Mobil Uygulamalarla Yenilikçi Pazarlama Stratejileri

Mobil Uygulamalarla Yenilikçi Pazarlama Stratejileri

Günümüzde, mobil uygulama oluşturma ve entegrasyonunun gücü giderek önem kazanıyor. Digital Exchange, markalara, işletmelere ve müşterilere küresel anlamda 360° hizmet sunarak mobil dünyada başarılı olmanın kapılarını aralıyor.

 

Günümüz dijital çağında, mobil cihazlar giderek hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Mobil cihazlar, tüketicilerin ihtiyaçlarını anında karşılamak ve hayatlarını kolaylaştırmak için büyük bir potansiyel sunuyor. Sadece haberleşme aracı olmanın ötesinde, akıllı telefonlar ve tabletler, alışverişten eğlenceye, bilgi edinmeden sosyal medya paylaşımlarına kadar birçok işlevi tek bir cihazda birleştirerek, işletmelerin de iş stratejilerini ve pazarlama yöntemlerini dönüştürmelerinde etkili oluyor. Günümüz tüketicileri, ürün ve hizmetlere dair bilgilere anında erişmek ve satın alma işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirmek istiyorlar. Mobil cihazların yaygın kullanımı, mobil uygulamaların tüketicilere daha hızlı ve kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmalarına imkân tanıyor. İşletmeler, mobil uygulamalar aracılığıyla müşteri sadakatini artırabiliyor, etkili pazarlama stratejileri uygulayabiliyor ve rekabet avantajı elde edebiliyorlar. Bu noktada, mobil uygulama oluşturma ve entegrasyonunun gücü devreye giriyor. Digital Exchange, dijital pazarlama ve teknoloji alanında öncü bir ajans olarak, markalara, işletmelere ve müşterilere küresel anlamda 360° hizmet sunarak mobil dünyada başarılı olmanın kapılarını aralıyor.

 

Markaların dijital dünyadaki varlıkları mobil uygulamalar ile güçleniyor

 

Mobil uygulamalar, işletmelerin müşterileriyle çok daha yakın bir ilişki kurmalarını ve kişiselleştirilmiş, özelleştirilmiş bir deneyim sunmalarını sağlıyor. Bu sayede, markaların müşteri memnuniyetini ve bağlılığını artırarak uzun vadeli, güçlü müşteri ilişkileri oluşturmalarına yardımcı oluyor. Özellikle müşterilerin ihtiyaçlarına uygun bir mobil deneyim sunan markalar, kullanıcı dostu arayüzleri ve hızlı işlem süreçleriyle müşterilerin kolaylıkla aradıkları ürünlere ve hizmetlere ulaşmasını sağlıyor. Müşteri sadakatini artırmada etkili bir rol üstlenen mobil uygulamalar, kullanıcıların kesintisiz bir şekilde işletmenin ürün ve hizmetlerine erişebilmelerini mümkün kılıyor. Müşterilerin ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran Digital Exchange, özelleştirilmiş, kullanıcı dostu, yüksek performanslı ve güvenli mobil uygulama çözümleriyle markaların mobil dünyadaki varlıklarını güçlendiriyor.

Neredeyse her sektörde kullanılabilen mobil uygulamalar, e-ticaret, perakende, finans, seyahat, sağlık, eğlence ve daha pek çok sektörde markaların müşterilerine daha iyi bir deneyim sunmalarını sağlıyor. İşletmelerin rakiplerinden bir adım öne geçmelerinde etkili olan mobil uygulamalar, müşterilere daha hızlı ve etkili bir hizmet sunulmasını sağlayarak tercih edilebilirliği artırıyor. Digital Exchange’in uzman ekibi, farklı sektörlerdeki markalara özel çözümler sunarak, müşterilerinin ihtiyaçlarına en uygun ve etkili mobil uygulamaların oluşturulmasını sağlıyor. Başarılı bir mobil uygulamanın anahtar özellikleri arasında, kullanıcı dostu arayüz, performans ve hız, güvenlik ve entegrasyon yer alıyor. Kullanıcı dostu arayüz, kullanıcıların istedikleri bilgilere veya ürünlere hızlıca erişmelerini sağlarken yüksek performans ve hız, hızlı yanıt süreleriyle kullanıcı memnuniyetini artırıyor. Müşteri verilerinin güvenliğini en üst düzeyde tutarak kullanıcıların kişisel bilgilerinin ve işlem geçmişlerinin koruma altına alınması ve uygulamanın mevcut sistemlerle entegre edilerek müşteri verilerinin senkronizasyonunu ve yönetimini kolaylaştırması, başarılı bir mobil uygulamanın anahtar noktaları olarak karşımıza çıkıyor.

 

Emrah Pamuk: “Markalar, kişiselleştirilmiş deneyimler sunarak müşteri sadakatini artırmanın yollarını arıyor”

 

İhracata yönelik hedef pazarlarda marka tanınırlığını artırmada, web ve mobil uyumlu uygulamalar ürünlerin profesyonel bir şekilde sergilenmesini sağlıyor. Digital Exchange’in Responsive tasarımları sayesinde, ziyaretçiler hangi cihazdan bağlanırsa bağlansın, içerikleri düzgün bir şekilde görüntüleyebiliyorlar. Ayrıca, ziyaretçileri kendi dillerinde karşılayarak, markalar hedef kitlelerinin 

önündeki bariyerleri kaldırabiliyorlar. Markaların ihracat yapmayı hedefledikleri ülkeler için SEO uyumlu uygulama içerikleri oluşturan Digital Exchange, aynı zamanda, kaliteli ve hızlı altyapı ile ziyaretçileri sıkmadan ve dikkatlerini kaybetmeden ürünler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlıyor. Digital Exchange’in uzman ekibinin geliştirdiği, iOS ve Android platformlarında çalışacak native veya web tabanlı mobil uygulamalar ile markalar müşterilerinin mobil deneyimi en üst düzeyde tutabiliyorlar.

Digital Exchange’in CEO’su Emrah Pamuk, “Mobil cihazların hayatımızdaki önemi ve etkisi gün geçtikçe artıyor. Mobil dünyanın hızla gelişmesi, işletmelerin de dijital stratejilerini ve pazarlama yöntemlerini değiştirmelerine olanak tanıyor. Markalar, müşterileriyle daha yakın bir ilişki kurarak ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunarak müşteri sadakatini artırmanın yollarını arıyor. Mobil uygulama oluşturma ve entegrasyonunda öncü bir rol oynayarak, markalar için mobil dünyada başarılı olmanın kapılarını aralıyoruz. Digital Exchange olarak, müşterilerimizin ihtiyaçlarına uygun, kullanıcı dostu, yüksek performanslı ve güvenli mobil uygulamalar ile onların dijital çağdaki varlıklarını güçlendiriyoruz. Uzman ekibimiz, farklı sektörlerdeki markalara özel çözümler sunarak, müşterilerimizin mobil dünyada bir adım öne çıkmasını sağlıyor. Mobil cihazların vazgeçilmez bir parçası olduğu bu dijital çağda, işletmelerin mobil uygulamalarla güçlenmesine yardımcı olmaktan gurur duyuyoruz.” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

 Siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektör 

 Siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektör 

HACKERLERİN HEDEF TAHTASINDAKİ 4 SEKTÖR

Pandemi sonrası dünyaya uyum sağlamaya çalışan sektörler, dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandırarak uzaktan çalışmaya olan bağlılıklarını artırdı. Bu süreçte bulut tabanlı hizmetlerden daha büyük ölçekte yararlanan şirketler, beraberinde gelen yeni zorluklar ve risklerle karşılaşmaya devam ediyor. Yeni komplikasyonlar göz önüne alındığında bazı sektörlerin daha fazla tehdit altında olduğunu ifade eden Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektörü sıralıyor.

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandıran şirketler, uzaktan çalışma modelini benimseyerek bulut tabanlı hizmetlerden daha fazla yararlanmaya başladı. Yaşanan hızlı değişim ve gelecekle ilgili süregelen belirsizlikler sonucu güvenlik zafiyeti yaşayan bazı sektörler, tehdit temelli, şirket içi ve dış etkenli saldırılara karşı kötü niyetli aktörlerin yeni hedeflemesine açık hale geliyor. Birçok şirket için, artan karşılıklı bağlantı ve küresel tedarik zincirlerine olan bağımlılık, henüz ele alınmamış ek güvenlik açıkları yaratıyor. Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, ‘’Dijital dönüşümün getirdiği yeni komplikasyonlar göz önüne alındığında bazı sektörler siber saldırılara daha açık hale geliyor.’’ açıklamasında bulunarak siber güvenliğe öncelik vermesi gereken 4 sektörü sıralıyor.

1. Sağlık: Siber Tehditler için Öncelikli Hedef

Hastaneler, klinikler ve diğer sağlık hizmeti sağlayıcıları hasta verilerini, tıbbi kayıtları ve diğer kritik bilgileri yönetmek için genellikle birbirine bağlı sistemlere güveniyor. Sağlık sektörü hizmetleri kolaylaştırma çabası ve pandeminin yarattığı küresel etki nedeniyle dijital girişimlerde, tele-sağlık hizmetlerinde ve IoT cihazlarının kullanımında artışa yönelerek çarpıcı bir dijital dönüşüm yaşadı. Ancak yaşanan gelişmeler saldırı düzeyinin daha da artmasına neden olarak, kesinti süresini ya da veri kaybını göze alamayan kuruluşlardan para sızdırmak isteyen siber suçluların güvenlik açıklarından yararlanmak için sağlık sektörünün birincil hedef haline geldiği bir ortam yarattı. 2016’dan 2021’e kadar yıllık saldırılar iki katına çıktı ve PHI (özel sağlık bilgileri) riski 11 kat arttı. Hasta bakımı ve tıbbi hizmetlere erişim genişlerken, yeni dijital sistemlerin güvensiz bir şekilde entegre edilmesi de uyumsuzluk sorunları yaratarak yeni güvenlik açıklarına yol açabiliyor. 

2. Finans: Yüksek Riskliler ve Hassas Bilgiler

Bankalar, yatırım firmaları ve diğer finans kuruluşları, büyük ölçüde işledikleri veriler, hassas finansal varlıkların korunmasıyla ilgili riskler ve çok sayıda finansal işlemi kolaylaştırmaları nedeniyle, siber güvenlik olaylarından kaynaklanabilecek çok çeşitli riskler, tehditler ve regülasyonlarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Yüksek profilli bankaların dahil olduğu piyasa gelişmeleri, operasyonları durdurabilen ve finansal sistemlerde hasara yol açabilen fidye yazılımı saldırıları için daha riskli bir ortam yaratıyor. Ayrıca iş e-postalarının ele geçirilmesi (BEC) saldırılarına da çok fazla maruz kalan sektör, genellikle siber suçluların yöneticileri veya diğer yüksek rütbeli kişileri taklit ederek çalışanları para transferi yapmaları veya hassas bilgileri ifşa etmeleri için kandırmalarını içeriyor.

3. SaaS ve Yazılım: Dijital İnovasyon ve Siber Riskte Ön Cephe

Yazılım tedarik zinciri olarak dijital inovasyonun ön saflarında yer alan SaaS ve yazılım endüstrisi, siber suçluların ve devlet destekli saldırganların hedefinde yer alıyor. SaaS ve yazılım şirketlerinin risk altında olmasının bir diğer sebebi ise, bulut tabanlı hizmetler ve yapay zeka uygulamaları gibi genellikle yeni teknolojileri ilk benimseyen sektör olmasından kaynaklanıyor. İnovasyon dürtüsü ile hareket eden sektör, rekabet avantajı ve gelişmiş hizmetlere erişim sağlarken, henüz iyi anlaşılamamış yeni tehditlere ve güvenlik açıklarına da maruz kalabiliyor. Büyük oranda yeni katılımcı ve startupa sahip sektör, siber güvenlik çözümleri için yetkin personel açığı yaşarken, kaynak kısıtlamaları ve azalan bütçelerle karşılaşabiliyor. 

4. Üretim: Dijital Dönüşüm ve Ortaya Çıkan Riskler

Üretim sektörü şu anda büyük ölçüde dijital dönüşüm ve bulut tabanlı hizmet, ürün ve sistemlerin benimsenmesi yoluyla tedarik zinciri ve üretim süreçlerini modernize ediyor. Ancak, yeni dijital genişleme sürecinde olan üretim sektörü, sağlık hizmetlerinde görüldüğü gibi siber güvenlik ve risk yönetimine dikkat etmediği takdirde, bir şirketin güvenlik duruşunu azaltan ve onları siber saldırılara, güvenlik açıklarına ve kazara meydana gelen olaylara karşı daha duyarlı hale getiren yüksek miktarda risk de taşıyabiliyor.

Üretim, yalnızca finansal kazanç elde etmek isteyen kötü niyetli saldırganlar için bir hedef değil, aynı zamanda kritik altyapıyı bozmayı ve fikri mülkiyeti çalmayı amaçlayan ulus-devlet düşmanları tarafından da saldırıya uğrayabiliyor. 2021’den 2022’ye kadar üretim tesislerine yönelik saldırılar %100’ün üzerinde olarak kaydedilirken, fidye yazılımı saldırganları ise %92 oranında artış gösteriyor. Son zamanlarda birçok sektörde siber güvenliğin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar göz önüne alındığında üretime gösterilen ilgi daha sağlam siber güvenlik önlemleri gerektirebiliyor. Bu da sektörün siber güvenliğe çok daha fazla yatırım yapması gerektiği anlamına geliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Havacılık ve savunma sanayindeki uygulamalarımızla IDEF 23 fuarı nda dikkat çekeceğiz

Havacılık ve savunma sanayindeki uygulamalarımızla IDEF 23 fuarı nda dikkat çekeceğiz

Bu yıl IDEF’23 Fuarı’na kapsamlı hazırlandıklarını belirten Baycan Elektrik Genel Müdürü Engin Yılmaz, “IDEF’2023 Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nda uygulamalarımızı ve üretim proseslerimizi tanıtacağız. Türkiye’nin en büyük Savunma Sanayi ve Güvenlik Fuarı’nda yeni; özellikle yurtdışında faaliyet gösteren Havacılık ve Savunma Sanayi firmaları ile tanışmayı ve somut projeler geliştirmeyi planlıyoruz. Mevcutta TÜSAŞ, TEI, Aselsan ve Roketsan gibi Savunma Sanayi’nin önde gelen firmaları ile çalışıyoruz. İlerleyen dönemde Havacılık ve Savunma Sanayisinde yalnızca milli projelerde değil uluslararası paydaşlarla iş birliği yönünde ilerleyeceğiz. Hedefimiz kısa sürede Havacılık ve Savunma Sanayinin kablo donanım sektöründe tercih edilen tedarikçi partner firması olmak.” dedi.

IDEF’23 16’ncı Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, 25-28 Temmuz 2023 tarihlerinde İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını ziyaretçilerine açacak. T.C. Milli Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleştirilecek fuara katılacak olan Baycan Elektrik; çalışmalarını, uygulamalarını ve yeniliklerini ziyaretçileri ile paylaşacak.

56 YILDIR MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNDEN ÖDÜN VERMEDEN ÇALIŞIYORUZ

IDEF’23 Fuarı’nın Havacılık ve Savunma Sanayinin son teknolojileri ve projelerini dünya ile buluşturacak olan bir fuar. Baycan Elektrik olarak bu organizasyonun ve sektörün bir parçası olmanın gurur kaynağı olduğunu ifade eden Genel Müdür Engin Yılmaz, firmanın Erdoğan Kılıç tarafından 1967 yılında temellerinin atıldığını ve İstanbul’da 20 kişilik bir atölyede Arçelik’e sertifikalı bir tedarikçi olarak çalışmalarına başladığı bilgisini verdi. Yılmaz, “Kurulduğumuz günden bu zamana kadar Baycan Elektrik olarak müşteri memnuniyetinden ödün vermedik. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan 7.500 metrekarelik tesisimizde kablo donanımı, deneyimli AR-GE ve ÜR-GE ekibimizle tasarım desteği, prototip üretimi, elektrik, elektronik ve plastik parçaların montajı ve test süreçlerini kesintisiz bir şekilde gerçekleştiriyoruz.  Şirketimizin öncelikli değerleri arasında %100 müşteri memnuniyeti bulunuyor” dedi. 

IDEF’23 FUARI’NA HAZIRIZ, ONAYLI HAVACILIK VE SAVUNMA SANAYİ TEDARİKÇİSİ OLARAK SEKTÖRDE YERİMİZİ ALDIK

“Savunma Sanayii sektörünün bileşenlerinin buluşacağı fuarda Baycan Elektrik olarak çalışmalarımızı ziyaretçilerimize ve misafirlerimize daha yakından tanıtma ve anlatma imkânı bulacağız” diyen Yılmaz, “Türkiye’ye katma değer sağlayan ve yatırımlarımızla ülkemiz ekonomisine değer katan Baycan Elektrik olarak tüm çalışma arkadaşlarımızı ve ortaklarımızı standımıza bekliyoruz” ifadesini kullandı. Kuruluşundan bu yana Beyaz Eşya ve Otomotiv sektörleri için üretim yapan firmanın yönetim kurulu başkanı Hakan Kılıç’ın vizyonunda Havacılık ve Savunma Sanayi sektöründe yer alması için çalışmalarına yaklaşık 3 yıl önce başladıkları bilgisini veren Baycan Elektrik’in Genel Müdürü Yılmaz, “Bu süreçteki ilk yatırımlarımızdan biri şirketimizde gerekli tüm eğitimlerini tamamlamış olan bir Certified IPC Trainer (Sertifikalı IPC Eğitmeni) yetiştirmek oldu. Eğitmenimiz şimdiye kadar 50 personelimizin Certified IPC Specialist (Sertifikalı IPC Uzmanı) eğitimlerini verdi. Daha sonra AS 9100 ve IPC gereklilikleri kapsamında oluşturulmuş toplamda 500 metrekarelik Havacılık ve Savunma Sanayi tesisimizin yatırımları tamamlandı ve tesis güvenlik belgesi alındı. AS 9100 sertifikamız ile Millî Savunma Bakanlığı tarafından onaylı Havacılık ve Savunma Sanayi tedarikçisi olarak sektörde yerimizi aldık. Türkiye’de 50 yılın üstünde Beyaz Eşya ve Otomotiv sektörlerinde kablo donanımı tecrübesi ile Havacılık ve Savunma Sanayi atılımı gerçekleştiren ilk firma olduğumuzu söyleyebiliriz.’’ ifadelerini kullandı.

HAVACILIK VE SAVUNMA SANAYİNİN TERCİH EDİLEN PARTNERİ OLACAĞIZ

Hedeflerinin kısa sürede Havacılık ve Savunma Sanayi’nin kablo donanım sektöründe tercih edilen tedarikçi partner firması olmak olduğunu söyleyen Engin Yılmaz son olarak şöyle konuştu: ‘’Sektörün standartlarını, gerekliliklerini ve gelişmelerini yakından takip ediyoruz. Beyaz Eşya ve Otomotiv sektörleri için üretimlerimizde sağladığımız Yalın Üretim, Ergonomi ve Metod Zaman Ölçümü (MTM) uygulamalarımızdan edindiğimiz deneyimleri Havacılık ve Savunma Sanayideki projelerimiz ile bütünleştirdik. Dijitalleşme kapsamında Endüstri 4.0 modelini temel alan bir işletme olarak makine parkurumuzda bulunan tüm cihazların akıllı donanımlara sahip olması yönünde projelerimiz devam ediyor. Güçlü yönetim ve organizasyonel yapımız; kurumsal kimliğimiz Havacılık ve Savunma Sanayinin standartları ile birebir uyuşuyor. 

TÜSAŞ, TEI, ASELSAN VE ROKETSAN İLE ÇALIŞIYORUZ

Mevcutta TÜSAŞ, TEI, Aselsan ve Roketsan gibi Savunma Sanayinin önde gelen firmaları ile çalışıyoruz. Çalıştığımız projelerin birçoğu bu kuruluşlar ve Baycan Elektrik arasında ticari iş birlikleri ile sonuçlanıyor. Firmaların koaksiyel kablo, semi-rigid kablolar, askeri standartlara ait konnektör ve terminaller, elektrik ve elektronik teçhizatlar içeren tüm projelerine yanıt vermekteyiz. İlerleyen dönemde Havacılık ve Savunma Sanayide yalnızca milli projelerde değil uluslararası paydaşlarla da iş birliği yönünde ilerleyeceğiz.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Lenovo, Aston Martin iş birliği ile tasarlanan son teknoloji iş istasyonlarında üstün performans, güç ve hız sunuyor

Lenovo, Aston Martin iş birliği ile tasarlanan son teknoloji iş istasyonlarında üstün performans, güç ve hız sunuyor

Teknoloji devi Lenovo, Aston Martin iş birliği doğrultusunda tasarlanan yeni ThinkStation PX, P7 ve P5 ürünleri ile kullanıcılara olağanüstü düzeyde performans, güç ve hız sunuyor. Lenovo’nun, üç yeni nesil masaüstü iş istasyonunun iş birliğiyle tasarlanan yepyeni şık kasasında Intel® ve NVIDIA teknolojileri yer alıyor.

Geleceğe hazır güç ve performans 

Lenovo, şirketin şimdiye kadar ürettiği, teknolojik açıdan en gelişmiş masaüstü iş istasyonlarından üçü olan ThinkStation PX, P7 ve P5’i piyasaya çıkarıyor. Farklı sektörlerde günümüzün zorlu ve yüksek işlem hacimli iş yüklerinin ötesine geçmesi için tümüyle yenilenen bu yeni iş istasyonları, 120 çekirdeğe kadar en yeni Intel® işlemci teknolojisiyle sunulurken, üst seviye NVIDIA RTX™ profesyonel GPU işlemcilerini (Grafik İşlem Birimi) destekliyor. Bu yeni iş istasyonları ayrıca, çığır açan yepyeni kasa tasarımları ve gelişmiş termal özelliklerin yanı sıra modern uzaktan sistem izleme için BMC (Temel Kart Yönetim Denetleyicisi) özelliklerinden yararlanıyor. Sanal gerçeklik ve karma gerçeklik deneyimleri ile sanal prodüksiyonlardan makine öğrenimi, veri bilimi, bilgisayar destekli mühendislik (CAE), gerçeklik yakalama ve yapay zekâya kadar farklı alanlarda yeni nesil iş istasyonları, yeni hibrit çalışma dünyası için ölçeklenebilir ve geleceğe hazır bir biçimde giderek artan güç, performans ve hız ihtiyaçlarını karşılıyor.

Müşteri merkezli yenilikçi çözümler

Lenovo İş İstasyonu ve İstemci Yapay Zekâ İş Birimi Başkan Yardımcısı Rob Herman yeni ürünler hakkında şöyle konuştu: “Bu yeni masaüstü iş istasyonları, iş yüklerinin giderek karmaşıklaştığı günümüzde istenen iş sonuçlarını karşılamak ve müşterilerimizin geleceğe şimdiden hazır olmasını sağlamak amacıyla yenilikçi çözümler sunmak için müşteri merkezli bir açıdan özenle tasarlandı. Intel®, NVIDIA ve Aston Martin ile yakın iş birliği içinde bu yeni sistemlerin premium bir kasayı üst kalite grafik, bellek ve işlem gücüyle birleştirerek en iyi form ve işlevi sunmasını sağladık.”

Son teknoloji üç iş istasyonunu hayata geçirmek için Lenovo, yeni ThinkStation kasasını, tanınmış yüksek performanslı otomobil üreticisi ve ultra lüks araç pazarının lideri olan müşterisi Aston Martin ile birlikte tasarladı. Aston Martin’in tasarım felsefesine uygun olarak bu iş birliğiyle, Lenovo’nun ikonik kırmızı tasarım dilini yansıtmak, mümkün olan en üstün performansı sağlamak ve gelişmiş kişiselleştirme düzeylerini mümkün kılmak amaçlanıyor. Bu bağlamda, Lenovo ve Aston Martin’in tasarımcıları, iş istasyonu kullanıcılarının, en yüksek performanslı makineleri oluşturarak karmaşık iş akışlarının her aşamasını geliştirmesini sağlamak için güçlerini birleştirdi. Bu amaçla kolları sıvayan tasarım ekipleri, üstün esneklik ve gelişmiş ergonomi sağlamak için alet gerektirmeyen yeni bir kasa tasarladı.

Maksimum performans

Maksimum performansa odaklanarak geliştirilen kasanın 3 boyutlu ızgarası Aston Martin’in ikonik DBS grand tourer modelinden izler taşırken, yüksek performanslı otomotiv segmentinin tasarım özelliklerini masaüstü iş istasyonuna yansıtıyor. Tasarımı yenilenen hava kanalları ve büyütülen 3D altıgen havalandırma delikleri, Lenovo’nun patentli üç kanallı soğutma sistemiyle bir araya gelerek kesintisiz hava akışı ile maksimum soğuk hava girişi ve sıcak hava çıkışı sağlıyor. Böylece, ikonik kasa CPU, GPU, bellek ve depolama donanımının performansını en üst düzeye çıkarıyor. Bunun yanı sıra, üç yeni iş istasyonunda da yenilikçi, modüler tasarım ile kolay bakım ve esnek yükseltme özellikleri için önden erişimli sürücüler yer alıyor.

Aston Martin İş birlikleri Direktörü Cathal Loughnane iş birliğini şöyle değerlendirdi: “Lenovo’nun yeni ThinkStation kasasının tasarımı için yaptığımız iş birliği, üç yıllık muhteşem bir yolculuk oldu. Aynı zamanda Lenovo iş istasyonlarının müşterisi olarak, yüksek performanslı araçlarımızı tasarlamak ve geliştirmek için kullanacağımız yüksek performanslı sistemi tasarlamak benzersiz bir fırsat.”

Lenovo ThinkStation PX: Masaüstünden Veri Merkezine Üstün Esneklik

Lenovo’nun iş istasyonu kategorisindeki en yüksek kaliteli, amiral gemisi ürünü olan Lenovo ThinkStation PX, önceki nesil Lenovo iş istasyonlarına göre daha fazla çekirdek desteği ve genişletilebilirlikle olağanüstü güç ve performans düzeylerine ulaşıyor. Raf için optimize edilen ThinkStation PX, hem masaüstü hem de veri merkezi ortamları için gereken esnekliği sunarak bu ikisi arasında sorunsuz bir geçiş yapılmasına olanak tanıyor. Bu çok yönlü yeni iş istasyonu, gücünü 120’ye kadar CPU çekirdeği ve önceki nesle göre ortalama %53 performans artışı sağlayan en yeni 4. Nesil Intel® Xeon® Ölçeklenebilir işlemcilerden alıyor. ThinkStation PX ayrıca dört adede kadar çift yuvalı NVIDIA RTX™ 6000 Ada Nesli GPU desteğiyle kullanıcıların yaratıcı yüzey kaplama ve CAE simülasyonu dahil olmak üzere günümüzün çalışma ortamlarında bulunan en karmaşık iş akışlarını yönetip yürütmesine olanak tanıyor. Yeni masaüstü iş istasyonu, 4 TB’a kadar DDR5 bellek ve 5. Nesil PCIe geçitlerinin ultra hızlı bant genişliğiyle, ister veri merkezinde, ister ev ortamında olsun, hibrid iş akışına yönelik çok kullanıcılı sanallaştırma esnekliği sağlıyor. Bunlara ek olarak, bu iş istasyonu verimli bir 1850 W güç kaynağı ve isteğe bağlı yedek güç kaynakları sunuyor.

Lenovo ThinkStation P7: Şaşırtıcı, Tek Soketli Güç

En yeni Intel® Xeon® W işlemcilerle çığır açan yeni işlem mimarisine sahip ThinkStation P7, tek bir sokette 56 çekirdeğe kadar destekleyerek yoğun işlemci gücü gerektiren çok iş parçacıklı görevlerin üstesinden kolayca gelir. Geçmişte sunuculardan veya bulut kaynaklarından yararlanan en büyük performans ve güvenilirlik zorluklarının üstesinden gelmek için geliştirilen ThinkStation P7, aynı zamanda 4U muhafaza içerisinde çeşitli masaüstü ve veri merkezi ortamlarında kullanılmak üzere raf için optimize edilmiştir. Üç adede kadar çift yuvalı NVIDIA RTX™ 6000 Ada Nesil GPU desteğiyle ThinkStation P7, benzersiz grafikler, görselleştirme, gerçek zamanlı görüntü oluşturma, CAE ve AI performansına ihtiyaç duyan içerik üreticileri, mimarlar, tasarımcılar, mühendisler ve veri bilimciler için idealdir. ThinkStation P7, otomotiv tasarımı ve hesaplamalı akışkanlar dinamiği analizinden karmaşık video prodüksiyonu ve görüntü oluşturma iş akışlarına kadar en zorlu görevlerin üstesinden gelebilir.

Intel CCG başkanı ve Yaratıcı İşler ve İş İstasyonu Çözümleri Ekibi Genel Müdürü Roger Chandler, işlemcileri ile ilgili şunları söyledi: “Günümüzde işletmelerin yararlandığı en hızlı büyüyen iş yüklerinin tamamında daha hızlı performans sağlamak için önemli ölçüde daha yüksek çekirdek sayısıyla çığır açan yeni işlem mimarisi ve ambalajıyla yeni Xeon W işlemcileri sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu işlemciler; yaratıcı profesyoneller, mühendisler ve veri bilinciler gibi, yenilikleri üreten profesyonellere sektördeki en son yenilikleri sunmak için ihtiyaç duydukları güç ve kararlılığı sağlamak üzere geliştirildi.”

Lenovo ThinkStation P5: Çok yönlülük, güvenilirlik ve performans 

Çok çeşitli işlerde kullanılabilecek masaüstü iş istasyonu olan ThinkStation P5, çok sayıda sektör için geliştirildi ve kullanıcıların daha yüksek performans, genişletilebilirlik ve şirket içi yönetim kolaylığı talepleri doğrultusunda yeniden tasarlandı. Yeni nesil iş istasyonları, yeni tasarlanmış bir kasa, en yeni Intel® Xeon® W işlemciler ve iki adede kadar NVIDIA RTX A6000 profesyonel grafik kartı desteği sunuyor. Yüksek hızlı DDR5 bellek ve 5. Nesil PCIe bant genişliği, son kullanıcıların benzersiz ihtiyaçları için olağanüstü yapılandırılabilirlik sağlıyor. Mimarlar, tasarımcılar, mühendisler ve yaratıcı profesyoneller için optimize edilen bu iş istasyonu, BIM, karmaşık 3D CAD, gerçeklik yakalama ve coğrafi mekân görselleştirme, görsel efektler ve uç nokta dağıtımları gibi katı modelleme ve işlem gücü yoğunluklu görevlerde öne çıkıyor.

NVIDIA’da Profesyonel Görselleştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Bob Pette şöyle konuştu: “NVIDIA, masaüstü iş istasyonları için dünyanın en güçlü görüntü işleme GPU’larını sunuyor. Lenovo’nun yeni ThinkStation masaüstü sistemlerinin üçünde de sunulan bu donanım, veri bilimcilere, mühendislere ve yaratıcı profesyonellere, büyük ölçekli veri kümeleriyle çalışmak, inovasyonları daha hızlı gerçekleştirmek ve yarının yapay zekâ ve işlem yoğunluklu iş akışlarını bir üst noktaya taşımaları için gereken yüksek performanslı teknolojiyi sağlıyor.”

ThinkStation PX, P7 ve P5 iş istasyonları profesyonel olarak yönetilen en zorlu BT iş yeri ortamlarında çalışacak biçimde tasarlanırken, en önemli işletme sınıfı özellikleri ve güvenliği sağlıyor. Lenovo’nun titiz standartları ve test araçları ThinkStation Diagnostics 2.0, ThinkShield desteği, Premier Support yükseltmeleri ve üç yıl garanti, daha güvenilir ve güvenli bir biçimde çalışmak için gereken rahatlığı sunuyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Samp;P, Galata Windin ÇSY değerlendirme sonucunu 67 olarak açıkladı

Samp;P, Galata Windin ÇSY değerlendirme sonucunu 67 olarak açıkladı

S&P Global Ratings tarafından yapılan ÇSY değerlendirmesi, farklı profil başlıklarında toplam 64 baz skora ek olarak verilen +3 yeterlilik puanı ile sonuçlanarak,  Galata Wind’in enerji sektöründeki kısa ve orta vadeli gelişmelerden faydalanmak ve bunları aşmak için yeterince hazırlıklı olduğunu ortaya koyuyor. 

S&P (Standard & Poor’s) Global Ratings, Galata Wind Enerji A.Ş.’nin ÇSY (Çevre, Sosyal, Yönetişim) değerlendirme sonucunu 67 (1-100 arası) olarak açıkladı. 

Galata Wind’in aldığı 67 ÇYS değerlendirmesi sonucunu yorumlayan S&P Global Ratings; “1-100 arasında yapılan ÇSY değerlendirmesi sonuçlarında yüksek rakamlar, daha güçlü sürdürülebilirliğe işaret ediyor. Bu sonuç şirketin enerji üretim sanayinin karşı karşıya olduğu kısa ve orta vadeli gelişmelerden faydalanmak ve bunları aşmak için yeterince hazırlıklı olduğu konusundaki görüşümüzü yansıtıyor. Değerlendirmemizde, Galata Wind’in sadece yenilenebilir enerji üreten bir şirket olarak iddialı ama ulaşılabilir gördüğümüz üretim kapasitesini 2025 yılına kadar 550 megavata (MW) çıkarma hedefini göz önünde bulundurduk ve Türkiye’nin mevcut enerji karışımında fosil yakıtların yerini almasında rolü olduğuna inanıyoruz” ifadelerini paylaştı. 

S&P Global Ratings yorumunda, çok düşük doğrudan emisyonlara sahip olan ve kapsam 1 emisyonlarını 2025 yılına kadar sıfıra indirmeyi planlayan Galata Wind’in bu hedeflerinin olumlu karşılandığı da belirtildi ve şöyle denildi. “Özellikle rüzgar ve güneş santrallerinin inşası ve bakımı dışarıdan temin edildiğinden, Galata Rüzgar’ın diğer elektrik üreticilerine göre sosyal risklere doğrudan daha az maruz kaldığına inanıyoruz. Ayrıca çalışanların sağlığı ve güvenliği ile ilgili güçlü performansına dikkat çekiyoruz. Son olarak, yönetim kurulunun borsaya kote şirketler için Türk standartlarına uygun iyi yönetişim uygulamaları sergilediğini görüyoruz.   Ayrıca Galata Wind’in finansal ve finansal dışı açıklamalarının, özellikle Temmuz 2023’te ilk sürdürülebilirlik raporunu yayınladığı ve 2024’ten itibaren finansal dışı bilgileri dışarıdan temin etmeyi planladığı için, önümüzdeki yıllarda daha ayrıntılı ve sağlam hale geleceğini anlıyoruz.” 

Galata Wind, yapılan değerlendirmede Çevre başlığında; sera gazı emisyonları, atık ve kirlilik, su kullanımı, arazi kullanımı ve biyolojik çeşitlilik konularında “iyi” sonucu aldı. Sosyal başlığında; güvenlik yönetiminde “güçlü”, işgücü çeşitliliği, müşteri bağlılığı ve topluluklar değerlendirmelerinde ise “iyi” sonuçlarına ulaştı. Yönetişim başlığındaki sonuçları ise yapı ve gözetim ile kod ve değerler açısından “iyi” olarak açıklandı. 

Galata Wind temiz bir gelecek için sürdürülebilir enerji kaynaklarına yatırım yapıyor, Türkiye’nin dört bir yanındaki Gold Standard ve VCS sertifikalı rüzgâr ve güneş enerjisi santralleriyle %100 yenilenebilir enerji üreterek yılda yaklaşık 400.000 ton karbon salımı azaltımı sağlıyor.

Türkiye ekonomisine katkı sağlayan ve kurulduğu günden bu yana sürdürülebilir bir gelecek için çalışan Galata Wind, elektrik üretimini halen Balıkesir, Bandırma’da bulunan Şah Rüzgâr Santrali, Mersin, Mut’ta bulunan Mersin Rüzgâr Santrali, Bursa, Nilüfer’deki Taşpınar Rüzgâr Santrali, Çorum merkezdeki Çorum Güneş Santrali ve Erzurum Aziziye, Hınıs ve Karayazı’da bulunan Erzurum Güneş Santrali ile gerçekleştiriyor. 2022 yılında çoğunlukla rüzgar enerjisi %87 ve güneş enerjisinden %10 ürettiği elektrik satışından yaklaşık 55 milyon Euro gelir elde eden Galata Wind’in %30’u halka açık durumda.

Portföyünü sadece yenilenebilir enerji faaliyetleri ile genişleteceğini taahhüt eden şirket, evlerin, okulların, iş yerlerinin, akaryakıt istasyonlarının ve üretim merkezlerinin çatılarına da kendi enerjilerini üretmeleri amacıyla güneş enerjisi sistemleri tasarlıyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Erişim alanını genişleten LockBit şimdi de macOSu hedefliyor

Erişim alanını genişleten LockBit şimdi de macOSu hedefliyor

Kaspersky siber güvenlik uzmanlarına göre dünyanın en üretken fidye yazılımı gruplarından biri olan LockBit, yakın zamanda operasyonlarını gelişmiş çoklu platform işlevselliği ile yükseltti. LockBit, dünya genelindeki işletmeleri acımasızca hedef almasıyla ün kazandı ve ardında finansal ve operasyonel bir enkaz bıraktı. Kaspersky tarafından hazırlanan son rapor, LockBit’in erişim alanını genişletme ve kötü niyetli faaliyetlerinin etkisini en üst düzeye çıkarma konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor.

LockBit, ilk zamanlarında kurbanların verilerini şifrelemeden önce sızıntı portalları, çifte gasp taktikleri veya veri sızdırma girişimleri olmaksızın faaliyet gösteriyordu. Ancak grup, yönetim panellerine yapılan saldırılar ve yıkıcı dağıtık hizmet reddi (DDoS) saldırıları da dahil olmak üzere varlıklarını çeşitli tehditlere karşı korumak için altyapısını ve güvenlik önlemlerini sürekli olarak geliştirdi.

Siber güvenlik topluluğu LockBit’in BlackMatter ve DarkSide gibi diğer kötü üne sahip fidye yazılımı gruplarının kodlarını benimsediğini gözlemledi. Bu stratejik hamle yalnızca potansiyel iştirakler için operasyonları kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda LockBit tarafından kullanılan saldırı vektörlerinin yelpazesini de genişletiyor. Kaspersky Threat Attribution Engine (KTAE) tarafından elde edilen son bulgular, LockBit’in daha önce artık feshedilmiş Conti fidye yazılımı çetesi tarafından kullanılan kodun yaklaşık yüzde 25’ini bünyesine kattığını ve bunun sonucunda LockBit Green olarak bilinen yeni bir varyant ortaya çıktığını ortaya koydu.

Kaspersky araştırmacıları, Apple M1, ARM v6, ARM v7, FreeBSD ve diğerleri dahil olmak üzere birden fazla mimariye özgü olarak uyarlanmış LockBit örnekleri içeren bir ZIP dosyasını ortaya çıkardı. KTAE kullanılarak yapılan analiz ve inceleme sayesinde, bu örneklerin daha önce gözlemlenen LockBit Linux/ESXi sürümünden kaynaklandığı doğrulandı.

Tehdidin macOS varyantı gibi bazı örnekleri ek yapılandırma gerektirse ve düzgün bir şekilde imzalanmamış olsa da, LockBit’in fidye yazılımlarını çeşitli platformlarda aktif olarak test ettiği ve saldırılarını yakında genişleteceğini öngörmek zor değil. Bu gelişme, tüm platformlarda sağlam siber güvenlik önlemlerine ve iş dünyasında farkındalığın artırılmasına duyulan acil ihtiyacın altını çiziyor.

Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Marc Rivero, şunları söylüyor: “LockBit, dünya çapında işletmelere yönelik yıkıcı siber saldırılarıyla bilinen, son derece aktif ve ünlü bir fidye yazılımı grubu. LockBit, sürekli altyapısını genişleterek ve diğer fidye yazılımı çetelerinden aldığı kodlarla çeşitli sektörlerdeki kuruluşlar için önemli bir tehdit oluşturuyor. LockBit ve benzeri fidye yazılım gruplarının yarattığı riskleri etkili bir şekilde azaltmak için işletmelerin savunmalarını güçlendirmeleri, güvenlik sistemlerini düzenli olarak güncellemeleri, çalışanlarını en iyi siber güvenlik uygulamaları konusunda eğitmeleri ve olay müdahale protokolleri oluşturmaları zorunludur.”

Securelist’te LockBit’in güncellenmiş araç seti hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Kendinizi ve işletmenizi fidye yazılımı saldırılarından korumak için Kaspersky şunları öneriyor:

Saldırganların güvenlik açıklarından yararlanmasını ve ağınıza sızmasını önlemek için kullandığınız tüm cihazlardaki yazılımları her zaman güncel tutun. 
Savunma stratejinizde yanal hareketleri ve internete veri sızıntılarını tespit etmeye odaklanın. Siber suçluların ağınıza bağlantılarını tespit etmek için giden yöndeki trafiğe özellikle dikkat edin. Davetsiz misafirlerin kurcalayamayacağı çevrimdışı yedekler oluşturun. Gerektiğinde veya acil bir durumda bunlara hızlı bir şekilde erişebileceğinizden emin olun. 
Tüm uç noktalarda fidye yazılımı korumasını etkinleştirin. Bilgisayarları ve sunucuları fidye yazılımlarına ve diğer kötü amaçlı yazılım türlerine karşı koruyan, açıkları önleyen ve önceden yüklenmiş güvenlik çözümleriyle uyumlu ücretsiz Kaspersky Anti-Ransomware Tool for Business çözümünü bu amaçla değerlendirebilirsiniz..
Anti-APT ve EDR çözümleri kurun, gelişmiş tehdit keşfi ve tespiti, soruşturma ve olayların zamanında düzeltilmesi için yetenekler sağlayın. SOC ekibinize en son tehdit istihbaratına erişim sağlayın ve profesyonel eğitimlerle düzenli olarak becerilerini artırın. Yukarıdakilerin tümü Kaspersky Expert Security çerçevesinde mevcuttur.
SOC ekibinize en son tehdit istihbaratına (TI) erişim sağlayın. Kaspersky Threat Intelligence Portal, Kaspersky’nin TI’sına ortak erişim noktasıdır ve Kaspersky ekibi tarafından son 20 yılda toplanan siber saldırı verilerini ve içgörüleri sağlar. Kaspersky, işletmelerin bu çalkantılı zamanlarda etkili savunmalar sağlamasına yardımcı olmak için güncel siber saldırılar ve tehditler hakkında bağımsız, sürekli güncellenen ve küresel kaynaklı bilgilere ücretsiz erişim sağladığını duyurdu. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

İşletmeler için kullanımı kolay, bulut tabanlı güvenlik çözümü

İşletmeler için kullanımı kolay, bulut tabanlı güvenlik çözümü

Siber güvenlik alanında küresel lider olan ESET, birleştirilmiş siber güvenlik platformu olan ESET PROTECT’te önemli bir geliştirmenin kullanıma sunulduğunu duyurdu. Geliştirmeler, dünya çapında işletmelerin karşılaştığı ve ileride karşılaşabileceği dijital güvenlik sorunlarına yönelik olarak tasarlandı. 

 ESET bütünleşik güvenlik açığı ve yama yönetimini ESET PROTECT Platformuna eklemek için BT, OT ve ICS kritik altyapı siber güvenlik çözümlerinde dünya lideri olan OPSWAT ile ortaklık yaptı. Mevcut ESET PROTECT platformuna ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi eklendi. Platform, sürekli değişen tehdit ortamına ayak uydurmakta ve sistemlerinin doğru şekilde yamalanmasını sağlamakta güçlük çeken küçük ve orta ölçekli işletmeleri (KOBİ) daha iyi koruyabilmek için yepyeni bir katman olan ESET PROTECT Elite ile tamamlandı. 

Kuruluşlar temel olarak ESET PROTECT Bulut konsol yönetimiyle çalışırken, güvenlik tehditlerini kolayca değerlendirebilir ve tüm ağdaki yamaları yöneterek en son sıfır gün güvenlik açıklarının zamanında tespit edilmesini ve düzeltilmesini sağlayabilir. Otomatik tarama ve çok çeşitli filtreleme seçenekleri, kuruluşlar için çok önemli olan güvenlik sorunlarını hızlıca belirlemelerine ve bunlara odaklanmalarına imkan tanır. Otomatik ve manuel yamalama seçenekleri sayesinde, işletmeler uç noktalarının en son güvenlik yamalarıyla zamanında güncellendiğinden emin olabilir.

 

ESET KOBİ ve MSP Birimi Başkan Yardımcısı Michal Jankech şunları söyledi; KOBİ’ler kullanımı kolay olan ve kendilerini güvende tutacak bir çözüm istiyor. ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetiminin kişiselleştirilebilir yama uygulamaları, tüm büyüklüklerdeki işletmelerin uç noktalarının etkin ve hızlı yamalanmasını sağlayacak şekilde onlara esneklik ve kontrol imkanı tanıyor. Böylece işletmeler, saldırı riskini en aza indirgeyebilir, giderek daha sıkı hale gelen siber güvenlik sigortası veya düzenleyici gerekliliklere uyum sağlayabilir ve çeşitli ISO sertifikaları için gereken standartları karşılayabilirler.” 

ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi, Adobe Acrobat, Mozilla Firefox ve Zoom Client gibi binlerce popüler uygulamayı 35.000’den fazla yaygın güvenlik açığı ve açığa çıkma (CVE) için tarar. Bu otomatik tarama işlemleri, tamamen kişiselleştirilebilir güvenlik açığını hariç tutma ayarları kullanılarak planlanabilir. Güvenlik açıkları, açığa çıkma skoruna, önem derecesine ve zaman içindeki skoruna göre filtrelenebilir ve önceliklendirilebilir. ESET PROTECT Platformu’nun bulut tabanlı konsolu sayesinde işletmeler, en hassas yazılım ve etkilenen hizmetler hakkında rapor oluşturabilir. Çok dilli destek sunar ve BT altyapısı üzerinde çok fazla alan kaplamaz.

ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi, yama adı, uygulamanın sürümü, CVE, yama önem derecesi/önemi ve etkilenen uygulamalarla birlikte sürekli gelişen bir yama envanteri sağlar. İşletmeler anında güncellemeleri başlatabilir ve özelleştirilebilir seçenekler aracılığıyla veya bir yama tanımlandığında manüel olarak yama uygulamaya başlayabilir. İş akışında kesintiyi önlemek için riskli varlıklara öncelik vererek ve diğerlerini yoğun iş temposu olmayan saatlerde planlayarak yama işlemini daha da basit hale getirebilirler. İşletmeler, tüm ağlarında tam görünürlük sağlarken yine de belli bir alana odaklanarak Güvenlik Açığı ve Yama Yönetiminin çoklu kiralama özelliğinden faydalanabilir. 

         

ESET’in birleştirilmiş siber güvenlik platfomu ESET PROTECT, merkezileştirilmiş görünürlük, yönetim ve istatistikler sunan tek bölmeli bir bulut konsoludur. Sektör lideri olan ESET PROTECT Platformu ile işletme, ayrıca yönetilen güvenlik ve profesyonel hizmetleri ile tehdit istihbaratı sayesinde dengeli bir ihlal önleme, tespit ve yanıt becerisine sahip olur. Basit, modüler, adapte edilebilir ve sürekli kendini yenileyen bir yapısı vardır. ESET PROTECT Elite’in piyasaya sürülmesiyle, tüm büyüklükteki işletmeler için beş adet ESET PROTECT Platform abonelik seçeneği bulunuyor:

 

ESET PROTECT Entry – uç nokta koruması, sunucu güvenliği ve ESET PROTECT Bulut konsolunu içeren rekabetçi fiyatlara sahip başlangıç seviyesi bir çözümdür. 
ESET PROTECT Advanced – gelişmiş tehdit savunma teknolojisi ve tam disk şifreleme ile birinci sınıf uç nokta koruması sağlar. 
ESET PROTECT Complete – siber riskleri en aza indirmek için yeni ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi özelliğini, bulut uygulama korumasını ve posta güvenliğini içerir. 
Yeni ESET PROTECT Elite – artırılmış görünürlük ve azaltılmış siber riskler, ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi, ESET’in yerel genişletilmiş algılama ve yanıt (XDR) yeteneği ve ayrıca güçlü çok faktörlü kimlik doğrulama sağlar. 
ESET PROTECT MDR – eksiksiz siber risk yönetimi, güçlü tehdit avı ve arama sırasında birinci sınıf ESET uzmanlığı sağlayan kurumsal düzeyde bir çözümdür. ESET PROTECT MDR, tüm ESET PROTECT Elite özellikleriyle ESET’in yönetilen güvenlik ve profesyonel hizmetlerini bir araya getirir. 

 

Jankech açıklamalarına  şöyle devam etti; “Siber saldırıların sık sık değişmesi ve sektörün sürekli daha karmaşık hale gelmesiyle, işletmelere sunduğumuz çözümler de onların değişen ihtiyaçlarını karşılayacak ve dönüşen bir tehdit ortamına uyum sağlayacak şekilde değişim gösteriyor. Tüm büyüklükteki işletmeler, kötü adamların bir adım önünde olmak için güvenlik açıklarını hızlıca tespit etmek ve bunlara yama uygulamak konusunda her geçen gün daha da zorlanıyor. ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi ürünümüzün piyasaya çıkmasıyla birlikte, işletmeler için hem iş aksamalarının hem de maliyetlerin minimumda tutulmasına yardımcı olarak hızlı bir şekilde düzeltmeye giden bir yol sağlayacağız.” 

OPSWAT İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Chad Loeven ortaklıkları hakkında şunları söyledi: “ESET ile gerçekleştirdiğimiz uzun vadeli ortaklığımızın bu yeni adımında çok heyecanlıyız. ESET, KOBİ pazarında en iyi güvenlik uygulamalarını sağlama konusunda tutarlı bir liderlik sergiledi. Uç nokta teknolojimiz, kurumsal iş ortaklarımız aracılığıyla dünya çapında 150 milyondan fazla uç noktanın korunmasına yardımcı oluyor.  KOBİ pazarında teknolojimizi geliştirebilmek için ESET mükemmel bir ortak.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Elektrikli Araçlara Geçiş İçin Tüm İhtiyaçlarınıza Yanıt TEB Arvalde

Elektrikli Araçlara Geçiş İçin Tüm İhtiyaçlarınıza Yanıt TEB Arvalde

Operasyonel araç kiralama ve filo yönetiminde özel ürün ve hizmetleri ile öne çıkan TEB Arval, yeni geliştirdiği “Elektrikli Kolay Paket” ile firmaların filolarındaki enerji transformasyonunu kolaylaştıracak.

Kurumlara operasyonel araç kiralama ve filo yönetimi çözümleri sunan TEB Arval, sürdürülebilir mobilite çözümlerine bir yenisini daha ekledi. Hızla birçok filonun enerji transformasyonunun önemli parçası haline gelen elektrikli araçlara sorunsuz geçiş sağlamak için “Elektrikli Kolay Paketi” hazırladı. TEB Arval yeni ürünü ile müşterilerine elektrikli araç, şarj istasyonu, yedek benzinli araç ve şarj dolum kartlarından oluşan özel bir paket sunacak. Bu paket ile firmalar TEB Arval’in sağlamış olduğu özel indirimlerden faydalanarak sürdürülebilirlik ve enerji dönüşümü hedeflerine kolaylıkla ulaşacaklar.   

TEB Arval’in elektrikli araç kiralayan müşterilerine sunduğu yeni paket, bir şirketin ihtiyaç duyabileceği tüm hizmetler düşünülerek hazırlandı. Filolardaki enerji dönüşümüne rehberlik etmek amacıyla özel müşteri temsilcilerince verilen SMaRT (Sürdürülebilir Mobilite ve Sorumluluk Hedefleri) danışmanlık hizmeti ile ihtiyaçlar belirleniyor. İhtiyaca uygun şarj çözümleri için satın alma ya da kiralama seçenekleri sunuluyor. Şarj çözümleri için keşif, kurulum ve bakım işlemleri TEB Arval’in anlaşmalı tedarikçileri tarafından yapılırken, isteyen firmalara ise yine özel indirim sağlanmış halka açık şarj istasyonlarında kullanabilecekleri şarj dolum kartları verilebiliyor. Uzun mesafeli yolculukları için ise, yılda 14 güne kadar aynı segmentte benzinli yedek araç temini sağlanabiliyor. TEB Arval, sürdürülebilir mobilite ve sorumluluk hedefleri doğrultusunda hazırlamış olduğu özel “Elektrikli Kolay Paket” ile elektrikli araç geçişinde firmaların ve sürücülerin yolculuklarını kolaylaştırmayı hedefliyor.    

 

Neden elektrikli araç?

Elektrikli araçlar karbon emisyonu daha düşük olması ve çevreye duyarlı olmalarının yanı sıra daha düşük yakıt maliyeti ve daha az bakım masrafı çıkarıyor. Halka açık şarj altyapısı hızla gelişiyor. Gün geçtikçe çeşitlenen elektrikli araç modelleri sayesinde sessiz ve yüksek sürüş konforu sunuyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com

Samsung cihazlara sunulacak yeniliklerin detayları belli oldu – Teknoloji

Samsung cihazlara sunulacak yeniliklerin detayları belli oldu – Teknoloji





Samsung’un One UI 5.1.1 güncellemesi yolda. Bu güncellemeyi alacak cihazlar arasında büyük ihtimalle, Galaxy Z Fold 4/3/2, Galaxy Z Flip 4/3, Galaxy Tab S7 ve S8 modellerinin tamamı var. Alıp almayacağı belli olmayan ancak alacağı gözüyle bakılan cihazlar arasında da Galaxy S23/S22/S21/S20 serisi, ve Galaxy Note 20 serisi yer alıyor. 

Peki bu güncelleme neler sunacak?

Çoklu görev tarafında yapılacak yenilekle artık kullanıcılar son uygulamalar ekranında uygulamaların çalışma durumunu görebilecek. Açılır ekrandan bölünmüş ekrana geçişi, uygulamayı orijinal konuma getirmeyi ve S Pen uygulama önizlemesini görebilecek.

Bir diğer yenilik ise dört adet uygulamaya kadar son kullanlar görev çubuğunda yer alacak olması. Otomatik görev çubuğu ayarı da bunun yanında yer alıyor.

Esnek mod ile çoklu pencere ekranlarını destekleyen daha fazla uygulama olacak. Medya kontrolleri ve özelleştirme de bu taraftaki yenilikler arasında yer alıyor. 

Yakınınızda değilken bile kişilerle dosya paylaşabileceksiniz aynı zamanda çok daha güvenli bir şekilde olacak. 

Sağlık tarafında ise uyku koçluğu, uyku verileri(Galaxy Watch 4 ve üstü) için daha detaylı açıklamalar, cilt sıcaklığı ölçümü(Galaxy Watch 5) gibi yenikler yer alıyor.

Kamera tarafında yapılacak değişiklikler ile kullanıcılar çok daha iyi sonuçlar elde edecekler. Diğer değişiklikler ise iki elle sürükle ve bırak, diğer cihazları kablosuz şarj ederken telefonu kullanabilme, depolama ve bellek yönetimi gibi yenilikler One UI 5.1.1 ile kullanıcılara sunulacak.


—-advertisement—

loading…

Haber Kaynağı www.aykiri.com.tr

Haber Kaynağı ulusal24.com