Casper Excalibur’dan Yarım Asırlık Konsol & Pc İkilemine 5 Adımda Cevap – Ulusal24.com

Casper Excalibur’dan Yarım Asırlık Konsol & Pc İkilemine 5 Adımda Cevap – Ulusal24.com

OYUN KONSOLU YERİNE  OYUN BİLGİSAYARI ALMAK İÇİN 5 NEDEN!

 

 

Ortalığı kasıp kavuran oyunların sürükleyici macerasına katılmak isteyen birçok oyuncu var. Oyuncuların aklında ise tek bir soru bulunuyor; “Konsol mu, oyun bilgisayarı mı?”. Daha iyi bir oyun deneyimi yaşamak isteyenler için yaşanan ikileme hazırladığı rehber ile son veren güç ve performans bilgisayarı Excalibur, oyun bilgisayarı tercih etmek için 5 nedeni sıralıyor.

 

Teknoloji gelişiyor, eğlence anlayışı değişiyor. Oyun oynamak için ekran başına geçenlerin macera dolu anlarında yanlarında olacak platform tercihi ise neredeyse yarım asırlık bir soruyu gün yüzüne çıkarıyor. Oyun oynamayı sevenlerin ikilem yaşanmasına neden olan oyun konsolu ve oyun bilgisayarı seçenekleri, temelde oyun oynanmasını sağlasa da birbirinden çok farklı seçenekler sunuyor. Daha iyi bir oyun deneyimi elde etmek isteyen oyunseverlere rehber olacak ve ikilemlerine son verecek cevap, Türkiye’nin teknoloji markası Casper’ın güç ve performans bilgisayarı Excalibur’dan geliyor. İşte oyun konsolu yerine oyun bilgisayarı almak için Excalibur’un oyunculara sunduğu 5 avantajlı neden.

 

1. Daha iyi performans ve grafik oyun bilgisayarlarında bulunuyor. İyi bir donanımla desteklenen oyun bilgisayarları grafikler söz konusu olduğunda konsollara göre her zaman 1-0 önde. Oyun bilgisayarlarındaki donanımlar, konsollardaki parçalardan çok daha iyi performans gösterebiliyorken, grafikler ve daha iyi görüntü kalitesi için de oyun bilgisayarlarının tercih edilmesini sağlıyor. Güç ve performans bilgisayarı Excalibur da daha üstün oyun performansı ve yüksek kalitede oyun keyfi yaşamak isteyen oyuncuların yüksek FPS değerlerine ulaşması için güçlü donanımlara sahip hem laptop hem de masaüstü oyun bilgisayarlarını sunuyor.

 

2. Daha fazla oyun desteği ile sınırsız oyun keyfine ulaşma imkanı var. Oyun konsolları, sınırlı oyun seçeneğine sahip olurken oyun geliştiricileri için bilgisayarlar çok daha cazip fırsatlar sunabiliyor. Bu nedenle de piyasaya sunulan oyunların büyük bölümünde bilgisayar desteği olurken, konsol desteği sınırlı tutuluyor. İyi bir oyuncu için ise farklı oyunları denemek ve daha fazla oyun seçeneğine sahip olmak kuşkusuz en önemli tercih sebebini oluşturuyor. Bu nedenle oyunlarda da daha iyi bir deneyim ve farklı heyecanlara erişebilmek için oyun bilgisayarlarından destek almak mümkün.

 

3. Oyun bilgisayarları donanım özgürlüğü sunuyor. Oyun bilgisayarlarında, oyunlar için kontrolü daha da kolaylaştırabilecek çeşitli donanımlardan destek almak oyun konsollarına göre daha mümkün. Özellikle oyuncular için geliştirilen oyuncu klavye ve mouse seçenekleri, standart modellerdeki tuş yapılarından çok daha farklı olduğundan oyunlardaki performansın artmasını sağlıyor. Ancak oyun konsolları için böyle bir durum söz konusu değil. Üstelik konsollar için geliştirilen kontrolcülerin oyun bilgisayarlarında da desteklenmesi, oyun bilgisayarını bu alanda da öne çıkarıyor. Türkiye’nin teknoloji markası Casper’ın gücüyle desteklenen Excalibur da özel tasarladığı yeni gaming aksesuarlarıyla hız, tarz ve performansı oyunculara sunuyor.

 

4. Özel dekorasyon ve geliştirme seçeneklerinin çeşitliliği bulunuyor. Oyun bilgisayarlarında masaüstü ya da laptop fark etmeksizin çeşitli geliştirmeler yapmak mümkün. Özellikle masaüstü modellerde RGB aydınlatmalar, donanım yükseltmeleri ve tamiratlar çok daha kolay bir şekilde yapılıyor. Böylece hem eğlenceli bir şekilde yeni modelleri tasarlama fırsatı hem de olası teknik arızalarda daha ekonomik çözümler sunması ile oyun bilgisayarlarını cazip kılıyor.

 

5. Taşınabilirlik ve konfigürasyon oyun bilgisayarlarını öne çıkarıyor. Oyun dünyasında son yıllarda öne çıkan iki önemli nokta bulunuyor. Bunlardan biri her yerde oyun oynayabilme özgürlüğü, diğeri ise oyuncunun tamamen ihtiyaçlarına yönelik kendisine ait bir cihaz oluşturabilmesi. Burada laptop oyun bilgisayarları ve özelleştirilebilen bilgisayarlar konsollardan farkını ortaya koyuyor. Hem masaüstünde hem de dizüstünde oyun dünyasına üstün güç ve performanslı bilgisayarları sunan Casper Excalibur, her yerde performansından ödün vermeden oyun oynamak isteyen kullanıcılar için laptop oyun bilgisayarlarını, oyun oynamayı bir ritüel haline getiren, performansını donanım yükseltmeleri ile hep yukarıya çıkarmak isteyenler için de milyonlarca konfigürasyonu gerçekleştirebilecekleri masaüstü bilgisayarları kullanıcılara ulaştırıyor.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Mitsubishi Electric Öğretme Gerektirmeyen Robot Sistemi Teknolojisi Geliştirdi – Ulusal24.com

Mitsubishi Electric Öğretme Gerektirmeyen Robot Sistemi Teknolojisi Geliştirdi – Ulusal24.com

Robotlar; uzman veri girişi olmadan insanlar kadar hızlı çalışacak şekilde, kolayca ve otomatik olarak programlanıyor

 

Mitsubishi Electric, robotların uzmanlar tarafından öğretilmesine gerek olmadan sıralama ve düzenleme gibi görevleri insanlar kadar hızlı gerçekleştirmesini sağlamak için öğretme gerektirmeyen bir robot sistemi teknolojisi geliştirdiğini açıkladı. Sistem, operatörlerin iş görevlerini başlatmak için sesli talimatlar vermelerine ve ardından robot hareketlerini gerektiği gibi ayarlamalarına olanak tanıyan yüksek hassasiyetli konuşma tanıma dahil Mitsubishi Electric’in Maisart®1 AI teknolojilerini içeriyor. Bu teknolojinin, ürünlerin sık sık değişmesinden dolayı şimdiye kadar robotların tanıtılmasının zor olduğu gıda işleme fabrikaları gibi tesislerde uygulanması bekleniyor. Mitsubishi Electric, performans geliştirmeleri ve kapsamlı doğrulamaların ardından bu teknolojiyi 2023 yılı veya sonrasında piyasaya sürmeyi hedefliyor. 

 

Ürün Özellikleri 

1)    Operatörden gelen basit komutlara göre kendi kendine programlanan/ayarlanan robot hareketleri  

Robot hareketleri, uzman olmayan bir operatör tarafından sesle veya bir cihaz menüsü aracılığıyla iletilen basit komutlara kendi kendine programlanır ve kendi kendine ayarlanır.
Tescilli ses tanıma yapay zekâsı, endüstriyel robot üreticileri için bir ilk olarak gürültülü ortamlarda bile sesli talimatları doğru bir şekilde tanır.2 
Sensörler, operatörün beklenen sonuçları görselleştirmesine olanak tanıyan simülasyonlar için artırılmış gerçeklik (AR) teknolojisiyle işlenen çalışma alanıyla ilgili 3D bilgileri (görüntüler ve mesafeler) algılar. 
Programlama ve ayarlamalar, geleneksel sistemlere göre yalnızca onda bir veya daha az zaman gerektirir.3 

2  Endüstriyel robot üreticileri tarafından uygulanan komut sistemlerine ilişkin Mitsubishi Electric tarafından yapılan araştırmaya göre (28 Şubat 2022 itibariyle) 

3  Kurum bünyesinde yapılan karşılaştırmalara göre 

 

Sesli veya menüden verilen talimatlara yanıt veren sistem, üç boyutlu sensörle çalışma ortamını taradıktan sonra robot hareketlerini otomatik olarak programlıyor. Hareketlerde ince ayarlamalar, operatörün diğer komutlarıyla kolaylıkla yapılabiliyor. Mitsubishi Electric’in gürültü düzeyi yüksek fabrikalarda bile son derece hassas olan benzersiz ses tanıma yapay zekâsı, endüstriyel robot üreticileri tarafından sunulan kullanıcı arayüzleri arasında sesli komutla çalışan ilk kullanıcı arayüzü olarak dikkat çekiyor. Örneğin; bir gıda işleme fabrikasında uzman olmayan bir çalışan, “Üç parça tavuğu, yemek kutusunun ilk bölümüne yerleştir” gibi bir komutla robota talimat verebiliyor. Yapay zekâ, sesli talimatın net olmaması halinde bile ima edilen anlamı anlayabiliyor. Örneğin; “Biraz daha sağa” komutunda gerekli olan hareket mesafesini belirleyebiliyor. Alternatif olarak, menülere sahip bir tablet yardımıyla komutlar verilebiliyor veya “nerede”, “ne” ve “kaç adet” gibi kategoriler seçilerek basit programlar oluşturulabiliyor. 

 

Tablet yardımıyla komutların istenilen sonuçları verdiğinin teyit edilebilmesi amacıyla stereografik AR simülasyonları da görüntülenebiliyor. Daha fazla rahatlık için sistem ayrıca, endüstride bir ilk olan özel bir işaretleyici gerektirmeden bir AR sanal alanında bir robotun ideal konumlandırılmasını da önerebiliyor.4  

 

Sistem, engellerden kaçınma dahil robot hareketlerinin kendi kendine programlanması sayesinde simülatör ve/veya gerçek ekipmanlar kullanılarak ortam bilgilerinin toplanması, veri girişi ve işlemlerin onaylanması için gereken iş yükünü azaltıyor. Sonuç olarak, bu kümülatif süreçleri geleneksel yöntemlerin yalnızca onda biri kadar veya daha az sürede tamamlayabiliyor. Bu avantajlar sayesinde sistemin sık ürün değişim aralığı sebebiyle robotların sık sık değiştirilmesini gerektiren gıda işleme fabrikaları gibi hâlihazırda robotlara uygun olmayan üretim hatlarının otomasyon sürecini desteklemesi bekleniyor. 

 

4 AR sanal alanlara sahip robot modellerine ilişkin Mitsubishi Electric tarafından yapılan araştırmaya göre (28 Şubat 2022 itibariyle)

 

 

2)     Teknolojiyle optimize edilen hareketler, robotların görevleri insanlar kadar hızlı yapmasını sağlıyor  

–    Kendi kendine programlama sistemi, iş görevlerini insanlar kadar hızlı yapmak için engellerden kaçınma dahil robot hareketlerini yöneten komutlar üretiyor. (Ürünü en az 2 saniyede kavrıyor.5) 

–    Sistem, robot kollarının açılma ve kapanma sürelerini ayarlayıp optimize ederek kayıp zamanı azaltıyor.  

–    Robotun kolunda bulunan kameradan gelen görsel bilgileri kullanan sistem, örneğin robotun yeri veya yerleştirilecek ürün değiştiğinde hareketleri otomatik olarak düzeltiyor.   

 

5 Bir ürünü kavrayarak yerine yerleştirmek için gereken süre  

 

Geleneksel olarak, bir robotun çalışma hızını artırmak, istenen yörüngeleri gerçekleştirmek için zaman gerektirir çünkü operatörün en iyi koşulları belirlemek için bir simülatör ve/veya gerçek robot kullanması gerekir. Mitsubishi Electric, etraftaki engelleri ve robot performansına ilişkin bilgileri kullanarak robot hareketlerini optimize etmek için bir yörünge oluşturma teknolojisi geliştirdi. Şirket ayrıca, robot tarafından uygulanabilecek izin verilen kuvvet aralığı içinde mümkün olan en kısa kol hareket süresini elde etmek için otomatik olarak bir hız modeli oluşturan bir hızlanma/yavaşlama-optimizasyon teknolojisi geliştirdi. Her iki teknoloji de robotun hareketlerini ayarlamak için gereken sürenin kısaltılmasına yardımcı oluyor.

 

El açma/kapama zamanlamasının optimize edilmesi de çalışma süresinin azaltılmasına yardımcı olur. Geleneksel olarak, bu tür ayarlamalar simülasyonlar kullanılarak ve robot çalıştırılarak manuel olarak gerçekleştirilir. Yeni teknoloji bununla birlikte, bu zamanlamayı elin ve kavranacak nesnenin özelliklerine göre otomatik olarak ayarlıyor ve optimize ediyor, böylece uzun manuel ayarlamaları ortadan kaldırırken iş verimliliğini de artırıyor.

 

Ek olarak, kavrama-tanıma yapay zekâsı ve sistemin üzerine sabitlenmiş üç boyutlu bir sensör, kavrama için en iyi konumu hızla belirliyor ve böylece boşa harcanan zamanı azaltıyor. Ayrıca robot eline takılan bir kameradan alınan görsel bilgiler, robotun veya hedef nesnenin konumu değiştiğinde robotun hareketini kendi kendine düzeltmesine olanak tanıyor. Mitsubishi Electric’in yeni teknolojisi, robotik kol ve el hareketlerini optimize ederek robotların insanlar kadar hızlı çalışmasına, yani bir öğeyi kavramak ve belirlenmiş bir yere yerleştirmek için en az 2 saniyede tamamlamasına imkân veriyor.

 

Diğer Özellikler 

Çevresel bilgilerin entegre sistem yönetimi  

Sistem, özel işlevler ekleme sürecini basitleştirmek için Robot İşletim Sistemi (ROS) yazılım platformunu destekliyor. Ayrıca Mitsubishi Electric; Edgecross, ROS ve tüm sistem hakkındaki bilgileri merkezi olarak yönetmek için bir ROS-Edgecross6 bağlantı fonksiyonu geliştirdi. Edgecross bağlantısı ve farklı tedarikçi çözümleriyle çalışabilirlik sayesinde, tüm üretim hatlarının izleme ve analiz süreçlerini kolaylaştırırken üretkenlik ve kaliteye katkıda bulunuyor.

 

6 Fabrika Otomasyon ve IT’yi birleştiren sınır bilişim için Japonya merkezli açık yazılım platformu 

 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

ESET sizi iş yaparken de oyun oynarken de koruyor – Ulusal24.com

ESET sizi iş yaparken de oyun oynarken de koruyor – Ulusal24.com

ESET teknolojisini hem  iş hem de ev uygulamalarında giderek daha fazla kullanılan ARM destekli cihazlar için geliştirdi.

 

Siber güvenlikte dünya lideri ESET, en son teknolojisini bireysel kullanıcılarına doğru genişletti.  Yeni ESET Smart Security Premium, ESET Internet Security ve ESET NOD32 Antivirüs bireysel ürünler ARM destekli cihazlarda Windows için hazır.

 

Çok katmanlı koruma yaklaşımı sayesinde, ESET Smart Security Premium, ESET Internet Security ve ARM tabanlı Windows için  ESET NOD32 Antivirus ürünleri bir dizi önleme ve algılama teknolojisi sunuyor.  ESET’in  ARM64 beta ürünlerini evlerinde test eden kullanıcıların geri bildirimleri, tavsiyeleri ve kullanıcı deneyimleri ile ESET teknolojisi birleşerek ürünler geliştirildi.

ESET’in ödüllü Windows tabanlı ürünleri gibi, ARM64 sürümü de daha önce hiç görülmemiş tehdit türlerine karşı ek bir proaktif koruma katmanı sağlayan ve kötü amaçlı yazılımın eylemini gerçekleştirme şansına sahip olmadan önce kullanıcıları koruyan ESET LiveGuard’ı içeriyor. Bir diğer özellik, gelişmiş güvenlik ve daha da kullanıcı dostu bir deneyim için tamamen yeniden tasarlanan Password Manager’ın eklenmesi.

 Bu önemli geliştirmelerin altında mobil güvenlik yönetimi için tasarlanmış ESET Home platformu yer alıyor. Platform, kullanıcıların lisans eklemesine, yönetmesine ve aile ve arkadaşlarıyla paylaşmasına ve bir web portalı üzerinden Hırsızlığa Karşı Koruma, Ebeveyn Kontrolü ve Parola Yöneticisi’ni yönetmesine olanak tanıyor.  ESET Home, mobil merkezli “her zaman açık ” cihazları korumaya hazır.

 
 Çoğumuzun ev/hibrit çalışma ortamını deneyimlemesiyle, ESET teknolojileri artık mobil olan kullanıcıların ve onların bilgi işlem ihtiyaçlarının talep ettiği ekstra korumayı daha iyi yansıtıyor. İster birden fazla genel ve özel ağ arasında hareket edin, ister ev ağınızı ziyaret eden cihazları yönetin,  ESET’in yeni ürünleri “Her Zaman Açık” cihazların aslında “her zaman” savunmasız olma riski taşıdığını biliyor.  Riskler, uzaktan çalışanları hedef alan tehditlerin büyük ölçüde arttığını gösteren önemli bir araştırma ile de destekleniyor. ESET tarafından yapılan müşteri araştırması, hanelerin genellikle herkes için BT güvenliğini gözeten tek bir kişiye sahip olduğunu, bu ev yöneticisinin elinin altında kullanımı kolay güvenlik yönetimi sağlayan bir çözüme sahip olmasının değerini yansıtıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Fidye Yazılımı Kurbanlarının 83’ü Verilerine Yeniden Erişim İçin Fidye Ödüyor – Ulusal24.com

Fidye Yazılımı Kurbanlarının 83’ü Verilerine Yeniden Erişim İçin Fidye Ödüyor – Ulusal24.com

FİDYE YAZILIM SALDIRILARINA ÖDEME YAPMAMAK İÇİN 4 NEDEN! 

 

Yapılan son araştırmalar, fidye yazılım saldırıları ile karşı karşıya kalan kullanıcıların kendi başlarına verilerini kurtarabilecek yeterli donanıma sahip olmadıklarını gösteriyor. 2021 Fidye Yazılımı Durumu Anketi ve Raporu araştırmasına göre, fidye yazılım saldırısına uğrayan kullanıcıların 83’ü saldırganlara fidye ödeyerek verilerini geri kazanmanın yollarını arıyor. Özellikle fidye ödemekten başka bir seçeneklerinin olmadığını dile getiren katılımcıların 90’ının fidye yazılım saldırıları için özel bir bütçe ayırdığına dikkat çeken Komtera Teknoloji Satış Direktörü Gürsel Tursun, kullanıcılar için endişe yaratan fidye yazılım saldırılarına neden ödeme yapılmaması gerektiğini 4 adımda paylaşıyor.

 

Günümüzde gittikçe yaygınlaşan fidye yazılım saldırıları önemli güvenlik sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Fidye yazılım saldırıları, bulaştığı sistemlerdeki tüm dosyaları şifreleyerek kullanıcının erişimini engelliyor. Saldırganlar özel olarak geliştirdikleri fidye yazılım virüsü ile genellikle bilgisayar içerisine bir not bırakıyor ve kullanıcıların dosyalarına yeniden erişim sağlayabilmeleri için fidye talebinde bulunuyor. 2021 yılında gerçekleştirilen global bir fidye yazılımı araştırmasına göre, fidye yazılım saldırısına uğrayan kullanıcıların 83’ü saldırganlara fidye ödeyerek verilerini geri kazanmanın alternatif yollarını arıyor. Özellikle kullanıcıların verileri elde etmek adına kolay bir yol olduğunu düşündükleri için fidye ödemeyi kabul ettiklerinin altını çizen Tursun, fidye yazılım saldırılarına karşı ödeme yapmanın verileri geri getirmede kesin ve yasal bir çözüm olmadığının altını çiziyor.

 

Fidye Ödemesi Yapmak Tek Çözüm Yolu Mu?

 

Kişisel verileri ele geçirip büyük kazanç elde etmek isteyen fidye yazılım saldırganları, kullanıcıların verilerini ele geçirip şifreleyerek erişimlerini engelliyor. Fidye yazılımlarının şifrelediği dosyaları kurtaran çeşitli güvenlik araçları mevcut ancak saldırganlar, uygulamalarını sürekli geliştiriyor ve şifre kırma araçları bir süre sonra işe yaramıyor. Araştırma verileri gösteriyor ki fidye yazılım kurbanlarının çoğu uygun veri yedekleri olmadığı için ya da ödeme yapmamaya kıyasla daha ucuz ve daha az riskli bir seçenek olarak gördükleri için fidye ödemeyi tercih ediyor. Kullanıcılar için önemli olan fidye yazılım saldırısından kurtularak verilere en kısa sürede geri kavuşmak oluyor. Saldırganların tek çözüm yolu olarak sunduğu ödeme fidye ödemesi ise Komtera Teknoloji Satış Direktörü Gürsel Tursun’a göre tek çözüm yolu ödeme yapmak değil ve kullanıcıların fidye yazılım saldırılarına ödeme yapmamak için 4 önemli sebebi bulunuyor.

 

1. Fidye ödemesi sonrası verilere erişeceğinizin garantisi yok. Fidye yazılımı kurbanlarının çoğu, saldırgana talep edilen fidye miktarını öderlerse verilerine ve sistemlerine yeniden erişebileceklerini varsayıyor. Kullanıcıların yalnızca şifre çözme anahtarının çalışmadığını veya verilerin zaten kullanılamaz olduğunu keşfetmek için fidye ödediği çok sayıda örnek saldırı karşımıza çıkıyor. Fidye yazılım saldırganları verileri kullanıcıya her zaman tamamen teslim etmiyor.

 

2. Fidye ödemesi yalnızca daha fazla saldırıyı teşvik eder. Kullanıcılar, bir saldırıdan kurtulmak için ya da yerinde veri yedekleri olmadığı için fidye talebini kabul ediyor ve yalnızca operasyonel kesintileri, şifrelenmiş veri ve sistemlerin kilidini açma çabasını önlemek için ödemeyi yapıyor. Nedeni ne olursa olsun bir saldırgana ödeme yapmak iyi bir fikir değil çünkü bu durum yalnızca daha fazla saldırı yapabilmesi için maddi kaynak oluşturmasına destek oluyor.

3. Fidye ödemeleri daha gelişmiş saldırıları destekliyor. Çoğu tehdit aktörünün kullandığı fidye yazılımı araçları yıllar içinde çok fazla değişim göstermiyor ancak bazıları, gasp kampanyalarında çok karmaşık ve kötü amaçlı yazılımlar kullanmaya başladı. Fidye yazılım kurbanlarının ödemeleri sayesinde saldırganlar yazılımlarını geliştirerek saldırılarını daha karmaşık bir hale getirebiliyor.

 

4. Saldırganlar çalınan verilerinizi halen sızdırabilir veya satabilir. Fidye yazılım saldırıları son yıllarda nispeten yaygın hale geldi. Fidye saldırılarında ödeme yapmayı kabul etmek ve gerçekleştirmek kullanıcıları tamamen tehlikeden korumuyor. Saldırganlar verileri yedekleme ya da yeniden ele geçirme, sızdırma gücünü her zaman ellerinde bulunduruyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Havacılıkta Girişimlerin Yeni Merkezi ”İGA Hub” Açılıyor – Ulusal24.com

Havacılıkta Girişimlerin Yeni Merkezi ”İGA Hub” Açılıyor – Ulusal24.com

İTÜ ARI Teknokent ve İGA Güçlerini Birleştirdi:

 

Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı, bölgenin en önemli küresel aktarma merkezi olan İGA İstanbul Havalimanı, Türkiye’nin girişimcilik, inovasyon üssü İTÜ ARI Teknokent ile iş birliği yaparak sektörde yenilikçi fikirlerin gelişmesi ve ülke ekonomisine değer oluşturması adına “İGA Hub” girişimcilik programını hayata geçiriyor.

 

İGA Hub girişimcilik programı kapsamında “Sivil Havacılık ve Havalimanı İşletmeciliği” dikeyinde akıllı havalimanı, robotik, sürdürülebilirlik, dijitalleşme, IoT, güvenlik, mobilite alanlarındaki girişimlerin olgunlaşması için girişim ekosistemi oluşturulacak. Bu odak alanları ile İGA’nın tüm kurumsal gücünü havacılığın tüm bileşenlerini de yanına alarak, havacılıkla etkileşen diğer tüm sektörleri de kapsayacak bütüncül bir şekilde; yolcular, çalışanlar, iş ortakları ve otoriteler için daha kaliteli, hızlı, ekonomik çözümler sağlayacak projelerin desteklenmesi hedeflendi.

“Sivil Havacılık ve Havalimanı İşletmeciliği” dikeyinde yenilikçi proje geliştiren girişimler başta olmak üzere İGA İstanbul Havalimanı çalışanları ve İstanbul Havalimanı ekosistemi içerisindeki tüm paydaşların da yenilikçi ve teknolojik tabanlı iş fikirleri ile İGA Hub girişimcilik programına başvuru yapabilecek.

Altyapı oluşturuldu ve İGA Hub faaliyetlerine başladı…

Havalimanı işletmeciliğinde küresel bir marka olma hedefi olan İGA İstanbul Havalimanı, yenilikçi ve teknolojik girişimlerin “Sivil Havacılık ve Havalimanı İşletmeciliği” dikeyinde yükseliş göstermesi adına Türkiye’nin önde gelen teknoparkı, İTÜ ARI Teknokent ile yoğun iş birliği görüşmeleri sonucunda İGA Hub hayata geçti.

Bu doğrultuda girişimlerin eğitim, mentörlük, prototipleme, network, yatırım gibi alanlarda gelişim göstermeleri için İTÜ ARI Teknokent’in dünyada ilk 5’te yer alan Kuluçka Merkezi İTÜ Çekirdek’in deneyiminden faydalanarak, girişimlere destek olunacak. İGA Hub, sektörün kalbinde yer alarak, sektör paydaşlarıyla girişimciler arasında bir köprü olacak. Bu kapsamda ilk çözüm ortağı ise Hasan Kalyoncu Üniversitesi Kalyon Garaj Prototipleme ve Girişimcilik Merkezi oldu.

 

Sivil Havacılık ve Havalimanı İşletmeciliği alanında yenilikçi teknolojik girişimler bekleniyor!

 

Girişimlere 800 bin TL ödül!

 

İGA Hub girişim programına kabul edilen girişimlere ihtiyaç duyacakları tüm desteklerin sunulmasının yanı sıra; girişimciler, İTÜ Çekirdek’in her yıl düzenlediği bölgenin en büyük girişimcilik etkinliği olan Big Bang Start-up Challenge’ta toplam 800 bin TL’lik İGA ödül havuzundan pay alma şansı yakalayacaklar. 

 

İGA CEO’su Kadri Samsunlu’dan girişimcilere çağrı…

 

Günümüzde küresel rekabetteki gücü artırmak amacıyla en stratejik alanlardan birisinin teknoloji olduğunu vurgulayan İGA CEO’su Kadri Samsunlu, bunun en önemli kaynağının da yenilikçi, cesur teknolojiler ve bunu geliştiren start-up’lar olduğunu söyledi. Samsunlu, İGA Hub programında hedeflerinin, Sivil Havacılık ve Havalimanı İşletmeciliği alanında inovatif fikirlerin hayata geçirilmesini ve teknolojik girişimlerin desteklenmesini sağlamak olduğunu kaydetti.  Sivil havacılık odağında inovatif bir çözümü olan girişimcileri İGA’ya ulaşarak girişimini geliştirmeyi hızlandırmaya; İGA’nın gücü ve desteğini arkalarına almaya davet eden Samsunlu sözlerine şöyle devam etti;  “İGA Hub ile küresel bir marka olma yolunda hem Türk ve dünya sivil havacılığına katkı sağlamayı hem de İGA İstanbul Havalimanı’nda geliştirilen bu projelerin havacılık sektörüne olduğu kadar diğer sektörlere de fayda sağlamasını amaçlıyoruz” 

 

Gerçekleştirilecek iş birliği, başarı hikâyelerinin ilk adımı olacak!

 

İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş, kuluçka merkezleri İTÜ Çekirdek’te bugüne kadar 7 bin 600 girişimciye destek olduklarını; bu girişimlerin 760 milyon TL yatırım aldıklarını ve ekosistemlerinin sadece son iki yılda 5 kat büyüdüğünü belirtti. Dikbaş, “10 yıldır İTÜ Çekirdek, teknolojinin her alanından girişimi destekliyor olsa da belli sektörler özelinde o alanın uzmanı bir paydaşla güç birliği yapmanın, çok daha büyük başarıları beraberinde getirdiğini deneyimleyerek gördük. Bu doğrultuda İGA’nın çağrısı hem havacılık sektörünün gelişmesi hem de teknoloji girişimciliği açısından çok büyük önem taşıyor. Yapılan bu iş birliği, önümüzdeki yıllarda bu alanda uluslararası programlarımız ve diğer dikey alanlarımızda yapacağımız disiplinler arası iş birliklerimizle birçok başarı hikâyesinin doğmasına da katkı sunacak; ‘teknolojiye dayalı milli kalkınma seferberliğinde önemli bir çarpan etki yaratacak” ifadelerini kullandı.

 

Başvuru ve Detaylı Bilgi

 

İGA, küresel rekabetteki gücü artırmanın en stratejik alanlarından birisinin teknoloji olduğuna; bunun en önemli kaynağının da “yenilikçi, cesur teknolojiler ve bunu geliştiren girişimler” ile artırılabileceğine inanmaktadır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Huawei Türkiye Kurumsal İş Grubu Ülke Müdürü James Pan: “Kamuda dijital dönüşüm büyük bir hızla devam ediyor” – Ulusal24.com

Huawei Türkiye Kurumsal İş Grubu Ülke Müdürü James Pan: “Kamuda dijital dönüşüm büyük bir hızla devam ediyor” – Ulusal24.com

“Kamuda Altyapı Dönüşümü” etkinliği, Huawei Türkiye ve IDC Türkiye işbirliği ile 31 Mart’ta  Ankara’da gerçekleştirdi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Huawei Türkiye Kurumsal İş Grubu Ülke Müdürü James Pan; “Dijital teknoloji, tüm endüstrilerin gelişimi için sınırları zorlamaya devam ediyor” dedi. 

 

Huawei Türkiye ve IDC Türkiye tarafından gerçekleştirilen “Kamuda Altyapı Dönüşümü” etkinliği, kamu sektörü ve bilişim profesyonellerini Ankara’da bir araya getirdi. Etkinliğin odak noktasında ise kamu sektörünün dijital dönüşümü vardı. Huawei Türkiye Kurumsal İş Grubu Ülke Müdürü James Pan ve IDC Türkiye Araştırma Müdürü Yeşim Öztürk’ün açılış konuşmalarının ardından Huawei’in farklı sektörlerin dijital dönüşümüne katkı sağlamak üzere geliştirdiği yeni ürün ve çözümler, şirketin ilgili yöneticileri tarafından detaylarıyla paylaşıldı.

 

“Teknoloji Önderliğinde Kamu Sektörünün Dönüşümü” başlıklı bir sunum yapan IDC Türkiye Araştırma Müdürü Yeşim Öztürk, kamu sektörünün dönüşümünü hızlandıran faktörlere vurgu yaparken, altyapı dönüşümünün de önemine değindi.

 

James Pan: “Türkiye’nin dijitalleşme notu yükselmeye devam ediyor”

 

James Pan konuşmasının başında; “Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından hazırlanan Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi Raporu’na göre, Türkiye’nin dijitalleşme notu sürekli artıyor. Kamu yetkilileri -Yeni Altyapı- kavramını sıkça gündeme getiriyor. Bu yeni altyapı, sadece sensörleri, el terminallerini, 5G ağlarını, büyük veri merkezlerini ve endüstriyel interneti kapsamıyor. Burada kamu tarafından; riskleri, uyum süreçlerini, akıllı otomasyonu, veri ve analizini ve modern işgücünü kapsayan temel bir strateji oluşturulduğunu görüyoruz” dedi.

 

Türkiye’nin kamu özelindeki dijital stratejisinin, küresel dijitalleşme trendleri ile paralel olarak ilerlediğini ifade eden James Pan, “Birleşmiş Milletler’in paylaştığı araştırma sonuçlarına göre, 2020 yılında dünyadaki ülkelerin 84’ünden fazlası, en az bir e-Devlet mobil uygulaması geliştirdi. Kamu ve kamuya bağlı şirketler de bilgi teknolojilerini kullanarak dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırıyor. ‘Dijital Türkiye’ projesi kapsamında e-Devlet hizmetleri için daha sürdürülebilir bir yapı oluşturmak amacıyla mimari geliştirmeler de devam ediyor. Bilgi teknolojileri, birey odaklı kamu hizmetlerinin gelişimi açısından da son derece değerlidir” dedi.

 

James Pan şöyle devam etti; “Huawei Türkiye olarak bu sene yirminci yılımızı kutluyoruz. Türkiye’nin dijitalleşme sürecinin birebir tanığıyız ve bu sürece sürekli katkıda bulunma fırsatına sahip olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yirmi yılı aşkın bir süredir Türkiye’de güçlü bir kurumsal varlığa sahip olurken, önemli iş ortaklıklarına da imza attık. Kamu kurumları yetkililerine, Türkiye pazarındaki paydaşlarımıza ve müşterilerimize hem işbirlikleri hem de buradaki deneyim ve büyümemize rehberlik ettikleri için teşekkür ediyoruz.”

 

Yeni ürün ve çözümler Türkiye pazarına sunuldu

Huawei “Flash-to-Flash-to-Anything (F2F2X)” vizyonunu kapsamında ve tüm senaryoların daha hızlı uygulanabilmesi için, tam flash depolamanın kullanılması gerektiğini vurguladı. Huawei ayrıca, üç amiral gemisi depolama ürününü de tanıttı: Mobil Dünya Kongresi 2022’de tanıtılan geniş alan akıllı ağ çözümleri ile birlikte, OceanStor Dorado All-Flash Storage, OceanProtect Backup Storage ve Huawei Full-Stack Data Center çözümü için OceanStor Pacific Storage bu kapsamda tanıtımı gerçekleştirilen ürünler arasındaydı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Dünyanın Önde Gelen Şirketleri Türk Yazılımcıları Tercih Ediyor – Ulusal24.com

Dünyanın Önde Gelen Şirketleri Türk Yazılımcıları Tercih Ediyor – Ulusal24.com

Yaşadığımız ve nimetlerinden faydalandığımız teknolojik çağ bize yetmez oldu ve artık herşeye anında ulaşma arayışları ile yeni bir çağın kapıları aralandı. Teknolojik çağında üzerinde olan yeni bir çağ açıldı. Bir tıkla ulaşabildiğimiz günlük ihtiyaçlarınızdan tutunda sağlık ve kültürel tüm ihtiyaçlarımızı anında karşılar olduk. Evet evet burada bahsedilen şey dijital çağ ve dünyada uluslar arasındaki zaman kavramını minimuma indirdi. Evlerimizde yada iş yerimizde her an dijital sistemlerle sosyal ağlara bağlanıp her alanda ihtiyaçlarımızı karşılayabilmekteyiz.



Her gün sıkça kullandığımız bu sosyal ağların nasıl işlediğine gelirsek bazı kavramları açıklamak gerek. Bizim kimlik ve şifreler ile profil oluşturup giriş sağladığımız bu ağların alt yapısında sayfalarca yazılım yüklü olup bunlarda yine yazılım mühendisleri tarafından yazılmaktadır. Bilgisayarın alfabeside denilen bu terime kısaca değinelim.



Yazılım; elektronik aygıtların belirli bir işi yapmasını sağlayan programların tümüne verilen isimdir. Bir başka deyişle, var olan bir problemi çözmek amacıyla bilgisayar dili kullanılarak oluşturulmuş anlamlı anlatımlar bütünüdür.



Çağımızın en hızlı gelişen ve en çok ihtiyaç duyulan iş alanları arasında Yazılım sektörü yer almaktadır. Bu sebeple de sektörde çalışacak ve yeni yazılımlar geliştirecek yazılım mühendislerine ihtiyaç duyulmaktadır.



Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid’den sonra yaygınlaşan uzaktan çalışma imkanları ile yazılımcılar dünyanın dört bir yanındaki, alanında lider şirketlerde çalışma fırsatı buluyorlar. Bu sebeple yazılım konusunda uzman gençlerimiz de kendilerine yeni imkanlar sunan ülkelere giderek işlerini en iyi şekilde yapmak ve kendilerini geliştirmek imkanlarını buldular.



Bunlardan biri de Türkiye’nin yetiştirdiği önemli yazılımcılardan Ahmet Caner Türkmen’dir. İşini en iyi şekilde yapmak ayrıca bilgilerini ve eğitimini daha ileriye taşımak için gittiği Silikon Vadisi seyahati deneyimlerini bize şu sözler ile aktardı; Ahmet Caner Türkmen ” Silikon vadisi seyahatim sırasında Amerika’nın ileri gelen şirketlerinde çalışan Türklerle sohbet etme şansı yakaladım. Yaptığım bu görüşmelerden edindiğim izlenimlere göre önde gelen şirketlerin Türk yazılımcılardan çok memnun olduğunu gördüm. Özellikle pandemi sonrasında uzaktan çalışan kadroların sayısının artması dolayısıyla, şirket bünyesine dahil edecekleri eleman arayışlarında Türkiye’nin de ilk sıralarda yer aldığını gördüm”



Kendisi de 2017’den beri uzaktan çalışarak, Amerika, İngiltere, Avustralya gibi yazılım devi şirketlerin bulunduğu ülkelere, yazılım danışmanlığı sunan Ahmet Caner Türkmen; “Gelecekte globalleşen dünyada nitelikli yazılımcı ihtiyacını karşılayan ülkelerden biri olması için Türkiye’nin hiç bir engeli yok. Kültürümüzdeki usta çırak ilişkisinin, yazılım sektöründe de uygulanıyor olması, yeni yetişen parlak gençlerin hızla tecrübe kazanmasına olanak sağlıyor” dedi.



Ancak bu alanda köklü düzenlemelere de ihtiyaç olduğunu vurgulayan Ahmet Caner Türkmen, gençlerin tam donanımlı bir şekilde yetişmesi için eğitimde teknoloji ve bilişim sistemlerine önem veren bir modelin uygulanması gerektiğini savundu. Şu anda sektörde çalışan insanların da elini taşın altına sokması gerektiğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti.  “Yazılım uzmanları, çalıştıkları şirketlerin yapısına göre, 5-7 bin ila 45 bin TL arasında değişen bir maaş skalasına sahip. İşe yeni başlayan gençler 5-7 bin TL, uzman seviyesindeki bir yazılımcı ise 15 -25 bin TL net maaş alıyor. Kıdemli uzman ve yönetici seviyesi 25-35 bin TL’ler, bir IT genel müdürünün maaşı ise iyi bir şirkette 40-45 bin TL’yi geçiyor, hatta ucu açık. Döviz kurlarının artmasıyla birlikte Amerika, İngiltere, Avrupa ülkeleri gibi ülkelerde çalışan yazılımcılar için kazanılan maaşlar ise Türkiye standartlarının çok üzerinde. Bu sebeple yazılımcılar da yurt dışındaki şirketlerde calışma konusunda hevesliler.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Samsung, benzersiz ve bağlantılı teknolojileri bir araya getiren yeni ‘Neo QLED 8K’ ekran serisini tanıttı – Ulusal24.com

Samsung, benzersiz ve bağlantılı teknolojileri bir araya getiren yeni ‘Neo QLED 8K’ ekran serisini tanıttı – Ulusal24.com

Teknoloji devi Samsung, ‘Unbox & Discover’ etkinliğinde, benzersiz bağlantılı teknolojileri ve üst düzey görüntü kalitesiyle yeni bir çağın başlangıcını temsil eden ‘2022 Neo QLED 8K’ ekran serisini tüm dünyada ilk kez tanıttı. Şirket, ayrıca 2022 ürün serisi sound bar’lar ve aksesuarlar ile sürdürülebilirlik girişimleri hakkında da bilgi verdi.

 

Samsung, ‘Unbox & Discover’ etkinliğinde ilk kez tanıttığı ‘2022 Neo QLED 8K’ son teknoloji ekran serisiyle televizyonun yaşamlarımızdaki rolünü yeniden tanımlıyor. Bu yılın ürün ve özellikleri, eğlence, bağlantı, iş ve daha fazlasının tek bir merkezden yönetilebildiği ekran kavramını yeni bir boyuta taşıyor.

 

Televizyonların günlük yaşantımızdaki önemini ve kullanım alanlarını odağına alan Samsung, ‘2022 Neo QLED 8K’ ekran serisini “Ekranlar her yerde, herkes için” vizyonu çerçevesinde geliştirdi. Bu vizyon doğrultusunda her duruma ve yaşam tarzına uygun bir ekran sunmayı amaçlayan Samsung, ayrıntılı kişiselleştirme özellikleri ile sorunsuz bağlantı sunan cihazlar geliştiriyor. 

 

Yeni Neo QLED 8K: “En iyinin de daha iyisi”

Samsung, 2022 model Neo QLED 8K ekran serisini, geniş ekran deneyimini başka bir boyuta taşımak için yeni özelliklerle harmanladı. 2022 Neo QLED 8K ekranın ana bileşeni yeni 8K Nöral Quantum İşlemci olurken, en yeni özelliklere sahip bu işlemci, kaynağı ne olursa olsun optimum görüntüleme için her bir içeriğin özelliklerini ve görüntü kalitesini analiz eden 20 bağımsız yapay zeka ağına sahip.

 

8K Nöral Quantum İşlemci aynı zamanda, ‘Gerçek Derinlik Arttırıcısı’ adı verilen yeni bir teknolojiyi de destekliyor. Bu teknoloji ekranı tarayarak, arka planı işlenmeden sabit tutarken, nesneyi geliştirerek nesnenin arka planla olan kontrastını en üst düzeye çıkarıyor. İnsan gözünün gerçek hayatta görüntüleri algılama biçimine benzer şekilde çalışan bu teknoloji, bu sayede ekrandaki nesneyi arka plan üzerinde öne çıkarabiliyor.

 

Güçlü Quantum Mini LED’lerle birlikte çalışan bu işlemci, hassas ve kontrollü bir aydınlatma sunarken parlak olması gereken alanlar parlak kalıyor, onları çevreleyen karanlık alanlar ise karanlık kalabiliyor. Bu da ‘Nesneye Uyarlanabilen Işık Kontrolü’ adı verilen bir özellik sayesinde oluyor. Örnek vermek gerekirse, bu özellik sayesinde bir dolunay sahnesi, gecenin siyah rengiyle karşıtlık oluşturarak daha parlak ve gerçekçi görünebiliyor.

Samsung’un yepyeni 2022 QLED ekran serisi, ayrıca renk konusunda küresel uzmanlığıyla bilinen, Pantone Eşleştirme Sisteminin (PMS) yaratıcısı Pantone’dan dünyanın ilk ‘Pantone Onaylı’ sertifikasını aldı. Buna göre serideki modeller, yeni 110 cilt tonunun yanı sıra Pantone’un yönergelerinde bulunan 2.000’den fazla rengi orijinal olarak yeniden üretebiliyor. Bu parlak renkler kullanıcıların ekranına yansırken, yeni ‘EyeComfort’ Modu sayesinde kullanıcıların hem göz sağlığı hem de izleme konforuna katkı sunuluyor. Bu özellik, daha rahat bir izleme deneyimini optimize etmek amacıyla gün batımı/gün doğumu bilgileriyle ortamın aydınlık seviyesine bağlı olarak ekranın parlaklığını ve renk sıcaklığını otomatik olarak ayarlayabilen yapay zeka teknolojisi kullanıyor.

 

 

Sürükleyici ‘Dolby Atmos’ ses teknolojisi ve akıllı özellikler

Neo QLED 8K’nin sahip olduğu ‘8K Nöral Kuantum İşlemci’, yapay zekâ özellikleri sayesinde ekranda görünen nesneleri gerçek zamanlı analiz edebiliyor. ‘Uyarlanabilir Ses’ özelliği ise ekrandaki hareketi izleyerek sesle eşleştirebilmesini ve hoparlörler arasında otomatik geçiş yapılabilmesini sağlıyor.

 

Samsung’un yeni amiral gemisi Neo QLED 8K modeli QN900B’deki tüm sesler, yeni üst kanal hoparlörleriyle ‘Nesne Takipli Profesyonel Ses’ özellikli Dolby Atmos özelliğine sahip 90W’luk 6.2.4 kanal ses sistemine bağlanıyor. Bu teknoloji, ‘Konuşma Takipli Ses’ özelliği sayesinde seslerin tanınması için uygulanırken, ses efektleri ve sesler ekrandaki hareketi gerçek zamanlı olarak takip edebiliyor.

 

Yeni Neo QLED 4K ve 8K TV’lere Kablosuz Dolby Atmos özelliğini ekleyen Samsung, bu sayede HDMI kabloları ile uğraşmadan, kusursuz ses kalitesinin keyfini çıkarmaya imkan sunuyor. Kablosuz Dolby Atmos özelliği, Samsung’un daha estetik bir görünümle, sürükleyici bir ses deneyimi sunmak için tasarladığı en yeni 2022 Ultra İnce Soundbar’ında da kullanılabiliyor.

 

İçerik, oyun, egzersiz ve daha fazlası tek bir merkezde 

Samsung 2022 ürün serisi, mümkün olan en kusursuz deneyimi sunmak amacıyla yeni ve daha akıllı özellikler ile donatılırken, kullanıcı ara yüzüyle destekleniyor. Böylece Samsung TV ve ekranlar, içerik izlemek, diğer cihazları ekran üzerinden kullanmak, oyun oynamak, egzersiz yapmak ve daha fazlası için tek bir merkez haline geliyor.

 

Yeni Smart Hub: Samsung, Tizen tarafından desteklenen yeni kullanıcı arayüzü Smart Hub’ı bu yıl ilk kez tanıttı. Yepyeni Samsung Smart Hub, akıllı cihaz deneyiminin tüm özelliklerini, son derece kolay bir gezintiye olanak sağlayan tek bir ana ekranda topluyor. Sorunsuz bir kullanıcı deneyimi için özellikler, ayarlar ve içerik; ‘Medya’ ve ‘Ambiyans’ olarak iki kategoride, tek bir sekme üzerinde sınıflandırılıyor.

Medya: Medya ekranı, isteğe bağlı video, akış hizmetleri gibi eğlence tercihlerini bir araya getirebiliyor. Tüm platformlar ve hizmetler için akıllı önerilerde bulunmak üzere makine öğrenimi üzerinden kullanıcıların tercihlerini kendiliğinden öğreniyor.

Ambiyans özelliği ise ekranın görüntüsünü evin dekorasyonuna uygun hale getirmek, göz alıcı sanat eserleriyle evinize şıklık katmak için kullanılabiliyor, tüm evlere estetik kazandırıyor. 

 

SmartThings sayesinde diğer ev cihazlarını tek bir noktadan kolayca denetleyin

Bağlantılı deneyimin en önemli bileşenlerinden biri de Samsung’un SmartThings uygulaması. SmartThings sayesinde kullanıcılar ekranını, diğer ev cihazlarını tek bir noktadan kolayca denetleyebileceği bir merkez haline getirebiliyor. Samsung TV’lerde bulunan bu özellik, kullanıcıların cihazları bir bakışta bulabilmelerini, görüntülemelerini ve kontrol edebilmelerini sağlamak üzere geniş ekranın avantajlarını bir arada sunuyor.

 

Samsung’dan Nifty Gateway iş birliğiyle ‘NFT Platform’

Samsung’un son olarak 2022’de sunduğu bir diğer yenilik de alanında öncü Nifty Gateway ile ortak olan NFT Platformu oldu. 2022 Neo QLED ve QLED’lerde ‘Ambiyans’ modu, sanat eseri koleksiyonu yapmanın ve ekrana yansıtmanın yeni bir yolu olarak kullanılabiliyor. Ayrıca Samsung, NFT ve dijital sanatı keşfetmek ve sergilemek üzere tek istasyonlu bir NFT platformuna da erişim sunacak.

 

Çevreci adımlarla sürdürülebilirlik her zaman odak noktası

Samsung, ürünlerinin üretim ve kullanım süreçlerinin dünyayı ve çevreyi ne şekilde etkilediğini göz önünde bulunduruyor, çevresel ayak izini azaltmanın ve daha iyi bir gelecek inşa etmenin yollarını arıyor. Şirket bunun için birtakım önlemler alırken, teknolojiyi de kullanıyor.
 

Çevreci Ambalajlar: Üretim esnasında zımba teli kullanımını devre dışı bırakan Samsung, çevreye duyarlı ambalaj yaklaşımı sayesinde 90 daha az mürekkep kullanıyor. Böylece hem atıkların azalmasına hem de geri dönüşüm merkezlerine katkıda bulunuyor.

SolarCell Kumanda: SolarCell uzaktan kumanda ürününü, yeni özelliklerle iyileştiren Samsung, artık uzaktan kumandaların tamamen pilsiz çalışmasına imkan sunuyor, kumandalar Wi-Fi yönlendiriciler tarafından yayılan yedek enerjiden güç alarak 2.4GHz Radyo Frekansı Toplama teknolojisiyle şarj edilebiliyor. Böylece SolarCell kumandalar, 2020 modellere kıyasla 88 daha verimli hale geliyor.

Geri dönüştürülmüş malzemeler: Samsung’un 2022 TV ve monitörlerinde, dijital ürünler ve uzaktan kumandalarında geri dönüştürülmüş reçine kullanılıyor. Özellikle yüksek çözünürlüklü monitörlerde, kıyı bölgelerinde tehlikeli atık haline gelmeden önce geri kazanılan ‘okyanusa bağlı plastikten’ geri dönüştürülmüş reçine kullanılıyor.

‘Carbon Trust’ sertifikası: Carbon Trust’ın ‘CO2 Azaltımı’ sertifikasını alan Samsung Neo QLED 8K/4K TV’ler, Neo QLED serisinde karbon ayak izinin giderek azaldığını bir defa daha kanıtladı.

 

Aksesuarlar sayesinde artık daha fazla kişiselleştirme mümkün

TV’ler söz konusu olduğunda her tüketicinin kendine has zevki ve ihtiyaçları olabiliyor. Bu nedenle Samsung, 2022 model TV’lerde yepyeni aksesuarlarla TV deneyimini daha konforlu hale getiriyor. Ekranını duvara monte etmek isteyenler için ‘Slim Fit Duvar’ montajı, izleyiciler nerede oturursa otursun mükemmel açının yakalanabilmesi için yukarı, aşağı ve yana döndürme özelliği sunarken, televizyonun duvara en yakından sabitlenmesini sağlıyor. Televizyon standının tercih edilmesi halinde ise ‘Stüdyo Standı’, Neo QLED 8K’yı sanatsal bir biçimde yerleştirmenin özgün ve zarif bir yolunu sunuyor. Yeni aksesuar sayesinde Neo QLED TV deneyimini, ister yatay ister dikey yaşamaya imkan sunan The Sero’nun manevra yetenekleri Neo QLED 8K için de kullanılabilir hale geliyor. ‘Otomatik Döndürme’, mobil deneyimleri büyük ekrana, portre sanatını tam ekrana taşırken, ‘Çoklu Ekran’ deneyimlerini yeni ekran yerleşimlerine getiriyor. 

 

Samsung Başkan Yardımcısı, Cihaz Deneyimi Bölümü Başkanı ve CEO’su Jong-Hee(JH) Han, yeni Neo QLED 8K ekran serisiyle ilgili şunları söyledi: “Kullanıcıların, ürünlerimizin tüm avantajlarından zahmetsizce faydalanmasını sağlayan kusursuz bir kullanıcı deneyimi sunmaya odaklanıyoruz. 2022 Neo QLED 8K ekran serisi de tüketicilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak ve tutkularını desteklemek amacıyla tasarlandı. Sunduğumuz yenilikler de onların deneyimleri üzerinden şekillendi. Yeni Neo QLED 8K, evin merkezine yerleşerek gerçekten de yeni deneyimlerin kapısını aralayacak güçte bir cihaz.” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Samsung’dan geliştirilmiş özellikleri ve şık tasarımıyla yeni M8 akıllı monitör serisi – Ulusal24.com

Samsung’dan geliştirilmiş özellikleri ve şık tasarımıyla yeni M8 akıllı monitör serisi – Ulusal24.com

Samsung, daha geliştirilmiş özellikleri ve şık tasarımıyla yeni M8 akıllı monitör serisini tanıttı. Kullanıcıların hayatını kolaylaştıran ödüllü teknolojilerin yanı sıra ‘SlimFit’ kamera özelliğine sahip ve ikonik ince tasarımıyla dikkatleri üzerine çeken yeni M8 akıllı monitör, dört farklı modern renk seçeneğiyle müşterilere sunuluyor.

 

Samsung, 32 inç boyutta, UHD çözünürlüğe sahip, çok amaçlı yeni M8 akıllı monitör serisini tanıttı. Yeni M8 akıllı monitör serisi Warm White, Sunset Pink, Daylight Blue ve Spring Green olmak üzere dört farklı renk seçeneği ile müşterileri bekliyor.

 

Samsung’un İlk kez 2020’nin Kasım ayında piyasaya sürdüğü Akıllı Monitör serisi, kullanıcılarının ev ortamındaki işlevsellik ve eğlence ihtiyaçlarını karşılamak üzere dünyanın ‘hepsi bir arada’ özellikli ilk monitörlerini kullanıcılara sunuyor. Yeni M8 akıllı monitör serisi, geleneksel bir monitör olmanın ötesine geçerek, Wi-Fi bağlantısı üzerinden, herhangi bir bilgisayar veya TV bağlantısına ihtiyaç duymaksızın kullanıcıların Netflix, Amazon Prime Video, Disney+ and Apple TV gibi OTT hizmetlerini kullanabilmesini sağlıyor

 

Ultra şık ve etkileyici tasarımıyla dikkatleri üzerine çeken yeni M8 akıllı monitör serisi, hem alan hem de çalışma açısından önemli bir verimlilik sunuyor. Üstelik, yeni M8 akıllı monitör serisi, 11.4mm kalınlığıyla, önceki modellerden artık dörtte üç oranında daha ince. Sofistike ve düz tasarımıyla M8’in sıcak beyaz renk üzerinde çeşitlenen renk seçenekleri, kullanıcıların kişisel tercihlerine uygun olarak, her mekana kolayca uyum sağlıyor. M8 akıllı monitörün sunduğu ekran teknolojileri ise, Tüketici Teknolojileri Derneği (CTA) tarafından gerçekleştirilen CES İnovasyon Ödülleri’nde ödüle layık görüldü.

 

Tek bir ara yüz sayesinde tüm uygulamalar verimli bir şekilde kullanılabiliyor 

Yeni M8 akıllı monitör, Samsung Smart Hub uygulaması üzerinden çeşitli Bluetooth cihazlarına bağlanarak bilgisayar kullanımı gerektirmeden, kusursuz bir evden çalışma ortamı sağlıyor. ‘Workspace’ kullanıcı ara yüzü ise tek bir ekranda çalışmak için gereken tüm hizmetleri aynı anda sunuyor. Ayrıca, kullanıcıların bir Windows veya Mac PC’ye kablosuz olarak bağlanmasına ya da akıllı telefondan ekrana içerik yansıtmalarına olanak sağlıyor. Kullanıcıların, Samsung DeX, Apple AirPlay 2 ve Microsoft 365  bulut hizmeti gibi çeşitli uygulamaları verimli bir şekilde kullanmasına yardımcı oluyor.  

 

Tüm bunların yanında yeni M8 akıllı monitör, mıknatıslı ve takılıp çıkarılabilir bir ‘SlimFit’ kameraya da sahip. Bu kamera, monitöre yapışarak kullanıcıların masasının üstünde kablo kalabalığı oluşturmuyor ve yer kaplamıyor. SlimFit kamera ayrıca ‘yüz takibi’ ve ‘otomatik yakınlaştırma’ gibi özellikleriyle, ekranda görünen insan yüzünü algılayarak, otomatik olarak yüze yakınlaştırma yapabiliyor. Kısacası, bir kullanıcı konuşurken onu yakalayıp ve takip ederek, sunumlar veya canlı yayınlar için mükemmel bir deneyim yaşatıyor. Ayrıca ‘Google Duo’ gibi görüntülü sohbet uygulamalarını destekleyen M8 akıllı monitör, kullanıcıların SlimFit kamerayı evde veya işyerinde kullanarak, uzaktan çalışmasına veya görüntülü arama yapmasına olanak tanıyor.

 

Tek bir ekranda tüm IoT cihazlarını kolayca izleme ve kontrol etme imkanı

M8 akıllı monitör, ayrıca kullanıcıların tüm cihazlarını kablosuz olarak bağlayabilecekleri ‘SmartThings Hub’ adlı Nesnelerin İnterneti (IoT) merkezine de sahip. Samsung SmartThings uygulaması, ışık anahtarı ve elektrik gücü dahil olmak üzere M8’e bağlı diğer cihazlar tarafından sağlanan tüm bilgileri yansıtabiliyor. Uygulamanın sezgisel kontrol paneli üzerinden kullanıcıların diğer IoT cihazlarını evin her yerinde kolayca izlemelerini sağlıyor.

 

Yüksek hassasiyete saihp ‘Uzak Alan Sesi’ mikrofonu ile donatılmış asistan, sesli komutları kullanarak Bixby ve Amazon Alexa gibi cihazları da denetleyebiliyor. Bu mikrofon, sanal asistan Bixby etkinleştirildiğinde, monitörün ekranı kapalı durumdayken dahi konuşma bilgilerini ekrana yansıtabilen ‘Her Zaman Açık Ses’ işlevine de sahip bulunuyor.

 

Uyarlanabilir görüntü teknolojisi ile kullanıcılara büyük konfor sunuyor 

Yeni M8 akıllı monitör, ‘Uyarlanabilir görüntü teknolojisi’ sayesinde ekran parlaklığını ve renk sıcaklığını otomatik olarak ayarlanabiliyor. Böylece, kullanıcıya daha fazla konfor sunuluyor. M8 ayrıca yüksekliği ayarlanabilir stant (HAS) ile eğim kazanabilme özelliğine de sahip. Bu sayede kullanıcılar, bir proje üzerinde çalışırken, akşamları film izlerken ya da ders çalışırken monitörlerini istedikleri pozisyonda kullanabiliyor.

 

Samsung Electronics Görsel Ekran Bölümü Başkan Yardımcısı ve Tasarım Ekibi Başkanı Kyounghoon Kim, yeni M8 akıllı monitöre ilişkin “Tüm kullanıcıların yaşam tarzına ve tercihlerine hitap edebilecek bir ürün geliştirmeyi hedefledik. M8’in dört farklı renkten oluşan renk paleti, ‘Doğal Renk Tonları’ temasından ilham alıyor. Bu renkler, parlak güneşli bir günde masmavi gökyüzünü, içinde dinlendiğimiz yemyeşil bir ormanı ya da güneşlendiğimizde yüzümüze vuran günbatımını çağrıştırıyor” dedi.  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

ESET, siber suçluların kripto paraları çalma planını ortaya çıkardı – Ulusal24.com

ESET, siber suçluların kripto paraları çalma planını ortaya çıkardı – Ulusal24.com

Kripto paranızı yönettiğiniz mobil uygulamayı dikkatli seçin

 

Siber güvenlik şirketi ESET popüler kripto para cüzdanlarını taklit eden 40’tan fazla web sitesini ortaya çıkardı. ESET Araştırma Birimi’nin bulgularına göre saldırganlar, sahte ve meşru siteler, Telegram ve Facebook grupları aracılığıyla kötü amaçlı uygulamalar dağıttılar.

 

Siber güvenlik şirketi ESET, Android ve iOS işletim sistemlerini (iPhone) kullanan mobil cihazları hedefleyen karmaşık bir kötü amaçlı kripto para şemasını keşfetti ve geriye doğru takip etti. Kötü amaçlı uygulamalar Metamask, Coinbase, Trust Wallet, TokenPocket, Bitpie, imToken ve OneKey gibi yasal cüzdan hizmetlerini taklit eden sahte web siteleri aracılığıyla dağıtılıyor. Bu sahte web siteleri, yanıltıcı makaleler kullanan yasal sitelere yerleştirilen reklamlar kullanıyor. Ayrıca, tehdit aktörleri bu kötü amaçlı planı daha fazla yaymak için Telegram ve Facebook grupları yoluyla aracılar işe alıyor. Kötü amaçlı uygulamaların temel amacı, kullanıcıların parasını çalmak ve ESET şu ana kadar bu planın çoğunlukla Çinli kullanıcıları hedef aldığını saptadı. ESET, bu tekniklerin diğer pazarlara da yayılmasını beklediğini paylaştı.

 

Mesajlaşma platformları üzerinden yayılım sağlıyorlar

ESET, gelişmiş gizlilik ve şifreleme özelliklerine sahip ücretsiz ve popüler birçok platforma sahip mesajlaşma uygulaması olan Telegram’da kripto para mobil cüzdanlarının kötü niyetli kopyalarını destekleyen düzinelerce grup buldu. Bu grupların, daha fazla dağıtım ortağı arayan bu şemanın arkasındaki tehdit aktörü tarafından oluşturulduğu ve bu etkinliğin Mayıs 2021’den beri devam ettiği düşünülüyor. Ekim 2021’den itibaren bu Telegram gruplarının daha fazla dağıtım ortağı aramak amacıyla en az 56 Facebook grubunda paylaşıldığını ve tanıtıldığı görüldü. Kasım 2021’de, iki yasal Çin web sitesini kullanarak kötü amaçlı cüzdanların dağıtımı tespit edildi. 

 

Kimi ve hangi siteyi takip ettiğinize dikkat edin 

Bu dağıtım vektörlerinin yanı sıra, yalnızca mobil kullanıcıları hedefleyen düzinelerce sahte cüzdan web sitesi de keşfedildi. Potansiyel bir kurban, web sitelerinden birini ziyaret ederek Android veya iOS platformu için truva atından etkilenmiş bir cüzdan uygulaması indirebilir. Bu kötü amaçlı uygulama, kurulduğu işletim sistemine bağlı olarak farklı davranıyor. Android için ise cihazlarında henüz yasal bir cüzdan uygulaması yüklü olmayan yeni kripto para kullanıcılarını hedef aldığı düşünülüyor. iOS cihazlarda kurbanlar App Store’dan yasal sürüm ve bir web sitesinden kötü amaçlı sürüm olmak üzere her iki sürümü de yükleyebilir.

 

iOS için bu kötü amaçlı uygulamalar App Store’da mevcut değil. Bu uygulamalar, güvenilirliği şüpheli bir kod imzalama sertifikası ekleyen yapılandırma profilleri kullanılarak indirilmeli ve kurulmalıdır.  Google Play de ise Google App Defense Alliance ortağı olan ESET’in talebi doğrultusunda  Ocak 2022’de Google, resmi mağazadaki 13 kötü amaçlı uygulamayı kaldırdı. Ayrıca, bu tehdidin kaynak kodu sızdırıldı ve birkaç Çinli web sitesinde paylaşıldı. Bu durum çeşitli tehdit aktörlerini çekebilir ve bu tehdidi daha da yaygın hale gelebilir.

 

Saldırıları  ortaya çıkaran  ESET araştırmacısı Lukáš Štefanko bu konuda şunları söyledi: “Bu kötü amaçlı uygulamalardan bazıları güvenli olmayan bir HTTP bağlantısı kullanarak saldırganların sunucusuna gizli kurban tohum tümceleri gönderdiğinden, kurbanlar için başka bir tehdit daha oluşturur. Bu, kurbanların paralarının bu şemanın operatörünün yanı sıra aynı ağda gizlice dinleyen farklı bir saldırgan tarafından da çalınabileceği anlamına geliyor. Ayrıca Jaxx Liberty cüzdanının kimliğine bürünen 13 kötü amaçlı uygulama da keşfettik. Bu uygulamalar, Google Play Store’da bulunuyor. Paranızı yönetmek için hangi mobil uygulamayı kullanacağınızı çok dikkatli seçmelisiniz.”

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com