OPPO Gezegene Yeşil Bir Dokunuşla Katkı Sunuyor – Ulusal24.com

OPPO Gezegene Yeşil Bir Dokunuşla Katkı Sunuyor – Ulusal24.com

OPPO, ürün tasarımından sürdürülebilirlik konularında kamuoyunu bilinçlendirmeye kadar, gezegenimize daha yeşil bir gelecek sunmayı teşvik etmek için teknolojiyi ve marka gücünü kesintisiz kullanıyor.

 

 

Dünyada her yıl 22 Nisan’da gezegenimizin korunması konusunda farkındalık yaratmak amacıyla ‘Dünya Günü’ kutlanıyor. Teknolojideki uzmanlığıyla yaşamı iyileştirmeyi hedefleyen, dünyanın önde gelen lider akıllı ürün markası OPPO, sürdürülebilirliğe olan uzun vadeli taahhüdüyle, global bir kurumsal vatandaş olma sorumluluğuna öncelik veriyor. OPPO, ürün tasarımından sürdürülebilirlik konularında kamuoyunu bilinçlendirmeye kadar, gezegenimize daha yeşil bir gelecek sunmayı teşvik etmek için teknolojiyi ve marka gücünü kesintisiz kullanıyor.

 

OPPO, ambalajlarında kullandığı plastik miktarını 95 oranında azalttı

Plastik atıklar günümüzde çevre kirliliğinin büyük bir endişe kaynağı olarak öne çıkıyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı verilerine göre her yıl denizlere yaklaşık 11 milyon ton plastik atık bırakılıyor. Düzgün bir şekilde atılmayan plastikler sıklıkla toprağı, suyu kirletiyor ve nihai olarak yediğimiz yiyecekler yoluyla insan vücuduna giriyor. Bu mikroplastikler, sağlığımız için şu anda hakkında çok az şey bildiğimiz gizli tehlikelere neden oluyor.

 

Ambalajında kullanılan plastik miktarını düşürmek için OPPO, uluslararası düzeyde kabul gören ‘3R+1D’ sürdürülebilir ambalaj ilkelerini uygulamayı, ambalaj ağırlığının azaltılması hedefine bağlı kalmayı, geri dönüştürülmüş malzemeleri yeniden kullanmayı ve ambalajlarında geri dönüştürülebilir, biyolojik olarak parçalanabilen malzemeler kullanmayı taahhüt ediyor. Bu yaklaşım sayesinde OPPO, 2019’dan bu yana Avrupa’daki ambalajlarında kullandığı plastik miktarını büyük bir başarıyla 95 oranında azalttı. Şirket, geleneksel plastiklerin yerine biyolojik olarak parçalanabilen polilaktik asit malzemesini kullanmayı tercih ediyor.

 

Bu yılın başlarında piyasaya sürülen OPPO 5G CPE T2 modeli, bir kısmı tüketicilerin kullandığı ürünlerden elde edilen PCR’den (Tüketici Sonrası Geri Dönüştürülmüş Plastikler) üretildi.

 

Find X5 serisi ambalajı 45 oranında geri dönüştürülmüş liften üretildi

Ormanlar, hayatta kalmak için insanlara güven veren birçok doğal kaynağa ev sahipliği yapıyor. Ancak Amazon yağmur ormanları, aşırı ağaç kesimi nedeniyle, son 50 yılda ormanlık alanlarının 17’sini kaybetti. Ağaç kesimi ile orman arazilerinin azaltılması, dünyadaki biyolojik çeşitliliğe doğrudan tehdit oluşturuyor ve aynı zamanda küresel ısınmayı hızlandırıyor.

 

OPPO, ahşap kaynaklı lif tüketimini azaltmak için mümkün olduğunca geri dönüştürülmüş malzemeler kullanıyor. Örneğin, Avrupa’da satışa sunulan OPPO Find X5 serisinin ambalajı yaklaşık 45 oranında geri dönüştürülmüş liften üretildi. Bu malzeme, geri dönüştürülmüş kâğıttan veya şeker kamışı ve bambu gibi diğer organik atıklardan oluşuyor.

 

Pil Sağlığı Motoru pillerin 80’inden fazlasını korumaya yardımcı oluyor

Tüm dünyada meydana gelen elektronik atık hacmi son 5 yılda 21 arttı ve bu kalem en hızlı büyüyen evsel atık kategorisi haline geldi. Buna rağmen elektronik atıkların sadece 17,4’ü geri dönüştürülüyor. Elektronik atıkların çevre üzerinde oluşturduğu uzun vadeli tehdidin bilinciyle OPPO, ürünlerini daha dayanıklı hale getiriyor. Şirket ayrıca, çevreye olumsuz etkisini en aza indirmek için elektronik ürün atıklarına yönelik geri dönüşüm programları oluşturdu.

 

Örneğin, pazara yeni sunulan OPPO Find X5 serisi, OPPO’nun kendi geliştirdiği Pil Sağlığı Motoru teknolojisiyle donatıldı. OPPO’nun 80W SuperVOOC hızlı şarj teknolojisini kullanan bu çözüm, 1.600’e kadar tam şarj döngüsünden sonra bile akıllı telefon pillerinin kendi kapasitelerinin 80’inden fazlasını korumaya yardımcı oluyor. Bu da sektör ortalamasının iki katından fazla bir süreye denk geliyor ve bu teknolojiden güç alan her pilin daha uzun kullanılmasını sağlıyor.

 

OPPO, kullanılmış cep telefonlarının geri dönüşümünü ve yeniden kullanımını teşvik etmek için yerel ve uluslararası pazarlarda takas hizmetleri sunan bir ürün geri dönüşüm sistemi de kurdu. Çin’de bu program aracılığıyla bugüne kadar 1,2 milyondan fazla akıllı telefon geri dönüşüme dahil oldu. Bu, 216 tondan fazla elektronik atığın önüne geçmek anlamına geliyor.

 

OPPO ayrıca sektörel ve sivil toplum kuruluşları ortaklıkları aracılığıyla atık haldeki elektronik ürünlerin geri dönüşümünü teşvik etmeye de yardımcı oluyor. Avrupa’da yerel geri dönüşüm sistemlerine mali destekler sağlayan OPPO, elektronik atıklara yönelik bir geri dönüşüm programını hayata geçirmek için geri dönüşüm kuruluşlarıyla iş ortaklıkları gerçekleştiriyor. OPPO, Avustralya’da ise insanları elektronik atıklarını doğru bir şekilde geri dönüştürmeye ve çöpe giden e-atık miktarını azaltmaya teşvik etmek için Taronga Conservation Society/Taronga Koruma Derneği ile çalışmalar yürütüyor.

 

OPPO ayrıca, cep telefonlarının tüm yaşam döngüsü boyunca çevresel performansını değerlendirmek için Avrupa’nın önde gelen birkaç operatörü tarafından oluşturulmuş Eco Rating etiketleme planına dahil olan ilk akıllı telefon üreticilerinden biri oldu. Programa katılarak sürdürülebilir dönüşüme destek veren OPPO, sektördeki diğer oyuncularla iş birliği içinde çalışıyor. 

 

OPPO, sivil toplum kuruluşlarıyla ortaklıklar kuruyor

Yalnızca kendi teknolojisini kullanarak çevre ve sürdürülebilirlik sorunlarına çözümler sunmakla kalmayan OPPO, bu sorunların aşılmasına yardımcı olmak için dünyanın her yerinden insanları bir araya getiren sivil toplum kuruluşlarıyla ortaklık kuruyor. Şirket, 2021 yılında İtalya’nın 5 şehrinde plastik atık toplama faaliyetleri düzenlemek için, yerel bir sivil toplum kuruluşu olan Free Plastic Odv Onlus ile ortaklık başlattı. Program kapsamında, 1.000’den fazla gönüllünün yardımıyla, 10 tonun üzerinde plastik atık geri dönüştürüldü.

 

Avustralya’da ise şirket, Great Barrier Reef’in karşı karşıya olduğu çevresel krizle ilgili farkındalığı artırmak ve halkı bu yönde harekete geçmek için Reef Restoration Foundation (RRF) ile ortaklık kurarak Artırılmış Gerçeklik uygulamasını kullanıma sundu. OPPO yine 2021 yılında, bu fonun 2026 yılına kadar Great Barrier Reef’de 1.000.000 yeni mercan üretme misyonunu gerçekleştirmesine yardımcı olmak için, 52.000 doların üzerinde bağış yaptı.

 

OPPO nesli tükenmekte olan hayvanların renk çeşitliliğini koruyor

Dünyadaki doğal alanların ve biyolojik çeşitliliğin korunması, göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir konu… Şu anda yok olma tehdidi altında olan 1 milyona yakın tür bulunuyor ve OPPO, bu türlerin doğaya kattığı renk çeşitliliğini ve güzelliği korumaya yardımcı olmak için teknolojiyi kullanıyor. OPPO’nun National Geographic ile yürüttüğü Tehlike Altındaki Renkler projesi, üst üste ikinci kez, nesli tükenmekte olan ve risk altındaki hayvanların ilgi çekici görüntülerini kullanarak gezegenin biyolojik çeşitliliğini korumak için daha fazla insana ilham veriyor. Kampanya aynı zamanda kâr amacı gütmeyen National Geographic Society’nin vahşi yaşamı koruma çabalarına yönelik destekler de sunuyor.  

 

Dünyayı korumak hepimizin ortak sorumluluğu… OPPO, teknolojik yeniliklerle ve herkesin katılacağı ortak hareketle dünyanın doğal alanlarının korunmasına yardımcı olabileceğimize karşı inancını koruyor ve daha yeşil bir gelecek için çalışmaya devam ediyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Depolama yenilemesi için 5 ipucu! – Ulusal24.com

Depolama yenilemesi için 5 ipucu! – Ulusal24.com

Telefonlarımızı ve dizüstü bilgisayarlarımızı düzenli olarak yenilemekten evdeki WiFi’mızı tekrar değerlendirmeye kadar, teknoloji yenilemeleri günlük hayatımızın önemli bir parçası oldu. Ne var ki piyasada mevcut olanın en yenisini ararken bunları genellikle içgüdüsel olarak, fazla düşünmeden yapıyoruz. Üstelik bir iş ortamında da durum çok farklı değil. Donanımın özellikleri ve türü, karar vermede genellikle ilk öncelikli husus. Ancak bir kuruluşun veri merkezindeki depolama sistemlerinin yenilenmesi gerektiğinde karar vericiler, çoğu zaman değişime dirençle karşılaşabiliyor. Oysa verinin artık yeni sermaye olmasıyla depolama donanımları, kuruluşların hızla değişen bir iş ortamında başarılı olmalarında kritik öneme sahip. Bir depolama sisteminin yenilemesinin başarısını etkileyebilecek birçok faktör bulunduğunu  söyleyen Dell Technologies Satış Öncesi Kıdemli Yöneticisi Emin Çalıklı, her CIO’yu yakından ilgilendiren depolama yenilemesi için beş kritik ipucu paylaştı.

 

 

1. Mevcut engelleri belirleyin 

Son dönemde yapılan bir Forrester araştırmasında, karar vericilerin 83’ü verileri ayrıştırma, analiz etme ve sonuçlara göre hareket etme konusunda; “Yüksek depolama maliyetleri, Optimize edilmemiş veri ambarı, eski BT altyapısı ve ihtiyaçlarını karşılamak için fazla sayıda manuel süreçler” gibi engeller olduğunu bildirdi. Dolayısıyla başlıca engellerinizi bilmek, mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlara en uygun depolama platformunu belirlemenize ve tasarlamanıza yardımcı olacaktır.

 

2. Mevcut depolama teknolojinizi en üst düzeye çıkarın

BT yöneticilerinin dikkate alması gereken bir diğer önemli konu da mevcut donanımlarının optimize edilip edilmediğidir. Kuruluşların, mevcut depolama sistemlerini yıl boyunca en yüksek performans için optimize edilmiş ve yapılandırılmış hâlde tutmalarına yardımcı olmak için sürekli analiz sağlayabilecek çözümlerden yararlanmaları gerekiyor. Sistemlerin en yüksek verimlilik sağlayacak şekilde kurulmaması sebebi ile boşta duran ve yeterince kullanılmayan bir depolama sistemi ile karşı karşıya kalıyoruz.

 

3. Doğru yöntem ve iş modelini belirleyin

Genel bulut ve şirket içi bulut bölgede geniş çapta kabul görürken bazı verilerin, oluşturulduğu ve tüketildiği yere yakın yerlerde tutulmasının daha iyi olabileceğini dikkate almak önemlidir. Bu hem uçta hem de veri merkezinde geçerlidir. Depolama yöntemini değerlendirirken güvenlik de önemli bir etkendir. Verilere erişime izin verilirken ne kadar denetim gereklidir ve ne kadar risk alınabilir? Mutlaka belirlenmelidir. Maliyet, uygun çözümü seçerken göz önünde bulundurulması gereken bir diğer husus olup bulut benzeri bir deneyim için hem geleneksel depolama ürünleri hem de veri depolama hizmetleri sunan bir teknoloji sağlayıcısı belirlemek yararlı olacaktır.

 

4. Verileriniz inovasyona uygunluğundan emin olun

Forrester araştırmasına göre Orta Doğu’daki veri karar vericilerinin 70’i, analiz etmek ve kullanmak için geçen süreye kıyasla verileri daha hızlı bir şekilde topluyor. Teknolojiyi yenilemek, veriye dayalı iş sonuçlarına ulaşmanın yalnızca ilk adımıdır. Yeni depolama çözümlerini devreye almak, iş yüklerinin ve verilerin ilk seferde doğru ve verimli şekilde kategorize anlamına gelir. Veri taşıma hizmetlerini kullanmak daha fazla denetim, güvenlik ve değer sağlar. Bu hizmetler, sorunsuz bir geçişi planlamak ve yürütmek için uzmanlardan yararlanılarak süreci basitleştirmenin ve hızlandırmanın en iyi  yoludur.

 

5. Güvenli geri dönüşüme öncelik verin 

BT karar vericilerinin 72’si, BT güvenliği ve risk gereksinimlerini karşıladıklarından emin olmak için dışarıdan yardım almaya ihtiyaç duyduklarını söylüyor. BT yöneticilerinin herhangi bir altyapıyı yenilemek ve tekrar düzenlemek veya emekliye ayırmayı istediklerinde, yaşam döngülerinin sonunda varlıkların güvenli ve tutarlı bir şekilde yönetilmesine yardımcı olabilecek bir teknoloji ortağı olması gerekiyor. Varlıkları verimli bir şekilde yönetmek oldukça önemli husustur. Öncelik her zaman yeniden kullanım olmalı, yeniden kullanım gibi bir seçenek olmadığında ise güvenli geri dönüşüm olmalıdır.

 Her adımda destek alın

Teknoloji yenilemesi için atılacak adımlarda hata payının en aza indirilmesi için profesyonel destek alınması gerektiğine de dikkat çeken Emin Çalıklı, “Herhangi bir teknoloji yenilemesinin amacı, güvenliği sürdürmek, müşterilere ve iş gücüne karşı oluşabilecek ve iş operasyonlarında meydana gelebilecek kesintileri en aza indirmek ve gelecekteki iş ihtiyaçlarını karşılamak üzere gelişmek ve dönüşmektir. Dell Technologies Services, bir kuruluşun depolama varlıklarının planlanmasından kullanım dışına alınmasına kadarki süreçte en iyi uygulamaları sunmak için yenilik yapmaya devam ediyor. Depolama ihtiyaçları geliştikçe ve arttıkça, mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlara en uygun olanı sağlamak için depolama platformlarını yenilemek bir zorunluluktur. Bu çok fazla planlama, test etme ve koordinasyon gerektiren önemli bir süreçtir. Aynı zamanda performansı artırmak, maliyetleri düşürmek ve platformun geleceğe hazır olmasını sağlamak için de büyük bir fırsattır” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Lenovo kullanıcıları gizli ve tehlikeli bir tehdit ile karşı karşıya olabilir – Ulusal24.com

Lenovo kullanıcıları gizli ve tehlikeli bir tehdit ile karşı karşıya olabilir – Ulusal24.com

ESET çeşitli Lenovo dizüstü bilgisayar modellerini etkileyen üç güvenlik açığı keşfetti

 

Siber güvenlikte dünya lideri ESET, Lenovo dizüstü bilgisayarlarda kullanıcıları UEFI kötü amaçlı yazılım yükleme riskine maruz bırakan güvenlik açıkları keşfetti. Bu güvenlik açıklarından yararlanan saldırganlar LoJax ve ESPecter gibi UEFI kötü amaçlı yazılımlarını dağıtıyor ve başarıyla yürütüyor. 

 

ESET Araştırma Birimi, tüm Lenovo dizüstü bilgisayar sahiplerine, etkilenen cihazlar listesini gözden geçirmelerini ve ürün yazılımlarını güncellemelerini şiddetle tavsiye ediyor.

 

ESET araştırmacıları, çeşitli Lenovo dizüstü bilgisayar modellerini etkileyen üç güvenlik açığı keşfetti ve bu açıkları analiz etti. Bu güvenlik açıklarından yararlanan saldırganlar, UEFI kötü amaçlı yazılımlarını LoJax gibi SPI flaş implantları veya en son keşfedilen ESPecter gibi ESP implantları biçiminde dağıtıyor ve başarılı bir şekilde yürütüyor. ESET, keşfedilen tüm güvenlik açıklarını Ekim 2021’de Lenovo’ya bildirdi. Etkilenen cihazların listesi, dünya çapında milyonlarca kullanıcısı olan yüzden fazla farklı dizüstü bilgisayar modelini içeriyor.

 

Güvenlik açıklarını keşfeden ESET araştırmacısı Martin Smolár, bu konuda şunları söyledi: “UEFI tehditleri son derece gizli ve tehlikeli olabilir. Bilgisayar ilk açıldığında, kontrolü işletim sistemine aktarmadan önce çalışırlar; bu durum, işletim sistemi devreye girmeden gerçekleştiği için sistemde yüklü olan neredeyse tüm güvenlik önlemlerini atlayabilecekleri anlamına gelir. “Güvenli” olarak adlandırılan bu UEFI arka kapıları hakkındaki keşfimiz, bazı durumlarda UEFI tehditlerinin dağıtımının çok kolay olabileceğini ve son yıllarda gerçek yaşamda daha çok UEFI tehdidinin keşfedilmesinin, saldırganların da bu kolaylığın farkında olmalarından kaynaklandığını gösteriyor.”

 

UEFI tehditleri son derece gizli ve tehlikeli olabilir

Bu güvenlik açıklarından ilk ikisi olan CVE-2021-3970 ve CVE-2021-3971, UEFI ürün yazılımında yerleşik olarak bulunan “güvenli” arka kapılardır. Bu yerleşik arka kapılar, işletim sistemi çalışırken ayrıcalıklı bir kullanıcı modu işleminden SPI flaş korumalarını (BIOS Kontrol Kaydı bitleri ve Koruma Aralığı kayıtları) veya UEFI Secure Boot özelliğini devre dışı bırakmak için etkinleştirilebilir.

 

Ayrıca, “güvenli” arka kapı ikili dosyalarını araştırırken üçüncü bir güvenlik açığını da keşfettik: SW SMI işleyici işlevi içinde SMM bellek bozulması (CVE-2021-3972). Bu güvenlik açığı, SMM ayrıcalıklarıyla kötü amaçlı kodun yürütülmesine ve potansiyel olarak bir SPI flaş implantının dağıtımına yol açabilecek şekilde SMRAM’den/SMRAM’e rastgele okuma/yazma olanağı sağlar.

 

UEFI önyükleme ve çalıştırma hizmetleri; protokoller kurma, mevcut protokolleri bulma, bellek ayırma, UEFI değişken manipülasyonu vb. gibi, sürücülerin ve uygulamaların işlerini yapmaları için gerekli olan temel işlevleri ve veri yapılarını sağlar. UEFI önyükleme sürücüleri ve uygulamaları, protokolleri kapsamlı bir şekilde kullanır.  UEFI değişkenleri, önyükleme yapılandırması da dahil olmak üzere çeşitli yapılandırma verilerini depolamak için UEFI modülleri tarafından kullanılan özel bir üretici yazılımı depolama mekanizmasıdır.

 

Öte yandan SMM, x86 işlemcilerin oldukça ayrıcalıklı bir yürütme modudur. Kodu, sistem firmware’i olarak yazılır ve genellikle gelişmiş güç yönetimi, OEM’e özel kod yürütülmesi ve güvenli firmware güncellemeleri dahil olmak üzere çeşitli görevler için kullanılır. 

 

Smolár bunu şöyle açıklıyor: “Son yıllarda keşfedilen tüm gerçek dünya UEFI tehditlerinin (LoJax, MosaicRegressor, MoonBounce, ESPecter, FinSpy), devreye alınabilmesi ve yürütülebilmesi için güvenlik mekanizmalarını bir şekilde baypas etmesi veya devre dışı bırakması gerekiyordu.”

 

ESET Araştırma Birimi, tüm Lenovo dizüstü bilgisayar sahiplerine, etkilenen cihazlar listesini gözden geçirmelerini ve ürün yazılımlarını, üretici talimatları uyarınca güncellemelerini önemle tavsiye ediyor. 

 

Eğer mevcut bir güncelleme yoksa veya UEFI SecureBootBackdoor’dan (CVE-2021-3970) etkilenen ve artık güncellenmeyen, eski cihazlar kullanıyorsanız UEFI Secure Boot durumunu istenmeyen değişikliklere karşı korumanın bir yolu, UEFI Secure Boot’u değişirse disk verilerini erişilemez hale getirebilen TPM’ye duyarlı tam disk şifreleme çözümü kullanabilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

2022 Yılı, realme için Güçlü Başladı! – Ulusal24.com

2022 Yılı, realme için Güçlü Başladı! – Ulusal24.com

Dünyanın en hızlı büyüyen akıllı telefon markası realme, belirlediği stratejilerle, küresel olarak GT Serisi satışlarını geçen yıla kıyasla 550 oranında artırdı.

 

GT 2 Serisi ve GT Neo Serisi, büyümenin önemli destekçileri!

 

MWC 2022’de dünya çapında lansmanı yapılan realme GT 2 Serisi, teknoloji hayranları ve medyadan büyük ilgi gördü. Cihaz, kullanıcılara birinci sınıf bir mobil deneyim sunmak için modern teknolojilere sahip olup, kullanıcılar tarafından heyecanla karşılanmaktadır. Başka bir deyişle, GT 2 Serisi, Qualcomm’un en yeni ve en hızlı işlemcisi, Snapdragon 8 Gen 1, dünyanın ilk 2K AMOLED düz ekranı ve dünyanın ilk biyopolimer arka kapak tasarımı ile realme’nin şimdiye kadarki en özel amiral gemisidir. Sadece teknoloji takipçileri tarafından değil, aynı zamanda Digital Trends, XDA, WIRED ve gibi teknoloji alanında öncü olan medya kuruluşları tarafından “MWC’nin En İyisi” ödülüyle onaylanmıştır. Bu büyüme aynı zamanda realme GT NEO Serisi, özellikle de yeni piyasaya sürülen realme GT NEO 3 ile güçlü bir şekilde destekleniyor. realme GT NEO 3, performansı artıran ve daha fazla güç tasarrufu sağlayan MediaTek Dimensity 8100 CPU ile donatılmış olup, aynı zamanda 150W UltraDart şarj teknolojisine sahiptir. Dünyanın en hızlı şarj kapasitesine sahip ve 120Hz pürüzsüz ekran ve şık ekran da en büyük tamamlayıcılarındandır.

 

realme GT 2 Serisi, Avrupa’da binlerce müşteriyi mağaza önünde sıraya dizdi 

 

realme, en hızlı büyüyen akıllı telefon markası olmakla beraber, gelecek hedefleri arasında teknolojiyi modern kültürlerle harmanlamayı en büyük amaçlarından birisi haline getirmiştir. Teknoloji ve yaşam standartları arasındaki dengeyi sağlamak ve daha da farklı bir boyuta taşımak amacıyla yürüttüğü çalışmalar GT 2 Serisi ile karşılık bulmaktadır. Serinin daha yakından tanınması için Almanya, Hollanda, Fransa, İspanya, İtalya, Polonya dahil olmak üzere, Avrupa’daki altı ülke ve 13 şehirde pop-up mağazalar açılmıştır. 16.000’den fazla takipçi, cihazları ilk satın alanlar arasında olmak için Avrupa genelinde mağazaların önünde sıraya girdi. Satın alım öncesi GT 2 Serisi’ni deneyimleme şansına sahip olan kullanıcılar, GT 2 ve GT 2 Pro’yu tüm detaylarıyla gözlemlemiştir. realme GT 2 Pro, tasarımı ve malzeme kalitesiyle üst düzey akıllı telefon pazarına yeni bir soluk getirip, realme’nin güçlü oyuncularından birisi haline gelmiştir.

 

Dünyanın ilk 150 °ultra geniş kamerasıyla her detay gözler önünde

 

realme GT 2 Pro, dünyanın ilk 150° ultra geniş kamerasıyla kullanıcılarına dar alanlarda bile fotoğraf çekmeyi çok kolay hale getirmektedir. Ayrıca, çevre için sürdürülebilirlik odaklı sırt tasarımı ile GT Serisi’nin modaya uygun görünümlü yüzü olan GT 2 Pro, 10.000 saatin üzerinde renk testinden titizlikle geçmiştir. Buna ek olarak realme, hem dayanıklılık hem de estetik açıdan çekicilik sağlayan biyopolimer adı verilen yenilenebilir kaynaklardan elde edilen bir malzeme keşfetti. Bu nedenle, GT 2 Serisi, cam veya metal malzemelere kıyasla üretimden kaynaklanan karbon emisyonlarını 35,5 azaltarak, tüm arka paneli için biyopolimer kullanan dünyanın ilk akıllı telefonudur. Telefonun ambalajında kullanılan plastik yüzdesi de 21,7’den 0,3’e düşürülerek cihazın karbon ayak izi düşürüldü.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

CMC Türkiye’den çocuklara teknoloji desteği! – Ulusal24.com

CMC Türkiye’den çocuklara teknoloji desteği! – Ulusal24.com

Türkiye’nin en büyük dış kaynak sağlayıcı (BPO) şirketlerinden CMC Türkiye, çocuklara erken yaşta dijital bilgi ve beceriler kazandırmak ve eğitimde fırsat eşitliğine katkı sağlamak amacıyla bir destek kampanyasına imza attı. Kampanya kapsamında CMC Türkiye’nin hizmet verdiği lokasyonlardan Şanlıurfa ve Van’da iki ilköğretim okuluna sıfırdan bilgisayar laboratuvarı kurularak teknoloji sınıfları oluşturuldu.

 

Avrupa’nın en hızlı büyüyen BPO, Teknoloji ve Danışmanlık şirketler grubu M+ Group’un en büyük üyesi olarak hizmet veren CMC Türkiye, eğitime yatırım yapmaya devam ediyor. 7 ilde yaklaşık 6500 koltuk kapasitesi ile hizmet veren CMC Türkiye, faaliyet gösterdiği Şanlıurfa ve Van’da hiç bilgisayarı olmayan iki ilköğretim okulunda bilişim sınıfları kurulmasına destek oldu.

 

Şanlıurfa Şehit Recep Erdoğan Ortaokulu ve Van Yatıksırt İlköğretim Okulu’nda kurulan bilgisayar sınıflarına hem bilgisayar hem donanımsal ekipman desteği hem de mobilya desteği sağlayan şirket, hiç bilgisayarı olmayan iki okula da sıfırdan bilgisayar laboratuvarı kurdu. 

 

Çocukların erken yaşta dijital beceriler kazanmasına destek oluyor

Erken yaşlarda edinilen bilgisayar bilgi ve becerilerinin mesleki ve kişisel başarıyı olumlu yönde etkilediğini söyleyen CMC Türkiye Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hakan Saran şunları söyledi: “CMC Türkiye olarak, geleceğimizi büyük umutlarla teslim edeceğimiz çocuklarımızın, içinde bulunduğumuz dijital dünyada bilgiye erişimlerinin ancak teknolojiyle mümkün olduğunun bilincindeyiz. Ayrıca çocuklarımızın eşit imkânlarla ve eşit koşullarda eğitim görmelerini her zaman önemsiyoruz. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı yetiştiren değerli öğretmenlerimizin de işini kolaylaştırarak, bilgiyi aktarma çabalarına katkı sağlamayı hedefliyoruz. Bu nedenle iki okulumuzda bilgisayar sınıfları kurulmasına destek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Eğitime destek olmaya önümüzdeki dönemde de kesintisiz olarak devam edeceğiz”.

 

Sosyal sorumluluk projeleriyle hayatlara dokunuyor 

Bünyesindeki 100 kişilik Ar-Ge ekibi ve teknolojiye yaptığı yatırımlar ile bir teknoloji şirketi olarak da hizmet veren CMC Türkiye, Türkiye’de 7 lokasyonda 6500 kişiye istihdam sağlıyor. Malatya, Van ve Şanlıurfa illerinde en büyük işveren konumunda bulunan CMC Türkiye hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle de birçok hayata dokunuyor. Sosyal sorumluluk çabalarının odağına doğa, STK’lara kaynak yaratma ve eğitim bulunan CMC Türkiye, faaliyet gösterdiği bölgelerde çalışanlarının önerileriyle belirlediği okullara destek olarak, öğrencilerin çeşitli ihtiyaçlarını karşılıyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Vodafone Paydaş Çalıştayı Düzenledi – Ulusal24.com

Vodafone Paydaş Çalıştayı Düzenledi – Ulusal24.com

VODAFONE “ÇEVRESEL, SOSYAL, YÖNETİŞİM” FAALİYETLERİNİ PAYDAŞLARIYLA ŞEKİLLENDİRİYOR 

 

Vodafone Türkiye, “Çevresel, Sosyal, Yönetişim” (ÇSY) performansını paydaşlarına aktarmak ve faaliyetlerine yönelik görüşlerini almak üzere Paydaş Çalıştayı düzenledi. Çalıştaya sivil toplum kuruluşları, kamu temsilcileri, akademisyenler, medya mensupları, Vodafone çalışanları, tedarikçileri ve iş ortaklarından oluşan 27 kişilik bir paydaş grubu katıldı. Vodafone’un sürdürülebilir iş stratejisini oluşturan “Amaç Odaklı Vodafone” yaklaşımının da aktarıldığı çalıştayda, Dijital Toplum, Kapsayıcılık ve Çevre değer alanlarında paydaşlardan görüşleri alındı. 

 

Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, paydaş ekosistemine yönelik iletişim çalışmalarına devam ediyor. Vodafone, farklı paydaşların beklenti, ihtiyaç ve önceliklerini dinlemek ve paydaşları ile uzun vadeli etkin ilişki kurmak üzere düzenlediği Paydaş Çalıştaylarına bir yenisini daha ekledi. Vodafone’un amaç odaklı çalışmalarının aktarıldığı ve geleceğe yönelik hedefleri hakkında paydaş görüşlerinin alındığı çalıştaya sivil toplum kuruluşları, kamu temsilcileri, akademisyenler, medya mensupları, tedarikçiler, iş ortakları ve Vodafone çalışanlarından oluşan 27 kişilik bir paydaş grubu katıldı. 

 

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, şunları söyledi:

 

“Şirketlerin uzun vadede var olabilmesini sağlayacak ana etmenlerden biri paydaşlarıyla olan ilişkileri. Sürdürülebilir başarı için, tüm paydaşları kapsayan, ortak değer yaratan politikalar izlenmesi gerekiyor. Vodafone olarak, paydaşlarımızın geri bildirimlerini almayı, beklentilerini dinlemeyi ve bu beklentileri karşılayacak aksiyonlar gerçekleştirmeyi önemsiyoruz. Amaç odaklı vizyonumuz doğrultusunda Dijital Toplum, Kapsayıcılık ve Çevre alanlarında paydaşlarımız için değer yaratmaya odaklanıyoruz. Bu süreçte çoğulcu bakış açısı ile çok paydaşlı hareket etmenin ve birlikte çözüm geliştirmenin önemine inanıyoruz. Bu düşüncelerle düzenlediğimiz Paydaş Çalıştayı ile bir kez daha paydaşlarımıza Çevresel, Sosyal, Yönetişim performansımızı aktardık ve faaliyetlerimize yönelik görüşlerini aldık. Çalıştayımıza katılan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Vodafone olarak, önümüzdeki dönemde de paydaşlarımızla birlikte kapsayıcı ve bütüncül bir bakış açısı geliştirmeye devam edeceğiz.”

 

Paydaş görüşleri ÇSY raporuna girdi sağlayacak

 

Vodafone Türkiye Paydaş Çalıştayı’nda 6 moderatörün yönetiminde 2 saat boyunca paydaş beklentileri ve çözüm önerileri tartışıldı. Çalıştayda dijital dönüşüm, dijital uçurumun kapatılması, kadın istihdamı ve kadınların ekonomiye katılımı, genç istihdamı ve gençlerin iyi olma halleri, bireysel ve kurumsal müşterilerin karbon salımı kaynaklı çevresel etkilerini azaltarak iklim krizi ile mücadele, elektronik atıkların toplanması ve yeniden kazanımı gibi konularda paydaşlar fikir geliştirdiler. Çalıştayın çıktıları Vodafone’un bir sonraki Çevresel, Sosyal, Yönetişim Raporu’na girdi sağlarken, aynı zamanda yıl boyunca paydaş beklentilerini ne yönde karşılaması gerektiğine dair Vodafone’a yol gösterecek. 

 

Amaç odaklı Vodafone

 

Vodafone, tüm dünyada “amaç odaklı şirket olma” hedefiyle faaliyetlerini sürdürüyor. Amacı daha iyi bir gelecek için insanları birbirine bağlamak olan Vodafone, Dijital Toplum, Kapsayıcılık ve Çevre olarak belirlediği odak alanlarında paydaşları için değer yaratıyor. Buna göre, teknolojinin gücünü kullanarak toplumun dijitalleşmesi için çalışıyor, herkes için kapsayıcı olma ve toplumda kimseyi geride bırakmadan çalışma anlayışını benimsiyor, çevresel sürdürülebilirliğe odaklanarak gezegenimizi korumaya yönelik çalışmalar yürütüyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Türk Telekom’un ‘Kitaplara Ses’i engelleri kaldırıyor – Ulusal24.com

Türk Telekom’un ‘Kitaplara Ses’i engelleri kaldırıyor – Ulusal24.com

Türk Telekom’un görme engelliler için hayata geçirdiği Türkiye’nin ilk telefonda sesli kitap hizmeti Telefon Kütüphanesi’nin içeriği Kitaplara Ses uygulaması ile zenginleşiyor. Kitaplara Ses uygulaması ile 40 bini aşkın gönüllü, kitapların görme engellilere ulaşan sesi oldu. Uygulama üzerinden seslendirilen eserler 43 bin 500 saate ve farklı türlerde 755 bin sayfa kitaba ulaştı.  

 

Türk Telekom, insan odaklı yaklaşımı ve herkes için erişilebilir iletişim anlayışı ile görme engellilere yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Türk Telekom’un görme engellilerin daha fazla sesli kitaba ulaşmasını sağlamak amacıyla başlattığı sesli kitap hizmeti Telefon Kütüphanesi kapsamında hayata geçirdiği Kitaplara Ses uygulamasına gönüllülerin desteği artıyor. 

 

40 bini aşkın gönüllü, 43 bin saat kitap okudu

 

17 Nisan Kitap Hediye Günü dolayısıyla paylaşılan verilere göre; uygulama üzerinden bugüne kadar 40 bini aşkın gönüllü, 43 bin 500 saatte toplamda 755 bin sayfa kitap seslendirdi. Gönüllüler, Türk Telekom’un, Boğaziçi Üniversitesi GETEM (Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı) iş birliği ile hizmete sunduğu Kitaplara Ses uygulaması sayesinde hikâye, roman, tarih, psikoloji, kişisel gelişim gibi pek çok türde kitaba ses vererek görme engelli kitapseverlerin daha zengin bir arşive erişmesini sağladı.

 

Telefon Kütüphanesi ve GETEM e-Kütüphanesi’ne gönüllü katkıda bulunarak görme engellilerin daha çok kitaba ve bilgiye ulaşmasını sağlamak isteyen herkes, Türk Telekom’un geliştirdiği Kitaplara Ses uygulamasını telefonlarına ücretsiz indirerek kolayca kitap seslendirebiliyor. Görme engelliler ise Türk Telekom Telefon Kütüphanesi üzerinden gönüllülerin seslendirdiği binlerce kitaba ulaşarak diledikleri kitabı dinleyebiliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Yazılıma İlgi Duyan Gençler TEKNOFEST Pardus 21.2’de Yarışıyor – Ulusal24.com

Yazılıma İlgi Duyan Gençler TEKNOFEST Pardus 21.2’de Yarışıyor – Ulusal24.com

TEKNOFEST Teknoloji yarışmaları kapsamında düzenlenen Pardus 21.2 Hata Yakalama ve Öneri Yarışması yazılıma ilgi duyan gençleri bir araya getiriyor. TÜBİTAK ve Bilişim Vadisi yürütücülüğünde gerçekleştirilen yarışma Pardus’un Mart 2022’de yayınlanan en son sürümü Pardus 21.2 üzerinde yapılıyor.

 

Pardus 21.2 Hata Yakalama ve Öneri Yarışması, açık kaynak kodlu yazılımlara ilgi duyan, Pardus 21.2’yi merak eden, Pardus’ a katkı sağlamak isteyen Türkiye ve yurt dışında öğrenim gören tüm ilköğretim, ortaokul, lise (Açık Öğretim dahi) ve üniversite öğrencileri (Lisans, Ön Lisans, Yüksek Lisans, Doktora ve Açık Öğretim Dahil) katılım sağlayabiliyor. Katılımcılardan, belirlenen konularda hataları bulma, geliştirme/iyileştirme, açıklama ve çözüm önerileri geliştirmeleri bekleniyor.  

 

Son başvuru 15 Mayıs 2022

Yarışmaya 15 Mayıs 2022’yekadar başvuruların alınmasının ardından yarışmacılar 03 Haziran tarihine kadar hata ve önerilerin alınma sürecine katılacak. 06-24 Haziran tarihlerinde değerlendirme sürecinin yapılacağı yarışmanın kazananları ise 30 Ağustos-04 Eylül tarihlerinde Samsun’da gerçekleşecek TEKNOFEST 2022 Karadeniz’de ödüllerini alacak. Birinciye 15.000 TL, ikinciye 10.000 TL, üçüncüye ise 7.500 TL ödülün verileceği Pardus 21.2’ye katılmak için teknofest.org adresini ziyaret edebilirsiniz. 

 

TEKNOFEST ile Gençler Teknolojinin Her Alanında Yarışıyor… 

TEKNOFEST’in birbirinden farklı kategorilerinde düzenlenen yarışmalar; ilkokul, ortaokul, lise, üniversite ve üzeri seviye ile mezun seviyesi dahil tüm gençlerimizin katılımına açık. Gençlerin millî teknoloji üretme ve geliştirme konusunda ilgilerinin artırılması hedeflenerek bu alanlarda çalışan binlerce gencin projesine destek olmak için ön eleme aşamasını geçen takımlara bu yıl da 15 milyon TL’nin üzerinde malzeme desteği sağlanırken, TEKNOFEST’te yarışıp dereceye girmeye hak kazanan takımlara 6 Milyon TL’nin üzerinde ödül verilecek. Binlerce gencin projesine destek olmak için yarışmalarda finale kalan takımlara ulaşım ve konaklama desteği de sağlanacak. TEKNOFEST’in yarışmalarına katılmak ve bilgi almak için tüm detaylar https://teknofest.org/tr/ web sitesinde yer alıyor.  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

iPhone kullananlar dikkat: Apple’ın iOS 16 sürümünde hangi özellikler yer alacak? – Teknoloji – Ulusal24.com

iPhone kullananlar dikkat: Apple’ın iOS 16 sürümünde hangi özellikler yer alacak? – Teknoloji – Ulusal24.com

Teknoloji devi Apple, piyasaya sürdüğü cihazlara en az 5 yıl boyunca güncelleme desteği sunuyor. Şirket, 6-10 Haziran tarihlerinde düzenlenecek olan WWDC 2022 etkinliğinde iPhone’un yeni işletim sistemini tanıtacak.

Shift Delete’in haberine göre, yeni iOS 16 sürümü ile birlikte Apple cihazlara da yeni özelliklerin gelmesi bekleniyor.  Yeni iOS 16‘nın bildirimler için bir güncellemenin yanı sıra bir dizi yeni sağlık izleme özelliği içermesi bekleniyor.

Şirketin akıllı saat işletim sistemi watchOS 9‘da benzer güncellemelerle karşımıza çıkacak. Etkinlik ve sağlık izleme sistemlerinde yeni özellikler eklenecek olan sistemin daha kullanışlı hâle getirilmesi planlanıyor.

Apple, iOS 16 ve watchOS 9‘un yanı sıra yeni macOS’u WWDC 2022‘de önizleyecek. Şirketin yıllık geliştirici konferansı bu yıl 6 Haziran’da kapılarını açacak. Bu toplantı Apple yeni işletim sistemi güncellemelerinin yanı sıra yeni donanımlar da tanıtabilir.

 

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Efsane Transit elektriklendi – Ulusal24.com

Efsane Transit elektriklendi – Ulusal24.com

Avrupa’nın en güçlü ve Türkiye’nin ilk elektrikli ticari aracı E-Transit, Kocaeli’de hattan indirildi

Avrupa’nın en güçlü elektrikli ticari aracı E-Transit’in üretimi, elektrik enerjisinin tamamını yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan elde eden Kocaeli Fabrikaları’nda başlıyor. Ford Otosan, bu adımla birlikte Ford’un Avrupa’daki elektrikli ticari araç üretim üssü haline geliyor. 

Türkiye otomotiv sanayisinin lider şirketi Ford Otosan, Ford’un Avrupa’daki ilk elektrikli ticari aracı Ford E-Transit’i, Kocaeli fabrikalarında hattan indirdi. Törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Koç Holding Otomotiv Grubu Başkanı Haydar Yenigün, Ford Otosan Genel Müdürü Güven Özyurt ve Ford Otosan çalışanları katıldı.

Ford Otosan, otomotiv sanayisinin dönüşümündeki liderliğini elektrifikasyon sürecine de taşıyor. Daha önce Gölcük Fabrikasında Plug-in Hybrid (PHEV) üretimi için yeni bir seri üretim hattı açan Ford Otosan, burada üretilen Türkiye’nin segmentinde ilk PHEV ticari araçlarıyla uluslararası ödüller elde etmişti.  Geçen yıl Mart ayında açıklanan, elektrikli ve bağlantılı yeni nesil ticari araç projelerine yönelik 10 yıl etki süresine sahip, 2 milyar Euro tutarındaki yatırım planının önemli adımlarından biri ise, E-Transit’in üretimiyle hayata geçiyor. Batarya montajı dahil Türkiye’de üretilen ilk tam elektrikli ticari aracın üretim sorumluluğu ile, Ford Otosan Kocaeli Fabrikaları da Türkiye’nin ilk   elektrikli araç entegre üretim tesisi konumuna ulaştı. Elektrik enerjisinin tamamını yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan elde eden Gölcük fabrikasında üretilen Avrupa’nın en güçlü tam elektrikli ticari aracı E-Transit, bu anlamda Ford Otoan’ın elektrifikasyon yolculuğunda önemli bir kilometre taşı.  

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank: “E-Transit ile tarihi bir ana şahitlik ediyoruz”

Törende yaptığı konuşmada otomotiv sanayisinin Türkiye’nin ihracatı açısından önemine değinen ve otomotivde yeni nesil araçlara doğru yaşanan dönüşümde, Türkiye’nin öncü olması gerektiğini belirten Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank; “Ford Otosan’ın geçen yıl duyurduğu 2 milyar Avroluk yatırımın ve 10 yıllık vizyonunun ilk aşamasındayız. Bugün otomotiv sektöründe hızlı bir dönüşümden bahsediyoruz. 2030’da dünyadaki araçların yüzde 30’u elektrikli ve bağlantılı araçlardan oluşacak. Türkiye otomotiv sanayisindeki üretim gücü ile dünyadaki 14 üretici arasında yer alıyor. Ülkemiz elektrikli araç pazarında aslan payını almaya talip.” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Ford Otosan’ın bugün ortaya koyduğu E-Transit ile tarihi bir ana şahitlik ediyoruz. Sektörde Türkiye’yi bir adım öne çıkaracak elektrikli Transitlerin hayırlı olmasını diliyorum. Ford Otosan, Türkiye’nin gözbebeği ve Ford Otosan’ın kapasitesini artırması ihracatımızı da artıracak. Yatırımlar artarsa Türkiye kazanacak.”

Ali Y. Koç: “Ford Avrupa’nın ilk elektrikli ticari modeli E-Transit’in ülkemizde, Türk mühendisleri ve işçileri tarafından üretilmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarından itibaren adım adım büyüyen sanayileşme hamlelerinin bir neticesidir.”

Türkiye’nin ve Ford Avrupa’nın ilk elektrikli ticari modeli olan ve elektriği yüzde 100 yenilenebilir enerjiden tedarik edilen Gölcük Fabrikası’nda üretilen E-transit’i hattan indirmenin kıvancını yaşadıklarını belirten Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç ise, “Bugün Koç Topluluğu ve Ford Otosan olarak sadece bizim için gurur verici bir adım atmıyoruz. Türk otomotiv sanayisinin geldiği noktayı; ülkemiz sanayisinin teknoloji, üretim ve insan gücü açısından ulaştığı zirveyi de kutluyoruz. Gururla ifade edebilirim ki; Ford Avrupa’nın ilk elektrikli ticari modeli E-Transit’in ülkemizde, Türk mühendisleri ve işçileri tarafından üretilmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarından itibaren adım adım büyüyen sanayileşme hamlelerinin bir neticesidir” dedi. 

 

Ford Otosan’ın son dönemde yaptığı yatırımları hatırlatan Ali Y. Koç, sözlerine şöyle devam etti: “Bütün bu yatırımlarımızın gayesi ortak: Ülkemizin bugün ve gelecekte küresel ölçekte rekabet edebilme gücünü daha da artırmak. Bu doğrultuda otomotiv ana sanayimizi, giderek gelişen yan sanayi ekosistemimizle birlikte, küresel üretim ağının en önemli ve vazgeçilmez oyuncularından biri haline getirmek.”

 

Ford Otosan’ın, 60 yılı aşkın köklü kurumsal kültürü ve tecrübesiyle, kurulduğu günden bu yana Türkiye’de sanayinin gelişimiyle birlikte anıldığını ifade eden Ali Y. Koç, “Geçmişten bugüne attığımız adımlara baktığımızda, dünyada otomotiv sektörünün gidişatını doğru okumayı başardığımızı memnuniyetle görüyoruz” diye konuştu.

Ali Y. Koç, “Dünyamız, büyük etkileri olan siyasi, ekonomik, toplumsal ve teknolojik değişimlerle, yeni riskler ve fırsatlarla dolu farklı bir geleceğe yol alırken, Türkiye’nin her yönüyle kalkınmasına destek olmak amacıyla, Koç Topluluğu olarak – şartlar ne olursa olsun – gelecekte de ülkemiz için yatırım yapmaya ve katma değer yaratmaya, var gücümüzle devam edeceğiz” dedi. 

Güven Özyurt: “Stratejik adımlarımızın ve bugüne kadarki başarılarımızın bir ürünü”

 

Hızla değişen bir dünyada Ford Otosan’ın esnekliği, yüksek kaliteli üretimi ve verimliliği ile öne çıktığını; üst düzeydeki üretim ve mühendislik çözümleri ile müşteri taleplerini hızlı bir şekilde karşıladığını belirten Ford Otosan Genel Müdürü Güven Özyurt, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Halihazırda Ford’un Avrupa’da sattığı Transit ailesi araçların yüzde 87’sini Kocaeli Fabrikalarımızda üretiyoruz. Ford’un Avrupa’daki ilk elektrikli aracının, adeta Transit’in evi haline gelen Kocaeli’de hattan inmesini, elektrikli araçlar konusundaki stratejik adımlarımızın ve bugüne kadar imza attığımız başarıların bir ürünü olarak görüyoruz. Efsane Ford Transit’in elektriklenmesi, başka dönüşümlerin de kapısını aralıyor. Önümüzdeki seneden itibaren sorumluluk alanımız Ford’un diğer elektrikli modellerinin üretimiyle daha da genişliyor ve Ford Otosan, Ford’un elektrikli ticari araç üretim üssü haline geliyor.”

Avrupa’nın en güçlü tam elektrikli ticari aracı E-Transit, ticarete yön verecek

 

Batarya montajı dahil Ford Otosan tarafından üretilen Avrupa’nın en güçlü tam elektrikli ticari aracı E-Transit, ticaretin geleceğine yön vermeye devam edecek. 50 yılı aşkın sürede 10 milyonun üzerinde üretimle Ford’un Avrupa’daki en uzun ömürlü modeli ve dünyanın en çok tercih edilen ticari aracı haline gelen Ford Transit’in elektrikli versiyonu E-Transit, Ford’un otomotiv sektöründeki elektrik dönüşümüne liderlik etme vizyonunu da ortaya koyuyor. 

Ford E-Transit, güçlü batarya kapasitesi ile ortalama filo kullanıcılarının günlük olarak sürdüklerinden 3 kat daha fazla mesafe kaydedebiliyor. Van, çift kabin van ve kamyonet gibi üç farklı gövde seçeneğiyle sunulacak E-Transit hem AC hem de DC hızlı şarj özelliğine sahip. Böylece AC şarj ile yaklaşık 8,2 saatte yüzde 100 şarj olabilirken 115 kW DC Hızlı şarj özelliği ile de 34 dakika içinde yüzde 15’ten yüzde 80’e kadar şarj gerçekleştirebiliyor.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com