Samsung;un 2024 Model Neo QLED, OLED ve Lifestyle TVleri,

Samsung;un 2024 Model Neo QLED, OLED ve Lifestyle TVleri,

Samsung’un 2024 serisindeki sekiz modelinin önceki modellerine kıyasla daha az karbon ayak izine sahip olduğu onaylandı ve böylelikle markanın sertifikalı ürün portföyü genişledi. Samsung Electronics, 2024 yılında 60’tan fazla model için “Ürün Karbon Ayak İzi” ve “Düşük Karbon” sertifikaları almayı hedefliyor.

  Samsung Electronics, 2024 model Neo QLED 4K ve 8K, OLED ve The Frame serilerindeki sekiz ürünün, uluslararası ve bağımsız üçüncü taraf test, denetim ve belgelendirme kuruluşu TÜV Rheinland’dan “Düşük Karbon” (Product Carbon Reduction) sertifikası aldığını duyurdu. Sertifikalar, bu ürünlerin bir önceki yılın modeline kıyasla daha düşük karbon ayak izine sahip olduğunu gösteriyor ve şirketin karbon emisyonlarını yıldan yıla azaltma çabalarını kanıtlıyor.

Samsung Electronics Görsel Ekran İş Biriminden Sorumlu Başkan Yardımcısı Yongjae Kim, sertifikalarla ilgili olarak, ‘‘Dünyanın lider TV üreticisi olarak hem TV özelliklerini yeniden tanımlayan hem de sürdürülebilirlik çabalarını ileri taşıyan ürünler yaratma sorumluluğu taşıyoruz” dedi. 

Samsung Electronics’i tebrik eden TÜV Rheinland Elektrik İş Birimi Global Başkan Yardımcısı Frank Holzmann ise şunları belirtti: “Düşük Karbon sertifikasının verilmesi, Samsung’un çevresel sürdürülebilirliğe olan bağlılığını, karbon emisyonlarını azaltma ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki fiili uygulama çabalarını onaylıyor. Markanın itibarını ve müşteri güvenini artıracak olan bu sertifikalar, Samsung’un global elektronik pazarındaki liderlik konumunu daha da sağlamlaştıracak.”

TÜV Rheinland, Samsung’un TV ürünlerinin üretim, nakliye, kullanım ve imha edilme aşamalarını kapsayan tüm yaşam döngüsü boyunca ortaya çıkan sera gazı emisyonlarını “baştan sona” yaklaşımıyla değerlendirdi. Bu değerlendirme, ISO 14067 ve ISO 14064-4 gibi dünyaca kabul görmüş standartların yanı sıra TÜV Rheinland’ın kendi geliştirdiği 2 PfG Q2880/09.23 standardına da uygun olarak gerçekleştirildi. Değerlendirme sonucunda sekiz TV ürün serisinin tamamının TÜV Rheinland tarafından belirlenen karbon azaltma standardı gerekliliklerini karşıladığı doğrulandı ve onaylandı. Sertifikalandırılan ürünler arasında Neo QLED 8K serisinden 2 model, Neo QLED 4K serisinden 3 model, OLED serisinden 2 model  ve The Frame serisinden 1 model yer aldı.

Ürün sertifikasyonuna ek olarak Samsung’un Görsel Ekran İş birimi, TÜV Rheinland’dan ekran ve tüketici elektroniği sektörünün ilk “Ürün Karbon Ayak İzi Hesaplama Yöntemi” sertifikasını da aldı. Sera gazı emisyonlarını hesaplamak, şeffaf ve tekrarlanabilir sonuçlar sağlamak için yönetmeliklere ve öngörülen uygulama kılavuzlarına uygun olarak toplanan ve analiz edilen veriler sonucunda verilen bu sertifika, bir ürünün tüm yaşam döngüsü boyunca neden olduğu sera gazı emisyonlarını ölçüyor ve yönetiyor.

Ürünlerinin çevresel etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalarını sürdüren Samsung, 2024’te tanıtılmaya başlanan soundbarlar da dahil olmak üzere 60’tan fazla ürünü için TÜV Rheinland’ın “Ürün Karbon Ayak İzi” ve “Düşük Karbon” sertifikalarını almayı hedefliyor. Bu sekiz ürün serisinin elde ettiği karbon azaltma sonuçları ve analiz raporları sayesinde Samsung, yeni nesil karbondan arındırılmış TV’lerin geliştirilmesi ve tasarlanması konusunda daha fazla güven kazandı ve net bir yol haritasına sahip oldu.

Bu sertifikaların hak edilmesi, Samsung’un önceki onaylı sürdürülebilirlik çabalarının devamı niteliğinde. Samsung, Neo QLED 4K modeli ve daha yüksek çözünürlüklü TV’leri için 2021 yılında Carbon Trust’tan ilk “Düşük Karbon” sertifikasını aldı. 2022’de 11 TV modeli, beş monitör ve tabela ürünleri “Düşük Karbon” sertifikası alan şirketin 2023 yılında sunduğu 24 model ise Carbon Trust ve TÜV Rheinland tarafından onaylandı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Casper;dan 2024 yılında damga vuracak 5 teknoloji trendi

Casper;dan 2024 yılında damga vuracak 5 teknoloji trendi

Yeni teknolojilere her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Hem günlük hayatta hem de kurumsal dünyada hayatımızı derinden etkileyen bu teknolojiler, ezberleri bozuyor. Türkiye’nin teknoloji markası Casper, 2024 yılı ve sonrasında teknoloji dünyasını önemli ölçüde etkileyecek 5 trendi sıralıyor.

Yapay zeka teknolojisinin ilerlemesinden yüksek hızlı internetin kullanılmasına, çevre dostu teknolojilerden kuantum bilgisayarların geliştirilmesine kadar yaşanan birçok gelişme kullanıcıların teknoloji kullanım alışkanlıklarını değiştiriyor. Türkiye’nin teknoloji markası Casper, güçlü donanımların şık tasarımlarla buluştuğu Excalibur, Casper Nirvana ve Casper VIA alt markalarıyla, 2024 yılında da tüketicilerin teknoloji tercihlerinde yerini alıyor. Casper, 2024 yılı ve sonrasında teknoloji dünyasını bekleyen 5 trendi paylaştı.

1. Üretken yapay zeka daha önce görülmemiş çalışmalara imza atacak. Araştırmalar, yapay zekanın 2025 yılına kadar tüm verilerin yüzde 10’unu oluşturacağını ve bu alanda 2024’te büyük bir büyüme beklendiğini öngörüyor. Birçok sektör ve işletme de daha verimli, daha optimize çalışmak için yapay zeka uygulamalarını iş süreçlerine nasıl dahil edebilecekleri üzerine çalışıyor. Microsoft’un yeni yapay zeka (AI) platformu Windows Copilot, dünyanın dört bir yanındaki bilgileri tutarlı bir şekilde bir araya getirerek akıcı, samimi ve güçlü argümanlarla desteklenebilen bir çıktı haline dönüştürebiliyor. Casper da, Microsoft ile yaptığı iş birliği kapsamında tüm Windows 11 ön-yüklü bilgisayarlarında Windows Copilot uygulamasını kullanıcılarıyla buluşturuyor.

2. Yeni ekran teknolojileri bilinen tüm kuralları yıkacak. 1967 yılından itibaren her yıl Amerika’da düzenlenen, tüketici elektroniği üzerine en son teknolojik yeniliklerin yer aldığı Uluslararası Tüketici Elektroniği Fuarı (CES), bu yıl da büyük bir ilgi gördü. Geleceği şekillendiren ürünlerin tanıtıldığı fuarda, ekran kullanımını iyileştiren heyecan verici teknolojiler yer aldı. Görüntü kalitesini artıran ve dekorasyon alanında da kullanılabilen şeffaf televizyon, göz sağlığını olumsuz etkileyen mavi ışığı %61’e kadar filtreleyebilen ekran teknolojileri, taşınabilir ve katlanabilir monitor fuarda ön plana çıktı. Seyir zevkini doruklara taşıyacak olan yeni ekran teknolojileri, sürükleyici kullanıcı deneyimi yaşatmanın yanı sıra fütüristik bir tasarım sunuyor.

3. Güçlü performansa ve aynı zamanda şık tasarımlara sahip bilgisayarlar tercih edilecek. Günlük kullanım, uzaktan çalışma, online eğitimler ya da oyun oynamak için bilgisayarlara olan ihtiyaç artıyor. 2024 yılı ve sonrasında bu ihtiyacın daha yüksek bir performansa evrilmesi bekleniyor. Özellikle bir oyun bilgisayarının sağladığı performans kriterleri ve yoğun grafik özellikleri, donanım gerektiren iş alanlarında da profesyoneller tarafından tercih ediliyor. Kullanıcıların hem iş hem de eğlence için donanımsal açıdan güçlü masaüstü bilgisayarlara ya da mobilleşmenin verdiği konforla güçlü laptoplara olan ilgisi artacak. Gelecek yıllarda tüketici tercihlerini her ne kadar güçlü performansa sahip bilgisayarlar belirleyecek olsa da kullanıcılar, cihazlarında şık bir tasarım da talep edecek.

4. Çevre dostu teknolojilerin pazar payı artış göstercek. Ülkeler ve şirketler, net sıfır emisyon taahhütlerini yerine getirmek için çalışmalarına devam ederken çevre dostu teknolojiler, 2024 yılında da ilgi odağı olmaya devam edecek.  İnsanlar da bireysel olarak, çevre üzerindeki etkilerini en aza indirmek ve karbon emisyon oranlarını düşürmek için teknolojiden daha fazla yararlanacak. Fosil yakıt tüketimini azaltmak için üretilen elektrikli arabalar, bisikletler, scooterlar ve toplu taşıma araçları üzerine teknolojik geliştirmeler devam edecek ve pazar payları artacak. Teknoloji dünyası ise altyapı ve hizmetlerin, enerji tüketiminin ve karbon emisyonlarının azaltılmasına öncelik verdiği yeşil bulut bilişim ve sürdürülebilir uygulamalarını daha fazla benimseyecek.

5. Kuantum bilgisayarlar, yeni evrenlerin keşfedilmesinde önemli bir rol oynayacak. Kuantum bilgisayarlar, verileri depolamak ve hesaplamalar gerçekleştirmek için kuantum fiziğinin özelliklerini kullanan makinelerdir. Bilim adamları ve mühendisler, geleneksel klasik bilgisayarların çözmesinin imkansız olduğu bazı sorunların çözümlerinin, kuantum bilgisayarlar ile kolay olacağını öngörüyor. Enerjinin ve malzemenin atom ve atom altı seviyelerindeki davranışını açıklayabilen kuantum bilgisayarlar, bu sayede kuantum sistemlerin öğrenilmesine, modellenmesine ve şekillendirilmesine yardımcı olacak. Bu kabiliyet, fizik anlayışını geliştirerek bilgisayar çipleri, iletişim cihazları, enerji teknolojileri, bilimsel araçlar, sensörler, saatler ve materyaller gibi kuantum mekaniğinin rol oynadığı tüm cihazların tasarımlarını etkileyecek.

 

Casper Hakkında:

Türkiye’nin teknoloji alanında dünyadaki en önemli temsilcilerinden ve Türkiye’de dijital dönüşüme yön veren lider markalarından Casper, 1991 yılında faaliyetlerine başladı. 34.500 metrekare kapalı alan üzerine kurulu, Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük bilgisayar üretim tesislerinden birine sahip olan Casper, bilgisayar ve telefon başta olmak üzere tüm ürünlerinin tasarım ve ARGE süreçlerini kendi mühendisleri ile yürütüyor. Üretim tesisinde yıllık en az 1 milyon bilgisayar ve 500.000 telefon üretim kapasitesi mevcut. Uluslararası beğeni kazanan tasarım, malzeme ve renk seçimlerini tasarım ekibi ile yürüten Casper, Türkiye’de tüketiciye özel üretim yapma becerisi olan tek bilgisayar üreticisi olarak kullanıcılara yüzlerce çeşit konfigürasyon imkânı sunuyor. 

Global çapta kalite ve teknolojiye sahip ürünlerini, geniş hizmet ağı ve yerel üretim avantajlarıyla birleştiren Casper; VIA, Nirvana ve Excalibur markalarıyla akıllı telefondan tablete, dizüstü bilgisayardan mini PC’lere kadar uzanan geniş ürün gamı, yerli üretim ile Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük ediyor. Türkiye’nin tek teknoloji tabanlı ödülü olan Tech Brands Turkey’i üst üste 4 kez kazanan Casper, halk jürisi ile belirlenen Türkiye’nin bütünleşik pazarlama ödülü The ONE Awards’da da teknoloji üreticisi kategorisinde yılın en itibarlı markası ödülünün de sahibi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Mükemmel dijital temizlik için Kaspersky den 5 ipucu

Mükemmel dijital temizlik için Kaspersky den 5 ipucu

Yeni bir yıla hazırlanırken dijital izlerinizi temizlemenin tam zamanı geldi. Bu temizlik size sadece yeni bir yıl için “taze” bir başlangıç sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda daha verimli olmanıza da olanak tanıyacak. İşte Kaspersky uzmanlarından dijital hijyeninizi artırmak için ipuçları:

Gereksiz dosyaları silin

Oldukça basit adım. Ancak, artık ihtiyacınız olmayan dosyaları silmek şaşırtıcı derecede uzun zaman alabilir. Özellikle binlerce dosyanız varsa ve göz korkutucu olsa da, günde 20 ila 50 dosya silerek başlamak iyi bir fikir olabilir. Masaüstünüzü artık ihtiyaç duymadığınız tüm kısayollardan ve klasörlerden temizleyin. Bunu bilgisayarınızın performansını artıracak ve size daha düzenli hale getirecek bir taktik olarak görün. İnternet’te gezinirken maalesef birçok gereksiz dosya biriktiği için bir sonraki adım, bu dosyaları indirme klasöründen kaldırmak olabilir. Bir İnternet güvenlik uygulamasının performans sekmesi (örneğin, Kaspersky tarafından sunulan bir uygulama gibi) sayesinde işletim sisteminizin daha derin katmanlarında depolanan büyük dosyaları, yinelenen dosyaları ve geçici dosyaları kontrol etmenize yardımcı olabilir. Gereksiz dosyaları kaldırmayı bitirdikten sonra “geri dönüşüm kutusunu” boşaltmayı unutmayın.

2. E-posta ve mesajlaşma uygulamalarınızı temizleyin

Günümüz dünyasında hemen hemen herkes e-postalara boğuluyor. İlk adım olarak, hiçbir zaman okuma fırsatı bulamadığınız tüm bülten aboneliklerinden çıkma gibi temel şeylere odaklanabilirsiniz. Bir diğer ‘kolay’ görev de aylar veya yıllar öncesine ait okunmamış mesajlardan kurtulmak olacaktır. Eğer henüz bu mailleri okumadıysanız, muhtemelen hiçbir zaman okumayacaksınız demek oluyor. Sürücünüzü düzenlemenin harika bir yolu da eski mesaj sohbetlerini silmek. Eğer işinizle ilgili değillerse veya kişisel yaşamınızda önemli değillerse, onlardan kurtulun. Tabii ki spam klasörünü temizlemeyi unutmayın. Çoğu e-posta programı bunu otomatik olarak yapar, ancak belirli bir süre veya boyut eşiği aşıldıktan sonra bu mümkün oluyor. Haftada bir kez burayı kontrol edin ve spam mesajlarını silin. Bu aynı zamanda spam klasörüne yanlışlıkla girmiş herhangi önemli mesaj olup olmadığını kontrol etmek için de harika bir yol olabilir. Ayrıca, e-posta mesajlarından abonelikten çıkarken, giriş bilgilerinizi girmek gerekiyorsa, tarayıcınızdaki URL’nin isteğinizle örtüştüğünden emin olun. Bu, olası bir phishing saldırısının bilgilerinizi çalmasını önlemek için de yardımcı olabilir.

3. Kullanılmayan uygulamaları kaldırın

Akıllı telefonunuzda veya dizüstü bilgisayarınızda, muhtemelen uzun süredir kullanmadığınız uygulamalar bulunuyor. Özellikle akıllı telefon tarafında, cihazınızı aldığınızdan beri belki hiç açmadığınız uygulamalar olabilir. Bu uygulamalar depolama alanını ve belleği işgal ederek güncellenmemiş olduklarında güvenlik riski oluşturabiliyor. Her gün bir kullanılmayan uygulamayı silerek işe başlayın. Kısa sürede cihazınız, boşa çıkan depolama alanı sayesinde daha “taze” bir hale gelecek. Ayrıca, bazı uygulamaların dosyalarınıza ve/veya cihaz konumunuza sahip oldukları izin seviyesine şaşıracaksınız.

4. Gereksiz bildirimleri kapatın

Günümüz dünyasında karşı karşıya kaldığımız bir diğer zorluk ise aldığımız dijital bildirim sayısı denilebilir. Bir fitness uygulamasından veya doğum günü hatırlatıcısından gelen bildirimlerle işler hızla kontrolden çıkabilir. Tüm bildirimleri devre dışı bırakmaya da karar verebilirsiniz, ancak bu, en başta onları alma amacını ortadan kaldırabilir. Bunun yerine, bildirimleri kötüye kullanan uygulamaları belirleyin ve bunları devre dışı bırakın. Unutmayın birçok cihaz, bir toplantıya katılırken veya belirli bir göreve odaklanmanız gerektiğinde geçici olarak bildirimleri devre dışı bırakmanıza izin veren bir odak modu sunuyor. 

5. Şifrelerinizi kontrol edin

Bu muhtemelen insanların en çok korktuğu şeylerden biri. Çok az kişi iyi parola yönetimi uygulamalarına uyuyor ve genellikle tüm dijital hesapları için aynı parolayı kullanmayı seçiyor. Ancak şimdi bu kötü alışkanlığı bırakma ve Kaspersky Password Manager gibi bir araç kullanmaya başlama zamanı geldi. Bu uygulama hangi parolalarınızın güvenli olmayabileceğini gösterir ve rastgele karakterler kullanarak güvenli ve benzersiz parolalar oluşturmanıza yardımcı oluyor. Parolaları şifrelenmiş biçimde saklayarak tüm cihazlarınızda otomatik olarak senkronize ediyor.

Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi (GReAT) Güvenlik Araştırmacısı Mert Değirmenci ‘Dijitalleşmiş ve bağlantılı bir dünyada, dijital cihazların düzenli kullanıcıları çevrimiçi güvenliklerini artırmak ve sistem sağlıklarını korumak için her zaman siber hijyenlerini özen göstermelidir. Siber hijyenin temel prensibi, günlük rutinin bir parçası haline gelmesidir. Kaspersky Premium gibi güvenilir bir güvenlik çözümü kullanmak ve bilgi teknolojileri etrafında iyi alışkanlıklar edinmeye çalışmak, sizi korunmuş ve üretken tutmaya yardımcı olacaktır’” diyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

SASA üretim süreçlerinde yapay zekaya hazırlanıyor

SASA üretim süreçlerinde yapay zekaya hazırlanıyor

Türkiye’nin lider, dünyanın önde gelen polyester üreticisi SASA Polyester, dünyanın en büyükleri arasında yer alan Adana’daki tesislerindeki üretim süreçlerinde yapay zeka uygulamalarından faydalanmaya hazırlanıyor.
Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu ve SASA Polyester Genel Müdürü Dr Mustafa Kemal Öz’ün de aralarında olduğu SASA yönetimi, dünyanın önde gelen yapay zeka araştırma kurumlarından biri olan Berlin merkezli ZEKI’yi ziyaret ederek bilim insanlarından brifing aldı. 
Türk asıllı Alman bilim insanı Prof Dr Şahin Albayrak tarafından kurulan Somut Yapay Zeka ve Dijitalizasyon Merkezi ZEKI (Almanca adıyla ‘Zentrum für erlebbare Künstliche Intelligenz und Digitalisierung’), Alman devletinin 3 ayrı bakanlığının yanı sıra hepsi dünya çapında önde gelen Alman özel sektör şirketlerinin desteğini almış bir yapay zeka Ar-Ge merkezi. 
SASA Polyester Genel Müdürü Dr Mustafa Kemal Öz: “SASA üretim süreçlerine, yapay zeka katkısı ile ileri seviye süreç kontrolü, en güncel otomasyon sistemleri ve bilgi teknolojilerini entegre edeceğiz. Üretimin her aşamasında gerçek zamanlı veri analizi yaparak üretim verimliliğimizi arttıracağız.”

 

İstanbul, 25 Ocak 2024 – Türkiye’nin lider, dünyanın önde gelen polyester üreticilerinden olan SASA Polyester, Adana’daki üretim tesislerinde pek çok farklı alanda yapay zeka uygulamalarından faydalanmaya hazırlanıyor. Türk bilim insanı Prof Dr Şahin Albayrak tarafından kurulan ve yapay zekanın somut uygulamaları alanında dünyanın önde gelen merkezlerinden bir tanesi olan Berlin’deki Somut Yapay Zeka ve Dijitalizasyon Merkezi ZEKI’yi ziyaret eden SASA yönetimi, yapay zeka alanındaki son gelişmeler hakkında brifing aldı, SASA üretim süreçlerinde yapay zekanın potansiyel kullanım alanları konusunda fikir alışverişinde bulundu.

Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu ve SASA Genel Müdürü Mustafa Kemal Öz’ün de aralarında olduğu SASA heyeti, 15-16 Ocak 2024 tarihlerinde ZEKI’nin Berlin’deki merkezinde 2 günlük bir çalıştaya katıldı. İlk gün yapay zeka alanındaki en son gelişmeler ve ZEKI’nin halihazırda üzerinde çalıştığı somut yapay zeka ve dijitalleşme projeleri hakkında bilgiler alan SASA heyeti, merkezin kurucusu Prof Dr Şahin Albayrak ve Berlin Teknik Üniversitesi’nden bilim insanı Fikret Sivrikaya’nın detaylı sunumlarını dinledi. Çalıştayın ikinci gününde ise SASA Genel Müdürü Dr Mustafa Kemal Öz başta olmak üzere SASA yöneticileri, şirketin üretim süreçleri ve potansiyel yapay zeka kullanım alanları konusunda ZEKI bilim heyetini bilgilendirdi, görüş alışverişinde bulundu.

ZEKI, yapay zeka ile ilgili dünyadaki en önde gelen merkezlerden bir tanesi olarak, özellikle de yapay zekanın somut kullanım alanları konusunda yaptığı çalışmalarla öne çıkıyor. Türk asıllı Alman bilim insanı Prof Dr Şahin Albayrak tarafından kurulan merkez, Alman devletinin 3 farklı bakanlığının yanı sıra, özellikle otomotiv ve kimya alanında dünyanın devleri arasında bulunan Alman şirketlerinden de destek alıyor.  Merkez, gerçek zamanlı veri analizi kapasitesinin arttırılmasına, bu sayede gündelik yaşamın insan hayatını kolaylaştıracak ve daha da verimli kılacak şekilde dijitalleşmesine yönelik çalışmalar yapıyor.

Genel Müdür Öz: Yapay zeka ile SASA sadece üretici değil, aynı zamanda teknoloji öncüsü olacak

Ziyaret sırasında SASA üretim süreçleri hakkında detaylı bir sunum yapan Genel Müdür Dr Mustafa Kemal Öz, yapay zeka uygulamalarından faydalanarak üretim süreçlerinin yanı sıra yönetim, sürdürülebilirlik ve genel iş süreçlerini tam dijitalleşmeye hazırlamayı planladıklarını belirtti. Öz, konuya ilişkin şunları söyledi:

“SASA üretim süreçlerine, yapay zeka katkısı ile ileri seviye süreç kontrolü, en güncel otomasyon sistemleri ve bilgi teknolojilerini entegre edeceğiz. Üretimin her aşamasında gerçek zamanlı veri analizi yaparak üretim verimliliğimizi arttıracağız. Bu sayede maliyetlerimizi etkin bir şekilde kontrol altına alacağız.

Üretim süreçlerimizin yanı sıra, yönetim, sürdürülebilirlik, insan ve süreç güvenliği ve çevre yönetimi konularında da yapay zeka uygulamalarının şirketimize ciddi katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Bir bütün olarak yapay zeka uygulamaları şirketimizin rekabetçi gücünü arttırmada kritik rol oynayacak, daha akıllı ve daha hızlı kararlar almamızı sağlayarak küresel arenadaki öncü pozisyonumuzu güçlendirecektir. Yapay zeka ile SASA sadece bir üretici değil, aynı zamanda teknoloji öncüsü olacaktır.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Google Ads(AdWords) Reklam Yönetimi

Google Ads(AdWords) Reklam Yönetimi

Google Ads (AdWords) reklam yönetimi, potansiyel müşterilerinizin Google’da hizmetlerinizi aradıklarında, arama sonuçlarında ve diğer Google platformlarında reklamlarınızın görünmesini hedefler. Bu şekilde, doğru kitleye ulaşarak müşteri tabanınızı genişletebilirsiniz.

Google Reklam yönetimi, farklı kampanya modelleri sunar:

  • Arama ağı kampanyaları
  • Maksimum performans kampanyaları
  • Görüntülü reklam kampanyaları
  • Alışveriş kampanyaları
  • Video (YouTube) kampanyaları
  • Uygulama tanıtım kampanyaları
  • Akıllı reklam kampanyaları
  • Discovery kampanyaları

Size ne uygun kampanya modeli ile kazançlarınızı arttırmak ve harcanılan bütçe ile maksimum sonucu elde etmek için hemen bize ulaşabilirsiniz.

digital
Mülklerinizin kontrolü

Hesaplarınızdaki eksiklikleri gideririz.

marketing
SWOT Analizi

Pazarınızı, artı ve eksilerinizi inceleriz.

cybersecurity
Reklam Hazırlığı

Analizlerimize göre reklamları kurgularız.

chart
Ölçüm ve Optimizasyon

Reklamları ölçümler ve iyileştiririz.

Meta(Facebook-Instagram) Reklam Yönetimi

Meta(Facebook-Instagram) Reklam Yönetimi

Meta (Facebook-Instagram) reklam yönetimi, hedef kitlenizi soğuk, ılık ve sıcak adında segmente ederek her segmente özel olarak hazırlanmış reklam kreatifleriyle yapılan ve sizin ihtiyacınız olan hedefe göre müşteri kazanımınızı sağlayan reklam modelidir. Meta reklam yönetimi Facebook, Instagram, Whatsapp, Messenger ve Audience Network gibi platformları kullanarak yapılır.

  • Meta reklam paneli kullanabileceğimiz farklı reklam modelleri sunar;
  • Bilinirlik
  • Trafik
  • Etkileşim
  • Potansiyel Müşteriler
  • Uygulama Tanıtımı
  • Satışlar

Size ne uygun kampanya modeli ile kazançlarınızı arttırmak ve harcanılan bütçe ile maksimum sonucu elde etmek için hemen bize ulaşabilirsiniz.

digital
Mülklerinizin kontrolü

Hesaplarınızdaki eksiklikleri gideririz.

marketing
SWOT Analizi

Pazarınızı, artı ve eksilerinizi inceleriz.

cybersecurity
Reklam Hazırlığı

Analizlerimize göre reklamları kurgularız.

chart
Ölçüm ve Optimizasyon

Reklamları ölçümler ve iyileştiririz.

EY Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırması yayımlandı

EY Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırması yayımlandı

EY Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırmasının sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre; kuruluşlar her geçen gün siber güvenlik alanına yönelik yatırımlarını artırıyor ve siber savunma sistemlerini güçlendiriyor. Ancak araştırma siber saldırganların ileri teknolojilerden yararlandıkça, saldırı çeşitliliğinin yoğunlaştığını ve siber saldırı sayısında son beş yılda yaklaşık %75 artış olduğunu gösteriyor.

Uluslararası danışmanlık şirketi EY (Ernst & Young), Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya göre, artan siber saldırı tehditlerine karşı bu alanda yapılan düzenli yatırımlara rağmen, bilgi güvenliği liderleri (CISO’lar) ve üst düzey yöneticilerden sadece beşte biri, yaklaşımlarının bugünün ve yarının zorluklarına karşı etkili olduğunu düşünüyor.

Araştırma; kuruluşların yılda ortalama 44 önemli siber vakayla karşı karşıya kaldığını ve bilinen siber saldırı sayısının son beş yılda yaklaşık %75 arttığını gösteriyor. Kuruluşların dörtte üçünün bir vakayı tespit etmesi ve müdahale etmesi ortalama 6 ay veya daha uzun sürüyor. Fidye yazılımı saldırılarının şirketlere maliyetleri 2021’de 20 milyar ABD dolarıyken, 2031 yılına kadar 265 milyar ABD doları seviyesine ulaşacağı öngörülüyor.

Siber güvenliği benimsemek şirketleri hem koruyor hem de değer yaratıyor

EY araştırmasına göre; en etkili siber güvenliğe sahip şirketler daha düşük performans gösterenlere göre daha az siber vakayla karşılaşıyor. Vakaları tespit etme ve yanıt verme konusunda da daha hızlı aksiyon alıyorlar. Ayrıca, günümüz siber güvenlik yaklaşımlarından memnun olma (%51’e karşı %36) ve yarının tehditlerine karşı kendilerini hazırlıklı hissetme olasılıkları daha yüksek (%53’e karşı %41). Bunun yanı sıra şirketlerin etkili bir siber güvenlik yaklaşımını benimsemesi, kuruluşlara koruma sağlarken aynı zamanda değer katıyor. Pazar fırsatlarına yanıt verme becerileri, dönüşüm ve inovasyon hızları önemli ölçüde yükseliyor.

Siber güvenlik için bütünsel bir teknoloji stratejisi geliştirilmesi gerekiyor

Araştırma sonuçlarına göre; 2010 ile 2022 yılları arasında siber güvenlik alanına 1,3 trilyon ABD doları yatırım yapıldı ve bu yatırım yıllık olarak %16,6 oranında arttı. Siber güvenlik araçları ve uygulamaları karmaşıklık, hız ve etkililik bakımından gelişti. Ancak ironik olarak etkili siber güvenliğe yönelik en büyük tehdidi de güvenlik önlemlerinin ölçeği ve karmaşıklığı oluşturuyor. Çünkü teknoloji ortamınızda ne kadar dağınıklık varsa, sinyalleri almak ve sorunlara hızla çözüm bulmak da o kadar zor oluyor. Karmaşıklığı azaltan en etkili yöntem ise donanım otomasyonu. Bu doğrultuda, şirketlerde teknolojiyi tek bir platformda birleştirmek entegrasyonu kolaylaştırıyor ve ilgili ekiplerin siber vakaları daha verimli bir şekilde tespit etmesine yardımcı oluyor.

Siber riskte öne çıkan alanlar; Bulut, IoT ve tedarik zincirleri

Ankete katılan dört kişiden üçü, bulut ve IoT (nesnelerin interneti) konularını önümüzdeki beş yıldaki en büyük teknoloji başlıkları olarak gördüğünü belirtiyor. Araştırmaya göre; bulut teknolojisinin benimsenmesiyle siber saldırı alanları da katlanarak arttı. Değişimin hızı ise artmaya devam ediyor ve şirketler buna ayak uydurmaya çalışıyor. Bu hızlı değişimler, bulut arayüzleri ve ortamı etrafında yeterli analiz ve planlama yapılmadan bulut ve IoT sistemlerine geçiş yapıldığında, şirketleri veri kaybına, ihlallerine ve kesintilerine maruz bırakma potansiyeline sahiptir. Bu riskleri önlemek ve zorlukların üstesinden gelmek için şirketlerin otomasyon teknolojisinden faydalanması gerekiyor. En etkili siber güvenliğe sahip şirketlerin CISO’larının yarısı, kuruluşlarının siber güvenlik yaklaşımlarında bulut düzenlemesini ve otomasyonunu kullandığını belirtiyor.

Araştırmada öne çıkan bir diğer risk faktörü; tedarik zincirleri. Artık tüm kuruluşlar, tedarik zincirlerindeki işletmelere ayrılmaz bir şekilde ve dijital olarak bağlı. Son beş yılda tehdit aktörlerinin en zayıf halka olarak gördükleri tedarik zincirlerini hedef aldığı görünüyor. Bu sebeple CISO’ların, yalnızca bir defaya mahsus değil düzenli olarak kuruluşlarının tedarik zincirlerini kontrol altında tutması gerekiyor. Ayrıca tedarik zincirindeki tüm siber saldırı alanlarının tespit edilebilmesi için operasyon direktörleri (COO’lar) ve diğer operasyon liderleriyle iş birliği içinde olunması kritik önem taşıyor.

CISO’lar yönetim masasında

CISO rolü daha önceden öncelikli olarak operasyonel ve teknik alanı ilgilendirirken, belli bir olgunluğa erişmiş organizasyonlarda artık siber güvenlik başlı başına bir departman olarak faaliyet gösteriyor ve üst yönetim katında da söz sahibi oluyor. EY araştırması, giderek daha fazla öne çıkan rolleri sayesinde, CISO’ların günümüzün yüksek riskli ortamında gerekli kaynakları güvence altına alma konusunda genel olarak başarılı olduklarını ortaya koyuyor. 

EY Türkiye Siber Güvenlik Hizmetleri Lideri ve Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı Ateş Sünbül, ilgili araştırma sonucunda çıkan temel eylem konularını şu şekilde değerlendirdi; 

“EY Küresel Siber Güvenlik Liderliği İçgörüleri araştırması, üst düzey liderlerin mevcut ve beklenen bir dizi tehditle mücadele ettiğine dair çarpıcı bulgular ortaya koyuyor. Ancak şirketler; teknolojilerinde basitliği ve bütünsel bakış açısını göz önünde bulundurarak siber riskleri minimuma indirebilirler. Bununla birlikte, siber güvenliğin yalnızca varlıkların korunmasıyla ilgili olmadığını unutmamak gerekir. İyi uygulandığında kurum çapında inovasyonu ve katma değeri destekleyip hızlandırabilir. Dolayısıyla siber güvenliğin organizasyonun ve işletim modelinin her parçasına entegre edilmesi, fonksiyonun değer yaratan bir itici güce dönüşmesini sağlayabilir. Belli bir olgunluk seviyesindeki kuruluşlar, personelin siber güvenlik alanında düzenli eğitim almasını sağlayarak, en yeni otomasyon ve önleyici araçlardan yararlanarak daha etkili bir siber güvenlik sistemi elde edebilirler.”

EY araştırmasıyla ilgili olarak detaylara EY web sitesi üzerinden ulaşılabilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Türkiye de 2023 yılında 1 milyon siber saldırı gerçekleşti

Türkiye de 2023 yılında 1 milyon siber saldırı gerçekleşti

WatchGuard Tehdit Laboratuvarı’ndan elde edilen verilere göre, 2023 yılında Türkiye’de gerçekleşen kötü amaçlı yazılım saldırıları bir önceki yıla göre %1.32 oranında düşüş göstererek 1.002.331’e geriledi. Saatte 115 adet saldırının yaşandığını ve bu saldırıların birçoğunu “Gen. Variant” türünde kötü amaçlı yazılımlarının oluşturduğunu belirten WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, siber saldırılarda ciddi bir artış olmasa da şirketleri ve bireysel kullanıcıları dikkatli olmaya çağırıyor.

 Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard, 2023 yılında Türkiye’de meydana gelen siber saldırılarla ilgili önemli verileri açıkladı. WatchGuard Tehdit Laboratuvarı tarafından elde edilen veriler, 2023 yılında saldırıların bir önceki yıla göre %1.32 azalarak 1.002.331 adet kötü amaçlı yazılım saldırısı gerçekleştiğini raporluyor. WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, 2023’te Türkiye’ye yönelik siber saldırılarda ciddi bir artış olmasa da şirketlerin ve bireysel kullanıcıların saldırılara karşı dikkatli olması gerektiğini vurguluyor. 

Günde 2.754 Adet Kötü Amaçlı Yazılım Saldırısı Meydana Geliyor!

 WatchGuard Tehdit Merkezi’ne UTM cihazı Firebox’lardan gelen verilerle hazırlanan rapora göre, 2023 yılında Türkiye’de her gün 2.754, her saat 115 ve her dakika 2 adet kötü amaçlı yazılım saldırısı gerçekleşti. Saldırıların birçoğunun Gen:Variant.Lazy.282231 ve Adware.Generic.3106131 kaynaklı kötü amaçlı yazılımlar olduğunu aktaran Yusuf Evmez’e göre, kötü amaçlı yazılım saldırıları bir yılda %1.32 oranında düşüşe geçse de gerekli önlemleri elden bırakmamak gerekiyor.

2023’ün Nisan Ayında Siber Saldırılar Rekor Kırdı

 2023 yılının Nisan ayında rekor sayıyla 203.583 adet kötü amaçlı yazılım saldırısı gerçekleşirken, bu saldırıların %6’sını sıfırıncı gün (zero-day) saldırıları oluşturdu. Günümüzde geleneksel koruma metotlarının, bilgi sistemlerine ve hassas verilere çok büyük zarar veren bu saldırılara karşı yeterli savunma sağlayamadığını aktaran Yusuf Evmez, şirketlerin makine öğrenmesi gibi yeni teknolojileri kullanabilen güvenlik cihazlarını ve yazılımları kullanmalarını öneriyor.

 Ağ Saldırıları %308 Arttı

Günümüzde birçok kurum verilerini ağlara taşırken, bu durumu fırsat bilen ve verileri elde etmek isteyen siber saldırganlar ağlara sızarak güçlü saldırılar düzenliyor. Ağ saldırılarının 2023 yılında %308 yükseliş göstererek 42.520 seviyesine yükseldiğine ve bu saldırıların çoğunluğunun “WEB Directory Traversal -2.u” olarak gerçekleştiğine dikkat çeken Yusuf Evmez, ağlara girmeyi hedefleyen siber suçluların hedeflerine ulaşmak için her yöntemi denemeye devam ettiğini vurguluyor. 

 “Brute Force Saldırıları Hala En Yaygın 10 Saldırı Arasında Yer Alıyor”

WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Satış Mühendisi Alper Onarangil, “2023 yılında yaygın olarak kullanılan birçok üründe ortaya çıkan güvenlik zafiyetleri, güvenlik yamalarının eksikliğinden dolayı, servis ve uygulamalara yönelik yapılan ataklarda belirgin bir artışa neden oldu. Bu atakların detaylarına bakıldığında, eski bir saldırı olmasına rağmen brute force saldırılarının hala en yaygın 10 saldırı arasında yer aldığı görülüyor. Saldırıların etkilerini azaltmak için, atak yüzeyini daraltmak kritik bir öneme sahip. Bu nedenle, işletim sistemleri ve uygulamalardaki güvenlik zafiyetlerine karşı zamanında yamaların uygulandığından emin olmak için merkezi bir yama yönetim yazılımı kullanmak önem taşıyor. Bu yamaların kullanıcı inisiyatifine bırakılmadan otomatik olarak yüklenmesi gerekiyor. Güvenlik açısından, şifre ve kimlik bilgilerinin korunması da kritik bir konular arasında yer alıyor. Brute force saldırıları veya şifre hırsızlıklarının ardından oluşabilecek saldırılardan korunmak için en etkili yöntemlerden biri olan çok faktörlü kimlik doğrulama, güvenliği artırarak bilgi güvenliği risklerini azaltmada önemli bir rol oynuyor.” açıklamalarında bulunuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Göz Sağlığınızı Önceliklendiren Yeni Beş Yıldız Sertifikalı Monitörlerle Tanışın!

Göz Sağlığınızı Önceliklendiren Yeni Beş Yıldız Sertifikalı Monitörlerle Tanışın!

Çıtayı daima yükseltmeye odaklanan ve CES 2024 İnovasyon Ödülü’ne layık görülen Dell Technologies, dünyanın beş yıldızlı göz konforu sertifikasına sahip ilk 40 inç 5K monitörü olan Dell UltraSharp 40 Kavisli ThunderboltTM Hub Monitörünü (U4025QW) piyasaya sürmeye hazırlanıyor.

Üstün görsel kalitesiyle bilinen U4025QW, netlik ve etkileyici renkler arayan profesyoneller için geliyor. VESA DisplayHDR 600 sertifikalı bu ultra geniş kavisli monitör, 5K çözünürlükte (5120×2160) yüksek renk kontrastı ve ayrıntılar sağlayan IPS Black Panel teknolojisine sahip.

 

Göz Sağlığınızı Önemseyen Yeni UltraSharp Monitörler

Göz sağlığını önceliklendiren Dell, TUV Rheinland® ile iş birliği yapıyor. Dell’in UltraSharp monitörleri, göz yorgunluğu belirtilerini azaltmaya yardımcı olmak için göz konforuna yönelik yeni bir endüstri standardı olan TUV Rheinland® beş yıldızlı göz konforu sertifikasına sahip ilk monitörler olarak pazarda yerini alıyor. Böylece Dell, üç önemli başarıyla bu yeni endüstri standardını karşılayan ilk şirket olarak öne çıkıyor. Bu kapsamda Dell, 

 

Daha akıcı ve keskin hareketli görseller sunmak üzere yenileme hızını iki katına çıkararak 60Hz’den 120Hz’e yükseltti. 

 

Ekran parlaklığının ve renk sıcaklığının ortam ışığının durumuna göre otomatik olarak ayarlanması için bir ortam ışığı sensörü entegre etti. Yapılan son araştırmalar, bu yeni özelliğin sabit parlaklığa sahip ekranlara kıyasla göz yorgunluğu belirtilerinin sıklığını yüzde 7 ile yüzde 17 oranında azaltabileceğini gösteriyor. 

 

Daha gelişmiş bir LED arka ışık aracılığıyla zararlı mavi ışık maruziyetini önemli ölçüde azaltarak Dell ComfortView Plus’ı geliştirdi ve maruziyeti yüzde 50’den yüzde 35’in altına düşürdü. Araştırmalar, bu özelliğin 50 dakikalık bir arama görevi sonrasında göz yorgunluğu belirtilerini yüzde 8 oranında azaltabileceğini gösteriyor. 

 

Keskinlik, Üretkenlik ve Kolaylık Bir Arada

Bu monitör, renk açısından kritik görevler için ideal olan yüzde 99 DCI-P3 / Display P3 renk alanına sahip. Kullanıcılar ayrıca Dell Renk Yönetimi yazılımıyla ekranlarındaki renkleri kolayca kalibre edebiliyor.Bağlantı seçenekleri bu monitörü diğerlerinden farklı kılıyor ve 140 W’a kadar güç dağıtımıyla tek kablo kullanımı için Thunderbolt 4 özelliğine sahip. Aynı zamanda RJ45 aracılığıyla 2,5 Gbps’de yüksek hızlı kablolu Ethernet bağlantısını, HDMI 2.1 FRL (Sabit Hız Bağlantısı) ve DisplayPort 1.4’ü destekleyerek görsel kaliteyi korurken kusursuz görüntü aktarımı sağlıyor. UltraSharp monitör, yalın bir estetik için yüksek kaliteli platin gümüş kaplamaya sahip olup öne bakan hızlı erişim bağlantı noktaları, haricî cihaz bağlantısını kolaylaştırıyor. Yeni Dell UltraSharp 34 Kavisli ThunderboltTM Hub Monitör (U3425WE), WQHD çözünürlük (3440×1440) ile satışa sunulacak ve TUV Rheinland® beş yıldızlı göz konforu sertifikası, IPS Black teknolojisi ve Thunderbolt 4 bağlantısı (90 W’a kadar güç dağıtımını destekler) gibi özelliklere sahip olacak.

 

Sürdürülebilirlikten Ödün Yok

Dell, daha sürdürülebilir malzemeleri hem üretim hem de paketleme yöntemlerine dâhil etme konusundaki kararlılığını önemli ölçüde artırdı. UltraSharp monitörlerini korumak için kullanılan ambalaj, yüzde 100 geri dönüştürülmüş ve/veya yenilenebilir içerikten üretiliyor, bu da 2030 Hedeflerine ulaşma yolunda atılmış önemli bir adıma işaret ediyor. Hem U4025QW hem de U3425WE monitörler, yüzde 85 tüketici sonrası geri dönüştürülmüş (PCR) plastik8 ve yüzde 100 geri dönüştürülmüş alüminyumdan üretiliyor. Bu monitörler, EPEAT® Gold9 tescilli olmasının yanı sıra EnergyStar® ve TCO Certified Edge gibi en son çevre standartlarıyla da uyumlu. Dell, EPEAT Climate+ şampiyonu olup EPEAT Climate+ unvanını alan sektörün en geniş monitör portföyüne sahip.Bu ünvan, söz konusu ürünlerin sürdürülebilirlik ve emisyon azaltımı açısından sektörün en iyi uygulamalarını karşıladığı anlamına geliyor.

 

Fiyatlar ve Satış Tarihi

Dell UltraSharp 40 Kavisli ThunderboltTM Hub Monitör (U4025QW), 2.399,99 USD’den ve 3.289,99 CAD’den başlayan fiyatlarla 27 Şubat 2024 tarihinden itibaren dünya genelinde satışa sunulacak.
Dell Ultrasharp 34 Kavisli ThunderboltTM Hub Monitör (U3425WE), 1.019,99 USD’den ve 1.399,99 CAD’den başlayan fiyatlarla 27 Şubat 2024 tarihinden itibaren dünya çapında satışa sunulacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Şeytani ikiz saldırısı – Ulusal24 Haber Merkezi

Şeytani ikiz saldırısı – Ulusal24 Haber Merkezi

 Şeytani ikiz saldırısı, kullanıcıları meşru ağı taklit eden sahte bir Wi-Fi erişim noktasına bağlanmaları için kandıran siber saldırı türüdür.

Kullanıcı, tuzağa düşüp  şeytani ikiz erişim noktasına bağlandığında saldırgan ağ trafiğinden özel oturum açma kimlik bilgilerine kadar her şeye ulaşabilir. ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban, şeytani ikiz saldırılarına karşı nasıl önlem alınması gerektiğine yönelik bilgileri paylaştı. 

Şeytani ikiz saldırıları, isimlerini meşru Wi-Fi ağlarını birbirinden ayırt edilemeyecek kadar taklit edebilmelerinden alırlar. Saldırganlar bu sahte ağları oluşturarak kullanıcıları kandırıp oturum açmalarını sağlarlar. Kullanıcı verilerine erişerek kişisel bilgilerini çalabilirler. Suç işlemelerini veya suça ortak olmalarını sağlarlar. Bu durum özellikle birden fazla hesap için aynı kullanıcı adı ve parolayı kullanan kullanıcılar için tehlikelidir çünkü bilgisayar korsanı tek bir giriş denemesini izleyerek hepsine erişim sağlayabilir. Bu saldırıların tespit edilmesi neredeyse imkansızdır. 

Şeytani ikiz saldırısı nasıl çalışır?

Şeytani ikiz saldırıları, kurbanları güvenilir bir halka açık Wi-Fi ağına bağlandıklarını düşünmeleri için kandırarak çalışır. Saldırıyı olabildiğince inandırıcı hale getirmek için saldırganlar genellikle aşağıdaki adımları kullanır.

Ücretsiz Wi-Fi olan bir yer

Saldırganlar saldırılarını gerçekleştirmek için havaalanı, kütüphane ya da kahve dükkanı gibi ücretsiz ve popüler Wi-Fi erişimine sahip kalabalık bir yeri seçerler. Bu yerlerde genellikle aynı ada sahip birden fazla erişim noktası bulunur ve bu da sahte ağın fark edilmemesini kolaylaştırır.

Yeni bir Wi-Fi erişim noktası 

Ardından bilgisayar korsanı yasal ağ ile aynı SSID adını kullanarak yeni bir erişim noktası oluşturur. Bunu yapmak için telefonlar, dizüstü bilgisayarlar, taşınabilir yönlendiriciler ve tabletler dahil olmak üzere hemen hemen her cihazı kullanabilirler.

Sahte bir oturum açma sayfası

Daha önce halka açık bir Wi-Fi ağına giriş yaptıysanız, muhtemelen bir portal ile karşılaşmışsınızdır. Bunlar genellikle ağa erişmek için bir parola veya diğer temel bilgileri girmenizi gerektirir. Birçok yasal ağ bunları kullansa da, saldırganlar bunları kolayca kopyalayarak kullanıcıları giriş bilgilerini göndermeleri için kandırabilir. Saldırgan biraz yetenekli ise gerçek ve sahte bir portal sayfası arasındaki farkı söylemek neredeyse imkânsız olacaktır.

Kurbana yakınlık

Saldırgan şeytani ikiz erişim noktasını kurmayı tamamladıktan sonra, daha güçlü bir sinyal oluşturmak için cihazlarını veya yönlendiricilerini kurbanlara yaklaştırabilir. Bu şekilde ağ sinyalinin güçlü olmasını sağlayarak gerçek ağa tercih edilmesini sağlarlar ve bazı cihazlar otomatik olarak şeytani ikize bağlanır. 

Kullanıcı verilerinin çalınması

Bir kurban cihazını şeytani ikiz ağına bağladığında, bilgisayar korsanı sosyal medya hesaplarında gezinmekten banka ekstrelerini kontrol etmeye kadar çevrimiçi yaptıkları her şeyi izleyebilir. Bir kullanıcı ağa bağlıyken hesaplarından herhangi birine giriş yaparsa, bilgisayar korsanı giriş kimlik bilgilerini toplayabilir. Aynı kullanıcı adı ve parolayı farklı hesaplar için kullanmamak bu noktada çok önemli.

Şeytani ikiz saldırısından nasıl korunursunuz?

Kendi erişim noktanızı kullanın Şeytani ikiz saldırısından korunmanın en kolay yolu, mümkün olduğunca halka açık Wi-Fi yerine kişisel bir hotspot kullanmaktır. Bu, kamusal alanlarda her zaman güvenilir bir ağa bağlanmanızı sağlar ve saldırganlarnın verilerinize erişmesini önler. Erişim noktanızı gizli tutmak için bir parola belirlemeyi unutmayın.

Güvenli olmayan Wi-Fi ağlarından kaçının Genel bir ağa bağlanmanız gerekiyorsa, “Güvenli Değil” olarak işaretlenmiş erişim noktalarından uzak durun. Güvenli olmayan ağlar güvenlik özelliklerinden yoksundur ve şeytani ikiz ağlar neredeyse her zaman güvenli değil olarak işaretlidir. 

Otomatik bağlanmayın Cihazınızda otomatik bağlanmayı etkinleştirdiyseniz, kapsama alanına girdiğinizde daha önce kullandığınız tüm ağlara otomatik olarak bağlanacaktır. Bu, halka açık yerlerde tehlikeli olabilir, özellikle de geçmişte bilmeden kötü bir ikiz ağa bağlandıysanız. Evinizden veya ofisinizden her ayrıldığınızda otomatik bağlanmayı devre dışı bırakın.

Halka açık Wi-Fi üzerinden asla özel işlerinizi yapmayın Halka açık Wi-Fi kullanırken mümkün olduğunca özel hesaplara giriş yapmaktan kaçınmalısınız. Saldırganlar giriş bilgilerinize yalnızca kötü ikiz ağlarına bağlıyken kullanırsanız erişebilirler, bu nedenle oturumunuzu kapatmanız özel bilgilerinizi korumanıza yardımcı olabilir.

Trafiği şifrelemek için VPN kullanın Bir VPN, verilerinizi saldırganlar görmeden önce şifreleyerek sizi şeytani ikiz saldırısından korumaya yardımcı olabilir. Cihazınıza güvenilir bir VPN uygulaması indirdiğinizde, çevrimiçi etkinliğinizi ağa göndermeden önce şifreler veya karıştırır, böylece bir saldırganın verileri okuması ve anlaması imkansız hale gelir.

HTTPS önemli Genel bir ağ kullanırken, yalnızca HTTPS web sitelerini ziyaret ettiğinizden emin olun. Bu siteler uçtan uca şifreleme sunarak saldırganların izlemesini önler.

İki faktörlü kimlik doğrulama kullanın Özel hesaplarınıza iki faktörlü kimlik doğrulama eklemek, saldırganların bunlara erişmesini önlemenin diğer bir yoludur. Bir bilgisayar korsanı oturum açma bilgilerinize erişse bile, iki faktörlü kimlik doğrulama, hesabınıza erişmelerini engelleyecektir.

WPA3 şifrelemeyi tercih edin WPA3 en yeni Wi-Fi güvenlik protokolüdür. Verilerinizi şifreleyerek kaba kuvvet ve şeytani ikiz saldırılarına karşı korur. WPA3-Enterprise ise halka açık Wi-Fi ağları için güvenliği artıran ve saldırganların çevrimiçi etkileşimlerinizi izlemesini engelleyen bir WPA3 modudur.

Yazılımlarınızı güncel tutun Güncel olmayan yazılımlardan kaynaklanan güvenlik ihlallerini önlemek için işletim sisteminizi, tarayıcılarınızı ve kullandığınız diğer yazılımları düzenli olarak güncelleyin. Yazılım güncellemeleri genellikle saldırganların yararlanabileceği bilinen güvenlik açıkları için yamalar içerir.

Ağınızı izleyin Yakındaki Wi-Fi ağlarını düzenli olarak taramak için ağ izleme araçlarını kullanın. Beklenmedik veya şüpheli ağları, özellikle de bilinen genel ağlara benzer adlara sahip olanları arayın. Herhangi bir garip ağa bağlanmaktan kaçının ve ağ yöneticisini bilgilendirin. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com