Çin’in uzay istasyonu Türkiye’ye düşebilir! – Uzay – Ulusal24

Çin’in uzay istasyonu Türkiye’ye düşebilir! – Uzay – Ulusal24

Çin’in Eylül’den beri
kontrolsüzce uzayda gezen ilk uzay istasyonu Tiangong-1 yeni yılın Ocak-Mart
ayları arasında Türkiye’ye düşebilir.

Türkiye’yi
bekleyen büyük tehlike
!

Avrupa
Uzay Ajansı (ESA) tarafından yapılan açıklamaya göre İspanya, İtalya, Türkiye,
Hindistan ve Suudi Arabistan 8.5 tonluk uzay istasyonunun enkazının
düşebileceği ülkeler.

ESA gelecek yılın ilk aylarında atmosfere kontrolsüzce giriş yapacak olan
Tiangong-1 uzay istasyonunu görüntülemek için uluslararası bir kampanya
yürüttüğünü açıkladı.

2011 yılında fırlatılan uzay aracı daha da büyük bir uzay istasyonu yaratmayı
amaçlamıştı. Fakat 2016’nın Eylül ayında Çinli yetkililer uzay aracının kontrolünü kaybettiklerini duyurmuşlardı.

ESA Uzay Enkazları Ofisi direktörü Holger Krag şu anda
yeryüzünden 300 kilometre yükseklikte bir yörüngede olduğunu, 2018 yılının Ocak
ve Mart ayları arasında yeryüzünü düşmesini beklediklerini dile getirdi. 

Haber Kaynağı ulusal24.com

Çin’in uzay istasyonu Türkiye’ye düşebilir! – Uzay – Ulusal24

Çin’in uzay istasyonu Türkiye’ye düşebilir! – Uzay – Ulusal24

Çin’in Eylül’den beri
kontrolsüzce uzayda gezen ilk uzay istasyonu Tiangong-1 yeni yılın Ocak-Mart
ayları arasında Türkiye’ye düşebilir.

Türkiye’yi
bekleyen büyük tehlike
!

Avrupa
Uzay Ajansı (ESA) tarafından yapılan açıklamaya göre İspanya, İtalya, Türkiye,
Hindistan ve Suudi Arabistan 8.5 tonluk uzay istasyonunun enkazının
düşebileceği ülkeler.

ESA gelecek yılın ilk aylarında atmosfere kontrolsüzce giriş yapacak olan
Tiangong-1 uzay istasyonunu görüntülemek için uluslararası bir kampanya
yürüttüğünü açıkladı.

2011 yılında fırlatılan uzay aracı daha da büyük bir uzay istasyonu yaratmayı
amaçlamıştı. Fakat 2016’nın Eylül ayında Çinli yetkililer uzay aracının kontrolünü kaybettiklerini duyurmuşlardı.

ESA Uzay Enkazları Ofisi direktörü Holger Krag şu anda
yeryüzünden 300 kilometre yükseklikte bir yörüngede olduğunu, 2018 yılının Ocak
ve Mart ayları arasında yeryüzünü düşmesini beklediklerini dile getirdi. 

Haber Kaynağı ulusal24.com

Çin’in uzay istasyonu Türkiye’ye düşebilir! – Uzay – Ulusal24

Çin’in uzay istasyonu Türkiye’ye düşebilir! – Uzay – Ulusal24

Çin’in Eylül’den beri
kontrolsüzce uzayda gezen ilk uzay istasyonu Tiangong-1 yeni yılın Ocak-Mart
ayları arasında Türkiye’ye düşebilir.

Türkiye’yi
bekleyen büyük tehlike
!

Avrupa
Uzay Ajansı (ESA) tarafından yapılan açıklamaya göre İspanya, İtalya, Türkiye,
Hindistan ve Suudi Arabistan 8.5 tonluk uzay istasyonunun enkazının
düşebileceği ülkeler.

ESA gelecek yılın ilk aylarında atmosfere kontrolsüzce giriş yapacak olan
Tiangong-1 uzay istasyonunu görüntülemek için uluslararası bir kampanya
yürüttüğünü açıkladı.

2011 yılında fırlatılan uzay aracı daha da büyük bir uzay istasyonu yaratmayı
amaçlamıştı. Fakat 2016’nın Eylül ayında Çinli yetkililer uzay aracının kontrolünü kaybettiklerini duyurmuşlardı.

ESA Uzay Enkazları Ofisi direktörü Holger Krag şu anda
yeryüzünden 300 kilometre yükseklikte bir yörüngede olduğunu, 2018 yılının Ocak
ve Mart ayları arasında yeryüzünü düşmesini beklediklerini dile getirdi. 

Haber Kaynağı ulusal24.com

Facebook, ‘Beğen’ Butonunu Kaldırıyor! – Gündem – Ulusal24

Facebook, ‘Beğen’ Butonunu Kaldırıyor! – Gündem – Ulusal24

Facebook, 6 Şubat’tan itibaren beğen butonu kaldırılıyor. Bu tarihten
itibaren, 3. parti yazılım geliştiricileri Facebook’un “beğen” (like)
butonu yerine kendi geliştirecekleri butonlar ile uygulamalar üzerinden
Facebook Pages sayfasına yönlendirme yapacağını açıkladı.

Facebook’ta 6 Şubat 2018’den itibaren, üçüncü taraf geliştiricilerin iOS ve
Android uygulamalarına yerleştirilen “Beğen” düğmesi artık
çalışmayacak. Bu tarihten itibaren, 3. parti yazılım geliştiricileri
Facebook’un like butonu yerine kendi geliştirecekleri butonlar ile uygulamalar
üzerinden Facebook Pages sayfasına yönlendirme yapabilecek.

Geliştiriciler, Facebook Sayfalarına bağlanan uygulamalarındaki kendi
düğmelerini oluşturmayı seçebilirler. Bir Facebook sözcüsü, “İnsanlar
Facebook’un uygulamasını veya mobil sitesini geliştiricinin sayfasına açmak
veya beğenmek için bu düğmelere dokunabilirler” dedi.

Facebook’un “Beğen” düğmesinin mobil uygulamalar arasında ne
ölçüde yaygınlaştığı ve şirketin bu öneriyi reddetme kararı belirsiz.

Facebook’tan yayınlanan bir e-postada “Geliştirici topluluğumuza en
iyi nasıl hizmet verebileceğimizi sürekli değerlendiriyoruz. Bu çabayı
desteklemek için, kaynaklarımızın geliştiriciler için en değerli özümleri
oluşturmaya ve geliştirmeye odaklanmış olduğundan emin olmak için ürün
tekliflerimizi inceledik. Sonuç olarak, bazı ürünler geliştirici topluluğumuz
için yeni ürünler üretmemiz için gün batımını gerçekleştirecek” dedi.

Haber Kaynağı www.Ulusal24.com

Facebook, ‘Beğen’ Butonunu Kaldırıyor! – Gündem – Ulusal24 yazısı ilk önce Ulusal24 Haber Merkezi üzerinde ortaya çıktı.

Haber Kaynağı ulusal24.com

Facebook’tan 1 milyon kişiye uyarı: Şifreler çalındı, 400’den fazla riskli uygulama var – Teknoloji

Facebook’tan 1 milyon kişiye uyarı: Şifreler çalındı, 400’den fazla riskli uygulama var – Teknoloji

Dünyada ve Türkiye’de en fazla kullanılan sosyal medya platformları arasında yer alan Facebook’tan kritik bir uyarı geldi.Facebook’un çatı kuruluşu Meta Platforms, “Yaklaşık 1 milyon Facebook kullanıcısını Apple ve Alphabet’in yazılım mağazalarından indirdiği uygulamalar sebebiyle güvenlik riski oluşturduğu konusunda uyaracağız. Bu kullanıcıların kullanıcı adları ve şifrelerinin çalınmış olma ihtimali var” açıklamasını yaptı.Bloomberg’ün haberine göre; Facebook tarafından yapılan açıklamada, “400’den fazla tehlikeli Android ve iOS uygulaması bulduk. Bunlar, kullanım için Facebook şifrelerini istiyor. Bu konuyu Apple ve Google’a ilettik” denildi.Risk yaratan uygulamalar arasında fotoğraf düzenleme uygulamaları, oyunlar ve sağlık uygulamalarının büyük çoğunlukta olduğu da kayıtlara geçti.RİSKLİ uygulama UYARISIApple, 400 riskli uygulamadan 45’inin kendi platformlarında olduğunu ve kaldırıldığını açıklarken Google da bütün uygulamaları kaldırma kararı alındığını duyurdu.Meta’nın küresel tehditlerle mücadeleden sorumlu direktörü David Agranovich, “Siber suçlular bu uygulamaların ne kadar popüler olduğunu biliyor ve insanların bilgilerini ve hesaplarını çalmak için benzerlerini yaratıyorlar. Eğer bir uygulama gerçek olamayacak kadar iyiyse, mesela diğer sosyal medya platformlarından çok daha farklı özellikler sunuyorsa dikkatli olmak gerek” dedi.Agranovich, “Facebook şifreleri çalınmış olma ihtimali olan 1 milyon kişinin hepsinin şifre ve kimlikleri çalınmış olmayabilir” yorumunu yaptı.

Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Siber Güvenlik Farkındalık Ayı İçin Şirketlere 10 Güvenlik Önerisi

Siber Güvenlik Farkındalık Ayı İçin Şirketlere 10 Güvenlik Önerisi

İŞLETMELER İÇİN SİBER GÜVENLİK FARKINDALIK AYI’NA ÖZEL SİBER FARKINDALIK REHBERİ

 

Küresel ölçekte Ekim ayı, Siber Güvenlik Farkındalık Ayı olarak kutlanıyor. Şirketlerin siber güvenlik konusunda bilinçlenmesi ve güvenlik önlemlerini geliştirmesi büyük önem taşıyor. Etkili güvenlik önlemlerine sahip olmayan şirketler hem itibar kaybı yaşıyor hem de iflas etme riskiyle karşı karşıya kalabiliyor. Siber riskleri gözden kaçıran şirketlerin başta fidye saldırıları olmak üzere pek çok siber saldırı karşısında açık bir hedef haline geldiğini belirten Komtera Teknoloji Satış Direktörü Gürsel Tursun, Siber Güvenlik Farkındalık Ayı’na özel şirketlerin alması gereken 10 siber güvenlik önlemini paylaşıyor.

 

Büyük ölçekli şirketler ve KOBİ’ler pek çok siber güvenlik riski ve veri ihlalleriyle karşı karşıya kalıyor. Etkili siber güvenlik çözümlerine sahip olmayan şirketlerin tüketicilerini kaybederek iflas etme riskiyle karşı karşıya kaldıkları ise bilinen bir gerçek. Şirketlerin giderek artan tehlikeler karşısında doğru güvenlik çözümlerine sahip olmasının kritik önem taşıdığını vurgulayan Komtera Teknoloji Satış Direktörü Gürsel Tursun, Siber Güvenlik Farkındalık Ayı’na özel tüm şirketler için hayati önem taşıyan 10 siber güvenlik önleminin altını çiziyor. 

 

Alınacak 10 Kritik Önlem Şirketlerin Geleceğini Kurtarıyor!

 

Siber saldırılarla karşılaşan ve etkili bir biçimde mücadele edemeyen şirketler hem büyük finansal kayıplar hem de ciddi itibar kaybı yaşıyor. Komtera Teknoloji Satış Direktörü Gürsel Tursun, siber riskler karşısında Siber Güvenlik Farkındalık Ayı’nda alınabilecek 10 kritik siber güvenlik önlemini sıralıyor.

 

1. Şirket çalışanlarınızı eğitin. Çalışanların siber saldırıları önleme konusunda eğitilmesi ve mevcut siber saldırılar hakkında bilgilendirilmesi siber saldırılara ve veri ihlallerine karşı mücadelede en etkili stratejilerden biri olarak sıralanıyor. Aksi durumlar, siber güvenlik konusunda yeterince bilgi sahibi olmayan çalışanların hackerların tuzağına daha kolay düşmesine sebep oluyor.

 

2. Tüm yazılım ve sistemleri sürekli olarak güncelleyin. Sistem ve güvenlik yazılımlarının güncelliğini yitirmesi güvenlik açıklarının ortaya çıkmasına yol açıyor. Hackerlar ortaya çıkan güvenlik açıklardan yararlanarak şirket verilerini ele geçiriyor. Bu gibi durumlarla mücadele edebilmek için tüm yazılım ve sistem güncellemelerini takip etmek gerekiyor.

 

3. Uç nokta güvenliğini önceliklendirin. Uç noktalar, şirket ağlarına bağlı çalışan tüm cihazlara verilen isimdir. İş ağlarına bağlı teknolojik cihazların hepsinde yüzde yüz güvenlik sağlamak adına uç nokta koruma yazılımları kullanmak önemlidir.

 

4. Etkili bir güvenlik duvarına sahip olun. Şirketlerin siber saldırılara karşı korunmasının en etkili stratejilerinden biri, ağlarda güçlü güvenlik duvarına sahip olmaktır. Güvenlik duvarı, şirket ağ ve sistemlerine yönelen saldırıların mağduriyet yaratmasını büyük oranda engelliyor. 

 

5. Verilerinizi yedeklemeyi ihmal etmeyin. Verilerin güvenli ortamlarda yedeklenmesi şirketlere yönelik saldırıların gerçekleşmesi durumlarında oldukça etkili bir yöntem olarak sıralanıyor.

 

6. Sistemlerinize kimlerin eriştiğini takip edin. Şirketler için şirket ağlarına kimlerin eriştiğini kontrol etmek büyük önem taşıyor. Düzenli olarak yapılan kontroller ise veri ihlalleri karşısında şirketleri koruyor. Bunun için şirketlerin uygulamalarına, verilerine ve hizmetlerine açıkça tanımlanmış erişim politikalarına bağlı olarak güvenli, uzaktan erişim sağlayan BT güvenlik çözümü Zero Trust yaklaşımını benimsemeleri tavsiye ediliyor. 

 

7. Wi-Fi koruması kullanın. Çalışanların güvenli olmayan Wi-Fi ağlarına bağlanması, şirket cihazlarına virüs bulaşma ihtimalini artırdığı için tüm sistem siber tehdit riski karşısında savunmasız kalabiliyor. Bu nedenle sistemleriniz için yapabileceğiniz en güvenli işlemlerden biri, Wi-Fi ağlarınızın güvenliğini sağlamak ve gizlemektir.

 

8. Çalışanlar için kişisel hesaplar oluşturun. Her uygulama ve program, her çalışan için benzersiz bir oturum açma gerektirir. Birçok kişinin aynı kimlik bilgileriyle bağlantı kurması şirketinizi tehlikeye atabilir.

 

9. Kontrollü yönetici izinlerine sahip olun. Çalışanlar bilinçsiz olarak şirket cihazlarına sistemi tehlikeye atan yazılımlar yükleyebilmektedir. Kontrollü yönetici izinlerine sahip olan şirketler, çalışanların ağlardaki belirli dosyaları yüklemesini ve bunlara erişmesini engelleyerek veri ihlallerinin büyük oranda önüne geçebiliyor.

 

10. Ayrı kullanıcı adları ve parolalar oluşturun. Bir şirketteki herkesin aynı şifreyi kullanması riskli olabiliyor. Hackerlar, bir şirket parolasını ele geçirdiği takdirde tüm sisteme ve kullanılan tüm uygulamalara da kolaylıkla erişebiliyor. Şirketlerde kullanılan her program için ayrı parolalara, kullanıcı adlarına sahip olmak ve sık sık bunları değiştirmek ise şirketlerin iç ve dış tehditler karşısında güvende kalmasının en etkili yollarından biridir.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Geliştirilen yapay zeka otonom araçları yaygınlaştıracak

Geliştirilen yapay zeka otonom araçları yaygınlaştıracak

Boğaziçi ve Oxford Üniversitelerinin ortak yürüttüğü çalışmayla, otonom araçların kötü hava koşullarında daha güvenli seyahat edecekleri yeni bir yapay zeka geliştirildi. Böylece sürücüsüz araç olarak bilinen otonom araçların yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri daha aşıldı. Geliştirilen yapay zekayla birlikte kar, yağmur, sis ve gece görüşü gibi zorlayıcı koşulları aşan araçlar, artık daha emniyetli olacak.

 

Boğaziçi Üniversitesi ve Oxford Üniversitesi iş birliğinde yürütülen ve yaklaşık iki buçuk yıl süren çalışmayla bilim insanları, otonom araçların özellikle zorlayıcı hava koşulları ve GPS-bağımsız ortamlarda emniyetli otonom sürüş kabiliyeti elde edebilmeleri için kritik öneme sahip bir yapay zeka mimarisi geliştirdi. Makina öğrenmesi alanında dünyanın en prestijli bilimsel dergilerinden birisi olarak kabul edilen Nature Machine Intelligence dergisinde yayımlanan çalışma, otonom araçların yazılım çekirdeğinde kritik bir parça olan öz-hareket tahmini için öz-denetimli bir derin öğrenme mimarisini literatüre kattı. Araştırmada kamera, radar ve lidar gibi çeşitli sensörlerin güçlü yanlarını kullanabilmek için geometrik farkındalığı olan akıllı bir sensör füzyon metodu uygulandı.

 

YAPAY ZEKAYLA OTONOM SÜRÜŞ KABİLİYETİ GELİŞTİRİLDİ

Çalışmadaki yapay zeka teknolojisinin geliştirilmesinde rol alan Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Turan, otonom araçların haritalama, konumlandırma, navigasyon, rota hesaplama ve gerçekleştirme gibi çok karmaşık işlevleri bir arada yürüten siber-fiziksel sistemler olduğunu belirterek ekledi: “Veriye dayalı algoritmalar son yıllarda çevresel etkenlere bağlı kırılganlıkları minimum seviyelere indirmeyi vadediyor. Fakat gerçek dünya koşullarında bu modüler yapının performansını sürüş güvenliğini tehlikeye atabilecek kadar kritik seviyelere düşüren koşullar ortaya çıkabiliyor ve bu da otonom araçların gündelik hayatta yaygın kullanımının önündeki en büyük engellerden birisi olarak önümüze çıkıyor. Bu bağlamda otonom araçlarda en kritik yazılım modüllerinden birisi hassas konumlandırma sistemleridir. Bu sistemler otonom araçların beyni diye nitelendirebileceğimiz çekirdek yazılımındaki hareket planlama, tahmin, durumsal farkındalık ve çarpışma önleme gibi hayati işlevler için bir temel oluşturmaktadır. Bizim geliştirdiğimiz yapay zeka; kamera, radar, ve lidar gibi sensörleri yoldaki koşullara göre gerçek zamanlı ve efektif bir şekilde birleştirerek otonom sürüşün zorlu hava koşullarında da devam etmesini sağlıyor. Geliştirdiğimiz bu yapay zeka modeli, kar, yağmur, sis ya da gece gibi zorlu hava koşullarında sensörlerden hangisine daha çok güvenebileceğine ve hangi sensörlerin verilerine daha az güvenmesi gerektiğine karar verebiliyor. Böylece sistem hassas konumlandırma becerisini zorlu şartlarda da devam ettirebiliyor.”

 

“BU YAZILIM GELECEKTE OTONOM ARAÇ KAZALARINI ÖNLEYECEK”

Oxford Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri bölümünden Dr. Yasin Almalıoğlu ise geliştirilen yapay zekanın, otonom araçların kötü hava koşullarında emniyet ve güvenilirliğini artırmak için kritik öneme sahip bir yazılım olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: “Bu yazılım otonom araçlara zorlu koşullarda hassas konumlandırma kabiliyeti sunmakta. Bunu gerçekleştirebilmek için, değişik sensör bilgilerini hava ve yol durumuna göre en efektif şekilde yorumluyor. Böylece sensör füzyon gerçekleştiriyor. Hassas konumlandırmanın önemini anlamak için bir otonom aracın trafikte kavşaklarda birkaç metre ileride durduğunu, ya da dönüş öncesi şeridini yanlış tahmin ettiğini düşünün. Bu ve benzeri durumlarda ölümcül sonuçları olacak birçok kazanın gerçekleşeceğini tahmin etmek zor değil. Otonom araba kullanımı gelecekte yaygınlaştığında, bu ve benzeri kazaların günde kaç insanın hayatına mal olabileceğini düşünürsek, hassas konumlandırma teknolojilerinin önemini daha iyi kavramış oluruz.”

 

Dr. Mehmet Turan ve Dr. Yasin Almalıoğlu yaptıkları bu çalışmanın otonom araçları daha emniyetli hale getirerek tüm hava koşullarında çalışabilmelerine bir adım daha yaklaştırdığı ve toplumsal otonom araç uygulamaları üzerinde kritik bir etkiye sahip olacağı konusunda hemfikir.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Doğru dijital ebeveynlik için yedi öneri

Doğru dijital ebeveynlik için yedi öneri

Pandemi kaynaklı karantinalar hayatımıza girdikten sonra çocuklar hiç beklemedikleri bir şekilde arkadaşlarından ayrı kaldılar. Uzaktan eğitim tüm çocukların hayatını değiştirdi. Dizüstü bilgisayarlar günlük bir ihtiyaç haline geldi. Dersler, ödevler ve eğlence birkaç metrekare ile sınırlı olduğu için ekran başında geçirilen zaman küçük bir soruna dönüştü. Ebeveynler için bu hem bir nimet hem de bir kabustu.

 

Siber güvenlik şirketi ESET, anne babaların çevrimiçi ortamda çocuklarının güvende kalmasına nasıl yardımcı olabileceklerini inceledi. Ebeveynlere önerilerde bulundu.  

 

Birkaç yıl öncesine kadar tehlikeler  daha çok sokaktaydı. Artık güvende olmak sanal ortamları da kapsıyor. Çocukların ne okuduklarını, ne izlediklerini, kiminle konuştuklarını takip etmeliyiz.  Bununla birlikte, çocuklar, günümüz yetişkinlerinden  daha farklı bilgi ve  becerilerle büyüyorlar. Yetişkinlerin çocuklara yol gösterici olabilmeleri için çocukları daha iyi anlamaları, dijital okuryazarlıklarını geliştirmeleri  gerekiyor. 

 

Ebeveynlerin çocuklarının nasıl zaman geçirdiklerini, nasıl çalıştıklarını bilmesi; kullandıkları teknolojileri öğrenmesi iyi bir başlangıç olabilir. ESET uzmanları diğer önerileri şöyle sıraladı: 

 

Çocuğunuza, özellikle interneti ilk kullanmaya başladığında, göz kulak olun. Bundan hoşlanmayabilirler ama kendi güvenlikleri için onlara göz kulak olmanız gerekiyor. Biraz daha büyüdüklerinde, bazı sınırları gevşetmeyi veya yavaş yavaş onlara biraz daha özgürlük vermeyi düşünün. 
Çocuğunuzun kullandığı uygulamaları ve oyunları öğrenin. Bilgi edinmek için kullanabilecekleri web sitelerini gösterin. 
Çocuklarınızla oyun oynamaya zaman ayırın, böylece ne yaptıklarını görebilir ve birlikte bir aktivite yapmış olursunuz. 
Çocuklarınız için sanal dünyada da  bir tür “rol model” olun. 
Çocuklarınıza sadece sosyal medyayı kullanamayacaklarını söylemeyin; bu onları siteleri  gizlice kullanmaya itebilir. Bunun yerine, çocukların bunları neden ve nasıl kullandıklarını anlamaya çalışın ve riskleri onlara açıklayın. Kullandıkları sosyal medya platformlarında  hesaplar oluşturun. 
Çocuklarınıza  kızmayın: Bir şeyi anlamalarını istiyorsanız, onu açıklayın. Önemli olan , çocuklarınızla iyi bir ilişki kurmak ve iletişim hatlarını açık tutmaktır. Teknolojiyi sorumlu bir şekilde kullanmalarını ve çevrimiçi ortamda güvende olmalarını sağlamak, işbirliğine dayalı bir görevdir. İnternet erişimlerini ve alışkanlıklarını her yerde ve 7/24 kontrol edemeyebilirsiniz, bu nedenle onları doğru bilgilerle donatmak ve özgürce soru sorabilecekleri bir ortam oluşturmak daha iyidir. 
Onları dinleyin ve tavsiyelerde bulunun. Onların çevrimiçi olarak karşı karşıya kaldıkları en yaygın tehditlerin farkında olduklarından emin olun. Siber zorbalık, dolandırıcılık ve sanal dünyada gizlenen diğer tehlikeler hakkında bilgi verin.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Veri İhlalleri Yüzde 14 Artış Gösterdi

Veri İhlalleri Yüzde 14 Artış Gösterdi

VERİ İHLALLERİNİ EN AZ ZARARLA ATLATMAK İÇİN 4 ADIM

 

2022’nin ilk çeyreğinde açıklanan veri ihlallerinin sayısı geçen yılın ilk çeyreğine kıyasla 14 artış gösterdi. Bu oranda bir artışın tüm internet kullanıcılarının tehdit altında olduğunun bir göstergesi olduğunu söyleyen Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, kullanıcıların verilerini kötüye kullanımdan korumaları için olası veri ihlalleri ardından uygulamaları gereken 4 adımı paylaşıyor.

 

Kimlik Hırsızlığı Kaynak Merkezi’nin (ITRC) son raporuna göre 2022’nin ilk çeyreğinde kamuya açıklanan veri ihlallerinin sayısı, 2021’in aynı dönemine göre 14 artış gösterdi. Yaşanan artış, siber saldırganların ilerleyen dönemlerde de bireylerin gizliliklerini ve maddi varlıklarını tehdit etmeye devam edeceğini gösteriyor. Tüm internet kullanıcılarının bir veri ihlali kurbanı olabilecekleri konusunda bilinçlenmesi gerektiğini söyleyen Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, teknolojik gelişmelerin faydalı getirilerinin yanında saldırıların kalitesini de geliştirmeye olanak sağladığını vurguluyor.

 

Tüm Kullanıcılar Doğrudan veya Dolaylı Olarak Veri İhlali Riskiyle Karşı Karşıya

 

Teknolojideki hızlı gelişmeler ve yenilikler küresel çapta milyonlarca kişinin çevrimiçi ortamda var olduğu bir dünya düzeni yarattı. Yeni düzende internet, kullanıcılara birçok rahatlık ve kolaylık sağlasa da özellikle kişisel veriler için ciddi risk oluşturuyor. Kimlik Hırsızlığı Kaynak Merkezi’nin (ITRC) son raporunda açıklanan 2022’nin ilk çeyreğinde gerçekleşen veri ihlallerinin bir önceki yıla kıyasla 14 artış gösterdiği bilgisi, gelişen teknolojilerin saldırganların da tekniklerini geliştirmesine olanak sağladığının bir kanıtı niteliği taşıyor. İnternete olan erişimin her geçen gün artmasının, siber suçların artışında büyük rol oynadığını belirten Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, kullanıcıların verilerini kötüye kullanımdan korumaları için olası veri ihlalleri ardından uygulanması gereken 4 adımı paylaşıyor.

 

1. Risk düzeyini tespit edin. Bir siber saldırıya uğradığını farkeden kullanıcıların öncelikle ne tür verilerin güvenliğinin ihlal edildiğini tespit etmeleri gerekiyor. Bu tespit işlemi, saldırının resmi olarak onaylanması sonrası gerçekleştirilebilir. Siber suçlular, son dönemlerde sıklıkla veri ihlali yaşayan kuruluşlar adına saldırılar gerçekleştiriyor. Bu tür saldırılarda adı geçen kuruluşun resmi web sitesine gidilerek durum detaylıca araştırılmalı.

 

2. Parolaları hızlıca sıfırlayın. Güvenliği ihlal edilen tüm hesapların ve bu hesap ile aynı oturum açma bilgilerini paylaşan diğer hesapların parolalarını hemen sıfırlayın. Siber saldırıya uğramayı beklemeden tüm hesaplarda çift faktörlü kimlik doğrulamayı etkinleştirmek ciddi önem taşıyor. eri ihlallerinin ardından yaşanabilecek siber saldırılara karşı şifre sıfırlamayla birlikte mutlaka 2FA özelliğini aktif hale getirin. Bugün kullanılan çoğu uygulamada var olan bir özellik ve büyük ölçüde zarar görmenizi engelleyen bir yöntem

 

3. Tehlikedeki bilgilerinizi kontrol edin. Siber saldırıya uğradıktan sonra risk altında olduğu tespit edilen bilgilerin türüne bağlı olarak tıbbi kayıtlar, finansal hesaplar, çevrimiçi platformlar kontrol edilmeli. Siber saldırganlar, kredi kartı bilgileri ya da sosyal güvenlik numarası gibi kritik verileri ele geçirirse kredi başvuruları ya da maddi dolandırıcılıklara maruz kalınabilir. Dolayısıyla tüm veriler yakından takip edilmeli. Çoğumuz artık dijital platformlar üzerinden para harcamayı alışkanlık haline getirdik ve kredi kartı bilgilerimizi sürekli girmek yerine uygulamalar içinde saklayabiliyoruz. İnternet ortamında kredi kartınız yerine sanal kredi kartı kullanmayı alışkanlık haline getirerek, limitinizi risk sınırınızın altında tutun.

 

4. Ödüllü güvenlik çözümlerinden yararlanın. Verilerin tehdit altında olup olmadığına bakılmaksızın kötü niyetli saldırılara, sahte web sitelerine ve dolandırıcılara karşı koruma ve önceden tehdit imkanı sağlayabilmek için Bitdefender Antivirüs gibi ödüllü bir güvenlik çözümünden yararlanın. Hassas ve güvenli olmayan web sitelerine giriş yaparken VPN kullanımına ve ortak alanlarda kullanılan Wi-Fi ağlarına zorunda kalmadıkça katılmamaya olabildiğince özen gösterin.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Kaspersky Araştırması, üçüncü parti otomotiv aplikasyonlarının önemli gizlilik riskleri taşıdığını tespit etti

Kaspersky Araştırması, üçüncü parti otomotiv aplikasyonlarının önemli gizlilik riskleri taşıdığını tespit etti

Bağlantılı araçlara yönelik mobil uygulamalar, sürücülerin hayatını kolaylaştıran çeşitli özellikler sunuyor. Ancak bunlar aynı zamanda risk kaynağı da olabiliyor. Kaspersky uzmanları, bağlantılı araçları kontrol etmek için tasarlanmış 69 popüler üçüncü taraf mobil uygulamasını analiz etti ve sürücülerin bunları kullanırken karşılaşabilecekleri tehditleri tanımladı. Neticede uygulamaların yarısından fazlasının (58) araç sahiplerinin kimlik bilgilerini izin almadan kullandığı ortaya çıktı. Bunun da ötesinde başvuruların beşte birinin iletişim bilgileri mevcut değildi ve bu durum sorunları bildirmeyi imkânsız hale getirdi. Bu ve benzeri bulgular, yeni Kaspersky Connected Apps raporunda yayınlandı.

 

Bağlantılı araç aplikasyonları, sürücülerin hayatlarını kolaylaştırmak için çok çeşitli işlevler sunuyor. Örneğin kullanıcıların kapıları kilitlemesine ve açmasına, klima kontrolünü ayarlamasına, motoru çalıştırıp durdurmasına, kısaca araçlarını uzaktan kontrol etmelerine olanak tanıyor. Çoğu otomobil üreticisinin otomobilleri için kendi uygulamaları olsa da üçüncü parti aplikasyon mobil geliştiricileri tarafından tasarlananlar, araç üreticisi tarafından henüz tanıtılmamış benzersiz özellikler de sunabilecekleri için kullanıcılar arasında oldukça popüler.

 

Kaspersky tarafından analiz edilen üçüncü parti aplikasyonlar, bu tarz uygulamalar tarafından kontrol edilen Tesla, Nissan, Renault, Ford ve Volkswagen başta olmak üzere neredeyse tüm büyük araç markalarını kapsıyor. Kaspersky araştırmacıları, bu uygulamaların kullanımının tümüyle güvenli olmadığına dikkat çekiyor.

 

Kaspersky uzmanları, bağlantılı araçlar için tasarlanmış 69 üçüncü parti aplikasyonu inceledi ve sürücülerin bunları kullanırken karşılaşabilecekleri önemli gizlilik risklerini belirledi. Araştırmalar sonucunda uygulamaların yarısından fazlasının (58) kullanıcı hesabı aracılığıyla orijinal otomobil üreticisinin hizmetini kullanırken bunun riskleri hakkında uyarıda bulunmadığı ortaya çıktı. Bazı geliştiriciler, daha güvenilir görünmek için kullanıcı adı ve parola yerine yetkilendirme belirteçleri kullanılmasını öneriyordu. Buradaki önemli kısım ise söz konusu belirtecin ele geçirilmesi durumunda kötü niyetli kişilerin kurbanların kimlik bilgilerine ve araçlarına erişebilme riski bulunuyor. Kullanıcıların, riskin kendilerine ait olduğunun ve yetkilendirme belirteci kullanılmasının güvenliği tam olarak sağlamadığının farkında olması gerekiyor. Buna rağmen geliştiricilerin sadece 19’u bundan bahsediyor.

 

Ayrıca uygulamaların 14’ü geliştiriciyle nasıl iletişime geçileceği veya geri bildirimde bulunulacağı konusunda bilgi içermiyor. Bu da herhangi bir sorunu bildirmeyi veya uygulamanın gizlilik politikası hakkında daha fazla bilgi talep etmeyi imkânsız hale getiriyor. Resmi iletişim bilgilerinin ve sosyal ağ sayfalarının olmaması, bu uygulamaların çoğunun meraklılar tarafından geliştirildiğini ortaya koyuyor. Bu illa kötü bir şey demek değil, ancak bu tür geliştiriciler aracınızın ve verilerinizin güvenliğiyle yeterince ilgilenmemiş olabilirler. 69 uygulamadan 49 tanesi ücretsiz veya demo kullanıma izin veren uygulamalardan oluşuyor ve bunlar Google Play Store üzerinde şimdiye dek 239 bin kez indirilmiş durumda.

 

Kaspersky Ulaşım Güvenliği Başkanı Sergey Zorin şunları söylüyor: “Bağlantılı bir dünyanın faydaları çok fazla. Ancak bunun hala gelişmekte olan bir sektör olduğunu ve belirli riskler taşıdığını belirtmek önemli. Arabanızı uzaktan kontrol etmek için üçüncü parti bir uygulama indirirken, kullanıcılar olası tehditlerin farkında olmalıdır. Bağlı teknolojilere çok sayıda özel bilgi ve kişisel veri emanet ediyoruz. Ne yazık ki tüm geliştiriciler, veri toplama ve depolama söz konusu olduğunda sorumlu bir yaklaşım benimsemiyor ve bu da kullanıcıların kişisel bilgilerini ifşa etmesine neden oluyor. Bu veriler daha sonra karanlık ağda satılabiliyor ve güvenilmez ellere geçebiliyor. Ayrıca siber suçlular yalnızca verilerinizi ve kişisel kimlik bilgilerinizi çalmakla kalmıyor, aynı zamanda aracınıza erişerek fiziksel tehditlere yol açabiliyor. Bu nedenle Kaspersky olarak, uygulama geliştiricileri kullanıcıların korumasını bir öncelik haline getirmeye ve müşterilerini ve kendilerini tehlikeye atmaktan kaçınmak için tedbir almaya çağırıyoruz.”

 

Uygulama geliştiriciler için Kaspersky uzmanları aşağıdaki tavsiyeleri öneriyor:

Uygulamalar temel geliştirme sürecinde kontrol edilmelidir, dağıtımdan önce güvenlik açıkları taranmalıdır. Taşıyıcıların rutin olarak güvenlik denetimi yapılmalı ve üretim altyapılarını kötü amaçlı yazılımdan koruyan, yazılım geliştirme sürecini güvence altına alan çözümler benimsenmelidir. Kamu noktaları aracılığıyla tedarik zinciri saldırılarının son zamanlarda daha sık görülmesi nedeniyle, geliştirme sürecinin dış müdahalelere karşı gelişmiş korunmaya ihtiyacı var.
Kaspersky Hybrid Cloud Security, geliştiricilerin güvenlik ihtiyaçlarını karşılayan bir çözümdür. Docker ve Windows taşıyıcısını korur ve taşıyıcı ana bilgisayar belleğini koruması, taşıyıcılar için görevler, görüntü tarama ve komut dosyası yazılabilir arabirimleriyle bir “kod olarak güvenlik” yaklaşımı sağlar. Böylece, geliştirme süreci etkilenmeden güvenlik görevleri CI/CD ardışık düzenlerine entegre edilebilir.
Kaspersky Mobile SDK, müşteriler için veri korumasının yanı sıra kötü amaçlı yazılım algılama, güvenli bağlantı ve daha fazlasını sağlar.

Kaspersky uzmanları kullanıcılara ise şunları tavsiye ediyor:

Yalnızca Apple App Store, Google Play veya Amazon Appstore gibi resmi mağazalardan uygulama indirilmelidir. Bu pazarlardaki uygulamalar 100 güvenli olmasa da en azından mağaza temsilcileri tarafından kontrol edilirler ve yerinde bir filtreleme sistemi vardır. Yani her uygulama bu mağazalara giremez.
Özellikle erişilebilirlik hizmetlerine erişim gibi yüksek riskli izinler söz konusu olduğunda, bir işleme izin vermeden önce iyice düşünülmelidir. Örneğin bir el feneri uygulamasının ihtiyaç duyduğu tek izin, el feneri işlevine erişim olmalıdır.
Kötü amaçlı uygulamaları ve reklam yazılımlarını tespit etmeye yardımcı olacak güvenilir bir güvenlik çözümü kullanılmalıdır.
İşletim sistemi ve tüm yazılımlar düzenli olarak güncellenmelidir. Birçok güvenlik sorunu, yazılımın güncellenmiş sürümleri yüklenerek çözülebilir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com