OPPO Find N, iF Tasarım Ödülleri’nde İki Ödülün Sahibi Oldu – Ulusal24.com

OPPO Find N, iF Tasarım Ödülleri’nde İki Ödülün Sahibi Oldu – Ulusal24.com

OPPO’nun ilk katlanabilir amiral gemisi modeli OPPO Find N, iF Tasarım Ödülleri’nde ürün tasarımı ve kullanıcı deneyimi alanlarında iki ödül kazandı.

 

 

Dünyanın önde gelen lider akıllı ürün markası OPPO’nun ilk katlanabilir amiral gemisi modeli OPPO Find N, iF Tasarım Ödülleri’nde ürün tasarımı ve kullanıcı deneyimi alanlarında iki ödül kazandı. Geçtiğimiz yıl aralık ayında piyasaya sürülen OPPO Find N’in genel tasarımı her iki ekranın deneyimini optimize eden benzersiz bir ekran oranıyla geliyor. 

 

İç ekran 8.4:9 en boy oranına sahip ve doğrudan yatay modda açılıyor. Böylece kullanıcılar cihazı tekrar döndürmek zorunda kalmadan video izleyebiliyor, oyun oynayabiliyor veya kitap okuyabiliyor. Katlandığında sahip olduğu 18:9 en boy oranı ise tek elle kullanımı kolay bir ekranla kullanıcılara eksiksiz ve alışılmış bir akıllı telefon deneyimi sunuyor.

 

Açıldığında, büyük boyutuyla yaşattığı deneyimden tam olarak yararlanmak için OPPO Find N, yan yana çoklu görevleri daha sezgisel hale getiren hareketli kısa yollara sahip. Uyumlu bir uygulama kullanırken, ekranı ikiye bölmek için cihazın ortasında iki parmağınızı aşağı kaydırabilir veya tam ekran penceresini, dört parmağınızla sıkıştırarak kayan bir pencereye dönüştürebilirsiniz.

 

Ek olarak, OPPO Find N’in Gelişmiş Esnek Menteşesi sayesinde iç ekrandaki kırışıklık görüntüsü minimuma iniyor ve cihazın 50-120 derecede durması sağlanıyor. Bu tasarım, katlandığında ekranlar arasındaki boşluğu da pratik olarak ortadan kaldırıyor, daha bütünleşmiş bir görünüm sunarken iç ekranı çizilmelere karşı daha iyi koruyor.

 

OPPO Find N, Çin’de piyasaya sürülmesinden bu yana büyük bir başarı elde etti ve ilk satış ayında bir milyon siparişi geçti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Depolama yenilemesi için 5 ipucu! – Ulusal24.com

Depolama yenilemesi için 5 ipucu! – Ulusal24.com

Telefonlarımızı ve dizüstü bilgisayarlarımızı düzenli olarak yenilemekten evdeki WiFi’mızı tekrar değerlendirmeye kadar, teknoloji yenilemeleri günlük hayatımızın önemli bir parçası oldu. Ne var ki piyasada mevcut olanın en yenisini ararken bunları genellikle içgüdüsel olarak, fazla düşünmeden yapıyoruz. Üstelik bir iş ortamında da durum çok farklı değil. Donanımın özellikleri ve türü, karar vermede genellikle ilk öncelikli husus. Ancak bir kuruluşun veri merkezindeki depolama sistemlerinin yenilenmesi gerektiğinde karar vericiler, çoğu zaman değişime dirençle karşılaşabiliyor. Oysa verinin artık yeni sermaye olmasıyla depolama donanımları, kuruluşların hızla değişen bir iş ortamında başarılı olmalarında kritik öneme sahip. Bir depolama sisteminin yenilemesinin başarısını etkileyebilecek birçok faktör bulunduğunu  söyleyen Dell Technologies Satış Öncesi Kıdemli Yöneticisi Emin Çalıklı, her CIO’yu yakından ilgilendiren depolama yenilemesi için beş kritik ipucu paylaştı.

 

 

1. Mevcut engelleri belirleyin 

Son dönemde yapılan bir Forrester araştırmasında, karar vericilerin 83’ü verileri ayrıştırma, analiz etme ve sonuçlara göre hareket etme konusunda; “Yüksek depolama maliyetleri, Optimize edilmemiş veri ambarı, eski BT altyapısı ve ihtiyaçlarını karşılamak için fazla sayıda manuel süreçler” gibi engeller olduğunu bildirdi. Dolayısıyla başlıca engellerinizi bilmek, mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlara en uygun depolama platformunu belirlemenize ve tasarlamanıza yardımcı olacaktır.

 

2. Mevcut depolama teknolojinizi en üst düzeye çıkarın

BT yöneticilerinin dikkate alması gereken bir diğer önemli konu da mevcut donanımlarının optimize edilip edilmediğidir. Kuruluşların, mevcut depolama sistemlerini yıl boyunca en yüksek performans için optimize edilmiş ve yapılandırılmış hâlde tutmalarına yardımcı olmak için sürekli analiz sağlayabilecek çözümlerden yararlanmaları gerekiyor. Sistemlerin en yüksek verimlilik sağlayacak şekilde kurulmaması sebebi ile boşta duran ve yeterince kullanılmayan bir depolama sistemi ile karşı karşıya kalıyoruz.

 

3. Doğru yöntem ve iş modelini belirleyin

Genel bulut ve şirket içi bulut bölgede geniş çapta kabul görürken bazı verilerin, oluşturulduğu ve tüketildiği yere yakın yerlerde tutulmasının daha iyi olabileceğini dikkate almak önemlidir. Bu hem uçta hem de veri merkezinde geçerlidir. Depolama yöntemini değerlendirirken güvenlik de önemli bir etkendir. Verilere erişime izin verilirken ne kadar denetim gereklidir ve ne kadar risk alınabilir? Mutlaka belirlenmelidir. Maliyet, uygun çözümü seçerken göz önünde bulundurulması gereken bir diğer husus olup bulut benzeri bir deneyim için hem geleneksel depolama ürünleri hem de veri depolama hizmetleri sunan bir teknoloji sağlayıcısı belirlemek yararlı olacaktır.

 

4. Verileriniz inovasyona uygunluğundan emin olun

Forrester araştırmasına göre Orta Doğu’daki veri karar vericilerinin 70’i, analiz etmek ve kullanmak için geçen süreye kıyasla verileri daha hızlı bir şekilde topluyor. Teknolojiyi yenilemek, veriye dayalı iş sonuçlarına ulaşmanın yalnızca ilk adımıdır. Yeni depolama çözümlerini devreye almak, iş yüklerinin ve verilerin ilk seferde doğru ve verimli şekilde kategorize anlamına gelir. Veri taşıma hizmetlerini kullanmak daha fazla denetim, güvenlik ve değer sağlar. Bu hizmetler, sorunsuz bir geçişi planlamak ve yürütmek için uzmanlardan yararlanılarak süreci basitleştirmenin ve hızlandırmanın en iyi  yoludur.

 

5. Güvenli geri dönüşüme öncelik verin 

BT karar vericilerinin 72’si, BT güvenliği ve risk gereksinimlerini karşıladıklarından emin olmak için dışarıdan yardım almaya ihtiyaç duyduklarını söylüyor. BT yöneticilerinin herhangi bir altyapıyı yenilemek ve tekrar düzenlemek veya emekliye ayırmayı istediklerinde, yaşam döngülerinin sonunda varlıkların güvenli ve tutarlı bir şekilde yönetilmesine yardımcı olabilecek bir teknoloji ortağı olması gerekiyor. Varlıkları verimli bir şekilde yönetmek oldukça önemli husustur. Öncelik her zaman yeniden kullanım olmalı, yeniden kullanım gibi bir seçenek olmadığında ise güvenli geri dönüşüm olmalıdır.

 Her adımda destek alın

Teknoloji yenilemesi için atılacak adımlarda hata payının en aza indirilmesi için profesyonel destek alınması gerektiğine de dikkat çeken Emin Çalıklı, “Herhangi bir teknoloji yenilemesinin amacı, güvenliği sürdürmek, müşterilere ve iş gücüne karşı oluşabilecek ve iş operasyonlarında meydana gelebilecek kesintileri en aza indirmek ve gelecekteki iş ihtiyaçlarını karşılamak üzere gelişmek ve dönüşmektir. Dell Technologies Services, bir kuruluşun depolama varlıklarının planlanmasından kullanım dışına alınmasına kadarki süreçte en iyi uygulamaları sunmak için yenilik yapmaya devam ediyor. Depolama ihtiyaçları geliştikçe ve arttıkça, mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlara en uygun olanı sağlamak için depolama platformlarını yenilemek bir zorunluluktur. Bu çok fazla planlama, test etme ve koordinasyon gerektiren önemli bir süreçtir. Aynı zamanda performansı artırmak, maliyetleri düşürmek ve platformun geleceğe hazır olmasını sağlamak için de büyük bir fırsattır” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Lenovo kullanıcıları gizli ve tehlikeli bir tehdit ile karşı karşıya olabilir – Ulusal24.com

Lenovo kullanıcıları gizli ve tehlikeli bir tehdit ile karşı karşıya olabilir – Ulusal24.com

ESET çeşitli Lenovo dizüstü bilgisayar modellerini etkileyen üç güvenlik açığı keşfetti

 

Siber güvenlikte dünya lideri ESET, Lenovo dizüstü bilgisayarlarda kullanıcıları UEFI kötü amaçlı yazılım yükleme riskine maruz bırakan güvenlik açıkları keşfetti. Bu güvenlik açıklarından yararlanan saldırganlar LoJax ve ESPecter gibi UEFI kötü amaçlı yazılımlarını dağıtıyor ve başarıyla yürütüyor. 

 

ESET Araştırma Birimi, tüm Lenovo dizüstü bilgisayar sahiplerine, etkilenen cihazlar listesini gözden geçirmelerini ve ürün yazılımlarını güncellemelerini şiddetle tavsiye ediyor.

 

ESET araştırmacıları, çeşitli Lenovo dizüstü bilgisayar modellerini etkileyen üç güvenlik açığı keşfetti ve bu açıkları analiz etti. Bu güvenlik açıklarından yararlanan saldırganlar, UEFI kötü amaçlı yazılımlarını LoJax gibi SPI flaş implantları veya en son keşfedilen ESPecter gibi ESP implantları biçiminde dağıtıyor ve başarılı bir şekilde yürütüyor. ESET, keşfedilen tüm güvenlik açıklarını Ekim 2021’de Lenovo’ya bildirdi. Etkilenen cihazların listesi, dünya çapında milyonlarca kullanıcısı olan yüzden fazla farklı dizüstü bilgisayar modelini içeriyor.

 

Güvenlik açıklarını keşfeden ESET araştırmacısı Martin Smolár, bu konuda şunları söyledi: “UEFI tehditleri son derece gizli ve tehlikeli olabilir. Bilgisayar ilk açıldığında, kontrolü işletim sistemine aktarmadan önce çalışırlar; bu durum, işletim sistemi devreye girmeden gerçekleştiği için sistemde yüklü olan neredeyse tüm güvenlik önlemlerini atlayabilecekleri anlamına gelir. “Güvenli” olarak adlandırılan bu UEFI arka kapıları hakkındaki keşfimiz, bazı durumlarda UEFI tehditlerinin dağıtımının çok kolay olabileceğini ve son yıllarda gerçek yaşamda daha çok UEFI tehdidinin keşfedilmesinin, saldırganların da bu kolaylığın farkında olmalarından kaynaklandığını gösteriyor.”

 

UEFI tehditleri son derece gizli ve tehlikeli olabilir

Bu güvenlik açıklarından ilk ikisi olan CVE-2021-3970 ve CVE-2021-3971, UEFI ürün yazılımında yerleşik olarak bulunan “güvenli” arka kapılardır. Bu yerleşik arka kapılar, işletim sistemi çalışırken ayrıcalıklı bir kullanıcı modu işleminden SPI flaş korumalarını (BIOS Kontrol Kaydı bitleri ve Koruma Aralığı kayıtları) veya UEFI Secure Boot özelliğini devre dışı bırakmak için etkinleştirilebilir.

 

Ayrıca, “güvenli” arka kapı ikili dosyalarını araştırırken üçüncü bir güvenlik açığını da keşfettik: SW SMI işleyici işlevi içinde SMM bellek bozulması (CVE-2021-3972). Bu güvenlik açığı, SMM ayrıcalıklarıyla kötü amaçlı kodun yürütülmesine ve potansiyel olarak bir SPI flaş implantının dağıtımına yol açabilecek şekilde SMRAM’den/SMRAM’e rastgele okuma/yazma olanağı sağlar.

 

UEFI önyükleme ve çalıştırma hizmetleri; protokoller kurma, mevcut protokolleri bulma, bellek ayırma, UEFI değişken manipülasyonu vb. gibi, sürücülerin ve uygulamaların işlerini yapmaları için gerekli olan temel işlevleri ve veri yapılarını sağlar. UEFI önyükleme sürücüleri ve uygulamaları, protokolleri kapsamlı bir şekilde kullanır.  UEFI değişkenleri, önyükleme yapılandırması da dahil olmak üzere çeşitli yapılandırma verilerini depolamak için UEFI modülleri tarafından kullanılan özel bir üretici yazılımı depolama mekanizmasıdır.

 

Öte yandan SMM, x86 işlemcilerin oldukça ayrıcalıklı bir yürütme modudur. Kodu, sistem firmware’i olarak yazılır ve genellikle gelişmiş güç yönetimi, OEM’e özel kod yürütülmesi ve güvenli firmware güncellemeleri dahil olmak üzere çeşitli görevler için kullanılır. 

 

Smolár bunu şöyle açıklıyor: “Son yıllarda keşfedilen tüm gerçek dünya UEFI tehditlerinin (LoJax, MosaicRegressor, MoonBounce, ESPecter, FinSpy), devreye alınabilmesi ve yürütülebilmesi için güvenlik mekanizmalarını bir şekilde baypas etmesi veya devre dışı bırakması gerekiyordu.”

 

ESET Araştırma Birimi, tüm Lenovo dizüstü bilgisayar sahiplerine, etkilenen cihazlar listesini gözden geçirmelerini ve ürün yazılımlarını, üretici talimatları uyarınca güncellemelerini önemle tavsiye ediyor. 

 

Eğer mevcut bir güncelleme yoksa veya UEFI SecureBootBackdoor’dan (CVE-2021-3970) etkilenen ve artık güncellenmeyen, eski cihazlar kullanıyorsanız UEFI Secure Boot durumunu istenmeyen değişikliklere karşı korumanın bir yolu, UEFI Secure Boot’u değişirse disk verilerini erişilemez hale getirebilen TPM’ye duyarlı tam disk şifreleme çözümü kullanabilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Cisco’dan Şirketlerin Sürdürülebilirlik Hedeflerini Destekleyecek BT Ödeme Çözümü: Cisco Green Pay – Ulusal24.com

Cisco’dan Şirketlerin Sürdürülebilirlik Hedeflerini Destekleyecek BT Ödeme Çözümü: Cisco Green Pay – Ulusal24.com

Cisco, müşterilerin çevreyle ilgili hedeflerine ulaşması için sürdürülebilir bir BT stratejisi oluşturmalarını kolaylaştıracak ödeme modeli Green Pay’i tanıttı. Yeni çözüm, beş yıl için öngörülebilir ödeme planlarıyla ve başlangıçta yüzde 5’lik ekipman teşviği ile müşterilerin sürdürülebilirliğe yönelik ihtiyaçlarını karşılarken, döngüsel ekonomiye girmelerini de sağlayacak. 

 

Cisco sürdürülebilir teknolojilerinin döngüsel kullanımını destekleyen, Cisco Green Pay adlı ödeme çözümünün piyasaya sunulduğunu duyurdu. Bu çözüm, müşterilerin döngüsel ekonomiye girmelerine olanak verecek ve sürdürülebilirlik hedeflerini karşılamalarına yardımcı olacak. Süre sonunda ürün Cisco tarafından ücretsiz olarak geri alınacak.

 

Cisco EMEAR Başkanı Wendy Mars yeni çözümle ilgili şunları söyledi: “Çevresel, sosyal ve kurumsal sorumluluk yalnızca işimizdeki uygulamalarda ve ürünlerimizde yerleşik olmakla kalmıyor bunlar aynı zamanda müşterilerimiz için bir öncelik niteliği taşıyor. Cisco’nun bu yeni ödeme çözümü, müşterilerimize daha az kaynak tüketen güvenilir BT çözümleri sunuyor ve en son inovasyonlardan yararlanmalarını sağlıyor.” 

 

Cisco Green Pay, Cisco donanımı için yüzde 5 teşvik, beş yıl için öngörülebilir ödemeler ve ücretsiz ürün iadeleri sunuyor. Ekipman iade edildiğinde müşteriye döngüsel ekonomiye girdiğini doğrulayan bir sertifika veriliyor. Diğer özellikler arasında ise şunlar bulunuyor:

 

Green Meraki®, Cisco IoT portföyü, akıllı binalar ve Hizmet Sağlayıcı (SP) altyapısı gibi Cisco’nun sürdürülebilir teknolojileri için geçerli.
Müşteriler Cisco yazılımları ve hizmetlerini de pakete dahil edebiliyorlar.
Süre sonunda müşteriler ekipmanı iade ediyorlar veya bir yıl daha uzatma seçeneğine sahip oluyorlar. 
Çözüm şu anda; Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İrlanda, İtalya, Hollanda, Norveç, Polonya, Portekiz, İspanya, İsveç, İsviçre, Türkiye, Birleşik Krallık dahil Avrupa ve Orta Doğu’daki belirli bazı ülkelerde sağlanıyor.  
Bu çözüm, Cisco’nun döngüsel ekonomiye geçişe yönelik diğer sürdürülebilirlik çalışmalarını (Environmental Sustainability Specialization and Takeback Incentive ortaklığı duyurusu ve Send IT Back uygulaması gibi) tamamlıyor.
Çözüm aynı şekilde, Cisco’nun 100 ürün iadesi taahhüdünü hızlandırıyor ve Cisco’nun 2040’a kadar net sıfır olma hedefini destekliyor. 

 

Ellen McArthur Foundation’a göre, döngüsel ekonomi tek başına, yenilenebilir enerjiye geçişle çözülemeyecek küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 45’ini önlemeye katkıda bulunabilir. Döngüsellik, Avrupa’nın yeni sürdürülebilir büyüme gündeminin temel yapı taşlarından biri ve EMEA ülkelerindeki BT departmanları için çevresel sürdürülebilirlik çok önemli hale geliyor. 2022 Mart ayında Canalys araştırmasına katılan 311 kanal ortağından, EMEA bölgesinde yer alan her 4 katılımcıdan 1’i çevresel sürdürülebilirliğin müşterilerin teklif taleplerinden üçte birinden fazlasında yer aldığını bildirdi. Bu noktada, Cisco Green Pay, müşterilerin teknolojilerin sürdürülebilirliğiyle ilgili artan endişelerini gidermelerine olanak sağlayacak. 

 

Cisco Capital EMEA Satış Lideri Guido Kessler ise bu çözümle ilgili şunları söyledi: “Cisco Green Pay, atığı en aza indiren döngüsel bir ödeme modeli sunarak müşterilerin sürdürülebilir bir BT stratejisi oluşturmalarını ve çevresel, sosyal ve yönetişim hedeflerine ulaşmalarını kolaylaştırıyor. Bu ödeme çözümüyle Cisco, müşterilerin daha fazla öngörülebilirlik ve sürdürülebilirlik ihtiyacını karşılayabilir.”  

 

Cisco sürdürülebilir, döngüsel ve kapsayıcı bir geleceği desteklemeye yönelik taahhüdü için çalışmaya devam ediyor. İşte Cisco’nun bu yönde attığı adımlar: 

2021’de Cisco, 2025’e kadar tüm küresel Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarında net sıfıra ulaşma ara hedefiyle 2040’a kadar (ürün kullanımı, operasyonları ve tedarik zinciri dahil) tüm Kapsam 1, Kapsam 2 ve Kapsam 3 emisyonlarında net sıfır hedefi koydu.

Ocak 2018’de Dünya Ekonomik Forumu’nda Cisco CEO’su Chuck Robbins ve diğer 8 teknoloji sektörü yöneticisi Capital Equipment Pledge’i imzaladılar. Bu anlaşmada Cisco istek üzerine yüzde 100 ürün iadesinin müşteriler için ücretsiz olacağını taahhüt etti. Cisco Green Pay, iade edilen ve yeniden üretilen ürün sayısını artırmaya yardımcı olmak için, satın alma yerine döngüsel BT’yi teşvik eden bir ticari modelle birlikte bu hedefi hızlandırmaya yardımcı oluyor.
2025 mali yılı itibariyle, yeni Cisco ürünleri ve ambalajlarının hepsinde Döngüsel Tasarım İlkeleri yer alacak.
Product Takeback and Reuse Programı, Cisco donanımı sahiplerinin kullanım süresi sona erdiğinde donanım ürünlerini ücretsiz olarak iade etmelerine olanak sağlıyor. İade edilenlerin yüzde 99,9’u yeniden kullanılıyor ve geri dönüştürülüyor; böylece ekipman bilinçli bir şekilde elden çıkarılmış oluyor.
2021 mali yılında Cisco, Send IT Back uygulamasını genişleterek araçlarını, kullanım ömrü sona erdiğinde ürün iadesini kolaylaştıracak şekilde geliştirdi. Uygulama şu anda dünya çapında diğer pazarlarda da erişimi genişletme planlarıyla birlikte, ABD, Birleşik Krallık ve AB’deki Android ve iOS kullanıcıları tarafından kullanılabilir durumda. 
Cisco’nun sertifikalı yenilenmiş ürün segmenti Cisco Refresh, şirketin hammadde bağlılığını azalttı ve geçtiğimiz yıl 2,5 milyon pound (yaklaşık 1.133.980 kg) üzerinde donanımın çöpe gitmesini önledi. Program, Cisco’nun sürdürülebilirlik hedeflerinin karşılanmasına yardımcı oluyor ve çeşitli katma değerli yaşam döngüsü çözümleriyle sürdürülebilirlik taahhütlerini göstermek için somut yollar arayışında olan müşteriler için yarar sağlıyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

2022 Yılı, realme için Güçlü Başladı! – Ulusal24.com

2022 Yılı, realme için Güçlü Başladı! – Ulusal24.com

Dünyanın en hızlı büyüyen akıllı telefon markası realme, belirlediği stratejilerle, küresel olarak GT Serisi satışlarını geçen yıla kıyasla 550 oranında artırdı.

 

GT 2 Serisi ve GT Neo Serisi, büyümenin önemli destekçileri!

 

MWC 2022’de dünya çapında lansmanı yapılan realme GT 2 Serisi, teknoloji hayranları ve medyadan büyük ilgi gördü. Cihaz, kullanıcılara birinci sınıf bir mobil deneyim sunmak için modern teknolojilere sahip olup, kullanıcılar tarafından heyecanla karşılanmaktadır. Başka bir deyişle, GT 2 Serisi, Qualcomm’un en yeni ve en hızlı işlemcisi, Snapdragon 8 Gen 1, dünyanın ilk 2K AMOLED düz ekranı ve dünyanın ilk biyopolimer arka kapak tasarımı ile realme’nin şimdiye kadarki en özel amiral gemisidir. Sadece teknoloji takipçileri tarafından değil, aynı zamanda Digital Trends, XDA, WIRED ve gibi teknoloji alanında öncü olan medya kuruluşları tarafından “MWC’nin En İyisi” ödülüyle onaylanmıştır. Bu büyüme aynı zamanda realme GT NEO Serisi, özellikle de yeni piyasaya sürülen realme GT NEO 3 ile güçlü bir şekilde destekleniyor. realme GT NEO 3, performansı artıran ve daha fazla güç tasarrufu sağlayan MediaTek Dimensity 8100 CPU ile donatılmış olup, aynı zamanda 150W UltraDart şarj teknolojisine sahiptir. Dünyanın en hızlı şarj kapasitesine sahip ve 120Hz pürüzsüz ekran ve şık ekran da en büyük tamamlayıcılarındandır.

 

realme GT 2 Serisi, Avrupa’da binlerce müşteriyi mağaza önünde sıraya dizdi 

 

realme, en hızlı büyüyen akıllı telefon markası olmakla beraber, gelecek hedefleri arasında teknolojiyi modern kültürlerle harmanlamayı en büyük amaçlarından birisi haline getirmiştir. Teknoloji ve yaşam standartları arasındaki dengeyi sağlamak ve daha da farklı bir boyuta taşımak amacıyla yürüttüğü çalışmalar GT 2 Serisi ile karşılık bulmaktadır. Serinin daha yakından tanınması için Almanya, Hollanda, Fransa, İspanya, İtalya, Polonya dahil olmak üzere, Avrupa’daki altı ülke ve 13 şehirde pop-up mağazalar açılmıştır. 16.000’den fazla takipçi, cihazları ilk satın alanlar arasında olmak için Avrupa genelinde mağazaların önünde sıraya girdi. Satın alım öncesi GT 2 Serisi’ni deneyimleme şansına sahip olan kullanıcılar, GT 2 ve GT 2 Pro’yu tüm detaylarıyla gözlemlemiştir. realme GT 2 Pro, tasarımı ve malzeme kalitesiyle üst düzey akıllı telefon pazarına yeni bir soluk getirip, realme’nin güçlü oyuncularından birisi haline gelmiştir.

 

Dünyanın ilk 150 °ultra geniş kamerasıyla her detay gözler önünde

 

realme GT 2 Pro, dünyanın ilk 150° ultra geniş kamerasıyla kullanıcılarına dar alanlarda bile fotoğraf çekmeyi çok kolay hale getirmektedir. Ayrıca, çevre için sürdürülebilirlik odaklı sırt tasarımı ile GT Serisi’nin modaya uygun görünümlü yüzü olan GT 2 Pro, 10.000 saatin üzerinde renk testinden titizlikle geçmiştir. Buna ek olarak realme, hem dayanıklılık hem de estetik açıdan çekicilik sağlayan biyopolimer adı verilen yenilenebilir kaynaklardan elde edilen bir malzeme keşfetti. Bu nedenle, GT 2 Serisi, cam veya metal malzemelere kıyasla üretimden kaynaklanan karbon emisyonlarını 35,5 azaltarak, tüm arka paneli için biyopolimer kullanan dünyanın ilk akıllı telefonudur. Telefonun ambalajında kullanılan plastik yüzdesi de 21,7’den 0,3’e düşürülerek cihazın karbon ayak izi düşürüldü.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Yapay zekâ müşteri hizmetlerini ele mi geçiriyor? – Ulusal24.com

Yapay zekâ müşteri hizmetlerini ele mi geçiriyor? – Ulusal24.com

CRM’in dijital yakalı uzmanı, müşteri taleplerine çözüm yaratıyor

 

Dijitalleşmenin ve yapay zekanın toplumsal yaşamımızda yaygınlaşmasıyla, insan ve teknoloji iş birliğini hedefleyen bir toplum modeli olan Toplum 5.0 uygulamalarını iş ve günlük hayatta daha fazla görüyoruz. Artık sonuna geldiğimiz pandemi ile yaşanan kapanma ve insanların her şeyi online olarak gerçekleştirme eğilimi tüm dünyayı hızla dijitalleştirerek Toplum 5.0 modeline birkaç adım daha yaklaştırdı. Tüketici davranışlarına yansıyan değişikliklerle birlikte hız, kalite ve hizmet standardı üst seviyelere taşınırken, maliyetlerin de düşük olmasına artık daha fazla dikkat ediliyor.

 

Müşterinin problemini “insan-gücü” tek başına çözmeye yetişemiyor

 

Satış, satın alma gibi süreçler ne kadar baş döndürücü bir hıza ulaşmış olsa da müşteri hizmetleri yönetimi alanında; müşterinin derdini tam olarak anlayabilmek ve problemi bütünüyle kavrayarak kalıcı çözüm yaratabilmek hala başlı başına sorun olmaya devam ediyor. Özellikle müşteri deneyimini yönetmek ve bu süreçte yaşanan problemlerin çözüme ulaşması yönünde ilgili aşamaların, doğru kurgulanmış sistemler ve senaryolarla yürütülmesi, ayrıca sürekli güncellenmesi gerekiyor. Bu noktada, insanın yapay zekayla birlikte yönettiği, süreç temelli müşteri hizmetleri sistemleri yüksek müşteri deneyimi skorları yaratıyor.

 

Finans, sigorta, e-ticaret, telekom, enerji, perakende, otomotiv, havayolları, lojistik, imalat, kamu yönetimi gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren 400’ü aşkın lider kurumda, 150 binden fazla çalışan tarafından kullanılan Next4biz CRM’in Ar-Ge ekibi, tam bu bakış açısıyla bir ilke imza atarak süreç temelli müşteri hizmetleri yönetimi modülüne yapay zekâ destekli özellikler ekledi.

 

Yapay zekâ ile müşteri hizmetlerine ne katıyor?

 

Next4biz CRM yazılımı, tüm iletişim kanallarından bütünleşik ve eş zamanlı olarak müşteri bildirimlerini topluyor ve bu bildirimlerin konularına göre kategorize edilerek süreçlerle uçtan uca çözümlenmesini sağlıyor. Ve işte tam da bu noktada yapay zekâ ve insan işbirliği karşımıza çıkıyor. Derin öğrenme teknolojisiyle geliştirilmiş Next4biz yapay zeka modülü, kullanıcıların davranışlarını izleyerek müşteri bildirimlerinin konularını ve kategorilerini adım adım kendisi belirlemeye başlıyor. Kullanıcı deneyiminden aldığı verilerle kendini sürekli eğiten yapay zeka, kategorizasyon için insan desteği ihtiyacını zaman içinde tamamen ortadan kaldırıyor. Next4biz’in yapay zekâsı kategori önermeleriyle kalmayarak; iş kurallarıyla inisiyatif alıyor, hatta belli konulardaki bildirimleri kendi çözerek kapatıyor. Çözemediği bildirimleri ise iş akışları başlatarak ilgili birimlere yönlendiriyor ve takip ediyor.

 

CRM’in dijital yakalı uzmanı müşteri bildirimlerini anlayarak çözüyor

 

Next4biz CRM, müşteri hizmetlerinin gizli kahramanı olarak problemlerin çözüm sürecini kısaltıyor, insani hataların önüne geçiyor ve bildirimleri adım adım izleyerek sonuca ulaşmasını sağlıyor. CRM’in dijital yakalı uzmanı Next4biz yapay zekâsı, kullanıcıları ve müşterileri e-posta ve SMS ile bilgilendirerek bildirimlerde gecikme olması halinde bildirimin çözüm sorumluluğunu bir üst yöneticiye eskale ediyor. Böylece hiçbir müşteri sorunu çözümsüz kalmadığı gibi dakikada on binlerce bildirim çözümlenmiş oluyor.

 

Next4biz Yönetim Kurulu Üyesi Gürkan Platin, müşteri hizmetleri modülüne entegre ettikleri yapay zekâ ile ilgili şunları söyledi, “Next4biz’in CRM’in dijital yakalı uzmanı olarak adlandırdığımız yapay zekâ modülünü uygulamaya aldığımız kurumlarda, doğru kategori belirleme oranı ilk 6 aylık öğrenme dönemi sonrasında yüzde 90’ın üzerine çıkıyor. Yapay zekânın otomatik çözümleme oranı ise tüm bildirimlerin yaklaşık yüzde 30’una kadar ulaşıyor. Özetle, hayatın her yerine entegre olan yapay zekâ, müşteri hizmetlerinde de kendini göstermeye başladı. Yapay zeka, sanattan ekonomiye, pazarlamadan eğitime kadar her alanda insanın işini kolaylaştıran ve verimliliği yükselten bir yazılım teknolojisi. Next4biz olarak yapay zeka uygulamalarını platformumuzdaki konumunu sürekli güçlendirerek CRM ve BPM alanlarında önemli çalışmalara imza atmaya devam edeceğiz.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

CMC Türkiye’den çocuklara teknoloji desteği! – Ulusal24.com

CMC Türkiye’den çocuklara teknoloji desteği! – Ulusal24.com

Türkiye’nin en büyük dış kaynak sağlayıcı (BPO) şirketlerinden CMC Türkiye, çocuklara erken yaşta dijital bilgi ve beceriler kazandırmak ve eğitimde fırsat eşitliğine katkı sağlamak amacıyla bir destek kampanyasına imza attı. Kampanya kapsamında CMC Türkiye’nin hizmet verdiği lokasyonlardan Şanlıurfa ve Van’da iki ilköğretim okuluna sıfırdan bilgisayar laboratuvarı kurularak teknoloji sınıfları oluşturuldu.

 

Avrupa’nın en hızlı büyüyen BPO, Teknoloji ve Danışmanlık şirketler grubu M+ Group’un en büyük üyesi olarak hizmet veren CMC Türkiye, eğitime yatırım yapmaya devam ediyor. 7 ilde yaklaşık 6500 koltuk kapasitesi ile hizmet veren CMC Türkiye, faaliyet gösterdiği Şanlıurfa ve Van’da hiç bilgisayarı olmayan iki ilköğretim okulunda bilişim sınıfları kurulmasına destek oldu.

 

Şanlıurfa Şehit Recep Erdoğan Ortaokulu ve Van Yatıksırt İlköğretim Okulu’nda kurulan bilgisayar sınıflarına hem bilgisayar hem donanımsal ekipman desteği hem de mobilya desteği sağlayan şirket, hiç bilgisayarı olmayan iki okula da sıfırdan bilgisayar laboratuvarı kurdu. 

 

Çocukların erken yaşta dijital beceriler kazanmasına destek oluyor

Erken yaşlarda edinilen bilgisayar bilgi ve becerilerinin mesleki ve kişisel başarıyı olumlu yönde etkilediğini söyleyen CMC Türkiye Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hakan Saran şunları söyledi: “CMC Türkiye olarak, geleceğimizi büyük umutlarla teslim edeceğimiz çocuklarımızın, içinde bulunduğumuz dijital dünyada bilgiye erişimlerinin ancak teknolojiyle mümkün olduğunun bilincindeyiz. Ayrıca çocuklarımızın eşit imkânlarla ve eşit koşullarda eğitim görmelerini her zaman önemsiyoruz. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı yetiştiren değerli öğretmenlerimizin de işini kolaylaştırarak, bilgiyi aktarma çabalarına katkı sağlamayı hedefliyoruz. Bu nedenle iki okulumuzda bilgisayar sınıfları kurulmasına destek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Eğitime destek olmaya önümüzdeki dönemde de kesintisiz olarak devam edeceğiz”.

 

Sosyal sorumluluk projeleriyle hayatlara dokunuyor 

Bünyesindeki 100 kişilik Ar-Ge ekibi ve teknolojiye yaptığı yatırımlar ile bir teknoloji şirketi olarak da hizmet veren CMC Türkiye, Türkiye’de 7 lokasyonda 6500 kişiye istihdam sağlıyor. Malatya, Van ve Şanlıurfa illerinde en büyük işveren konumunda bulunan CMC Türkiye hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle de birçok hayata dokunuyor. Sosyal sorumluluk çabalarının odağına doğa, STK’lara kaynak yaratma ve eğitim bulunan CMC Türkiye, faaliyet gösterdiği bölgelerde çalışanlarının önerileriyle belirlediği okullara destek olarak, öğrencilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılıyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Samsung’un en yenilikçi TV aksesuarları ile tarzınızı evinize yansıtmak çok kolay! – Ulusal24.com

Samsung’un en yenilikçi TV aksesuarları ile tarzınızı evinize yansıtmak çok kolay! – Ulusal24.com

Günümüzde en küçük ürünler dahi kullanıcıların yaşam tarzındaki en büyük değişikliklerin önünü açabiliyor. Peki, siz de yalnızca bir aksesuar ile televizyonunuzun özelliklerini artırabileceğinizi, TV deneyiminizde önemli değişiklikler yapabileceğinizi biliyor muydunuz? Teknoloji devi Samsung, kullanıcıların hayatını kolaylaştıracak ve ekran deneyimini artıracak, kullanımı kolay ve pratik, en iyi aksesuarlarını derlediği bir liste oluşturarak, kullanıcılara tarzlarını yansıtmanın ve büyük değişimler yaratmanın bir yolunu sunuyor.

 

Kendiliğinden dönebilen duvar aparatı ve stant sayesinde TV’niz ister yatay ister dikey olsun

Samsung’un Neo QLED veya The Frame TV modellerinde yer alan mobil uygulamalardaki dikey videoları görmüş olabilirsiniz. İşte bu videoları dilediğiniz zaman dikey olarak izlemek mümkün. Samsung’un kendiliğinden dönebilen duvar aparatı ve standı sayesinde tüm videoları orijinal haliyle izlemek çok basit. Bu aparat sayesinde ekranı yatay moddan dikey moda otomatik olarak döndürmek için uzaktan kumandada yer alan döndürme tuşuna basmak yeterli oluyor. Bu sayede kullanıcılar, farklı içerikleri daha rahat izlemenin yanı sıra, dikey modda yansıtma ve yayınlama özelliklerinden de faydalanabiliyor.

 

 ‘Full Motion’ ince duvar aparatıyla ekranınıza dilediğiniz gibi eğim verin

Televizyonların duvara yalnızca tek bir aparatla sabitlenebildiği günler çoktan geride kaldı. Artık en sevilen program, dizi gibi içerikleri herhangi bir pozisyon veya açıdan görüntülemek için ekranı esnek bir şekilde yukarı, aşağı, sola veya sağa eğmek yeterli oluyor. Samsung’un ‘Full Motion’ ince duvar aparatı tüm bu görevleri yerine getirmeyi sağlarken, duvarla ekran arasında yakın temas sağlayarak, çok daha rahat ve sürükleyici bir izleme deneyimi sunuyor.

 

 ‘One Connect’ kutu ile dağınıklığa neden olan TV kablolarını toplayın 

Evde veya işyerinde dağınıklık oluşturan TV kablolarını derleyip toplamayı başardığımızda zaten TV odasının iç dekorasyonunun önemli bir kısmı hallolmuş oluyor. Samsung’un, ‘One Connect’ ve ‘Slim One Connect’ kablo kutusu sayesinde herhangi bir oturma odasını sade, şık ve derli toplu bir hale getirmek çok basit. Bu aksesuar sayesinde dikkat dağıtıcı kablo dağınıklığı hem hızla düzenlenebiliyor ve ortadan kalkıyor hem de evde işlevsel ve güzel görünen bir alan oluşturulabiliyor.

 

 Kişiselleştirilebilir çerçevelerle TV’nizi sanat eserine dönüştürün 

Samsung’un kişiselleştirilebilir TV çerçeve aksesuarı, sanat eserlerini doğrudan duvarda sergilemeye imkan sunuyor. Kullanıcılar, sade, şık ve modern bir görünüm için Beyaz, Tik Ağacı ve Kahverengi renk seçenekleriyle sunulan ‘Modern Düz Çerçeve’yi tercih edilebiliyor. Slim Fit Duvar Aparatı ile birlikte kullanılan bu aksesuar, evin tüm odalarına sorunsuz uyum sağlayarak, TV ile duvar arasındaki boşluğu en aza indiriyor.

 

Samsung, televizyonunu duvara monte ederek kullanmak istemeyen kullanıcılara da ‘Zemin Standı’ ile tarzlarını ifade etmenin yeni bir alternatifini sunuyor. Küçük alanlarda bile kurulumu kolay olan Zemin Standı, evlere sanatsal zarafet getiren mükemmel bir aksesuar olarak öne çıkıyor.

 

‘The Sero Tekerlekler’ ile seyyar eğlence her yerde 

Samsung’un eşi benzeri olmayan ve dönebilir özelliğe sahip The Sero ürünü, tekerlek aparatı ile artık daha da esnek. Hem içeriklerin yönünü hem de TV’nin konumunu değiştirmek isteyen kullanıcılar için ‘The Sero Tekerlekler’, en doğru seçim olabilir. Bu aksesuar sayesinde kullanıcılar, TV’lerini bir odadan diğerine özgürce taşıyabiliyor, The Sero’yu her zaman ve her yerde iç mekanla uyumlu bir şekilde kullanabiliyor.

 

 Taşınabilir ekran ve eğlence cihazı ‘The Freestyle’ ile kişisel tarzınızı yansıtın 

Taşınabilir bir ekran, bluetooth hoparlör ve ortam ışığı… Samsung’un sadece 830 gram ağırlığındaki eğlenceyi her yere taşıyan cihazı The Freestyle, bu görevlerin tamamını etkili bir biçimde başarıyor. The Freestyle’ın zarif beyaz tasarımına Blossom Pink, Forest Green ve Coyote Beige renk seçeneklerine sahip renkli kauçuk kaplama aparatıyla renk katmak da mümkün. Kullanıcılar, The Freestyle’ı kamp ortamında ya da bir çatı partisine giderken kullanmak istediğinde, cihazı şık ve kompakt bir çanta içinde rahatlıkla taşıyabiliyor.

 

 The Serif sayesinde mekanı yeniden keşfedin 

Samsung’un yenilikçi ev aksesuarı The Serif, “I” harfini andıran pratik tasarımıyla herhangi bir odanın vazgeçilmez aksesuarı olabilir. The Serif’in çerçevesinin üst kısmında bulunan düz yüzeyi raf olarak kullanarak herkes The Serif’i kendi zevk ve tercihlerine göre dekore edebiliyor. Evinin dekorasyonuna farklılık katmak ve tarzlarını yansıtmak isteyen kullanıcılar, el yapımı veya özel üretim ürünleri bu rafın üzerinde sergileyebiliyor. The Serif ile kullanıcılar, hem odalarının görünümünü dilediği gibi iyileştirebiliyor hem de misafirlerinin dikkatini tarzlarıyla çekebiliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Penti, Dijital Çağın En Önemli Adımlarından Birine İmza Atıyor – Ulusal24.com

Penti, Dijital Çağın En Önemli Adımlarından Birine İmza Atıyor – Ulusal24.com

Penti, kadınları alışveriş deneyimlerinde özgürleştirmek ve 

hayatlarını kolaylaştırmak için dünyanın en önemli OmniChannel platformu Manhattan Associates ile iş birliği yaptı.  

 

Uluslararası marka olma yolunda bir ilke imza atan Penti bu birliktelikle, Manhattan Associates’in Avrupa bölgesindeki ilk partneri oldu.

 

Müşteri odaklı, bütünleşik, her temas noktasında tekil bir alışveriş ve marka deneyimi sunmak üzere yatırımlarını hız kesmeden sürdüren Penti, Microsoft ve SAP gibi dünya devleri ile yaptığı iş birliklerinin ardından, şimdi de dönüşüm süreçlerine ivme kazandırmak için dünyanın en önemli OmniChannel platformu Manhattan Active® Omni ile iş birliğini duyurdu.

 

Müşterilerine tüm temas noktalarında kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmak için yola çıkan Penti, bu iş birliğiyle alışverişte “Ne? Nerede? Nasıl? Ne Zaman?” sorularını ortadan kaldırıyor. Verdiği esnek hizmetle, kadınların alışveriş kararlarında özgür hissetmelerini sağlayan çözümler sunuyor. 

 

Tedarik zincirinden başlayarak, stok ve ürün yönetimi, e-ticaret, mağaza ve çağrı merkezi başta olmak üzere tüm temas noktalarında müşterilerine mükemmel ve kişiselleştirilmiş bir alışveriş deneyimi sunan Penti, bu iş birliğiyle perakende sektöründe de Türkiye’ye bir ilki yaşatıyor.

 

Kişiselleştirilmiş deneyim tasarımının ve her bir müşterinin ihtiyacını doğru zamanda, en doğru kanalda en uygun teklifle karşılamanın önemine değinen Penti CEO’su Mert Karaibrahimoğlu: “Müşterilerimizin tüm gereksinimlerini karşılamaya devam ederken, Manhattan Active Omni bize gelecekteki zorluklara hızla uyum sağlama esnekliğini, bunlara yanıt verme gücünü ve güvenini aşılamaya devam edecek. Müşterilerimiz hangi kanalda veya coğrafyada olursa olsun tutarlı ve sorunsuz bir deneyim yaşayabilecekler.” diyerek Penti’nin gelecek vizyonunun altını çiziyor. 

 

Manhattan Associates Kıdemli Direktörü Martin Lockwood ise; “Penti’nin uluslararası büyüme ve hizmet verdiği tüm kanallarda bütünleşik bir alışveriş deneyimi sağlama üzerine büyük hedefleri var. Manhattan Active Omni’nin gücüyle, Penti’nin hedeflerini gerçekleştirmesine yardımcı olmayı heyecanla bekliyoruz. Bu iş birliğini daha da ileriye taşımayı umuyoruz.” diyerek heyecanını paylaşıyor.

Türkiye’nin iç giyim devi ve en çok bilinirliğe sahip kadın markalarından Penti, aralarında Romanya, Kazakistan, Sırbistan, Kuzey Kıbrıs, AB ülkeleri, Balkanlar, Bağımsız Devletler Topluluğu, Orta Doğu ve Kuzey Amerika’nın da yer aldığı yaklaşık 40 ülkede 600’ün üzerinde mağazasıyla ve e-ticaret operasyonları ile faaliyet gösteriyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Twitter’ın paylaşım düzenleme özelliğinden ilk görüntüler geldi – Teknoloji – Ulusal24.com

Twitter’ın paylaşım düzenleme özelliğinden ilk görüntüler geldi – Teknoloji – Ulusal24.com

Twitter’ın üzerinde çalışmaya başladığını duyurduğu Tweet düzenleme özelliğinden ilk görüntüler geldi.

Twitter’ın beta sürümünü kullanan bazı kullanıcılar özelliğin arayüze geldiğini gördü. Ancak bu sadece tasarım aşamasında yapılan bir geliştirme. Özelliğin halen beta sürümünde bile işlevsel olmadığı ortaya çıktı.

Bir düzenleme işlevi altında, kullanıcılar bir tweet’teki yazım hatalarını, daha önce almış oldukları yanıtları, retweetleri veya beğenileri kaybetmeden düzeltebilecekler. Şirketin tüketici ürünleri başkan yardımcısı Jay Sullivan, yaptığı açıklamada ise “uzun yıllardır en çok talep edilen Twitter özelliği” olduğunu söylerken, özelliği “güvenli bir şekilde” nasıl oluşturacakları üzerine araştırma yaptıklarının altını çizdi.

Sosyal medya şirketinin iletişim ekibi yapılan açıklamada, “Artık herkes soruyor. Evet, geçen yıldan beri bir düzenleme özelliği üzerinde çalışıyoruz” denirken, Elon Musk’a atıfta bulunularak, “Hayır, fikri bir anketten almadık” ifadeleri kullanılmıştı.

Twitter, “Neyin işe yaradığını, neyin yaramadığını ve neyin mümkün olduğunu öğrenmek için önümüzdeki aylarda @TwitterBlue Labs bünyesinde testlere başlıyoruz” demişti.

Haber Kaynağı www.ulusal24.com