Akıllı cihazları güvence altına almanın 10 yolu

Akıllı cihazları güvence altına almanın 10 yolu

Yeni yıl yaklaşırken hepimiz arkadaşlarımızdan ve ailemizden gelebilecek hediyeleri   dört gözle bekliyoruz. Bu da giderek artan bir şekilde, büyük gün geldiğinde hediyelerin teknolojiyle dolu olacağı anlamına geliyor. Bu bir dizüstü bilgisayardan; akıllı telefona ya da saate kadar her şey olabilir. Akıllı cihazlar taşıdıkları risklerle beraber geliyorlar. Siber güvenlik şirketi ESET akıllı cihazları güvence altına almanın 10 yolunu paylaştı. 

Hepimiz akıllı cihazların yaygın kullanıcılarıyız. Avrupalıların yarısından fazlası bugün internete bağlı bir TV kullanıyor, dörtte biri (%26) akıllı saat ve diğer giyilebilir cihazları kullanıyor ve beşte biri (%20) internete bağlı oyun cihazlarının hayranı. 

Yeni bir cihazın paketini açmak büyük bir gülümseme yaratabilir ancak cihaz ve içindeki veriler düzgün bir şekilde güvence altına alınmazsa işlerin hızla tersine dönme olasılığı var. 

Riskler neler?

Maruz kaldığınız risk düzeyi, yeni yılda aldığınız cihazın türüne bağlı olarak değişir. Ancak çevrimiçi hesaplarınızı, kişisel ve finansal verilerinizi tehlikeye atabilecek bazı yaygın ve genel sorunlar olduğunu da unutmayın:

Ürün, yamalanmamış aygıt yazılımı içerirse bu, bilgisayar korsanlarının çeşitli hedeflere ulaşmak için saldırılardaki güvenlik açıklarından yararlanmasını sağlayabilir.
Ürünün varsayılan fabrika parolasını tahmin etmek ya da kırmak kolaydır. Ürün, kullanıcının parolayı hemen güncellemesini talep etmez. Bu durum, saldırganların nispeten az bir çabayla ürünü uzaktan ele geçirmesine olanak sağlayabilir. 
Varsayılan olarak iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) etkin değildir, bu da bilgisayar korsanlarının cihazı ele geçirmesini kolaylaştırabilir.
Cihaz kilidi henüz etkin değilken cihazın kaybolması veya çalınması durumunda risk oluşturabilir.
Gizlilik ayarlarının kutudan çıktığı haliyle yeterince güvenli olmaması, kişisel verilerinizi reklamcılarla veya potansiyel kötü niyetli varlıklarla aşırı paylaşmanıza yol açabilir. Bu durum özellikle çocuklar için bir oyuncak söz konusuysa endişe vericidir.
Video ve ses kayıtları gibi belirli ayarlar varsayılan olarak etkinleştirilir ve çocuğunuzun gizliliğini riske atabilir.
Hesap oluşturma ve oturum açma sürecinde şifreleme yoktur, bu da kullanıcı adlarını ve parolaları açığa çıkarabilir.
Cihaz eşleştirmesi (yani başka bir akıllı oyuncak veya uygulama ile) kimlik doğrulama gerekmeden Bluetooth üzerinden yapılabilir. Bu, menzil içindeki herhangi birinin oyuncağa bağlanarak rahatsız edici veya üzücü içerik yayımlamasına veya çocuğunuza manipülatif mesajlar göndermesine olanak sağlayabilir.
Cihaz coğrafi konumu otomatik olarak paylaşarak ailenizi potansiyel olarak fiziksel tehlikeye veya hırsızlık riskine sokabilir.
Cihazda herhangi bir güvenlik yazılımı bulunmuyorsa bu da veri çalabilecek veya cihazı kilitleyebilecek internet kaynaklı tehditlere daha açık olduğu anlamına gelir.

Kötü niyetli bilgisayar korsanları, zayıf satıcı tasarımından ve en iyi güvenlik uygulamalarına gösterilen sınırlı ilgiden yararlanarak cihazlarınızı ele geçirmek ve üzerlerinde depolanan verilere erişmek için bir dizi saldırı gerçekleştirebilir. Bu, çevrimiçi bankacılık işlemlerinize müdahale ve hesaplarınızdan bazılarına erişimi de içerebilir.  Cihazın kendisi uzaktan kontrol edilebilir ve DDoS, tıklama sahtekarlığı ve kimlik avı kampanyaları dahil olmak üzere başkalarına saldırılar başlatmak üzere tasarlanmış, güvenliği ihlal edilmiş cihazlardan oluşan bir botnet’e dahil edilebilir. Tehdit aktörleri ayrıca cihazınızı fidye yazılımıyla kilitlemek ve yeniden erişim sağlamanız için bir ücret talep etmek isteyebilir. Ya da cihaz ekranını reklamlarla doldurarak neredeyse kullanılamaz hale getiren reklam yazılımları indirebilirler. Bu arada, sınırlı gizlilik korumaları, siz veya aileniz hakkındaki verilerin reklamcılar ve diğer taraflarla paylaşılmasına yol açabilir.

Cihazlarınızı güvence altına almanın 10 yolu

Varsayılanlardan kurtulun ve bunun yerine her aygıtı kurulum sırasında güçlü, uzun ve benzersiz bir parola ile güvence altına alın.
Seçenek olan her yerde, daha fazla oturum açma güvenliği için 2FA’yı açın.
Cihazınıza uygulama indirirken yalnızca yasal uygulama mağazalarını ziyaret edin.
Cihazları asla jailbreak yapmayın çünkü bu onları bir dizi güvenlik riskine maruz bırakabilir.
Tüm yazılım ve işletim sistemlerinin güncel ve en son sürümde olduğundan emin olun. Ve mümkünse otomatik güncellemeleri açın.
Diğer cihazlarla yetkisiz eşleştirmeyi önlemek için cihaz ayarlarını değiştirin.
Varsa uzaktan yönetimi ve Evrensel Tak ve Çalıştır’ı (UPnP) devre dışı bırakın ve cihazın kayıtlı olduğundan ve güncellemeleri aldığından emin olun.
Fidye yazılımı veya diğer tehditlere karşı cihazlarınızdaki verileri yedekleyin.
Saldırganların en hassas bilgilerinize ulaşamaması için tüm akıllı ev cihazlarını ayrı bir Wi-Fi ağında tutun.
Mümkün olan her cihaza saygın bir satıcıdan güvenlik yazılımı yükleyin.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Yan dairenin balkonuna kaçan kedisini kurtarmak için her yolu denedi, başarılı olamadı – Teknoloji

Yan dairenin balkonuna kaçan kedisini kurtarmak için her yolu denedi, başarılı olamadı – Teknoloji

Görüntüler yurtdışından… Sahibinin kurtarma girişimiyle ilgilenmeyen kedinin videosu sosyal medyada en çok izlenilenler arasına girdi. Sahibinin bir anlık boşluğundan faydalanan kedi, yandaki dairenin balkonuna atlayarak kaçtı. Durumu fark eden kadın, yandaki balkonda duran kedisini geri evine almak için çeşitli yöntemler denedi fakat başarılı olamadı. O anlar 6 milyona yakın izlendi.Söz konusu videoda, kadın yan dairenin balkonuna atlayan kediyi güvenle evine geri almak istediği görüldü. Her yöntemi deneyen kadın, uzun bir tahta uzatarak kedinin karşıya geçeceğini umdu fakat, kedi buna istekli davranmadı. Sonrasında kedi kendi yöntemiyle atlayarak geldiği gibi geri evine döndü. İşte o anlar: 

—-advertisement—

loading…

Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Başarılı dijital dönüşümün yolu hızlı haberleşmeden geçiyor

Başarılı dijital dönüşümün yolu hızlı haberleşmeden geçiyor

Sanayi 4.0 ile fabrikaların değişen ve kişiselleşen iletişim ihtiyaçlarına hızlı şekilde cevap veren CLPA’dan başarılı dijital dönüşümün ipuçları

Bugünün fabrikalarındaki değer zincirinin birbiriyle gerçek zamanlı entegrasyonunun sağlanması, sürekli iletişim içinde olması ve akıllı özellikleriyle kendisini uyarlayan bir sistem döngüsü oluşturması kritik bir öneme sahip. Sanayi 4.0 perspektifinde ele alındığında bu döngüyü oluşturmanın temelinde; büyük veri analizi, akıllı sensör teknolojileri, dijital ikiz sistemleri ve robotik teknolojiler yatıyor. Sanayiden üretime kadar hayatın her katmanında karşımıza çıkan dijital dönüşümün sürdürülebilir bir başarıya dönüşmesi içinse üretimin yanı sıra iş yapma modellerinin ve insan kaynağının da bu dijital ekosisteme entegre edilmesi gerekiyor. Üretim ve hizmet sistemlerinde tüm elemanların birbirleriyle bilgi alışverişinde olduğu bir mekanizmanın başarılı bir dönüşüm olarak nitelendirilebileceğinin altını çizen CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, dijitalleşmenin yol haritasını anlattı.

 

Siber fiziksel sistemlere dayalı üretimi esas alan Sanayi 4.0, dijital dönüşümü zorunlu kılan bir ekosistem yaratıyor. Akıllı fabrikalar çağı olarak da nitelendirilen bu süreçte, bahsedilen ekosistemin tüm bileşenlerin sensörler aracılığıyla haberleşebilmesi ve kendi yetenekleri doğrultusunda çevreden aldığı bilgiye göre hareket edebilmesi hedefleniyor. Küresel standartlara uygun bir dijital dönüşümden bahsedebilmek içinse konvansiyonel değer zincirinin temelden değişmesi gerekiyor. Siber fiziksel sistemlerin başını çektiği dijital dönüşüm yolculuğunun verimliliğin çok ötesinde bir katma değer sağladığını vurgulayan CLPA (CC-Link Partner Association) Türkiye Müdürü Tolga Bizel, kendi ekonomisini ve etki alanını yaratan fabrikalar için ipuçlarını sıraladı.

 

İlk adım yol haritasının oluşturulması

Dijital dönüşümün ilk adımında kapsamlı bir dijital yol haritası çıkarılması gerektiğini söyleyen Tolga Bizel; “Bugün bir fabrika, dijital ekosisteme dahil olmak istiyorsa öncelikle nerede olduğunu ve nereye varmak istediğini belirlemeli. Bu noktada yapılması gereken; dijital yeteneklerin ortaya konulması, mevcut durumun analiz edilmesi, kilit teknolojilerin doğru belirlenmesi ve güçlü bir yetenek havuzunun oluşturulması. Ardından stratejik hamleler ortaya konularak yeni iş modelleri ve üretim metodolojileri geliştirilebilir. Dijital dönüşümün sürdürülebilir bir başarıya dönüşmesi için üretimin yanı sıra iş yapma modellerinin ve insan kaynağının da bu ekosisteme en doğru şekilde entegre edilmesi gerekiyor. Ayrıca dijital dönüşüme sadece bir bilgi teknolojileri departmanı işi olarak bakılmamalı; operatörden üreticiye, müdürlerden yöneticilere kadar tüm iş gücü bu katmanda kendine yer bulabilmeli” dedi.

 

Sensör yatırımı dijital dönüşümün kalbini oluşturuyor

Tüketici beklentilerini en iyi şekilde yönetebilmek için sensörlere büyük iş düştüğünü belirten Bizel; “Günümüzün akıllı sensörleri, çift yönlü haberleşme ara yüzlerine ve kullanıcı isteğine bağlı yazılım fonksiyonlarına sahip. Bu sayede üretim alanlarına ve makinelere hızlı adapte olabiliyor. Ayrıca otomatik izleme ve yapılandırma gibi özellikleriyle de dikkat çekiyor. Tak-çalıştır mantığıyla kolayca kurulabilen bu sistemler, anlık ve sürekli iletişim imkânı yaratıyor. Olası arızaların önceden tespitini kolaylaştıran ve müdahale etme şansı sunan sensörler, makine performansında da yüksek bir artış sağlıyor. Tüm bu bilgiler ışığında söyleyebiliriz ki firmalar, Sanayi 4.0 ile uyumlu bir dijital dönüşüm mekanizması yaratmak istiyorlarsa mutlaka sensör yatırımı yapmalılar” şeklinde konuştu.

 

Endüstriyel haberleşme protokolleri hayati rol üstleniyor

Akıllı sensörlerin elde ettiği veriyi en hızlı şekilde iletmek için bir endüstriyel haberleşme ağına ihtiyaç olduğunu söyleyen Tolga Bizel, sözlerine şöyle devam etti: “Cihazların kendi aralarında ya da bilgisayarlarla iletişim halinde olduğu Sanayi 4.0 evresinde haberleşme protokollerine büyük iş düşüyor. Çünkü fabrikaların kendi kendine organize olabilmesi ve proaktif bir yapı kazanması için bir aracı şart. Biz bunu CLPA ile en hızlı şekilde yapıyoruz. Endüstriyel düzenin yeni çerçevelerini destekleyen, son teknoloji ürünler ve uygulamaların potansiyelini açığa çıkaran kapsamlı bir protokol olan CC-Link IE TSN ise hızı, güvenliği, yüksek bant genişliği ile fark yaratıyor. İşletmelerin süreçlerinin optimize edilerek iyileştirilmesine ve rekabet gücünün artırılmasına katkıda bulunan bu protokol, 10 kat daha hızlı olmasıyla da uçtan uca dijital sinyal bütünlüğünü iyileştiriyor. Dünya standartlarında akıllı üretime adım atmayı hedefleyen şirketler için gerekli alt yapıyı sağlayan CC-Link IE TSN, Zaman Duyarlı Ağ (TSN-Time Sensitive Network) teknolojisinden yararlanan dünyanın ilk endüstriyel açık ağı olmasıyla da benzerlerinden ayrılıyor.” 

 

Dönüşüm için bulut teknolojileri devreye giriyor

Bilginin toplanması ve ilgili birimlere hızlı bir şekilde iletilmesi kadar bu bilgilerin depolanmasının da dijital dönüşümün bir parçası olduğunu vurgulayan Bizel; “Her şeyin kusursuz bir hızda ilerlediği günümüzde fiziksel erişim gerektiren harici veri depolama alanlarının zorluğu aşikâr. Yeni endüstri çağında ise fiziksel değil her yerden erişim sağlayan bulut sistemleri öne çıkıyor ve büyük miktarda veri saklama sürecini kolaylaştırıyor. Zamandan ve mekândan bağımsız erişilebilir olmasının yanı sıra kişiselleştirilebilir hizmet ve esnek üretim anlayışı için gerekli çıktıları sağlıyor. Tüketiciyi anlayan, onun duygularını ve ihtiyaçlarını en az onun kadar iyi bilen bir mekanizma ve dijital dönüşüm için bulut sistemlerine de yatırım yapılması gerekiyor” dedi. 

 

Veri analitiği ile işletmeler performanslarını optimize edebilir

Depolanan ve saklanan verilerin tek başına bir şey ifade etmediğini ve dijital dönüşüm ayağının en önemli adımını oluşturan veri analitiğinin çok kritik olduğunu ifade eden Tolga Bizel: “İşletmelerin performanslarını optimize edebilmesi ancak veri analitiği ile mümkün. Toplanan verilerin uygun alt yapılar ve teknolojiler ile analiz edilmesi ve anlamlı birer bilgiye dönüştürülmesi modern çağın en büyük gücüne dönüşüyor. Buradan elde edilecek bu değerli çıktılar ise iş modellerine uygulanarak hem esnek hem verimli hem de kişiselleştirilebilir üretim anlayışına hayat veriyor. Müşteri eğilimlerini anlamaktan kişinin hangi saatte ne yapmak istediğine kadar birçok konuda yüksek doğrulu bilgiler sunan veri analitiği, dijital dönüşümün en son ama en önemli adımı ve kesinlikle atlanmamalı” diyerek sözlerini tamamladı.

Haber Kaynağı ulusal24.com

Kart bilgilerini korumanın sekiz yolu

Kart bilgilerini korumanın sekiz yolu

Siber suç ekonomisinin yıllık değeri her yıl artarak büyüyor. Siber güvenlik şirketi  ESET yasa dışı yollarla ele geçirilen yaklaşık 24 milyar kullanıcı adı ve parolanın dolaşımda olduğunu paylaştı. 

 

 

Dolandırıcılar kredi kartlarına ait bilgileri hem kullanmak hem de bu bilgileri satmak için kullanıcıları kandırmaya çalışıyorlar. ESET uzmanları artarak büyüyen bu sorun ile ilgili olarak, kullanıcılara kredi kartı bilgilerinin nasıl korunacağına ilişkin önerilerde bulundu.

 

Tetikte olun: İstenmeyen e-postalara hiçbir zaman cevap vermeyin, bu e-postalardaki bağlantılara tıklamayın veya bunların eklerini açmayın. Gizli tuzak içeren kötü amaçlı bir yazılım olabilirler veya sizi bilgilerinizi girmeye teşvik eden ve meşru görünen kimlik avı sayfalarına yönlendirebilirler.
Telefonun diğer ucundaki kişi ikna edici gelse bile telefon üzerinden hiçbir bilginizi vermeyin. Nereden aradıklarını sorun ve ardından teyit amacıyla o kurumu arayın. Ancak teyit için size kendi verdikleri iletişim numarasını da aramayın.
Bir sanal özel ağ kullanmadan halka açık Wi-Fi bağlantılarından internete girmeyin. Girmeniz gerekiyorsa da bu bağlantıları kullanırken kart bilgilerinizi girmenizi gerektiren online alışveriş gibi işlemler yapmayın.
Size bir sonraki ziyaretlerinizde zaman kazandıracak olsa da online alışveriş sitelerinde ve diğer sitelerde kart bilgilerinizi kaydetmeyin. Bu durum, o şirketin verileri ihlal edilirse ya da hesabınız ele geçirilirse kart bilgilerinizin çalınma ihtimalini azaltacaktır.
Tüm dizüstü bilgisayarlarınıza ve (telefon ve tablet vb. gibi) araçlarınıza saygın bir güvenlik sağlayıcısından kimlik avı korumasını da içeren bir antivirüs programını indirin.
Tüm hassas hesaplarınızda iki faktörlü kimlik doğrulamasını kullanın. Bu durum, çalınan/kimlik avı ile ele geçirilen şifrelerle bilgisayar korsanlarının hesaplarınızı kırıp açma ihtimallerini azaltır.
Sadece meşru pazar yerlerinde yer alan (Apple App Store ve Google Play) uygulamaları indirin.
Online alışveriş yapıyorsanız sadece HTTPS kullanan (URL’nin yanındaki tarayıcı adres çubuğunda bir kilit işareti olan) internet sitelerini tercih edin. Bu, verilerin ele geçirilme ihtimalinin daha düşük olduğu anlamına gelir.

 

 

Tüm banka ve kart hesaplarınıza dikkat etmek de iyi bir yöntem. Herhangi bir şüpheli işlem tespit ederseniz bu durumu hemen banka/kart hizmet sağlayıcınızın dolandırıcılık ekibine bildirin. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Kart bilgilerini korumanın sekiz yolu – Ulusal24.com

Kart bilgilerini korumanın sekiz yolu – Ulusal24.com

Siber suç ekonomisinin yıllık değeri her yıl artarak büyüyor. Siber güvenlik şirketi  ESET yasa dışı yollarla ele geçirilen yaklaşık 24 milyar kullanıcı adı ve parolanın dolaşımda olduğunu paylaştı. 

 

 

Dolandırıcılar kredi kartlarına ait bilgileri hem kullanmak hem de bu bilgileri satmak için kullanıcıları kandırmaya çalışıyorlar. ESET uzmanları artarak büyüyen bu sorun ile ilgili olarak, kullanıcılara kredi kartı bilgilerinin nasıl korunacağına ilişkin önerilerde bulundu.

 

Tetikte olun: İstenmeyen e-postalara hiçbir zaman cevap vermeyin, bu e-postalardaki bağlantılara tıklamayın veya bunların eklerini açmayın. Gizli tuzak içeren kötü amaçlı bir yazılım olabilirler veya sizi bilgilerinizi girmeye teşvik eden ve meşru görünen kimlik avı sayfalarına yönlendirebilirler.
Telefonun diğer ucundaki kişi ikna edici gelse bile telefon üzerinden hiçbir bilginizi vermeyin. Nereden aradıklarını sorun ve ardından teyit amacıyla o kurumu arayın. Ancak teyit için size kendi verdikleri iletişim numarasını da aramayın.
Bir sanal özel ağ kullanmadan halka açık Wi-Fi bağlantılarından internete girmeyin. Girmeniz gerekiyorsa da bu bağlantıları kullanırken kart bilgilerinizi girmenizi gerektiren online alışveriş gibi işlemler yapmayın.
Size bir sonraki ziyaretlerinizde zaman kazandıracak olsa da online alışveriş sitelerinde ve diğer sitelerde kart bilgilerinizi kaydetmeyin. Bu durum, o şirketin verileri ihlal edilirse ya da hesabınız ele geçirilirse kart bilgilerinizin çalınma ihtimalini azaltacaktır.
Tüm dizüstü bilgisayarlarınıza ve (telefon ve tablet vb. gibi) araçlarınıza saygın bir güvenlik sağlayıcısından kimlik avı korumasını da içeren bir antivirüs programını indirin.
Tüm hassas hesaplarınızda iki faktörlü kimlik doğrulamasını kullanın. Bu durum, çalınan/kimlik avı ile ele geçirilen şifrelerle bilgisayar korsanlarının hesaplarınızı kırıp açma ihtimallerini azaltır.
Sadece meşru pazar yerlerinde yer alan (Apple App Store ve Google Play) uygulamaları indirin.
Online alışveriş yapıyorsanız sadece HTTPS kullanan (URL’nin yanındaki tarayıcı adres çubuğunda bir kilit işareti olan) internet sitelerini tercih edin. Bu, verilerin ele geçirilme ihtimalinin daha düşük olduğu anlamına gelir.

 

 

Tüm banka ve kart hesaplarınıza dikkat etmek de iyi bir yöntem. Herhangi bir şüpheli işlem tespit ederseniz bu durumu hemen banka/kart hizmet sağlayıcınızın dolandırıcılık ekibine bildirin. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Continue Reading

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Başarılı dijital dönüşümün yolu hızlı haberleşmeden geçiyor – Ulusal24.com

Başarılı dijital dönüşümün yolu hızlı haberleşmeden geçiyor – Ulusal24.com

Sanayi 4.0 ile fabrikaların değişen ve kişiselleşen iletişim ihtiyaçlarına hızlı şekilde cevap veren CLPA’dan başarılı dijital dönüşümün ipuçları

Bugünün fabrikalarındaki değer zincirinin birbiriyle gerçek zamanlı entegrasyonunun sağlanması, sürekli iletişim içinde olması ve akıllı özellikleriyle kendisini uyarlayan bir sistem döngüsü oluşturması kritik bir öneme sahip. Sanayi 4.0 perspektifinde ele alındığında bu döngüyü oluşturmanın temelinde; büyük veri analizi, akıllı sensör teknolojileri, dijital ikiz sistemleri ve robotik teknolojiler yatıyor. Sanayiden üretime kadar hayatın her katmanında karşımıza çıkan dijital dönüşümün sürdürülebilir bir başarıya dönüşmesi içinse üretimin yanı sıra iş yapma modellerinin ve insan kaynağının da bu dijital ekosisteme entegre edilmesi gerekiyor. Üretim ve hizmet sistemlerinde tüm elemanların birbirleriyle bilgi alışverişinde olduğu bir mekanizmanın başarılı bir dönüşüm olarak nitelendirilebileceğinin altını çizen CLPA Türkiye Müdürü Tolga Bizel, dijitalleşmenin yol haritasını anlattı.

 

Siber fiziksel sistemlere dayalı üretimi esas alan Sanayi 4.0, dijital dönüşümü zorunlu kılan bir ekosistem yaratıyor. Akıllı fabrikalar çağı olarak da nitelendirilen bu süreçte, bahsedilen ekosistemin tüm bileşenlerin sensörler aracılığıyla haberleşebilmesi ve kendi yetenekleri doğrultusunda çevreden aldığı bilgiye göre hareket edebilmesi hedefleniyor. Küresel standartlara uygun bir dijital dönüşümden bahsedebilmek içinse konvansiyonel değer zincirinin temelden değişmesi gerekiyor. Siber fiziksel sistemlerin başını çektiği dijital dönüşüm yolculuğunun verimliliğin çok ötesinde bir katma değer sağladığını vurgulayan CLPA (CC-Link Partner Association) Türkiye Müdürü Tolga Bizel, kendi ekonomisini ve etki alanını yaratan fabrikalar için ipuçlarını sıraladı.

 

İlk adım yol haritasının oluşturulması

Dijital dönüşümün ilk adımında kapsamlı bir dijital yol haritası çıkarılması gerektiğini söyleyen Tolga Bizel; “Bugün bir fabrika, dijital ekosisteme dahil olmak istiyorsa öncelikle nerede olduğunu ve nereye varmak istediğini belirlemeli. Bu noktada yapılması gereken; dijital yeteneklerin ortaya konulması, mevcut durumun analiz edilmesi, kilit teknolojilerin doğru belirlenmesi ve güçlü bir yetenek havuzunun oluşturulması. Ardından stratejik hamleler ortaya konularak yeni iş modelleri ve üretim metodolojileri geliştirilebilir. Dijital dönüşümün sürdürülebilir bir başarıya dönüşmesi için üretimin yanı sıra iş yapma modellerinin ve insan kaynağının da bu ekosisteme en doğru şekilde entegre edilmesi gerekiyor. Ayrıca dijital dönüşüme sadece bir bilgi teknolojileri departmanı işi olarak bakılmamalı; operatörden üreticiye, müdürlerden yöneticilere kadar tüm iş gücü bu katmanda kendine yer bulabilmeli” dedi.

 

Sensör yatırımı dijital dönüşümün kalbini oluşturuyor

Tüketici beklentilerini en iyi şekilde yönetebilmek için sensörlere büyük iş düştüğünü belirten Bizel; “Günümüzün akıllı sensörleri, çift yönlü haberleşme ara yüzlerine ve kullanıcı isteğine bağlı yazılım fonksiyonlarına sahip. Bu sayede üretim alanlarına ve makinelere hızlı adapte olabiliyor. Ayrıca otomatik izleme ve yapılandırma gibi özellikleriyle de dikkat çekiyor. Tak-çalıştır mantığıyla kolayca kurulabilen bu sistemler, anlık ve sürekli iletişim imkânı yaratıyor. Olası arızaların önceden tespitini kolaylaştıran ve müdahale etme şansı sunan sensörler, makine performansında da yüksek bir artış sağlıyor. Tüm bu bilgiler ışığında söyleyebiliriz ki firmalar, Sanayi 4.0 ile uyumlu bir dijital dönüşüm mekanizması yaratmak istiyorlarsa mutlaka sensör yatırımı yapmalılar” şeklinde konuştu.

 

Endüstriyel haberleşme protokolleri hayati rol üstleniyor

Akıllı sensörlerin elde ettiği veriyi en hızlı şekilde iletmek için bir endüstriyel haberleşme ağına ihtiyaç olduğunu söyleyen Tolga Bizel, sözlerine şöyle devam etti: “Cihazların kendi aralarında ya da bilgisayarlarla iletişim halinde olduğu Sanayi 4.0 evresinde haberleşme protokollerine büyük iş düşüyor. Çünkü fabrikaların kendi kendine organize olabilmesi ve proaktif bir yapı kazanması için bir aracı şart. Biz bunu CLPA ile en hızlı şekilde yapıyoruz. Endüstriyel düzenin yeni çerçevelerini destekleyen, son teknoloji ürünler ve uygulamaların potansiyelini açığa çıkaran kapsamlı bir protokol olan CC-Link IE TSN ise hızı, güvenliği, yüksek bant genişliği ile fark yaratıyor. İşletmelerin süreçlerinin optimize edilerek iyileştirilmesine ve rekabet gücünün artırılmasına katkıda bulunan bu protokol, 10 kat daha hızlı olmasıyla da uçtan uca dijital sinyal bütünlüğünü iyileştiriyor. Dünya standartlarında akıllı üretime adım atmayı hedefleyen şirketler için gerekli alt yapıyı sağlayan CC-Link IE TSN, Zaman Duyarlı Ağ (TSN-Time Sensitive Network) teknolojisinden yararlanan dünyanın ilk endüstriyel açık ağı olmasıyla da benzerlerinden ayrılıyor.” 

 

Dönüşüm için bulut teknolojileri devreye giriyor

Bilginin toplanması ve ilgili birimlere hızlı bir şekilde iletilmesi kadar bu bilgilerin depolanmasının da dijital dönüşümün bir parçası olduğunu vurgulayan Bizel; “Her şeyin kusursuz bir hızda ilerlediği günümüzde fiziksel erişim gerektiren harici veri depolama alanlarının zorluğu aşikâr. Yeni endüstri çağında ise fiziksel değil her yerden erişim sağlayan bulut sistemleri öne çıkıyor ve büyük miktarda veri saklama sürecini kolaylaştırıyor. Zamandan ve mekândan bağımsız erişilebilir olmasının yanı sıra kişiselleştirilebilir hizmet ve esnek üretim anlayışı için gerekli çıktıları sağlıyor. Tüketiciyi anlayan, onun duygularını ve ihtiyaçlarını en az onun kadar iyi bilen bir mekanizma ve dijital dönüşüm için bulut sistemlerine de yatırım yapılması gerekiyor” dedi. 

 

Veri analitiği ile işletmeler performanslarını optimize edebilir

Depolanan ve saklanan verilerin tek başına bir şey ifade etmediğini ve dijital dönüşüm ayağının en önemli adımını oluşturan veri analitiğinin çok kritik olduğunu ifade eden Tolga Bizel: “İşletmelerin performanslarını optimize edebilmesi ancak veri analitiği ile mümkün. Toplanan verilerin uygun alt yapılar ve teknolojiler ile analiz edilmesi ve anlamlı birer bilgiye dönüştürülmesi modern çağın en büyük gücüne dönüşüyor. Buradan elde edilecek bu değerli çıktılar ise iş modellerine uygulanarak hem esnek hem verimli hem de kişiselleştirilebilir üretim anlayışına hayat veriyor. Müşteri eğilimlerini anlamaktan kişinin hangi saatte ne yapmak istediğine kadar birçok konuda yüksek doğrulu bilgiler sunan veri analitiği, dijital dönüşümün en son ama en önemli adımı ve kesinlikle atlanmamalı” diyerek sözlerini tamamladı.

Haber Kaynağı www.ulusal24.com