Yapay Zeka Teknolojileriyle Veri Yönetişimi Stratejinizi Birleştirin

Yapay Zeka Teknolojileriyle Veri Yönetişimi Stratejinizi Birleştirin

Doğuş Teknoloji, IBM Türkiye ve Penta Teknoloji iş birliği ile veri analitiği ve yapay zeka teknolojilerinin işletmeler için önemine dikkat çekmek amacıyla “Data Storm: Veri ile Çağı Yakalayın” etkinliğini düzenledi. Farklı sektörlerden çok sayıda şirket temsilcisinin ilgi gösterdiği etkinlikte, günümüzün hızlı ve veri odaklı dünyasında rekabette öne çıkmak için yapay zeka çözümlerini etkin bir şekilde kullanmanın gerekliliğine vurgu yapıldı.

Günümüzün hızlı ve veri odaklı iş dünyasında rekabet avantajı elde etmek, sezgisel anlayışın ötesindeki becerileri gerektiriyor. Sürdürülebilir başarı ve sektörde öncü olabilmek için yapay zeka çözümlerinin kullanımıyla verinin gücünü etkin bir şekilde değerlendirmek gerekiyor. İş dünyasında rekabette güçlü kabul edilen tüm kurumların bir veri yönetimi ve dijitalleşme stratejisine sahip oldukları biliniyor.

Doğuş Teknoloji ev sahipliğinde IBM Türkiye ve Penta Teknoloji iş birliği ile gerçekleştirilen “Data Storm: Veri ile Çağı Yakalayın” etkinliğinde yapay zeka teknolojileriyle veri yönetişimi stratejilerini birleştirerek; veri kalitesini artırmak, güvenilirlik sağlamak ve stratejik kararları desteklemenin önemine değinildi. Ayrıca, işletmelerin rekabette öne çıkması, müşterileriyle güçlü bağlar kurması ve işlerinin potansiyelini tam anlamıyla ortaya çıkarması için yapay zeka teknolojilerinin kritik rolüne vurgu yapıldı. 

İş Hedeflerini Destekleyen Bir Veri Stratejisi Belirlenmeli

Etkinlik gündemi kapsamında değerlendirmelerde bulunan Doğuş Teknoloji Veriden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özcan Çavuş, kurumların iş stratejilerine uygun, iş hedeflerini destekleyen bir veri stratejisine ve veriden değer elde edebilecek çalışmalara ihtiyaç olduğunu vurguladı.  Kişisel verilerin güvenliği ve yaşam döngüsü içinde uçtan uca yönetim için idari ve teknik düzenlemelerin gerekliliğine vurgu yapan Çavuş, müşteri ve çalışanların özelinde veri güvenliğini sağlamanın ve itibar kaybı yaşamamak adına uyum süreçleri odağında aksiyon almanın önemine de değindi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Turkcell’den veri sızıntısı iddialarına yanıt – Teknoloji

Turkcell’den veri sızıntısı iddialarına yanıt – Teknoloji





Türkiye’de yeni bir ‘veri sızıntısı’ skandalı patlak verdi. İnternet üzerinde S****.live adresli bir sitede ve bazı Telegram gruplarında 85 milyon vatandaşın e-Devlet üzerindeki bilgilerinin ücret karşılığında satıldığı iddiası, sosyal medyada gündem oldu.

Söz konusu haberlerin sosyal medyada yayılmasının ardından, Nüfus İdaresinde 20 yıldır yazılım yapan firmanın el değiştirdiği öne sürüldü. Turkcell’e ait Global IT adında bir firmanın, yazılım yapan firmayı satın aldığı iddiaları Turkcell tarafından yalanlandı.

“E-Devlet veri sızıntısı hakkında açıklama” başlığıyla yayınlanan açıklama şu şekilde:

“Bugün e-devlet platformundaki veri sızıntısı iddialarıyla ilgili olarak kurumumuzun adının geçtiği bazı yorumlar gündeme gelmiştir.

Yazı ve yorumlarda bahsi geçen şirketin Turkcell ile ilgisi bulunmamaktadır.

Turkcell Kurumsal İletişim”


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Meta’ya veri ihlali gerekçesiyle 1,2 milyar euroluk rekor ceza – Teknoloji

Meta’ya veri ihlali gerekçesiyle 1,2 milyar euroluk rekor ceza – Teknoloji

Avrupa Birliği’nin (AB) düzenleyici kurumu, Meta’ya ait olan Facebook’un, kullanıcıların bilgilerini ABD’ye aktararak gizlilik ve kişisel veri koruma kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle 1,2 milyar dolarlık bir ceza verdi.

Bu kararın yanı sıra düzenleyici kuruluş, Meta’nın kullanıcı verilerinin ABD’ye transferini durdurma emri verdi.

Bu rekor ceza, daha önce Amazon’a verilen 746 milyon Euro’luk AB mahremiyet cezasını geride bıraktı. Para cezasının yanı sıra Meta’ya, gelecekte ABD’ye kişisel veri aktarımını askıya alması için beş ay süre verildi.

AB’nin yüksek mahkemesi daha önce 2020 yılında, AB-ABD arasındaki bir anlaşmayla düzenlenen transatlantik veri akışını, vatandaşların verilerinin ABD sunucularına ulaştıktan sonra güvende olmayacağı endişesiyle iptal etmişti.

Bu rekor para cezası, 630 milyar dolarlık piyasa değerine sahip olan Meta için, reklam gelirlerinin düşmesiyle mücadele ettiği ve işten çıkarmaların yaşandığı bir yavaşlama döneminde geldi. Şirketin bu karara itiraz etmesi bekleniyor.

Meta’nın küresel ilişkiler başkanı Nick Clegg, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Avrupa’da hizmet sunmak isteyen binlerce diğer şirketle aynı yasal mekanizmayı kullandığımız için hedef alınmış olmaktan hayal kırıklığı duyuyorum” dedi.

Haber Kaynağı ulusal24.com

Türk Telekom yetkilisi Gürsoy: “Eğer deprem İstanbul, Ankara’da olsa bizim veri merkezlerimiz de zarar görebilirdi.” – Teknoloji

Türk Telekom yetkilisi Gürsoy: “Eğer deprem İstanbul, Ankara’da olsa bizim veri merkezlerimiz de zarar görebilirdi.” – Teknoloji

Türk Telekom Kurumsal Risk ve İş Sürekliliği Başkanı Ali Gürsoy, TBMM Depremleri Araştırma Komisyonu’nda; İstanbul ve Ankara’da veri merkezleri olduğunu kaydederek, “Bu deprem bizi çeperlerde buldu. Eğer deprem İstanbul, Ankara’da olsa bizim veri merkezlerimiz de zarar görebilirdi. Ama bu depremde öyle bir şey olmadı. Onun için gayet şanslı bir deprem demek isterim, tırnak içinde” dedi. Gürsoy, iletişimdeki sıkıntının baz istasyonlarının yıkılmasından kaynaklandığını belirtirken; Türk Telekom Destek Hizmetleri ve Satın Alma Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Beytur ise sıkıntının nedeninin enerji kesintisi olduğunu söyledi.

TBMM Depremleri Araştırma Komisyonu’nda, bugün Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu sunum yaptı. Karagözoğlu’nun yaptığı sunuma göre deprem bölgesinde 5 Şubat günü 100 bin civarında olan arama sayısı 6 Şubat günü yaklaşık 7 kat artışla 700 bin civarına yükseldi. Sunumda, 2022 yılında geçmiş dönemlerdeki depremlerde GMS operatörlerine kesilen para cezasının 107,6 milyon lira olduğu, ayrıca 4 yetki iptali, 35 uyarı, 281 para cezası verildiği belirtildi.

Deprem bölgesindeki internet kalitesine ilişkin verilerin de yer aldığı sunumda, depremden etkilenen illerde 3 GMS operatörünün indirme hızının 6,73 ve yükleme hızının da 3,27 olduğu kaydedildi. Karagözoğlu, ayrıca saat 04.17’deki depremin ardından saat 06.14’te borcu nedeniyle kapanan hatların açıldığını bildirdi.

Türk Telekom Kurumsal Risk ve İş Sürekliliği Başkanı Ali Gürsoy, “Kendimizi anlatmak bizim için büyük bir nimet oldu, inşallah doğru şeyleri size anlatacağız” diyerek komisyon üyelerine teşekkür etti.

Gürsoy’un yaptığı sunuma göre; deprem bölgesinde bulunan Türk Telekom’un 3 bin 476 çalışanından 37’si hayatını kaybetti. Türk Telekom’un deprem bölgesinde 4 binası yıkılırken; 31 binasının ağır hasarlı ve 16’sının da orta hasarlı durumda olduğu bilgisinin yer aldığı sunumda, 10 ilde bulunan 2 bin 573 baz istasyonundan 90’ı ağır hasar aldı, 75’i yıkıldı.

“GAYET ŞANSLI BİR DEPREM DEMEK İSTERİM”

Gürsoy, İstanbul ve Ankara’da veri merkezleri olduğunu kaydederek, “Bu deprem bizi çeperlerde buldu. Eğer deprem İstanbul, Ankara’da olsa bizim veri merkezlerimiz de zarar görebilirdi. Ama bu depremde öyle bir şey olmadı. Onun için gayet şanslı bir deprem demek isterim, tırnak içinde” dedi.

Gürsoy, deprem öncesine göre çağrıların yüzde 540 oranında arttığını kaydederek, 40 milyon olan çağrı sayısının 140 milyona çıktığını açıkladı.

DEPREM GÜNÜ SADECE 7 MOBİL BAZ İSTASYONU DEVREYE GİRDİ

Gürsoy, 6 Şubat’ta 39 mobil baz istasyonunu bölgeye sevk ettiklerini ve 7’sinin deprem günü hizmete alındığını bildirerek, şu anda 121 mobil baz istasyonunun bölgede hizmet verdiğini söyledi.

“HIRSIZLIK VAKALARI VARDI”

Deprem bölgesinde 29 jeneratörün çalındığını belirten Gürsoy, bölgede yaşadıkları zorlukları şöyle anlattı:

“Deprem bölgesinde yıkım, trafik sıkışıklığı ve hava şartları kaynaklı yolların tıkanması ve sahalara erişilememesi. Seyyar jeneratörlerin ağır olması nedeniyle (benzinli jeneratörler 40kg- 90kg, dizel jeneratörler 113kg-270kg) vinç ve araç ile taşınması ihtiyacı doğmuştur. Afet sonrası cadde sokakların kapalı olması nedeniyle jeneratörler insan gücüyle taşınmıştır. Normal sürece göre 2-3 kat fazla insan gücüne ihtiyaç duyulmuştur. Montajı yapılan jeneratörlerde yaşanan hırsızlık vakaları.

“YAKITLAR KALİTESİZ”

Jeneratörler için acil temin edilen bazı yakıtların kalitesiz olmasından dolayı (su karışık vb.) jeneratörlerin devreye alınması ve işletmelerinde sorunlar meydana gelmiştir. Bina üstü baz istasyonlarında deprem sonrası yapının hasar durumunun bilinmemesine rağmen personelimiz risk alarak sahaya jeneratör kurulması ve yakıt takviyesi ihtiyacını sağlamıştır. Her bir jeneratörün sürekli çalışmasından dolayı 250 saatte bir bakım yapılması gerekmektedir.”

“SIKIŞIKLIK YOK, YIKIM VAR”

Gürsoy, “Bu deprem sonrasında trafikte sıkışıklık yaşanmamıştır, iletişim kesikliğinin nedenleri baz istasyonlarının yıkılması” dedi.

“KAYNAĞI ENERJİ KESİNTİSİ”

Türk Telekom Destek Hizmetleri ve Satın Alma Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Beytur, Gürsoy’un aksine iletişim sıkıntısını enerji kesintisine bağlayarak, “Kendi şirketim adına konuşabilirim, Türk Telekom şebekede herhangi bir kesinti, daralma, yavaşlama, müşterinin aldığı servis kalitesini etkileyecek herhangi bir problem yaşanmadı, problemin temel kaynağı baz istasyonları kısmından kaynaklanıyor. Baz istasyonlarının ise depremde sadece 75 tanesi kesildi. Bölgedeki toplam baz istasyonları sayımızın yüzde 4’ü, geri kalan baz istasyonlarımızın kesilme nedeni ise enerji kesintisi. Enerji kesintisinin bu kadar uzun sürdüğü coğrafyada doğal olarak servis veremedik. Ekipmanlarımız, kapasitemiz ayaktaydı” diye konuştu.  

Vodafone Genel Müdür Yardımcı Vekili Adem Özdemir de sıkıntının nedeninin enerji kesintisi olduğunu açıklayarak, “Her operatörün olduğu gibi bizim de bir afet planımız var. Bakanlığımız ile regüler olarak istişare ediyoruz, sunuyoruz. Deprem anında bunu devreye soktuk. Bu konuda yurtdışındaki diğer iştiraklerimizden aldığımız bilgi birikimi var. Biz burada ISO 22301 standartlarımıza göre hareket ediyoruz” dedi.

“PERSONELİMİZİN GÜVENLİĞİ KONUSUNDA TEHDİTLER YAŞADIK”

Özdemir, karşılaştıkları sorunları şöyle sıraladı:

“Bina üstündeki baz istasyonlarının yakılması, enerji verilememesi, araç ve personel geçiş önceliğinde öyle bir önceliğimiz olmadı, üzülerek söylüyorum ama kendi personelimizin fiziksel güvenliği konusunda tehditler yaşadık.”

Özdemir, kendilerine kolaylık sağlanması ve benzer sorunların yaşanmaması için deprem anında enerji önceliği, yakıt önceliği, geçiş ve yol önceliği, hasarlı olma ihtimali olan yapıların tespitinin yapılmasını ve kendileriyle paylaşılmasını istedi.

YARISINDA KESİNTİ YAŞANDI

TURKCELL Superonline Genel Müdür Yardımcısı Tümay Ünal, elektronik haberleşme hizmetlerinin kamu hizmetleri açısından en hızlı normale dönen hizmetlerden biri olduğunu söyledi. Ailesinden depremde hayatını kaybedenler olan Network Bölge Operasyonları Direktörü Ülgen Ünal ise bölgedeki 3 bin 124 bazdan 1598’inde farklı zamanlarda kesinti yaşandığını aktardı.

Ünal, bölgedeki baz istasyonlarının yüzde 84’ünü depremin üçüncü, yüzde 94’ünü beşinci ve yüzde 98’ini de depremin birinci haftasında servis verir hale getirdiklerini kaydetti.

CİRO SORUSUNA “YAZILI VERELİM” YANITI

CHP İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek’in “Cironuzun yüzde kaçını yatırıma ayırıyorsunuz?” sorusu üzerine  Ünal “Yazılı olarak veririz” yanıtını verdi.

Ünal, bölgedeki 3 bin 214 baz istasyonlarından 241’inde kalıcı hasar oluştuğunu aktararak, bunun baz istasyonlarının yüzde 7’sine karşılık geldiğini ifade etti.   

Ünal, “Tam 121 tane istasyonumuzda şu anda enerji yok. Türkiye’nin yüzde 15’ini etkilemiş bir afetten bahsediyoruz. Gerçekten çok zorlandık sahada. Depremin ilk günü 1050 istasyonumuzu kaybettik. Dördüncü günü 355’e düşmüş” diye konuştu.

Ünal, 160 baz istasyonunu da kalıcı olarak kaybettiklerinin ve yerine mobil baz istasyonu kurduklarını aktardı.

Haber Kaynağı ulusal24.com

Akıllı fabrikalarda veri alışverişini hızlı ve güvenli hale getiren teknoloji

Akıllı fabrikalarda veri alışverişini hızlı ve güvenli hale getiren teknoloji

16. İstanbul Bilişim Kongresi’nde konuşmacı olarak yer alan CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, üretim sektöründeki büyük veriye dikkat çekti

 

Endüstriyel CC-Link ağ kapılarını dünyaya açmak hedefiyle ilerleyen CLPA (CC-Link Partner Association), Türkiye Bilişim Derneği (TBD) İstanbul şubesi tarafından 29 Kasım tarihinde Bahçeşehir Üniversitesi Güney Kampüsü’nde “Sürdürülebilir Teknolojiler Çağı, Kendi Kaynağını Üretebilen Toplum’’ temasıyla düzenlenen 16. İstanbul Bilişim Kongresi’ne katıldı. “Dijital veri bağımlısı bir dünya nasıl yönetilecek? Veri bilimi ve yapay zekâ ile mümkün mü?” konulu panelde panelistler arasında yer alan CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, akıllı fabrikalardaki büyük verinin toplanması, paylaşılması ve işlenmesi için güvenli ve hızlı bir alt yapıya ihtiyaç olduğunu vurguladı.

 

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) İstanbul şubesi ev sahipliğinde “Sürdürülebilir Teknolojiler Çağı, Kendi Kaynağını Üretebilen Toplum” temasıyla düzenlenen 16. İstanbul Bilişim Kongresi, 29 Kasım tarihinde Bahçeşehir Üniversitesi Güney Kampüsü’nde gerçekleşti. Endüstriyel haberleşme ve kontrol ağı CC-Link’in dünya genelinde yaygınlaşması için faaliyet gösteren CLPA (CC-Link Partner Association) ise kurultayın sponsorları arasında yerini aldı. Moderatörlüğünü TOBB Türkiye Yazılım Meclisi Başkanı Ertan Barut’un üstlendiği “Dijital veri bağımlısı bir dünya nasıl yönetilecek? Veri bilimi ve yapay zekâ ile mümkün mü?” konulu panele; CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, Technohouse Yazılım Projeler Müdürü Kemal Demir, Bilig OpEx Kurucu Ortağı Tuluğ Siyahi ve TBD İstanbul Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Avukat Ceyda Cimili Akaydın konuşmacı olarak katıldı.

 

“Akıllı fabrikalarda büyük hacimli veriler hızlı ve güvenli şekilde işlenmeli’’

Sanayi 4.0 sürecinde büyük verinin toplanması, paylaşılması ve işlenmesinin kritik düzeyde önemli hale geldiğine dikkat çeken CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, “Akıllı fabrikalarda iletişim verilerinin hızlı ve güvenilir bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Makinelerin birbiriyle iletişim kurabildiği bu fabrikalarda pek çok veri, çok sayıda cihaz tarafından gerçek zamanlı olarak oluşturularak süreçlerin şeffaf bir şekilde görüntülenmesini sağlamak üzere paylaşılıyor. Bu sürecin başarısında ise bant genişliği büyük önem taşıyor. CLPA’nın Zaman Duyarlı Ağ (TSN-Time Sensitive Network) teknolojisinden yararlanan dünyanın ilk endüstriyel açık ağı CC-Link IE TSN ise bu noktada devreye giriyor. CC-Link IE TSN teknolojisiyle işletmeler, modern Sanayi 4.0 uygulamalarının üreteceği büyük hacimli verileri işleyebiliyor ve bunun sonucunda ise ağ güvenirliği, üretkenlik ve kalite güvence stratejilerini bir sonraki aşamaya taşıyabiliyor. Saniyede 100 megabit ile haberleşebilen endüstriyel haberleşme sistemlerinden 10 kata kadar daha hızlı olan bu yeni nesil teknoloji sayesinde Sanayi 4.0’ın gereklerini yerine getirmek kolaylaşıyor. Veri alışverişini hızlı ve güvenli bir şekilde sağladığından doğru stratejik hamleler yapılabiliyor ve üretkenlik seviyesi artıyor. Bu sayede sanayicilerin rekabet gücü de yükseliyor” şeklinde konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

İşleme Amacı Kalmayan Veriler Olası Bir Veri İhlalinde Ciddi Yaptırımlara Yol Açabiliyor

İşleme Amacı Kalmayan Veriler Olası Bir Veri İhlalinde Ciddi Yaptırımlara Yol Açabiliyor

KURUMLARIN TOPLADIĞI ANCAK

İŞLEME AMACI KALMAYAN KİŞİSEL VERİLERE DİKKAT

 

Günümüzde şirketlerin veri güvenliği hususunda dikkate alması gereken pek çok nokta bulunuyor. Şirketlerden elde ettikleri kişisel verileri güvende tutmak ve korumanın yanısıra bu verilerin işleme amacı kalmadığında da kanuna uygun hareket etmesi bekleniyor. Aksi gibi bir durumun şirketler için ciddi yaptırımlarla sonuçlanabileceğinin altını çizen Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, Siber Güvenlik Farkındalık Ayı’na özel olarak işleme amacı kalmayan verilerin olası bir veri ihlali durumunda kurumları zor durumda bırakacağını belirterek izlenmesi gereken 4 adımı paylaşıyor.

 

Şirketlerin topladıkları veriler ile ilgili her türlü riski ve zorluğu göz önünde bulundurarak hareket etmesi gerekiyor. Kurumların kişisel verileri ne kadar süreyle ve hangi amaçla sakladığını belirlemesi ise kritik önem taşıyor. Saklanan verilerin periyodik olarak gözden geçirilmesi ve işleme amacı kalmayan verilerin silinmesi ya da anonimleştirilmesi gerektiğini ifade eden Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, bu yükümlülük doğrultusunda şirketlerin işleme amacı kalmayan veriler konusunda yapması gerekenleri sıralıyor.

 

İşleme Amacı Kalmayan Verilerle İlgili Uygulanması Gereken 4 Adım!

 

Kişilerin rızası alınarak ve belirli amaçlar için elde edilen verilerin işlenmesi ile ilgili durumların ortadan kalktığı bir ortamda veri sorumlularının işlenen verileri silmesi, yok etmesi veya anonimleştirmesi gerekiyor. Bu yükümlülüğün kanunlara uygun bir şekilde uygulanmadığı durumların şirketler için yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini aktaran Serap Günal hem KOBİ’ler hem de büyük ölçekli şirketlerin işlenmeyen veriler için izlemesi gereken yolu 4 maddede paylaşıyor.

 

1. İşleme amacı kalmayan verileri tespit edin. Periyodik olarak kontrol edilen verilerden hangilerinin işleme amacı kalmadığını tespit etmek şirketlerin dikkat etmesi gereken ilk husus olarak sıralanıyor. Bu nedenle silme işlemi gerçekleşecek kişisel verilerin belirlenmesi önem taşıyor.

 

2. İlgili kullanıcıları tespit edin. İşleme amacı kalmayan verilerin tespit edilmesinden sonraki aşamada tespit edilen veriler için ilgili kullanıcıların da belirlenmesi gerekiyor. Bunun için şirketlere erişim yetki ve kontrol matrisi ya da benzeri bir sistem kullanmaları öneriliyor.

 

3. Erişim yöntemlerini ve yetkilerini tespit edin. İşleme amacı kalmayan verilerin ve kullanıcıların tespitinden sonra ilgili kullanıcıların erişim, geri getirme, tekrar kullanma gibi yetki ve yöntemlerinin kapatılması ve ortadan kaldırılması gerekiyor.

 

4. İşleme amacı kalmayan verileri silin. Son aşamada şirketlerden kişisel veriler kapsamındaki erişim, geri getirme, tekrar kullanma yetki ve yöntemlerinin tamamen ortadan kaldırılması gerçekleşiyor.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

HUAWEI Sağlık ve Strava uygulamaları arasında veri entegrasyonu tamamlandı

HUAWEI Sağlık ve Strava uygulamaları arasında veri entegrasyonu tamamlandı

HUAWEI’nin yaptığı açıklamaya göre HUAWEI Sağlık ve Strava uygulamaları arasında veri entegrasyonunu etkinleştirildi. Huawei giyilebilir cihazı olan herkesin artık verilerini Strava hesabına aktarabileceği ve uygulamanın birçok etkinlik izleme ve topluluk avantajından yararlanabileceği anlamına geliyor.

 

Bugünden itibaren, HUAWEI Sağlık uygulaması aracılığıyla yakalanan kişisel çoklu spor performans verileri ve ayrıntılı rota etkinliği artık sorunsuz bir şekilde kullanıcıların Strava hesabına geçirilebilir. Bu aynı zamanda Strava kullanıcılarının artık uzun pil ömrü, önde gelen TruSeen teknolojisi sayesinde doğru performans izleme verileri ve çok sistemli çift bantlı GNSS teknolojisi dahil olmak üzere Huawei giyilebilir cihazlarının ortak özelliklerinin çoğundan yararlanabileceği anlamına geliyor.

 

İşlevsellik, Türkiye dahil Avrupa genelinde kullanıma açıldı. Bu entegrasyon, en yeni amiral gemisi akıllı saatler olan HUAWEI WATCH GT3 Pro, HUAWEI GT Runner ve HUAWEI WATCH D dahil olmak üzere tüm Huawei giyilebilir cihazlarla uyumlu.

 

HUAWEI Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu Ülke Müdürü Allen Yao şunları söyledi: “HUAWEI Sağlık, kullanıcılarımızın sağlık ve fitness aktivitelerini kapsamlı bir şekilde takip etmeleri için tercih ettiğimiz platform olmaya devam ediyor. Bununla birlikte Strava’nın popülaritesinin, özellikle de topluluğunun ve paylaşım yeteneklerinin farkındayız. Müşterilerimize seçenek ve esneklik sunmaktan ve Strava kullanıcılarını Huawei’nin giyilebilir teknolojisinin birçok avantajıyla tanıştırmaktan heyecan duyuyoruz. Dünya çapında güçlü bir sağlık ve fitness topluluğu oluşturarak ileriye doğru başka bir olumlu adım atmaktan mutluluk duyuyoruz.”

 

HUAWEI Sağlık Uygulaması, Strava ile nasıl senkronize edilir:

1. HUAWEI Sağlık uygulamasında oturum açın

2. “Ben”e tıklayın

3. Aşağı kaydırın ve “Gizlilik Yönetimi”ni seçin

4. “Veri paylaşımı ve yetkilendirme”yi seçin

5. “Strava”ya tıklayın

6. “Strava ile Bağlan”a basın

7. Ardından Strava hesap ayrıntılarınızı girmeniz ve hesabınıza giriş yapmanız gereken Strava web sitesine yönlendirileceksiniz.

8. “Yetkilendir”i tıklayarak HUAWEI Sağlık uygulamasının Strava hesabınıza bağlanmasına izin verin.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Modern Veri Merkezinin Yükselişi – Ulusal24 Haber Merkezi

Modern Veri Merkezinin Yükselişi – Ulusal24 Haber Merkezi

Dell Technologies MERAT Hizmetler Satış Başkan Yardımcısı Lorenzo Lumassi, dijital gelir akışı elde etmek için şirketlerin BT departmanları da dâhil olmak üzere önemli bir dönüşümden geçmesi gerektiğini vurguladı.

 

Bilgi Teknolojileri alanının, son 15 yıldır öngörülebilir bir ilerleme halinde olduğu görülüyor. Kuruluşlar, kritik iş süreçlerini otomatize etmek için bilinen yazılım tedarikçilerinin paket uygulamalarını kullanıyor.  TÜSİAD ve Deloitte iş birliğiyle hazırlanan “Türkiye’de Yazılım Ekosisteminin Geleceği” raporuna göre yazılım sektörü, Türkiye’de brüt katma değeri incelenen ilk 5 sektör arasında, yarattığı yüzde 81’lik katma değer oranıyla  4. sırada yer alıyor. Ayrıca yazılım sektörü, ürettiği çıktı ve hizmetlerle incelenen 64 reel sektörden 61’ine direkt katkı sağlayarak Türkiye ekonomisine doğrudan etki ediyor. Bunun sonucunda BT departmanları da çalışmalarının çoğunda bu tür uygulamaları çalıştırmak için gereken altyapıyı oluşturmaya ve yönetmeye ve ayrıca işletme genelinde garantili hizmet seviyeleri sağlamak için gereken becerileri geliştirmeye odaklanıyor. Ancak tüm bunlar artık değişiyor. Mobil cihazlar, bulut bilişim, sosyal medya, Nesnelerin İnterneti ve diğer ezber bozan yeniliklerle birlikte uygulamaların oluşturulma, dağıtılma ve kullanılma biçimleri önemli ölçüde evriliyor.

 

Dijital gelir akışı elde etmek, daha akıllı ürünler geliştirmek ve müşterilerin beklentisi olan iyileştirilmiş deneyimleri sunmak için şirketlerin BT departmanları da dâhil olmak üzere önemli bir dönüşümden geçmesi gerektiğini vurgulayan Dell Technologies MERAT Hizmetler Satış Başkan Yardımcısı Lorenzo Lumassi, konuya dair yaptığı değerlendirmede “Otomasyon için büyük kurumsal uygulamaları çalıştırmanın yanı sıra şirketlerin; ürünlerini, hizmetlerini ve dünyayla yakın ilişki kurma biçimlerini dönüştürecek tüketiciye yönelik mobil uygulamaları ve gömülü yazılımları sürekli olarak geliştirmeleri gerekiyor. Ancak tüm bunlar, eş zamanlı olarak maliyetleri düşürüp eski uygulamaların ve üzerinde çalıştıkları altyapının performansını iyileştirirken yapılmalı. Yenilik yapmak ve optimize etmek hedefine ulaşmanın tek yolu, BT hizmetlerini sunmak için kullandığımız teknolojiyi dönüştürmek. Bu da BT’deki insan kaynağının ve finansal kaynakların, sürekli değişen mobil deneyimler, daha iyi veri analitiği ve ürün ve hizmetlerle ilgili daha derin inovasyon gibi daha dönüşümsel yönleri olanaklı hâle getirmeye yardımcı olan diğer yatırımlara kaydırılabilmesi için, eski otomasyon yazılım paketlerini çalıştırmak üzere gereken maliyet ve eforu azaltmakla başlıyor” ifadelerini kullandı.

 

Lumassi ayrıca, BT yöneticileri tarafından atılması gereken adımlara da dikkat çekti.

 

BT yöneticileri için bir ikilem 

Modernizasyon ve hız ihtiyacı arasındaki gerilim, kuruluşlar için zaman zaman zorlayıcı olabiliyor. Her iki cephede de başarılı olmak için BT yöneticileri, kurum içi ve kurum dışı altyapı yatırımlarını yeniden değerlendirmek, personel ve beceri eğitiminde değişikliklere gitmek, farklı departmanlarla daha yakın ilişkiler kurmak ve Hizmet Olarak BT modeli konusundaki kararlılığı artırmak gibi işletme genelinde önemli bir dönüşümden geçmeleri gerektiğinin farkındalar. Bu yeni alanda yöneticilerin birçoğu mümkün olduğunca etkili bir şekilde yol alabilmek için rehberliğe ihtiyaç duyuyor.

 

Modern bir veri merkezi altyapı ile başlar 

Sıklıkla çatışan bu BT önceliklerinin desteklenmesine yönelik atılması gereken ilk adım, BT’nin üzerine kurulduğu altyapı bileşenlerini modernize etmek ve dahası, modern bir veri merkezi hâline gelmek. Geçmişte BT departmanları altyapılarını oluşturur ve uygulamalarını satın alırdı, ancak bugün bu modeli giderek tersine çevirmeye çalışıyorlar. Temel iş uygulamalarını hızla oluşturup çalıştırabilecekleri ve aynı zamanda yeni nesil uygulamaları dağıtmak için bir platform sağlayabilecekleri basit, dağıtımı kolay altyapı platformları satın almak istiyorlar.

 

Yakınsanmış bir altyapı her ikisine birden olanak tanıyor. Hepsi bir arada depolama, bilgi işlem ve ağ platformları, altyapıyı bileşen bazında kurma ve geliştirmeye yönelik geleneksel BT sürecini basitleştiriyor, hızlandırıyor ve kökten dönüştürüyor. Donanım ve yazılım bileşenlerini ayrı ayrı tedarik etme, dağıtma, yapılandırma ve yönetme konusunda harcanan zaman ve oluşan maliyeti azaltıp BT yatırımları için değer elde etme süresini hızlandırıyor. Buna ilaveten, yakınsanmış sistemlerin flash, yazılım tanımlı ve bulut özellikli sistemler gibi üçüncü parti bir platforma hazır teknolojiler üzerine kurulması önem arz ediyor.

 

Her şeyi otomatik hâle getirin edin

Veri merkezi altyapısını modernize etmek için bir plan oluşturulduktan sonraki adım, artık her şeyi otomatik hâle getirmek. Öngörülebilir, tekrarlanabilir bir adım olarak yapılan herhangi bir manuel işlemin, BT yığınının tamamında yönetim ve orkestrasyon araçları aracılığıyla bertaraf edilmesi gerekiyor. Tam otomasyon, günümüzde BT sunumunda tek ve en dönüştürücü değişiklik olarak karşımıza çıkıyor. Tam otomasyon süreçlerinin devreye girmesiyle de tam ölçekli bir BT dönüşümü için ilerleme sağlanıyor. Bilgi teknolojileri hizmetleri, birtakım CIO önceliklerini destekleyen iyi yönetilen bir hibrit bulut deneyimi sunmak üzere donanım ve yazılım yaklaşımları kullanılarak modernleştirilebiliyor ve otomatik hâle getirilebiliyor olsa da bilgi teknolojileriyle, iş çıktıları elde edilmesini sağlayan insanların ve süreçlerin sürekli olarak dönüştürülmesi gerekiyor.

 

Hızlandırılmış dijitalleştirme, Türkiye’de veri merkezi pazarının önemli bir itici gücü

 

TÜBİSAD’ın “Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2021” raporuna göre Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2019, 2020 ve 2021 yılları için beş üzerinden sırasıyla 2,94, 3,03 ve 3,24 olarak hesaplandı. Veriler, 2021 yılında dijital dönüşümün ivme kazandığını ortaya koyuyor. Türkiye’de KOBİ’lerin dijital dönüşüme katılımıyla veri merkezlerine olan ihtiyaç daha da artacak. BT altyapısı hemen hemen tüm sektörlerde öncelik hâline gelmiş durumda. Buna paralel olarak ResearchAndMarkets.com tarafından hazırlanan “Türkiye Veri Merkezi Pazarı – Yatırım Analizi ve Büyüme Fırsatları 2021-2026” raporu, Türkiye veri merkezi pazarının 2026 yılına kadar 902,7 milyon dolarlık yatırımla 2021-2026 arasında 5,24 oranında büyüyeceğini gösteriyor. Kuruluşlar ve işletmeler dijital dönüşüm programlarında ilerleme kaydettikçe sunucu odasında yürütülen operasyonlardan, yönetilen hizmetler (managed services), sunucu barındırma ve hibrit altyapı gibi veri merkezi hizmetlerine geçiş ihtiyacı artıyor.

 

Tüm bunlar, hızlı dijitalleşme ve pazar fırsatları sayesinde işletmelerin ve BT ekiplerinin dönüşüm sürecinde nereye doğru gittiğinin küçük bir kesitini ortaya koyuyor. Veri merkezi teknolojisiyle ilişkili paradigmalar hızla değişmeye devam edecek ve bu değişimlerle birlikte yeni beceriler, araçlar ve kaynaklar devreye girecek. Yaratıcılıkta ve inovasyonda bir son nokta olmadığı için dönüşümde de bir bitiş noktası yok, ancak bir başlangıç noktası var. Ki bu da modern veri merkezine doğru bir yolculukla başlıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Veri İhlalleri Yüzde 14 Artış Gösterdi

Veri İhlalleri Yüzde 14 Artış Gösterdi

VERİ İHLALLERİNİ EN AZ ZARARLA ATLATMAK İÇİN 4 ADIM

 

2022’nin ilk çeyreğinde açıklanan veri ihlallerinin sayısı geçen yılın ilk çeyreğine kıyasla 14 artış gösterdi. Bu oranda bir artışın tüm internet kullanıcılarının tehdit altında olduğunun bir göstergesi olduğunu söyleyen Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, kullanıcıların verilerini kötüye kullanımdan korumaları için olası veri ihlalleri ardından uygulamaları gereken 4 adımı paylaşıyor.

 

Kimlik Hırsızlığı Kaynak Merkezi’nin (ITRC) son raporuna göre 2022’nin ilk çeyreğinde kamuya açıklanan veri ihlallerinin sayısı, 2021’in aynı dönemine göre 14 artış gösterdi. Yaşanan artış, siber saldırganların ilerleyen dönemlerde de bireylerin gizliliklerini ve maddi varlıklarını tehdit etmeye devam edeceğini gösteriyor. Tüm internet kullanıcılarının bir veri ihlali kurbanı olabilecekleri konusunda bilinçlenmesi gerektiğini söyleyen Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, teknolojik gelişmelerin faydalı getirilerinin yanında saldırıların kalitesini de geliştirmeye olanak sağladığını vurguluyor.

 

Tüm Kullanıcılar Doğrudan veya Dolaylı Olarak Veri İhlali Riskiyle Karşı Karşıya

 

Teknolojideki hızlı gelişmeler ve yenilikler küresel çapta milyonlarca kişinin çevrimiçi ortamda var olduğu bir dünya düzeni yarattı. Yeni düzende internet, kullanıcılara birçok rahatlık ve kolaylık sağlasa da özellikle kişisel veriler için ciddi risk oluşturuyor. Kimlik Hırsızlığı Kaynak Merkezi’nin (ITRC) son raporunda açıklanan 2022’nin ilk çeyreğinde gerçekleşen veri ihlallerinin bir önceki yıla kıyasla 14 artış gösterdiği bilgisi, gelişen teknolojilerin saldırganların da tekniklerini geliştirmesine olanak sağladığının bir kanıtı niteliği taşıyor. İnternete olan erişimin her geçen gün artmasının, siber suçların artışında büyük rol oynadığını belirten Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, kullanıcıların verilerini kötüye kullanımdan korumaları için olası veri ihlalleri ardından uygulanması gereken 4 adımı paylaşıyor.

 

1. Risk düzeyini tespit edin. Bir siber saldırıya uğradığını farkeden kullanıcıların öncelikle ne tür verilerin güvenliğinin ihlal edildiğini tespit etmeleri gerekiyor. Bu tespit işlemi, saldırının resmi olarak onaylanması sonrası gerçekleştirilebilir. Siber suçlular, son dönemlerde sıklıkla veri ihlali yaşayan kuruluşlar adına saldırılar gerçekleştiriyor. Bu tür saldırılarda adı geçen kuruluşun resmi web sitesine gidilerek durum detaylıca araştırılmalı.

 

2. Parolaları hızlıca sıfırlayın. Güvenliği ihlal edilen tüm hesapların ve bu hesap ile aynı oturum açma bilgilerini paylaşan diğer hesapların parolalarını hemen sıfırlayın. Siber saldırıya uğramayı beklemeden tüm hesaplarda çift faktörlü kimlik doğrulamayı etkinleştirmek ciddi önem taşıyor. eri ihlallerinin ardından yaşanabilecek siber saldırılara karşı şifre sıfırlamayla birlikte mutlaka 2FA özelliğini aktif hale getirin. Bugün kullanılan çoğu uygulamada var olan bir özellik ve büyük ölçüde zarar görmenizi engelleyen bir yöntem

 

3. Tehlikedeki bilgilerinizi kontrol edin. Siber saldırıya uğradıktan sonra risk altında olduğu tespit edilen bilgilerin türüne bağlı olarak tıbbi kayıtlar, finansal hesaplar, çevrimiçi platformlar kontrol edilmeli. Siber saldırganlar, kredi kartı bilgileri ya da sosyal güvenlik numarası gibi kritik verileri ele geçirirse kredi başvuruları ya da maddi dolandırıcılıklara maruz kalınabilir. Dolayısıyla tüm veriler yakından takip edilmeli. Çoğumuz artık dijital platformlar üzerinden para harcamayı alışkanlık haline getirdik ve kredi kartı bilgilerimizi sürekli girmek yerine uygulamalar içinde saklayabiliyoruz. İnternet ortamında kredi kartınız yerine sanal kredi kartı kullanmayı alışkanlık haline getirerek, limitinizi risk sınırınızın altında tutun.

 

4. Ödüllü güvenlik çözümlerinden yararlanın. Verilerin tehdit altında olup olmadığına bakılmaksızın kötü niyetli saldırılara, sahte web sitelerine ve dolandırıcılara karşı koruma ve önceden tehdit imkanı sağlayabilmek için Bitdefender Antivirüs gibi ödüllü bir güvenlik çözümünden yararlanın. Hassas ve güvenli olmayan web sitelerine giriş yaparken VPN kullanımına ve ortak alanlarda kullanılan Wi-Fi ağlarına zorunda kalmadıkça katılmamaya olabildiğince özen gösterin.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

AV-TEST, Kaspersky VPN Secure Connection’ın kesintisiz veri akışı becerisiyle öne çıktığını tespit etti

AV-TEST, Kaspersky VPN Secure Connection’ın kesintisiz veri akışı becerisiyle öne çıktığını tespit etti

Kaspersky VPN Secure Connection, bağımsız BT güvenlik enstitüsü AV-TEST tarafından kesintisiz veri akışı ile içerik (video gibi), oyun ve torrent için en iyi VPN’ler arasında gösterildi. Kaspersky VPN Secure Connection, hız derecelendirmeleriyle övgü toplarken VPN şeffaflık derecelendirmelerinde önde gelen küresel rakiplerini geride bıraktı.

 

Sanal özel ağların (VPN) anonim gezinme, güvenli indirme ve mesajlaşmanın yanı sıra video gibi akış platformlarında yerel içeriğe erişim sağlama dahil olmak üzere birden çok kullanımı mevcut. Bu araçlar ayrıca oyuncular için de aranan bir özellik haline geldi ve oyuncuların pinglerini ayarlayarak kesintisiz oyun oynamalarına imkân sağladı. VPN’ler oyun endüstrisindeki 300 milyar doları aşan mevcut değeriyle ve sürekli genişleyen müşteri tabanıyla hızla büyüyor. Yalnızca 2016-2021 yılları arasında 500 milyon oyuncu bu ağları kullanmaya başladı. 

 

AV-TEST, Kaspersky VPN Secure Connection’ın, bilgisayarında Windows 10 kullanan tüketiciler için üstün hız ortalamaları sunduğunu açıkladı. Servis ayrıca torrent aktivitelerini destekleyen, yerel hizmetlere erişim sağlayan ve kesintisiz akış deneyimlerine hız veren en iyi çözümler arasında yer aldı.

 

Kaspersky VPN Secure Connection, oyuncular için en uygun seçeneklerden biri olarak da öne çıktı. Test katılımcıları arasında düşük gecikme süresi avantajı sağlayan Hydra Catapult’u sunan tek VPN yazılımı olan Kaspersky VPN Secure Connection, oyuncuların pinglerini azaltan ve onlara oyunda önemli avantaj sağlayan özel protokoller kullanılarak daha düşük gecikme süreleri elde ediyor.

 

Tüm bunlara ek olarak AV-TEST, hizmet ve şirket arkasında kimin olduğu ve veri depolama ayrıntıları dahil olmak üzere Kaspersky’nin şeffaflık raporlarını herkese açık hale getiren tek VPN sağlayıcısı olduğunu belirtti. Ayrıca Kaspersky Deloitte SOC 2 bağımsız değerlendirmesini de geçerek antivirüs sistemlerinin geliştirilmesi ve yayınlanması sürecinin güvenlik kontrolleri tarafından yetkisiz müdahalelere karşı korunduğunu teyit etti. 

 

AV-TEST incelemesi şunları söylüyor: “Gecikmeye özel önem veren oyuncular, fare tıklamaları veya düğmeye basmaları bir milisaniyeyi geçmediği sürece ürün adı ve özellik yelpazesine önem vermiyor. Ölçülen değerlere dayanarak Kaspersky bu konuda ilk tercih.”

 

Kaspersky Tüketici Ürünleri Pazarlama Başkan Yardımcısı Marina Titova şunları söylüyor: “VPN’ler, tüketicilere dijital konumlarını özgürce ayarlama ve çevrimiçi olduklarında kişisel verilerini gizleme imkânı sağlıyor. Oyuncular ve medya içeriği izlemek isteyenler için ara belleğe alma veya gecikme, dijital deneyimde sinir bozucu bir etkiye sahip olabilir. Bu nedenle Kaspersky VPN Secure Connection ürünümüzün müşterilerimiz için güvenlik ve şeffaflık sağlayan düşük gecikme etkisiyle tüketici pazarındaki en hızlı VPN’lerden biri olarak kabul edildiğini görmekten gurur duyuyoruz.” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com