Türk Telekom’un sağlıkta 5G projesine AB’den destek

Türk Telekom’un sağlıkta 5G projesine AB’den destek

Türk Telekom’un içinde yer aldığı 5G ve yapay zekâ teknolojileri ile sağlık alanında kriz yönetimi yapan uluslararası ‘AlCom4Health’ projesi, Avrupa Birliği İnovasyon Programı EUREKA’dan hibe desteği aldı. 4 farklı ülkeden 9 proje ortağının yürüttüğü çalışma ile 5G ve yapay zekâ tabanlı yeni nesil teknolojiler aracılığıyla kamu sağlığı yönetiminde iyileştirme amaçlanıyor. 

 

Türkiye’nin dijital geleceğini inşa eden Türk Telekom, sağlık alanındaki başarılarına bir yenisini ekledi. Türk Telekom’un 5G ve yapay zekâ tabanlı teknolojilerle sağlık alanında kriz yönetimine yardımcı olacak “AICom4Health” projesi, Avrupa Birliği İnovasyon Programı EUREKA’dan hibe almaya hak kazandı. 

 

4 farklı ülke ve 9 proje ortağının yürüttüğü “AICom4Health” projesi, sağlıklı ve akıllı şehirler için yeni nesil 5G teknolojileri ile desteklenen bir yönetim platformunun hayata geçirilmesini hedefliyor. Proje içerisinde üniversite ve sağlık kurumları da yer alıyor. “AlCom4Health” ile sağlık alanındaki kriz yönetiminde yapay zekâ tabanlı uygulamaların 5G altyapısı ile çalışması sağlanacak. Uluslararası konsorsiyumda yer alan tek Türk operatör olan Türk Telekom ile birlikte Etiya, Netaş ve Bewelltech projenin Türkiye konsorsiyumunu oluşturuyor. Avrupa Birliği İnovasyon Programı EUREKA’dan hibe desteği alan AlCom4Health, Türkiye’deki öncü 5G dikey sektör uygulama projelerinden biri olacak. 

 

“Kriz durumlarında kamu sağlığı yönetimine teknolojimizle destek olacağız”

“AICom4Health” projesinin, kriz dönemlerinde kamu sağlığı yönetimine destek sağlayacağını belirten Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç, şöyle konuştu: “Pandemi döneminde yeni nesil teknolojilerin önleyici tedbirlerde kritik öneme sahip olduğunu gözlemledik. AICom4Health projesi ile 5G teknolojilerini kriz ile mücadele sürecine etkin bir şekilde entegre ederek, yapay zekâ destekli-gerçek zamanlı veri analizleri ile kamu sağlığı yönetimlerine destek olmayı planlıyoruz. 5G dijital ekosistemini geliştirme çalışmalarımız kapsamında farklı sektörlerden yerli ve yabancı paydaşlarımızla çalışmalarımıza devam ediyoruz. EUREKA, Hoziron Europe gibi Uluslararası Ar-Ge programlarına katılarak gelecek nesil telekomünikasyon teknolojileri alanındaki Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarımızla, global ölçekte değer üretmeyi sürdüreceğiz.” 

 

Salgınla mücadele kolaylaşıyor

AlCom4Health projesi ile salgın dönemlerinde şu uygulamalar yapılıyor:

Halkın yoğun olarak bulunduğu iç ve dış alanlarda; yetersiz hava kalitesi, maske takmama, sosyal mesafe ihlâli, aşırı yoğunluk ve hareketlilik durumları ile yüksek ateş, halsizlik ve kısmi bilinç kaybı gibi hastalık belirtileri, sensör ve kameralarla anlık olarak tespit ediliyor. Kameralardan alınan görüntüler ve IoT (Nesnelerin interneti) sensörlerinden alınan ısı, sıcaklık, hava kalitesi vb. veriler, yapay zekâ destekli sistemler ile tümleşik olarak analiz edilerek salgınla mücadele eden ekiplere gerçek zamanlı olarak iletiliyor. Bu projede kullanılacak Nesnelerin İnterneti, yapay zekâ (AI), video analitiği (VA) ve Network Slicing (Şebeke Dilimleme) gibi yeni nesil 5G teknolojileri ile daha az gecikmeli ve yüksek kapasiteli veri gönderiminin güvenilir bir şekilde sağlanması amaçlanıyor.  

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Polisleri isyan ettiren özellik: iPhone 14 ile hız trenine binmeyin! – Teknoloji

Polisleri isyan ettiren özellik: iPhone 14 ile hız trenine binmeyin! – Teknoloji

Geçtiğimiz haftalarda yaptığı lansman etkinliği ile Apple, yeni modeli iPhone 14’ü piyasaya sürmüştü. Firmanın en güçlü olduğu pazarlardan olan ABD’de yeni modelin fiyatının da artmamış olması ile birlikte iPhone 14 için bir talep oluşturulmaya çalışıldı ise de yeni eklenen özelliklerin ne kadar tatmin edici olduğu tartışma konusu olmuştu.Cupertino merkezli teknoloji devinin yeni teknolojilerinden biri çarpışma tespit teknolojisiydi ve aslına bakılırsa bu özellik, hayat kurtarabildiği de kanıtlanmış bir teknoloji. Yine de çok uyumlu olmadığı bir alan var: hız trenleri.iPHONE 14, HIZ TRENİ KEYFİNİ KAZA OLARAK ALGILIYORWebtekno’nun haberine göre hız trenlerin yapısı gereği yer yer çok yavaşlayıp yer yer çok hızlandıklarını, bazen de yan hatta ters döndüklerini de biliyoruz. iPhone 14’te ise böyle bir bilgi olmadığı için, telefon bu durumu bir kaza olarak algılıyor. Örneğin King Island Eğlence Parkı yakınındaki bir polis merkezinin en az 6 defa “Bu telefonun sahibi ciddi bir kazaya karıştı ve telefonuna tepki vermiyor.” mesajı gitti. Kazaya koşan ekipler ise hız trenlerinden inen şaşkın vatandaşlarla karşılaştı. Öte yandan bu rakamlar özelliğin tam olarak verimli çalışıp çalışmadığı konusunda da kafa karıştırıcı mesajlar veriyor. Zira 11 farklı hız trenine sahip olan King Island’ı günde 10 bin kişi ziyaret ediyor. Bu da ortaya üç farklı senaryo çıkarıyor: Ya iPhone 14 hiç satmadı (satış rakamları aksini söylüyor), ya neredeyse bütün iPhone 14 kullanıcıları telefonları elinde binip sürekli “kaza yapmadım/iyiyim” tuşuna basıyor ya da bu özellik, daha önce hayat kurtarmış olmasına rağmen, beklenildiği kadar iyi çalışmıyor. Bir diğer sorun ise hız treninden indikten sonra sizi “kurtarmaya” gelmiş olan polis ekiplerine ve varsa diğer görevlilere açıklama yapmak gerekiyor.

—-advertisement—

loading…

Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Microsoft’un girişimcilik programı GrowthX Accelerator’ın 3. dönemi başladı

Microsoft’un girişimcilik programı GrowthX Accelerator’ın 3. dönemi başladı

Microsoft for Startups tarafından düzenlenen Growth Accelerator programının 3. dönemi, aralarında Türkiye’den de 2 şirketin bulunduğu 12 start-up’ın katılımıyla başladı. Program kapsamında inovatif girişimcilerin doğru teknolojileri kullanarak Orta Doğu’da faaliyet gösteren B2B start-up’larını büyütmeleri, ölçeklendirmeleri ve pozitif etki yaratmaları hedefleniyor. 

 

Microsoft for Startups Orta Doğu, GrowthX Accelerator programının 3. döneminin başladığını duyurdu. Microsoft ile Abu Dhabi Yatırım Ofisi’nin (ADIO) iş birliği içinde geliştirdiği Growth Accelerator programı, büyüme sürecindeki B2B start-up’ların deneyim kazanmalarına destek olan eşsiz fırsatlar sunuyor. 2021’de başlayan çevrimiçi program kapsamında bugüne dek 36 start-up mezun olurken; girişimciler inovatif fikirlerini hayata geçirerek faaliyet gösterdikleri bölgelerde pozitif etki yaratmayı başardılar. Yeni başlayan 3. dönem Kasım 2022’de sona erecek. 

 

GrowthX Accelerator’ın 3. dönemi kapsamında aralarında Türkiye’den de 2 farklı şirketin yer aldığı 12 start-up enterprise satışı, teknik yeterlilik, yatırım toplamaya hazır bulunma ve müşteri etkileşimi taktikleri gibi konularda online eğitim alacak. Start-up’ların isimleri ve faaliyet alanları şöyle sıralanıyor:

 

Fortyguard (Birleşik Arap Emirlikleri), veri takip modelini kullanarak sıcaklığın şehirler üzerindeki etkisini ölçen bir start-up.
Ilmversity (Pakistan), maliyet avantajı sunan, one-stop bir EdTech SaaS platformu.
Klickit (Mısır), eğitim kurumları için kişiye özel ödeme ve ücret çözümleri geliştiriyor.
MonSpark (Türkiye), web sayfaları için izleme çözümleri sunan bulut tabanlı bir platform.
Pisano (Birleşik Arap Emirlikleri), müşteri şikayetlerini takip ederek çözüm geliştiren bir deneyim yönetme platformu.
Poilabs (Türkiye), inovatif teknolojileri kullanarak işitme engelli bireyler için erişilebilir alanlar yaratıyor.
Raabtaa (Pakistan), gerçek zamanlı bir iş birliği ve müşteri etkileşimi yaratma platformu.
Supercommerce (Suudi Arabistan), teknoloji ekiplerinin e-ticaret yapmasını mümkün kılan bir platform.
Vita Virtues (Birleşik Arap Emirlikleri), sigorta şirketleri ve broker’lar için dönüştürücü dijital çözümler sunuyorlar.
Xina AI (Ürdün), dünyanın ilk Arapça Chatbot’u ve interaktif ses asistanını (IVA) geliştirdiler.
Edraak Systems (Pakistan), endüstriyel üreti akışlarında optimizasyonu sağlama konusunda uzman bir start-up.
Pay Caps (UAE), tüccarların tüm ödeme işlerini tek noktadan yürüten bir ödeme çözümleri sistemi sunuyorlar.

 

GrowthX Accelerator’ın 3. döneminde Türkiye’den de 2 farklı start-up görmekten gurur duyduklarını ifade eden Microsoft Türkiye Pazarlama ve Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı, “GrowthX Accelerator eğitim programına katılan start-up’lar sektörün uzman isimlerinin tecrübelerinden faydalandıkları gibi aynı zamanda bunları kendi şirketlerini ölçeklemek ve çözüm üretmek için nasıl kullanacaklarını da öğreniyorlar. 360 derece güçlenen start-up’lar hem bölgesel ekosistemlerine hem de dijital ekonomiye katkı sağlıyor” dedi. 

 

Microsoft for Startups GrowthX Accelerator programı ile ilgili daha geniş bilgi almak için https://www.microsoft.com/MEA/startups/growthxaccelerator/ linkini ziyaret edebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Modern Veri Merkezinin Yükselişi – Ulusal24 Haber Merkezi

Modern Veri Merkezinin Yükselişi – Ulusal24 Haber Merkezi

Dell Technologies MERAT Hizmetler Satış Başkan Yardımcısı Lorenzo Lumassi, dijital gelir akışı elde etmek için şirketlerin BT departmanları da dâhil olmak üzere önemli bir dönüşümden geçmesi gerektiğini vurguladı.

 

Bilgi Teknolojileri alanının, son 15 yıldır öngörülebilir bir ilerleme halinde olduğu görülüyor. Kuruluşlar, kritik iş süreçlerini otomatize etmek için bilinen yazılım tedarikçilerinin paket uygulamalarını kullanıyor.  TÜSİAD ve Deloitte iş birliğiyle hazırlanan “Türkiye’de Yazılım Ekosisteminin Geleceği” raporuna göre yazılım sektörü, Türkiye’de brüt katma değeri incelenen ilk 5 sektör arasında, yarattığı yüzde 81’lik katma değer oranıyla  4. sırada yer alıyor. Ayrıca yazılım sektörü, ürettiği çıktı ve hizmetlerle incelenen 64 reel sektörden 61’ine direkt katkı sağlayarak Türkiye ekonomisine doğrudan etki ediyor. Bunun sonucunda BT departmanları da çalışmalarının çoğunda bu tür uygulamaları çalıştırmak için gereken altyapıyı oluşturmaya ve yönetmeye ve ayrıca işletme genelinde garantili hizmet seviyeleri sağlamak için gereken becerileri geliştirmeye odaklanıyor. Ancak tüm bunlar artık değişiyor. Mobil cihazlar, bulut bilişim, sosyal medya, Nesnelerin İnterneti ve diğer ezber bozan yeniliklerle birlikte uygulamaların oluşturulma, dağıtılma ve kullanılma biçimleri önemli ölçüde evriliyor.

 

Dijital gelir akışı elde etmek, daha akıllı ürünler geliştirmek ve müşterilerin beklentisi olan iyileştirilmiş deneyimleri sunmak için şirketlerin BT departmanları da dâhil olmak üzere önemli bir dönüşümden geçmesi gerektiğini vurgulayan Dell Technologies MERAT Hizmetler Satış Başkan Yardımcısı Lorenzo Lumassi, konuya dair yaptığı değerlendirmede “Otomasyon için büyük kurumsal uygulamaları çalıştırmanın yanı sıra şirketlerin; ürünlerini, hizmetlerini ve dünyayla yakın ilişki kurma biçimlerini dönüştürecek tüketiciye yönelik mobil uygulamaları ve gömülü yazılımları sürekli olarak geliştirmeleri gerekiyor. Ancak tüm bunlar, eş zamanlı olarak maliyetleri düşürüp eski uygulamaların ve üzerinde çalıştıkları altyapının performansını iyileştirirken yapılmalı. Yenilik yapmak ve optimize etmek hedefine ulaşmanın tek yolu, BT hizmetlerini sunmak için kullandığımız teknolojiyi dönüştürmek. Bu da BT’deki insan kaynağının ve finansal kaynakların, sürekli değişen mobil deneyimler, daha iyi veri analitiği ve ürün ve hizmetlerle ilgili daha derin inovasyon gibi daha dönüşümsel yönleri olanaklı hâle getirmeye yardımcı olan diğer yatırımlara kaydırılabilmesi için, eski otomasyon yazılım paketlerini çalıştırmak üzere gereken maliyet ve eforu azaltmakla başlıyor” ifadelerini kullandı.

 

Lumassi ayrıca, BT yöneticileri tarafından atılması gereken adımlara da dikkat çekti.

 

BT yöneticileri için bir ikilem 

Modernizasyon ve hız ihtiyacı arasındaki gerilim, kuruluşlar için zaman zaman zorlayıcı olabiliyor. Her iki cephede de başarılı olmak için BT yöneticileri, kurum içi ve kurum dışı altyapı yatırımlarını yeniden değerlendirmek, personel ve beceri eğitiminde değişikliklere gitmek, farklı departmanlarla daha yakın ilişkiler kurmak ve Hizmet Olarak BT modeli konusundaki kararlılığı artırmak gibi işletme genelinde önemli bir dönüşümden geçmeleri gerektiğinin farkındalar. Bu yeni alanda yöneticilerin birçoğu mümkün olduğunca etkili bir şekilde yol alabilmek için rehberliğe ihtiyaç duyuyor.

 

Modern bir veri merkezi altyapı ile başlar 

Sıklıkla çatışan bu BT önceliklerinin desteklenmesine yönelik atılması gereken ilk adım, BT’nin üzerine kurulduğu altyapı bileşenlerini modernize etmek ve dahası, modern bir veri merkezi hâline gelmek. Geçmişte BT departmanları altyapılarını oluşturur ve uygulamalarını satın alırdı, ancak bugün bu modeli giderek tersine çevirmeye çalışıyorlar. Temel iş uygulamalarını hızla oluşturup çalıştırabilecekleri ve aynı zamanda yeni nesil uygulamaları dağıtmak için bir platform sağlayabilecekleri basit, dağıtımı kolay altyapı platformları satın almak istiyorlar.

 

Yakınsanmış bir altyapı her ikisine birden olanak tanıyor. Hepsi bir arada depolama, bilgi işlem ve ağ platformları, altyapıyı bileşen bazında kurma ve geliştirmeye yönelik geleneksel BT sürecini basitleştiriyor, hızlandırıyor ve kökten dönüştürüyor. Donanım ve yazılım bileşenlerini ayrı ayrı tedarik etme, dağıtma, yapılandırma ve yönetme konusunda harcanan zaman ve oluşan maliyeti azaltıp BT yatırımları için değer elde etme süresini hızlandırıyor. Buna ilaveten, yakınsanmış sistemlerin flash, yazılım tanımlı ve bulut özellikli sistemler gibi üçüncü parti bir platforma hazır teknolojiler üzerine kurulması önem arz ediyor.

 

Her şeyi otomatik hâle getirin edin

Veri merkezi altyapısını modernize etmek için bir plan oluşturulduktan sonraki adım, artık her şeyi otomatik hâle getirmek. Öngörülebilir, tekrarlanabilir bir adım olarak yapılan herhangi bir manuel işlemin, BT yığınının tamamında yönetim ve orkestrasyon araçları aracılığıyla bertaraf edilmesi gerekiyor. Tam otomasyon, günümüzde BT sunumunda tek ve en dönüştürücü değişiklik olarak karşımıza çıkıyor. Tam otomasyon süreçlerinin devreye girmesiyle de tam ölçekli bir BT dönüşümü için ilerleme sağlanıyor. Bilgi teknolojileri hizmetleri, birtakım CIO önceliklerini destekleyen iyi yönetilen bir hibrit bulut deneyimi sunmak üzere donanım ve yazılım yaklaşımları kullanılarak modernleştirilebiliyor ve otomatik hâle getirilebiliyor olsa da bilgi teknolojileriyle, iş çıktıları elde edilmesini sağlayan insanların ve süreçlerin sürekli olarak dönüştürülmesi gerekiyor.

 

Hızlandırılmış dijitalleştirme, Türkiye’de veri merkezi pazarının önemli bir itici gücü

 

TÜBİSAD’ın “Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2021” raporuna göre Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2019, 2020 ve 2021 yılları için beş üzerinden sırasıyla 2,94, 3,03 ve 3,24 olarak hesaplandı. Veriler, 2021 yılında dijital dönüşümün ivme kazandığını ortaya koyuyor. Türkiye’de KOBİ’lerin dijital dönüşüme katılımıyla veri merkezlerine olan ihtiyaç daha da artacak. BT altyapısı hemen hemen tüm sektörlerde öncelik hâline gelmiş durumda. Buna paralel olarak ResearchAndMarkets.com tarafından hazırlanan “Türkiye Veri Merkezi Pazarı – Yatırım Analizi ve Büyüme Fırsatları 2021-2026” raporu, Türkiye veri merkezi pazarının 2026 yılına kadar 902,7 milyon dolarlık yatırımla 2021-2026 arasında 5,24 oranında büyüyeceğini gösteriyor. Kuruluşlar ve işletmeler dijital dönüşüm programlarında ilerleme kaydettikçe sunucu odasında yürütülen operasyonlardan, yönetilen hizmetler (managed services), sunucu barındırma ve hibrit altyapı gibi veri merkezi hizmetlerine geçiş ihtiyacı artıyor.

 

Tüm bunlar, hızlı dijitalleşme ve pazar fırsatları sayesinde işletmelerin ve BT ekiplerinin dönüşüm sürecinde nereye doğru gittiğinin küçük bir kesitini ortaya koyuyor. Veri merkezi teknolojisiyle ilişkili paradigmalar hızla değişmeye devam edecek ve bu değişimlerle birlikte yeni beceriler, araçlar ve kaynaklar devreye girecek. Yaratıcılıkta ve inovasyonda bir son nokta olmadığı için dönüşümde de bir bitiş noktası yok, ancak bir başlangıç noktası var. Ki bu da modern veri merkezine doğru bir yolculukla başlıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Huawei, yeni nesil MateBook D16 ile geleneksel masaüstü bilgisayarlara meydan okuyor

Huawei, yeni nesil MateBook D16 ile geleneksel masaüstü bilgisayarlara meydan okuyor

Son iki yıldır çoğumuz evde bir ofis alanı düzenleme, çalışma alışkanlıklarımızı ve günlük rutinlerimizi tamamen değiştirme göreviyle karşı karşıyaydık. Evden çalışmanın birçok faydası olmasına rağmen, ofiste sahip olduğumuzdan daha düşük ve yetersiz teknik ekipman, uzaktan çalışanlar arasında yaygın bir sorun olmaya devam ediyor. Bununla birlikte, Akıllı Ofis cihazları endüstrisi büyümeye devam ederken, Huawei yeni cihazları ile bu sorunlara kalıcı çözümler üretiyor.

 

Birkaç ay boyunca evden çalıştıktan sonra, kısıtlamalar hafiflemeye başlayınca birçok şirket hibrit düzenlemeyi uygulamaya karar verdi ve yalnızca birkaç işyeri tamamen ofislerden çalışmaya geri dönmeyi seçti. Bununla birlikte, teknik düzenlemelerin yüksek puan aldığı bir dizi faktörden kaynaklanan uzaktan çalışmak hala insanların endişe duyduğu bir yöntem. Evlerimiz, ailemizle birlikte dinlenebileceğimiz ve kaliteli zaman geçirebileceğimiz özel bir alanı yansıtacak şekilde tasarlandı. Bu nedenle, evden çalışma konusundaki endişelerimizin zayıf internet bağlantısı, yetersiz teknoloji ve yazılım etrafında şekillenmesine şaşmamalı ve tüm bunlar tüm hayatı olumsuz etkiliyor. Ancak Huawei’de, bu sorunları nasıl adapte edebileceğimize, bu sorunları nasıl yönetebileceğimize ve işe yarayan çözümler yaratmak için yenilikçi düşüncemizi nasıl uygulayabileceğimize odaklanmayı tercih ediyoruz.

 

Bulduğumuz şey, uzaktan çalışmayı kolaylaştıracak çözümler ararken geleneksel “masaüstü kurulumuna” meydan okumamız gerektiğiydi. Evimiz, masalarımızdan neredeyse hiç kalkmadan monitörümüze baktığımız bir ofise dönüştürülmemeli. Bizi sınırlayacak değil, motive edecek ve ilham verecek teknolojiye ihtiyacımız var. Yeni Huawei çözümleriyle, çalışma şeklimizde devrim yaratmaya yardımcı olmaya ve elimizden gelenin en iyisini sunabileceğimiz yeni bir iş yeri sunmaya hazırız.

 

Sonsuz yenilik arayışındaki Huawei dizüstü bilgisayarlar

Ar-Ge’den ürünlerin fiili üretimine kadar teknolojinin gelişiminin her yönüyle ilgili zengin geçmişinden ve bilgisinden yararlanan Huawei, 2016 yılında ilk MateBook dizüstü bilgisayarını tanıttı ve kısa süre sonra üç seri daha doğdu: MateBook D, MateBook E, ve MateBook X. Huawei’nin dizüstü bilgisayar sektörüne getirdiği yenilikler, örneğin HUAWEI FullView ekranı olmak üzere, sayısız özellikte bulunabilir.

 

Dizüstü bilgisayar tasarımındaki yenilikler

Çalışanlar ofisteyken, birçok görevi aynı anda yönetmeyi kolaylaştıran ve geniş çalışma alanı sağlayan geniş bir monitöre sahip olmaya alışkınlar. Evde, çoğumuzun masada monitör eklemek için yeterli alanı yok veya sadece ek bir cihaza yatırım yapmak istemiyoruz. Bununla birlikte, çoğumuz haftanın bazı günlerinde veya çoğu gününde evden çalışmaya devam edeceğinden, geleneksel bir masaüstü kurulumundan ziyade daha büyük ekranlı bir dizüstü bilgisayara geçmek mantıklı gelebilir. Tüketiciler arasında ortaya çıkan bu yeni ihtiyacı fark eden Huawei, 16 inç FullView ekrana sahip yeni bir ürün gamı hazırladı.

 

Huawei, akıllı telefon ve tablet geliştirme konusundaki tecrübesi ve teknik uzmanlığı ile dizüstü bilgisayarlar için tam ekran tasarımlarında lider haline geldi. Yalnızca üç ince çerçeveli ekranlarla dolu bir sektörde Huawei, dört tarafı da ince çerçevelere sahip ekranlarla çıtayı yükseltiyor. Bu tasarım o zamandan beri MateBook DNA’sının bir parçası haline geldi ve MateBook’ların rakip cihazlara göre sahip olduğu en önemli avantajlardan biri oldu.

 

Karşınızda MateBook D16: 16 inç geniş ekrana sahip yüksek performanslı hafif dizüstü bilgisayar

MateBook ailesine en son eklenen, 12. Nesil Intel Core işlemci tarafından desteklenen 16 inç HUAWEI MateBook D 16’dır. HUAWEI MateBook D16’nın piyasaya sürülmesi aynı zamanda MateBook ailesini geniş ekran, yüksek performanslı yeni üye olarak daha da zenginleştirirken, markayla eş anlamlı hale gelen estetik, yenilik ve akıllı deneyimleri bünyesinde barındıran serinin imza öğelerini taşıyor.

 

HUAWEI MateBook D16, MateBook D Serisinin ince çerçeve tasarımını devralıyor. Bu, ekranda daha geniş bir çalışma alanı sağlayarak kullanıcıların daha büyük ve daha uzun bir ekran alanıyla tabloları, verileri ve belgeleri daha kolay görüntülemesine olanak tanıyor. Huawei, diğer üreticilerin tipik olarak yalnızca 15,6 inçlik ekran yerleştirebildiği bir kasaya 16 inçlik büyük bir ekran yerleştirmeyi başardı. Bu da ekranın görünür alanını genişletirken gövdenin küçük kalmasını sağlıyor. 12. Nesil Intel işlemciden gücünü alan MateBook D16, Huawei MateBook serisinde ilk kez yer verilen numerik tuş takımı ve 1080p AI kamera gibi önemli özelliklere de sahip.

 

Daha esnek çalışma modellerine geçerken, evin bir ölçüde yeni ofisimiz olacağı gerçeğine alışmamız gerekiyor. Evdeki çalışma alanımızı tam üretkenliğimizi ve odaklanmamızı kolaylaştıracak ama aynı zamanda yaşam alanımızı kısıtlamayacak şekilde düzenlemek bizim görevimiz. Neyse ki teknoloji, geleneksel ofis düzeninin yerini başarıyla alan yenilikçi cihazlarla yardımımıza koşarken, aynı zamanda bize nerede çalışmayı seçtiğimiz konusunda daha fazla esneklik vererek yaratıcılık için geniş alan bırakıyor.

 

Yeni HUAWEI MateBook D16, 23 Haziran 2022’de piyasaya sürülecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Teknoloji tutkunlarına müjde: Monster Notebook Avrupa Yakası Deneyim Mağazası ve Teknik Servis Merkezi açıldı!

Teknoloji tutkunlarına müjde: Monster Notebook Avrupa Yakası Deneyim Mağazası ve Teknik Servis Merkezi açıldı!

Oyun dünyasının canavarı Monster Notebook’un yeni açılımları, teknoloji sektöründe rekabeti artıracak!

 

Kullanıcılarına yüksek performanslı oyun deneyimi sunan Monster Notebook’un, İstanbul Avrupa Yakası’ndaki yeni Deneyim Mağazası ve Teknik Servis Merkezi 9 Haziran 2022 itibarıyla kapılarını teknoloji ve oyun tutkunlarına açtı. Sektör paydaşlarının ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirilen açılış etkinliğinde Monster Notebook ekosistemindeki yenilikler paylaşıldı. 

 

Monster Notebook Avrupa Yakası Deneyim Mağazası ve Teknik Servis Merkezi, 9 Haziran’da İstanbul Küçükçekmece’de faaliyetlerine başladı. Teknoloji sektörü paydaşlarının ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirilen açılış etkinliğinde, Monster Notebook dizüstü bilgisayarlardaki ve PUSAT marka aksesuarlardaki son gelişmeler paylaşıldı.

 

“Kişiselleştirilmiş deneyim sunuyoruz”

Konuşmasında markanın kullanıcı deneyimi ekseninde yürüttüğü uygulamalara değinen Monster Notebook Kurucusu ve CEO’su İlhan Yılmaz, “Kullanıcılarıyla ömür boyu birliktelik hedefleyen ve gücünü kullanıcılarıyla birebir temasta olmaktan alan bir marka olarak, teknoloji tutkunları neredeyse orada olmaya gayret ediyoruz. İstanbul Kadıköy’deki, Ankara’daki ve İzmir’deki deneyim mağazalarımızla, dijital mağazamızla ve diğer dijital kanallar aracılığı ile Türkiye’nin dört bir yanındaki müşterilerimize hizmet veriyoruz. Avrupa’ya Avrupa’nın en büyük deneyim mağazası olarak faaliyet gösteren Berlin showroom’umuzla ve dijital kanallarımızla, Kıbrıs’a Lefkoşa’daki mağazamızla ve Orta Doğu coğrafyasına Dubai’deki ofisimiz aracılığıyla hizmet veriyoruz. Teknoloji meraklılarının mağazalarımıza gelerek ürünlerimizi yerinde, diledikleri oyunla veya programla birebir test etmelerini, deneyimlerini uzman ekiplerimizle konuşarak kendileri için en uygun konfigürasyonları belirleyebilmelerini çok önemsiyoruz. Bu nedenle kullanıcılarımıza kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyoruz. Ayrıca, Monster Notebook kullanıcılarına herhangi bir bakım veya onarım durumunda maksimum 3 iş günü ile sınırlandırdığımız bir sürede, üstün kalitede teknik servis hizmeti veriyoruz. Şu an teknik servislerimizde ortalama hizmet süresi 1,8 gün. Ayrıca, Monster Notebook sahipleri Ömür Boyu Bakım Garanti’miz kapsamında her sene 6 ayda bir bilgisayarlarını teknik servislerimize getirerek veya ücretsiz kargo ile göndererek, bilgisayarlarının bakımını yaptırıyor. 

 

Monster Notebook olarak kullanıcılarımızın ihtiyaç ve beklentilerini yakından takip ediyor, beklenti ve talepleri en iyi şekilde karşılamak için sürekli geliştirmelerde bulunuyoruz. Bir süredir Avrupa yakasındaki kullanıcılarımıza yönelik yeni bir Deneyim Mağazası ve Teknik Servis Merkezi için gerek sosyal medya platformları üzerinden gerekse birebir görüşmelerimizde talepler almaktaydık. İstanbul’daki kullanıcılarımızın yüzde 60’ının Avrupa Yakası’nda yaşadığı gerçeğini de göz önünde bulundurarak, teknoloji tutkunlarına sağladığımız ayrıcalıkları Avrupa Yakası’ndaki kullanıcılarımıza daha yakından sunabilmek için bu yeni merkezimizi devreye aldık. E5 Karayolu üzerinde Beşyol Metrobüs durağı yakınındaki lokasyonuyla kolayca ulaşılabilir olmasını planladığımız bu yeni merkezimizde, deneyim alanlarının ve teknik servisin yanı sıra senede 50 bin laptop üretme kapasitesiyle üretim merkezi de bulunuyor” dedi.

 

“Monster ekosistemi maksimum üretkenlik hedefleyen tüm kullanıcılar tarafından tercih ediliyor”

Monster Notebook’un pazardaki konumu ve gelecek dönem hedefleri hakkında bilgi veren Yılmaz, “Gerek kullanıcı deneyimini önceleyen uygulamalarımız sayesinde gerekse dünyayı oyun aracılığıyla daha iyi, daha yaşanılabilir bir yere dönüştürmek tutkusuyla hayata geçirdiğimiz projeler ve inisiyatifler sayesinde oyuncuların göz bebeği olduk. Şu an Türkiye’nin oyun bilgisayarı denilince akla gelen ilk markasıyız. Belki bundan daha da önemlisi, çeşitli pazar araştırmalarına göre ülkemizde sadece oyun bilgisayarı alanında değil, tüm bilgisayar markaları arasında kullanıcı memnuniyet skoru en yüksek markayız. Kullanıcılarımızın oyun deneyimini bütün yönleriyle ele alıyor, oyuna dair bütün alanları kapsayan yatırımlar yapıyoruz. 

 

Mutlulukla ifade edebilirim ki oyun bilgisayarı segmentinde elde ettiğimiz başarılar ve özellikle satış sonrası hizmetler alanındaki gücümüz sayesinde, tüm kullanıcıların güvenini kazandık. Bugün artık Monster ekosisteminin sunduğu pürüzsüz deneyim, yalnızca oyuncular tarafından değil maksimum üretkenlik hedefleyen tüm kullanıcılar tarafından tercih ediliyor. Bir kullanıcının ihtiyacı olan tüm donanım bileşenlerini sağlayan ürün portföyümüzü önümüzdeki süreçte daha da zenginleştirmeyi hedefliyoruz” dedi.

 

Monster Masters CS:GO turnuvasının finali 11 Haziran Cumartesi günü Avrupa Yakası Deneyim Mağazası’nda! 

Canavar’ın Avrupa Yakası’ndaki yeni evi, ödüllü oyun etkinliklerine de ev sahipliği yapacak. Bu etkinliklerden ilki Monster Masters CS:GO turnuvasının final etkinliği 11 Haziran Cumartesi günü saat 12.00’de sevilen oyun yayıncısı Mete Özbey “Easter GamersTV”nin katılımıyla gerçekleşecek. Etkinlikle ilgili detaylı bilgiye ulaşmak için Monster Notebook’un web sitesini veya sosyal medya kanallarını ziyaret edebilirsiniz. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Afet yönetimine yapay zekalı çözüm

Afet yönetimine yapay zekalı çözüm

Cerebrum Tech Kurucusu Dr. Erdem Erkul, son yıllarda iklim değişikliğinin neden olduğu afetlerin şehirleri daha fazla tehdit etmeye başladığına dikkat çekti. Erkul, “Orman yangınlarından müsilaja, selden hava kirliliğine kadar pek çok çevre felaketiyle karşı karşıyayız. Tüm bu felaketlere karşı akıllı şehir konsepti benimsenmeli. Sürdürülebilir, dirençli ve yaşanabilirlik standardı yüksek şehirler önceliğimiz olmalı. Özellikle afet yönetimi yapay zeka yardımıyla daha gerçekleşmeden tüm senaryolar çalışılarak yapılmalı. Bunun için metaverse’te de afet simülasyonlarıyla eğitimler verilebilir” dedi.

 

Dünya nüfusu hızla artıyor, 2050 yılı itibarıyla 6.5 milyar insanın şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor. Daha bugünden üretilen enerjinin yarısını tüketen, dünyanın karbon salımının yüzde 80’ine neden olan büyük şehirlerde yaşam giderek zorlaşıyor. Gelecek için hayati önem taşıyan şehirlerin, sürdürülebilir, dirençli ve yaşanabilirlik standardı yüksek olmasının yolu ise yenilikçi teknolojiler kullanmaktan geçiyor.

 

Araştırmalara göre; akıllı şehirleşme gayri safi yurt içi hasılada yüzde 15 artış sağlıyor. Diğer yandan akıllı şehir teknolojilerine dünya ölçeğinde yatırımların 2023 yılında 27,5 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Cerebrum Tech Kurucusu DR. Erdem Erkul, “Akıllı şehirleşme anlayışıyla ulaşımdan güvenlik ihtiyaçlarına, enerjiden atık yönetimine kadar pek çok konu başlığı, yapay zeka yardımıyla koordineli şekilde yönetilebilir. Geçen yıl Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri Marmara Denizi’ndeki müsilaj oldu. Birçok bölgemizde orman yangınları doğal yaşam alanlarına ciddi zararlar verdi. Diğer yandan Karadeniz bölgesi ağırlıkta olmak üzere üst üste sel felaketleri yaşadık, son olarak da Ankara’da yaşanan sel felaketiyle kayıplar verdik. Cerebrum Tech olarak tüm bu felaketlerin akıllı şehirleşmeye geçilmesiyle önlenebileceğini belirtmek istiyoruz. Yapay zeka teknolojilerinin de yardımıyla çevre sorunlarına çözüm bulmak, kaynakların etkin kullanılabilmesini sağlamak mümkün. Ancak bu saydıklarımı yaparsak gelecek nesillere daha sürdürülebilir şehirler bırakabiliriz” dedi. 

 

Metaverse’de afet yönetimi eğitimleri yapılabilir

Erkul şöyle devam etti: “Afet yönetimi konusunda aşama aşama afet önleme tedbirlerinden afet sırasında nasıl organize olunacağı, sonrasında da nasıl rehabilite edileceği şeklinde prosedürlerle yapay zeka destekli süreç yönetimleri yapılmalı. Bu sistemlerde etkin rol alacak görevliler metaverse’te simülasyonlar yardımıyla eğitilebilir. Veri analizi yardımıyla karar destek sistemleri yöneticilere yol gösterebilir. Saha ekiplerinin ihtiyaca uygun yönlendirilmesi gibi hayati kararlar daha kısa sürede alınabilir. Afet yönetimi sel, yangın, deprem gibi farklı konu başlıklarında özelleştirilebilir.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Sony Vlog Çekimlerinde Öne Çıkan Yeni Shotgun Mikrofon ECM-G1’i Piyasaya Sürüyor

Sony Vlog Çekimlerinde Öne Çıkan Yeni Shotgun Mikrofon ECM-G1’i Piyasaya Sürüyor

Her zaman ve Her Yerde Yüksek Kaliteli Ses; ECM-G1

Sony, yüksek kaliteli ses yakalama özelliğiyle video kayıt standardını geliştiren yeni küçük ve hafif ECM-G1 mikrofonunu kullanıcıların beğenisine sunuyor. Ortam sesi bastırma ve net ön ses toplama özelliği ile kullanıcılara, mükemmel ses kalitesiyle içerik çekebilme imkanı sunuyor.

 

Yüksek kaliteli sesle video kayıt standardını geliştirin

 

Video içeriklerinin kalitesinde, net ve yüksek kaliteli ses önemli rol oynuyor. ECM-G1, geniş çaplı (yaklaşık 14,6 mm) mikrofon kapsülü, gürültüyü bastırırken net ses toplayabilmesi ve video prodüksiyon kalitesini büyük ölçüde artırmasıyla öne çıkıyor.

 

ECM-G1, içerisinde yer alan rüzgar perdesi ile çekim esnasında oluşabilecek rüzgar seslerini minimalize ediyor. Ayrıca titreşim önleyici sönümleyicileri sayesinde frekans titreşim gürültüsünü bastırıyor. Sesleri net ve kaliteli şekilde yakalayan ECM-G1, çoklu Arayüz (MI) yuvasına sahip bir Sony kameraya bağlandığında, kablosuz tasarım, kablo ile iletilen titreşim gürültüsünü dahi ortadan kaldırıyor. Tüm bu özellikleriyle özellikle vlog çekimleri için kusursuz bir ekipman olarak öne çıkıyor.

 

Ortam sesi bastırma ve net önden ses toplama

 

Süper kardioid ve ortam sesi bastırma özellikleri sayesinde kamera önünden toplanan net ses, sadece istenen seslerin yakalanmasını sağlıyor. İç mekan çekimlerinde dahi duvarlardan gelen ekoyu ve ses yankısını azaltmasıyla net konuşma sesinin alınmasını sağlıyor.

 

Her yerde, her zaman yüksek kaliteli sesin keyfini çıkarın

 

MI Yuvası desteği, pilsiz ve kablosuz çekimde daha fazla esneklik sağlıyor. Mikrofon için gereken güç doğrudan kamera üzerinden sağlanıyor. Böylelikle yatay olarak açılan değişken açılı LCD monitörlerde dahi gücün kesilmesi ya da kabloların engellemesi gibi bir durumun önüne geçiliyor.

 

ECM-G1 yalnızca 34 gramlık ultra hafifliği ve kompaktlığıyla öne çıkıyor (G x Y x D: 28,0 mm x 50,8 mm x 48,5 mm). Bu sayede her zaman ve her yerde rahatlıkla kullanılabiliyor.

 

Kayıt kablosuyla birlikte verilmesi ve mikrofon jakı’nın kameralar ve akıllı telefonlar gibi çok çeşitli cihazla uyumlu olmasıyla kullanıcılara, çeşitli çekim gereksinimleri için en üst düzeyde esneklik sağlıyor.

 

Sony, Sıfıra Giden Yol adlı girişimiyle çevresel ayak izini sıfıra indirgemeyi hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda 1,4 milyondan fazla ürünün ambalajındaki plastik kağıtla değiştirildi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Hyundai eVTOL Uçan Araç Konseptini Tanıttı

Hyundai eVTOL Uçan Araç Konseptini Tanıttı

Hyundai Motor Grubu, bölgesel hava araçlarını ve gelecekteki mobilite teknolojilerini tanıttı.
Üstün konfor özelliklerine sahip eVTOL adlı konsept, kentsel ulaşımda yeni bir çağın habercisi.
Supernal işbirliği ile geliştirilen konsept, özellikle Amerika gibi pazarlarda liderliğe oynayacak.
Hyundai, İngiliz endüstri devi Rolls-Royce’la da işbirliğine giderek elektrikli uçaklar geliştirecek.

 

 Amerikan Supernal firmasıyla ortaklaşa olarak geliştirilen eVTOL adlı konsept, 2028 yılından itibaren Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da ticari kullanım satışa sunulacak. Farnborough Uluslararası Havacılık Fuarı’nda tanıtılan eVTOL adlı konsept, Hyundai tarafından sertifikalandırmaya çalışırken, Supernal da kabin konseptini oluşturmak için grubun tasarım stüdyolarıyla ortaklık kurdu. İki şirket arasında ortaklık kısa sürede geliştirilirken, otomotiv parçaları, inşaat, robotik ve otonom sürüşü kapsayan 50’den fazla bağlı kuruluşla da işbirliği yapılıyor.

 

eVTOL’ün yaygın bir ulaşım aracına dönüşmesi için yolcu deneyiminden diğer düzenlemelere ve altyapıya kadar her detayın en ince ayrıntısına kadar düşünülmesi gerekiyor. Hyundai Motor Grubu’nun mobilite yeteneklerinden yararlanan Supernal ise önümüzdeki yıllarda endüstrinin büyümesi için mevcut kaynaklara önceden yatırım yapıyor.

 

Supernal’in beş koltuklu yeni nesil kabin konsepti, en konforlu uçaklardaki yolcu deneyimini sunarken aynı zamanda daha ekonomik fiyat politikasıyla da ticari havacılığın ufkunu genişletiyor. En yüksek havacılık güvenlik standartlarını karşılayan konsept, Hyundai’nin otomotiv tasarım ve üretim süreçlerinden yararlandığına dair ipuçları da veriyor. Öne çıkan tasarımla beraber, her şeyden önce güvenlik felsefesini göz önünde bulunduran Hyundai, günlük kullanımla beraber hayatı kolaylaştırmayı öncelik haline getiriyor.

 

Mühendis ve tasarımcılardan oluşan ekip, karbon fiberden yapılmış hafif kabini oluşturmak için otomotiv endüstrisinin ilerici tasarım anlayışından faydalandı. Ergonomik olarak şekillendirilmiş koltuklar, yolcular için koza benzeri bir ortam sunarken, açılır koltuk konsolları ise otomobillerdeki gibi bir orta konsol imkanı sunuyor. Kişisel eşyalar için bir şarj istasyonu ve eşya bölmesi sağlayan bu ceplerle beraber kapılara yerleştirilmiş tutamaklar ve koltuk arkalıkları da giriş ve çıkışta yolculara yardımcı oluyor. Otomobil sunrooflarından ilham alan tavan lambaları da farklı bir aydınlatma kombinasyonu sunuyor. Bir “ışık terapisi” olarak adlandırılan bu teknoloji, uçuşun çeşitli aşamalarına göre ayarlanabiliyor. Kabin yerleşimi, yüksek boşluk payları ve eşya taşımaya olanak tanıyan bagaj hacmiyle destekleniyor.

 

Supernal ve Hyundai, önümüzdeki yıllarda elektrikli hava araçlarının kapasitesini ve boyutlarını geliştirerek her bütçeye uygun bir fiyat politikasıyla tüketicilerin karşısına çıkacak. 

 

Ünlü İngiliz otomotiv ve havacılık devi Rolls-Royce da Hyundai ile işbirliği yapıyor.

Hyundai Motor Grubu, tamamen elektrikli tahrik ve hidrojen yakıt hücresi teknolojisini geliştirmek için Rolls-Royce’la da bir işbirliğine gidiyor. Gelişmiş Hava Mobilitesi (AAM) pazarında söz sahibi olabilmek adına tüm işbirliklerine önem veren Hyundai, Rolls-Royce’un havacılık ve sertifika yeteneklerinden yararlanacak. Hyundai de uzun yıllardır geliştirdiği hidrojen yakıt hücresi teknolojilerine ve sanayileşmeye ağırlık vermeye devam edecek. Her iki şirket, Kentsel Hava Hareketliliği (UAM) ve Bölgesel Hava Hareketliliği (RAM) pazarlarına tamamen elektrikli, hibrit ve yakıt hücreli elektrikli özel çözümler getirecek.

 

Tamamen elektrikli uçak tahrik sisteminde hidrojen yakıt hücresi sistemi kullanmanın faydaları, sıfır emisyonlu, sessiz ve güvenilir bir yerleşik güç kaynağı olarak sıralandırılıyor. Özellikle uzun mesafeli uçuşlarda yakıt ekonomisi sağlarken aynı zamanda sıfır emisyon ile gelecek nesillere daha temiz bir çevre sunmak adına adımlar atılmış olacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Huawei İnovasyon Haftası’nda 5.5G ekosistemi ve enerji verimliliği tartışıldı

Huawei İnovasyon Haftası’nda 5.5G ekosistemi ve enerji verimliliği tartışıldı

Huawei İnovasyon Haftası, bu yıl “Kazan-Kazan” temasıyla, 18-21 Temmuz tarihleri arasında Çin’in Shenzhen kentinde düzenlendi. Küresel mobil operatörler ve bilişim sektörü profesyonellerini bir araya getiren etkinlikte; 5.5G teknolojisi, enerji verimliliği çevreci teknolojilerle kalkınma, dijital dönüşüm ve dijital ekonomide ortak başarı, öne çıkan konular arasındaydı. 

 

Huawei İcra Direktörü ve Mobil Operatörlerden Sorumlu Başkanı Ryan Ding açılış konuşmasında, mevcut bilişim altyapısının enerji verimliliği anlamında iyileştirilmesinin, bilişim endüstrisinin gelişimi için kilit bir rol oynadığını söyledi. Ryan Ding, “Önümüzdeki beş ila on yıl içinde, gitgide artan veri trafiğinin neden olduğu karbon emisyonlarındaki artış, hassasiyetle ele alınması gereken küresel bir sorun haline gelecektir. Enerji verimliliğinin iyileştirilmesi ve yeşil teknolojilerin kullanılması, artan enerji tüketiminin yaratacağı sorunların çözümü için son derece önemlidir” dedi. 

 

Huawei Ağ Sistemleri Çözümleri Satış Pazarlama Grubu Başkanı Peng Song, etkinlik kapsamında gerçekleştirilen “Mobil Ağ Sistemleri Bulut Dönüşüm” panelinde, Huawei’in mobil operatör bulut sistemlerinin dönüşümü özelindeki planlarını aktardı. Peng Song şunları söyledi: “Telekomünikasyon endüstrisi bulut dönüşümünde kritik bir aşamaya geçti. Bu da birçok yeni fırsat ve zorluğu beraberinde getiriyor. Mobil operatörlerin 15’inin, 2023 yılının sonuna kadar, yüz milyarlarca dolarlık bir pazar genişliği sağlayacak, kapsamlı bir bulut stratejisi geliştirmesi ve bu stratejiyi hayata geçirmesi bekleniyor.”

 

Huawei Ağ Sistemleri Çözümleri Pazarlama Direktörü Dr. Philip Song ise yaptığı değerlendirmede; “Endüstrinin büyük oyuncuları olarak, birden fazla alanda inovasyon ve işbirliği için birlikte çalışmak, fikir birliği oluşturmak durumundayız. Bilişim sektöründe sıfır karbon hedefine ulaşmak ve daha gelişmiş bir küresel bilgi teknolojileri sektörünü yaratmak için, yenilikçi bir enerji verimliliği standardı oluşturmalıyız” dedi.

 

5.5G dönemi yaklaşıyor

 

Huawei, 2020’deki 11. Küresel Mobil Geniş Bant Forumu’nda ilk kez 5.5G teknolojisinden söz etmişti. Şirket, Nisan ayında gerçekleştirilen Huawei Küresel Analist Zirvesi’nde ise F5.5G (Sabit 5.5G) teknolojisinin getirilerini katılımcılarla paylaşmıştı. Bu dönemden itibaren sektör, bu alandaki yeni fikirlere ve yeni uygulamaların gelişimine tanıklık etti. Sanayi alanında da dijital dönüşüm büyük bir hız kazandı. Yapay zekanın kurumsal üretim süreçlerine tamamen entegre olması ile 5.5G’nin daha fazla öne çıkması ve nesnelerin interneti pazarının büyümesi bekleniyor. Makineler ve insanlar arasındaki işbirliğinin, özellikle karmaşık senaryolar söz konusu olduğunda daha fazla artması da yine beklentiler arasında. 

 

Huawei Yönetim Kurulu İcra Direktörü ve Bilişim Altyapısı Yönetim Kurulu Başkanı David Wang konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede; “2025’e baktığımızda, ağ servis gereksinimlerinin çeşitliliği ve büyüklüğü büyük ve yeni pazar potansiyeli yaratacak. Bu fırsatları mobil operatörler ve sektördeki iş ortaklarımızla değerlendirmek ve 5.5G’nin önünü açmaya yardımcı olacak yenilikleri keşfetmek için buradayız. Dijital teknolojilerdeki yeni gelişmelerin, gerçek zamanlı, ilgi çekici ve daha sürükleyici bir deneyimi desteklemesi ve kademeli olarak dünya çapında 10 Gbps’lik bir ağ deneyimini sunabilir hale getirmesi gerekiyor” dedi. 

 

Etkinlikte söz alan diğer konuşmacılar, ağ işletme ve bakım verimliliği, genel ağ verimliliği ve enerji ekipmanı verimliliğini ölçen tüm senaryolarda, kapsamlı bir endeks sistemine ihtiyaç duyulduğu konusunda ortak görüş bildirdi. Enerji tasarrufu ve dijital ekonominin gelişimine yönelik çalışmaların koordine edilmesi ve yeni bir bilişim altyapısının oluşturulmasına yönelik gereksinimler de etkinlikte ele alınan diğer konular arasındaydı.  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com