Mobil Uygulamalarla Yenilikçi Pazarlama Stratejileri

Mobil Uygulamalarla Yenilikçi Pazarlama Stratejileri

Günümüzde, mobil uygulama oluşturma ve entegrasyonunun gücü giderek önem kazanıyor. Digital Exchange, markalara, işletmelere ve müşterilere küresel anlamda 360° hizmet sunarak mobil dünyada başarılı olmanın kapılarını aralıyor.

 

Günümüz dijital çağında, mobil cihazlar giderek hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Mobil cihazlar, tüketicilerin ihtiyaçlarını anında karşılamak ve hayatlarını kolaylaştırmak için büyük bir potansiyel sunuyor. Sadece haberleşme aracı olmanın ötesinde, akıllı telefonlar ve tabletler, alışverişten eğlenceye, bilgi edinmeden sosyal medya paylaşımlarına kadar birçok işlevi tek bir cihazda birleştirerek, işletmelerin de iş stratejilerini ve pazarlama yöntemlerini dönüştürmelerinde etkili oluyor. Günümüz tüketicileri, ürün ve hizmetlere dair bilgilere anında erişmek ve satın alma işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirmek istiyorlar. Mobil cihazların yaygın kullanımı, mobil uygulamaların tüketicilere daha hızlı ve kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmalarına imkân tanıyor. İşletmeler, mobil uygulamalar aracılığıyla müşteri sadakatini artırabiliyor, etkili pazarlama stratejileri uygulayabiliyor ve rekabet avantajı elde edebiliyorlar. Bu noktada, mobil uygulama oluşturma ve entegrasyonunun gücü devreye giriyor. Digital Exchange, dijital pazarlama ve teknoloji alanında öncü bir ajans olarak, markalara, işletmelere ve müşterilere küresel anlamda 360° hizmet sunarak mobil dünyada başarılı olmanın kapılarını aralıyor.

 

Markaların dijital dünyadaki varlıkları mobil uygulamalar ile güçleniyor

 

Mobil uygulamalar, işletmelerin müşterileriyle çok daha yakın bir ilişki kurmalarını ve kişiselleştirilmiş, özelleştirilmiş bir deneyim sunmalarını sağlıyor. Bu sayede, markaların müşteri memnuniyetini ve bağlılığını artırarak uzun vadeli, güçlü müşteri ilişkileri oluşturmalarına yardımcı oluyor. Özellikle müşterilerin ihtiyaçlarına uygun bir mobil deneyim sunan markalar, kullanıcı dostu arayüzleri ve hızlı işlem süreçleriyle müşterilerin kolaylıkla aradıkları ürünlere ve hizmetlere ulaşmasını sağlıyor. Müşteri sadakatini artırmada etkili bir rol üstlenen mobil uygulamalar, kullanıcıların kesintisiz bir şekilde işletmenin ürün ve hizmetlerine erişebilmelerini mümkün kılıyor. Müşterilerin ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran Digital Exchange, özelleştirilmiş, kullanıcı dostu, yüksek performanslı ve güvenli mobil uygulama çözümleriyle markaların mobil dünyadaki varlıklarını güçlendiriyor.

Neredeyse her sektörde kullanılabilen mobil uygulamalar, e-ticaret, perakende, finans, seyahat, sağlık, eğlence ve daha pek çok sektörde markaların müşterilerine daha iyi bir deneyim sunmalarını sağlıyor. İşletmelerin rakiplerinden bir adım öne geçmelerinde etkili olan mobil uygulamalar, müşterilere daha hızlı ve etkili bir hizmet sunulmasını sağlayarak tercih edilebilirliği artırıyor. Digital Exchange’in uzman ekibi, farklı sektörlerdeki markalara özel çözümler sunarak, müşterilerinin ihtiyaçlarına en uygun ve etkili mobil uygulamaların oluşturulmasını sağlıyor. Başarılı bir mobil uygulamanın anahtar özellikleri arasında, kullanıcı dostu arayüz, performans ve hız, güvenlik ve entegrasyon yer alıyor. Kullanıcı dostu arayüz, kullanıcıların istedikleri bilgilere veya ürünlere hızlıca erişmelerini sağlarken yüksek performans ve hız, hızlı yanıt süreleriyle kullanıcı memnuniyetini artırıyor. Müşteri verilerinin güvenliğini en üst düzeyde tutarak kullanıcıların kişisel bilgilerinin ve işlem geçmişlerinin koruma altına alınması ve uygulamanın mevcut sistemlerle entegre edilerek müşteri verilerinin senkronizasyonunu ve yönetimini kolaylaştırması, başarılı bir mobil uygulamanın anahtar noktaları olarak karşımıza çıkıyor.

 

Emrah Pamuk: “Markalar, kişiselleştirilmiş deneyimler sunarak müşteri sadakatini artırmanın yollarını arıyor”

 

İhracata yönelik hedef pazarlarda marka tanınırlığını artırmada, web ve mobil uyumlu uygulamalar ürünlerin profesyonel bir şekilde sergilenmesini sağlıyor. Digital Exchange’in Responsive tasarımları sayesinde, ziyaretçiler hangi cihazdan bağlanırsa bağlansın, içerikleri düzgün bir şekilde görüntüleyebiliyorlar. Ayrıca, ziyaretçileri kendi dillerinde karşılayarak, markalar hedef kitlelerinin 

önündeki bariyerleri kaldırabiliyorlar. Markaların ihracat yapmayı hedefledikleri ülkeler için SEO uyumlu uygulama içerikleri oluşturan Digital Exchange, aynı zamanda, kaliteli ve hızlı altyapı ile ziyaretçileri sıkmadan ve dikkatlerini kaybetmeden ürünler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlıyor. Digital Exchange’in uzman ekibinin geliştirdiği, iOS ve Android platformlarında çalışacak native veya web tabanlı mobil uygulamalar ile markalar müşterilerinin mobil deneyimi en üst düzeyde tutabiliyorlar.

Digital Exchange’in CEO’su Emrah Pamuk, “Mobil cihazların hayatımızdaki önemi ve etkisi gün geçtikçe artıyor. Mobil dünyanın hızla gelişmesi, işletmelerin de dijital stratejilerini ve pazarlama yöntemlerini değiştirmelerine olanak tanıyor. Markalar, müşterileriyle daha yakın bir ilişki kurarak ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunarak müşteri sadakatini artırmanın yollarını arıyor. Mobil uygulama oluşturma ve entegrasyonunda öncü bir rol oynayarak, markalar için mobil dünyada başarılı olmanın kapılarını aralıyoruz. Digital Exchange olarak, müşterilerimizin ihtiyaçlarına uygun, kullanıcı dostu, yüksek performanslı ve güvenli mobil uygulamalar ile onların dijital çağdaki varlıklarını güçlendiriyoruz. Uzman ekibimiz, farklı sektörlerdeki markalara özel çözümler sunarak, müşterilerimizin mobil dünyada bir adım öne çıkmasını sağlıyor. Mobil cihazların vazgeçilmez bir parçası olduğu bu dijital çağda, işletmelerin mobil uygulamalarla güçlenmesine yardımcı olmaktan gurur duyuyoruz.” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Elektronik sertifika sayısı 7,5 milyonu geçti

Elektronik sertifika sayısı 7,5 milyonu geçti

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından açıklanan 2023 yılı ilk çeyrek verilerine göre, e-imza sayısı 6,7 milyona, mobil imza sayısı ise 887 bine ulaştı. Toplamda 7,5 milyon elektronik sertifika oluşturuldu. 

BTK, 2023 yılının ilk çeyreğine ilişkin Pazar Verileri Raporu’nu yayımladı. Üretilen elektronik imza sayısı 6 milyon 672 bin 173’e yükseldi. Mobil imza sayısı ise 887 bin 43’e ulaştı. Toplamda 7 milyon 559 bin 216 elektronik sertifika oluşturuldu. 2022 yılının son çeyreğine oranla e-imza sertifika sayısında yüzde 4,1 artış, mobil imza sertifika sayısında ise yüzde 3,1 yükseliş gerçekleşti. Toplam üretilen sertifika sayısı ise bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 4 arttı. Islak imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahip e-imza, elektronik işlemlerde gönderilen bilginin yolda değişmediğini, gönderen kişiye ait olduğunu ve inkâr edilemeyeceğini garantiliyor. E-imza, ayrıca elektronik ortamda gerçekleşen işlemlerde kişilerin kimlik bilgilerinin doğruluğunu da gösteriyor.

E-imza çalışan verimliliğini artırıyor

 E-imzanın işletmelerde dokümanların imzalanma sürecini bilgisayar ve mobil ortama taşıyarak pek çok operasyonel süreci birkaç tıklama işlemi ile zamandan ve mekândan bağımsız hale getirmek için kullanılan temel öğelerden biri olduğuna dikkat çeken E-GÜVEN Genel Müdürü İlker Türkoğlu, “Günlük hayatımızda, e-imza bireylere ve işletmelere önemli avantajlar sağlıyor. Bireyler tarafında, e-devlet uygulamalarının giderek yaygınlaşması, e-imza kullanımını da artırıyor ve zamanın çok değerli olduğu günümüzde her türlü işlemin verimli, hızlı yapılabilmesini sağlıyor.  İş süreçlerini kısaltmak ve çalışanlarının verimliliğini hem ofis içinde hem ofis dışında maksimum seviyeye çıkarmak isteyen şirketler de e-imzayı bünyelerine dahil edip, iş süreçlerini hızlandırıyor. E-imza ve e-imzalı çözümler ile iş süreçlerini dijitalleştiren kurumlar kâğıt, kargolama ve arşivleme maliyetlerini de ortadan kaldırıyor. Kâğıtsız hayatı mümkün kılan, enerji, zaman ve para tasarrufu sağlayan e-imza ve çözümler, işletmelerin en değerli hazinesi olan verinin ve emeğin korunmasına yardımcı olurken, doğaya da büyük katkı sağlıyor” açıklamasında bulundu. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

 Siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektör 

 Siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektör 

HACKERLERİN HEDEF TAHTASINDAKİ 4 SEKTÖR

Pandemi sonrası dünyaya uyum sağlamaya çalışan sektörler, dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandırarak uzaktan çalışmaya olan bağlılıklarını artırdı. Bu süreçte bulut tabanlı hizmetlerden daha büyük ölçekte yararlanan şirketler, beraberinde gelen yeni zorluklar ve risklerle karşılaşmaya devam ediyor. Yeni komplikasyonlar göz önüne alındığında bazı sektörlerin daha fazla tehdit altında olduğunu ifade eden Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektörü sıralıyor.

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandıran şirketler, uzaktan çalışma modelini benimseyerek bulut tabanlı hizmetlerden daha fazla yararlanmaya başladı. Yaşanan hızlı değişim ve gelecekle ilgili süregelen belirsizlikler sonucu güvenlik zafiyeti yaşayan bazı sektörler, tehdit temelli, şirket içi ve dış etkenli saldırılara karşı kötü niyetli aktörlerin yeni hedeflemesine açık hale geliyor. Birçok şirket için, artan karşılıklı bağlantı ve küresel tedarik zincirlerine olan bağımlılık, henüz ele alınmamış ek güvenlik açıkları yaratıyor. Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, ‘’Dijital dönüşümün getirdiği yeni komplikasyonlar göz önüne alındığında bazı sektörler siber saldırılara daha açık hale geliyor.’’ açıklamasında bulunarak siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektörü sıralıyor.

1. Sağlık: Siber Tehditler için Öncelikli Hedef

Hastaneler, klinikler ve diğer sağlık hizmeti sağlayıcıları hasta verilerini, tıbbi kayıtları ve diğer kritik bilgileri yönetmek için genellikle birbirine bağlı sistemlere güveniyor. Sağlık sektörü hizmetleri kolaylaştırma çabası ve pandeminin yarattığı küresel etki nedeniyle dijital girişimlerde, tele-sağlık hizmetlerinde ve IoT cihazlarının kullanımında artışa yönelerek çarpıcı bir dijital dönüşüm yaşadı. Ancak yaşanan gelişmeler saldırı düzeyinin daha da artmasına neden olarak, kesinti süresini ya da veri kaybını göze alamayan kuruluşlardan para sızdırmak isteyen siber suçluların güvenlik açıklarından yararlanmak için sağlık sektörünün birincil hedef haline geldiği bir ortam yarattı. 2016’dan 2021’e kadar yıllık saldırılar iki katına çıktı ve PHI (özel sağlık bilgileri) riski 11 kat arttı. Hasta bakımı ve tıbbi hizmetlere erişim genişlerken, yeni dijital sistemlerin güvensiz bir şekilde entegre edilmesi de uyumsuzluk sorunları yaratarak yeni güvenlik açıklarına yol açabiliyor. 

2. Finans: Yüksek Riskliler ve Hassas Bilgiler

Bankalar, yatırım firmaları ve diğer finans kuruluşları, büyük ölçüde işledikleri veriler, hassas finansal varlıkların korunmasıyla ilgili riskler ve çok sayıda finansal işlemi kolaylaştırmaları nedeniyle, siber güvenlik olaylarından kaynaklanabilecek çok çeşitli riskler, tehditler ve regülasyonlarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Yüksek profilli bankaların dahil olduğu piyasa gelişmeleri, operasyonları durdurabilen ve finansal sistemlerde hasara yol açabilen fidye yazılımı saldırıları için daha riskli bir ortam yaratıyor. Ayrıca iş e-postalarının ele geçirilmesi (BEC) saldırılarına da çok fazla maruz kalan sektör, genellikle siber suçluların yöneticileri veya diğer yüksek rütbeli kişileri taklit ederek çalışanları para transferi yapmaları veya hassas bilgileri ifşa etmeleri için kandırmalarını içeriyor.

3. SaaS ve Yazılım: Dijital İnovasyon ve Siber Riskte Ön Cephe

Yazılım tedarik zinciri olarak dijital inovasyonun ön saflarında yer alan SaaS ve yazılım endüstrisi, siber suçluların ve devlet destekli saldırganların hedefinde yer alıyor. SaaS ve yazılım şirketlerinin risk altında olmasının bir diğer sebebi ise, bulut tabanlı hizmetler ve yapay zeka uygulamaları gibi genellikle yeni teknolojileri ilk benimseyen sektör olmasından kaynaklanıyor. İnovasyon dürtüsü ile hareket eden sektör, rekabet avantajı ve gelişmiş hizmetlere erişim sağlarken, henüz iyi anlaşılamamış yeni tehditlere ve güvenlik açıklarına da maruz kalabiliyor. Büyük oranda yeni katılımcı ve startupa sahip sektör, siber güvenlik çözümleri için yetkin personel açığı yaşarken, kaynak kısıtlamaları ve azalan bütçelerle karşılaşabiliyor. 

4. Üretim: Dijital Dönüşüm ve Ortaya Çıkan Riskler

Üretim sektörü şu anda büyük ölçüde dijital dönüşüm ve bulut tabanlı hizmet, ürün ve sistemlerin benimsenmesi yoluyla tedarik zinciri ve üretim süreçlerini modernize ediyor. Ancak, yeni dijital genişleme sürecinde olan üretim sektörü, sağlık hizmetlerinde görüldüğü gibi siber güvenlik ve risk yönetimine dikkat etmediği takdirde, bir şirketin güvenlik duruşunu azaltan ve onları siber saldırılara, güvenlik açıklarına ve kazara meydana gelen olaylara karşı daha duyarlı hale getiren yüksek miktarda risk de taşıyabiliyor.

Üretim, yalnızca finansal kazanç elde etmek isteyen kötü niyetli saldırganlar için bir hedef değil, aynı zamanda kritik altyapıyı bozmayı ve fikri mülkiyeti çalmayı amaçlayan ulus-devlet düşmanları tarafından da saldırıya uğrayabiliyor. 2021’den 2022’ye kadar üretim tesislerine yönelik saldırılar %100’ün üzerinde olarak kaydedilirken, fidye yazılımı saldırganları ise %92 oranında artış gösteriyor. Son zamanlarda birçok sektörde siber güvenliğin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar göz önüne alındığında üretime gösterilen ilgi daha sağlam siber güvenlik önlemleri gerektirebiliyor. Bu da sektörün siber güvenliğe çok daha fazla yatırım yapması gerektiği anlamına geliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

 Siber tehdit ve izleme istihbaratı olmadan siber koruma mümkün değil 

 Siber tehdit ve izleme istihbaratı olmadan siber koruma mümkün değil 

Siber tehdit istihbaratı ve izleme, modern bir siber saldırıya karşı kuruluşların hazırlıklı olma, eyleme geçirilebilir bilgi toplama ve durdurma aşamalarında kritik önem taşıyor. Birçok kuruluş, konu hakkında yeterli bilgi sahibi olmamakla birlikte, saldırıları önlemek için gereken personele ya da uzmanlığa bütçe ayırmadığı için saldırılara karşı savunmasız kalıyor. Siber koruma alanında küresel bir lider olan Acronis, kuruluşların siber tehdit istihbaratı ve izleme çözümleri hakkında bilmesi gerekenleri paylaşıyor.

Siber saldırılar artık sadece kişi ve kuruluşlar için değil, devletleri de kapsayan küresel bir tehdit haline geldi. Uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşmasıyla, korumasız ağların kullanılması ve çalışanların kendi cihazlarıyla şirket ağına bağlanması, siber tehdit istihbaratı ve izleme çözümlerine duyulan ihtiyacı her geçen gün daha fazla ortaya koyuyor. Stratejik zeka tabanlı siber tehdit istihbaratı ve izleme çözümleri, kötü amaçlı yazılım saldırılarına karşı kuruluşların güvenlik açıklarını daha iyi anlamalarına, saldırı halinde uygun önlemlerin alınmasına, şirketin ağını ve uç noktalarını gelecekteki saldırılara karşı korumalarına yardımcı oluyor. Aynı işlemlerin gerçekleştirilmesi için 8 bin 774 analistin bir yıl boyunca tam zamanlı çalışması gerekiyor. Doğru bir güvenlik duvarı oluşturmak amacıyla yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi ile çalışan siber tehdit istihbaratı ve izleme çözümleri en etkili yöntemler arasında. Siber koruma alanında küresel bir lider olan Acronis, siber tehdit istihbaratı ve izleme çözümleri hakkında bilinmesi gerekenleri paylaşıyor.

Siber Tehdit İstihbaratı Yaşam Döngüsü ve Süreci 

Sektör uzmanları, ham verileri istihbarata dönüştüren siber tehdit istihbaratı yaşam döngüsünün beş veya altı yinelemeli süreç adımı olduğunu belirtiyor. CIA ilk önce altı adımlı bir yaşam döngüsü süreci geliştirirken, diğer güvenlik uzmanları yaşam döngüsü sürecini aşağıdaki gibi birleştirerek 5 adıma indiriyor.

1. Planlama ve yön: CISO veya CSO, siber tehdit istihbarat programının amaçlarını ve hedeflerini belirliyor. Bu aşama, korunması gereken hassas bilgilerin ve iş süreçlerinin tanımlanmasını, verileri ve iş süreçlerini korumak için gereken güvenlik operasyonlarını ve neyin korunacağına öncelik verilmesini içeriyor.

2. Koleksiyon: Veriler, açık kaynak aktarımları, şirket içi tehdit istihbaratı, dikey topluluklar, ticari hizmetler ve karanlık web istihbaratı gibi birden çok kaynaktan toplanıyor.

3. İşleme: Toplanan veriler daha sonra daha fazla analiz için uygun bir formatta işleniyor.

4. Analiz: Veriler farklı kaynaklardan birleştirilerek, analistlerin kalıpları belirleyebilmesi ve bilinçli kararlar alabilmesi için eyleme geçirilebilir istihbarata dönüştürülüyor.

5. Yaygınlaştırma: Tehdit verileri analizi daha sonra uygun şekilde yayınlanıyor ve şirketin paydaşlarına veya müşterilerine dağıtılıyor.

Siber tehdit istihbarat ve yaşam döngüsü, dijital saldırılarla mücadele için tek seferlik bir süreç değil, her siber deneyimi alıp bir sonrakine uygulayan döngüsel bir süreç olarak kuruluşlara destek veriyor.

Siber Güvenlikte Tehdit Modelleme İle İlgili Yanılgılar Neler?

“Tehdit modelleme” terimi birçok kullanıcı için çeşitli yanlış anlamalara yol açabiliyor.   Bazıları bu yaklaşımın yalnızca bir uygulama tasarlanırken uygulanabileceğini ya da kod incelemesi ve sızma testi ile kolayca çözülebilen, isteğe bağlı bir görev olarak görüyor. Süreci aşırı karmaşık gereksiz bir faaliyet olarak gören kuruluşlar da bulunuyor. Acronis, genel kanı olarak yerleşen, doğru bilinen yanlışları aşağıdaki şekilde sıralıyor. 

1. Kod incelemesi ve sızma testi, tehdit modellemenin yerini tutmaz. Kod incelemesi ve sızma testi, herhangi bir uygulama geliştirme sürecinin temel bir parçası olarak koddaki hataları bulmada etkili oluyor. Ancak tehdit modellemesi ile başlatılan özel güvenlik değerlendirmeleri düzeltilmediği takdirde güvenlik ihlali yaratan karmaşık tasarım kusurlarını beraberinde getirebiliyor.

2. Tehdit modellemesi dağıtımdan sonra da yapılabilir. Tehdit modellemesini tasarım aşamasının başında başlatmak en iyi yöntem olarak görülüyor. Bu işlem, dağıtım sonrasında da ilgili yaklaşıma başvurulması gerektiği anlamına geliyor. Uygulama dağıtımdan sonra daha erişilebilir hale geldikçe yeni siber tehditler ortaya çıkabiliyor. Uygulamaya yönelik mevcut tüm tehditlerin değerlendirmesi olmadan, onu tüm olası risklere karşı güvence altına alınamıyor. Dağıtım sonrası aşamadaki zayıflıkların izlenerek uygulama için daha hızlı ve daha etkili iyileştirme sağlanabiliyor.

3. Tehdit modelleme, makul bir şekilde yaklaşılırsa karmaşık bir süreç değildir. Mevcut süreç, bir plan yapılmadan önce incelendiğinde zaman alıcı ve yorucu görünebiliyor. Ancak sistematik adımlar halinde sınıflandırıldığında uygulanabilir görevlere bölünebiliyor. Her görev bir öncekini takip ediyor. Bu nedenle “komut dosyasına” uyulduğu sürece tehdit modelleme fazla güçlük çekmeden tamamlanabiliyor.

Siber koruma, araştırma ve tehdit izleme özelliklerini tek bir çatı altında birleştiren Acronis, geliştirdiği Acronis Cyber Protect ürünü ile tüm verileri, uygulamaları ve sistemleri korumak için yedekleme ve siber güvenlik yeteneklerini tek bir çözümde birleştiriyor. Acronis, sektörde ilk kez geliştirdiği bu çözümle siber suçlara karşı mücadele ediyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Netflix şifre paylaşmayı resmen durdurdu – Teknoloji

Netflix şifre paylaşmayı resmen durdurdu – Teknoloji





Dijital film ve dizi izleme platformu Netflix, rakiplerinin artması ve yeni abone çekmek için dünya genelinde şifre paylaşmayı yasakladı. Öncelikle bazı ülkelerde test edilen bu uygulama artık Türkiye dahil olmak üzere tüm dünyada uygulanmaya başlandı.

Netflix’in şifre paylaşımını yasaklama hamlesi, beklenmedik bir şekilde büyük bir etki yarattı ve platforma çok sayıda yeni abone kazandırdı. Mart ayından bu yana, şirket 5.9 milyon yeni üye kazanırken, Haziran ayını 238 milyonun üzerinde abone sayısıyla tamamladı.


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Havacılık ve savunma sanayindeki uygulamalarımızla IDEF 23 fuarı nda dikkat çekeceğiz

Havacılık ve savunma sanayindeki uygulamalarımızla IDEF 23 fuarı nda dikkat çekeceğiz

Bu yıl IDEF’23 Fuarı’na kapsamlı hazırlandıklarını belirten Baycan Elektrik Genel Müdürü Engin Yılmaz, “IDEF’2023 Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nda uygulamalarımızı ve üretim proseslerimizi tanıtacağız. Türkiye’nin en büyük Savunma Sanayi ve Güvenlik Fuarı’nda yeni; özellikle yurtdışında faaliyet gösteren Havacılık ve Savunma Sanayi firmaları ile tanışmayı ve somut projeler geliştirmeyi planlıyoruz. Mevcutta TÜSAŞ, TEI, Aselsan ve Roketsan gibi Savunma Sanayi’nin önde gelen firmaları ile çalışıyoruz. İlerleyen dönemde Havacılık ve Savunma Sanayisinde yalnızca milli projelerde değil uluslararası paydaşlarla iş birliği yönünde ilerleyeceğiz. Hedefimiz kısa sürede Havacılık ve Savunma Sanayinin kablo donanım sektöründe tercih edilen tedarikçi partner firması olmak.” dedi.

IDEF’23 16’ncı Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, 25-28 Temmuz 2023 tarihlerinde İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını ziyaretçilerine açacak. T.C. Milli Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleştirilecek fuara katılacak olan Baycan Elektrik; çalışmalarını, uygulamalarını ve yeniliklerini ziyaretçileri ile paylaşacak.

56 YILDIR MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNDEN ÖDÜN VERMEDEN ÇALIŞIYORUZ

IDEF’23 Fuarı’nın Havacılık ve Savunma Sanayinin son teknolojileri ve projelerini dünya ile buluşturacak olan bir fuar. Baycan Elektrik olarak bu organizasyonun ve sektörün bir parçası olmanın gurur kaynağı olduğunu ifade eden Genel Müdür Engin Yılmaz, firmanın Erdoğan Kılıç tarafından 1967 yılında temellerinin atıldığını ve İstanbul’da 20 kişilik bir atölyede Arçelik’e sertifikalı bir tedarikçi olarak çalışmalarına başladığı bilgisini verdi. Yılmaz, “Kurulduğumuz günden bu zamana kadar Baycan Elektrik olarak müşteri memnuniyetinden ödün vermedik. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan 7.500 metrekarelik tesisimizde kablo donanımı, deneyimli AR-GE ve ÜR-GE ekibimizle tasarım desteği, prototip üretimi, elektrik, elektronik ve plastik parçaların montajı ve test süreçlerini kesintisiz bir şekilde gerçekleştiriyoruz.  Şirketimizin öncelikli değerleri arasında %100 müşteri memnuniyeti bulunuyor” dedi. 

IDEF’23 FUARI’NA HAZIRIZ, ONAYLI HAVACILIK VE SAVUNMA SANAYİ TEDARİKÇİSİ OLARAK SEKTÖRDE YERİMİZİ ALDIK

“Savunma Sanayii sektörünün bileşenlerinin buluşacağı fuarda Baycan Elektrik olarak çalışmalarımızı ziyaretçilerimize ve misafirlerimize daha yakından tanıtma ve anlatma imkânı bulacağız” diyen Yılmaz, “Türkiye’ye katma değer sağlayan ve yatırımlarımızla ülkemiz ekonomisine değer katan Baycan Elektrik olarak tüm çalışma arkadaşlarımızı ve ortaklarımızı standımıza bekliyoruz” ifadesini kullandı. Kuruluşundan bu yana Beyaz Eşya ve Otomotiv sektörleri için üretim yapan firmanın yönetim kurulu başkanı Hakan Kılıç’ın vizyonunda Havacılık ve Savunma Sanayi sektöründe yer alması için çalışmalarına yaklaşık 3 yıl önce başladıkları bilgisini veren Baycan Elektrik’in Genel Müdürü Yılmaz, “Bu süreçteki ilk yatırımlarımızdan biri şirketimizde gerekli tüm eğitimlerini tamamlamış olan bir Certified IPC Trainer (Sertifikalı IPC Eğitmeni) yetiştirmek oldu. Eğitmenimiz şimdiye kadar 50 personelimizin Certified IPC Specialist (Sertifikalı IPC Uzmanı) eğitimlerini verdi. Daha sonra AS 9100 ve IPC gereklilikleri kapsamında oluşturulmuş toplamda 500 metrekarelik Havacılık ve Savunma Sanayi tesisimizin yatırımları tamamlandı ve tesis güvenlik belgesi alındı. AS 9100 sertifikamız ile Millî Savunma Bakanlığı tarafından onaylı Havacılık ve Savunma Sanayi tedarikçisi olarak sektörde yerimizi aldık. Türkiye’de 50 yılın üstünde Beyaz Eşya ve Otomotiv sektörlerinde kablo donanımı tecrübesi ile Havacılık ve Savunma Sanayi atılımı gerçekleştiren ilk firma olduğumuzu söyleyebiliriz.’’ ifadelerini kullandı.

HAVACILIK VE SAVUNMA SANAYİNİN TERCİH EDİLEN PARTNERİ OLACAĞIZ

Hedeflerinin kısa sürede Havacılık ve Savunma Sanayi’nin kablo donanım sektöründe tercih edilen tedarikçi partner firması olmak olduğunu söyleyen Engin Yılmaz son olarak şöyle konuştu: ‘’Sektörün standartlarını, gerekliliklerini ve gelişmelerini yakından takip ediyoruz. Beyaz Eşya ve Otomotiv sektörleri için üretimlerimizde sağladığımız Yalın Üretim, Ergonomi ve Metod Zaman Ölçümü (MTM) uygulamalarımızdan edindiğimiz deneyimleri Havacılık ve Savunma Sanayideki projelerimiz ile bütünleştirdik. Dijitalleşme kapsamında Endüstri 4.0 modelini temel alan bir işletme olarak makine parkurumuzda bulunan tüm cihazların akıllı donanımlara sahip olması yönünde projelerimiz devam ediyor. Güçlü yönetim ve organizasyonel yapımız; kurumsal kimliğimiz Havacılık ve Savunma Sanayinin standartları ile birebir uyuşuyor. 

TÜSAŞ, TEI, ASELSAN VE ROKETSAN İLE ÇALIŞIYORUZ

Mevcutta TÜSAŞ, TEI, Aselsan ve Roketsan gibi Savunma Sanayinin önde gelen firmaları ile çalışıyoruz. Çalıştığımız projelerin birçoğu bu kuruluşlar ve Baycan Elektrik arasında ticari iş birlikleri ile sonuçlanıyor. Firmaların koaksiyel kablo, semi-rigid kablolar, askeri standartlara ait konnektör ve terminaller, elektrik ve elektronik teçhizatlar içeren tüm projelerine yanıt vermekteyiz. İlerleyen dönemde Havacılık ve Savunma Sanayide yalnızca milli projelerde değil uluslararası paydaşlarla da iş birliği yönünde ilerleyeceğiz.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Enerjisa Enerji, işlemlerini daha hızlı ve kolay hale getirebilmek için mobil uygulamasını yeniledi

Enerjisa Enerji, işlemlerini daha hızlı ve kolay hale getirebilmek için mobil uygulamasını yeniledi

İnsan ve teknolojiyi odağına alarak daha akıllı ve yeşil bir dünyaya katkı sunmak için projeler üreten Türkiye’nin lider elektrik dağıtım, perakende satış ve müşteri çözümleri şirketi Enerjisa Enerji, müşterilerinin hayatlarına dokunmaya devam ediyor. Enerjisa Enerji, müşteri hizmet kanallarından olan Enerjisa Mobil uygulaması ve Enerjisa Online Hizmetler Merkezinin tasarım ve altyapısını tamamen yenileyerek müşterilerinin hizmetine yeniden sundu.  Bu sayede online işlemlerin çok daha hızlı ve kolay hale gelmesi ile aktif kullanıcı sayısının iki katına çıkması hedefleniyor.

Türkiye’nin lider elektrik dağıtım, perakende satış ve müşteri çözümleri şirketi olan Enerjisa Enerji, dijital dönüşüm ve teknoloji yatırımı konusunda da sektöre örnek uygulamalar geliştirmeye devam ediyor. Enerjisa Enerji’nin 3 milyonun üzerinde indirilme sektördeki rekoru elinde bulunduran mobil uygulamasını titizlikle çalışarak yeni uygulama geliştirirken, online işlemlerin gerçekleştirilebildiği websitesini de yeni yüzüyle müşterilerinin kullanımına sunuyor. Enerjisa Enerji müşterileri yeni abonelik, abonelik iptali dahil tüm elektrik işlemlerini, Online Hizmetler Merkezi ve uygulama mağazalarından ücretsiz olarak indirilebilen Enerjisa Mobil üzerinden tamamlayabiliyor.

Online Hizmetler Merkezi ve Enerjisa Mobil uygulaması ile Enerjisa Enerji müşterileri zamandan tasarruf ederek diledikleri zaman diledikleri yerden birçok işlemi gerçekleştirebiliyor. Bu uygulama kullanıcılara tek tıkla üye olabilme, abonelikten fatura ödemeye randevudan başvuruya kadar tüm işlemlerini kolaylıkla tamamlayabilme olanağı sunuyor. 

 

Yenilenen uygulama ve Online Hizmetler Merkezi yeni özellikleri de beraberinde getiriyor. 

Enerjisa müşterileri yeni uygulama ve Online Hizmetler Merkezi aracılığıyla artık anlık elektrik kesintisini bölgesindeki ilgili dağıtım şirketine iletmek üzere ön başvuruda bulunabilecek ve ilgili dağıtım şirketi tarafından yayınlanan planlı kesintileri uygulama üzerinden kolayca takip edebilecek. Abonelik ve tahliye işlemi yaptırmak isteyen müşteriler, yenilenen Enerjisa Mobil ve Online Hizmetler Merkezi’nde bu işlemlerini eski uygulamaya kıyasla yüzde 45 daha hızlı gerçekleştirerek sadece birkaç dakika içinde tamamlayabilecek.Türkiye’nin enerji dönüşümüne öncülük eden Enerjisa, yenilenen dijital kanalları ile müşterilerinin enerji tüketimlerini takip etmelerine de imkan sağlıyor. Müşteriler yenilenen bu kanallar ile fatura bildirimlerini faturalar oluştuğu anda alabilecek; elektrik tüketimlerini grafikler üzerinden inceleyebilecek ve yaşadıkları bölgedeki kullanıcılarla kendi tüketimlerini karşılaştırabilecek. Yenilenen  uygulama ve Online Hizmetler Merkezi aracılığıyla sadece birkaç dakika içinde başvuru oluşturulup sonucu takip edilebilecek. Ayrıca müşterilerin profillerini kişiselleştirebilme ve sözleşme hesap numarası ile yakınlarının faturasını ödeyebilme özellikleri de hizmete sunuluyor. 

Yenilenen dijital kanalları ile ilgili görüşlerini aktaran Enerjisa Perakende Satış Şirketleri Genel Müdürü Ersin Esentürk, “Enerjisa Enerji olarak 14 ilde 22 milyondan fazla kullanıcıyla Türkiye’nin yüzde 25’ine hizmet veriyoruz ve son 10 yılda yaptığımız teknoloji yatırımları sayesinde bugün sektörde öncü konumdayız. Online Hizmetler Merkezi ve Enerjisa Mobil uygulaması ile abonelik yaptırma ve abonelik iptali hizmetlerini dijital ortama taşıyarak, zaman ve kaynakların kullanımı noktasında önemli bir tasarruf sağladık. Ayrıca müşterilerimiz hizmetlerimize yönelik talep ve geri bildirimlerini de online olarak bizimle paylaşabiliyorlar. En önemlisi, müşterilerimiz fiziki kanalları ziyaret etmeden evlerinin konforunda fatura inceleme, ödeme işlemleri, abonelik işlemleri ve diğer taleplerinin yanı sıra ilgili dağıtım şirketi tarafından yayınlanan planlı kesintilerin takibini de kolayca online kanallarımızdan gerçekleştirebiliyor.

Müşteri geribildirimlerinden yola çıkarak büyük özveriyle yazılım sürecini tamamladığımız, tamamen bugünün dünyasına, trendlerine uygun olarak uzman ekiplerle tasarladığımız Online Hizmetler Merkezi ve Enerjisa Mobil uygulamasını müşterilerimizin hizmetine Haziran 2023 tarihinde sunduk. Enerjisa Mobil, her gün gelişen yapısıyla, daha fazla işlem için hizmet vermeye devam ediyor. Müşterilerimizin uçtan uca kusursuz bir deneyim yaşamalarını sağlayarak memnuniyetlerini daha da artıracağımıza ve kullanıcı sayısını iki katına çıkaracağımıza inanıyoruz.” dedi.

Online Hizmetler Merkezi ve Enerjisa Mobil uygulamasının yenilenen yüzü ile kampanyalardan ve yeniliklerden haberdar olmak isteyen kullanıcılar, bu bilgileri ve fatura bilgilendirmelerini almak için uygulama bildirimlerini açık bırakabilir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Kaspersky, Threadsi hedef alan dolandırıcılık faaliyetlerine karşı uyarıyor!

Kaspersky, Threadsi hedef alan dolandırıcılık faaliyetlerine karşı uyarıyor!

5 Temmuz’da piyasaya sunulan ve Meta’nın yeni mikroblog uygulaması olan Threads, bir haftada müthiş bir hızla 100 milyon kullanıcıya ulaştı. Dolandırıcılar her zaman olduğu gibi trend konuların popülerliğinden yararlanmakta hiç zaman kaybetmedi. Kaspersky uzmanları, siber suçluların uygulamanın kullanıcı tabanından yararlanmak için kullandığı birkaç dolandırıcılık faaliyetini keşfetti. Bu faaliyetler, kullanıcıları kandırmak, hesaplarına, kişisel verilerine ve hatta finansal bilgilerini illegal bir şekilde ele geçirmek için sanki Threads uygulamasıymış gibi lanse ediliyor.

Dolandırıcılar, Threads’in aslında hiç var olmayan bir web sürümünü taklit eden kimlik avı sayfaları geliştirdi. Bu yolla kullanıcılar, oturum açma kimlik bilgilerini sisteme girmeleri için kandırılarak kişisel bilgilerini dolandırıcılara kaptırıyor. Threads, diğer Meta hizmetleriyle bağlantılı olduğundan, kullanıcılar Instagram ve Facebook gibi çeşitli sosyal medya hesaplarına erişimi kaybetme riskiyle de karşı karşıya kalabiliyor. Bu sadece kimlik hırsızlığı ve doxing gibi kişisel verilerin ele geçirilmesiyle sınırlı kalmayarak mali riskler de beraberinde getirebiliyor. İşletmeler bu hesapları reklam kampanyaları oluşturmak için kullandığından, kişisel bankacılık ve hatta kurumsal finansman bilgilerinin yanlış ellere geçme ihtimali doğuyor.

Diğer bir aldatmaca da, özellikle Metaverse içindeki fiziksel ve dijital dünyalar arasındaki boşluğu kapatarak gelişmiş olanaklar sunduğunu iddia eden Threads Coin adlı hayali bir hizmeti içeriyor. Kullanıcılar bu coini Ethereum kullanarak satın alma eğilimi gösterebiliyor. Bununla birlikte, uygulamayı kullanan kullanıcıların deneyimleyeceği tek sonuç ise maddi kayıplar olarak öne çıkıyor.

 

Dolandırıcılık sayfası, Threads Coin satın almayı teklif ediyor

Bir diğer entrika ise, kullanıcılara yeni sosyal medya uygulamasında ücretsiz olarak yeni takipçiler kazanma fırsatı sunuyor. Bu vasıtayla 10.000, 25.000 veya 50.000 takipçi seçilebiliyor. İstenen seçenek seçildikten sonra, kullanıcının bir doğrulama sürecinden geçmesi isteniyor. Bu da kısa mesaj göndermeyi ve potansiyel olarak özel bir ödül kazanmayı vaat eden mevcut seçeneklerden birini seçmeyi içeriyor. Ancak ödülü talep etmek için kullanıcının ödeme yapması gerekebiliyor. Bunun sonucunda ne yazık ki, asla vaat edilen ödül gönderilmiyor ve kullanıcı yaşadığı mali kayıpla baş başa kalıyor. Ayrıca bu faaliyetler, kullanıcıları kısa mesajlar yoluyla bu entrikayı paylaşmaya teşvik ederek dolandırıcılığı yaymak için farkında olmadan birer araç haline getirebiliyor.

 

Threads’te ücretsiz takipçi kazanmayı vaat eden sahte bir sayfa teklifi örneği

Kaspersky güvenlik uzmanı Olga Svistunova, “Dolandırıcıların, trendlere uygun konulardan yararlanma sanatında giderek daha da ustalaşıyor bu da kullanıcıların bu tarz faaliyetlere ilişkin olarak daha da uyanık olması gerektiği anlamına geliyor. Popüler Threads uygulamasını hedefleyen dolandırıcılıkların bu derecede yaygın olması, dijital dünyada karşılaştığımız risklerin ne derecede arttığı gösteriyor. Aldatıcı planlardan veri toplama taktiklerine kadar, bu dolandırıcılar kişisel ve finansal güvenliğinizi tehlikeye atma konusunda hiçbir çabadan kaçınmıyor. Kendimizi bu tehlikelerden korumak için her zaman dikkatli bir şekilde hareket etmeli, şüpheli faaliyetleri incelemeli ve siber güvenlik önlemlerini uygulamaya özen göstermeliyiz. Dijital ortamda güvenle gezinmenin yolu popüler konularla ilgili olarak tedbiri elden bırakmamak” diyor.

Kaspersky uzmanları, kullanıcıların bu tehditlerden korunması ve yeni teknolojileri güvenli bir şekilde keşfetmeleri için şunları öneriyor:

Yazılım indirirken dikkatli olun, özellikle de üçüncü taraf bir web sitesinden indiriyorsanız. Şirketin veya hizmetin resmi web sitesinden yazılımı indirmeye çalışın.
Yazılım indirdiğiniz web sitesinin güvenilir olduğundan emin olun. Adres çubuğunda kilit simgesini bulunmasına ve web sitesinin güvenli olduğundan emin olmak için web sitesinin URL’sinin “https ://” ile başladığından emin olun.
Hesaplarınızın her biri için güçlü, benzersiz parolalar kullanın ve mümkün olduğunda iki faktörlü kimlik doğrulamayı etkinleştirin. Bu, hesaplarınızın saldırganlar tarafından ele geçirilmesini önlemeye yardımcı olacaktır. Güçlü parolaları kullanmayı kolaylaştırmak için bir Kaspersky Password Manager gibi güvenilir hizmetler kullanın. 
Bilinmeyen kaynaklardan gelen şüpheli bağlantılara veya e-postalara karşı dikkatli olun. Dolandırıcılar, kullanıcıları bağlantılara tıklamaları veya kötü amaçlı yazılım indirmeleri için kandırmak amacıyla genellikle sosyal mühendislik tekniklerini kullanıyor.
Güvenilir bir güvenlik çözümü kullanın ve bunun her zaman güncel olduğundan emin olun. Kaspersky Premium, en güncel bilgilerle donatılmıştır ve bilgisayarınızda olabilecek kötü amaçlı yazılımları tespit etmenize ve kaldırmanıza yardımcı olabilir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

İşletmeler için kullanımı kolay, bulut tabanlı güvenlik çözümü

İşletmeler için kullanımı kolay, bulut tabanlı güvenlik çözümü

Siber güvenlik alanında küresel lider olan ESET, birleştirilmiş siber güvenlik platformu olan ESET PROTECT’te önemli bir geliştirmenin kullanıma sunulduğunu duyurdu. Geliştirmeler, dünya çapında işletmelerin karşılaştığı ve ileride karşılaşabileceği dijital güvenlik sorunlarına yönelik olarak tasarlandı. 

 ESET bütünleşik güvenlik açığı ve yama yönetimini ESET PROTECT Platformuna eklemek için BT, OT ve ICS kritik altyapı siber güvenlik çözümlerinde dünya lideri olan OPSWAT ile ortaklık yaptı. Mevcut ESET PROTECT platformuna ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi eklendi. Platform, sürekli değişen tehdit ortamına ayak uydurmakta ve sistemlerinin doğru şekilde yamalanmasını sağlamakta güçlük çeken küçük ve orta ölçekli işletmeleri (KOBİ) daha iyi koruyabilmek için yepyeni bir katman olan ESET PROTECT Elite ile tamamlandı. 

Kuruluşlar temel olarak ESET PROTECT Bulut konsol yönetimiyle çalışırken, güvenlik tehditlerini kolayca değerlendirebilir ve tüm ağdaki yamaları yöneterek en son sıfır gün güvenlik açıklarının zamanında tespit edilmesini ve düzeltilmesini sağlayabilir. Otomatik tarama ve çok çeşitli filtreleme seçenekleri, kuruluşlar için çok önemli olan güvenlik sorunlarını hızlıca belirlemelerine ve bunlara odaklanmalarına imkan tanır. Otomatik ve manuel yamalama seçenekleri sayesinde, işletmeler uç noktalarının en son güvenlik yamalarıyla zamanında güncellendiğinden emin olabilir.

 

ESET KOBİ ve MSP Birimi Başkan Yardımcısı Michal Jankech şunları söyledi; KOBİ’ler kullanımı kolay olan ve kendilerini güvende tutacak bir çözüm istiyor. ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetiminin kişiselleştirilebilir yama uygulamaları, tüm büyüklüklerdeki işletmelerin uç noktalarının etkin ve hızlı yamalanmasını sağlayacak şekilde onlara esneklik ve kontrol imkanı tanıyor. Böylece işletmeler, saldırı riskini en aza indirgeyebilir, giderek daha sıkı hale gelen siber güvenlik sigortası veya düzenleyici gerekliliklere uyum sağlayabilir ve çeşitli ISO sertifikaları için gereken standartları karşılayabilirler.” 

ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi, Adobe Acrobat, Mozilla Firefox ve Zoom Client gibi binlerce popüler uygulamayı 35.000’den fazla yaygın güvenlik açığı ve açığa çıkma (CVE) için tarar. Bu otomatik tarama işlemleri, tamamen kişiselleştirilebilir güvenlik açığını hariç tutma ayarları kullanılarak planlanabilir. Güvenlik açıkları, açığa çıkma skoruna, önem derecesine ve zaman içindeki skoruna göre filtrelenebilir ve önceliklendirilebilir. ESET PROTECT Platformu’nun bulut tabanlı konsolu sayesinde işletmeler, en hassas yazılım ve etkilenen hizmetler hakkında rapor oluşturabilir. Çok dilli destek sunar ve BT altyapısı üzerinde çok fazla alan kaplamaz.

ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi, yama adı, uygulamanın sürümü, CVE, yama önem derecesi/önemi ve etkilenen uygulamalarla birlikte sürekli gelişen bir yama envanteri sağlar. İşletmeler anında güncellemeleri başlatabilir ve özelleştirilebilir seçenekler aracılığıyla veya bir yama tanımlandığında manüel olarak yama uygulamaya başlayabilir. İş akışında kesintiyi önlemek için riskli varlıklara öncelik vererek ve diğerlerini yoğun iş temposu olmayan saatlerde planlayarak yama işlemini daha da basit hale getirebilirler. İşletmeler, tüm ağlarında tam görünürlük sağlarken yine de belli bir alana odaklanarak Güvenlik Açığı ve Yama Yönetiminin çoklu kiralama özelliğinden faydalanabilir. 

         

ESET’in birleştirilmiş siber güvenlik platfomu ESET PROTECT, merkezileştirilmiş görünürlük, yönetim ve istatistikler sunan tek bölmeli bir bulut konsoludur. Sektör lideri olan ESET PROTECT Platformu ile işletme, ayrıca yönetilen güvenlik ve profesyonel hizmetleri ile tehdit istihbaratı sayesinde dengeli bir ihlal önleme, tespit ve yanıt becerisine sahip olur. Basit, modüler, adapte edilebilir ve sürekli kendini yenileyen bir yapısı vardır. ESET PROTECT Elite’in piyasaya sürülmesiyle, tüm büyüklükteki işletmeler için beş adet ESET PROTECT Platform abonelik seçeneği bulunuyor:

 

ESET PROTECT Entry – uç nokta koruması, sunucu güvenliği ve ESET PROTECT Bulut konsolunu içeren rekabetçi fiyatlara sahip başlangıç seviyesi bir çözümdür. 
ESET PROTECT Advanced – gelişmiş tehdit savunma teknolojisi ve tam disk şifreleme ile birinci sınıf uç nokta koruması sağlar. 
ESET PROTECT Complete – siber riskleri en aza indirmek için yeni ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi özelliğini, bulut uygulama korumasını ve posta güvenliğini içerir. 
Yeni ESET PROTECT Elite – artırılmış görünürlük ve azaltılmış siber riskler, ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi, ESET’in yerel genişletilmiş algılama ve yanıt (XDR) yeteneği ve ayrıca güçlü çok faktörlü kimlik doğrulama sağlar. 
ESET PROTECT MDR – eksiksiz siber risk yönetimi, güçlü tehdit avı ve arama sırasında birinci sınıf ESET uzmanlığı sağlayan kurumsal düzeyde bir çözümdür. ESET PROTECT MDR, tüm ESET PROTECT Elite özellikleriyle ESET’in yönetilen güvenlik ve profesyonel hizmetlerini bir araya getirir. 

 

Jankech açıklamalarına  şöyle devam etti; “Siber saldırıların sık sık değişmesi ve sektörün sürekli daha karmaşık hale gelmesiyle, işletmelere sunduğumuz çözümler de onların değişen ihtiyaçlarını karşılayacak ve dönüşen bir tehdit ortamına uyum sağlayacak şekilde değişim gösteriyor. Tüm büyüklükteki işletmeler, kötü adamların bir adım önünde olmak için güvenlik açıklarını hızlıca tespit etmek ve bunlara yama uygulamak konusunda her geçen gün daha da zorlanıyor. ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi ürünümüzün piyasaya çıkmasıyla birlikte, işletmeler için hem iş aksamalarının hem de maliyetlerin minimumda tutulmasına yardımcı olarak hızlı bir şekilde düzeltmeye giden bir yol sağlayacağız.” 

OPSWAT İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Chad Loeven ortaklıkları hakkında şunları söyledi: “ESET ile gerçekleştirdiğimiz uzun vadeli ortaklığımızın bu yeni adımında çok heyecanlıyız. ESET, KOBİ pazarında en iyi güvenlik uygulamalarını sağlama konusunda tutarlı bir liderlik sergiledi. Uç nokta teknolojimiz, kurumsal iş ortaklarımız aracılığıyla dünya çapında 150 milyondan fazla uç noktanın korunmasına yardımcı oluyor.  KOBİ pazarında teknolojimizi geliştirebilmek için ESET mükemmel bir ortak.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Spotify: “Türk halk müziği dinlenmeleri yüzde 260’ın üzerinde arttı.” – Teknoloji

Spotify: “Türk halk müziği dinlenmeleri yüzde 260’ın üzerinde arttı.” – Teknoloji





Dijital müzik platformu Spotify, Türkiye’deki kullanıcıların dinledikleri şarkıları inceledi. Üyelerinin tercih ettiği şarkılar Spotify, Türk halk müziğine gösterilen ilgilinin yüzde 260 oranında arttığını açıkladı.

EN ÇOK NEŞET ERTAŞ DİNLENDİ

2018’den 2022 yılına kadar en çok dinlenen halk müziği sanatçısı Neşet Ertaş oldu. Neşet Ertaş’ı Selda Bağcan takip ederken, en çok dinlenen üçüncü halk müziği sanatçısı ise Musa Eroğlu oldu.

EN ÇOK DİNLENEN ŞARKILAR: ‘MİHRİBAN’, ‘SÖYLE SUNAM’, ‘YOLCU’

En çok dinlenen Türk Halk müziği parçaları içinde ise Musa Eroğlu’ndan “Mihriban”ı sırasıyla Nurettin Rençber’den “Söyle Sunam” ve Neşet Ertaş’tan “Yolcu” takip etti.

Konuyla ilgili açıklama yapan Spotify Güney ve Doğu Avrupa Müzik Direktörü Melanie Parejo, şu ifadeleri kullandı:

“Son yıllarda hem Türk halk müziğinin hem de halk müziği severlerin değişimini yakından takip ediyoruz ve yüzyıllar boyunca çok çeşitli duyguların ifade şekli olan bu müzik türünün hiç eskimediği de aşikar. Halk müziğinin yepyeni yorumlamalarla özellikle Z kuşağının ilgisini çektiği de yadsınamaz bir gerçek. Türk Halk müziğinin, Gaye Su Akyol gibi sanatçıların deneysel sound’ların katkısıyla Anadolu ve psych rock’ı yeniden canlandırması veya Emir Can İğrek’in folk-pop parçası Ali Cabbar’da gördüğümüz gibi farklı türlerin kaynaşmasının etkisiyle bir evrim geçirdiğine de şahit oluyoruz. Melike Şahin’den Diva Yorgun ve Hey! Douglas’tan Leylim Leylim gibi çok sevilen parçaların yorumlamaları da türün yükselişe geçmesine katkıda bulunuyor.”

INSTAGRAM PAYLAŞIMLARINDA DA NEŞET ERTAŞ BİRİNCİ

Tele1’in haberine göre, spotify kullanıcıları tarafından Instagram’da en çok paylaşılan ilk üç halk müziği parçasının hepsi Neşet Ertaş’a ait. Bunlar, “Yalan Dünya,” “Neredesin Sen” ve “Sen Benimsin Ben Senin”.

Kullanıcıların gün içinde halk müziğini en çok dinlediği saatin ise 18.00 olduğu açıklandı.

2018 ile 2022 yılları arasında Karadeniz müziğine ait dinlenme oranında yüzde 230’un üzerinde yükseliş yaşanırken özellikle “kara” ve “karadeniz” anahtar kelimeleriyle yapılan aramalar, platformda yapılan en sık aramalarda üst sıralarda yer aldı. Türün en çok dinlenenleri ise sırasıyla Kazım Koyuncu, Volkan Konak ve Fuat Saka oldu.

Platformda kullanıcılar tarafından oluşturulan çalma listelerine en sık eklenen şarkıların başında Musa Eroğlu’ndan “Mihriban” gelirken, Ender Balkır’ın “Ruhumda Sızı”sı ikinci, Cengiz Özkan’ın “Bir Ay Doğar” türküsü ise üçüncü oldu.


Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com