Zyxel Networks Türkiye’de Mehmet Yılmaz’a global sorumluluk – Ulusal24.com

Zyxel Networks Türkiye’de Mehmet Yılmaz’a global sorumluluk – Ulusal24.com

Mehmet Yılmaz, Zyxel Networks Türkiye Perakende Satış Müdürü görevine ek olarak Yunanistan ve Orta Doğu bölgesinin perakende ve e-ticaret satış operasyonlarının yönetiminden sorumlu kişi oldu.

 

2017 yılı Aralık ayından beri Zyxel Networks Türkiye Perakende Satış Müdürü olarak görev alan Mehmet Yılmaz’ın bölgesel olarak sorumluluğu arttı. Yılmaz, yeni dönemde Türkiye’ye ek olarak Yunanistan ve Orta Doğu bölgesinin de Perakende ve E-Ticaret satış operasyonlarını yönetecek. 

 

Mehmet Yılmaz hakkında

Yaklaşık 15 yıllık profesyonel iş yaşamına 2006 yılında Xerox Türkiye bünyesinde “Bayi Kanalı Satış Yöneticisi” olarak adım atan Mehmet Yılmaz, 2011 yılında Airties’da “Distributör ve Perakende kanallarından sorumlu Satış Müdürü” olarak görev yaptı. 2017 yılında Zyxel Networks Türkiye’de “Perakende Kanalı Satış Müdürü” olarak çalışmaya başladı. Üniversite eğitimini Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri bölümünde tamamladıktan sonra Bilgi Üniversitesi  İşletme Yüksek Lisans eğitimi alan Yılmaz, iyi derecede İngilizce biliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Yazılımını güncelleyenin riski yarıya iniyor – Ulusal24.com

Yazılımını güncelleyenin riski yarıya iniyor – Ulusal24.com

Türkiye’nin dijital dönüşüm  danışmanı BeyazNet’in haftalık yayınladığı Siber Güvenlik Gündemi’nde bu hafta, ABD Siber Güvenlik Ajansı’nın geçtiğimiz yıl verilerine göre en çok kullanılan güvenlik açığını gündeme getirdi.

 

Dünyada her 5 güvenlik zafiyetinden 3’ünün uzaktan kod yürütme olmasına dikkat çeken rapora göre, ayrıcalık yükseltme zayıflığı, güvenlik özelliği atlama, rastgele kod yürütme, rastgele dosya okuma ve yol geçişi kusurları oldu.

 

Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, İngiltere ve ABD’den siber güvenlik yetkilileri tarafından yayınlanan “Rutin Olarak Sömürülen En Çok Kullanılan Güvenlik Açıkları” raporuna göre: Log4Shell, ProxyShell, ProxyLogon, ZeroLogon, Zoho ManageEngine AD SelfService Plus, Atlassian Confluence ve VMware vSphere Client’taki kusurlar en çok yararlanılan güvenlik açıklarından bazıları olarak duyuruldu.

 

Sıklıkla bir ele geçirme silahına dönüştürülen diğer kusurlar arasında Microsoft Exchange Server’da uzaktan kod yürütme hatası, Pulse Secure Pulse Connect Secure’da rastgele bir dosya okuma güvenlik açığı ve Fortinet FortiOS ve FortiProxy’de path geçiş hatası yer alıyor.

 

Yazılım güncellemelerini yapmak, güvenlik riskini yarı yarıya azaltıyor

Güvenlik sızmalarının en çok güncellemeleri açıklanan yazılımlara yapıldığını söyleyen BeyazNet Teknik Operasyonlar Direktörü Akgün Yardımcı, “E-posta sunucuları, sanal özel ağ dediğimiz VPN sunucuları gibi sistemler en çok hedef alınan araçların başında geliyor. Sadece yazılım güncellemelerinin zamanında yapılması bile riski yarıdan fazla azaltıyor. Güvenlik zafiyetinin neden olduğu maddi, manevi kayıp dikkate alındığında basit önlemlerle bu kayıplar önlenebilir.” şeklinde konuştu.

 

Özellikle kamu kurumları için etkin güncellemenin çok önemli olduğunun altını çizen Yardımcı, merkezi bir yama yönetim sisteminin önemine dikkat çekiyor.

 

BeyazNet’in haftalık olarak yayınladığı Siber Güvenlik Gündemi’nde haftanın exploitleri, haftanın zafiyetleri, haftanın zararlı yazılımları ve Türkiye’de haftanın veri ihlalleri listeleniyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Bosch, iklim nötr teknolojiye milyarlarca Avro yatırım yapacak – Ulusal24.com

Bosch, iklim nötr teknolojiye milyarlarca Avro yatırım yapacak – Ulusal24.com

yılın görünümünü bulanıklaştırıyor

 

2021 satış: 78,7 milyar Avro / FVÖK: 3,2 milyar Avro.

Hidrojen elektrolizi için 14 milyar Avro’luk pazara giriş – Bosch, 2030 yılına kadar bu yeni iş alanına yaklaşık 500 milyon Avro yatırım yapacak.

Elektromobilite siparişleri ilk kez 10 milyar Avro’yu aştı.

 

Stefan Hartung: “Elektrifikasyon, iklim nötrlüğe giden en hızlı yoldur.”

 

Dr. Markus Forschner: “Bosch Grubu, 2021’in zorluklarının üstesinden başarıyla geldi, ancak sonuç üzerindeki baskı yoğunlaşıyor.”

 

Filiz Albrecht: “Değişim zamanlarında, sosyal sorumluluk, bizimle mümkün olduğunca çok sayıda çalışanı yeni iş alanlarına almak anlamına gelir.”

 

Dr. Christian Fischer: “Bosch, 2025 yılına kadar ısı pompası işine 300 milyon Avro yatırım yapacak.”

 

Rolf Najork: “Ağa bağlı enerji yönetimi, fabrikalarda enerji verimliliğinin kapılarını açıyor.”

 

Dr. Markus Heyn: “Bosch, yollardaki elektrikli güç aktarma sistemlerinde bir numaralı tedarikçidir.”

 

Stuttgart ve Renningen, Almanya – 2021 mali yılında Bosch, zorlu bir ortama rağmen satışlarda ve sonuçlarda önemli bir büyüme elde etti. Teknoloji ve servis tedarikçisi tarafından elde edilen satış geliri yüzde 10,1 artarak 78,7 milyar Avro’ya, faaliyet sonucu (operasyonlardan elde edilen FVÖK) yarıdan fazla artarak 3,2 milyar Avro’ya ulaştı. Önceki yıl yüzde 2,8 olan faaliyetlerden elde edilen FVÖK marjı yüzde 4’e yükseldi. Bosch Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Stefan Hartung, şirketin yıllık rakamları ile ilgili yaptığı sunumunda, “2021 mali yılının başarılı sonucu, mevcut yılın zorlu ortamıyla mücadele ederken güvenimizi güçlendiriyor.” dedi.
 

Önemli belirsizliklerden biri, Ukrayna’daki savaş ve tüm sonuçlarıdır. Şirket, çalışanlarına karşı sorumluluğunu çok ciddiye alıyor. Aynı zamanda, özellikle mültecilerin acılarını dindirmek için ilk günden bu yana kapsamlı insani yardım sağlıyor. Bosch Grubu Yönetim Kurulu Başkanı, “İnsanların hayatta kalmak için savaştığı yerlerde, aklımız onlarda kalıyor ve korkularını paylaşıyoruz.” dedi. Savaşın siyasi çatışmayı çözemeyeceğini de sözlerine ekledi. Hartung’a göre mevcut durum, politika yapıcılar ve toplum üzerindeki fosil yakıtlara daha az bağımlı hale gelme ve yeni enerji kaynaklarının geliştirilmesini şiddetle takip etme baskısını vurgulamaktadır. Bu nedenle Bosch Grubu’nun, zorlu ekonomik ortama rağmen küresel ısınmayı azaltmak için sistematik olarak çalışmalarını sürdürdüğünü sözlerine ekledi. Ayrıca Hartung, Bosch’un elektrifikasyon ve hidrojen gibi iklim nötr teknolojilere üç yıl içinde 3 milyar Avro yatırım yapacağını duyurdu.

 

Hartung, savaşın kısa vadede karbon emisyonlarını azaltmadaki ilerlemeyi yavaşlatacağına inanıyor. Ancak uzun vadede Avrupa’daki teknolojik dönüşümü hızlandıracak. Hartung, “Politika yapıcılar, ister mevcut binaları daha enerji verimli hale getirmek için teşvikler sağlamada, isterse büyük ölçüde genişleyen yenilenebilir enerji üretiminde olsun, bunu daha fazla kararlılıkla hareket etmek için ipucu olarak alabilirler.” dedi. Yeşil elektriğe dayanması koşuluyla, elektrifikasyonun iklim nötrlüğe giden en hızlı yol olduğuna inanıyor. Bu nedenle Bosch, sürdürülebilir mobiliteyi ileriye taşıyor: 2021’de şirketin elektromobilite ile ilgili siparişleri ilk kez 10 milyar Avro’yu aştı. Ancak Hartung, hidrojenin de gerekli olduğunu vurguladı. Hartung, “Sanayi politikası, ekonominin tüm sektörlerini hidrojene hazır hale getirmeye odaklanmalı. Elektrik tabanlı çözümler önceliğe sahip, ancak hidrojen tabanlı çözümlerin de daha fazla ivme kazanması gerekiyor. Mavi gezegenimizde sürdürülebilir bir şekilde yaşamak istiyorsak her ikisine de ihtiyacımız olacak.” dedi. Aynı zamanda Bosch Yönetim Kurulu Başkanı, önümüzdeki üç yıl içinde şirketin işini dijital olarak dönüştürmek için 10 milyar Avro daha yatırım yapacağını duyurdu. Hartung, “Sürdürülebilirlikte dijitalleşmenin de özel bir rolü var ve çözümlerimiz bu önermeden yola çıkıyor.” dedi. Bosch portföyündeki bu tür çözümlerin örnekleri arasında akıllı ev enerji yöneticisi ve ağa bağlı üretim enerji platformu sayılabilir.

 

2022 yılı genel görünümü: Zorlu bir ortamda yüksek düzeyde belirsizlik

Bosch Grubu, ilk çeyrekte satışlarını yüzde 5,2 artırdı. Bosch Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Finans Genel Müdürü Dr. Markus Forschner, “2022’ye sağlam bir başlangıç yaptık. Şu anda, faaliyet raporumuzda yer alan yüzde 6’lık satış büyüme tahminini aşmayı bekliyoruz. Ancak, karşılaştığımız önemli belirsizlikler, bir bütün olarak mevcut yıl için daha doğru bir tahminde bulunmanın hala zor olduğu anlamına geliyor.” dedi. Forschner’a göre şirket, geçen yılki FVÖK marjını yakalama hedefine tam olarak ulaşamayacak. Satışlarda beklenen bir artışa rağmen, bu yüzde 3 ila 4 aralığında olacak. “Enerji, hammadde ve lojistik maliyetlerindeki hızlı artışlar nedeniyle mali sonucumuz üzerindeki yük önemli ölçüde artıyor.” Özellikle Mobilite Çözümleri iş sektöründe, maliyet baskısı şu anda çok yüksek. Bazı hammaddelerin fiyatları 2020’den bu yana yaklaşık üç katına çıktı. Forschner, “Devam eden yüksek fiyatlara ve çok değişken piyasalara hazırlanmamız gerekiyor. Sadece otomobil üreticileri değil, tedarikçiler de fiyat artışlarını yansıtmak zorunda.” dedi.

 

Mevcut durum ışığında Bosch, küresel ekonomiye ilişkin beklentilerini şimdiden önemli ölçüde revize etti. Şirket, bu yıl yüzde 3½’nin biraz altında büyümesini bekliyor. Yılın başında bu beklenti yüzde 4 civarında bir büyümeydi. Yaklaşık 88 milyon araçlık otomotiv üretimi için önceki tahmini ve beklenen yıllık yüzde 9’luk artış da muhtemelen karşılanmayacak. Forschner bunun nedenlerinin, Çin’deki koronavirüs pandemisinin olumsuz etkilerinin yeniden canlanması ve devam eden çip kıtlığı olduğunu düşünüyor. Ancak genel olarak şundan emin: “Yine de şirket olarak Bosch bu zorlu aşamanın üstesinden gelecek. Burada önemli olan, öncü ürünlere ve net bir uzun vadeli stratejik odağa sahip olmak ve biz ikisine de sahibiz.”

 

Hidrojen elektrolizi: 14 milyar Avro’luk pazara giriş

Etkili iklim eylemi adına Bosch, hidrojen elektrolizine yönelik bileşen işine giriyor. Şirket, yarısı 2025 için planlanan pazara çıkış tarihine kadar olmak üzere bu alana, yaklaşık 500 milyon Avro’luk yatırım yapmayı planlıyor. Hartung, “Hidrojen teknolojilerini geliştirmek için geniş bir temelimiz var ve Avrupa’da hidrojen üretimini ilerletmek istiyoruz. Elektrolizör bileşenlerine yönelik küresel pazarın 2030 yılına kadar yaklaşık 14 milyar Avro’ya ulaşmasını bekliyoruz.” dedi. Bosch, akıllı bir modül oluşturmak için güç elektroniği, sensörler ve kontrol ünitesi ile birleşen, hidrojen elektroliz sisteminin temeli olan yığını tedarik edecek. H2 nesline yönelik yığınların 2025 gibi erken bir tarihte üretime girmesi bekleniyor.

 

Sürdürülebilirlik: Yeni enerji kaynaklarına geçişte sosyal sorumluluk

Bosch, Avrupa Birliği’nin Yeşil Anlaşması’nı destekliyor ve kendisini sürdürülebilirlik konusunda özel bir sorumluluk taşıyor olarak görüyor: Bosch, dünya genelindeki 400 şirket lokasyonuyla 2020’den beri karbon nötr. Karbon nötrlüğünün kalitesine gelince, şirket beklenenden daha iyi ilerleme kaydediyor. Bosch, 2020’lerin sonunda elde etmeyi hedeflediği enerji tasarrufunun üçte birini şimdiden gerçekleştirdi. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi ve Endüstriyel İlişkiler Direktörü Filiz Albrecht, ““Sürdürülebilirlik artık ikincil bir konu değil. Bu, her şirketin ana işinin bir parçası olmalıdır.” dedi. Bosch’un kurumsal sosyal sorumluluğu ekonomik, sosyal ve ekolojik kaygılar üçlüsünü kapsıyor. “Bu üç konuyu dengede tutmak kolay değil. Değişim zamanlarında, sosyal sorumluluk, bizimle mümkün olduğunca çok sayıda çalışanı yeni iş alanlarına almak anlamına gelir.” Albrecht’in belirttiği gibi Bosch, öncelikle daha önce içten yanmalı sistemleri üreten lokasyonlarda iklime zarar vermeyen teknolojiler geliştiriyor. Yeniden beceri kazandırma programları ve şirket içi işe yerleştirme platformu, güç aktarma sistemi operasyonlarında çalışan tam 1.400 çalışanın yazılım ve elektromobilite gibi alanlarda yeni işler üstlendiği anlamına geliyor. Albrecht, “Yıl sonuna kadar, neredeyse tamamı şirket içinde istihdam edilen yaklaşık 2.300 çalışan mobil ve sabit yakıt hücreleri üzerinde çalışacak.” dedi ve ekledi: “Bu, Bosch tarafından gerçekleştirilen bir dönüşümdür.” Ayrıca şirketin bu yıl dünya genelinde 10.000 yeni yazılım mühendisi almayı planladığını da bildirdi.

 

Termoteknoloji: Isı pompası işine 300 milyon Avro

Dr. Christian Fischer, “Karbon emisyonlarının üçte birinden fazlasının binalardan kaynaklanıyor. Bu nedenle iklim eyleminin insanların evlerinde de gerçekleşmesi gerekiyor.” dedi. Bosch Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Fischer, tüketim ürünleri ve enerji ve bina teknolojisinden de sorumlu. “Alternatif ısıtmaya geçişin ideal olarak yeşil elektrikle çalışan ısı pompasıyla başlar.” Dünya genelinde yeni binalara yönelik yasal gereklilikler bunu giderek daha fazla yansıtıyor: Yalnızca Almanya’da, örneğin, 2024 yılına kadar yeni ısıtma sistemlerinin yüzde 65’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından beslenmesi gerekecek. Fischer, “Bosch, önümüzdeki yıllarda ısı pompası işine 300 milyon Avro daha yatırım yapacak.” dedi ve ekledi: “Pazar, bugün ile 2025 arasında yıllık yüzde 15 ila 20 oranında büyüyecek. “Pazardan iki kat daha hızlı büyümeyi hedefliyoruz.” Bosch, mevcut binalarda da üzerine düşeni yapmak istiyor: hidrojene hazır gaz yakıtlı kazanlarıyla şirket, doğal gazlı ısıtma sistemlerinden hidrojenli ısıtma sistemlerine geçişi kolaylaştırıyor. Ayrıca, bina sistemlerini birbirine bağlayarak ve entegre ederek Bosch, aynı anda hizmetlerden sürekli gelirden daha fazla pay elde etme hedefine daha da yaklaşıyor. Fischer, “Bina sistemleri işinde, hizmetler zaten tüm satışların neredeyse yarısını oluşturuyor. Teknolojiyle iklim eylemini şekillendirmeye yardımcı olmak ve hizmet işimizi genişletmek olan stratejik hedeflerimiz birbirini tamamlıyor.” dedi.

 

Sanayi Teknolojiler: Dijitalleşme yoluyla enerji verimliliği

Endüstriyel üretimde Bosch, fabrikalarında enerji ve maliyet verimliliğini iyileştirme çabalarını hızlandırıyor. Robert Bosch GmbH’nin Endüstriyel Teknoloji iş sektörünü denetlemekten sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Rolf Najork, “Endüstriyel üretimin dijitalleştirilmesi iklim eylemine katkıda bulunuyor. “Sadece ağa bağlı enerji yönetimi sayesinde, üretim operasyonlarımızın yıllık enerji tüketimini ortalama yüzde 5 azaltıyoruz.” Endüstri 4.0 portöfyündeki Enerji Platformu, halihazırda 80 müşteri projesinde ve 120 Bosch lokasyonunda kullanılıyor. Najork, aynı zamanda Bosch Grubu’nun endüstriyel teknolojisinde elektrifikasyonu benimsediğini de sözlerine ekledi. Şirket, mobil makinelerin yüzde 30’unun 2030 yılına kadar elektriklendirilmesini bekliyor. Bu, yüksek voltajlı sistemler için 1,5 milyar Avro değerinde ek bir pazar hacmi anlamına geliyor. Bosch ayrıca endüstriyel teknolojisiyle elektrikli sürüşü ilerletmek istiyor. Najork, “VW ile bir proje biriminde, Avrupa’daki batarya hücresi fabrikalarını donatacak bir şirket kurmak için çalışıyoruz. Ortak hedefimiz, batarya teknolojisinin yüksek hacimli üretiminde maliyet lideri olmaktır.” dedi. Uzmanlar, batarya hücreli üretim teknolojisinin 2030 yılına kadar dünya genelinde 50 milyar Avro’luk kümülatif pazar hacmine ulaşmasını bekliyor.

 

Alternatif mobiliteye geçiş: Batarya ve yakıt hücreli güç aktarım sistemleri ile elektrifikasyon

Bosch, AB’nin Yeşil Anlaşması’nın karayolu trafiğinin elektrifikasyonuna kesin bir destek sağlamasını bekliyor. Robert Bosch GmbH Yönetim Kurulu Üyesi ve Mobilite Çözümleri iş sektörünün başkanı Dr. Markus Heyn, “Bütün otomobil üreticileri, büyüyen elektrikli araç pazarından mümkün olan en büyük payı elde etmeye hevesli. Bosch, kendisini yollardaki elektrikli güç aktarım sistemlerinde bir numaralı tedarikçi olarak görüyor.” dedi. Heyn, ana teknik görevin, batarya da dahil olmak üzere güç aktarım sistemini doğru sıcaklıkta tutmak ve yolcu bölmesinde gerekli iklim konforunu sağlamak olduğunu söyledi. Heyn, akıllı termal yönetimin tek başına elektrikli sürüş menzilini yüzde 25 artırabileceğine dikkat çekti. Bu amaçla Bosch, önceden entegre edilen bir çözüm geliştirdi: esnek termal birim veya FTU. FTU ile Bosch, 2020’lerin sonunda 3.5 milyar Avro’luk bir hacme ulaşacak bir pazara giriyor. Yakıt hücrelerine dayalı elektrikli mobilite için Bosch, bu yıl kamyonlar için yakıt hücreli güç aktarım sistemlerinin üretimine başlayacak. Heyn, “Bamberg tesisinde, en geç 2020’lerin ortasında gigawatt çıkışlı yığınlar üretmeyi hedefliyoruz. 2030’a kadar, yakıt hücreli bir kamyonu kullanmak dizelden daha pahalı olmayacak. Hedefimiz bu.” dedi. Bosch, mobil yakıt hücreleri için sermaye harcamasını bir kez daha artırarak 2021 ile 2024 arasında neredeyse 1 milyar Avro’ya çıkardı.

 

2021 iş yılı: Maliyet baskısına rağmen zorlukların üstesinden geliniyor

Forschner, “Genel olarak Bosch Grubu, 2021’deki zorlukları iyi bir şekilde aştı. Satışlarımızı yüzde 10,1, operasyonlardan elde ettiğimiz FVÖK’ümüzü de yüzde 50’den fazla artırdık.” dedi. Bosch tüm bunları, devam eden koronavirüs pandemisine, yarı iletkenlerde devam eden arz darboğazlarına ve zaten önemli ölçüde yüksek olan hammadde fiyatlarına rağmen başardı. Forschner, “İyi satış rakamlarımıza ek olarak, kapsamlı maliyet düşürücü önlemlerimiz de meyvelerini verdi. Geleceğe yönelimimiz, sağlam mali sonucumuza da yansıyor.” dedi. Bosch Grubu’nun araştırma ve geliştirme maliyeti 6,1 milyar (2020: 5,9 milyar Avro) Avro’ya ulaştı. Araştırma ve geliştirme maliyeti, elektromobilite ve sürücü destek sistemlerinin yanı sıra endüstri ve ısıtma teknolojisinde elektrifikasyona odaklandı. 

 

2021 iş yılı: İş sektörlerine göre gelişmeler

Tüm iş sektörleri, bu olumlu gelişmeye katkıda bulundu. En yüksek satışı gerçekleştiren Mobilite Çözümleri iş sektörü, satışlarda yüzde 7,6 artış kaydederek 45,3 milyar Avro’ya ulaştı. Kur etkilerinin ayarlanmasının ardından, büyüme yüzde 7,9 oldu. Geçen yılki zararın ardından iş sektörü, faaliyetlerinden yüzde 0,7’lik bir FVÖK marjı ile biraz daha olumlu bir sonuç elde etti. Forschner ekledi, “Mobilite Çözümleri, özellikle çip sıkıntısına maruz kalıyor ve mobilitede köklü değişikliklere hazırlanmak zorunda. Aynı zamanda sektör, elektromobilite ve otonom sürüşe önemli ön yatırımlar yapıyor ve şimdiden hammadde ve lojistik için önemli ölçüde daha yüksek maliyetler üstlenmek zorunda kaldı.” Forschner, Endüstriyel Teknoloji iş sektörünün önemli makine mühendisliği pazarlarının toparlanmasından fayda sağladığını ve satışları yüzde 18,9 artırarak 6,1 milyar Avro’ya çıkarabildiğini söyledi. Kur etkilerinin ayarlanmasının ardından, büyüme yüzde 19,4 oldu. FVÖK marjı yüzde 8,4 oldu. Geçen yılki güçlü performansın ardından, Dayanıklı Tüketim Malları iş sektörü satışlarını yeniden yüzde 12,7 artırarak (kur etkisi ayarlandıktan sonra yüzde 14,4) 21 milyar Avro’ya çıkardı. Sektör, operasyonlardan yine çift haneli (yüzde 10,2) FVÖK marjı elde etti. Enerji ve Bina Teknolojisi iş sektörü, satışlarını yüzde 7,8 veya kur etkilerinin ayarlanmasının ardından yüzde 8,8 oldu artırdı. 5,9 milyar Avro’luk toplam satışla iş sektörünün FVÖK marjı yüzde 5,1’e ulaştı. Forschner, “İklim dostu ısıtma teknolojimiz bu başarılı rakamlara büyük katkı sağladı.” dedi. 

 

2021 iş yılı: Bölgeye göre gelişmeler

Bosch Grubu, tüm bölgelerde satış gelirlerinde artış kaydetti. Avrupa’da satışlar bir önceki yıla göre yüzde 8,9 artışla 41,3 milyar Avro olarak gerçekleşti. Kur etkilerine göre ayarlandığında, bu artış yüzde 10 oldu. Kuzey Amerika’da satış gelirleri, yüzde 6,5’lik (kur etkilerinin ayarlanmasının ardından yüzde 9,3) artışla 11,4 milyar Avro’ya yükseldi. Güney Amerika’da satışlar yüzde 32 veya kur oranı etkilerinin düzenlenmesinin ardından yüzde 45,1 artışla 1,4 milyar Avro’ya çıktı. Asya Pasifik’te, diğer bölgeler de dahil olmak üzere, satışlar 24,5 milyar Avro’ya ulaştı. Önceki seneye göre artık yüzde 13,1 ya da kur etkilerinin ayarlanmasının ardından yüzde 11,7 oldu. 

 

2021’deki çalışan sayısı: Tüm bölgelerde artış

31 Aralık 2021 itibarıyla Bosch Grubu dünya çapında 402.614 kişiyi istihdam etti. Bu rakam, bir önceki yıla göre 7.580 kişi daha fazla. Bu artış, Avrupa, Amerika ve Asya olmak üzere üç bölgede de görüldü:   Almanya’daki çalışan sayısı 131.652’de sabit kaldı. Araştırma ve geliştirmede çalışan sayısı 2.949 kişi artarak 76.121 çalışana ulaştı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Twitter kullanıcıları dikkat! Elon Musk’tan “Ücretli Twitter” açıklaması! – Teknoloji – Ulusal24.com

Twitter kullanıcıları dikkat! Elon Musk’tan “Ücretli Twitter” açıklaması! – Teknoloji – Ulusal24.com

Twitter’ı 44 milyar dolara satın alan Tesla ve Space X’in CEO’su Elon Musk, sosyal medya platformunun şirket ve hükümetler için paralı olabileceğini açıkladı.

Musk, yaptığı açıklamada Twitter’ın “standart kullanıcılar için” ücretsiz olmaya devam edeceğini ama şirket ve hükümetlerden “cüzi bir miktar alınabileceğini” kaydetti.

Açıklama, Twitter yönetim kurulunun platformun Elon Musk tarafından satın alınmasını onaylamasının ardından geldi. Musk daha önce yaptığı açıklamalarda, Twitter’ı daha iyi noktaya getireceğini ve platformdaki moderasyon politikalarının ifade özgürlüğü için tehdit oluşturabileceğini belirtmişti.

Musk’ın Twitter’ı satın alma sürecinin bu yılın sonlarına doğru tamamlanması bekleniyor.

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Canon, ilk tam kare cine-zoom lensleri ile sinema çekim tekniklerini genişletiyor – Ulusal24.com

Canon, ilk tam kare cine-zoom lensleri ile sinema çekim tekniklerini genişletiyor – Ulusal24.com

Görüntüleme teknolojileri lideri Canon, Flex Zoom serisiyle birlikte profesyonel sinema prodüksiyonları için üstün tam kare lenslerini kullanıma sunmak için geliyor. Serideki CN-E20-50MM T2.4 L F / FP ve CN-E45-135MM T2.4 L F / FP, HDR lensleri, 4K ve 8K prodüksiyonlar yaratmanız için olağanüstü performansıyla etkileyici kaliteyi erişilebilir kılıyor. Bu lenslerin kullanıma sunulmasıyla birlikte Canon, ürün yelpazesini çeşitli film yapımı ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde geliştiriyor ve film yapımcılarına aralarından seçim yapabilmelerini sağlayacak daha fazla seçenek sunmuş oluyor. Bununla birlikte farklı kullanımlar ve çekim senaryoları için üst düzey içerik oluşturmayı da destekliyor. Her iki lens de sahip olduğu zoom aralığının tamamında sabit ve hızlı T2.4 ışık iletimi sunduğu gibi çeşitli prodüksiyonlarda film yapımcıları tarafından en yaygın şekilde kullanılan odak uzunluklarını da kapsıyor. 

 

Sinematik kalitenin hızla buluşması

Özünde Canon’un optik mükemmelliği ile üretilen Flex Zoom serisi, Canon’un sinematik hikaye anlatıcılığına yönelik bağlılığını gözler önüne seriyor. Tam kare veya Super 35mm fotoğraf makineleri için uygun olan bu lensler, 4K ve 8K çekimde, karenin kenarlarından ortasına kadar olağanüstü kalite bir sunuyor. Üstelik, her iki lensin de 11 iris ağıza sahip olmasıyla çekilen fotoğrafların yansıtıcı vurgularını doğal ve sinematik bir görünüme kavuşturuyor. 

Her iki lens de, zoom aralığının tamamında sektör lideri sabit T2.4 değerine sahip Canon’un ilk tam kare manuel sinema zoom lensleri olma özelliğiyle dikkatleri üzerine geçiyor.  Çok çeşitli çekim senaryolarıyla ideal uyum içinde çalışan bu lensler, geniş açılı CN-E20-50MM T2.4 L F / FP lensinden orta odak aralığına sahip CN-E45-135MM T2.4 L F / FP lensine kadar geniş bir odak aralığı sunarak film yapımında ve sinema prodüksiyonlarında en sık kullanılan odak uzunluklarını kapsıyor. 

İki cine-zoom lensi de Canon’un tüm Sinema lensleriyle özdeşleşmiş olan inceliğe ve sıcak renk tonlarına sahip olarak seriyi devralıyor. Bu uyumluluk, film yapımcılarının genel renk dengesini etkilemeden bir prodüksiyonda farklı lensler kullanmasını kolaylaştırmış oluyor. Bu, yoğun setlerde de dahil olmak üzere tüm çekimlerde tutarlılık sağlayarak, uzun süren post prodüksiyonda gradasyon düzenlemesi ihtiyacını azaltıyor. 

 

Verimli iş akışları

Flex Zoom Serisi, çok yönlü lens-fotoğraf makinesi iletişimi sayesinde, Cooke /i Technology™ , ZEISS eXtended Data™ (PL yuvası) ve Canon meta datası (EF yuvası aracılığıyla) dahil olmak üzere sektör standardı meta data formatlarıyla uyumluluk gösteriyor. Bu uyumluluk, kullanıcıların lens bilgilerini görüntüleyebilmesini veya kaydedebilmesini sağlıyor. EF iletişimi ile, kullanıcıların uyumlu Cinema EOS fotoğraf makineleriyle bozulma ve periferik aydınlatma düzeltmesi gibi makine işlevlerini kullanmalarına olanak tanıyor. Yuva iletişimi ayrıca odağı manuel olarak çekerken kullanım rahatlığını ve doğruluğu artıran Dual Pixel Odak Rehberini de etkinleştiriyor. Bu, tam kare fotoğraf makinesiyle 4K prodüksiyonlar çekerken kritik odaklama için kullanışlı bir özellik olarak kullanıcılara sunuluyor. 

 

Çok yönlülük ve kullanım rahatlığı

CN-E20-50MM T2.4 L F / FP ve CN-E45-135MM T2.4 L F / FP modellerin her ikisi de EF ve PL yuvalarla kullanılabilir olmasıyla dikkat çekiyor. Yuva, yetkili üçüncü taraf şirketler ve Canon’un hizmet merkezleri aracılığıyla değiştirilebiliyor.[i] Bu sayede, drama prodüksiyonlarından üst düzey sinema çekimlerine kadar tüm türlerde çalışan film yapımcıları için geniş uyumluluk seçenekleri sunmuş oluyor. Flex Zoom lensler, tek tip bir tasarıma, tutarlı bir ön çapa, dişli konumlara, dişli dönüş açılarına ve sağlam dayanıklılığa sahip bir bütün olarak kullanıcıların beğenisine sunuluyor. Bu tutarlılık her iki lensi de çeşitli çekim ortamlarında profesyonel kullanım için ideal hale getiriyor. Odak, zoom ve iris halkaları, takip odağı ve motorlar gibi üçüncü taraf aksesuarlara uyacak şekilde sektör standardı dişlilere ve 0,8 mm diş açıklığına sahip olmasıyla öne çıkıyor. Ayrıca, lensler parlak (karanlıkta parlayan) metrik ve İngiliz ölçü birimi işaretleriyle düşük ışıklı ortamlarda bile kolay kullanım sağlıyor. Uzun ömürlü kullanım için tasarlanan üstün tasarım, olağanüstü optikler ve bileşenler, her türden profesyonel film yapımı için dayanıklılıkla birlikte hızlı ve hassas çalışma imkanı tanıyor. 

 

Ayrıca Canon’un 4K Yayıncılık TV lensi UHD DIGISUPER 122AF’nin ve DP-V1830 ürünün de yazılımı güncellemesi tanıtıldı. UHD DIGISUPER 122AF lensinin sahip olduğu 122x Zoom oranı ile Canon’un geliştirilmiş Otomatik Odaklama Teknolojisi birleştiğinde lensin olağanüstü bir değer olan ,2-1.000 mm odak uzaklığı aralığına ulaşmasını sağlıyor. Ürün yazılımı güncellemesi ise DP-V1830 profesyonel referans monitörüyle üst düzey sinema ve yayın prodüksiyonu için 4K HDR kalite yönetimini destekleyecek ve Temmuz 2022’de kullanıma açılacak.

 

CN-E20-50MM T2.4 L F / FP hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

 CN-E45-135MM T2.4 L F / FP hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. 

 

CN-E20-50MM T2.4 L F / FP ve CN-E45-135MM T2.4 L F / FP – Temel Özellikler:

Tam kare sensörler için tasarlanmıştır.
Sabit T2.4 ve geniş odak uzaklığı kapsamı 
Cooke /i TechnologyTM, Zeiss eXtended DataTM ve EF Yuvası için Gelişmiş Lens Meta Data Desteği
Modüler Lens Yuvası Sistemi (EF/PL Yuvalarını destekler)
Güzel bokeh için 11 İris Ağzı
4K ve 8K Prodüksiyonları destekler.
Sağlam ve kompakt tasarım (yaklaşık 3,3 kg)

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Enerjisini güneşten alıyor 140 ülkeye çelik ihraç ediyor – Ulusal24.com

Enerjisini güneşten alıyor 140 ülkeye çelik ihraç ediyor – Ulusal24.com

Kocaer Çelik, insana ve doğaya saygı değerleriyle çelik sektörünü geleceğe taşıyor

Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında yer alan Kocaer Çelik, 6 kıtada 140 ülkeye ihraç ettiği çeliği sürdürülebilir bir çevre için güneşten aldığı temiz enerjiyle üretiyor. Yıllık 800 bin ton üretim kapasitesi olan Kocaer Çelik, insana ve doğaya saygı ilkesiyle İzmir’deki üretim tesislerinin çatılarını güneş enerji sistemiyle kaplattı. 

 

Dört yıldır üst üste Ege Bölgesi çelik profil ihracat şampiyonu olan Kocaer Çelik, uluslararası ticarete yön veren AB Yeşil Mutabakatı’na yönelik yapısal dönüşümüne de hız verdi. Yaptığı yatırımlarla enerji kullanımının yüzde 30’un üzerinde yenilenebilir ve temiz kaynaklardan karşılayan Kocaer Çelik’in Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kocaer, “Amacımız ve hayalimiz sürdürülebilir bir dünya ve geleceğe yaşanabilir bir miras bırakmak” dedi.

 

Demir-çelik sektörünün çelik profil segmentinde faaliyet gösteren, enerji nakil hattı, güneş enerjisi altyapısı, yapısal çelik, ulaşım, madencilik, tünel, gemi inşa, tarım, makine imalat, savunma sanayi sektörlerine yönelik çelik profil üretimi gerçekleştiren, demir-çelik sektöründe ilklerin markası olan ve 60 yılın üzerinde ülkemize değer katan Kocaer Çelik, temiz enerji atılımıyla da sektöre öncülük ediyor. Ülkemizin çelik profil alanında 2018’den bu yana Ege Bölgesi’nde üst üste ihracat şampiyonu olan Kocaer Çelik, 140 ülkeye gönderdiği çelik profilleri temiz enerjiyle üretmenin gururunu yaşıyor. Kocaer Çelik’in en büyük gurur kaynağı ise şirketin sürdürülebilirlik stratejisi. Kocaer Çelik, uzun dönem stratejilerini insana ve dünyaya saygı çerçevesinde belirliyor. 

 

100 bin ağaca eşdeğer çevresel fayda

Kocaer Çelik, kendi değerleriyle sürdürülebilir toplum değerlerini harmanlayarak iş yapış şeklini belirliyor. Doğal kaynaklar ve çevrenin sürdürülebilirliğini sağlamaya odaklanıyor, çözümler üretiyor. Hedef; geleceğe sürdürülebilir bir gezegen ve yaşanabilir yarınlara miras bırakmak. Yeşil enerji ve temiz üretim stratejileri kapsamında Aliağa’da yer alan üç üretim tesisinin çatılarında Güneş Enerji Sistemleri (GES) yatırımı tamamlandı. Galvaniz Fabrikası ve Servis Merkezi’nin çatıları da haziran ayından itibaren devreye alınıp, elektrik üretmeye başlanacak. Toplam 280 bin metrekare alana kurulu olan dört fabrika ve Servis Merkezi’nin 85 bin metrekarelik kapalı alanında, çatılarının tamamı güneş panelleriyle kaplanacak. 

Ekonomimizden sanayimize, finansmana erişimimizden ihracatımıza her şeyi belirleme gücü olan Aralık 2019 tarihinde açıklanan AB Yeşil Mutabakatı’na uyum ve ihracatta rekabetçiliğin korunması için öngörülen dönüşümler kapsamında, karbon ayak izini azaltma ve temiz enerjinin üretim süreçlerindeki payının artırılması büyük önem taşıyor. Kocaer Çelik; T.C. Ticaret Bakanlığı’nın AB Yeşil Mutabakatı’na uyum süreci ile ilgili hazırladığı Eylem Planı doğrultusunda gerekli dönüşümleri sağlamak amacıyla öncü yatırım yapan ilk şirketlerden biri olarak da fark yaratıyor. 

Bölgenin en büyük çatı GES’i

Kocaer Çelik, Çatı Üzeri Güneş Enerji Sistemleri Projesi ile yeşil mutabakat ve karbon ayak izi kapsamında tükettiği enerjinin yüzde 30’unun üzerinde bölümünü yenilenebilir ve temiz enerji ile karşılıyor. Bu yatırım sonucunda yıllık 5 bin ton karbon salınımının önüne geçmekle birlikte, yılda 100 bin ağaç dikimine eşdeğer çevresel fayda sağlanıyor.

Sürdürülebilirlik odaklı çalışmaları kapsamında topluma ve çevreye sürekli değer yaratan Kocaer Çelik, Aliağa’daki fabrikalarına sıfır atık belgesi alarak da sektördeki bir ilki gerçekleştirdi. Karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştiren Kocaer Çelik, tesislerine kurduğu güneş enerji santrali yatırımıyla da örnek şirketler arasında yer alıyor. Bu tesis aynı zamanda 7.7 MW ve haziran ayında devreye alacağı 1.5 MW toplam 9.2 MW kurulu güç ve 85 bin metre karelik alanı ile Ege Bölgesi’nin en büyük çatı GES’i durumunda. 

 

Hedef 2022’de tam yeşil enerji

Kocaer Çelik, 2022 sonu itibarıyla tükettiği tüm enerjiyi üretecek projeleri devreye alarak 45 milyon kwh elektrik üretmeyi ve sektöründe yine bir ilki gerçekleştirmeyi hedefliyor. Doğal kaynak tüketimini ve karbon emisyonunu azaltma amaçlayan şirket, 2022 yılının ocak ayında devreye aldığı Galvaniz Tesisi binasında da yeşil bina sertifikasyon işlemlerine başladı. USDGBC (Amerikan Yeşil Binalar Konseyi) tarafından derecelendirilmek üzere LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) sertifika sistemine başvuru gerçekleştirildi. Kocaer Çelik böylece LEED sertifikalı enerji ve çevre dostu bir üretim tesisini ülkemiz sanayisine kazandırmanın gurunu yaşayacak. Karbon-nötr uygulamaları da hızlı bir şekilde hayata geçiriliyor. Şirket, gelecek yıllarda AB Yeşil Mutabakat anlaşmasına ve buna bağlı olarak mevzuatlara uygun stratejik planlarını oluşturdu.

 

Sürdürülebilirlik felsefesiyle büyüyor

Alanında sadece Ege Bölgesi’nin değil, Türkiye’nin en büyük 100 ihracatçısı ve en büyük 100 sanayi şirketlerinden biri olan Kocaer Çelik için asıl gurur kaynağı ise 60 yılın üzerindeki köklerinden almış olduğu, insana ve dünyaya saygı felsefesi oluyor. Şirkette tüm iş yapış süreçlerine doğaya, insana, geleceğe saygı ilkesi entegre ediliyor. Tüm çalışanlar da bu sürece dâhil ediliyor. Çalışanların isimlerini yazarak onlara özel 1.100 selvi ağacından oluşan bir orman oluşturuldu ve bölgenin havasını iyileştiren ağaçların bakımını da yine şirket çalışanları yapıyor. Şirketteki araçların tamamı çevre dostu hibrit araçlardan oluşuyor. Üretim tesislerinde enerji yöneticileri ve Ar-Ge çalışmaları ile birlikte enerji etütleri ve bunun sonucunda birçok enerji verimliliği projesi gerçekleştiriliyor. Verimlilik Artırıcı Projeler (VAP) ile şirketin verimliliği artırılarak, enerji tüketimini azaltacak çözümler geliştiriliyor. Şirkete en çok gurur ve ilham veren, motivasyonu artıran; hayatın her yerinde var olmak ve hayata değer katan bu girişimlerdir. 

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Türkiye İMSAD: “Enerjide Yol Ayrımı: Sürdürülebilirlik mi? Maliyet mi?” – Ulusal24.com

Türkiye İMSAD: “Enerjide Yol Ayrımı: Sürdürülebilirlik mi? Maliyet mi?” – Ulusal24.com

50. TÜRKİYE İMSAD GÜNDEM BULUŞMALARI’NDA  “ENERJİDE YOL AYRIMI: SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Mİ? MALİYET Mİ?” KONUSU DEĞERLERLENDİRİLDİ

 

Türkiye İMSAD Başkanı Tayfun Küçükoğlu: 

“Oyunun kuralları değişirken, yeni kuralları keşfedebilmeliyiz”

Türkiye İMSAD’ın sektörle ilgili gelişmeleri tüm yönleriyle ele aldığı ‘Gündem Buluşmaları’nın 50’ncisi, “Enerjide Yol Ayrımı: Sürdürülebilirlik mi? Maliyet mi?” başlığı altında düzenlendi. Türkiye OECD Daimi Temsilcisi Büyükelçi Prof. Dr. Kerem Alkin’in konuşmacı olduğu toplantıda, 21. yüzyılı şekillendiren mega trendler çerçevesinde dünyadaki mevcut durum, eğilimler ve inşaat malzemesi sektörüne yönelik etkiler değerlendirildi.

 

Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) tarafından 50’nci kez düzenlenen ‘Gündem Buluşmaları’, 26 Nisan Salı günü Demirdöküm’ün katkılarıyla online olarak gerçekleştirildi. 

 

Açılışını Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, moderatörlüğünü Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan’ın yaptığı,  “Enerjide Yol Ayrımı: Sürdürülebilirlik mi? Maliyet mi?” başlıklı toplantı ilgiyle takip edildi. Toplantının konuşmacısı Türkiye OECD Daimi Temsilcisi Büyükelçi Prof. Dr. Kerem Alkin, dünya güç dengelerini, enerji ve yeşil enerji alanlarındaki küresel gelişmeleri ve Türkiye’nin bu çerçevedeki adımlarını anlattı.

 

Toplantının açılış konuşmasını yapan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, pandeminin etkileri sürerken beklenmedik şekilde başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ile ekonomi dengelerindeki öngörülemeyen değişimin, enerji konusunu dünyanın, bölgemizin ve ülkemizin en önemli gündem maddelerinden bir yaptığına işaret etti. Tayfun Küçükoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektörümüzün gelişimi ve gelecek planları açısından enerji konusunu dikkatle takip ediyoruz. Bugün büyük bölümünü ithal ettiğimiz enerji, yüksek maliyeti nedeniyle sektörümüzü zorlamaktadır. Öte yandan gelecek için sürdürülebilirlik adımlarını da atmamız gerek. Önümüzde enerjinin maliyeti, sürdürülebilirliği, rekabete etkileri, arz güvenliği ve dönüşümün nasıl gerçekleşeceğine dair öngöremediğimiz pek çok konu var. Orta ve uzun vadeli planlarımızı yapmak için geleceği daha net görmeye ihtiyacımız var. Dünyada değişen ticaret dengelerini görebilmemiz lazım. Oyunun kuralları değişirken, yeni kuralları keşfedebilmemiz lazım. AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde ülkemizi ve sanayimizi doğrudan etkileyecek düzenlemelerin, son durumdan nasıl etkileneceğini bilmek de gelecek planlarımız açısından önem arz ediyor.”

 

“Planların bir türlü tutmadığı bir dönemdeyiz”

Toplantının moderatörü Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan ise “Konjonktürün zor olduğu bir dönemde enerji de zor bir konu. Yapılan planların bir türlü tutmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Dünyada ve ülkemizde pandemi başladıktan sonra, eski normal, yeni normal derken anormal bir konjonktürün içine düştük. Ne yeni normal oldu, ne eski normal oldu. Yeşil Mutabakat bir iklim politikası olarak hayata geçerken; AB sınırda karbon vergisi ile bölgesel ticaret rekabetinde kendi sanayi üretimlerini korumaya odaklandı. Enerjiyi tartışmaya başladık, fosile karşı yenilenebilir enerjiyi parlatırken bir anda kömür şaha kalktı. Enerji maliyetine çözüm ararken enerjinin arz güvenliği ön plana çıktı. COP26’da her şey enine boyuna tartışıldı, benim aklımda kalan ise iki F; fosil ve finans oldu. 2053 net sıfır karbon hedefini planlarken, 19 milyar ton rezerv olarak ilan edilen linyit ve taş kömürünü, zeytinlikler dahil çıkartma telaşına girdik. Her evde 4 lambadan 2’sinin kaynağı termik enerji. Her 3 enerji kaynağından 2’si termik. Dünyada GES VE RES yenilenebilir enerji kaynağı kullanımı yüzde 10 civarındayken, Türkiye’de yüzde 13. Enerji maliyetlerindeki öngörülemeyen artışlar, AB ile başa baş devam ederken bölgesel rekabete uyum sağlamak gittikçe daha zor hale geldi. Bu noktada biz de haklı olarak soruyoruz; sürdürülebilirlik mi, maliyet mi?” şeklinde konuştu.

 

“Türkiye, riskleri fırsata dönüştürme şansına sahip”

Türkiye OECD Daimi Temsilcisi Büyükelçi Prof. Dr. Kerem Alkin, “2 Siyah Kuğunun Gölgesinde; Enerjide Yol Ayrımı: Sürdürülebilirlik mi? Maliyet mi?” başlıklı bir sunum eşliğinde açıklamalarını yaptı. 

 

Ekonomi alanında “siyah kuğu” tanımının, gerçekleşme olasılığı göreceli düşük olarak algılanan bir ‘risk’in bir anda gerçekleşmesi ile birlikte, söz konusu riskin dünya ekonomisi ve küresel ticaret üzerinde geri döndürülmesi imkansız değişimlere sebep olması ve küresel ekonomi aktörleri için yepyeni bir dönemin başlamasına sebep olan olaylar için kullanıldığını hatırlatan Prof. Dr. Kerem Alkin, Covid-19 pandemisi ve Rusya-Ukrayna savaşının “siyah kuğu” olarak nitelendirildiğini söyledi. Prof. Dr. Kerem Alkin, “yeşil enerji dönüşümü” ve “sıfır-karbon hedefi” küresel enerji gündeminin en öncelikli gündem maddeleri iken bugün “arz güvenliği” konusunun en üst sıraya çıktığını belirtti.

 

Prof. Dr. Kerem Alkin, pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşının sonuçları dikkate alındığında Türkiye’nin risklere karşı elindeki tüm imkanları koruyup geliştirerek bu riskleri kendisi için fırsata dönüştürme şansına sahip ender ülkelerden biri olduğunu söyledi.

 

21. yüzyılı şekillendiren mega trendleri; Sürdürülebilirlik, Hiperdijitalleşme, Mobilite, İklim ve dekarbonizasyon olarak sıralayan Prof. Dr. Kerem Alkin, “2020-2030 yılları arasında dört temel dönüşüm öncelik arz edecek. Ülkelerin dayanıklı ekonomiye sahip olmak, şoklara karşı güçlü olmak için dört ödevi var; dijital dönüşüm, enerji dönüşümü, yeşil dönüşüm ve bilgi dönüşümünü gerçekleştirmek” ifadesini kullandı.

 

AB ile Türkiye arasında yeşil mutabakat kapsamında üst düzey temasların gerçekleştiğini hatırlatan Prof. Dr. Kerem Alkin, “Önümüzdeki günlerde yeşil yakıt ve yeşil hidrojen konusunda AB ile bir iş birliği söz konusu olabilir” yorumunu yaptı.

 

“Ticaret dar coğrafyalarda yoğunlaşacak”

Net sıfır karbon ile ilgili hedeflerin gerçekleşmesi adına önemli bir yaklaşımın ülkelerin uzak coğrafyalar yerine mümkün oldukça yakın coğrafyalardan, mümkünse ülke içi kaynaklardan emtia ihtiyaçlarını karşılamaları yönünde olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kerem Alkin, “Daha dar coğrafyalarda ticaretin yoğunlaştırılması ve geliştirilmesi artık çok daha fazla konuşuluyor” dedi.

 

Ekonomi çevrelerinin gündemindeki bir başka konunun, ülkelerin bazı ürünler için ihracatlarına getirdikleri sınırlamalar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kerem Alkin, “Korumacılığı nasıl yöneteceğiz konusu da önemli hale geldi. Ülkeler ellerindeki kaynakları korumaya aldıklarında bu nasıl yönetilecek? Ülkenin ihtiyacı ne kadardır? Bunu ne kadarı ihraç edilebilir? Ülkemiz açısından da bu hesapları yapmamız, hazırlıklı olmamız gerekir. İhracata getirilecek kısıtlamaları doğru yöneterek ihracat gelirlerini kaybetmememiz gerekir. Bu hesapları hızla yapmamız ve hızlı güncellememiz lazım” vurgusunu yaptı.

 

“Pandemide petrol fiyatları düşünce de endişeler arttı”

Pandemi döneminde petrol fiyatlarında yaşanan düşüşü ve dünya karbon emisyonundaki azalmayı hatırlatan Prof. Dr. Kerem Alkin şunları söyledi: “Covid-19 ve savaş nedeniyle yükselen enerji fiyatları, maliyet mi, yeşil enerji mi tartışmalarına neden oluyor, ancak şöyle bir gerçek de var; pandemideki karantina döneminde dünya ekonomisinde çok ciddi bir yavaşlama gerçekleşti. Fosil yakıt kullanımı büyük ölçüde azaldığından, petrol ve doğal gaz fiyatlarının rekor düzeyde düştüğüne de tanık olduk. BM, OECD, Dünya Ticaret Örgütü ve pek çok uluslararası kuruluş, fosil yakıt maliyetlerindeki düşüş nedeniyle yeşil enerji – yenilenebilir enerji alanındaki çalışmaların aksamasından büyük endişe duyarak, ‘dünya fosil yakıtlarla yoluna devam edemez’ mesajını güçlü şekilde verdi. Benim de bugün gördüğüm, fosil yakıtlarla mücadeleden asla geri kalınmayacağı yönünde. Fosil yakıtlar çağını bitirmeye yönelik tüm çalışmalar ivme kazanarak devam ediyor. Buradan geri dönüş yok. 2030 yılında dünyada kömürle olan birlikteliğin sıfır düzeyine indirilmesi hedefleniyor ve bununla ilgili ciddi düzenlemeler yapılacak. 2040’ta petrol çağı bitecek, dünyanın petrole olan ihtiyacının azaldığı hızlı bir dönüşüm yaşayacak. Doğalgaz göreceli olarak daha düşük karbon emisyonundan dolayı 2060-2070 yılına kadar sürecek gibi görünüyor. Petrolden ve kömürden para kazanan ülkeler bu avantajlarını kaybedecek. Doğalgazdan hızla vazgeçmek çok mümkün değil. Bu doğrultuda güneş ve rüzgâr enerjisine yüklenmek doğru ancak ülkeler sanayide kullanmak için enerji sağlama çalışmalarını sürdürmek durumunda. Bu noktada da sürdürülebilir enerji ekonomisi gündeme geliyor. Bunun üç ayağı var; sürdürülebilir enerji üretimi, sabit pil üniteleri ve batarya sistemleri, elektrikle çalışan çok çeşitli taşıtlar. Bu anlamda pil ve batarya istasyonları süreci değiştirecek derecede büyük önem taşıyor.” 

 

Dünya ticaret dengeleri açısından Rusya’nın AB pazarında boşalttığı alanı doldurmak için büyük bir rekabetin yaşanacağına dikkat çeken Prof. Dr. Kerem Alkin, sıvılaştırılmış doğal gaz ve boru hatlarının gündeme geleceğini söyledi. Nükleer enerji konusunda da bir belirsizlik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kerem Alkin, “Nükleer enerji olmadan iklim değişikliğini durdurmak çok kolay görünmüyor. Öte yandan AB’nin uranyum ihtiyacının büyük kısmı da Rusya ve Ukrayna’dan karşılanıyor. Bunlar da tartışılıyor” dedi.

 

“AB’de yenileme ve yalıtım pazarı önemli fırsat”

AB’nin doğalgaza bağımlığının çok yüksek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kerem Alkin, “Bugün enerji verimliliğine yönelik tedbirler daha da fazla gündemde yer alıyor. Türk inşaat malzemeleri sektörü açısından AB’de yenileme ve yalıtım pazarları önemli fırsat olacak. Küresel olarak iklimlendirmeyi minimum maliyetle destekleyecek yalıtım kampanyaları geliştirmek, sürdürülebilirlik anlayışına sahip bina yapımını hayata geçirmek, binaların enerji verimliliğine odaklanmak, mevcut yapı stokunu sil baştan yenilemek gibi çözümler üzerinde duruluyor. OECD çatısı altında bu konuyla ilgili, ‘akıllı binalarla dünyayı nasıl koruruz?’ ana ekseninde kapsamlı çalışmalar yapılıyor” dedi.

 

Prof. Dr. Kerem Alkin, AB’nin Yeşil Mutabakat kapsamında üzerinde çalıştığı karbon fiyatlama mekanizmasının da tartışmalı olduğuna, ticari dengeler ve rekabet açısından tüm dünyada geçerli olacak bir karbon fiyatlama mekanizması oluşturulması fikrinin tartışıldığına işaret etti. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Ekomaxi, Teknoloji Transferi ile Türkiye’de Bir İlke İmza Attı! – Ulusal24.com

Ekomaxi, Teknoloji Transferi ile Türkiye’de Bir İlke İmza Attı! – Ulusal24.com

Su depolama sistemlerinin öncü markası Ekomaxi, Güney Kore’den yaptığı teknoloji transferi ile suyun kalitesini bozmadan muhafaza eden “Modüler GRP su depolama sistemleri”ni, artık yüzde 100’e yakın yerlilik oranı ile Türkiye’de üretiyor. 

 

Şirket bu kapsamda Malatya’da bulunan üretim tesisinde yaklaşık 10 milyon dolar tutarındaki “Kompozit – GRP Panel üretim bandı” yatırımını tamamladı.

 

 

Ekomaxi, Güney Kore’den ithal ettiği Modüler GRP Su Deposu teknolojisini, know-how transferi ile artık Türkiye’de üretmeye başladı.

 

Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, konuyla ilgili yaptığı açıklamada: 

Ekomaxi olarak “Modüler GRP Su Depolama Sistemlerini” ülkemize kazandırmak amacıyla kompozit panel teknolojisinde dünyada standartları belirleyen Güney Kore’den know-how transferi gerçekleştirerek, yüzde 100 yerli üretime geçmeyi başardık. Bu kapsamda Malatya’da bulunan ve 30 bin metrekare üretim alanına sahip olan tesisimizde 10 milyon dolar tutarındaki yatırımla “Kompozit – GRP Panel üretim bandını” hayata geçirdik. 

 

“Tesisimiz, Avrupa’da ve Ortadoğu’da lider konuma ulaştı”

SMC – Kompozit hammadde üretim bandı, hidrolik baskı presleri, izolasyonlu su deposu panel üretimi ve robotik delme – paketleme istasyonu gibi gerekli otomasyon yazılımlarına sahip güçlü makine parkurumuz ile tesisimiz, SMC – Kompozit Panel üretiminde Avrupa’da ve Ortadoğu’da lider konuma ulaştı. 

 

“Modüler su depolama sistemlerinde global bir üretim üssü olmayı hedefliyoruz”

GRP Su Deposu’nu yüzde 100 yerli teknolojilerle üretmek, artan hammadde ve nakliye fiyatlarından önemli ölçüde tasarruf sağlıyor.  Böylece iş ortaklarımıza çok daha kısa termin süreleri ile birlikte rekabetçi fiyatlar sunabiliyoruz. Ayrıca daha önce ithal ettiğimiz bu teknolojiyi, ülkemizde üretmekten ve bu sayede dış ticaret açığının azaltılmasına katkı sağlayacak olmaktan dolayı da mutluyuz. Bundan sonraki süreçte ihracatımızı artırmayı ve dünyada GRP Modüler Su Depolama sistemlerinde ülkemizin adının daha çok duyulmasını sağlayarak, küresel bir lokomotif üretim üssü olmasını hedefliyoruz” dedi. 

 

İnsanın yaşam kalite endeksini arttıran bir yatırım

GRP Modüler Su Depolama sistemlerinin aynı zamanda insan sağlığına yapılan bir yatırım  olduğunu vurgulayan Osman Yağız, şunları kaydetti: 

 

“Ülkemizde oldukça yaygın olarak kullanılan plastik ve betonarme su depoları insan sağlığını tehdit ediyor. Aşırı sıcak ve aşırı soğuklarda dış ortam şartlarından etkilenen bu sistemlerde depolanan suyun kimyasal yapısı bozulabiliyor, suyun sıcaklığı değişebiliyor.  UV ışınlarına dayanımı olmayan, güneşin zararlarından ve ortamdaki nemden etkilenen plastik ve betonarme su depolarında zaman içerisinde; pas, yosun ve bakteri oluşabiliyor. Suyun kimyasını bozan bakteriler, insan sağlığını tehdit edebilecek kolera ve tifo gibi hastalıklara neden olabiliyor. 

 

 “Suyun kalitesinin korunmasında önemli rol oynuyoruz”

Üretim yatırımını tamamladığımız GRP su deposu teknolojisi ile depolanan suyun kalitesinin korunması noktasında önemli rol oynuyoruz. Ortadoğu’da ve Avrupa’da oldukça yaygın olan fakat ülkemiz için henüz yeni olan GRP Su Deposu teknolojisini, geleceğin mühendislik malzemesi olarak bilinen SMC veya Cam Elyaf Takviyeli Kompozit malzeme ile üretiyoruz. Mukavemeti ve yalıtım katsayısı oldukça yüksek olan GRP su depoları, aşırı sıcak ve aşırı soğuk dış ortam şartlarından etkilenmiyor. +5 0C ile +50 0C sıcaklık aralığında depolanan suyun içim kalitesinde hiç bir değişiklik veya bozulma olmuyor. 

 

Ayrıca GRP depo panellerinin pürüzsüz yüzey yapısı, cam elyaf içeriği ve UV ışınlarının geçirgenliği sıfıra yakın olduğu için su içerisinde; yosun, mantar, bakteri oluşumunu önlüyor ve suyu kalitesini bozmadan muhafaza edilebiliyor. 

 

“Uluslararası standartlara uygun üretim yapan sayılı firmalardan biriyiz”

Ekomaxi olarak, uluslararası standartlara uygun üretim yapan sayılı firmalardan biriyiz. Dünyada içme suyu kalitesinin ölçüm ve kontrol standartlarını belirleyen en önemli kalite yönetim kuruluşu olan WRAS (Water Regulations Advisory Scheme) tarafından almaya hak kazandığımız kalite sertifikası ile suyun kalitesini koruduğumuzu uluslararası standartlarla belgelendiriyor ve kanıtlıyoruz. Ayrıca kompozit panel ürünlerinde 50 °C’ye kadar WRAS belgesi alan ilk Türk şirketi olma unvanını da taşıyoruz. Ürünlerimizin sağlamış olduğu bu değerle de Ortadoğu’nun ve Avrupa’nın prestijli projelerinin çözüm ortağı konumundayız” dedi.

 

 5 kıtada 50’den fazla ülkeye ihracat

Ekomaxi’nin yüksek üretim kapasitesi ve stok kabiliyeti ile Türkiye’deki ve Dünyanın birçok ülkesindeki prestijli projelerin çözüm ortağı olduğunu belirten Osman Yağız: “Bugün, dünyada 5 kıtada ve 50’den fazla ülkeye modüler su depo sistemleri ihraç ediyoruz. Sektörde daima ilklere imza atan Ekomaxi olarak, önümüzdeki dönemde de daha fazla yatırım, istihdam ve ihracatla, ülkemizin ekonomisine katkı sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

POCO, yeni akıllı telefonu POCO F4 GT ile çıtayı yükseltiyor – Ulusal24.com

POCO, yeni akıllı telefonu POCO F4 GT ile çıtayı yükseltiyor – Ulusal24.com

POCO, Mayıs ayında Türkiye’de satışa sunulacak yeni amiral gemisi akıllı telefonu POCO F4 GT’nin yanı sıra POCO Buds Genshin Impact Editon kulaklığı ve POCO Watch akıllı saati tanıttı.

 

Dünya genelinde teknoloji meraklısı gençler arasında en popüler teknoloji markalarından biri olan POCO, yeni akıllı telefonu POCO F4 GT’nin yanı sıra ilk akıllı AIoT ürünleri POCO Buds Pro Genshin Impact Edition ve POCO Watch’ı gözler önüne serdi.

 

POCO’nun yeni amiral gemisi akıllı telefonu POCO F4 GT, LiquidCool Technology 3.0, 4nm Snapdragon® 8 Gen 1 işlemci, 120Hz yenileme hızıyla AMOLED düz ekran, açılır tetikleyiciler, 120W HyperCharge gibi gelişmiş özellikleriyle son derece üstün bir performans sunuyor. POCO Buds Pro Genshin Impact Edition, yapay zeka destekli gürültü engelleme ve 28 saatlik ultra uzun pil ömrü ile özellikle Genshin Impact fanı ve mobil oyun meraklısı kullanıcılar için etkileyici bir deneyim sunuyor . POCO Watch ise 100’den fazla fitness modu, 24 saat kalp atış hızı takibi ve 14 güne kadar kullanım sağlayan uzun pil ömrü ile kişisel sağlığına önem veren kullanıcılar için özel olarak tasarlandı .

 

POCO Küresel Ürün Pazarlama Müdürü Angus Ng, “Yeni akıllı telefonumuz POCO F4 GT’yi piyasaya sürmekten büyük heyecan duyuyoruz. Şaşırtıcı derecede uygun fiyatı ve ödün vermeyen kullanıcı deneyimiyle özellikle oyuncuların günlük hayatlarının vazgeçilmez bir parçası olacağına inanıyoruz. Ayrıca, AIoT serimizin ilk ürünleri POCO Buds Pro Genshin Impact Edition ve POCO Watch’ı sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Farklı ürün teklifleriyle farklı tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamak her zaman en büyük önceliğimiz olmaya devam edecek” dedi.

 

POCO F4 GT: Eşsiz performans sunan, olağanüstü bir amiral gemisi akıllı telefon

POCO F4 GT, 3.0GHz hızında çalışan 8 çekirdekli amiral gemisi 4nm Snapdragon® 8 Gen 1 işlemcisiyle teknoloji meraklısı gençlerin ve sıkı oyuncuların büyük beğenisini kazanacak. Güçlü Android çipseti, işlemci performansını yüzde 20, GPU performansını yüzde 50’ye kadar artırıyor. Ayrıca yükseltilen UFS 3.1 ROM ve daha kısa yükleme süreleri için 6400 Mbps’ye kadar destekleyen üst düzey LPDDR5 RAM sunuyor.

 

Oyun telefonlarında en önemli şeylerden biri ısı yönetimidir. Küçük boyutlu bir cihazın uzun süreler boyunca çalışması performansta düşüşe yol açabilir. Bu nedenle POCO F4 GT, sektörün en gelişmiş soğutma sistemlerinden biri olan LiquidCool Technology 3.0 ile donatıldı. 4.860 mm²’lik çift VC soğutma sistemi, yüksek güç gerektiren oyunlarda cihazın ısısını düşürmeyi başarıyor .

 

POCO F4 GT, POCO’nun 120W HyperCharge teknolojisiyle 17 dakikada tamamen şarj olan 4.700mAh yüksek kapasiteli pile sahip. Oyun sırasında şarjın azalması durumunda POCO F4 GT’nin pili yalnızca 27 dakikada yüzde 100 şarj düzeyine ulaşabiliyor . Cihaz yalnızca hızlı şarj süreleri sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda AdaptiveCharge özelliği sayesinde pil ömrünü ve sağlığını da koruyor. Bu özellik, telefonun gece boyunca yüzde 80 ve yüzde 100 şarj aralığında aşırı şarj olmasını önlüyor.

 

Cihazın açılır tetikleyicileri, oyunlarda mücadeleye hazır olunması için mükemmel bir kurulum sağlıyor. 1,5 milyon kez basılmayı kaldırabilen benzersiz levitasyonuyla bu tetikleyiciler 100’ün üzerinde popüler oyunda test edildi . Bu da modele rakipsiz bir stabilite ve eşsiz bir kararlılık sağlıyor. Android akıllı telefonlarda bulunan en iyi lineer motorlardan biri olan CyberEngine, üstün oyun deneyimi için daha fazla titreşim aralığı sunuyor. Cihaz, yalnızca uzun süren mobil oyun oturumları için değil, günlük kullanımda kullanıcıların karşısına çıkabilecek her şeye hazır. Tetikleyiciler, oyun modu haricinde hızlı erişim amaçlı kısayol olarak da kullanılabiliyor. Örneğin tetikleyiciler kullanılarak kamera, ekran kaydı veya el feneri kolay ve hızlı bir şekilde aktif hale getirilebiliyor.

 

Kullanıcılar tek bir düğmeye basarak POCO’nun 480Hz dokunmatik örnekleme hızı ve 120Hz yenileme hızını bir araya getiren en son 6,67 inç AMOLED ve 10-bit TrueColor düz ekranını aktif hale getirebiliyor. Bu sayede kullanıcılar ekranın dışına taşacakmış gibi gerçeğe en yakın renklerle oyun oynama ve film ya da dizi izleme fırsatı buluyor. POCO F4 GT, uzun süren oyunlarda kullanıcıların gözlerini korumak için yüksek frekanslı PWM karartmayı kullanıyor ve düşük ışık ayarlarında renk doğruluğunu koruyor. Display Mate’in 15 ekran performans rekorunu egale eden ve kıran cihazın ekranı A+ olarak derecelendirildi.

 

POCO Buds Pro Genshin Impact Edition: Sıradışı müzik keyfi 

Genshin Impact hayranları için özel olarak tasarlanan POCO Buds Pro Genshin Impact Edition ile kullanıcılar, kulaklığı ilk açtıkları andan itibaren tanıdık bir ses olan Klee’nin sesli bildirimlerini duyacak. Kullanıcılar, kulaklığı Klee’nın sırt çantasından ilham alan taşıma kutusundan çıkarıp kulaklarına takar takmaz müthiş bir ses deneyimi yaşayacak.

 

POCO’nun ilk AIoT ürünlerinden biri olan POCO Buds Pro Genshin Impact Edition, çevredeki gürültü düzeyine ve kullanıcının günlük rutinine göre gürültü engelleme ayarlarını yapay zeka kullanarak otomatik olarak ayarlıyor. Cihaz, müzik dinlerken, telefon görüşmesi yaparken ya da sanal bir toplantıdayken kullanıcılara en iyi ses kalitesini ve en uygun ANC modunu sunuyor. Telefon görüşmelerinde gelişmiş yapay zeka algoritması sayesinde en gürültülü ortamlarda dahi sesin net olmasını sağlıyor.

 

Daha güçlü bir ses performansı için tüm sesler dinamik bir deneyim yaratmak için ses uzmanları tarafından ince ayar yapılarak mükemmelleştirildi. Sesli kitaplardan rock operaya kadar tüm sesler keskin ve net bir şekilde sunuluyor. 9mm kopmozit dinamik sürücü, kullanıcıların hem en profesyonel düzeyde ses işlemeye hem de en özgün ve ayrıntılı seslere erişebilmesine olanak tanıyor. Hiçbir ritmin kaçırılmaması için kulaklıklarda bulunan kulak içi algılama özelliği, kulaklık çıkarıldığında müziği duraklatıyor. Kulaklık aynı zamanda IPX4 özelliği sayesinde suya karşı dayanıklı. Bu, cihazın yağmur, ter ve su sıçramalarından kaynaklanabilecek hasarlara karşı dayanıklı olması anlamına geliyor.

 

Kesintisiz bir dinleme deneyimi için geliştirilen POCO Buds Pro Genshin Impact Edition’ın şarj kutusu 28 saate kadar dayanabiliyor, ve kulaklıkları 10 dakikada şarj edebiliyor. Şarj kutusu ve kulaklıklar da kablosuz şekilde bir saat içinde şarj edilebiliyor. Kulaklıklar aynı anda iki farklı cihaza bağlanabiliyor ve kullanıcıların ses kaynakları arasında sorunsuz bir şekilde geçiş yapabilmelerine olanak tanıyor. Örneğin kullanıcılar bir toplantıya katılmak için akıllı telefondan dizüstü bilgisayara kolayca geçiş yapabiliyor.

 

POCO Watch: Modaya uygun, her şeye gücü yeten günlük fitness arkadaşı

Tarzlarını ve kişiliklerini ortaya çıkarmak isteyen fitness tutkunlarının ilk tercihi olan POCO Watch, kullanıcıların hem şık olmalarına hem de sağlık durumlarını izlemelerine olanak tanıyor. 1,6 inç AMOLED dokunmatik ekranı ve ultra ince çerçevesiyle net bir görüntü sağlıyor. Kullanıcılar 100’ün üzerinde özelleştirilebilir saat görünümünden birini seçebiliyor. POCO Watch, modaya uygun şık bir görünümün yanı sıra sağlık ve fitness ile ilgili birçok özelliğiyle öne çıkıyor.

Koşarken ya da tırmanış yaparken ilerlemenizi daha iyi takip etmek için yükü 100’ün üzerinde egzersiz modundan birini kullanırken Çok Sistemli GPS özelliği sayesinde daha fazla doğru sonuç elde etmenizi sağlıyor. Saat aynı zamanda kullanıcıların koşu bandında koşmaktan dışarıda yürüyüşe kadar yaptığı egzersizi algılayabiliyor. POCO Watch, uyku izleme özelliği kapsamında uyku sırasında kandaki oksijen seviyesini izliyor. Kullanıcılar POCO Watch ile rutinlerini yaşam tarzlarına göre en iyi şekilde nasıl ayarlayacaklarını öğrenebiliyor.

 

POCO Watch’ın pili 14 güne kadar dayanabiliyor. Bu, parkta yapılan koşuları veya öğleden sonra yapılan kısa uykuları kaldırabileceği anlamına geliyor. POCO Watch’ın pili azaldığında kullanıcılar taşıması kolay manyetik şarj cihazına takarak kolayca bir sonraki maceraya hazır olabiliyor.

 

Ürün Erişebilirliği

POCO F4 GT’nin Hayalet Siyahı (Stealth Black), Şövalye Gümüşü (Knight Silver) ve Siber Sarı (Cyber Yellow) olmak üzere üç farklı rengi bulunuyor. Mayıs ayının sonunda 12GB+256GB varyantı Türkiye’de satışa sunulacak.

 

Sorumluluk Reddi

[1] Pil ömrü test koşulları: Kulaklıkların pil seviyesi 100, kulaklıkların ses seviyesi 50’ye ayarlanmış, Bluetooth kodlama modu AAC ve MIUI ayarından ANC özelliği ve şeffaflık modu kapatılmıştır. Gerçek kullanım süresi kullanım durumuna, şarj düzeyine ve çevresel faktörlere bağlı olarak değişebilir.

 

[2] Veriler dahili laboratuvar tarafından sağlanmıştır. Gerçek özellikler önceden haber verilmeden değiştirilebilir.

 

Kandaki Oksijenin Ölçümü (SpO₂) özelliği, teşhis, önleme, izleme, tahmin, herhangi bir hastalığın prognozu, fizyolojik süreçlerin araştırılması veya başka herhangi bir tıbbi amaç için tasarlanmamıştır. Tüm veriler ve izleme, yalnızca sağlık ve kişisel referans için kullanılmalıdır. Kendinizi rahatsız hissediyorsanız, lütfen profesyonel tıbbi cihazlara güvenin veya yardım için bir doktora danışın.

 

Genel kullanım modu şu koşullar altında ölçülmüştür: Etkin varsayılan ayarlar, varsayılan 30 dakikalık aralıklarla kalp atış hızını izleme, uyku izleme özelliği açık (gelişmiş izleme kapalı), tüm gün stres izleme özelliği açık, günde 2 kez kan oksijen ölçümü, 24 saat kesintisiz adım izleme açık, her gün 50 bildirim görüntüleme, günlük olarak ayarlanmış 2 alarm, her gün ekranı kontrol etmek için 100 kez uyandırma-açma, her gün bir kez telefonla veri senkronizasyonu, her hafta (GPS açık) 35 dakikalık açık hava spor aktivitesi. 

 

[3] Veriler dahili laboratuvar tarafından sağlanmıştır.

 

[4] Veriler, Mobile Legends: Bang Bang oyununu performans modu ve şarj desteği açıkken oynarken şarj seviyesinin 2’den 100’e kadar çıkarılırken yapılan dahili testlere dayanmaktadır. Gerçek sonuçlar değişiklik gösterebilir.

 

[5] Veriler dahili testlere dayalıdır. Gerçek sonuçlar değişiklik gösterebilir. 

 

[6] Veriler dahili testlere dayalıdır.

 

[7] Gürültü engelleme kapalı, ses seviyesi 50, AAC kodlamalı şarj kutusuyla birlikte genel pil ömrü.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com

Kordsa, Kompozit Teknolojilerinde Yeni Yatırımıyla Avrupa’da büyüyor – Ulusal24.com

Kordsa, Kompozit Teknolojilerinde Yeni Yatırımıyla Avrupa’da büyüyor – Ulusal24.com

Kordsa, Microtex Composites S.R.L.’in katılımı ile müşteri portföyüne süper lüks otomotiv ve motor sporları müşterileri başta olmak üzere, denizcilik ve endüstriyel uygulama sektörlerini de dahil edecek. 

 

Bu sayede Avrupa’daki ayak izini genişletecek olan Kordsa, aynı zamanda Türkiye ve Amerika’da geliştirdiği ürünleri sunabileceği bir üs de oluşturmuş olacak.

 

 

Sabancı Holding iştiraklerinden Kordsa, global liderliğini ve satış ağını yurt dışı yatırımlarıyla pekiştiriyor. İleri malzeme şirketi olma yolunda kararlılıkla ilerlerken, her geçen gün Avrupa’daki ve dünyadaki yerini sağlamlaştırmaya devam ediyor. 

 

Kordsa, kompozit teknolojileri iş kolunda 2016 yılında devreye aldığı Türkiye’de örnek sanayi-üniversite iş birliği modeli olan Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi yatırımının ardından, 2018-2019 yıllarında, ABD pazarında satın almalar gerçekleştirdi. Şimdi ise Kordsa, Türkiye’deki ve ABD’de yapılan yatırımları takiben Avrupa’da süper lüks otomotiv sektörü ve motor sporlarına karbon fiber dokuma ve prepreg sağlayan İtalyan Microtex Composites şirketinin çoğunluk hisselerini satın alıyor.

 

Avrupa doğrudan yabancı yatırımlar onayının alınması için gerekli olan kapanış koşullarının gerçekleşmesine bağlı olarak, söz konusu satın almanın, 2022 yılının ikinci çeyreğinde sonuçlandırılması bekleniyor. 

 

Kordsa, kompozit teknolojileri alanına yapacağı bu yatırımla, hem sektör ve ürün bazlı çeşitlilik imkânı sağlamayı hem de mevcutta kuvvetli havacılık müşteri portföyünü çeşitlendirerek özellikle otomotiv ve motor sporları alanında hizmet yelpazesini genişletmeyi hedefliyor.

 

Stratejik büyüme hedefleri doğrultusunda kararlılıkla ilerlediklerini belirten Sabancı Holding Sanayi Grubu ve Kordsa Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Alemdar: “Sabancı Holding olarak ‘Sürdürülebilir bir yaşam için öncü girişimlerle Türkiye ile dünyayı birleştiriyoruz’. Bu satın alma ile topluluk vaadimize yönelik önemli bir adım daha atmış oluyoruz. Yaşamı güçlendirme hedefi ile yola çıkan kompozit iş birimimiz, bu yatırım ile Avrupa’da global ayak izimizi güçlendirecek.

 

Bu kapsamda sürdürülebilirlik odaklı yeni teknolojilerle ülkemizde ve dünyada büyüme fırsatlarını değerlendirmeye devam edeceğiz.” 

 

Kordsa CEO’su İbrahim Özgür Yıldırım: 

“Süper lüks otomotiv ve motor sporları segmentlerinde ürün portföyümüzü genişletecek bu yatırımın, şirketimizin güçlü bir konumda olduğu havacılık dışındaki farklı sektörlerde de Kordsa’nın geliştireceği ürünlere yepyeni fırsatlar yaratacağına inanıyorum.”

 

Microtex Composites Genel Müdürü Massimiliano Becagali:  

“Kordsa, gerek kompozit teknolojilerinde Amerika’da havacılık endüstrisindeki girişimleriyle gerekse Türkiye’deki Ar-Ge merkezleriyle öncü bir şirkettir. Teknik tekstil sektöründe de dünyada lider olan Kordsa ile yaptığımız ortaklıktan memnuniyet duyuyoruz. Bu ortaklığın Microtex Composites’i de güçlendireceğine ve uluslararası bir dinamizm katacağına inanıyorum.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Haber Kaynağı www.sektorel.com.tr

İlgili

Haber Kaynağı www.ulusal24.com