Modern Veri Merkezinin Yükselişi – Ulusal24 Haber Merkezi

Modern Veri Merkezinin Yükselişi – Ulusal24 Haber Merkezi

Dell Technologies MERAT Hizmetler Satış Başkan Yardımcısı Lorenzo Lumassi, dijital gelir akışı elde etmek için şirketlerin BT departmanları da dâhil olmak üzere önemli bir dönüşümden geçmesi gerektiğini vurguladı.

 

Bilgi Teknolojileri alanının, son 15 yıldır öngörülebilir bir ilerleme halinde olduğu görülüyor. Kuruluşlar, kritik iş süreçlerini otomatize etmek için bilinen yazılım tedarikçilerinin paket uygulamalarını kullanıyor.  TÜSİAD ve Deloitte iş birliğiyle hazırlanan “Türkiye’de Yazılım Ekosisteminin Geleceği” raporuna göre yazılım sektörü, Türkiye’de brüt katma değeri incelenen ilk 5 sektör arasında, yarattığı yüzde 81’lik katma değer oranıyla  4. sırada yer alıyor. Ayrıca yazılım sektörü, ürettiği çıktı ve hizmetlerle incelenen 64 reel sektörden 61’ine direkt katkı sağlayarak Türkiye ekonomisine doğrudan etki ediyor. Bunun sonucunda BT departmanları da çalışmalarının çoğunda bu tür uygulamaları çalıştırmak için gereken altyapıyı oluşturmaya ve yönetmeye ve ayrıca işletme genelinde garantili hizmet seviyeleri sağlamak için gereken becerileri geliştirmeye odaklanıyor. Ancak tüm bunlar artık değişiyor. Mobil cihazlar, bulut bilişim, sosyal medya, Nesnelerin İnterneti ve diğer ezber bozan yeniliklerle birlikte uygulamaların oluşturulma, dağıtılma ve kullanılma biçimleri önemli ölçüde evriliyor.

 

Dijital gelir akışı elde etmek, daha akıllı ürünler geliştirmek ve müşterilerin beklentisi olan iyileştirilmiş deneyimleri sunmak için şirketlerin BT departmanları da dâhil olmak üzere önemli bir dönüşümden geçmesi gerektiğini vurgulayan Dell Technologies MERAT Hizmetler Satış Başkan Yardımcısı Lorenzo Lumassi, konuya dair yaptığı değerlendirmede “Otomasyon için büyük kurumsal uygulamaları çalıştırmanın yanı sıra şirketlerin; ürünlerini, hizmetlerini ve dünyayla yakın ilişki kurma biçimlerini dönüştürecek tüketiciye yönelik mobil uygulamaları ve gömülü yazılımları sürekli olarak geliştirmeleri gerekiyor. Ancak tüm bunlar, eş zamanlı olarak maliyetleri düşürüp eski uygulamaların ve üzerinde çalıştıkları altyapının performansını iyileştirirken yapılmalı. Yenilik yapmak ve optimize etmek hedefine ulaşmanın tek yolu, BT hizmetlerini sunmak için kullandığımız teknolojiyi dönüştürmek. Bu da BT’deki insan kaynağının ve finansal kaynakların, sürekli değişen mobil deneyimler, daha iyi veri analitiği ve ürün ve hizmetlerle ilgili daha derin inovasyon gibi daha dönüşümsel yönleri olanaklı hâle getirmeye yardımcı olan diğer yatırımlara kaydırılabilmesi için, eski otomasyon yazılım paketlerini çalıştırmak üzere gereken maliyet ve eforu azaltmakla başlıyor” ifadelerini kullandı.

 

Lumassi ayrıca, BT yöneticileri tarafından atılması gereken adımlara da dikkat çekti.

 

BT yöneticileri için bir ikilem 

Modernizasyon ve hız ihtiyacı arasındaki gerilim, kuruluşlar için zaman zaman zorlayıcı olabiliyor. Her iki cephede de başarılı olmak için BT yöneticileri, kurum içi ve kurum dışı altyapı yatırımlarını yeniden değerlendirmek, personel ve beceri eğitiminde değişikliklere gitmek, farklı departmanlarla daha yakın ilişkiler kurmak ve Hizmet Olarak BT modeli konusundaki kararlılığı artırmak gibi işletme genelinde önemli bir dönüşümden geçmeleri gerektiğinin farkındalar. Bu yeni alanda yöneticilerin birçoğu mümkün olduğunca etkili bir şekilde yol alabilmek için rehberliğe ihtiyaç duyuyor.

 

Modern bir veri merkezi altyapı ile başlar 

Sıklıkla çatışan bu BT önceliklerinin desteklenmesine yönelik atılması gereken ilk adım, BT’nin üzerine kurulduğu altyapı bileşenlerini modernize etmek ve dahası, modern bir veri merkezi hâline gelmek. Geçmişte BT departmanları altyapılarını oluşturur ve uygulamalarını satın alırdı, ancak bugün bu modeli giderek tersine çevirmeye çalışıyorlar. Temel iş uygulamalarını hızla oluşturup çalıştırabilecekleri ve aynı zamanda yeni nesil uygulamaları dağıtmak için bir platform sağlayabilecekleri basit, dağıtımı kolay altyapı platformları satın almak istiyorlar.

 

Yakınsanmış bir altyapı her ikisine birden olanak tanıyor. Hepsi bir arada depolama, bilgi işlem ve ağ platformları, altyapıyı bileşen bazında kurma ve geliştirmeye yönelik geleneksel BT sürecini basitleştiriyor, hızlandırıyor ve kökten dönüştürüyor. Donanım ve yazılım bileşenlerini ayrı ayrı tedarik etme, dağıtma, yapılandırma ve yönetme konusunda harcanan zaman ve oluşan maliyeti azaltıp BT yatırımları için değer elde etme süresini hızlandırıyor. Buna ilaveten, yakınsanmış sistemlerin flash, yazılım tanımlı ve bulut özellikli sistemler gibi üçüncü parti bir platforma hazır teknolojiler üzerine kurulması önem arz ediyor.

 

Her şeyi otomatik hâle getirin edin

Veri merkezi altyapısını modernize etmek için bir plan oluşturulduktan sonraki adım, artık her şeyi otomatik hâle getirmek. Öngörülebilir, tekrarlanabilir bir adım olarak yapılan herhangi bir manuel işlemin, BT yığınının tamamında yönetim ve orkestrasyon araçları aracılığıyla bertaraf edilmesi gerekiyor. Tam otomasyon, günümüzde BT sunumunda tek ve en dönüştürücü değişiklik olarak karşımıza çıkıyor. Tam otomasyon süreçlerinin devreye girmesiyle de tam ölçekli bir BT dönüşümü için ilerleme sağlanıyor. Bilgi teknolojileri hizmetleri, birtakım CIO önceliklerini destekleyen iyi yönetilen bir hibrit bulut deneyimi sunmak üzere donanım ve yazılım yaklaşımları kullanılarak modernleştirilebiliyor ve otomatik hâle getirilebiliyor olsa da bilgi teknolojileriyle, iş çıktıları elde edilmesini sağlayan insanların ve süreçlerin sürekli olarak dönüştürülmesi gerekiyor.

 

Hızlandırılmış dijitalleştirme, Türkiye’de veri merkezi pazarının önemli bir itici gücü

 

TÜBİSAD’ın “Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2021” raporuna göre Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2019, 2020 ve 2021 yılları için beş üzerinden sırasıyla 2,94, 3,03 ve 3,24 olarak hesaplandı. Veriler, 2021 yılında dijital dönüşümün ivme kazandığını ortaya koyuyor. Türkiye’de KOBİ’lerin dijital dönüşüme katılımıyla veri merkezlerine olan ihtiyaç daha da artacak. BT altyapısı hemen hemen tüm sektörlerde öncelik hâline gelmiş durumda. Buna paralel olarak ResearchAndMarkets.com tarafından hazırlanan “Türkiye Veri Merkezi Pazarı – Yatırım Analizi ve Büyüme Fırsatları 2021-2026” raporu, Türkiye veri merkezi pazarının 2026 yılına kadar 902,7 milyon dolarlık yatırımla 2021-2026 arasında 5,24 oranında büyüyeceğini gösteriyor. Kuruluşlar ve işletmeler dijital dönüşüm programlarında ilerleme kaydettikçe sunucu odasında yürütülen operasyonlardan, yönetilen hizmetler (managed services), sunucu barındırma ve hibrit altyapı gibi veri merkezi hizmetlerine geçiş ihtiyacı artıyor.

 

Tüm bunlar, hızlı dijitalleşme ve pazar fırsatları sayesinde işletmelerin ve BT ekiplerinin dönüşüm sürecinde nereye doğru gittiğinin küçük bir kesitini ortaya koyuyor. Veri merkezi teknolojisiyle ilişkili paradigmalar hızla değişmeye devam edecek ve bu değişimlerle birlikte yeni beceriler, araçlar ve kaynaklar devreye girecek. Yaratıcılıkta ve inovasyonda bir son nokta olmadığı için dönüşümde de bir bitiş noktası yok, ancak bir başlangıç noktası var. Ki bu da modern veri merkezine doğru bir yolculukla başlıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Monster Notebook’tan Dallas çıkarması! – Ulusal24 Haber Merkezi

Monster Notebook’tan Dallas çıkarması! – Ulusal24 Haber Merkezi

Monster Notebook’un başarısı Intel Vision 2022’de dünyaya örnek gösterildi!

 

Intel’in teknoloji dünyasındaki yenilikleri ve yapay zekâ trendlerini tanıttığı Intel Vision 2022, tüm dünyadan teknoloji şirketlerinin katılımıyla ABD’nin Teksas eyaletinde, Dallas şehrinde gerçekleşti. Etkinlikte, Monster Notebook’un başarı hikayesi, küresel teknoloji ekosistemine örnek gösterildi.

 

Dünyanın önde gelen teknoloji liderlerinin, yapay zekâ şirketlerinin, yatırımcıların ve basının katıldığı Intel Vision 2022’de geleceğe yön verecek teknolojiler, yapay zekâ trendleri, dijital ürünler ve inovatif çözümler konuşuldu. 10-11 Mayıs’ta Teksas, Dallas’ta ve eş zamanlı olarak online ortamda, Intel On etkinlik serisinin sonuncusu olarak gerçekleşen etkinlikte, Monster Notebook’un Türkiye pazarına yön veren sıra dışı uygulamaları ve şirketin küresel bir marka olma yolundaki büyüme hikayesi, tüm dünyadan sektör paydaşlarına örnek gösterildi. 

 

Monster Notebook ve Intel stratejik ortaklığıyla gerçekleştirilen Gizli Dahiler Projesi’nin (The Hidden Genius Project) tanıtımında konuşma yapan Intel Gaming, Yaratıcılık ve Esports Departmanı Genel Müdürü Marcus Kennedy’nin sahneye elinde Monster Notebook marka dizüstü bilgisayarla çıkması dikkat çekti. Kennedy konuşmasında, geleceğe yön verecek olan yapay zekâ teknolojisini geliştirmek ve bu alanda gençlerin iş gücünü desteklemek için oluşturulan projeye Monster Notebook’un yüksek performanslı bilgisayarlarıyla verdiği destekten bahsetti. Konuşmanın ardından devam eden etkinliğin kapalı oturumunda Monster Notebook Strateji ve Genişlemeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cem Çerçioğlu, Intel’in globaldeki paydaşlarına Monster Notebook’un kullanıcı deneyimi odağıyla geliştirdiği yeni nesil teknoloji çözümlerini tanıttı.  

 

Canavar’ın başarısı global çapta ses getiriyor

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Monster Notebook Strateji ve Genişlemeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cem Çerçioğlu, “Monster Notebook olarak, her geçen sene daha da gelişen dijital oyun dünyasında her seviyeden oyuncunun en iyi oyun deneyimini yaşayabilmesi için son teknoloji donanım konfigürasyonlarını geliştiriyor, kullanıcılarımıza yüksek görüntü kalitesi, kesintisiz oynanabilirlik ve uzun süreli performans vaat ediyoruz. Sadece oyun uygulamalarını değil; mimarlık, grafik tasarımı, video içerik üretimi, savunma sanayi gibi alanlarda kullanılan ve yüksek performans gerektiren tüm programların kusursuz çalıştığı bilgisayarlarımız, bu alanlardaki profesyoneller tarafından da tercih ediliyor. Şu an Türkiye’nin oyun bilgisayarı denilince akla gelen ilk markasıyız. Geçtiğimiz senenin en çok tercih edilen oyun bilgisayarı markası seçildik. Belki bundan daha da önemlisi, IPSOS tarafından düzenli aralıklarla gerçekleştirilen pazar araştırmalarında sadece oyun bilgisayarı kategorisinde değil, Türkiye’deki bilgisayar markaları arasında kullanıcı memnuniyeti en yüksek marka seçiliyoruz. Türkiye’de kazandığımız bu başarıyı global arenaya taşımak için tüm gücümüzle çalışıyor, Monster Notebook olarak Türkiye’den çıkan küresel bir marka olma yolunda emin adımlarla yürüyoruz. Ne mutlu bize ki Canavar’ın Türkiye oyun ve teknoloji ekosistemine yön veren başarıları artık global çapta da ses getiriyor. Intel ile kurduğumuz, senelerdir güçlenerek devam eden stratejik ortaklığımızın bu başarıdaki katkısı paha biçilemez. Monster’ın ilham verici marka başarısının tüm dünyadan teknoloji üreticilerinin bulunduğu Intel Vision’da takdir edilmesi tüm Monster Notebook ailesi adına gurur verici” dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Sony, kablosuz X-Serisi hoparlör yelpazesini HAYATI SESLİ BİR ŞEKİLDE YAŞAMANIZI sağlayan üç yeni modelle genişletiyor

Sony, kablosuz X-Serisi hoparlör yelpazesini HAYATI SESLİ BİR ŞEKİLDE YAŞAMANIZI sağlayan üç yeni modelle genişletiyor

X ailesinin yeni üyelerinden SRS-XG300, güçlü ses ve ortam aydınlatmasıyla her anı partiye çevirirken ve kullanışlı tutma alanı ile her yere rahatlıkla taşınıyor. Kompakt SRS-XE300 ve SRS-XE200 modelleri ise Line-Shape Difüzörü ile daha geniş ve daha uzağa ulaşan sesin keyfini çıkarmanıza yardımcı oluyor. Yeni 3 modelde de bulunan X-Balanced Hoparlör Ünitesi yüksek kaliteli ses ve güçlü ses basıncını en iyi performans ile sunarken HAYATI SESLİ YAŞAYIN mesajı veriyor.

 

Sony etkileyici taşınabilir hoparlör serisine yüksek kalite, geniş ses alanı, güçlü ses basıncı ve derin basa sahip üç yeni modeli (XG300, XE300 ve XE200) ekliyor; Sony nerede olursanız olun kolay taşınabilir hoparlörlerle neşenizi her zaman paylaşmanıza yardımcı oluyor.

 

Gittiğiniz her yerde bir hoparlörden beklentiniz her zaman güçlü bir ses oluyor. Sony’nin üç yeni modeli de cihazlarda bulunan benzersiz X-Balanced Hoparlör Ünitesi ve Çift Pasif Radyatör sayesinde güçlü sesin kaynağı oluyor. Güçlü baslar bozulmadan çıkıyor ve size enerjinizi tüm gece boyunca devam ettirecek etkileyici, yüksek kaliteli ve güçlü ses basıncını sunuyor.

 

Güçlü parti sesi

XG300, dahili tweeter’lar ve MEGA BASS özellikleri sayesinde kulüp performansı veren derin bas ve net yüksek frekanslı sesin keyfini çıkarmanızı sağlıyor. Kulüpten konsere geçmek isterseniz, XG300 LIVE SOUND sayesinde, bu eşsiz atmosferi yeniden yaratmanıza ve en sevdiğiniz canlı performansları tekrar tekrar yaşamanıza olanak tanıyor.

 

Partilerini renklendirmeyi tercih edenlerdenseniz, XG300’ün hoparlörlerindeki müziğin ritmiyle senkronize olan ortam aydınlatmasını açarak keyfinizi ikiye katlayabilirsiniz.

 

Her yere eşit bir şekilde yayılan ses

Profesyonel konserlerde kullanılan ses sistemlerinden ilham alan Sony’nin benzersiz Line-Shape Difüzörü sesi eşit bir şekilde dağıtarak daha geniş ve uzak alana ulaştırıyor. Böylece geniş bir mekanda bulunan siz ve arkadaşlarınız en sevdiğiniz şarkıları net bir şekilde duyabilir, dans edebilir ve aynı ses deneyiminin keyfini çıkarabilirsiniz.

 

XE300 ve XE200 modellerinde önerilen dikey yerleşim kullanıldığında Line-Shape Difüzörünün tüm ses avantajları en iyi şekilde kullanılıyor. Ek olarak keyifli bir stereo ses deneyimi için hoparlörü yatay yerleştirerek Sony | Music Center uygulamasını kullanabilirsiniz.

 

Ritmi her yere taşıyın

Üç yeni modelin hepsi rahat taşınabilirliği odağına alan bir tasarıma sahip. Özellikle XG300’ün tasarımında taşımayı her zamankinden daha kolay hale getiren geri çekilebilir bir tutma alanı yer alıyor.  

 

Küçük boyutlarına ve hafif görünümüne rağmen, XE300 ve XE200 büyük sesi küçük boyutlara sığdırarak, siz dışarıda eğlencenize devam ederken mükemmel bir arkadaş oluyor. XE200’de de kullanışlı bir kayış sunuluyor. Böylece en sevdiğiniz şarkıları tek bir dokunuşla çalmak için her zaman rahatlıkla taşınabiliyor.

 

Sizin ve müziğinizin önünde hiçbir şey duramaz

Tüm modellerde bulunan IP67 sınıfı sayesinde su sıçraması ve toz konusunda endişelenmenize gerek yok. İster kumsalda olun ister tüm günü havuz başında geçirin, en sevdiğiniz şarkılar yanı başınızda çalmaya devam ediyor.

 

Sony’nin kapsamlı şok testlerinden alınan sonuçlar ile tasarlanan XE300 ve XE200, günlük kullanımdan kaynaklanan kaçınılmaz darbelere, çarpmalara ve çizilmelere en iyi şekilde dayanıyor.

 

Uzun ömürlü batarya ile partiye devam edin

Her üç hoparlör de uzun ömürlü batarya ömrüne sahip. Bu sayede tek bir şarj ile daha uzun süreler müzik keyfi devam ediyor. Tam şarjlı bir XG300 25 saat, XE300 24 saat, XE200 ise 16 saat çalma süresi sunuyor.  

 

Her üç hoparlörde de bulunan hızlı şarj özelliği, zamanınızın kısıtlı olduğu durumlarda bile müzik zevkinizden kopmamanıza olanak tanıyor. Hızlı şarj, yalnızca 10 dakikalık bir şarjla 70 dakika boyunca çalma olanağı sağlıyor.

 

Aynı zamanda her modelde bulunan Battery Care özelliği sayesinde, asla aşırı şarj konusunda endişelenmenize gerek kalmıyor. Bu özellik, hoparlörünüzün daha uzun süre optimum durumda kalacağı anlamına geliyor. XE300 ve XE200 için bu özellik Sony | Music Center uygulaması aracılığıyla aktive ediliyor.

 

XE300 ve XE200 modelleri, Sony’nin ortam gürültüsünü analiz eden ve hoparlörleri dışarıda kullanırken batarya tasarrufu yapmanıza yardımcı olan benzersiz Ortam Gürültüsü Algılama özelliği ile beraber sunuluyor. 

 

Yankı Önleme ile harika aramaların keyfini çıkarın

Üç model de Yankı Önleme özelliği sunuluyor. Bu sayede, iki kişinin aynı anda konuşmasını kesmeden yüksek kaliteli arama keyfi sağlıyor. XE300 ve XE200’deki MIC sessiz düğmesinin yardımıyla da anında sessize alınabiliyor.

 

Party Connect ve Stereo Pair ile güçlü ve yüksek ses

Hoparlörlerde bulunan Party Connect özelliği 100 adede kadar uyumlu kablosuz hoparlörü BLUETOOTH® teknolojisiyle birleştirerek efsanevi güçlü bir ses için müziği senkronize ediyor. Stereo Pair ile mükemmel bir stereo ses performansı için iki hoparlör kablosuz olarak bağlanabiliyor. Her iki özellik de Sony | Music Center uygulaması ile etkinleşiyor.

 

Sürdürülebilirliğe katkı

Sony, ürünlerini yalnızca şık bir şekilde değil, aynı zamanda çevreyi de göz önünde bulundurarak tasarlıyor. Sony için özel olarak geliştirilen geri dönüştürülmüş plastik, XE300 ve XE200’ün iç parçalarında kullanılıyor. Bu tasarım detayları, sürdürülebilir malzemelerin Sony’nin sert ses koşullarını karşılamasını sağlamak için uzun yıllar boyu süren araştırmaları ile geliştirildi. Aynı zamanda ürün ambalajlarında da geri dönüştürülmüş kâğıt kullanılmıştır ve bu sayede üç modelin de paketlemesi en fazla 5 oranında plastik malzemeden oluşmaktadır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Huawei, yeni nesil MateBook D16 ile geleneksel masaüstü bilgisayarlara meydan okuyor

Huawei, yeni nesil MateBook D16 ile geleneksel masaüstü bilgisayarlara meydan okuyor

Son iki yıldır çoğumuz evde bir ofis alanı düzenleme, çalışma alışkanlıklarımızı ve günlük rutinlerimizi tamamen değiştirme göreviyle karşı karşıyaydık. Evden çalışmanın birçok faydası olmasına rağmen, ofiste sahip olduğumuzdan daha düşük ve yetersiz teknik ekipman, uzaktan çalışanlar arasında yaygın bir sorun olmaya devam ediyor. Bununla birlikte, Akıllı Ofis cihazları endüstrisi büyümeye devam ederken, Huawei yeni cihazları ile bu sorunlara kalıcı çözümler üretiyor.

 

Birkaç ay boyunca evden çalıştıktan sonra, kısıtlamalar hafiflemeye başlayınca birçok şirket hibrit düzenlemeyi uygulamaya karar verdi ve yalnızca birkaç işyeri tamamen ofislerden çalışmaya geri dönmeyi seçti. Bununla birlikte, teknik düzenlemelerin yüksek puan aldığı bir dizi faktörden kaynaklanan uzaktan çalışmak hala insanların endişe duyduğu bir yöntem. Evlerimiz, ailemizle birlikte dinlenebileceğimiz ve kaliteli zaman geçirebileceğimiz özel bir alanı yansıtacak şekilde tasarlandı. Bu nedenle, evden çalışma konusundaki endişelerimizin zayıf internet bağlantısı, yetersiz teknoloji ve yazılım etrafında şekillenmesine şaşmamalı ve tüm bunlar tüm hayatı olumsuz etkiliyor. Ancak Huawei’de, bu sorunları nasıl adapte edebileceğimize, bu sorunları nasıl yönetebileceğimize ve işe yarayan çözümler yaratmak için yenilikçi düşüncemizi nasıl uygulayabileceğimize odaklanmayı tercih ediyoruz.

 

Bulduğumuz şey, uzaktan çalışmayı kolaylaştıracak çözümler ararken geleneksel “masaüstü kurulumuna” meydan okumamız gerektiğiydi. Evimiz, masalarımızdan neredeyse hiç kalkmadan monitörümüze baktığımız bir ofise dönüştürülmemeli. Bizi sınırlayacak değil, motive edecek ve ilham verecek teknolojiye ihtiyacımız var. Yeni Huawei çözümleriyle, çalışma şeklimizde devrim yaratmaya yardımcı olmaya ve elimizden gelenin en iyisini sunabileceğimiz yeni bir iş yeri sunmaya hazırız.

 

Sonsuz yenilik arayışındaki Huawei dizüstü bilgisayarlar

Ar-Ge’den ürünlerin fiili üretimine kadar teknolojinin gelişiminin her yönüyle ilgili zengin geçmişinden ve bilgisinden yararlanan Huawei, 2016 yılında ilk MateBook dizüstü bilgisayarını tanıttı ve kısa süre sonra üç seri daha doğdu: MateBook D, MateBook E, ve MateBook X. Huawei’nin dizüstü bilgisayar sektörüne getirdiği yenilikler, örneğin HUAWEI FullView ekranı olmak üzere, sayısız özellikte bulunabilir.

 

Dizüstü bilgisayar tasarımındaki yenilikler

Çalışanlar ofisteyken, birçok görevi aynı anda yönetmeyi kolaylaştıran ve geniş çalışma alanı sağlayan geniş bir monitöre sahip olmaya alışkınlar. Evde, çoğumuzun masada monitör eklemek için yeterli alanı yok veya sadece ek bir cihaza yatırım yapmak istemiyoruz. Bununla birlikte, çoğumuz haftanın bazı günlerinde veya çoğu gününde evden çalışmaya devam edeceğinden, geleneksel bir masaüstü kurulumundan ziyade daha büyük ekranlı bir dizüstü bilgisayara geçmek mantıklı gelebilir. Tüketiciler arasında ortaya çıkan bu yeni ihtiyacı fark eden Huawei, 16 inç FullView ekrana sahip yeni bir ürün gamı hazırladı.

 

Huawei, akıllı telefon ve tablet geliştirme konusundaki tecrübesi ve teknik uzmanlığı ile dizüstü bilgisayarlar için tam ekran tasarımlarında lider haline geldi. Yalnızca üç ince çerçeveli ekranlarla dolu bir sektörde Huawei, dört tarafı da ince çerçevelere sahip ekranlarla çıtayı yükseltiyor. Bu tasarım o zamandan beri MateBook DNA’sının bir parçası haline geldi ve MateBook’ların rakip cihazlara göre sahip olduğu en önemli avantajlardan biri oldu.

 

Karşınızda MateBook D16: 16 inç geniş ekrana sahip yüksek performanslı hafif dizüstü bilgisayar

MateBook ailesine en son eklenen, 12. Nesil Intel Core işlemci tarafından desteklenen 16 inç HUAWEI MateBook D 16’dır. HUAWEI MateBook D16’nın piyasaya sürülmesi aynı zamanda MateBook ailesini geniş ekran, yüksek performanslı yeni üye olarak daha da zenginleştirirken, markayla eş anlamlı hale gelen estetik, yenilik ve akıllı deneyimleri bünyesinde barındıran serinin imza öğelerini taşıyor.

 

HUAWEI MateBook D16, MateBook D Serisinin ince çerçeve tasarımını devralıyor. Bu, ekranda daha geniş bir çalışma alanı sağlayarak kullanıcıların daha büyük ve daha uzun bir ekran alanıyla tabloları, verileri ve belgeleri daha kolay görüntülemesine olanak tanıyor. Huawei, diğer üreticilerin tipik olarak yalnızca 15,6 inçlik ekran yerleştirebildiği bir kasaya 16 inçlik büyük bir ekran yerleştirmeyi başardı. Bu da ekranın görünür alanını genişletirken gövdenin küçük kalmasını sağlıyor. 12. Nesil Intel işlemciden gücünü alan MateBook D16, Huawei MateBook serisinde ilk kez yer verilen numerik tuş takımı ve 1080p AI kamera gibi önemli özelliklere de sahip.

 

Daha esnek çalışma modellerine geçerken, evin bir ölçüde yeni ofisimiz olacağı gerçeğine alışmamız gerekiyor. Evdeki çalışma alanımızı tam üretkenliğimizi ve odaklanmamızı kolaylaştıracak ama aynı zamanda yaşam alanımızı kısıtlamayacak şekilde düzenlemek bizim görevimiz. Neyse ki teknoloji, geleneksel ofis düzeninin yerini başarıyla alan yenilikçi cihazlarla yardımımıza koşarken, aynı zamanda bize nerede çalışmayı seçtiğimiz konusunda daha fazla esneklik vererek yaratıcılık için geniş alan bırakıyor.

 

Yeni HUAWEI MateBook D16, 23 Haziran 2022’de piyasaya sürülecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Türkiye’de kurumsal hesap bilgilerini çalmayı amaçlayan kötü niyetli spam operasyonu tespit edildi

Türkiye’de kurumsal hesap bilgilerini çalmayı amaçlayan kötü niyetli spam operasyonu tespit edildi

Kaspersky uzmanları, Türkiye’deki kuruluşları hedef alan yeni bir kötü niyetli spam e-posta operasyonu tespit etti. İstenmeyen e-posta mesajlarını gönderenler, fatura kisvesi altında iş iletişimini taklit etmeye çalışıyor ve (.r00) uzantılı sıkıştırılmış WinRAR arşiv ekleri gönderiyorlar. E-postaların amacı tarayıcılarda depolanan, FTP istemcilerinde ve kurbanın bilgisayarındaki e-posta programlarında yer alan kişisel bilgileri ve giriş bilgilerini çalabilen farklı türde kötü amaçlı yazılımları yaymak şeklinde ortaya çıkıyor. Bu spam e-postalar, saldırganların virüslü bilgisayarları uzaktan kontrol etmesine izin veren arka kapılar da içerebiliyor. Bu tür programların yardımıyla siber suçlular, kullanıcıların bilgisi olmadan kötü amaçlarla kullanabilecekleri büyük zombi bilgisayar grupları, yani botnetler oluşturabiliyor.

 

Kaspersky’nin Türkiye’de tespit ettiği bu tür spam e-postaların sayısı Mart ayından bu yana 20 bine ulaştı.

 

Söz konusu spam e-posta saldırısında yayılan kötü amaçlı yazılım Kaspersky tarafından HEUR:Trojan-PSW.MSIL.Stealer.gen, HEUR:Backdoor.MSIL.NanoBot.gen ve HEUR:Backdoor.Win32.Remcos.gen olarak algılanıyor.

 

Saldırı operasyonu hakkında yorum yapan Kaspersky E-posta Tehditlerinden Korunma Grup Müdürü Andrey Kovtun şunları söyledi: “İş yazışmalarını taklit etmek siber suçlular tarafından yaygın olarak kullanılan bir taktiktir. İstenmeyen e-posta gönderenlerin neden sıkıştırılmış WinRAR arşiv dosyası olan (.r00) biçiminde kötü amaçlı yazılımı yaydıklarını bilmiyoruz. Ancak bu teknikle belirli dosya uzantıları için yapılandırılmış otomatik koruma sistemlerini atlamayı umduklarını varsayıyoruz.”

 

Spam saldırılarından korunmak için Kaspersky şunları öneriyor:

 

Gönderenin adresi kontrol edilmelidir. Çoğu spam mesajı anlamsız veya anlamsız görünen e-posta adreslerinden gelir. Örneğin, [email protected] gibi. Fareyle gönderenin adının üzerine gelinerek tam e-posta adresi görülebilir. Bir e-posta adresinin yasal olup olmadığından emin olunamıyorsa, kontrol etmek için bir arama motorunda bakılabilir.
 
Aciliyet duygusu yaratan mesajlara karşı dikkatli olunmalıdır. Spam gönderenler genellikle sosyal mühendislik hileleri kullanır ve aciliyet duygusu yaratarak baskı uygulamaya çalışır. Örneğin konu satırı, harekete geçmeye zorlamak için “acil” veya “acil işlem gerekli” gibi kelimeler içerebilir.
 
Personele temel siber güvenlik hijyeni eğitimi verilmelidir. Ayrıca kimlik avı e-postalarını gerçek olanlardan nasıl ayırt edeceklerini bildiklerinden emin olmak için simüle edilmiş bir kimlik avı saldırısı uygulanmalıdır.
 
Kimlik avı e-postası yoluyla bulaşma olasılığını azaltmak için Kaspersky Endpoint Security for Business gibi kimlik avına karşı koruma özelliklerine sahip, uç noktaları posta sunucularını koruyan bir koruma çözümü kullanılmalıdır.
 
İstenmeyen mesajları otomatik olarak filtreleyen Kaspersky Secure Mail Gateway gibi güvenilir bir güvenlik çözümüne başvurulmalıdır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Doğru dijital ebeveynlik için yedi öneri

Doğru dijital ebeveynlik için yedi öneri

Pandemi kaynaklı karantinalar hayatımıza girdikten sonra çocuklar hiç beklemedikleri bir şekilde arkadaşlarından ayrı kaldılar. Uzaktan eğitim tüm çocukların hayatını değiştirdi. Dizüstü bilgisayarlar günlük bir ihtiyaç haline geldi. Dersler, ödevler ve eğlence birkaç metrekare ile sınırlı olduğu için ekran başında geçirilen zaman küçük bir soruna dönüştü. Ebeveynler için bu hem bir nimet hem de bir kabustu.

 

Siber güvenlik şirketi ESET, anne babaların çevrimiçi ortamda çocuklarının güvende kalmasına nasıl yardımcı olabileceklerini inceledi. Ebeveynlere önerilerde bulundu.  

 

Birkaç yıl öncesine kadar tehlikeler  daha çok sokaktaydı. Artık güvende olmak sanal ortamları da kapsıyor. Çocukların ne okuduklarını, ne izlediklerini, kiminle konuştuklarını takip etmeliyiz.  Bununla birlikte, çocuklar, günümüz yetişkinlerinden  daha farklı bilgi ve  becerilerle büyüyorlar. Yetişkinlerin çocuklara yol gösterici olabilmeleri için çocukları daha iyi anlamaları, dijital okuryazarlıklarını geliştirmeleri  gerekiyor. 

 

Ebeveynlerin çocuklarının nasıl zaman geçirdiklerini, nasıl çalıştıklarını bilmesi; kullandıkları teknolojileri öğrenmesi iyi bir başlangıç olabilir. ESET uzmanları diğer önerileri şöyle sıraladı: 

 

Çocuğunuza, özellikle interneti ilk kullanmaya başladığında, göz kulak olun. Bundan hoşlanmayabilirler ama kendi güvenlikleri için onlara göz kulak olmanız gerekiyor. Biraz daha büyüdüklerinde, bazı sınırları gevşetmeyi veya yavaş yavaş onlara biraz daha özgürlük vermeyi düşünün. 
Çocuğunuzun kullandığı uygulamaları ve oyunları öğrenin. Bilgi edinmek için kullanabilecekleri web sitelerini gösterin. 
Çocuklarınızla oyun oynamaya zaman ayırın, böylece ne yaptıklarını görebilir ve birlikte bir aktivite yapmış olursunuz. 
Çocuklarınız için sanal dünyada da  bir tür “rol model” olun. 
Çocuklarınıza sadece sosyal medyayı kullanamayacaklarını söylemeyin; bu onları siteleri  gizlice kullanmaya itebilir. Bunun yerine, çocukların bunları neden ve nasıl kullandıklarını anlamaya çalışın ve riskleri onlara açıklayın. Kullandıkları sosyal medya platformlarında  hesaplar oluşturun. 
Çocuklarınıza  kızmayın: Bir şeyi anlamalarını istiyorsanız, onu açıklayın. Önemli olan , çocuklarınızla iyi bir ilişki kurmak ve iletişim hatlarını açık tutmaktır. Teknolojiyi sorumlu bir şekilde kullanmalarını ve çevrimiçi ortamda güvende olmalarını sağlamak, işbirliğine dayalı bir görevdir. İnternet erişimlerini ve alışkanlıklarını her yerde ve 7/24 kontrol edemeyebilirsiniz, bu nedenle onları doğru bilgilerle donatmak ve özgürce soru sorabilecekleri bir ortam oluşturmak daha iyidir. 
Onları dinleyin ve tavsiyelerde bulunun. Onların çevrimiçi olarak karşı karşıya kaldıkları en yaygın tehditlerin farkında olduklarından emin olun. Siber zorbalık, dolandırıcılık ve sanal dünyada gizlenen diğer tehlikeler hakkında bilgi verin.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

HUAWEI Watch FIT 2 Serisi HUAWEI Online Mağaza’da ön satışa sunuldu

HUAWEI Watch FIT 2 Serisi HUAWEI Online Mağaza’da ön satışa sunuldu

HUAWEI WATCH FIT 2, yeni nesil için akıllı saati yeniden tanımlıyor. HUAWEI Tüketici Elektroniği Grubu, ikonik WATCH FIT Serisi’nin en son üyesi olan yeni HUAWEI WATCH FIT 2’yi Türkiye’de ön satışa açtı.

 

İlk olarak 2020’de piyasaya sürülen seri, bir dizi animasyonlu fitness kursları, egzersiz modları ve bilimsel sağlık izleme özellikleri aracılığıyla kullanıcıları yeni egzersiz türlerini keşfetmeye teşvik ediyor. Hafiflik hissi ve şık tasarımıyla akıllı saatin yeni bir çağını başlatarak, kullanıcılara kullanışlı olduğu kadar şık da olan bir cihazla zindeliklerini artırmaları için fırsatlar sundu.

 

HUAWEI WATCH FIT 2 Serisi, kusursuz biçim ve olağanüstü işlevin mükemmel kombinasyonunu yepyeni bir düzeye taşıyor. Teknoloji ve modayı bir arada seven tüketiciler için özel tasarlanan bu saat, geliştirilmiş tasarımı ve sağlık deneyimi ile giriş seviyesi mükemmel bir akıllı saat.

 

1,74 inç yuvarlatılmış dikdörtgen ekranıyla, daha da etkileşimli, sezgisel bir deneyim için yeni satranç tahtası arayüz tasarımıyla orijinal HUAWEI WATCH FIT’in arayüz tasarımını devralıyor. Önceki modellerden farklı olarak HUAWEI WATCH FIT 2 bir hoparlörle birlikte geliyor ve kullanıcıların akıllı telefonlarını ellerine bile almadan Bluetooth üzerinden telefonla konuşmalarını kolaylaştırıyor.

 

Fitness animasyonu ve sesli antrenör, daha sürükleyici bir ses deneyimi için geliştirilirken, kalp atış hızından kandaki oksijene ve uykuya kadar her şeyi izleyen bir dizi sağlık işlevi, kullanıcıların tüm gün, her gün sağlıklarını zahmetsizce takip etmelerine yardımcı oluyor.

 

Her tarza uygun şık tasarım

HUAWEI WATCH FIT 2 ilhamını, her şeyden önce kişiselleştirmeyi önemseyen mevcut neslin gençlerinden alıyor. Bu nedenle cihaz çeşitli renk seçenekleri ve şık saat yüzleri sunarak, böylece kullanıcıların kendilerine uyacak şekilde kolayca kişiselleştirebilmelerini sağlıyor. Cihaz aynı zamanda tek sekmeli saat kadranını da destekleyerek kullanıcıların akıllı telefonlarından akıllı saatlerine basit bir dokunuşla görüntü aktarmalarına olanak tanıyor.

 

HUAWEI WATCH FIT 2’nin her sürümü benzersiz bir renk seçeneğiyle gelir. Kullanıcılar, tümü çeşitli renk ve tarzlarda yumuşak ve rahat silikondan, zarif deriden veya modaya uygun Milanese kayıştan oluşan kayışları seçebilirler. Bas-çıkar tasarım, kayışları sorunsuz bir şekilde çıkarmalarını sağlar, böylece kullanıcılar kayışlarını ruh hallerine veya kıyafetlerine göre kolayca değiştirebilirler.

 

Tasarım her zamankinden daha zarif, bilekte tüy kadar hafif ve rahattır. 1,74 inç ekran, zengin ve canlı renkler sağlayan 336 PPI ve 336 x 480 piksel çözünürlüğü ile önceki modellere göre yüzde 18,6 daha büyük; böylece bir bakışta her ayrıntıyı almak kolay. Ekran ayrıca HUAWEI’nin kullanıcıların zahmetsizce ve sezgisel olarak yakınlaştırma ve uzaklaştırma yapmalarını sağlayan yeni satranç tahtası tasarımına sahip.

 

Günlük akıllı yaşamı geliştirmek için bir akıllı saat

HUAWEI WATCH FIT 2 artık mikrofona ek olarak bir hoparlörle birlikte geliyor. Aramalar, Bluetooth aracılığıyla kullanıcıların akıllı telefonlarından akıllı saatlerine aktarılabilir, böylece nerede olurlarsa olsunlar hareket halindeyken sohbet edebilirler. Ayrıca sevdiklerinizi aramayı kolaylaştırmak için HUAWEI Sağlık Uygulamasına sık kullanılan kişileri de ekleyebilirler. Kullanıcılar bir aramayı cevaplayamazlarsa, arayan kişiye tek bir dokunuşla özelleştirilmiş bir mesaj gönderebilirler.

 

Çift bantlı, beş sistemli GNSS, hareket lokasyonunun doğruluğunu arttırdığı için koşucular için de harika bir haber. Spor Sahası modu, kilometreyi ve hızı daha hassas bir şekilde takip ederken, yeni Rota İçe Aktarma ve Dışa Aktarma işlevi, kullanıcıların HUAWEI Sağlık uygulaması aracılığıyla rotalarını akıllı saate aktarmalarına olanak tanır. Kullanıcılar ayrıca rotalarını arkadaşlarıyla paylaşabilir ve onları katılmaya davet ederek eğlenceli veya daha rekabetçi bir şekilde koşmalarına yardımcı olabilir.

 

Sağlıklı Yaşam Yönetiminde hayati önem taşıyan maddelerin tespiti için teknoloji

HUAWEI WATCH FIT 2, akıllı yaşamın yanı sıra, egzersiz yönetimini ve sağlık izlemeyi kolaylaştırmak için HUAWEI Sağlık uygulaması da dahil olmak üzere yeni özellikler de sunuyor.

 

HUAWEI Sağlık uygulaması, sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etmenin bir dizi başka yoluna da sahip. Kullanıcılar, günlük adımlar, su içme, egzersizler ve daha fazlasını içeren benzersiz bir sağlıklı yaşam planı oluşturmak için, onlara her gün hatırlattığı, kullanıcıların sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürme konusunda kendilerini iyi hissetmelerini sağlamak için olumlu geri bildirimler sunan Sağlıklı Yaşam Yönetimini kullanabilir. Kullanıcıların gün boyunca aktif kalmayı hatırlamalarına yardımcı olmak için sesli ve animasyonlu bir hareket hatırlatıcısı bile var.

 

Akıllı saat ayrıca, kullanıcıların nabzını ve kan oksijen doygunluğunu (SpO2) doğru bir şekilde ölçen HUAWEI’nin yükseltilmiş HUAWEI TruSeen 5.0 kalp atış hızı izleme teknolojisi ile bir dizi sağlık verilerini de izler. Akıllı saat, her gece uykusunun farklı aşamalarını analiz edebilir ve bir dizi farklı uyku problemini tanımlayabilir ve çözümler sunabilir.

 

Diğer sağlık özellikleri arasında, her zaman hazırlıklı kalabilmeleri için kullanıcının kalp atış hızını, cilt sıcaklığını ve solunum hızını değerlendiren ve adet dönemini doğru bir şekilde tahmin eden ve önceden hatırlatan adet döngüsü yönetimi yer alır. HUAWEI WATCH FIT 2 ayrıca stresi yönetmeye yardımcı olur ve kullanıcılara bunalmaya başladıklarında yavaşlamalarını ve nefes almalarını hatırlatır.

 

Gelişmiş sağlık yönetimi, kullanıcıların hem fiziksel hem de zihinsel sağlıklarının zirvesinde kalmasına yardımcı olurken, sezgisel arayüz, akıllı telefon benzeri özellikler ve ara bağlantı, onu bileğinizden hiç çıkarmamanız için temel akıllı kişisel asistan haline getirir.

 

Egzersizlerinizden en iyi şekilde yararlanmanız için yepyeni egzersiz modları

Şık tasarımı, geniş ekranı ve kolay özelleştirilebilirliği ile HUAWEI WATCH FIT 2, muazzam bir estetik çekiciliğe sahiptir. Ama aynı zamanda sunacağı çok daha fazla şey vardır: Geliştirilmiş egzersiz deneyimi, ister deneyimli bir maraton koşucusu olsun, ister spora yeni başlayan biri olsun, fitness ile ilgilenen herkes için idealdir.

 

Sabah 6’da koşu, havuzda yüzme veya işe bisikletle gidip gelme fark etmeksizin herkesin en sevdiği egzersiz yöntemleri vardır ve kullanıcılar, kondisyonlarını kendi ihtiyaçlarına ve hedeflerine göre uyarlamalarını sağlayan bir akıllı saat ister.

 

HUAWEI WATCH FIT 2, kullanıcıların her zaman, her yerde çalışmasına yardımcı olmak için özel olarak tasarlanmış akıllı özelliklerle donatılmıştır; koşu ve bisikletten ağırlık çalışmasına, dansa, top oyunlarına, kış sporlarına ve daha fazlasına kadar her şey için 97 egzersiz modu vardır. Ayrıca, 7 seçili mod için, ısınma ve soğuma dahil olmak üzere izlemesi kolay sesli talimatlar ve gösteriler sunan yerleşik bir animasyonlu fitness antrenörü de var.

 

Koşucular özellikle HUAWEI WATCH FIT 2’ye bayılacaklar. HUAWEI’nin bir kullanıcının boyunu, yaşını, kilosunu, kondisyonunu ve koşu deneyimini profesyonel düzeyde bir antrenman planı oluşturmak için analiz eden Koşu Yeteneği Endeksi’ne (RAI) sahiptir. Veriler daha sonra otomatik olarak analiz edilir ve kullanıcının ilerlemesine göre eğitim önerileri ayarlanır; böylece sürekli olarak gelişir ve hedeflerine doğru etkin bir şekilde çalışırlar.

 

HUAWEI FIT 2 Siyah ve Pembe Altın versiyonları 2.299 TL, beyaz deri kayışlı versiyon 2.699 TL ve gümüş metal kayışlı versiyon 2.999 TL fiyatla HUAWEI Online Mağaza üzerinden ön satışa sunuluyor. 17 Haziran itibariyle teslimatına başlanacak ürünlerde aynı zamanda sepette 300 TL indirim uygulanıyor. Tüketiciler ayrıca vade farksız 4 taksit imkanından da yararlanabiliyorlar.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Teknoloji tutkunlarına müjde: Monster Notebook Avrupa Yakası Deneyim Mağazası ve Teknik Servis Merkezi açıldı!

Teknoloji tutkunlarına müjde: Monster Notebook Avrupa Yakası Deneyim Mağazası ve Teknik Servis Merkezi açıldı!

Oyun dünyasının canavarı Monster Notebook’un yeni açılımları, teknoloji sektöründe rekabeti artıracak!

 

Kullanıcılarına yüksek performanslı oyun deneyimi sunan Monster Notebook’un, İstanbul Avrupa Yakası’ndaki yeni Deneyim Mağazası ve Teknik Servis Merkezi 9 Haziran 2022 itibarıyla kapılarını teknoloji ve oyun tutkunlarına açtı. Sektör paydaşlarının ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirilen açılış etkinliğinde Monster Notebook ekosistemindeki yenilikler paylaşıldı. 

 

Monster Notebook Avrupa Yakası Deneyim Mağazası ve Teknik Servis Merkezi, 9 Haziran’da İstanbul Küçükçekmece’de faaliyetlerine başladı. Teknoloji sektörü paydaşlarının ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirilen açılış etkinliğinde, Monster Notebook dizüstü bilgisayarlardaki ve PUSAT marka aksesuarlardaki son gelişmeler paylaşıldı.

 

“Kişiselleştirilmiş deneyim sunuyoruz”

Konuşmasında markanın kullanıcı deneyimi ekseninde yürüttüğü uygulamalara değinen Monster Notebook Kurucusu ve CEO’su İlhan Yılmaz, “Kullanıcılarıyla ömür boyu birliktelik hedefleyen ve gücünü kullanıcılarıyla birebir temasta olmaktan alan bir marka olarak, teknoloji tutkunları neredeyse orada olmaya gayret ediyoruz. İstanbul Kadıköy’deki, Ankara’daki ve İzmir’deki deneyim mağazalarımızla, dijital mağazamızla ve diğer dijital kanallar aracılığı ile Türkiye’nin dört bir yanındaki müşterilerimize hizmet veriyoruz. Avrupa’ya Avrupa’nın en büyük deneyim mağazası olarak faaliyet gösteren Berlin showroom’umuzla ve dijital kanallarımızla, Kıbrıs’a Lefkoşa’daki mağazamızla ve Orta Doğu coğrafyasına Dubai’deki ofisimiz aracılığıyla hizmet veriyoruz. Teknoloji meraklılarının mağazalarımıza gelerek ürünlerimizi yerinde, diledikleri oyunla veya programla birebir test etmelerini, deneyimlerini uzman ekiplerimizle konuşarak kendileri için en uygun konfigürasyonları belirleyebilmelerini çok önemsiyoruz. Bu nedenle kullanıcılarımıza kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyoruz. Ayrıca, Monster Notebook kullanıcılarına herhangi bir bakım veya onarım durumunda maksimum 3 iş günü ile sınırlandırdığımız bir sürede, üstün kalitede teknik servis hizmeti veriyoruz. Şu an teknik servislerimizde ortalama hizmet süresi 1,8 gün. Ayrıca, Monster Notebook sahipleri Ömür Boyu Bakım Garanti’miz kapsamında her sene 6 ayda bir bilgisayarlarını teknik servislerimize getirerek veya ücretsiz kargo ile göndererek, bilgisayarlarının bakımını yaptırıyor. 

 

Monster Notebook olarak kullanıcılarımızın ihtiyaç ve beklentilerini yakından takip ediyor, beklenti ve talepleri en iyi şekilde karşılamak için sürekli geliştirmelerde bulunuyoruz. Bir süredir Avrupa yakasındaki kullanıcılarımıza yönelik yeni bir Deneyim Mağazası ve Teknik Servis Merkezi için gerek sosyal medya platformları üzerinden gerekse birebir görüşmelerimizde talepler almaktaydık. İstanbul’daki kullanıcılarımızın yüzde 60’ının Avrupa Yakası’nda yaşadığı gerçeğini de göz önünde bulundurarak, teknoloji tutkunlarına sağladığımız ayrıcalıkları Avrupa Yakası’ndaki kullanıcılarımıza daha yakından sunabilmek için bu yeni merkezimizi devreye aldık. E5 Karayolu üzerinde Beşyol Metrobüs durağı yakınındaki lokasyonuyla kolayca ulaşılabilir olmasını planladığımız bu yeni merkezimizde, deneyim alanlarının ve teknik servisin yanı sıra senede 50 bin laptop üretme kapasitesiyle üretim merkezi de bulunuyor” dedi.

 

“Monster ekosistemi maksimum üretkenlik hedefleyen tüm kullanıcılar tarafından tercih ediliyor”

Monster Notebook’un pazardaki konumu ve gelecek dönem hedefleri hakkında bilgi veren Yılmaz, “Gerek kullanıcı deneyimini önceleyen uygulamalarımız sayesinde gerekse dünyayı oyun aracılığıyla daha iyi, daha yaşanılabilir bir yere dönüştürmek tutkusuyla hayata geçirdiğimiz projeler ve inisiyatifler sayesinde oyuncuların göz bebeği olduk. Şu an Türkiye’nin oyun bilgisayarı denilince akla gelen ilk markasıyız. Belki bundan daha da önemlisi, çeşitli pazar araştırmalarına göre ülkemizde sadece oyun bilgisayarı alanında değil, tüm bilgisayar markaları arasında kullanıcı memnuniyet skoru en yüksek markayız. Kullanıcılarımızın oyun deneyimini bütün yönleriyle ele alıyor, oyuna dair bütün alanları kapsayan yatırımlar yapıyoruz. 

 

Mutlulukla ifade edebilirim ki oyun bilgisayarı segmentinde elde ettiğimiz başarılar ve özellikle satış sonrası hizmetler alanındaki gücümüz sayesinde, tüm kullanıcıların güvenini kazandık. Bugün artık Monster ekosisteminin sunduğu pürüzsüz deneyim, yalnızca oyuncular tarafından değil maksimum üretkenlik hedefleyen tüm kullanıcılar tarafından tercih ediliyor. Bir kullanıcının ihtiyacı olan tüm donanım bileşenlerini sağlayan ürün portföyümüzü önümüzdeki süreçte daha da zenginleştirmeyi hedefliyoruz” dedi.

 

Monster Masters CS:GO turnuvasının finali 11 Haziran Cumartesi günü Avrupa Yakası Deneyim Mağazası’nda! 

Canavar’ın Avrupa Yakası’ndaki yeni evi, ödüllü oyun etkinliklerine de ev sahipliği yapacak. Bu etkinliklerden ilki Monster Masters CS:GO turnuvasının final etkinliği 11 Haziran Cumartesi günü saat 12.00’de sevilen oyun yayıncısı Mete Özbey “Easter GamersTV”nin katılımıyla gerçekleşecek. Etkinlikle ilgili detaylı bilgiye ulaşmak için Monster Notebook’un web sitesini veya sosyal medya kanallarını ziyaret edebilirsiniz. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Siber güvenlikte en zayıf halka insan

Siber güvenlikte en zayıf halka insan

Araştırmalar, 2021’de analiz edilen veri ihlallerinin yüzde 82’sinde bir “insan faktörü” olduğunu gösteriyor. Saldırıların birinci hedefinin çalışanlar olduğu, modern siber tehditlerin yadsınamaz bir gerçeği. Siber güvenlik şirketi ESET, siber güvenlik eğitimlerinin neden önemli olduğunun altını çizdi. Neler yapılması gerektiğini paylaştı. 

 

ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban işletmelerin en büyük siber güvenlik endişelerini içeren konuları kapsamlı bir şekilde incelediklerini,  bu konuları ele alan bir siber güvenlik eğitimini ücretsiz olarak sunduklarını paylaştı. 

 

Siber güvenlikle ilgili bir özdeyiş güvenlik zincirindeki en zayıf halkanın insanlar olduğunu söyler. Tehdit aktörlerinin çalışanları istismar etmeye yönelik rekabeti arttıkça bu sözün doğruluğu daha da artıyor. Ancak bu zayıf halkayı, aşılması zor bir ilk savunma hattına dönüştürmek de mümkün. Burada kilit nokta etkili bir güvenlik farkındalığı eğitim programı sunmaktır.

 

Eğitim neden önemli?

Ciddi bir güvenlik ihlali, nedeni ne olursa olsun, finansal ve itibari açıdan önemli zararlara yol açabilir. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, böyle bir ihlale maruz kalan işletmelerin yüzde 20’sinin sonuç olarak neredeyse iflas ettiğini gösteriyor. Bir diğer araştırma ise bir veri ihlalinin günümüzdeki ortalama maliyetinin 4,2 milyon ABD dolarının da üstünde çıkarak en yüksek seviyelere ulaştığını öne sürüyor.

 

Güvenlik farkındalığı eğitimi nedir?

Güvenlik farkındalığı eğitimi, doğru kararlar alabilmeleri için çalışanların elini güçlendirmeye yönelik bir dizi konu ve tekniğin ele alınmasını gerektiren biçimlendirilmiş bir süreçtir. Bu kapsamda söz konusu eğitim, bir güvenlik tasarımına sahip kurum kültürü oluşturmak isteyen kurumlar için temel bir yapıtaşı olarak görülebilir.

 

Güvenlik farkındalığı eğitimi neden gerekli?

Herhangi bir eğitim programında olduğu gibi güvenlik farkındalığı eğitimlerinde de bireylerin daha iyi birer çalışana dönüşmeleri için becerilerinin geliştirilmesi fikri güdülür. Çalışanların güvenlik farkındalıklarını geliştirmek, potansiyel güvenlik ihlali riskini de azaltacaktır. Kurumsal kullanıcılar, çalıştıkları herhangi bir kurumun tam merkezinde yer alırlar. Dolayısıyla onların bilgileri ele geçirilirse kurumların bilgileri de ele geçirilebilir. Benzer şekilde, bu kişilerin hassas veriler ile BT sistemlerine erişebiliyor olması, şirketi de olumsuz etkileyebilecek kazaların riskini arttırmaktadır. 

 

Çeşitli eğilimler, güvenlik farkındalığı eğitimine duyulan acil ihtiyacın önemini ortaya koymaktadır:

 

Parolalar: Değişmeyen kimlik bilgileri, bilgisayar sistemleri kadar uzun bir geçmişe sahip. Güvenlik uzmanlarının yıllardır uyarmasına rağmen kimlik bilgileri, kullanıcı kimlik doğrulaması için kullanılan en popüler yöntem olmaya devam ediyor. Nedeni basit; insanlar bu bilgileri nasıl kullanacağını içgüdüsel olarak biliyor. Bu ise, bu bilgilerin bilgisayar korsanları için büyük birer hedef haline gelmesi sorununu ortaya çıkarıyor. Bir çalışanın kişisel bilgilerini paylaşması için kandırılması ya da bu bilgilerin tahmin edilmesi tam ağ erişimi için genelde başka bir şeye gerek bırakmıyor. Yapılan bir tahmine göre Amerika’da çalışanların yarısından fazlası, parolalarını bir kağıda yazıyor. Zayıf parola uygulamaları, bilgisayar korsanları için açık birer kapıdır. Çalışanların hatırlaması gereken kimlik bilgilerinin sayısı arttıkça kötü kullanım ihtimalleri de artmaktadır.

 

Sosyal mühendislik: İnsanlar sosyal yaratıklardır. Sosyal olmamız da bizleri kolay ikna edilebilen kolay hedefler haline getirmektedir. Bize anlatılan hikayelere ve o hikayeleri bize anlatanlara inanmak isteriz. Sosyal mühendisliğin işe yarama sebebi işe şudur; tehdit aktörleri kurbanlarının isteklerini yerine getirmelerini sağlamak için zaman baskısı ve birini taklit etme gibi sahtekarlık tekniklerini kullanmaktadır. Bir oltalama e-postası, SMS ile kimlik avı olarak da bilinen oltalama kısa mesajları ya da sesli kimlik avı olarak da bilinen telefon aramaları, sahtekarlık tekniklerinin en bilinen örnekleri olsa da iş e-postalarının ele geçirilmesine (BEC) yönelik saldırılar ve diğer sahtekarlıklar da yaygındır.

 

Siber suç ekonomisi: Bu tehdit aktörleri günümüzde karmaşık ve sofistike ağlarda yer alan karanlık web sitelerini kullanmaktadır. Bu karanlık ağ sitelerinde ise, çok korunaklı barındırma hizmetlerinden fidye yazılımına kadar her türlü veri ve hizmetin alım satımını yapmaktadırlar. Bu ağın değeri trilyonlarla ifade edilmektedir. Siber suç sektörünün bu şekilde “meslekleşmesi” de doğal olarak tehdit aktörlerinin, yatırım getirisinin en yüksek olduğu yerlere odaklanmasına neden olmuştur. Çoğu durumda bu, hem kurumsal çalışan hem de tüketici olarak kullanıcıların hedef alınması anlamına gelmektedir.  

 

Hibrit çalışma: Evden çalışan kişilerin, oltalama bağlantılarına tıklama ve iş cihazlarını kişisel amaçlar için kullanma gibi riskli davranışlar sergileme ihtimallerinin daha yüksek olduğu düşünülmektedir. Bu açıdan hibrit çalışmanın yeni bir dönem olarak ortaya çıkması, saldırganların kurumsal kullanıcıları en zayıf oldukları anda hedeflemelerine yol açmıştır. Dahası evdeki bağlantılar ve bilgisayarlar da ofistekilere kıyasla daha az korumaya sahip olabilmektedir.

 

ESET’ten ücretsiz siber güvenlik eğitimi 

ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban işletmelere destek olabilmek için ücretsiz bir siber güvenlik eğitimi hazırladıklarını söyledi. Türkçe olarak hazırlanan eğitime  eset adresinden formu dolduran herkes kolaylıkla erişebiliyor. Eğitim kapsamında altı başlıkta, işletmeler için en büyük endişe konuları basit ama  kapsamlı bir şekilde ele alınıyor. 

Haber Kaynağı ulusal24.com

Veri İhlalleri Yüzde 14 Artış Gösterdi

Veri İhlalleri Yüzde 14 Artış Gösterdi

VERİ İHLALLERİNİ EN AZ ZARARLA ATLATMAK İÇİN 4 ADIM

 

2022’nin ilk çeyreğinde açıklanan veri ihlallerinin sayısı geçen yılın ilk çeyreğine kıyasla 14 artış gösterdi. Bu oranda bir artışın tüm internet kullanıcılarının tehdit altında olduğunun bir göstergesi olduğunu söyleyen Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, kullanıcıların verilerini kötüye kullanımdan korumaları için olası veri ihlalleri ardından uygulamaları gereken 4 adımı paylaşıyor.

 

Kimlik Hırsızlığı Kaynak Merkezi’nin (ITRC) son raporuna göre 2022’nin ilk çeyreğinde kamuya açıklanan veri ihlallerinin sayısı, 2021’in aynı dönemine göre 14 artış gösterdi. Yaşanan artış, siber saldırganların ilerleyen dönemlerde de bireylerin gizliliklerini ve maddi varlıklarını tehdit etmeye devam edeceğini gösteriyor. Tüm internet kullanıcılarının bir veri ihlali kurbanı olabilecekleri konusunda bilinçlenmesi gerektiğini söyleyen Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, teknolojik gelişmelerin faydalı getirilerinin yanında saldırıların kalitesini de geliştirmeye olanak sağladığını vurguluyor.

 

Tüm Kullanıcılar Doğrudan veya Dolaylı Olarak Veri İhlali Riskiyle Karşı Karşıya

 

Teknolojideki hızlı gelişmeler ve yenilikler küresel çapta milyonlarca kişinin çevrimiçi ortamda var olduğu bir dünya düzeni yarattı. Yeni düzende internet, kullanıcılara birçok rahatlık ve kolaylık sağlasa da özellikle kişisel veriler için ciddi risk oluşturuyor. Kimlik Hırsızlığı Kaynak Merkezi’nin (ITRC) son raporunda açıklanan 2022’nin ilk çeyreğinde gerçekleşen veri ihlallerinin bir önceki yıla kıyasla 14 artış gösterdiği bilgisi, gelişen teknolojilerin saldırganların da tekniklerini geliştirmesine olanak sağladığının bir kanıtı niteliği taşıyor. İnternete olan erişimin her geçen gün artmasının, siber suçların artışında büyük rol oynadığını belirten Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, kullanıcıların verilerini kötüye kullanımdan korumaları için olası veri ihlalleri ardından uygulanması gereken 4 adımı paylaşıyor.

 

1. Risk düzeyini tespit edin. Bir siber saldırıya uğradığını farkeden kullanıcıların öncelikle ne tür verilerin güvenliğinin ihlal edildiğini tespit etmeleri gerekiyor. Bu tespit işlemi, saldırının resmi olarak onaylanması sonrası gerçekleştirilebilir. Siber suçlular, son dönemlerde sıklıkla veri ihlali yaşayan kuruluşlar adına saldırılar gerçekleştiriyor. Bu tür saldırılarda adı geçen kuruluşun resmi web sitesine gidilerek durum detaylıca araştırılmalı.

 

2. Parolaları hızlıca sıfırlayın. Güvenliği ihlal edilen tüm hesapların ve bu hesap ile aynı oturum açma bilgilerini paylaşan diğer hesapların parolalarını hemen sıfırlayın. Siber saldırıya uğramayı beklemeden tüm hesaplarda çift faktörlü kimlik doğrulamayı etkinleştirmek ciddi önem taşıyor. eri ihlallerinin ardından yaşanabilecek siber saldırılara karşı şifre sıfırlamayla birlikte mutlaka 2FA özelliğini aktif hale getirin. Bugün kullanılan çoğu uygulamada var olan bir özellik ve büyük ölçüde zarar görmenizi engelleyen bir yöntem

 

3. Tehlikedeki bilgilerinizi kontrol edin. Siber saldırıya uğradıktan sonra risk altında olduğu tespit edilen bilgilerin türüne bağlı olarak tıbbi kayıtlar, finansal hesaplar, çevrimiçi platformlar kontrol edilmeli. Siber saldırganlar, kredi kartı bilgileri ya da sosyal güvenlik numarası gibi kritik verileri ele geçirirse kredi başvuruları ya da maddi dolandırıcılıklara maruz kalınabilir. Dolayısıyla tüm veriler yakından takip edilmeli. Çoğumuz artık dijital platformlar üzerinden para harcamayı alışkanlık haline getirdik ve kredi kartı bilgilerimizi sürekli girmek yerine uygulamalar içinde saklayabiliyoruz. İnternet ortamında kredi kartınız yerine sanal kredi kartı kullanmayı alışkanlık haline getirerek, limitinizi risk sınırınızın altında tutun.

 

4. Ödüllü güvenlik çözümlerinden yararlanın. Verilerin tehdit altında olup olmadığına bakılmaksızın kötü niyetli saldırılara, sahte web sitelerine ve dolandırıcılara karşı koruma ve önceden tehdit imkanı sağlayabilmek için Bitdefender Antivirüs gibi ödüllü bir güvenlik çözümünden yararlanın. Hassas ve güvenli olmayan web sitelerine giriş yaparken VPN kullanımına ve ortak alanlarda kullanılan Wi-Fi ağlarına zorunda kalmadıkça katılmamaya olabildiğince özen gösterin.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com