiği gerçeğiyle birlikte geliyor. Bu da başlangıçta zorluklar yaşamalarına ve işlerinde hatalar yapmalarına neden oluyor. META bölgesindeki InfoSec profesyonellerinin kariyerlerinin başlarında yaptığı en yaygın hatalardan bazıları, zayıf veya tahmin edilebilir şifrelerin kullanılması (%52), kimlik korumasının uygulanmaması (%48), güncellenmemiş güvenlik önlemlerinin kullanılması (%35) olduğu görülüyor. Önemli verilerin yedeklerinin alınmaması (%34), siber güvenlik uzmanlarının kariyerlerinin başında yaptığı yaygın bir hata olarak ortaya çıkıyor.

Siber güvenlik uzmanları, sektöre giriş yaptıklarında gerekli beceri setine ve uygulamalı deneyime sahip olmadıklarını kabul ederken, bazıları kariyerlerine hız kazandırmak için ek zorluklara işaret etdiyor. Siber endüstrinin sürekli olarak işgücü açığı bildirmesine rağmen, katılımcıların %34’ü bir InfoSec rolü için seçilmeden önce üç veya daha fazla başarısız mülakat geçirdiklerini iddia ediyor. META bölgesinde, işlemler daha sorunsuz olup, sadece %21’i mülakatlardan birden fazla veya iki kez geçmek zorunda kaldıklarını belirtiyor. 

Kaspersky İnsan Kaynakları Müdürü Marina Alekseeva, “Resmi eğitim programlarının sektördeki gelişmelere ayak uydurmakta zorlandığı bir sır değil ve bu durum özellikle siber güvenlik alanı için geçerli” diyor ve ekliyor: ” Piyasadaki birçok çalışanın sınırlı pratik becerilere veya bilgi eksikliklerine sahip olabileceği gerçeği, akran öğrenimine odaklanan kapsamlı bir işe alım sürecinin önemini vurguluyor ve şirketlerin çalışanlarının becerilerini geliştirmeye daha fazla önem vermesi gerektiği anlamına geliyor. Kaspersky için çalışanlar en değerli varlıklardır, bu nedenle şirketin kurumsal personelinin eğitimine sürekli yatırım yapıyor, çalışanların yeteneklerini geliştiriyor ve bir öğrenme ve sürekli gelişim kültürünü teşvik ediyoruz. Ayrıca BT profesyonelleri için sektör lideri bireysel ve kurumsal eğitim kursları sağlayarak mevcut siber güvenlik yetenek açığının kapatılmasına katkıda bulunuyoruz.”

InfoSec profesyonelleri kendilerini rahat hissetmiyor

Siber güvenlik uzmanlarının sektöre katıldıklarında karşılaştıkları ilk zorluklar, dünya genelindeki InfoSec profesyonellerinin neredeyse yarısının (%46) ve META bölgesindeki her üç kişiden birinin (%32) ilk siber güvenlik rollerinde kendilerini rahat hissetmelerinin neden bir yıldan fazla sürdüğünü açıklayabiliyor. Katılımcıların %31’i işlerini bir ya da iki yıl içinde kavramayı başarırken, katılımcıların %9’u bu sürecin iki ila üç yıl, %6’sı ise üç yıldan fazla sürdüğünü belirtiliyor. META’da ilgili rakamlar %21, %7 ve %4.

Raporun tamamına ve siber güvenlik uzmanlarının eğitim geçmişlerine ve kariyerlerinde karşılaştıkları ilk zorluklara ilişkin daha fazla bilgiye bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Kaspersky, bilgi açığının üstesinden gelmek ve siber güvenlik iş gücünün iş akışına daha sorunsuz bir şekilde entegre edilmesini sağlamak için hem önleyici hem de reaktif bir dizi önlem öneriyor:

1. Eğitim düzeyinde, eğitim programları güncellenmeli ve daha esnek ve çevik hale gelmelidir; bu da sektördeki oyuncular ve uzmanlarla işbirliği yapılarak sağlanabilir. Kaspersky, üniversiteler için siber güvenlik uzmanlığını entegre eden, program katılımcılarına derslere, eğitim oturumlarına ve en son teknolojilere erişim sunan özel bir program (Kaspersky Academy Alliance) yürüterek bu sürece katkıda bulunuyor.

2. Siber güvenlik alanına katılmayı planlayanlar, bir bilgi güvenliği veya araştırma ve geliştirme departmanında staj yaparak gerçek hayattaki siber güvenlik senaryolarının ele alınması konusunda deneyim kazanabilirler. Pratik becerileri artırmak için bir diğer fırsat da uluslararası yarışmalara veya Capture the Flag etkinliklerine katılmaktır. Kaspersky’nin LinkedIn sayfasındaki haberleri takip ederek şirketin staj programındaki açık pozisyonları ve Secur’IT Cup öğrencileri için düzenlenen küresel yarışmayla ilgili güncellemeleri ilk öğrenen siz olun.

3. İşletmeler, kurumsal personelleri için beceri geliştirme programlarına yatırım yaparak yeni bilgi ve beceriler edinmelerine ve rekabetçi kalmalarına yardımcı olabilir. Kaspersky, bilgi güvenliği profesyonelleri için hem bireyler için profesyonel eğitim hem de kurumsal eğitim sunan çok çeşitli özel eğitim programları sağlar

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Şirketlerin Formula 1den Öğreneceği 5 Siber Güvenlik Dersi

Şirketlerin Formula 1den Öğreneceği 5 Siber Güvenlik Dersi

Formula 1’in ve siber güvenliğin hızlı tempolu dünyasında başarı hıza, çevikliğe ve inovasyonun gücüne bağlıdır. F1 takımlarının stratejilerini ve araçlarını en yüksek performansa göre ayarlaması gibi, şirketlerin siber güvenlik ekipleri de dijital ortamlarını korumak için uyum sağlamalı, yenilik yapmalı ve iş birliği içinde olmalıdır. Ferrari takımının sponsoru global siber güvenlik lideri Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye distribütörü Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, şirketlerin F1’den öğreneceği 5 siber güvenlik dersini sıralıyor.

Bir işletmeyi kendi sektöründe ön sıralara taşımak, yalnızca yenilikçi düşünmeyi değil aynı zamanda en beklenmedik alanlardan içgörüler elde etme becerisini de gerektirir. Bu durum özellikle; hızlı aksiyon almanın, hassasiyetin ve gelişmiş stratejilerin uygulandığı zamanlarda, işletmeleri rakiplerinden ayıran siber güvenlik alanında geçerli oluyor. Ferrari takımının sponsoru, global siber güvenlik lideri Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye distribütörü Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, Formula 1 (F1) yarışlarının yüksek hızlı dünyasıyla benzerlikler gösteren ve şirketlerin dijital ortamdaki en zorlu yarış pistlerinde ustalıkla gezinmeleri için uygulayabilecekleri 5 önemli siber güvenlik dersini sıralıyor. F1’in adrenalin yüklü taktikleriyle siber güvenlik yaklaşımınızı güçlendirerek, kuruluşunuzu başarı ve güvenlikte yeni boyutlara taşıyabilirsiniz.

1. Hız ve görünürlük başarıyı belirler. Yarış pistinde ve siber güvenlik dünyasında hız, tartışmasız dikkate alınması gereken en önemli niteliklerden biridir. Ancak bir yarış sadece arabanın ne kadar hızlı olduğuyla değil, ne kadar çabuk adapte olabileceğinizle de kazanılır. Herhangi bir yarışta pist, araç ve hatta hava koşulları, işlerin nasıl ele alınması gerektiğini değiştirebilir. Bir sürücü bu değişikliklere ne kadar hızlı uyum sağlayabilirse, tüm yarış boyunca o kadar iyi donanıma sahip olacak ve bu da onlara rakiplerine karşı avantaj sağlayacak. Ortalama olarak, F1 araçlarının 0’dan 100 km/saat hıza 3 saniyeden daha kısa bir sürede hızlandığı ve 350 km/saatin üzerindeki maksimum hızlara ulaşabildiği bilinmektedir. Sonuç olarak, en iyi F1 sürücülerinin en yüksek tepki süresi 0,2 saniyedir. Bu reaksiyon hızı sadece sürüş için değil, yarış sırasında değişebilecek sayısız ayrıntı için de geçerlidir. Çok fazla değişken olduğundan görünürlük son derece önemlidir; bu nedenle bir F1 aracı 500’den fazla IoT sensörüyle donatılmıştır.

Kuruluşların ayrıca hızlı yanıt vermenin yanı sıra ortamları üzerinde maksimum görünürlüğe sahip olmaya da öncelik vermeleri gerekir. Tehdit ortamları ve saldırı yüzeyleri değiştikçe, bir departmanın güvenlik açığına ne kadar hızlı tepki verebileceği, bir tehdit aktörünün verebileceği zararı belirleyecektir. Bir siber güvenlik lideri stratejisini geliştirirken, yeni araçlar ve teknoloji satın almak isterken ve yeni siber güvenlik ortakları edinirken hız ve görünürlük ihtiyacı en önemli husus olmalıdır.

2. Müdahale yetenekleri fark yaratır. F1 yarışları tek bir yarışta 44 ila 78 tur arasında değişir; bu da anında müdahale ve dikkat gerektiren hatalara, sorunlara ve kazalara çok fazla yer olduğu anlamına gelir. Bir pistte veya otomobilin durumundaki küçük veya hafif değişiklikler bile sürücünün başarı şansını en üst düzeye çıkarmak için hızlı adaptasyon gerektirir.

Aynı şekilde, bir kuruluşun bilinen bir tehdide, güvenlik olayına ve hatta keşfedilen bir güvenlik açığına tepki verme süresi, yıkıcı bir uzlaşma veya kontrol altına alınan bir sorun arasındaki farkı yaratabilir. Genişletilmiş algılama ve yanıt (XDR) çözümüne ve gelişmiş yanıt yeteneklerine sahip bir kuruluş, kurtarma sürelerini kısaltabilir. Siber güvenlik liderleri, tehditlere karşı hızlı yanıt veren bir departman kurmayı önemseyen bir siber güvenlik stratejisi oluşturmalıdır. Hızlı hareket etme yeteneğiniz siber güvenlik departmanınızın yeteneklerine dahil edilmelidir. Ne kadar hızlı tepki verirseniz kuruluşunuzun maruz kaldığı risk o kadar az olur.

3. İnovasyon alışılmışın dışında düşünmeyi gerektirir. F1 yarışları büyük ölçüde teknolojik yeniliğe dayanır. F1 takımları; rekabet avantajı elde etmek amacıyla temel ölçümleri takip etmenin yeni ve daha verimli yollarını bulmak için Ar-Ge’ye yatırım yapıyor. Otomobilin performansını, dayanıklılığını artıran bu geliştirmeler, bir yarış sırasında milyonlarca veri noktasını gerçek zamanlı olarak analiz edebilen gelişmiş bilgisayar sistemlerinin yanı sıra performansı ve yakıt verimliliğini artıran mühendislik ilerlemelerini (tüketici araçlarına aktarılan teknoloji) içeriyor.

Aynı şekilde siber güvenlik departmanlarının da inovasyon söz konusu olduğunda kalıpların dışında düşünmesi gerekiyor. Teknolojik ilerlemeler yeni tehditlere karşı savunmayı iyileştirmeye devam ediyor. Bu çerçevde siber güvenlik sektörü doğrudan korumanın ötesinde gelişim gösterdi. Bu gelişimi bünyesine adapte etmek isteyen siber güvenlik departmanları, yalnızca önlemeye odaklanan çözümlerin ötesine geçmeli. Yapay zeka destekli analizler, gelişmiş tespit ve tanımlama yazılımları ve özellikle bulut tabanlı olmak üzere karmaşık ortamlara tam görünürlük sağlamak üzere tasarlanmış platformları da içeren yeni teknolojik yeniliklerden yararlanmalıdır.

4. Başarı etkin ekip çalışması ve iş birliğine bağlıdır. F1 takımları çok sayıda kişiden oluşur ve hepsinin tek hedefi sürücünün ve aracın yeteneklerinin en iyi şekilde performans göstermesini sağlamaktır. Siber güvenlik ekipleri ise bunu iş birliği, iletişim ve hız yoluyla yapabilir. Ancak optimum performans için bu ekip çalışması ve iş birliği kültürünün, bir kuruluşun siber güvenlik departmanının ötesine geçmesi gerekir. Tıpkı tek bir araca ve yarışçıya atfedilen birden fazla rol ve sorumluluğun olması gibi, herhangi bir güvenlik olayından, tehlikeden veya veri ihlalinden etkilenen birden fazla paydaş ve departman da vardır.

Bu, güvenliğin ihlal edildiği tüm departmanların yanı sıra ilk savunma hattı olan BT ve siber güvenliğe ek olarak geçerlidir. Bu ekipler ve paydaşlar, bir sorun karşısında ne kadar yakın ve hızlı harekete geçebilirlerse, sorunu kontrol altına almak için o kadar hızlı çalışacaklar ve nispeten sorunsuz bir iyileşmeyi sağlayacaklardır. Bu nedenle etkili bir siber güvenlik lideri, kendi departmanının ötesinde bir güvenlik kültürü oluşturmaya çalışmalı ve bir güvenlik olayının meydana gelmesi durumunda paydaşların rollerini ve sorumluluklarını bilmelerini sağlamak için paydaşlarla birlikte çalışmalıdır.

5. Bir ekibin iyi çalışması için güven gereklidir. Bir takımdaki tüm tarafların F1 yarışlarında hareket etme hızı göz önüne alındığında, güven inanılmaz derecede önemlidir. Herhangi bir ikinci tahmin veya tereddüt, değerli saniyelerin kaybedilmesine neden olabileceği ve yarışın kazanılması veya kaybedilmesi arasındaki farkı yaratabileceği için sürücülerin takımlarına güvenmesi gerekir.

Aynı şekilde siber güvenlik liderlerinin de çözümlerine, süreçlerine, kontrollerine, teknolojilerine ve ekiplerine güvenmeleri gerekiyor. Ancak hem siber güvenlik hem de F1 takımları açısından bu güvenin kör olmaması gerekiyor. Şirketler, bu önlemlerin amaçlandığı gibi çalıştığından emin olmak için testler gerçekleştirmeli, performansta herhangi bir boşluk olup olmadığını veya herhangi bir ekibin en iyi şekilde performans sergilemek için gerekli kaynaklara sahip olup olmadığını görmek için yıllık değerlendirmeler yapmalı, sürekli senaryo planlaması ve testler yapmalıdır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Kaspersky 2024 yılı endüstriyel siber güvenlik öngörülerini paylaştı!

Kaspersky 2024 yılı endüstriyel siber güvenlik öngörülerini paylaştı!

Kaspersky, 2024 yılı için Endüstriyel Kontrol Sistemleri Siber Acil Durum Müdahale Ekibi (ICS CERT) tahminlerini yayınlayarak önümüzdeki yıl endüstriyel işletmelerin karşılaşacağı temel siber güvenlik zorluklarının özetini derledi. Tahminler fidye yazılımı tehditlerinin sürekliliğine, kozmopolitik hacktivizmin yükselişine, “saldırgan siber güvenliğin” mevcut durumuna, lojistik ve taşımacılık tehditlerindeki dönüştürücü değişimlere dikkat çekiyor.

Kaspersky, 2023 yılına bakıldığında endüstriyel siber güvenlik ortamının gelişmeye devam edeceğini ve birkaç önemli trendin ortaya çıkacağını öngördü. IIoT ve SmartXXX sistemlerinde verimlilik arayışı saldırı yüzeyini genişletirken, enerji iletim fiyatlarındaki artış donanım maliyetlerini artırarak bulut hizmetleri yönünde stratejik bir kaymaya neden oldu. Kamunun endüstriyel süreçlere artan katılımı, yetersiz nitelikli çalışanlar nedeniyle karşılaşılan veri sızıntıları ve sorumlu ifşa için yetersiz uygulamalara dair endişeler de dahil olmak üzere bazı yeni riskleri beraberinde getirdi.

Bu retrospektif analiz, 2024 yılında sanayi kuruluşlarının karşılaşacağı siber güvenlik ortamının anlaşılması için zemin hazırlıyor.

Yüksek değere sahip kuruluşları hedef alan fidye yazılımları

Fidye yazılımlarının 2024 yılında endüstriyel işletmeler için öncelikli endişe kaynağı olmaya devam edeceği öngörülüyor. Büyük kuruluşlar, özel ürün tedarikçileri ve büyük lojistik şirketleri, potansiyel olarak ciddi ekonomik ve sosyal sonuçlara neden olabilecek artan risklerle karşı karşıya kalıyor. Siber suçluların büyük miktarda fidye ödemesi yapabilecek kuruluşları hedef alarak, üretim ve teslimatta aksamalara neden olması bekleniyor.

Kozmopolitik protesto hacktivizmi

Jeopolitik motivasyona sahip hacktivizmin yoğunlaşacağı ve daha yıkıcı sonuçlar doğuracağı tahmin ediliyor. Ülkelere özgü protesto hareketlerine ek olarak, eko-hacktivizm gibi sosyo-kültürel ve makro-ekonomik gündemler tarafından yönlendirilen kozmopolitik hacktivizm akımının yeni dönemde yükselmesi bekleniyor. Güdülerin bu şekilde çeşitlenmesi daha karmaşık ve zorlu bir tehdit ortamına katkıda bulunabilir.

Daha ince tehditler ve tespit etmede zorluk

Siber tehdit istihbaratı toplamak için “saldırgan siber güvenlik” kullanımının tartışmalı sonuçlar doğuracağı beklentisi hakim. Bu yaklaşım potansiyel tehlikelerin erken işaretlerini ortaya koyarak kurumsal güvenliği artırabilirken, gri ve karanlık bölge arasındaki ince çizgiyi de ihlal edebilir. Ticari ve açık kaynaklı araçlarla donanmış kâr amaçlı siber faaliyetler, daha gizli bir şekilde çalışarak tespit ve soruşturmayı zorlaştırabilir.

Otomasyon ve dijitalleşmedeki zorluklara bağlı olarak lojistik ve taşımacılıkla ilgili tehditlerdeki değişimler

Lojistik ve taşımacılığın hızlı otomasyonu ve dijitalleşmesi, siber ve geleneksel suçların iç içe geçerek yeni zorluklar ortaya çıkarmasına neden oluyor. Buna araç ve mal hırsızlığı, deniz korsanlığı ve kaçakçılık da dâhil. Hedefli olmayan siber saldırılar, özellikle nehir, deniz, kamyon ve özel amaçlı araçlarda fiziksel sonuçlara yol açabilir.

Kaspersky ICS CERT Başkanı Evgeny Goncharov, şunları söylüyor: “Sanayi sektörünün siber güvenliği, hem yeni saldırı türleri hem de eskilerinin daha sofistike versiyonları eşliğinde sürekli bir değişim geçiriyor. Fidye yazılım saldırıları hala büyük bir sorun ve bilgisayar korsanları daha gelişmiş yöntemlerle büyük, karlı şirketleri hedef almakta giderek daha iyi hale geliyor. Sosyal konularla motive olan hacktivistler de daha aktif hale geliyor ve tehditlere farklı bir karmaşa boyutu ekliyor. Taşımacılık ve lojistik sektörü bu değişikliklere karşı özellikle savunmasız kalıyor, çünkü sistemleri giderek daha dijital hale geliyor. Siber ve geleneksel suçların bu birleşimi küresel tedarik zincirleri için ciddi bir tehdittir. Kendimizi korumak için siber güvenliğe öncelik vermeli, fidye ödemekten kaçınmalı ve savunmamızı geliştirmeye devam etmeliyiz.” 

ICS CERT web sitesinde 2024 için ICS tahminlerinin tam listesini bulabilirsiniz.

ICS tahminleri, Kaspersky Security Bulletin (KSB) bölümlerinden biri olan ve siber güvenlik dünyasındaki önemli değişimler hakkında yıllık tahminler ve analitik raporlar dizisi sunan Kaspersky’nin 2024 Dikey Tehdit Tahminleri kapsamında yayınlanıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

EY Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırması yayımlandı

EY Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırması yayımlandı

EY Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırmasının sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre; kuruluşlar her geçen gün siber güvenlik alanına yönelik yatırımlarını artırıyor ve siber savunma sistemlerini güçlendiriyor. Ancak araştırma siber saldırganların ileri teknolojilerden yararlandıkça, saldırı çeşitliliğinin yoğunlaştığını ve siber saldırı sayısında son beş yılda yaklaşık %75 artış olduğunu gösteriyor.

Uluslararası danışmanlık şirketi EY (Ernst & Young), Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya göre, artan siber saldırı tehditlerine karşı bu alanda yapılan düzenli yatırımlara rağmen, bilgi güvenliği liderleri (CISO’lar) ve üst düzey yöneticilerden sadece beşte biri, yaklaşımlarının bugünün ve yarının zorluklarına karşı etkili olduğunu düşünüyor.

Araştırma; kuruluşların yılda ortalama 44 önemli siber vakayla karşı karşıya kaldığını ve bilinen siber saldırı sayısının son beş yılda yaklaşık %75 arttığını gösteriyor. Kuruluşların dörtte üçünün bir vakayı tespit etmesi ve müdahale etmesi ortalama 6 ay veya daha uzun sürüyor. Fidye yazılımı saldırılarının şirketlere maliyetleri 2021’de 20 milyar ABD dolarıyken, 2031 yılına kadar 265 milyar ABD doları seviyesine ulaşacağı öngörülüyor.

Siber güvenliği benimsemek şirketleri hem koruyor hem de değer yaratıyor

EY araştırmasına göre; en etkili siber güvenliğe sahip şirketler daha düşük performans gösterenlere göre daha az siber vakayla karşılaşıyor. Vakaları tespit etme ve yanıt verme konusunda da daha hızlı aksiyon alıyorlar. Ayrıca, günümüz siber güvenlik yaklaşımlarından memnun olma (%51’e karşı %36) ve yarının tehditlerine karşı kendilerini hazırlıklı hissetme olasılıkları daha yüksek (%53’e karşı %41). Bunun yanı sıra şirketlerin etkili bir siber güvenlik yaklaşımını benimsemesi, kuruluşlara koruma sağlarken aynı zamanda değer katıyor. Pazar fırsatlarına yanıt verme becerileri, dönüşüm ve inovasyon hızları önemli ölçüde yükseliyor.

Siber güvenlik için bütünsel bir teknoloji stratejisi geliştirilmesi gerekiyor

Araştırma sonuçlarına göre; 2010 ile 2022 yılları arasında siber güvenlik alanına 1,3 trilyon ABD doları yatırım yapıldı ve bu yatırım yıllık olarak %16,6 oranında arttı. Siber güvenlik araçları ve uygulamaları karmaşıklık, hız ve etkililik bakımından gelişti. Ancak ironik olarak etkili siber güvenliğe yönelik en büyük tehdidi de güvenlik önlemlerinin ölçeği ve karmaşıklığı oluşturuyor. Çünkü teknoloji ortamınızda ne kadar dağınıklık varsa, sinyalleri almak ve sorunlara hızla çözüm bulmak da o kadar zor oluyor. Karmaşıklığı azaltan en etkili yöntem ise donanım otomasyonu. Bu doğrultuda, şirketlerde teknolojiyi tek bir platformda birleştirmek entegrasyonu kolaylaştırıyor ve ilgili ekiplerin siber vakaları daha verimli bir şekilde tespit etmesine yardımcı oluyor.

Siber riskte öne çıkan alanlar; Bulut, IoT ve tedarik zincirleri

Ankete katılan dört kişiden üçü, bulut ve IoT (nesnelerin interneti) konularını önümüzdeki beş yıldaki en büyük teknoloji başlıkları olarak gördüğünü belirtiyor. Araştırmaya göre; bulut teknolojisinin benimsenmesiyle siber saldırı alanları da katlanarak arttı. Değişimin hızı ise artmaya devam ediyor ve şirketler buna ayak uydurmaya çalışıyor. Bu hızlı değişimler, bulut arayüzleri ve ortamı etrafında yeterli analiz ve planlama yapılmadan bulut ve IoT sistemlerine geçiş yapıldığında, şirketleri veri kaybına, ihlallerine ve kesintilerine maruz bırakma potansiyeline sahiptir. Bu riskleri önlemek ve zorlukların üstesinden gelmek için şirketlerin otomasyon teknolojisinden faydalanması gerekiyor. En etkili siber güvenliğe sahip şirketlerin CISO’larının yarısı, kuruluşlarının siber güvenlik yaklaşımlarında bulut düzenlemesini ve otomasyonunu kullandığını belirtiyor.

Araştırmada öne çıkan bir diğer risk faktörü; tedarik zincirleri. Artık tüm kuruluşlar, tedarik zincirlerindeki işletmelere ayrılmaz bir şekilde ve dijital olarak bağlı. Son beş yılda tehdit aktörlerinin en zayıf halka olarak gördükleri tedarik zincirlerini hedef aldığı görünüyor. Bu sebeple CISO’ların, yalnızca bir defaya mahsus değil düzenli olarak kuruluşlarının tedarik zincirlerini kontrol altında tutması gerekiyor. Ayrıca tedarik zincirindeki tüm siber saldırı alanlarının tespit edilebilmesi için operasyon direktörleri (COO’lar) ve diğer operasyon liderleriyle iş birliği içinde olunması kritik önem taşıyor.

CISO’lar yönetim masasında

CISO rolü daha önceden öncelikli olarak operasyonel ve teknik alanı ilgilendirirken, belli bir olgunluğa erişmiş organizasyonlarda artık siber güvenlik başlı başına bir departman olarak faaliyet gösteriyor ve üst yönetim katında da söz sahibi oluyor. EY araştırması, giderek daha fazla öne çıkan rolleri sayesinde, CISO’ların günümüzün yüksek riskli ortamında gerekli kaynakları güvence altına alma konusunda genel olarak başarılı olduklarını ortaya koyuyor. 

EY Türkiye Siber Güvenlik Hizmetleri Lideri ve Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı Ateş Sünbül, ilgili araştırma sonucunda çıkan temel eylem konularını şu şekilde değerlendirdi; 

“EY Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırması, üst düzey liderlerin mevcut ve beklenen bir dizi tehditle mücadele ettiğine dair çarpıcı bulgular ortaya koyuyor. Ancak şirketler; teknolojilerinde basitliği ve bütünsel bakış açısını göz önünde bulundurarak siber riskleri minimuma indirebilirler. Bununla birlikte, siber güvenliğin yalnızca varlıkların korunmasıyla ilgili olmadığını unutmamak gerekir. İyi uygulandığında kurum çapında inovasyonu ve katma değeri destekleyip hızlandırabilir. Dolayısıyla siber güvenliğin organizasyonun ve işletim modelinin her parçasına entegre edilmesi, fonksiyonun değer yaratan bir itici güce dönüşmesini sağlayabilir. Belli bir olgunluk seviyesindeki kuruluşlar, personelin siber güvenlik alanında düzenli eğitim almasını sağlayarak, en yeni otomasyon ve önleyici araçlardan yararlanarak daha etkili bir siber güvenlik sistemi elde edebilirler.”

EY araştırmasıyla ilgili olarak detaylara EY web sitesi üzerinden ulaşılabilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Bıtdefender mobile securıty androıd için en iyi güvenlik yazılımı seçildi

Bıtdefender mobile securıty androıd için en iyi güvenlik yazılımı seçildi

BITDEFENDER MOBILE SECURITY

ANDROID İÇİN EN İYİ GÜVENLİK YAZILIMI SEÇİLDİ 

 

2023’ÜN EN İYİ ANDROİD ANTİVİRÜS UYGULAMASI 

BITDEFENDER MOBILE SECURITY OLDU

 

Dünyanın en çok kullanılan mobil işletim sistemi Android, bankacılık işlemlerinden eğlenceli oyunlar oynamaya kadar hayatın her alanında yer ediniyor. 2023’ün sonunda 3,6 milyar insanın Android işletim sistemi kullanması beklenirken, bu durumdan faydalanmak isteyen birçok kötü amaçlı kişiler bulunuyor. Birleşik Krallık’ın en çok ziyaret edilen teknoloji sitesi Techradar uzmanlarının incelemeri sonucu 2023’ün en iyi mobil antivirüs çözümü seçilen Bitdefender Mobile Security, üstün korumasıyla rakiplerinden ayrılan çözümler sunuyor.

 

Günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası olan akıllı telefon ve tabletler, kullanıcılara birçok alanda çeşitlilik ve erişilebilirlik sağlıyor. Kişisel bilgiler, kredi kartı ve bankacılık işlemleri gibi hassas verileri barındıran bu cihazlar, kötü amaçlı kişiler tarafından da çeşitli saldırılara maruz kalabiliyor. 2023’ün sonunda 3,6 milyar insanın Android tabanlı cihaz sahibi olacağı göz önünde bulundurulduğunda, dünya nüfusunun yaklaşık yarısı ciddi tehlikelere karşı hedef haline geliyor. Birleşik Krallık’ın en çok ziyaret edilen teknoloji sitesi Techradar uzmanları tarafından en iyi mobil antivirüs çözümü seçilen Bitdefender Mobile Security, cihaz performansını etkilemeden siber tehditlere karşı otomatik koruma sağlıyor. Kötü amaçlı yazılımları algılama, kötü amaçları yazılımlara karşı koruma, performans ve bataryayı verimli kullanma gibi kategorilerdeki tüm testleri başarıyla geçen Bitdefender Mobile Security, tüm bu işlemleri kullanıcıyı rahatsız etmeden gerçekleştirerek rakiplerinin önüne geçiyor.

 

Sessiz Koruma, Üstün Performans

 

Bireysel ve kurumsal kullanıcılar için ödüllü antivirüs ve siber güvenlik çözümleri sunan Bitdefender Mobile Security, Birleşik Krallık’ın en çok ziyaret edilen teknoloji sitesi Techradar uzmanları tarafından en iyi mobil antivirüs çözümü seçildi. Android tabanlı akıllı telefonları ve tabletleri kötü amaçlı saldırılardan, virüslerden ve yazılımlardan koruyan Bitdefender Mobile Security, kullanıcı dostu ara yüzüyle kullanıcılarına pratik kullanım ve etkin koruma sağlıyor. Zararlı yazılım ve saldırılara karşı arka planda sessizce çalışan Bitdefender Mobile Security, kullanıcıyı rahatsız etmeden bilgilendiriyor. Bu sayede kullanıcılar, günlük işlerine ara vermeden dijital dünyada güvenli bir şekilde işlemlerini gerçekleştirebiliyor.

 

“Tehditleri Otomatik Olarak Önleyen, Etkili Bir Güç”

 

Mobil antivirüs programlarının kişileri kötü amaçlı yazımlardan koruduğunu ve cihaz performansını artırdığını belirten Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “Dijital çağın en çok kullanılan cihazları olan akıllı telefon ve tabletler, artık sadece bir iletişim aracı değil, kişisel ve bankacılık gibi hassas bilgileri barındıran özel cihazlardır. Bu bilgilere erişmek için yöntem ve taktiklerini sürekli olarak geliştiren siber saldırganlar, çevrimiçi ortamlar yoluyla ya da zararlı uygulamalarla android kullanıcılarını tehdit etmeye devam ediyor. Bu tür tehlikelere karşı cihaz performansını etkilemeden tam koruma sağlayan Bitdefender Mobile Security, kullanıcı dostu arayüzüyle etkili bir güvenlik sunuyor. Verimli batarya kullanım özelliğine sahip Bitdefender Mobile Security, cihaz kullanımına olumsuz bir etkisi bulunmadan arka planda sessiz bir şekilde çalışarak tehditleri otomatik bir şekilde önlüyor.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Kaspersky, Konteyner Ortamları için Özel Güvenlik Çözümü Sunuyor

Kaspersky, Konteyner Ortamları için Özel Güvenlik Çözümü Sunuyor

Kaspersky, konteyner ortamları için tam kapsamlı bir çözüm olan Kaspersky Container Security’i (KCS) pazara sundu. Ürün, konteyner uygulamalarını geliştirme sürecinden operasyona kadar her aşamada koruma altına alıyor. Kurulumun hemen ardından kullanıma hazır olan ürün düşük maliyetiyle, kolay yaygınlaştırma özelliğiyle ve şirketin BT altyapısına kolay entegre oluşuyla öne çıkıyor. Çözüm, KasperskyHybrid Cloud Security ile birlikte hibrit ve bulut altyapıları için kapsamlı bir güvenlik ekosistemi oluşturuyor.

Konteynerleştirme, geliştiricilerin yüksek profilli uygulamaları daha hızlı bir şekilde hazırlamasına ve yaygınlaştırmasına yardımcı olması sayesinde yazılım geliştirmede giderek popüler bir seçenek haline geldi. Bu teknolojinin en büyük avantajı, adından da anlaşılacağı üzere özerk bir yapıya sahip olmasıdır. Tıpkı denizdeki konteyner gemisine yüklenmiş kargolar gibi geminin kendisinden ayrı duran, ancak gemi içinde hareket edebilen konteynerler, mikro servis adı verilen uygulamaları geliştirmek, sunmak ve yaygınlaştırmak için gereken her şeyi (ikili kod, ilişkili yapılandırılmış dosyalar, kütüphaneler ve bağımlılıklar) bir arada tutar. Bu da konteynerleştirilmiş uygulamaları kolayca taşınabilir, son derece güvenilir ve dağıtık ekipler tarafından çalıştırılabilir hale getirir.

Siber olayların sayısı arttıkça konteyner ortamlarının korunmaya ihtiyacı artıyor. Kaspersky, bu sorunu çözmek için konteyner kullanan veya kullanmayı planlayan işletmeleri korumak üzere tasarladığı, konteynerli ortamlar için özel bir çözüm olan Kaspersky Container Security’i piyasaya sürdü. Ürün, konteynerli uygulama geliştirmenin tüm aşamaları için güvenlik sağlıyor. Çözüm, geliştirme sürecinin yanı sıra runtime koruması da sunuyor. Örneğin yalnızca güvenilir konteynerlerin başlatılmasını sağlıyor, konteynerlerin içindeki uygulama ve hizmetlerin çalışmasını kontrol ediyor ve trafiği izliyor.

Kaspersky Container Security’de üç ana bileşen yer alıyor: 

‘KCS tarayıcı’, ‘KCS aracısı’ ve ‘KCS sunucusu’ yönetimi:

KCS tarayıcısı, yapılandırma dosyalarını yanlış yapılandırmalara karşı kontrol ediyor, imajları güvenlik açıkları, kötü amaçlı yazılımlar, hassas veriler için tarıyor ve bunları imaj kayıt defteri ve CI / CD platformları içindeki güvence politikalarına uygunluk açısından kontrol ediyor. 
KCS ajanı, konteynerdeki uygulamaya yönelik çeşitli saldırılara karşı koruma sağlıyor, kümelerdeki konteyner ve ağ etkileşimlerini izliyor ve tüm sistemi güvenlik standartlarına uygunluk açısından kontrol ediyor. 
Yönetici KCS sunucusu, tarayıcıdan ve aracıdan alınan verileri topluyor, müşterilerin verileri görselleştirmesine ve raporlar oluşturmasına olanak tanıyor ve diğer güvenlik çözümleriyle (ör. Kaspersky’nin KUMA’sı gibi SIEM’ler) entegre oluyor.

Kaspersky Container Security, DevSecOps organizasyon çerçevesine, CI/CD pipeline süreçlerine ve altyapısına kolayca entegre oluyor. Ayrıca hem gelişmiş DevSecOps süreçlerine sahip, hem de bunları yeni uygulamaya başlayan şirketler için DevOps korumasını güçlendirebiliyor. Çözüm ayrıca tüm aşamalardaki güvenlik ve uyumluluk kontrollerinin otomasyonu sayesinde uygulamanın piyasaya sürülmesi için öngörülebilir teslim tarihlerinin belirlenmesine olanak tanır.

Kaspersky Bulut ve Ağ Güvenliği Ürün Grubu Başkanı Timofey Titkov, şunları söylüyor: “Konteynerleştirme yeni normale karışık geliyor. Ancak buna dair riskler geleneksel uç nokta veya sanal makine güvenlik çözümleri tarafından kapsanmıyor. Konteyner ortamları özel güvenlik çözümleri gerektiriyor. Bu nedenle, en savunmasız alan olan runtime dahil olmak üzere yaşam döngüsü boyunca konteyner uygulamalarını koruyan bir çözüm olan Kaspersky Container Security’i (KCS) piyasaya sürüyoruz. KCS, müşterilerimizin geliştirmenin her aşamasında güvenliğin sağlandığı DevSecOps sürecini oluşturmalarına yardımcı oluyor. Bu lansman, Kaspersky’nin temel hedeflerinden biri olan müşterilerimizin her tür dijital varlığına kapsamlı koruma sağlama yolunda önemli bir adım. Bu ürünü müşterilerimizle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.” 

Kaspersky Container Security hakkında daha fazla bilgiyi bu bağlantıda bulabilirsiniz.

Kaspersky hakkında

Kaspersky, 1997 yılında kurulmuş küresel bir siber güvenlik ve dijital gizlilik şirketidir. Kaspersky’nin derin tehdit istihbaratı ve güvenlik uzmanlığı, dünya genelinde işletmeleri, kritik altyapıları, hükümetleri ve tüketicileri korumak için sürekli olarak yenilikçi çözümlere ve hizmetlere dönüşmektedir. Şirketin kapsamlı güvenlik portföyü, gelişmiş ve gelişen dijital tehditlerle mücadele etmek için önde gelen uç nokta koruması, özel güvenlik ürünleri ve hizmetleri ile Siber Bağışıklık çözümlerini içeriyor. 400 milyondan fazla kullanıcı Kaspersky teknolojileri tarafından korunmaktadır ve şirket 220.000’den fazla kurumsal müşterinin kendileri için en önemli olanı korumalarına yardımcı oluyoruz. kaspersky.com adresinden daha fazla bilgi edinin.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

5 Milyon Sitenin Kullandığı Popüler WordPress Eklentisinde Kritik Güvenlik Açığı

5 Milyon Sitenin Kullandığı Popüler WordPress Eklentisinde Kritik Güvenlik Açığı

İnternet sitesi ve blog oluşturmak isteyen kişiler için en çok kullanılan yazılımlardan biri olan WordPress’in All-in-Onu adındaki eklentisi internet siteleri için tehlike oluşturuyor. Popüler bir WordPress eklentisi olan ve internet geçişleri için kullanılan All-in-One WP Migration eklentisi, site içeriğini, veri tabanlarını, medyayı, eklentileri ve temaları bir konumdan diğerine aktarma sürecini kolaylaştırıyor. Ancak elde edilen bulgulara göre, eklentinin milyonlarca internet sitesini riske atabilecek kritik bir güvenlik açığı barındırdığı tespit edildi. Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “WordPress sitelerinin kolayca taşınmasını sağlayan All-in-One WP Migration eklentisi, geçiş verilerinin saldırganların kontrolündeki hedeflere yönlendirilmesine veya kötü amaçlı yedeklemelerin geri yüklenmesine yol açabiliyor.” açıklamasında bulunarak eklentiyi kullanan kullanıcıları uyarıyor.

 

WordPress yazılımı, her boyuttaki internet sitelerinin ve blogların oluşturulmasına, yayınlanmasına ve sürdürülmesine yardımcı olabilecek fonksiyonları bir arada bulundurması nedeniyle sıklıkla tercih edilen bir site hazırlama yazılımı. Ancak WordPress ile kullanılan eklentiler, çoğu zaman güvenlik açıkları barındırabiliyor. Bu eklentilerden All-in-One WP Migration eklentisinin, milyonlarca internet sitesini tehlikeye atabilecek önemli bir güvenlik açığı bulundurduğu tespit edildi. Bulgulara göre, CVE-2023-40004 olarak takip edilen güvenlik açığının, hassas internet sitesi verilerine yetkisiz erişim ve manipülasyon için zemin oluşturduğu keşfedildi. Saldırganlar, bu sayede token yapılandırmalarına erişerek, verileri kendi kontrolündeki hedeflere yönlendiriyor. Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “WordPress sitelerinin kolayca taşınmasını sağlayan All-in-One WP Migration eklentisi, web sitesi taşımak için verilerinin saldırganların kontrolündeki hedeflere yönlendirilmesine veya kötü amaçlı yedeklemelerin geri yüklenmesine yol açabiliyor. Bu zafiyetten yararlanan bir saldırgan kapsamlı veri tabanlarına, kullanıcı bilgilerine, özel bilgilere ve diğer kritik internet sitesi verilerine erişim sağlayabiliyor.” açıklamasında bulunarak internet sitelerinde bu eklentiyi kullanan kullanıcıları olası risklere karşı uyarıyor.

 

Eklenti 5 Milyon Aktif Sitede Kullanılıyor

 

Güvenlik açığı ayrıca birincil eklentinin ötesine uzanıyor. Box, Google Drive, OneDrive ve Dropbox gibi 3. parti hizmetler üzerinden geçişi kolaylaştırmak için tasarlanmış birkaç premium uzantı, güvenlik açığı bulunan kod parçacığını tam olarak içeriyor. Bu güvenlik açığının ciddiyeti, yaklaşık 5 milyon olan aktif kurulum sayısı ile daha da artıyor. All-in-One WP Migration eklentisi genellikle aktif olarak çalışıyor ve çoğunlukla web sitesi taşıma işlemleri sırasında kullanılıyor. Ancak, aktif kurulum sayısının yüksek olması güvenlik açığı olasılığını önemli ölçüde artırabiliyor.

 

Güncellenme Yapılması Gereken Sürümler

 

All-in-One WP Migration ve ilişkili uzantılarına güvenen kullanıcıların aşağıdaki yamalı sürümlere güncelleme yapmaları gerekiyor.

 

– Box Uzantısı: v1.54

– Google Drive Uzantısı: v2.80

– OneDrive Uzantısı: v1.67

– Dropbox Uzantısı: v3.76

– All-in-One WP Migration: v7.78

 

Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu’ya göre bu sürümlere güncelleme yapmak, güvenlik açığını önlüyor ve internet sitelerini kötü amaçlı kişilere karşı koruyor. All-in-One WP Migration ve etkilenen uzantılarını kullananlar için en son sürümlere güncelleme yapmak sadece bir öneri değil, WordPress internet sitelerinin bütünlüğünü ve güvenliğini korumak için önemli bir adım.

 

Laykon Bilişim Hakkında:

 Laykon Bilişim Teknolojileri, bilişim güvenliği alanındaki profesyonel ürün ve çözümleri ile çözüm ortaklarına satış ve destek veren bir teknoloji şirketidir. Yenilikçi teknolojinin, tüm sektörlerdeki hizmet sağlayıcılara, telekomünikasyon şirketlerine ve BT tedarikçilerine dağıtımını yapan Laykon Bilişim Teknolojileri, bayi kanalının teknolojiyi benimseme sürecini hızlandırmaktadır. 2016’da 500 milyon kullanıcıyı koruyan Bitdefender’in Türkiye distribütörü olarak hizmet vermeye başlayan Laykon Bilişim Teknolojileri, 2018 yılında lider güvenlik duvarı sağlayıcısı WatchGuard, 2019 yılında felaket kurtarma ve iş sürekliliği alanında faaliyet gösteren Narbulut yedekleme çözümleri ve 2020 yılında veri sızıntısı önleme çözümü CoSoSys DLP ürünlerinin distribütörlüğünü üstlenmiştir. Bilişim sektöründe uzun yıllardır müşteri sadakati ve bayi kanalı yapılanması çalışmalarında bulunmuş uzman kadrosu ile siber güvenlik, iş sürekliliği ve bulut çözümleri alanında kullanıcılarına yeni teknolojiler götürmeye devam eden Laykon Bilişim Teknolojileri, ihtiyaç duyulan hizmetleri, gelişmekte olan teknoloji çözümleri pazarının gerektirdiği çeviklik ve esneklikle sunma konusunda uzmanlaşmıştır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Eski bir Microsoft Office güvenlik açığı 2. çeyrekte altı kat daha fazla istismar edildi

Eski bir Microsoft Office güvenlik açığı 2. çeyrekte altı kat daha fazla istismar edildi

Kaspersky, Microsoft Office’teki eski bir güvenlik açığının kullanıcıları ve şirketleri hedef alan saldırganlar arasında giderek popülerlik kazandığını tespit etti. Bu yılın başından bu yana CVE-2017-11882’nin istismarı yaklaşık yüzde 500 artarak binlerce kişiyi etkiledi. Bir başka eski güvenlik açığı olan CVE-2018-0802 de siber suçluların en yaygın “silahı” olarak ortaya çıktı ve 130 binden fazla kullanıcıyı hedef aldı. Microsoft yazılımlarının eski sürümleri popülerliğini sürdürdüğünden saldırganlar için hala oldukça cazip bir hedef olmaya devam ediyor. Bu nedenle güvenilir bir güvenlik çözümü yüklemek ve yazılımınızı düzenli olarak güncellemek oldukça önemli.

Kaspersky araştırmacıları, 2023’ün ikinci çeyreği boyunca 11 binden fazla kullanıcının Microsoft Office yazılımında CVE-2017-11882 olarak bilinen eski bir güvenlik açığını istismar eden saldırılarla karşılaştığını tespit etti. Bu güvenlik açığı, saldırganların Microsoft Office belgelerindeki denklem düzenleyicisinden yararlanarak hedeflenen cihazda kötü amaçlı kodlar çalıştırmasına olanak tanıyor. Sonuç olarak kullanıcının bilgisi olmadan kötü amaçlı yazılım istenmeyen yazılımlar sisteme yüklenebiliyor. Güvenlik açığından faydalanmak için saldırganların potansiyel kurbana ya kötü amaçlı bir dosya göndermesi, ya da aynı türde dosya içeren bir web sitesi oluşturması ve ardından sosyal mühendislik tekniklerini kullanarak insanları bu dosyayı açmaya ikna etme yönünde kandırması gerekiyor.

Söz konusu güvenlik açığı uzun zaman önce tespit edilmiş ve yamanmış olmasına rağmen, bu yılın ilk çeyreğine kıyasla ikinci çeyrekte bu açığın istismarında yüzde 483’lük bir artış yaşandı. Bu endişe verici eğilim, eski güvenlik açıklarının bile hem tüketici cihazlarına hem de kuruluşların altyapılarına saldırmak için etkili bir yöntem olmaya devam ettiğini gösteriyor.

Kaspersky Kötü Amaçlı Yazılım Analisti Ekip Lideri Alexander Kolesnikov, şunları söylüyor: “Saldırganlar son zamanlarda bu açığı tekrar kullanmaya başladılar. Bunu yaparken tespit edilmekten kaçınmak için yeni gizleme teknikleri uygulamaya çalışıyor olmaları kuvvetle muhtemel. Örneğin Microsoft Office belgelerine yeni kötü amaçlı veri türleri eklemeye çalışabilirler. Ancak evrensel tespit için tasarlanmış kanıtlanmış güvenlik çözümleri bu gibi saldırıları önleyecek ve kullanıcıları koruyacaktır. Yazılım güncellemelerini ve yamaları zamanında yüklemek de aynı derecede önemlidir.” 

Exploits for vulnerabilities

The number of attacked users

CVE-2018-0802

130126

CVE-2010-2568

31091

CVE-2017-0199

13537

CVE-2017-11882

11394

CVE-2011-0105

10646

Saldırıya uğrayan kullanıcı sayısına göre belirli güvenlik açıklarına yönelik istismar tespitleri, 2023 ikinci çeyrek verileri

Saldırganlar birincil araç olarak Microsoft yazılımındaki eski güvenlik açıklarını kullanmaya devam ederken, bu yerleşik eğilimi içinde bulunduğumuz dönemde de sürdürdüler. Bunu yaparken de en fazla CVE-2018-0802 açığından yararlandılar ve 130 binden fazla kişi bununla ilgili saldırılarla karşılaştı. Bu güvenlik açığının istismarı tipik olarak, bir saldırganın özel olarak hazırlanmış bir dosya kullanarak sistemin kontrolünü ele geçirebileceği bellek bozulmasını içeren ve yukarıda bahsedilen CVE-2017-11882 ile aynı modeli takip ediyor.

CVE-2010-2568, CVE-2017-0199 ve CVE-2011-0105 de ikinci çeyrekte en sık tespit edilen açıklar listesine girdi. Bunlardan ilki özel olarak hazırlanmış bir LNK dosyası aracılığıyla kod çalıştırmayı içerirken, son ikisi Microsoft Office paketiyle ilgili.

Kaspersky uzmanları, çeşitli güvenlik açıklarının istismarıyla ilgili tehditlerden korunmak için şunları öneriyor:

Yeni güvenlik açıklarından etkilenmemek için yamaları mümkün olan en kısa sürede yükleyin. İndirildikten sonra, tehdit aktörleri artık güvenlik açığını kötüye kullanamaz. 
Tıklamadan önce bağlantıları kontrol edin. URL’yi ön izlemek için üzerine gelin ve yazım hataları veya diğer düzensizlikler olup olmadığına bakın. Bazen sahte e-postalar ve web siteleri gerçek gibi görünebilir. Bu, suçluların işlerini ne kadar iyi yaptıklarına bağlıdır. Ancak bağlantılar büyük olasılıkla yanlış olacaktır. Yazım hataları içerebilir veya sizi farklı bir yere yönlendirebilir.
Kimlik avı e-postası yoluyla bulaşma olasılığını azaltmak için uç nokta ve e-posta sunucuları için kimlik avı önleme özelliklerine sahip bir koruma çözümü kullanın. 
Şirketler için, kapsamlı bir güvenlik görünümü sunmanın yanı sıra mevcut tehditleri anında tespit etmek ve otomatik olarak yanıtlamak için uç nokta, ağ ve bulut verileri dahil olmak üzere çeşitli veri kaynaklarından telemetri toplayan Genişletilmiş Tespit ve Yanıt çözümlerini uygulayarak siber güvenlik araçlarının kullanımını optimize edin.
Kaspersky Incident Response, Kaspersky Endpoint Detection and Response Expert ve Kaspersky Managed Detection and Response gibi hizmet ve çözümleri kullanarak siber suçlular nihai hedeflerine ulaşmadan önce saldırıyı erken aşamalarda tespit edip durdurun.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

İşletmeler için kullanımı kolay, bulut tabanlı güvenlik çözümü

İşletmeler için kullanımı kolay, bulut tabanlı güvenlik çözümü

Siber güvenlik alanında küresel lider olan ESET, birleştirilmiş siber güvenlik platformu olan ESET PROTECT’te önemli bir geliştirmenin kullanıma sunulduğunu duyurdu. Geliştirmeler, dünya çapında işletmelerin karşılaştığı ve ileride karşılaşabileceği dijital güvenlik sorunlarına yönelik olarak tasarlandı. 

 ESET bütünleşik güvenlik açığı ve yama yönetimini ESET PROTECT Platformuna eklemek için BT, OT ve ICS kritik altyapı siber güvenlik çözümlerinde dünya lideri olan OPSWAT ile ortaklık yaptı. Mevcut ESET PROTECT platformuna ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi eklendi. Platform, sürekli değişen tehdit ortamına ayak uydurmakta ve sistemlerinin doğru şekilde yamalanmasını sağlamakta güçlük çeken küçük ve orta ölçekli işletmeleri (KOBİ) daha iyi koruyabilmek için yepyeni bir katman olan ESET PROTECT Elite ile tamamlandı. 

Kuruluşlar temel olarak ESET PROTECT Bulut konsol yönetimiyle çalışırken, güvenlik tehditlerini kolayca değerlendirebilir ve tüm ağdaki yamaları yöneterek en son sıfır gün güvenlik açıklarının zamanında tespit edilmesini ve düzeltilmesini sağlayabilir. Otomatik tarama ve çok çeşitli filtreleme seçenekleri, kuruluşlar için çok önemli olan güvenlik sorunlarını hızlıca belirlemelerine ve bunlara odaklanmalarına imkan tanır. Otomatik ve manuel yamalama seçenekleri sayesinde, işletmeler uç noktalarının en son güvenlik yamalarıyla zamanında güncellendiğinden emin olabilir.

 

ESET KOBİ ve MSP Birimi Başkan Yardımcısı Michal Jankech şunları söyledi; KOBİ’ler kullanımı kolay olan ve kendilerini güvende tutacak bir çözüm istiyor. ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetiminin kişiselleştirilebilir yama uygulamaları, tüm büyüklüklerdeki işletmelerin uç noktalarının etkin ve hızlı yamalanmasını sağlayacak şekilde onlara esneklik ve kontrol imkanı tanıyor. Böylece işletmeler, saldırı riskini en aza indirgeyebilir, giderek daha sıkı hale gelen siber güvenlik sigortası veya düzenleyici gerekliliklere uyum sağlayabilir ve çeşitli ISO sertifikaları için gereken standartları karşılayabilirler.” 

ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi, Adobe Acrobat, Mozilla Firefox ve Zoom Client gibi binlerce popüler uygulamayı 35.000’den fazla yaygın güvenlik açığı ve açığa çıkma (CVE) için tarar. Bu otomatik tarama işlemleri, tamamen kişiselleştirilebilir güvenlik açığını hariç tutma ayarları kullanılarak planlanabilir. Güvenlik açıkları, açığa çıkma skoruna, önem derecesine ve zaman içindeki skoruna göre filtrelenebilir ve önceliklendirilebilir. ESET PROTECT Platformu’nun bulut tabanlı konsolu sayesinde işletmeler, en hassas yazılım ve etkilenen hizmetler hakkında rapor oluşturabilir. Çok dilli destek sunar ve BT altyapısı üzerinde çok fazla alan kaplamaz.

ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi, yama adı, uygulamanın sürümü, CVE, yama önem derecesi/önemi ve etkilenen uygulamalarla birlikte sürekli gelişen bir yama envanteri sağlar. İşletmeler anında güncellemeleri başlatabilir ve özelleştirilebilir seçenekler aracılığıyla veya bir yama tanımlandığında manüel olarak yama uygulamaya başlayabilir. İş akışında kesintiyi önlemek için riskli varlıklara öncelik vererek ve diğerlerini yoğun iş temposu olmayan saatlerde planlayarak yama işlemini daha da basit hale getirebilirler. İşletmeler, tüm ağlarında tam görünürlük sağlarken yine de belli bir alana odaklanarak Güvenlik Açığı ve Yama Yönetiminin çoklu kiralama özelliğinden faydalanabilir. 

         

ESET’in birleştirilmiş siber güvenlik platfomu ESET PROTECT, merkezileştirilmiş görünürlük, yönetim ve istatistikler sunan tek bölmeli bir bulut konsoludur. Sektör lideri olan ESET PROTECT Platformu ile işletme, ayrıca yönetilen güvenlik ve profesyonel hizmetleri ile tehdit istihbaratı sayesinde dengeli bir ihlal önleme, tespit ve yanıt becerisine sahip olur. Basit, modüler, adapte edilebilir ve sürekli kendini yenileyen bir yapısı vardır. ESET PROTECT Elite’in piyasaya sürülmesiyle, tüm büyüklükteki işletmeler için beş adet ESET PROTECT Platform abonelik seçeneği bulunuyor:

 

ESET PROTECT Entry – uç nokta koruması, sunucu güvenliği ve ESET PROTECT Bulut konsolunu içeren rekabetçi fiyatlara sahip başlangıç seviyesi bir çözümdür. 
ESET PROTECT Advanced – gelişmiş tehdit savunma teknolojisi ve tam disk şifreleme ile birinci sınıf uç nokta koruması sağlar. 
ESET PROTECT Complete – siber riskleri en aza indirmek için yeni ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi özelliğini, bulut uygulama korumasını ve posta güvenliğini içerir. 
Yeni ESET PROTECT Elite – artırılmış görünürlük ve azaltılmış siber riskler, ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi, ESET’in yerel genişletilmiş algılama ve yanıt (XDR) yeteneği ve ayrıca güçlü çok faktörlü kimlik doğrulama sağlar. 
ESET PROTECT MDR – eksiksiz siber risk yönetimi, güçlü tehdit avı ve arama sırasında birinci sınıf ESET uzmanlığı sağlayan kurumsal düzeyde bir çözümdür. ESET PROTECT MDR, tüm ESET PROTECT Elite özellikleriyle ESET’in yönetilen güvenlik ve profesyonel hizmetlerini bir araya getirir. 

 

Jankech açıklamalarına  şöyle devam etti; “Siber saldırıların sık sık değişmesi ve sektörün sürekli daha karmaşık hale gelmesiyle, işletmelere sunduğumuz çözümler de onların değişen ihtiyaçlarını karşılayacak ve dönüşen bir tehdit ortamına uyum sağlayacak şekilde değişim gösteriyor. Tüm büyüklükteki işletmeler, kötü adamların bir adım önünde olmak için güvenlik açıklarını hızlıca tespit etmek ve bunlara yama uygulamak konusunda her geçen gün daha da zorlanıyor. ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi ürünümüzün piyasaya çıkmasıyla birlikte, işletmeler için hem iş aksamalarının hem de maliyetlerin minimumda tutulmasına yardımcı olarak hızlı bir şekilde düzeltmeye giden bir yol sağlayacağız.” 

OPSWAT İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Chad Loeven ortaklıkları hakkında şunları söyledi: “ESET ile gerçekleştirdiğimiz uzun vadeli ortaklığımızın bu yeni adımında çok heyecanlıyız. ESET, KOBİ pazarında en iyi güvenlik uygulamalarını sağlama konusunda tutarlı bir liderlik sergiledi. Uç nokta teknolojimiz, kurumsal iş ortaklarımız aracılığıyla dünya çapında 150 milyondan fazla uç noktanın korunmasına yardımcı oluyor.  KOBİ pazarında teknolojimizi geliştirebilmek için ESET mükemmel bir ortak.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

iPhone kullanıcıları dikkat: Apple, iOS güvenlik güncellemesi yayınladı – Teknoloji

iPhone kullanıcıları dikkat: Apple, iOS güvenlik güncellemesi yayınladı – Teknoloji

Apple, iPhone’lar, iPad’ler ve Mac bilgisayarları için “Hızlı Güvenlik Yanıtı” adı verilen yeni bir güvenlik güncellemesinin ilkini yayınladı. Bu yazılım sürümleri, cihazlara önemli güvenlik geliştirmeleri sağlamayı amaçlayarak işletim sistemi güncellemeleri arasında yer alıyor. Güvenlik açıklarını düzeltmeye yardımcı olarak bilgisayar korsanlarının akıllı telefonlara erişmesine izin verebilecek yazılımdaki açıkları kapatmayı hedefliyor.

Daily Mail’in haberine göre, ilk “Hızlı Güvenlik Yanıtı”, iOS, iPadOS ve macOS’un en son sürümlerini çalıştıran Apple cihazlarına sunuldu. Bu, tümü geçen ay piyasaya sürülen iOS 16.4.1, iPadOS 16.4.1 ve macOS 13.3.1 idi.

İlk “Hızlı Güvenlik Yanıtı”nı yüklemek için, cihazın “Ayarlar”ına giderek “Genel” ve “Yazılım Güncellemesi”ni tıklamanız gerekiyor. “iOS Security Response 16.4.1 (a)” yazan bir seçenek ve bunun altında “İndir ve Yükle” yazan bir düğme görünecek.

Bu düğmeyi tıkladıktan sonra “Şimdi Yeniden Başlat”ı seçerseniz, cihazınız güncelleme yüklenmiş olarak kapanıp açılacaktır. Bu işlem birkaç saniye sürecektir ve normal iOS, iPadOS ve macOS güncellemelerinden çok daha hızlı olacaktır.

İlk “Hızlı Güvenlik Yanıtı”, bilgisayar korsanlarının cihaza sızmasına ve “keyfi kod yürütmesine” izin verebilecek iki acil güvenlik açığını giderdi. Apple’a göre, bu kod, korsanlara özel verilere erişim sağlayabilir, cihazın işlevselliği üzerinde kontrol sahibi olmalarına ve kötü amaçlı yazılım yüklemelerine neden olabilirdi.

Şirket, yeni “Hızlı Güvenlik Güncellemeleri”nin, halihazırda kötüye kullanılmış veya var olduğu bildirilen “bazı güvenlik sorunlarını daha hızlı azaltmak” için kullanılabileceğini duyurdu.

Haber Kaynağı ulusal24.com