Samsung, 2022 model TV’leri ile Düşük Karbon Sertifikası’nın sahibi oldu – Ulusal24.com

Samsung, 2022 model TV’leri ile Düşük Karbon Sertifikası’nın sahibi oldu – Ulusal24.com

16 yıldır global TV pazarında lider konumunu sürdüren Samsung, ‘Doğaya Dönüş’ vizyonu doğrultusunda geliştirdiği 2022 model TV’leri ile Carbon Trust tarafından verilen ‘Düşük Karbon (CO2)’ sertifikasına layık görüldü.  

 

Samsung, bu yıl, ‘Neo QLED 8K TV’, ‘Neo QLED 4K TV’, ‘QLED TV’ ve ‘Lifestyle Ekran’ modelleri olmak üzere 2022 TV ve ekran serisinden toplam 11 farklı model ile Carbon Trust tarafından ‘Düşük Karbon (CO2)’ sertifikası almaya hak kazandı. Samsung’un 2022 model TV’lerinin bu sertifikayı almasında, ürünlerin ağırlığının azalması ve kullanım esnasındaki düşük güç tüketimi gibi unsurlar etkili oldu.

 

Karbonsuz bir geleceğe geçişin hızlandırılması misyonuyla hareket eden, küresel iklim danışmanlığı kuruluşu Carbon Trust tarafından verilen ‘Düşük Karbon (CO2)’ sertifikası, bir ürünün karbon ayak izini ölçerken, tüm yaşam döngüsünü dikkate alıyor. Sertifika, ürünün karbon ayak izinin yıl bazında ne kadar azaldığını ortaya koyarken, uluslararası standartlara göre ürün yaşam döngüsü boyunca salınan sera gazı miktarı da değerlendiriliyor.

 

2021 yılına oranla yaklaşık 30 kat daha fazla geri dönüştürülmüş plastik kullanılıyor

Uzun bir süredir ürün inovasyonlarına öncülük eden Samsung, bu doğrultuda yeni çevresel sürdürülebilirlik teknolojileri geliştirmeye ve uygulamaya devam ediyor. Samsung’un CES 2022’deki açılış etkinliği sırasında açıkladığı “Yarın için Hep Birlikte” vizyonunu kapsamında Samsung Görsel Ekran Bölümü, üretim süreçlerinde 2021 yılına oranla yaklaşık 30 kat daha fazla geri dönüştürülmüş plastik kullanma kararı aldı. Bu kararı 2022 itibarıyla uygulamaya koyan şirket ayrıca, 2025 yılına kadar tüm cep telefonlarında ve ev aletlerinde geri dönüştürülmüş malzemelerin daha yüksek oranlarda kullanacağını açıkladı.

 

Ambalajlarda 90 oranında daha az mürekkep kullanılırken, zımba kullanımı kaldırıldı

Samsung, öte yandan ürünlerin yaşam döngüleri boyunca çevreye etkisinin en aza indirilmesi için çeşitli projeleri devreye almaya devam ediyor. Samsung’un TV ürün ambalajlarını çok yönlü ev eşyalarına dönüştürmeye imkân sunan ‘Ekolojik Ambalaj’ programı da bu yıl yenilendi ve ambalajlarda 90 oranında daha az mürekkep kullanıldı. Ayrıca, üretim esnasında zımba kullanımı da tamamen kaldırıldı. 

 

‘SolarCell Uzaktan Kumanda’ ile pil atığını ortadan kaldırıyor

Samsung’un yerleşik güneş panelleri sayesinde pil atıklarını ortadan kaldıran SolarCell Uzaktan Kumanda ürünü, daha da geliştirilerek tüm 2022 model TV’lerde kullanılabilecek şekilde tasarlandı. Buna ek olarak Samsung, ‘okyanusa bağlı plastikten’ geri dönüştürülmüş bir malzeme üreterek, bunu 2022 model yüksek çözünürlüklü S8 akıllı monitörlerinde kullanmaya başladı.

 

Samsung Electronics Görsel Ekran Bölümü Başkan Yardımcısı ve Ar&Ge Ekibi Başkanı Seokwoo Yong, konuyla ilgili olarak, “16 yıldır global TV pazarı liderliğini elden bırakmayan Samsung olarak, yalnızca teknolojik ilerlemeye değil, aynı zamanda insan odaklı teknolojiler ve çevreyle ilgili inovasyonlara da odaklanıyoruz. ‘Doğaya Dönüş’ vizyonumuz çerçevesinde sürdürülebilirlik inisiyatiflerini ve çevreci faaliyetleri hayata geçirmeye devam edeceğiz” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

iF 2022 Tasarım Ödülleri’nde Samsung’a tam 71 adet ödül birden! – Ulusal24.com

iF 2022 Tasarım Ödülleri’nde Samsung’a tam 71 adet ödül birden! – Ulusal24.com

Teknoloji devi Samsung, Almanya merkezli dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinden iF Tasarım Ödülleri 2022 (iF Design Award) kapsamında, üçü ‘Altın Ödül’ olmak üzere; 9 farklı kategoride toplam 71 ödülün sahibi oldu. Şirket kazandığı ödüllerle, bu yılki organizasyonda en fazla ödül alan marka unvanına sahip oldu.

 

Samsung, iF 2022 Tasarım Ödülleri’nde taşınabilir ekran ve eğlence cihazı ‘The Freestyle’, katlanabilir ekrana sahip akıllı telefonu ‘Galaxy Z Flip3’ ve kablosuz elektrikli süpürgesi ‘Bespoke Slim’ ile Altın Ödül’e layık görüldü. Samsung, bu yılki ödüllerde 57 ülkeden gelen toplam 11.000 başvuru arasında 71 adet ödül ile en fazla ödül kazanan marka unvanına da sahip olmayı başardı. 

 

Farklı Yaşam Tarzlarına Özel Deneyimler Sunan Tasarımlara Üç Altın Ödül 

Samsung’un Altın Ödül’e layık görülen, sadece 830 gram ağırlığındaki taşınabilir eğlence ve projeksiyon cihazı The Freestyle, 180 derece dönebilen yapısıyla, duvar, tavan veya zemine yansıtma sağlayan portatif bir ekran olarak öne çıkıyor. Hafif ve minimal tasarımı sayesinde son derece kolay taşınabilir olan The Freestyle, tek elle tutulabiliyor, kamp gibi dış mekanlarda veya tüm iç mekanlarda rahatlıkla kullanılabiliyor. The Freestyle, herkesin yaşam tarzına uyum sağlayacak şekilde, Bluetooth hoparlör ya da çeşitli renklerde ışık veren ortam aydınlatma ve ambiyans cihazına da dönüştürülebiliyor. 

 

Göz alıcı tasarımı, çığır açan katlanır ekranı ve geliştirilmiş donanımları ile ‘Altın Ödül’e layık görülen Samsung Galaxy Z Flip3 ise gerçek anlamda kişiselleştirilmiş bir akıllı telefon deneyimi sunuyor. Galaxy Z Flip3’ün benzersiz boyut, şekil ve stilinin yanı sıra, ana bileşenlerin yerleşimi ve konumunu sayesinde kullanıcılar, eksiksiz bir akıllı telefon deneyimi yaşayabiliyor. Cihaz ikiye katlandığında cepte kolayca taşınabilir hale gelen tasarımı ise kullanıcıların daha rahat ve keyifli bir deneyim yaşamasını sağlıyor. ‘Geniş Kapak Ekranı ile iyileştirilen tasarım, telefon katlandığında da bildirimlerin kolayca görüntülenebilmesine ve hızlıca fotoğraf çekilebilmesine olanak vererek, üst düzey kullanılabilirlik sunuyor. Kullanıcılar ayrıca, fotoğraf çekimi sırasında ‘İkili Önizleme’ özelliğini kullanarak, ekranda herkesin nasıl çıkacağını görmelerine imkan sağlıyor.

 

Samsung The Bespoke serisi slim elektrikli süpürge ise yaşam alanlarıyla en iyi uyumu sağlayan sağlayan sade tasarımıyla iF Tasarım Ödülleri 2022’de Altın Ödül kazanan bir diğer Samsung ürünü oldu. Kişiselleştirilmiş ürünleri yaşam tarzlarına ve zevklere uyarlayan Bespoke konseptinin bir parçası olan ürün, tasarımıyla kullanıcılara yer (saklama), toz boşaltımı gibi temizlik sürecinin tamamının iyileştirildiği bir deneyim sunuyor.  

 

Üründen kullanıcı deneyimi tasarımına, TV’lerden ev aletlerine ve akıllı telefonlara değin 71 Ödül

iF Tasarım Ödülleri 2022 kapsamında, Ürün ve Kullanıcı Arayüzü (UI) dahil tüm kategorilerde tasarımlarıyla ödüle layık görülen Samsung, toplamda 71 farklı ödülle en fazla ödül alan marka oldu. Samsung’un aldığı üç Altın Ödül’ün yanı sıra yeni Neo QLED 8K, Bespoke Gardırop Kapılı Buzdolabı ve Galaxy Buds2 de ‘ürün’ kategorisinde ödüle layık görüldü.

 

Galaxy akıllı telefon kullanıcılarının cihazlarını kişiselleştirmelerine olanak veren yeni arayüzü One UI 4 ile kullanılmayan Galaxy telefonlarının evde kullanılabilir IoT cihazlara ileri dönüşümünü sağlayan ve kullanıcılara akıllı bir ev kurma olanağı veren ‘Galaxy Upcycling at Home’ da tasarımda mükemmeliyet derecesi aldı. 

 

Samsung Electronics Kurumsal Tasarım Merkezi Başkan Yardımcısı Jinsoo Kim, ödüllerle ilgili yaptığı değerlendirmede, “Bir tasarım için önemli olan, değişmekte olan değerleri yenilikçi teknolojilerle buluşturabilmesidir. Bir yandan müşterilerin çeşitli taleplerini karşılarken, bir yandan da yaşam kalitesini artıran anlamlı  deneyimler sunmak için çalışıyoruz” dedi.

 

1953 yılında hayata geçirilen ‘iF Tasarım Ödülleri’, Ürün, Paketleme, İletişim, Profesyonel Konsept, İç Mimari, Mimari, Hizmet Tasarımı, Kullanıcı Deneyimi (UX) ve Kullanıcı Arayüzü (UI) gibi, toplam dokuz farklı kategoride ayrıntılı değerlendirmeler gerçekleştiriyor.

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Samsung’un taşınabilir ekran ve eğlence cihazı ‘The Freestyle’ın batarya hediyeli kampanyası 24 Mayıs’a kadar devam edecek – Ulusal24.com

Samsung’un taşınabilir ekran ve eğlence cihazı ‘The Freestyle’ın batarya hediyeli kampanyası 24 Mayıs’a kadar devam edecek – Ulusal24.com

Samsung’un video ve ses içeriğini gittikleri her yere götürmek isteyen kullanıcılara üst düzey görüntü, ses ve eğlence performansı sunan yeni taşınabilir ekran ve eğlence cihazı ‘The Freestyle’ büyük ilgi görmeye devam ediyor.

 

Sadece 830 gram ağırlığındaki yeni taşınabilir ekran ve eğlence cihazı The Freestyle’ın fiyat avantajı ve BIX marka taşınabilir batarya hediyeli kampanyası kullanıcılardan gelen yoğun ilgi sonucunda 24 Mayıs’a kadar uzatıldı. Samsung Online Mağaza (shop.samsung), Hepsiburada, Amazon, Teknosa.com ve MediaMarkt’da geçerli olan kampanya ile ‘The Freestyle’a sahip olmak isteyen müşterilere bir adet Freestyle için BIX marka 30000 mAh güç kapasiteli taşınabilir bir batarya hediye ediliyor. 

 

The Freestyle projeksiyon cihazların stoklarla sınırlı kampanyası 24 Mayıs gecesi saat 23:59’a kadar shop.samsung ve yetkili çevrimiçi satış kanallarının yanı sıra MediaMarkt, Teknosa, Hepsiburada ve Amazon gibi online alışveriş platformlarında da geçerli.

 

The Freestyle için Türkiye satış fiyatı KDV dahil 16.999 TL olup, kampanya ile ilgili daha fazla bilgi için 444 77 11 numaralı Samsung Çağrı Merkezi’ni arayabilir veya samsung adresi ziyaret edebilebilir. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Bosch, iklim nötr teknolojiye milyarlarca Avro yatırım yapacak – Ulusal24.com

Bosch, iklim nötr teknolojiye milyarlarca Avro yatırım yapacak – Ulusal24.com

yılın görünümünü bulanıklaştırıyor

 

2021 satış: 78,7 milyar Avro / FVÖK: 3,2 milyar Avro.

Hidrojen elektrolizi için 14 milyar Avro’luk pazara giriş – Bosch, 2030 yılına kadar bu yeni iş alanına yaklaşık 500 milyon Avro yatırım yapacak.

Elektromobilite siparişleri ilk kez 10 milyar Avro’yu aştı.

 

Stefan Hartung: “Elektrifikasyon, iklim nötrlüğe giden en hızlı yoldur.”

 

Dr. Markus Forschner: “Bosch Grubu, 2021’in zorluklarının üstesinden başarıyla geldi, ancak sonuç üzerindeki baskı yoğunlaşıyor.”

 

Filiz Albrecht: “Değişim zamanlarında, sosyal sorumluluk, bizimle mümkün olduğunca çok sayıda çalışanı yeni iş alanlarına almak anlamına gelir.”

 

Dr. Christian Fischer: “Bosch, 2025 yılına kadar ısı pompası işine 300 milyon Avro yatırım yapacak.”

 

Rolf Najork: “Ağa bağlı enerji yönetimi, fabrikalarda enerji verimliliğinin kapılarını açıyor.”

 

Dr. Markus Heyn: “Bosch, yollardaki elektrikli güç aktarma sistemlerinde bir numaralı tedarikçidir.”

 

Stuttgart ve Renningen, Almanya – 2021 mali yılında Bosch, zorlu bir ortama rağmen satışlarda ve sonuçlarda önemli bir büyüme elde etti. Teknoloji ve servis tedarikçisi tarafından elde edilen satış geliri yüzde 10,1 artarak 78,7 milyar Avro’ya, faaliyet sonucu (operasyonlardan elde edilen FVÖK) yarıdan fazla artarak 3,2 milyar Avro’ya ulaştı. Önceki yıl yüzde 2,8 olan faaliyetlerden elde edilen FVÖK marjı yüzde 4’e yükseldi. Bosch Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Stefan Hartung, şirketin yıllık rakamları ile ilgili yaptığı sunumunda, “2021 mali yılının başarılı sonucu, mevcut yılın zorlu ortamıyla mücadele ederken güvenimizi güçlendiriyor.” dedi.
 

Önemli belirsizliklerden biri, Ukrayna’daki savaş ve tüm sonuçlarıdır. Şirket, çalışanlarına karşı sorumluluğunu çok ciddiye alıyor. Aynı zamanda, özellikle mültecilerin acılarını dindirmek için ilk günden bu yana kapsamlı insani yardım sağlıyor. Bosch Grubu Yönetim Kurulu Başkanı, “İnsanların hayatta kalmak için savaştığı yerlerde, aklımız onlarda kalıyor ve korkularını paylaşıyoruz.” dedi. Savaşın siyasi çatışmayı çözemeyeceğini de sözlerine ekledi. Hartung’a göre mevcut durum, politika yapıcılar ve toplum üzerindeki fosil yakıtlara daha az bağımlı hale gelme ve yeni enerji kaynaklarının geliştirilmesini şiddetle takip etme baskısını vurgulamaktadır. Bu nedenle Bosch Grubu’nun, zorlu ekonomik ortama rağmen küresel ısınmayı azaltmak için sistematik olarak çalışmalarını sürdürdüğünü sözlerine ekledi. Ayrıca Hartung, Bosch’un elektrifikasyon ve hidrojen gibi iklim nötr teknolojilere üç yıl içinde 3 milyar Avro yatırım yapacağını duyurdu.

 

Hartung, savaşın kısa vadede karbon emisyonlarını azaltmadaki ilerlemeyi yavaşlatacağına inanıyor. Ancak uzun vadede Avrupa’daki teknolojik dönüşümü hızlandıracak. Hartung, “Politika yapıcılar, ister mevcut binaları daha enerji verimli hale getirmek için teşvikler sağlamada, isterse büyük ölçüde genişleyen yenilenebilir enerji üretiminde olsun, bunu daha fazla kararlılıkla hareket etmek için ipucu olarak alabilirler.” dedi. Yeşil elektriğe dayanması koşuluyla, elektrifikasyonun iklim nötrlüğe giden en hızlı yol olduğuna inanıyor. Bu nedenle Bosch, sürdürülebilir mobiliteyi ileriye taşıyor: 2021’de şirketin elektromobilite ile ilgili siparişleri ilk kez 10 milyar Avro’yu aştı. Ancak Hartung, hidrojenin de gerekli olduğunu vurguladı. Hartung, “Sanayi politikası, ekonominin tüm sektörlerini hidrojene hazır hale getirmeye odaklanmalı. Elektrik tabanlı çözümler önceliğe sahip, ancak hidrojen tabanlı çözümlerin de daha fazla ivme kazanması gerekiyor. Mavi gezegenimizde sürdürülebilir bir şekilde yaşamak istiyorsak her ikisine de ihtiyacımız olacak.” dedi. Aynı zamanda Bosch Yönetim Kurulu Başkanı, önümüzdeki üç yıl içinde şirketin işini dijital olarak dönüştürmek için 10 milyar Avro daha yatırım yapacağını duyurdu. Hartung, “Sürdürülebilirlikte dijitalleşmenin de özel bir rolü var ve çözümlerimiz bu önermeden yola çıkıyor.” dedi. Bosch portföyündeki bu tür çözümlerin örnekleri arasında akıllı ev enerji yöneticisi ve ağa bağlı üretim enerji platformu sayılabilir.

 

2022 yılı genel görünümü: Zorlu bir ortamda yüksek düzeyde belirsizlik

Bosch Grubu, ilk çeyrekte satışlarını yüzde 5,2 artırdı. Bosch Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Finans Genel Müdürü Dr. Markus Forschner, “2022’ye sağlam bir başlangıç yaptık. Şu anda, faaliyet raporumuzda yer alan yüzde 6’lık satış büyüme tahminini aşmayı bekliyoruz. Ancak, karşılaştığımız önemli belirsizlikler, bir bütün olarak mevcut yıl için daha doğru bir tahminde bulunmanın hala zor olduğu anlamına geliyor.” dedi. Forschner’a göre şirket, geçen yılki FVÖK marjını yakalama hedefine tam olarak ulaşamayacak. Satışlarda beklenen bir artışa rağmen, bu yüzde 3 ila 4 aralığında olacak. “Enerji, hammadde ve lojistik maliyetlerindeki hızlı artışlar nedeniyle mali sonucumuz üzerindeki yük önemli ölçüde artıyor.” Özellikle Mobilite Çözümleri iş sektöründe, maliyet baskısı şu anda çok yüksek. Bazı hammaddelerin fiyatları 2020’den bu yana yaklaşık üç katına çıktı. Forschner, “Devam eden yüksek fiyatlara ve çok değişken piyasalara hazırlanmamız gerekiyor. Sadece otomobil üreticileri değil, tedarikçiler de fiyat artışlarını yansıtmak zorunda.” dedi.

 

Mevcut durum ışığında Bosch, küresel ekonomiye ilişkin beklentilerini şimdiden önemli ölçüde revize etti. Şirket, bu yıl yüzde 3½’nin biraz altında büyümesini bekliyor. Yılın başında bu beklenti yüzde 4 civarında bir büyümeydi. Yaklaşık 88 milyon araçlık otomotiv üretimi için önceki tahmini ve beklenen yıllık yüzde 9’luk artış da muhtemelen karşılanmayacak. Forschner bunun nedenlerinin, Çin’deki koronavirüs pandemisinin olumsuz etkilerinin yeniden canlanması ve devam eden çip kıtlığı olduğunu düşünüyor. Ancak genel olarak şundan emin: “Yine de şirket olarak Bosch bu zorlu aşamanın üstesinden gelecek. Burada önemli olan, öncü ürünlere ve net bir uzun vadeli stratejik odağa sahip olmak ve biz ikisine de sahibiz.”

 

Hidrojen elektrolizi: 14 milyar Avro’luk pazara giriş

Etkili iklim eylemi adına Bosch, hidrojen elektrolizine yönelik bileşen işine giriyor. Şirket, yarısı 2025 için planlanan pazara çıkış tarihine kadar olmak üzere bu alana, yaklaşık 500 milyon Avro’luk yatırım yapmayı planlıyor. Hartung, “Hidrojen teknolojilerini geliştirmek için geniş bir temelimiz var ve Avrupa’da hidrojen üretimini ilerletmek istiyoruz. Elektrolizör bileşenlerine yönelik küresel pazarın 2030 yılına kadar yaklaşık 14 milyar Avro’ya ulaşmasını bekliyoruz.” dedi. Bosch, akıllı bir modül oluşturmak için güç elektroniği, sensörler ve kontrol ünitesi ile birleşen, hidrojen elektroliz sisteminin temeli olan yığını tedarik edecek. H2 nesline yönelik yığınların 2025 gibi erken bir tarihte üretime girmesi bekleniyor.

 

Sürdürülebilirlik: Yeni enerji kaynaklarına geçişte sosyal sorumluluk

Bosch, Avrupa Birliği’nin Yeşil Anlaşması’nı destekliyor ve kendisini sürdürülebilirlik konusunda özel bir sorumluluk taşıyor olarak görüyor: Bosch, dünya genelindeki 400 şirket lokasyonuyla 2020’den beri karbon nötr. Karbon nötrlüğünün kalitesine gelince, şirket beklenenden daha iyi ilerleme kaydediyor. Bosch, 2020’lerin sonunda elde etmeyi hedeflediği enerji tasarrufunun üçte birini şimdiden gerçekleştirdi. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi ve Endüstriyel İlişkiler Direktörü Filiz Albrecht, ““Sürdürülebilirlik artık ikincil bir konu değil. Bu, her şirketin ana işinin bir parçası olmalıdır.” dedi. Bosch’un kurumsal sosyal sorumluluğu ekonomik, sosyal ve ekolojik kaygılar üçlüsünü kapsıyor. “Bu üç konuyu dengede tutmak kolay değil. Değişim zamanlarında, sosyal sorumluluk, bizimle mümkün olduğunca çok sayıda çalışanı yeni iş alanlarına almak anlamına gelir.” Albrecht’in belirttiği gibi Bosch, öncelikle daha önce içten yanmalı sistemleri üreten lokasyonlarda iklime zarar vermeyen teknolojiler geliştiriyor. Yeniden beceri kazandırma programları ve şirket içi işe yerleştirme platformu, güç aktarma sistemi operasyonlarında çalışan tam 1.400 çalışanın yazılım ve elektromobilite gibi alanlarda yeni işler üstlendiği anlamına geliyor. Albrecht, “Yıl sonuna kadar, neredeyse tamamı şirket içinde istihdam edilen yaklaşık 2.300 çalışan mobil ve sabit yakıt hücreleri üzerinde çalışacak.” dedi ve ekledi: “Bu, Bosch tarafından gerçekleştirilen bir dönüşümdür.” Ayrıca şirketin bu yıl dünya genelinde 10.000 yeni yazılım mühendisi almayı planladığını da bildirdi.

 

Termoteknoloji: Isı pompası işine 300 milyon Avro

Dr. Christian Fischer, “Karbon emisyonlarının üçte birinden fazlasının binalardan kaynaklanıyor. Bu nedenle iklim eyleminin insanların evlerinde de gerçekleşmesi gerekiyor.” dedi. Bosch Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Fischer, tüketim ürünleri ve enerji ve bina teknolojisinden de sorumlu. “Alternatif ısıtmaya geçişin ideal olarak yeşil elektrikle çalışan ısı pompasıyla başlar.” Dünya genelinde yeni binalara yönelik yasal gereklilikler bunu giderek daha fazla yansıtıyor: Yalnızca Almanya’da, örneğin, 2024 yılına kadar yeni ısıtma sistemlerinin yüzde 65’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından beslenmesi gerekecek. Fischer, “Bosch, önümüzdeki yıllarda ısı pompası işine 300 milyon Avro daha yatırım yapacak.” dedi ve ekledi: “Pazar, bugün ile 2025 arasında yıllık yüzde 15 ila 20 oranında büyüyecek. “Pazardan iki kat daha hızlı büyümeyi hedefliyoruz.” Bosch, mevcut binalarda da üzerine düşeni yapmak istiyor: hidrojene hazır gaz yakıtlı kazanlarıyla şirket, doğal gazlı ısıtma sistemlerinden hidrojenli ısıtma sistemlerine geçişi kolaylaştırıyor. Ayrıca, bina sistemlerini birbirine bağlayarak ve entegre ederek Bosch, aynı anda hizmetlerden sürekli gelirden daha fazla pay elde etme hedefine daha da yaklaşıyor. Fischer, “Bina sistemleri işinde, hizmetler zaten tüm satışların neredeyse yarısını oluşturuyor. Teknolojiyle iklim eylemini şekillendirmeye yardımcı olmak ve hizmet işimizi genişletmek olan stratejik hedeflerimiz birbirini tamamlıyor.” dedi.

 

Sanayi Teknolojiler: Dijitalleşme yoluyla enerji verimliliği

Endüstriyel üretimde Bosch, fabrikalarında enerji ve maliyet verimliliğini iyileştirme çabalarını hızlandırıyor. Robert Bosch GmbH’nin Endüstriyel Teknoloji iş sektörünü denetlemekten sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Rolf Najork, “Endüstriyel üretimin dijitalleştirilmesi iklim eylemine katkıda bulunuyor. “Sadece ağa bağlı enerji yönetimi sayesinde, üretim operasyonlarımızın yıllık enerji tüketimini ortalama yüzde 5 azaltıyoruz.” Endüstri 4.0 portöfyündeki Enerji Platformu, halihazırda 80 müşteri projesinde ve 120 Bosch lokasyonunda kullanılıyor. Najork, aynı zamanda Bosch Grubu’nun endüstriyel teknolojisinde elektrifikasyonu benimsediğini de sözlerine ekledi. Şirket, mobil makinelerin yüzde 30’unun 2030 yılına kadar elektriklendirilmesini bekliyor. Bu, yüksek voltajlı sistemler için 1,5 milyar Avro değerinde ek bir pazar hacmi anlamına geliyor. Bosch ayrıca endüstriyel teknolojisiyle elektrikli sürüşü ilerletmek istiyor. Najork, “VW ile bir proje biriminde, Avrupa’daki batarya hücresi fabrikalarını donatacak bir şirket kurmak için çalışıyoruz. Ortak hedefimiz, batarya teknolojisinin yüksek hacimli üretiminde maliyet lideri olmaktır.” dedi. Uzmanlar, batarya hücreli üretim teknolojisinin 2030 yılına kadar dünya genelinde 50 milyar Avro’luk kümülatif pazar hacmine ulaşmasını bekliyor.

 

Alternatif mobiliteye geçiş: Batarya ve yakıt hücreli güç aktarım sistemleri ile elektrifikasyon

Bosch, AB’nin Yeşil Anlaşması’nın karayolu trafiğinin elektrifikasyonuna kesin bir destek sağlamasını bekliyor. Robert Bosch GmbH Yönetim Kurulu Üyesi ve Mobilite Çözümleri iş sektörünün başkanı Dr. Markus Heyn, “Bütün otomobil üreticileri, büyüyen elektrikli araç pazarından mümkün olan en büyük payı elde etmeye hevesli. Bosch, kendisini yollardaki elektrikli güç aktarım sistemlerinde bir numaralı tedarikçi olarak görüyor.” dedi. Heyn, ana teknik görevin, batarya da dahil olmak üzere güç aktarım sistemini doğru sıcaklıkta tutmak ve yolcu bölmesinde gerekli iklim konforunu sağlamak olduğunu söyledi. Heyn, akıllı termal yönetimin tek başına elektrikli sürüş menzilini yüzde 25 artırabileceğine dikkat çekti. Bu amaçla Bosch, önceden entegre edilen bir çözüm geliştirdi: esnek termal birim veya FTU. FTU ile Bosch, 2020’lerin sonunda 3.5 milyar Avro’luk bir hacme ulaşacak bir pazara giriyor. Yakıt hücrelerine dayalı elektrikli mobilite için Bosch, bu yıl kamyonlar için yakıt hücreli güç aktarım sistemlerinin üretimine başlayacak. Heyn, “Bamberg tesisinde, en geç 2020’lerin ortasında gigawatt çıkışlı yığınlar üretmeyi hedefliyoruz. 2030’a kadar, yakıt hücreli bir kamyonu kullanmak dizelden daha pahalı olmayacak. Hedefimiz bu.” dedi. Bosch, mobil yakıt hücreleri için sermaye harcamasını bir kez daha artırarak 2021 ile 2024 arasında neredeyse 1 milyar Avro’ya çıkardı.

 

2021 iş yılı: Maliyet baskısına rağmen zorlukların üstesinden geliniyor

Forschner, “Genel olarak Bosch Grubu, 2021’deki zorlukları iyi bir şekilde aştı. Satışlarımızı yüzde 10,1, operasyonlardan elde ettiğimiz FVÖK’ümüzü de yüzde 50’den fazla artırdık.” dedi. Bosch tüm bunları, devam eden koronavirüs pandemisine, yarı iletkenlerde devam eden arz darboğazlarına ve zaten önemli ölçüde yüksek olan hammadde fiyatlarına rağmen başardı. Forschner, “İyi satış rakamlarımıza ek olarak, kapsamlı maliyet düşürücü önlemlerimiz de meyvelerini verdi. Geleceğe yönelimimiz, sağlam mali sonucumuza da yansıyor.” dedi. Bosch Grubu’nun araştırma ve geliştirme maliyeti 6,1 milyar (2020: 5,9 milyar Avro) Avro’ya ulaştı. Araştırma ve geliştirme maliyeti, elektromobilite ve sürücü destek sistemlerinin yanı sıra endüstri ve ısıtma teknolojisinde elektrifikasyona odaklandı. 

 

2021 iş yılı: İş sektörlerine göre gelişmeler

Tüm iş sektörleri, bu olumlu gelişmeye katkıda bulundu. En yüksek satışı gerçekleştiren Mobilite Çözümleri iş sektörü, satışlarda yüzde 7,6 artış kaydederek 45,3 milyar Avro’ya ulaştı. Kur etkilerinin ayarlanmasının ardından, büyüme yüzde 7,9 oldu. Geçen yılki zararın ardından iş sektörü, faaliyetlerinden yüzde 0,7’lik bir FVÖK marjı ile biraz daha olumlu bir sonuç elde etti. Forschner ekledi, “Mobilite Çözümleri, özellikle çip sıkıntısına maruz kalıyor ve mobilitede köklü değişikliklere hazırlanmak zorunda. Aynı zamanda sektör, elektromobilite ve otonom sürüşe önemli ön yatırımlar yapıyor ve şimdiden hammadde ve lojistik için önemli ölçüde daha yüksek maliyetler üstlenmek zorunda kaldı.” Forschner, Endüstriyel Teknoloji iş sektörünün önemli makine mühendisliği pazarlarının toparlanmasından fayda sağladığını ve satışları yüzde 18,9 artırarak 6,1 milyar Avro’ya çıkarabildiğini söyledi. Kur etkilerinin ayarlanmasının ardından, büyüme yüzde 19,4 oldu. FVÖK marjı yüzde 8,4 oldu. Geçen yılki güçlü performansın ardından, Dayanıklı Tüketim Malları iş sektörü satışlarını yeniden yüzde 12,7 artırarak (kur etkisi ayarlandıktan sonra yüzde 14,4) 21 milyar Avro’ya çıkardı. Sektör, operasyonlardan yine çift haneli (yüzde 10,2) FVÖK marjı elde etti. Enerji ve Bina Teknolojisi iş sektörü, satışlarını yüzde 7,8 veya kur etkilerinin ayarlanmasının ardından yüzde 8,8 oldu artırdı. 5,9 milyar Avro’luk toplam satışla iş sektörünün FVÖK marjı yüzde 5,1’e ulaştı. Forschner, “İklim dostu ısıtma teknolojimiz bu başarılı rakamlara büyük katkı sağladı.” dedi. 

 

2021 iş yılı: Bölgeye göre gelişmeler

Bosch Grubu, tüm bölgelerde satış gelirlerinde artış kaydetti. Avrupa’da satışlar bir önceki yıla göre yüzde 8,9 artışla 41,3 milyar Avro olarak gerçekleşti. Kur etkilerine göre ayarlandığında, bu artış yüzde 10 oldu. Kuzey Amerika’da satış gelirleri, yüzde 6,5’lik (kur etkilerinin ayarlanmasının ardından yüzde 9,3) artışla 11,4 milyar Avro’ya yükseldi. Güney Amerika’da satışlar yüzde 32 veya kur oranı etkilerinin düzenlenmesinin ardından yüzde 45,1 artışla 1,4 milyar Avro’ya çıktı. Asya Pasifik’te, diğer bölgeler de dahil olmak üzere, satışlar 24,5 milyar Avro’ya ulaştı. Önceki seneye göre artık yüzde 13,1 ya da kur etkilerinin ayarlanmasının ardından yüzde 11,7 oldu. 

 

2021’deki çalışan sayısı: Tüm bölgelerde artış

31 Aralık 2021 itibarıyla Bosch Grubu dünya çapında 402.614 kişiyi istihdam etti. Bu rakam, bir önceki yıla göre 7.580 kişi daha fazla. Bu artış, Avrupa, Amerika ve Asya olmak üzere üç bölgede de görüldü:   Almanya’daki çalışan sayısı 131.652’de sabit kaldı. Araştırma ve geliştirmede çalışan sayısı 2.949 kişi artarak 76.121 çalışana ulaştı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Enerjisini güneşten alıyor 140 ülkeye çelik ihraç ediyor – Ulusal24.com

Enerjisini güneşten alıyor 140 ülkeye çelik ihraç ediyor – Ulusal24.com

Kocaer Çelik, insana ve doğaya saygı değerleriyle çelik sektörünü geleceğe taşıyor

Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında yer alan Kocaer Çelik, 6 kıtada 140 ülkeye ihraç ettiği çeliği sürdürülebilir bir çevre için güneşten aldığı temiz enerjiyle üretiyor. Yıllık 800 bin ton üretim kapasitesi olan Kocaer Çelik, insana ve doğaya saygı ilkesiyle İzmir’deki üretim tesislerinin çatılarını güneş enerji sistemiyle kaplattı. 

 

Dört yıldır üst üste Ege Bölgesi çelik profil ihracat şampiyonu olan Kocaer Çelik, uluslararası ticarete yön veren AB Yeşil Mutabakatı’na yönelik yapısal dönüşümüne de hız verdi. Yaptığı yatırımlarla enerji kullanımının yüzde 30’un üzerinde yenilenebilir ve temiz kaynaklardan karşılayan Kocaer Çelik’in Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kocaer, “Amacımız ve hayalimiz sürdürülebilir bir dünya ve geleceğe yaşanabilir bir miras bırakmak” dedi.

 

Demir-çelik sektörünün çelik profil segmentinde faaliyet gösteren, enerji nakil hattı, güneş enerjisi altyapısı, yapısal çelik, ulaşım, madencilik, tünel, gemi inşa, tarım, makine imalat, savunma sanayi sektörlerine yönelik çelik profil üretimi gerçekleştiren, demir-çelik sektöründe ilklerin markası olan ve 60 yılın üzerinde ülkemize değer katan Kocaer Çelik, temiz enerji atılımıyla da sektöre öncülük ediyor. Ülkemizin çelik profil alanında 2018’den bu yana Ege Bölgesi’nde üst üste ihracat şampiyonu olan Kocaer Çelik, 140 ülkeye gönderdiği çelik profilleri temiz enerjiyle üretmenin gururunu yaşıyor. Kocaer Çelik’in en büyük gurur kaynağı ise şirketin sürdürülebilirlik stratejisi. Kocaer Çelik, uzun dönem stratejilerini insana ve dünyaya saygı çerçevesinde belirliyor. 

 

100 bin ağaca eşdeğer çevresel fayda

Kocaer Çelik, kendi değerleriyle sürdürülebilir toplum değerlerini harmanlayarak iş yapış şeklini belirliyor. Doğal kaynaklar ve çevrenin sürdürülebilirliğini sağlamaya odaklanıyor, çözümler üretiyor. Hedef; geleceğe sürdürülebilir bir gezegen ve yaşanabilir yarınlara miras bırakmak. Yeşil enerji ve temiz üretim stratejileri kapsamında Aliağa’da yer alan üç üretim tesisinin çatılarında Güneş Enerji Sistemleri (GES) yatırımı tamamlandı. Galvaniz Fabrikası ve Servis Merkezi’nin çatıları da haziran ayından itibaren devreye alınıp, elektrik üretmeye başlanacak. Toplam 280 bin metrekare alana kurulu olan dört fabrika ve Servis Merkezi’nin 85 bin metrekarelik kapalı alanında, çatılarının tamamı güneş panelleriyle kaplanacak. 

Ekonomimizden sanayimize, finansmana erişimimizden ihracatımıza her şeyi belirleme gücü olan Aralık 2019 tarihinde açıklanan AB Yeşil Mutabakatı’na uyum ve ihracatta rekabetçiliğin korunması için öngörülen dönüşümler kapsamında, karbon ayak izini azaltma ve temiz enerjinin üretim süreçlerindeki payının artırılması büyük önem taşıyor. Kocaer Çelik; T.C. Ticaret Bakanlığı’nın AB Yeşil Mutabakatı’na uyum süreci ile ilgili hazırladığı Eylem Planı doğrultusunda gerekli dönüşümleri sağlamak amacıyla öncü yatırım yapan ilk şirketlerden biri olarak da fark yaratıyor. 

Bölgenin en büyük çatı GES’i

Kocaer Çelik, Çatı Üzeri Güneş Enerji Sistemleri Projesi ile yeşil mutabakat ve karbon ayak izi kapsamında tükettiği enerjinin yüzde 30’unun üzerinde bölümünü yenilenebilir ve temiz enerji ile karşılıyor. Bu yatırım sonucunda yıllık 5 bin ton karbon salınımının önüne geçmekle birlikte, yılda 100 bin ağaç dikimine eşdeğer çevresel fayda sağlanıyor.

Sürdürülebilirlik odaklı çalışmaları kapsamında topluma ve çevreye sürekli değer yaratan Kocaer Çelik, Aliağa’daki fabrikalarına sıfır atık belgesi alarak da sektördeki bir ilki gerçekleştirdi. Karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştiren Kocaer Çelik, tesislerine kurduğu güneş enerji santrali yatırımıyla da örnek şirketler arasında yer alıyor. Bu tesis aynı zamanda 7.7 MW ve haziran ayında devreye alacağı 1.5 MW toplam 9.2 MW kurulu güç ve 85 bin metre karelik alanı ile Ege Bölgesi’nin en büyük çatı GES’i durumunda. 

 

Hedef 2022’de tam yeşil enerji

Kocaer Çelik, 2022 sonu itibarıyla tükettiği tüm enerjiyi üretecek projeleri devreye alarak 45 milyon kwh elektrik üretmeyi ve sektöründe yine bir ilki gerçekleştirmeyi hedefliyor. Doğal kaynak tüketimini ve karbon emisyonunu azaltma amaçlayan şirket, 2022 yılının ocak ayında devreye aldığı Galvaniz Tesisi binasında da yeşil bina sertifikasyon işlemlerine başladı. USDGBC (Amerikan Yeşil Binalar Konseyi) tarafından derecelendirilmek üzere LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) sertifika sistemine başvuru gerçekleştirildi. Kocaer Çelik böylece LEED sertifikalı enerji ve çevre dostu bir üretim tesisini ülkemiz sanayisine kazandırmanın gurunu yaşayacak. Karbon-nötr uygulamaları da hızlı bir şekilde hayata geçiriliyor. Şirket, gelecek yıllarda AB Yeşil Mutabakat anlaşmasına ve buna bağlı olarak mevzuatlara uygun stratejik planlarını oluşturdu.

 

Sürdürülebilirlik felsefesiyle büyüyor

Alanında sadece Ege Bölgesi’nin değil, Türkiye’nin en büyük 100 ihracatçısı ve en büyük 100 sanayi şirketlerinden biri olan Kocaer Çelik için asıl gurur kaynağı ise 60 yılın üzerindeki köklerinden almış olduğu, insana ve dünyaya saygı felsefesi oluyor. Şirkette tüm iş yapış süreçlerine doğaya, insana, geleceğe saygı ilkesi entegre ediliyor. Tüm çalışanlar da bu sürece dâhil ediliyor. Çalışanların isimlerini yazarak onlara özel 1.100 selvi ağacından oluşan bir orman oluşturuldu ve bölgenin havasını iyileştiren ağaçların bakımını da yine şirket çalışanları yapıyor. Şirketteki araçların tamamı çevre dostu hibrit araçlardan oluşuyor. Üretim tesislerinde enerji yöneticileri ve Ar-Ge çalışmaları ile birlikte enerji etütleri ve bunun sonucunda birçok enerji verimliliği projesi gerçekleştiriliyor. Verimlilik Artırıcı Projeler (VAP) ile şirketin verimliliği artırılarak, enerji tüketimini azaltacak çözümler geliştiriliyor. Şirkete en çok gurur ve ilham veren, motivasyonu artıran; hayatın her yerinde var olmak ve hayata değer katan bu girişimlerdir. 

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Ekomaxi, Teknoloji Transferi ile Türkiye’de Bir İlke İmza Attı! – Ulusal24.com

Ekomaxi, Teknoloji Transferi ile Türkiye’de Bir İlke İmza Attı! – Ulusal24.com

Su depolama sistemlerinin öncü markası Ekomaxi, Güney Kore’den yaptığı teknoloji transferi ile suyun kalitesini bozmadan muhafaza eden “Modüler GRP su depolama sistemleri”ni, artık yüzde 100’e yakın yerlilik oranı ile Türkiye’de üretiyor. 

 

Şirket bu kapsamda Malatya’da bulunan üretim tesisinde yaklaşık 10 milyon dolar tutarındaki “Kompozit – GRP Panel üretim bandı” yatırımını tamamladı.

 

 

Ekomaxi, Güney Kore’den ithal ettiği Modüler GRP Su Deposu teknolojisini, know-how transferi ile artık Türkiye’de üretmeye başladı.

 

Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, konuyla ilgili yaptığı açıklamada: 

Ekomaxi olarak “Modüler GRP Su Depolama Sistemlerini” ülkemize kazandırmak amacıyla kompozit panel teknolojisinde dünyada standartları belirleyen Güney Kore’den know-how transferi gerçekleştirerek, yüzde 100 yerli üretime geçmeyi başardık. Bu kapsamda Malatya’da bulunan ve 30 bin metrekare üretim alanına sahip olan tesisimizde 10 milyon dolar tutarındaki yatırımla “Kompozit – GRP Panel üretim bandını” hayata geçirdik. 

 

“Tesisimiz, Avrupa’da ve Ortadoğu’da lider konuma ulaştı”

SMC – Kompozit hammadde üretim bandı, hidrolik baskı presleri, izolasyonlu su deposu panel üretimi ve robotik delme – paketleme istasyonu gibi gerekli otomasyon yazılımlarına sahip güçlü makine parkurumuz ile tesisimiz, SMC – Kompozit Panel üretiminde Avrupa’da ve Ortadoğu’da lider konuma ulaştı. 

 

“Modüler su depolama sistemlerinde global bir üretim üssü olmayı hedefliyoruz”

GRP Su Deposu’nu yüzde 100 yerli teknolojilerle üretmek, artan hammadde ve nakliye fiyatlarından önemli ölçüde tasarruf sağlıyor.  Böylece iş ortaklarımıza çok daha kısa termin süreleri ile birlikte rekabetçi fiyatlar sunabiliyoruz. Ayrıca daha önce ithal ettiğimiz bu teknolojiyi, ülkemizde üretmekten ve bu sayede dış ticaret açığının azaltılmasına katkı sağlayacak olmaktan dolayı da mutluyuz. Bundan sonraki süreçte ihracatımızı artırmayı ve dünyada GRP Modüler Su Depolama sistemlerinde ülkemizin adının daha çok duyulmasını sağlayarak, küresel bir lokomotif üretim üssü olmasını hedefliyoruz” dedi. 

 

İnsanın yaşam kalite endeksini arttıran bir yatırım

GRP Modüler Su Depolama sistemlerinin aynı zamanda insan sağlığına yapılan bir yatırım  olduğunu vurgulayan Osman Yağız, şunları kaydetti: 

 

“Ülkemizde oldukça yaygın olarak kullanılan plastik ve betonarme su depoları insan sağlığını tehdit ediyor. Aşırı sıcak ve aşırı soğuklarda dış ortam şartlarından etkilenen bu sistemlerde depolanan suyun kimyasal yapısı bozulabiliyor, suyun sıcaklığı değişebiliyor.  UV ışınlarına dayanımı olmayan, güneşin zararlarından ve ortamdaki nemden etkilenen plastik ve betonarme su depolarında zaman içerisinde; pas, yosun ve bakteri oluşabiliyor. Suyun kimyasını bozan bakteriler, insan sağlığını tehdit edebilecek kolera ve tifo gibi hastalıklara neden olabiliyor. 

 

 “Suyun kalitesinin korunmasında önemli rol oynuyoruz”

Üretim yatırımını tamamladığımız GRP su deposu teknolojisi ile depolanan suyun kalitesinin korunması noktasında önemli rol oynuyoruz. Ortadoğu’da ve Avrupa’da oldukça yaygın olan fakat ülkemiz için henüz yeni olan GRP Su Deposu teknolojisini, geleceğin mühendislik malzemesi olarak bilinen SMC veya Cam Elyaf Takviyeli Kompozit malzeme ile üretiyoruz. Mukavemeti ve yalıtım katsayısı oldukça yüksek olan GRP su depoları, aşırı sıcak ve aşırı soğuk dış ortam şartlarından etkilenmiyor. +5 0C ile +50 0C sıcaklık aralığında depolanan suyun içim kalitesinde hiç bir değişiklik veya bozulma olmuyor. 

 

Ayrıca GRP depo panellerinin pürüzsüz yüzey yapısı, cam elyaf içeriği ve UV ışınlarının geçirgenliği sıfıra yakın olduğu için su içerisinde; yosun, mantar, bakteri oluşumunu önlüyor ve suyu kalitesini bozmadan muhafaza edilebiliyor. 

 

“Uluslararası standartlara uygun üretim yapan sayılı firmalardan biriyiz”

Ekomaxi olarak, uluslararası standartlara uygun üretim yapan sayılı firmalardan biriyiz. Dünyada içme suyu kalitesinin ölçüm ve kontrol standartlarını belirleyen en önemli kalite yönetim kuruluşu olan WRAS (Water Regulations Advisory Scheme) tarafından almaya hak kazandığımız kalite sertifikası ile suyun kalitesini koruduğumuzu uluslararası standartlarla belgelendiriyor ve kanıtlıyoruz. Ayrıca kompozit panel ürünlerinde 50 °C’ye kadar WRAS belgesi alan ilk Türk şirketi olma unvanını da taşıyoruz. Ürünlerimizin sağlamış olduğu bu değerle de Ortadoğu’nun ve Avrupa’nın prestijli projelerinin çözüm ortağı konumundayız” dedi.

 

 5 kıtada 50’den fazla ülkeye ihracat

Ekomaxi’nin yüksek üretim kapasitesi ve stok kabiliyeti ile Türkiye’deki ve Dünyanın birçok ülkesindeki prestijli projelerin çözüm ortağı olduğunu belirten Osman Yağız: “Bugün, dünyada 5 kıtada ve 50’den fazla ülkeye modüler su depo sistemleri ihraç ediyoruz. Sektörde daima ilklere imza atan Ekomaxi olarak, önümüzdeki dönemde de daha fazla yatırım, istihdam ve ihracatla, ülkemizin ekonomisine katkı sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Petal Search Reklam Modelleriyle Yönünüzü Değiştirin – Ulusal24.com

Petal Search Reklam Modelleriyle Yönünüzü Değiştirin – Ulusal24.com

Kullanıcıların beğenisine sunulduğu ilk günden bu yana kullanıcı deneyimini ön planda tutan Petal Search haber, alışveriş, seyahat ve yerel işletmeler gibi 20’den fazla kategorisi ve zengin içerikleri ile benzersiz bir arama deneyimi sunmaya devam ediyor.

 

Huawei Türkiye AR-GE Merkezi’nde yer alan Türk mühendislerin önemli bir rol oynadığı ve yazılımından operasyonuna kadar tüm süreçleri Huawei çalışanları tarafından yürütülen bir arama motoru projesi olan Petal Search, kullanıcılarının ve iş birliği gerçekleştirdiği markaların arama deneyimini geliştirmek üzere inovatif yaklaşımlar ve yeniliklerle adından sıkça söz ettiriyor.

 

Petal Search tarafından düzenlenen ve 26 Nisan Salı günü 14:00’te online gerçekleştirilen “Petal Search Reklam Modelleriyle Yönünüzü Değiştirin!” webinarına katılan marka ve ajanslar Petal Search ve HUAWEI Ads platformuna ilişkin detaylı bilgiye ulaşmanın yanı sıra markalarının büyümesine hız kazandıracak, platformun sunduğu ek avantajları uzmanlardan dinleme fırsatı yakaladı.

 

Webinar boyunca, Petal Search İş Geliştirme Müdürü Baturay Pınarlı ve Kıdemli Hesap Yöneticisi Hulusi Kurt tarafından, Huawei kullanıcılarına ulaşılmasını sağlayan HUAWEI Ads paneli, panel içerisinde yer alan farklı kampanya çeşitleri ve kurumları, reklam modelleri ve reklam politikaları hakkında detaylı bilgiler verildi. 

 

HUAWEI Ads Nedir? 

HUAWEI Ads, HUAWEI cihazları için özel olarak tasarlanmış gerçek zamanlı bir pazarlama platformudur ve markaların HUAWEI kullanıcılarına direkt ulaşmaları için yer almaları gereken önemli bir yapıdır. HUAWEI cihazlarınızın temel algoritma ve mimarisinin entegre edildiği platform, markaların 700 milyonun üzerinde akıllı telefon kullanıcısına sahip küresel bir kitleye benzersiz ve değer odaklı bir şekilde ulaşmasını sağlıyor. Medya ajanslarına ve uygulama yayıncılarına açılan platformun beta sürümü, programatik teknolojiyi kullanarak markalara reklam gösterimleri için teklif verme olanağı sunuyor. Platform ayrıca, geliştirici olarak HUAWEI Ads kitini entegre etme ve markaların kendi uygulamalarından ek gelir elde etmesine de olanak tanıyan HUAWEI Ads yayıncı servisini de içeriyor.

 

Yeni Müşterilerinize HUAWEI Ads ile Ulaşın

HUAWEI Ads; 

Huawei Asistan’ı kullanan Huawei cihazlarındaki doğrudan gösterimler,
AppGallery’deki yüksek etkileşimli gösterimler,
HUAWEI uygulamaları ve binlerce üçüncü taraf uygulamaları ile Petal Search üzerinden erişilebilen çoklu trafik kaynakları gibi çok sayıda yenilikçi reklam seçeneği bir arada sunuyor.

 

HUAWEI Ads’in sunduğu avantajlar ve teşvikler:

Deneme programına hak kazanan doğrudan reklam verenlere sunulan ve ücretsiz olarak kullanılabilecek reklam bütçesi,
Sertifikalı ajanslar için medya harcamalarında geri ödemeler,
Kurulum ve katılım süreci boyunca özel destek,
Kampanya oluşturma ve optimizasyon konusunda uzman tavsiyesi,
Sertifikalı iş ortakları için test aşamasındaki yeni beta ürünlere erişim,
Sertifikalı iş ortakları için ek koçluk ve eğitim seansları.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Çınar Karşılama Robotu Teknofest Elemelerini Geçti – Ulusal24.com

Çınar Karşılama Robotu Teknofest Elemelerini Geçti – Ulusal24.com

Teknofest 2022 için hazırlıklarını sürdüren İnegöl Belediyesi Proje Takımları, bu yıl da iddialı. Baykoca Çınar Teknoloji Takımının geliştirdiği Turizm 5.0 odaklı “Çınar Karşılama Robotu” projesi, Teknofest 2022 elemelerini başarı ile geçti.

 

İnegöl Belediyesi, 2020 yılında kurulan Baykoca Proje Takımları ile geçtiğimiz yıl Teknofest’te önemli başarılara imza attı. Birden fazla projenin son aşamalara kaldığı Teknofest 2021’de, İnsanlık Yararına Teknoloji kategorisinde “Drone İle Otonom Kaçak Yapı Tespiti” projesi ile Baykoca Fezakadı Drone Takımı 1’inci olmuştu. Baykoca Proje Takımları, Teknofest 2022 için de iddialı şekilde hazırlıklarını sürdürüyor. Bu yıl da bewnzer bir başarı için hedefe kilitlenen İnegöl Belediyesi Proje Takımlarından, güzel haberler gelmeye başladı.

 

ÇINAR KARŞILAMA ROBOTU ELEMELERİ GEÇTİ

Şubat ayında DOSTUM tesislerinde 3 günlük kamp gerçekleştirerek Teknofest 2022 için yol haritasını belirleyen ve bu doğrultuda çalışmalarını sürdüren Baykoca Proje Takımları, 8 ayrı takım ile 10 proje üzerinde hazırlıklarını sürdürüyor. Proje takımlarından ilk güzel haber geldi. Baykoca Çınar Teknoloji Takımının geliştirdiği Turizm 5.0 odaklı “Çınar Karşılama Robotu” projesinin Teknofest 2022 elemelerini başarı ile geçtiği açıklandı.

 

10 PROJE ÜZERİNDE ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

Öte yandan; Baykoca Gözcü, Baykoca Rehber, Baykoca İleri Dönüşüm, Baykoca Çınar, Baykoca ZİHA, Baykoca Model Uydu, Baykoca Planör Bulmaca, Baykoca Alçak İrtifa Roket, Baykoca Yüksek İrtifa Roket ve Baykoca Sağlıkta Yapay Zeka projeleri ile proje takımlarında görevli ortaokul, lise, üniversite ve üzeri 60 genç, Teknofest 2022 için hazırlıklarını sürdürüyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

OPPO Gezegene Yeşil Bir Dokunuşla Katkı Sunuyor – Ulusal24.com

OPPO Gezegene Yeşil Bir Dokunuşla Katkı Sunuyor – Ulusal24.com

OPPO, ürün tasarımından sürdürülebilirlik konularında kamuoyunu bilinçlendirmeye kadar, gezegenimize daha yeşil bir gelecek sunmayı teşvik etmek için teknolojiyi ve marka gücünü kesintisiz kullanıyor.

 

 

Dünyada her yıl 22 Nisan’da gezegenimizin korunması konusunda farkındalık yaratmak amacıyla ‘Dünya Günü’ kutlanıyor. Teknolojideki uzmanlığıyla yaşamı iyileştirmeyi hedefleyen, dünyanın önde gelen lider akıllı ürün markası OPPO, sürdürülebilirliğe olan uzun vadeli taahhüdüyle, global bir kurumsal vatandaş olma sorumluluğuna öncelik veriyor. OPPO, ürün tasarımından sürdürülebilirlik konularında kamuoyunu bilinçlendirmeye kadar, gezegenimize daha yeşil bir gelecek sunmayı teşvik etmek için teknolojiyi ve marka gücünü kesintisiz kullanıyor.

 

OPPO, ambalajlarında kullandığı plastik miktarını 95 oranında azalttı

Plastik atıklar günümüzde çevre kirliliğinin büyük bir endişe kaynağı olarak öne çıkıyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı verilerine göre her yıl denizlere yaklaşık 11 milyon ton plastik atık bırakılıyor. Düzgün bir şekilde atılmayan plastikler sıklıkla toprağı, suyu kirletiyor ve nihai olarak yediğimiz yiyecekler yoluyla insan vücuduna giriyor. Bu mikroplastikler, sağlığımız için şu anda hakkında çok az şey bildiğimiz gizli tehlikelere neden oluyor.

 

Ambalajında kullanılan plastik miktarını düşürmek için OPPO, uluslararası düzeyde kabul gören ‘3R+1D’ sürdürülebilir ambalaj ilkelerini uygulamayı, ambalaj ağırlığının azaltılması hedefine bağlı kalmayı, geri dönüştürülmüş malzemeleri yeniden kullanmayı ve ambalajlarında geri dönüştürülebilir, biyolojik olarak parçalanabilen malzemeler kullanmayı taahhüt ediyor. Bu yaklaşım sayesinde OPPO, 2019’dan bu yana Avrupa’daki ambalajlarında kullandığı plastik miktarını büyük bir başarıyla 95 oranında azalttı. Şirket, geleneksel plastiklerin yerine biyolojik olarak parçalanabilen polilaktik asit malzemesini kullanmayı tercih ediyor.

 

Bu yılın başlarında piyasaya sürülen OPPO 5G CPE T2 modeli, bir kısmı tüketicilerin kullandığı ürünlerden elde edilen PCR’den (Tüketici Sonrası Geri Dönüştürülmüş Plastikler) üretildi.

 

Find X5 serisi ambalajı 45 oranında geri dönüştürülmüş liften üretildi

Ormanlar, hayatta kalmak için insanlara güven veren birçok doğal kaynağa ev sahipliği yapıyor. Ancak Amazon yağmur ormanları, aşırı ağaç kesimi nedeniyle, son 50 yılda ormanlık alanlarının 17’sini kaybetti. Ağaç kesimi ile orman arazilerinin azaltılması, dünyadaki biyolojik çeşitliliğe doğrudan tehdit oluşturuyor ve aynı zamanda küresel ısınmayı hızlandırıyor.

 

OPPO, ahşap kaynaklı lif tüketimini azaltmak için mümkün olduğunca geri dönüştürülmüş malzemeler kullanıyor. Örneğin, Avrupa’da satışa sunulan OPPO Find X5 serisinin ambalajı yaklaşık 45 oranında geri dönüştürülmüş liften üretildi. Bu malzeme, geri dönüştürülmüş kâğıttan veya şeker kamışı ve bambu gibi diğer organik atıklardan oluşuyor.

 

Pil Sağlığı Motoru pillerin 80’inden fazlasını korumaya yardımcı oluyor

Tüm dünyada meydana gelen elektronik atık hacmi son 5 yılda 21 arttı ve bu kalem en hızlı büyüyen evsel atık kategorisi haline geldi. Buna rağmen elektronik atıkların sadece 17,4’ü geri dönüştürülüyor. Elektronik atıkların çevre üzerinde oluşturduğu uzun vadeli tehdidin bilinciyle OPPO, ürünlerini daha dayanıklı hale getiriyor. Şirket ayrıca, çevreye olumsuz etkisini en aza indirmek için elektronik ürün atıklarına yönelik geri dönüşüm programları oluşturdu.

 

Örneğin, pazara yeni sunulan OPPO Find X5 serisi, OPPO’nun kendi geliştirdiği Pil Sağlığı Motoru teknolojisiyle donatıldı. OPPO’nun 80W SuperVOOC hızlı şarj teknolojisini kullanan bu çözüm, 1.600’e kadar tam şarj döngüsünden sonra bile akıllı telefon pillerinin kendi kapasitelerinin 80’inden fazlasını korumaya yardımcı oluyor. Bu da sektör ortalamasının iki katından fazla bir süreye denk geliyor ve bu teknolojiden güç alan her pilin daha uzun kullanılmasını sağlıyor.

 

OPPO, kullanılmış cep telefonlarının geri dönüşümünü ve yeniden kullanımını teşvik etmek için yerel ve uluslararası pazarlarda takas hizmetleri sunan bir ürün geri dönüşüm sistemi de kurdu. Çin’de bu program aracılığıyla bugüne kadar 1,2 milyondan fazla akıllı telefon geri dönüşüme dahil oldu. Bu, 216 tondan fazla elektronik atığın önüne geçmek anlamına geliyor.

 

OPPO ayrıca sektörel ve sivil toplum kuruluşları ortaklıkları aracılığıyla atık haldeki elektronik ürünlerin geri dönüşümünü teşvik etmeye de yardımcı oluyor. Avrupa’da yerel geri dönüşüm sistemlerine mali destekler sağlayan OPPO, elektronik atıklara yönelik bir geri dönüşüm programını hayata geçirmek için geri dönüşüm kuruluşlarıyla iş ortaklıkları gerçekleştiriyor. OPPO, Avustralya’da ise insanları elektronik atıklarını doğru bir şekilde geri dönüştürmeye ve çöpe giden e-atık miktarını azaltmaya teşvik etmek için Taronga Conservation Society/Taronga Koruma Derneği ile çalışmalar yürütüyor.

 

OPPO ayrıca, cep telefonlarının tüm yaşam döngüsü boyunca çevresel performansını değerlendirmek için Avrupa’nın önde gelen birkaç operatörü tarafından oluşturulmuş Eco Rating etiketleme planına dahil olan ilk akıllı telefon üreticilerinden biri oldu. Programa katılarak sürdürülebilir dönüşüme destek veren OPPO, sektördeki diğer oyuncularla iş birliği içinde çalışıyor. 

 

OPPO, sivil toplum kuruluşlarıyla ortaklıklar kuruyor

Yalnızca kendi teknolojisini kullanarak çevre ve sürdürülebilirlik sorunlarına çözümler sunmakla kalmayan OPPO, bu sorunların aşılmasına yardımcı olmak için dünyanın her yerinden insanları bir araya getiren sivil toplum kuruluşlarıyla ortaklık kuruyor. Şirket, 2021 yılında İtalya’nın 5 şehrinde plastik atık toplama faaliyetleri düzenlemek için, yerel bir sivil toplum kuruluşu olan Free Plastic Odv Onlus ile ortaklık başlattı. Program kapsamında, 1.000’den fazla gönüllünün yardımıyla, 10 tonun üzerinde plastik atık geri dönüştürüldü.

 

Avustralya’da ise şirket, Great Barrier Reef’in karşı karşıya olduğu çevresel krizle ilgili farkındalığı artırmak ve halkı bu yönde harekete geçmek için Reef Restoration Foundation (RRF) ile ortaklık kurarak Artırılmış Gerçeklik uygulamasını kullanıma sundu. OPPO yine 2021 yılında, bu fonun 2026 yılına kadar Great Barrier Reef’de 1.000.000 yeni mercan üretme misyonunu gerçekleştirmesine yardımcı olmak için, 52.000 doların üzerinde bağış yaptı.

 

OPPO nesli tükenmekte olan hayvanların renk çeşitliliğini koruyor

Dünyadaki doğal alanların ve biyolojik çeşitliliğin korunması, göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir konu… Şu anda yok olma tehdidi altında olan 1 milyona yakın tür bulunuyor ve OPPO, bu türlerin doğaya kattığı renk çeşitliliğini ve güzelliği korumaya yardımcı olmak için teknolojiyi kullanıyor. OPPO’nun National Geographic ile yürüttüğü Tehlike Altındaki Renkler projesi, üst üste ikinci kez, nesli tükenmekte olan ve risk altındaki hayvanların ilgi çekici görüntülerini kullanarak gezegenin biyolojik çeşitliliğini korumak için daha fazla insana ilham veriyor. Kampanya aynı zamanda kâr amacı gütmeyen National Geographic Society’nin vahşi yaşamı koruma çabalarına yönelik destekler de sunuyor.  

 

Dünyayı korumak hepimizin ortak sorumluluğu… OPPO, teknolojik yeniliklerle ve herkesin katılacağı ortak hareketle dünyanın doğal alanlarının korunmasına yardımcı olabileceğimize karşı inancını koruyor ve daha yeşil bir gelecek için çalışmaya devam ediyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

CMC Türkiye’den çocuklara teknoloji desteği! – Ulusal24.com

CMC Türkiye’den çocuklara teknoloji desteği! – Ulusal24.com

Türkiye’nin en büyük dış kaynak sağlayıcı (BPO) şirketlerinden CMC Türkiye, çocuklara erken yaşta dijital bilgi ve beceriler kazandırmak ve eğitimde fırsat eşitliğine katkı sağlamak amacıyla bir destek kampanyasına imza attı. Kampanya kapsamında CMC Türkiye’nin hizmet verdiği lokasyonlardan Şanlıurfa ve Van’da iki ilköğretim okuluna sıfırdan bilgisayar laboratuvarı kurularak teknoloji sınıfları oluşturuldu.

 

Avrupa’nın en hızlı büyüyen BPO, Teknoloji ve Danışmanlık şirketler grubu M+ Group’un en büyük üyesi olarak hizmet veren CMC Türkiye, eğitime yatırım yapmaya devam ediyor. 7 ilde yaklaşık 6500 koltuk kapasitesi ile hizmet veren CMC Türkiye, faaliyet gösterdiği Şanlıurfa ve Van’da hiç bilgisayarı olmayan iki ilköğretim okulunda bilişim sınıfları kurulmasına destek oldu.

 

Şanlıurfa Şehit Recep Erdoğan Ortaokulu ve Van Yatıksırt İlköğretim Okulu’nda kurulan bilgisayar sınıflarına hem bilgisayar hem donanımsal ekipman desteği hem de mobilya desteği sağlayan şirket, hiç bilgisayarı olmayan iki okula da sıfırdan bilgisayar laboratuvarı kurdu. 

 

Çocukların erken yaşta dijital beceriler kazanmasına destek oluyor

Erken yaşlarda edinilen bilgisayar bilgi ve becerilerinin mesleki ve kişisel başarıyı olumlu yönde etkilediğini söyleyen CMC Türkiye Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hakan Saran şunları söyledi: “CMC Türkiye olarak, geleceğimizi büyük umutlarla teslim edeceğimiz çocuklarımızın, içinde bulunduğumuz dijital dünyada bilgiye erişimlerinin ancak teknolojiyle mümkün olduğunun bilincindeyiz. Ayrıca çocuklarımızın eşit imkânlarla ve eşit koşullarda eğitim görmelerini her zaman önemsiyoruz. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı yetiştiren değerli öğretmenlerimizin de işini kolaylaştırarak, bilgiyi aktarma çabalarına katkı sağlamayı hedefliyoruz. Bu nedenle iki okulumuzda bilgisayar sınıfları kurulmasına destek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Eğitime destek olmaya önümüzdeki dönemde de kesintisiz olarak devam edeceğiz”.

 

Sosyal sorumluluk projeleriyle hayatlara dokunuyor 

Bünyesindeki 100 kişilik Ar-Ge ekibi ve teknolojiye yaptığı yatırımlar ile bir teknoloji şirketi olarak da hizmet veren CMC Türkiye, Türkiye’de 7 lokasyonda 6500 kişiye istihdam sağlıyor. Malatya, Van ve Şanlıurfa illerinde en büyük işveren konumunda bulunan CMC Türkiye hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle de birçok hayata dokunuyor. Sosyal sorumluluk çabalarının odağına doğa, STK’lara kaynak yaratma ve eğitim bulunan CMC Türkiye, faaliyet gösterdiği bölgelerde çalışanlarının önerileriyle belirlediği okullara destek olarak, öğrencilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılıyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com